7 Temmuz 1917 IİA B E JR Konferansı Rusya, sonradan kervana katılacak ms? •Rusyasiz hareket» daha bir ikj giiuliik çığır olduğu halde inkişaf etmekte ve Rusyanm tesiri altında olmıyan railletler, İngiltere ve Fransa tarafından yapılan daveti mcmnunlukla karşıiarnaktadırlar. Hattâ Rusyanın, Amerikan yardımmı plânlaştınnak işine iştirak ehnemij olması, adeta »evinc uyandır" " ? F b > göze çarpıyor. SebebL Rusya. nin her karıştığı işi uzattıkça uzatması, üzücü ve usandırıcı pazarlıklar yapmaau, vetolar kullanması velhasıl iş başarmağa yardım edeceğiııe HTeri baltalamağa sebeb olmasıdır. Onun için işi evvelâ yoluna koymanm ve Rusyasiz durutnu diizenlemenin daha hayırh olacağı, daha sonra Rusyanın bterse kervana katılabileceği söyleniyor. Işin iyimser cephesi budur. Fakat o. nun bir de kötümser cephesi bulunduğunu biliyoruı. O da Molotov'un Paris konferansında söylediği en son nutukta bahis mevzuu ettiği aynlıktır. Fakat bu ayrılık büsbiitün gerçekleştiği taktlirde kiınin yüzünden gerçek!e?ecek? Şüphe götürraez bir hakikat Rusya yüzünden gerçekleşeceğidir. Yalniz bu ayrüık meselesi dolayı&ile onun bir de hududunu tayin ctmek icab eder. Acaba Rusyanın küçük dostları ne yapacaklar? Rusyaya nıı takıl. mak zonında kalacaklar, yok>>a Rıısyanın rağnrine Amerikan yardunından faydalanmak yolunu mu tutacaklar? Bu nokta üzerinde kesin söı söylemek sırası henüz hulul etmemiştir. Çünkü göze çarpan nokta, Rusyanın dostu olan küçük devletlerden hiç olmazsa bir kaçmin Anıerikan yardımından faydalanmağa son derece istekü olduklarıdır. Bu devletlerden Polonya ile Çekosln. vakya son zamanlarda İngiltere ile tiearet muahedeleri yapmakla, dış dünyaya bağlanmak istediklerini apaçık gösterdikleri gibi Amerika i!e de nornuıl münasebetler kurmak ve mübadele hayatına girişmek istediklerini gizIememişlerdir. Hattâ Rusyanın kendisi de İngiltere ile en geniş ticarcl münasebetleri kurmağa ehemmiyet veriyor ve son günlerde Rus mallarımn Ingiliı piyasalarında gittikçe genişliyen bir yer tuttujju bunun söz götürıncz bir belirtisi sayılıyor. Sonra Macaristanla Yugoslavyanın hıttukları yol da aynı rnahiyettedir. Durum bu merkezde olduğuna göre, Rusya, dışta kalmak ü. zere bütün bu Rus dostu mcmleketlerin Amerikan yardımından faydalanmak üzere bir teşebbüste bulunmaları ihtimali beklenebilir. Fakat bu tesebbüsün muvsffakıyet veya muvaffakıyetsizliji Rus tazyikınm derece»ine bağlıdır. Şayed Rusya, Amerika yardımından faydalanıp faydalanmamayı bir lnetirtrfis nseselesl yapacak olursa, o ıaman onun bütün bu tnemlekctleri peşinden süıüklemeğe ehemmiyet vermesi kuvretle muhtemeldür. Fakat Rusyanın bu şekilde hareket ermemesi ihtimali de henüz crtadan kalkmamıştır. Çünkü Rusyanın yardım işi düzenlendikten sonra onun milletleri yabancı tahakküme uğratma(ijğını, bilikis iktisadî kalkınmayı hızlandırarak umumî refaha hinnet etti. jnni görerek kervana katılması henüz beklenrnektedir. Bunun böyle olup olmıyacağını açıklayacak amil, Rusyaya sıkı fıkı dost olan doğn mctilekctleriBİn İngiliı Fransiz davetine vere. cekleri cevablardır. Bu i? de üç beş günlük bir iş olduğu için bir müddet beklemek icab ediyor. Şayed Rusyanın en sıkı fıkı dostu olan devletler, Parise gitmeği kaıar verirlerse o zaman Rusyanın da, sonradan kenana katılmak niyetini beslediğine hükmetmek mümkündur. Aksi takdirde ayrılığın daha fazla ciddiyet kaıanacağına ve d«ha gergin bir vaziyet geliştireceğine inanmak icab eder. Baştaratt 1 Inct $ahi1ed« Artık iyice görülen bir realite Başmakaleden devam eceb Cam sanayiimizde miihim bir keşif Pekere cevabı Ba4tara.ii 1 in( Cevabın metninde, partiye ötedenberı yapıteıakta olan isnadlarla bu jsnad Jarda bulunanlarm takib ettiklçri gaye]er, vakalar zikredilerek belirtilmekte ve bunların doğru olmıyacağı izah edilmes tedir. Buna mukabil D.P.ye karşı takib ediien tazyik politikasmı gösterid mahi•ette misaller verilecektir. Bu yolda üeri gitmiş olan idare âmirierinin, ayrıca mükâfatlandırıldıkîarı da ileri sürülerek, .'«sikalara dayandığı halde mesmu olır.ıyar. şikâyetlerin küçük bir listesi orsya konmaktadır. 7 takım vesika D.P. nin cevabı, bilindiği gibi, muhteif vesikaların fotograflarını ihtiva ede:ektir, Bu fotograflar bugün hususî biı kuriye ile İstanbul basınına dağıtılmak üzere İstanbul D P . il idare kuruluna gönderibniîtir. Her gazeteye 7 takım veika verilecektir. Hazırlanan cevabın 61 daktilo kâğıdı uzunluğunda olacağı bildirilmekteddr. Receb Pekerin iddialaına cevab verilirken, umumt politik meselelere de temas edileceği haber veilmei tedir, Fuad Köpriilünün makalesi Başbakanın son demecini «tek parü zihniyetinin son bir misalii addedeı Prof. Fuad Köprülü, «Kuvvet» teki başazısmda gene bu konuyu ele almıştır. D.P. sözcüsü. «çok sinirli ve karışık bir ruh haletinin ve yer yer örtülmek Utenmesine rağmen her satırda ker.dini açığa uran müîrit ve mutaassıb tek parti zihniyetinin» ifadesi olarak vasıflandırdığı beyanatı «vuzuhsuzluklarla dolu ve samimilikten tarr.amile uzak> bulmaktadır. Köprülü diyor ki: «Muhalefetin kötü niyetlerinden korkı:ğu için milyonlar sarfile türlü emniret tertibatı alan, hattâ bu if için ayn bir Emniyet Müsteşarlığı kuran idare makinesi vasıtasile Demokratlar üzerinde şiddetli bir baskı devam ettiren tek parti taassubunun «otoriter> zihniyetini temsil eden. tenkidi bir küstahlık, muhalefeti ise âdeta bir «cinayet» sayan Başvekil, nasıl olup da D.P. ile bir anaşmaya varacağını söylüyor? Kendi hssabma, bu ne müthij bir tezad ve mantıksızlıktır. O halde, bunun asla sarr.imî bir kanaat mahsulü olmadığma ve kendisinin, hâdiselerin zarureti karşısında istemiye utemiye böyle bir ifa<îede bulunmak zorunda kaldığma kolaylıkla hükmedebiliriz. Baskı meselesi «Baskı» iddiasını kabul ettiğinden dnlayı değil de, iyiliğe ve anlayıja doğru yeni açıhş emarelerini sevdiği, bu müsbet havayı beklemek ve kuvvetlendirmek için elinden geleni yapacağmı vs bu vaziyetin icabını sadakatle tatbik ve takil> edeceğini» söyliyen Başvekilin bu sözleri kadar, vuzuhtan ve sarahatten mahrum bir ifadeye pek az tesadüf edilir. İyilife ve anlayışa doğru, yeni açılış ne demektir? Bunun emareleri nedir? Bu vaziyeün icabı nedir? Başvekilin sadakatle tatbik ve takib ettiği hareket hattı neden ibarettir? Hiçbir vâzıh mana ifade etmiyen bu müphem ve bularuk sözler, ancak kararsı^lıktan ve dsha doğrusu samimiyetsizlikten doğmuştur. Bu zihniyetle ve bu ruh haleti içinde bulunan insanlarla ise, anlaşmak değil. hattâ konuşmak imkâm bile bulunnsdıSına şiirhe yoktur sanırız.» Köprülü şöyle devam ediyor: tTesadüf gevkile şu veya bu sandalyeye oturmuş kimselerin kendilerini çahsl kudretlerile o mevkie gelmiş müs. tesna mahluklar farzederek kendilerinde bir takım meziyet ve imtiyazlar tevehhüm etmeleri çok tuhaf ve acıklı bir şeydir. Memlekette yüı binlerce mensubu bulunan D. P. azaları arasmda her meslekten ve her ihtısas şubesinden yüzlerce, hattâ binlerce kıymetli insan mevcuddur, Meclis grupu dört yüz kişilik bir iktidar part:?i karşısında küçük b:r ekalliyet teşkil etmekle beraber keyfiyet itibarile, meselâ Peker ksbinesi erkânmdan hiç de aşağı o!mıyan bir çok kıymetli unsurlara maliktir. Bütün dünyaca teslim edilen bu bsdahet karşısmda Bay R°ceb Pekerin iktidara geldikleri gündenberi ne derece muvaffakıyet gösterdikleri herkesin malumu olan arkadaçlarını ve kendisini böyle dev aynasında görmesi tek parti zihniyetinin yarattığı bir dalâle'ten başka bir şey sayılamaz. Evet, Başvekil mutaassıb, tek parti zihniyetine saplananlar için hakikaten fevkalâde sayılacak bir fedakâriıkla bir muhalefetin mevcudiyetini kabul etmek lutfunda bulunuyor ama bu muhalefetin hiç bir zaman Meclis dışında bir mevcudiyeti olmaması, halk ile temas etmemesi, gerek keyfiyet ve gere< kemiyet bakımından iktidar mevkiine geçemiyecek kadar zayıf kalması şartile. İşte Bay Receb Pekerin ve arkadaçlarının anlıyabildikleri ve tahammül edebildikleri «bugünün şartlanna uy. gun demokratik rejim> bundan ibarettir ve b'J kabine ancak böyle bir muhalefstle enlaşabılır.» rnıyacağını öğretmiştir» demekte ve < Her ne kadar İngiltere hükumeti, konferansın ar.'snevî dolar genişleır.3 Rusya ile sıkı bir işbirliği tesis etmek siyasetinin içyüzünü açıkladığını ileri istemişse de, artık bund»n sonra dah» sürrr.ektedir. fazla bekliyemez. Onlar bize katılrnak Macar komünlstlerine gelince istemezlerse, Avrupanın iktisadS bakımBudapeştede çıkan komünlst Szabad 6an kalkınmasına aid plânları tanzim Nep gazet«5i de, M&caristamn konfeiçin, aramızda çahîtnaya devam edeceransa iştirak etmiyeceğini açiKİamıştır. ğiz. Simdiîik yolumuza onlar olmaksıBulgarlann kanaati zin ve her ne pahasma olursa olsun 6e. Sofya 6 (a.a.) Anadolu ajansınm vam edeceğiz. Bilâhare bir« katılmağa özel muhabiri biîdiriyor: karar vereceklerini ümid ederim.» Eski D'ş İg'eri BaJcanı Petko Stainov Pravda, İnjnlterejT ve Fransayı tzgrev gazetesirde yayınlanan «Amerlithara ediyor kan yardımı ve Bulgaristan» hsfiıkh bir Moskova 6 CA.P.) Pravda gazctemakalede ezcümle şöyle demektcdir: sinde pazar günü intişar e<îen uzun bir «Bu'garUtann büyük bir yardırna tiyacı vardır. Fakat bu yardimln daha \ makslesinde meşhur Rus yazan Jacob sonra slyasl taahhüiler h?Jine gelecek Victorov, Marshall tekliflerini tctkik ktısadl taahhtkJleri îart oîarak üeri «den Paris konferansuun akametinr, cFrartsız ve İngilizler maksadlı bir şeiürmemesi lâzımdır.> . kilde hareket ederek sebeb olmuşîarBirlejmiş Milletler, Rusyanın dır> diyerek Fransız ve İngilizleri ithareketini tasvib etmiyor r Lake Suecess 6 (a.a.) Burada hâ ham etmektedir. «Konferans \ esikalar:kim olan kanaate göre, Marshall plânı nın tetkiki ve İngiliz ve Fransız heyetaleyhinde âdeta vetosunu kullarunış olsn lerinin takındıklan tavır bir anlaşma ihMolptov'un Pariste almış olduğu durum timalini zaten ortadan kaldırmıştı. bunBirteşrr.iş Milletler için ağır bir darbe dan başka konfransı tertibîiyenler onun eşkil etraektedir. Haberi ciddiyetle kar akametini de hazırlamıştılar> diyen Jaşılıyan başhca üyeler, Sovyet durumu cob Victorov, Fransızları daha eski konnun akUkrinin teşküâtta hissediteceği ferans henüz müsbet veya menfi bir nekanaatindedir. Rusyanm, Marshall p!â ticeye varmadan, 22 millete davetiye nınm tatbikına iştirak etmeyi reddet göndermekle de itham etmektedir Victorov: .Yeni konfersnja iştirak emesi, A^Tupa iktisad komisyonur.dar, decek mületler, evvelden ingiliz ve stifade edilmesini imkânsız kılmaktadır. Fransız plânlarını kabul etmek şart.nı Jünkü Rusya bu komisyonun üyesi bu kabul etmiş olmahdırlar.» diyerek Mo unmaktadır. lotov'u, İngiliz, Fransız plânlermm «Rusyasiz çabştna devam edecek» hakik! mahiyeti gözönüne getiri'Jnee, ne Manchester 6 (a.a.)' Bu akşam 7 kadar basiretkâr lıareket etmiş oldubin kiçi önüride bir nutuk söyliyen Ma ğunun bidhelerle aydır.landı|ını beliriyeBakanı Hugh Dalton, ezcümle çun terek övmektedir. ları eöylernlştir; Bajfarafı J litd sahHtdg memiştir. Bununla beraber dolaşan söylentilere göre muhtelif yerlerde 5 suikasd merkezi vardır. Ayrıca, Elenis uçak alanında yapılan bir baltalama hareketi neticesinde tahkikat yapılmış e 3 subayla 14 er tevkif olunmustur. Atina süvari mektebi nöbetçisi öldürülmüştür. 15 tüfek ortadan kaybolmuştur. Yunan selecüeri faaliyete geçti Almanyada komünist sı BaftaTajt J tncı lahijed* YugoslavYunan hududunda yeni çarpujmalar oldu Atina 6 (a.a.) Selânikten bildirildiğine göre, Yugoslav hududunda Yugoslavyadan gelme birçok çetelerle muntazam Yunan kuvvetleri arasında şiddetli bir çarpışma olmuştur. Bu konu etrafında üçüncü Yunan kor komutankğı tarafmdan yayınlanan tebliğ, komşu memleketlerin çetecileri himaye ve yardım bahsir.de a't'k gizlenmek lüzumunu duymadıklarmı ve git ikçe daha alenî harekete başladıkj^rını belirtmektedir. Yugoslavların Yunan çetecilerine hiç bir esir almamatarv2 ve tuttuk'arı Yunan askerlerini derhaî öldürmeleri emrini vercnij oldukları «öylenrr.ektedir. Yunan Trakyasmdaki çetecüer, Dedeağac Sofulu demiryolunun bir kı<mını dinamitle havaya uçurmuşlardır. Millî Eğitim Bakamnın doğu illerindeki tetkikleri Ür7urum 6 (a.a.) Dünkü trenle şehrımize gelen Millî Eğitim Bakanı Re«ad Şemseddin Sirer Yapı Enstitüsünü, erkek ve kız enstitülerini ziyaret etmiç ve bilhassa Yapı Enstitüsünün yıllık sergisini beğenmiştir. Bundan sonra gelecek senelerde sanat enstitüsü haline gelecek olan erkek öğretmen okulu binasını da gezdikten sonra, Pulur köy enstitüsüne gitmiş ve akşamüzeri Hseyi ziyaret etmiştir. Burada milli eğitim mensublarile birlikte çay içilmiş ve hasbıhalde bulunulmuştur. Reçad Şemseddin Sirer bu sabah Ağrıya müteveccihen şehrimizden ayrılmıştır. Bakan, Ağrıdan sonra Doğube yazıda gidecek ve pazartesi günü Karsta bulunacaktır. Karstan sonra Ardahan, Artvin ve Hojaya uğrıyacaktır. fahsiyetlerile temas ettlkten sonra Alnıanlar arasında Jcomünizmi yaymaic için genis ve kesif bir propaganda progamı hazırlamış oldugu bildirilmektedir. Sovyet İç İ^leri B&lcanı Lawrenti Beia'mn Berlinden Avusturyayı ve pei muhtemel olarak Balkanları da aynı maksadla ziyaret etmek üzere aynlrruş jlduğunu llâve eden Alman gazetesi, tomünizmî k?rşı Almanyada büyük b'r r.uhalefetin son haftslar zarfında gon:ş lir şekilde yttyılmıı olduğunu, amele sııfl arasında bile taammüm eden bu muhalefetin Rusların d€steltlemek:« oltiuğu Alman komünist partlsi saflarına bile lntikal ettiğini üâve etmekte ve haziran ayında Oder nehrl üzerindeki Guben şehrinde pek çok Almanların Rus binbaşısı Sakarov'a verdiği ders esnasmda rahatsız edici suaüer sordu'iarı için tevkif ediMikierini bildirmektedir. Almar.lar tarafından sorulmuş o'.an sucller arasında; Almanlann aüelerir.den toplanmış olan kız ve erkek çocukarın nerede oldukları, ısınm3k için Albiteli iJü 6«ne olduğn h»We gida maddeleri tevziatında hiç bir inkişaf ne için kaydedilmediği, şarka dogru Guben şehrinden her gün geçen büyük yük katar•nnın nereye gitciğl ve ne için Almanyanın şark kısmında Sovyet demotrat partifinin taazzuvuna imkân birakılmad:gı gibi Sovyetler Birligi politikasına ^ı muhalefeti ifade eden sualler bulunmskta idl. Ancak, bu tahrikleri fazla ileri gö:ürmemelidirler. İnsanlar, nihayet: « Bıktık, usandık; artık yeter!» dij'ebilirler. Bizden ayn bir görü.şs sahib olan dostlanmıza söylediğinı cümle şudur: « Bu duruma sebeb olmaymızİB Birleşik Amerikanın, Türkiye ve Yunanistana askeri yardımlarda buıınmak suretile fiilen söylediği, cArtık yeter!» söziinü İngilterenin de Mr. Bevin'in dilile diplomatça söyediğini görüjonız. İngiliz Dış İşleri Bakanı: « Ben, Dış İşleri Bakanı kaldıkça Birleşik Amerika ile beraber çaışacağ'm. Memleketim, dünya miletlerinin manevi ilerlemeleri, hürriyetin genişlemesi, insan haklarınm ahakkuku ve içümaî gelişmeler uğrunda Birleşik Amerika ile ahenkli bir şekilde çahşmak için elinden geeni yapacaktır.» diyor. Bu sözler, Sovj'et Rusyanın kâh Amerikaya, kâh İngiltereye güier yüz göstererek demokrasiler ccphesinde gediklcr açmak yolundaki ayretlerinin boşa çıktığını göstermesi ve AngloAmerikan dünyasının, kızıl tehlike karşısında saflannı sıklaştırması itibarile pek mühimdir. 22 milletin davet edilmiş bulunduğu yeni 'aris konferansı, önümüzdcki cumar:esi günü toplandığı zaman, yalnıı Avrupa için değil; dünya için yeni bir devir başlamış olacaktır. Bu yeni devirde büyük batı demokrasileri vc onların etrafında toplanan demokrat milletler, icabında harbe kadar, her ıeyi göze aldjran metin \e azimli bir ephe kurmağa muvaffak olurlarsa, dünyayı pek özlediği barışa kavuşturmak imkân ve ihtimnlleri çok kuvetlenmiş olur. ABİDİN DAVER BaştaraU I ittei »ahı/ede • > » ıaline eetirmeksizin, yukarıdato erını izale etmekte ve bu cam sanayiirjde kuüanılır hale irea tnektedir. Bu ameliye, cam yspüan te» sislerde yapıldışı için, ayrı bir t masrafına lüzum göstermemektedir. Genc mühendis, soydum cüUatm emeiyeden sonra aldığı hale, sun'l fondan adını vermiştir. Sun'l fondan, siyah. renktedir ve kilosu 5,5 kuruşa gelmelçtedir ki ,bu pek büyük bir avantajdır. HUsnü TJray, evvela bir takım güçlüklerle kaJşUaşmış, siyah bir maddeden renksiz cam yapılam'.yacagı iddia olunmuştur. İşin fennl tarafı bittikten «mra, hazırlanan 31 ton suni fondan, 8 tonluk furmda 20 grün çalışünlınıg ve gayet güze! renksla ve mavi renkte stteaciye yapılmıştır. Paşabahçe fabrikasında fırınlar müteha*sıs: olan Selira Taylan, muharririmise fondamn, eodaya naMran çok daha mütaid oldugunu Eöylemiş, ftrjn kapasitesinin %50 arttıîını, finnUnn daha az yıprandığım büdirmiçtir. Yapılan tecrübeler müsbet netdce v w diğinden Paşabahçe fabrikasında pu usul tatbik mevkiine konulaealc vc bu fabrikada cam, dtinyada WL defa olarak sodadan başka bir maddeden imal edilecektir. Gerekll ham macdeyi temin için bir heyet, bugünlerde Konytya har«lMt edecektlr. Husnü Uray 34 yaşındadır ve Kimya Pakültaünl 1940 ta bitlrmiîür. Oenç mühendis keşfl İçin on bej ay uğra$m'.ştır. Kendisinl, müsbet çalıjmalanndan dolayı yüreicten tebrik edaris. Suriyede bugün seçim yapılıyor Baştaraft 1 tnci sahiled* Muhabire göre, seçmenler, siyasi dü^üneelerden ziyade aday'Erın itibarmı veya çthsi sebebleri gözönünde tutarak oylaını ku!!anac8Li!ardır. Bazı kimselerin tahmin ettiklerirte göe, muhalefetin zaferile bütün Ortadoğııda büyük aki?Iere yol acacak olan bir •roje yakmda gerçekleşecektir. Bu proede, Suriye ve Ürdün ve d»ha başka :opraklarm birleştirilerek bir telt kralık halinde Büyük Suriyenin kurulmad«rpîş edilmektedir. Halihazırda iktidar rr.evkiinde olan Suriye hükumeti, bu projeve muha'iftir ve fakat Suriyeii.erin çoğu bu tasarın tayıib etmektedirler. Zira Suriyeli'erin daiıa büve caha kuvvetli bir Suriyeye sahib oimak gibi millî bir gururla mülhemdirler. Baitarajı 1 ind $ahiftd» • rezelerinin sayısı mutaddan fazla dejll» dir. Seçmenler 56 klşillk gruplar halinde sandık başlarına gelmekte, isimlertnl soyledikten sonra önceden yaadıldan ve cörde katladıldan oy pu«laJannı Mndı* bajkamna vermekta w o <Jı kriatal bir vaıoya koyraaktadır üandk yartımcJ memuru oy verenlere, oylaruıı kullan1 5 bulunduklarmı belirten bir belgt vermektedlr. Söylantiler hillfın*. tAutk iaşe kartlanna dam^a rurulaıaa aslft mecburi değiMlr. Madriddekl umuaıl intıba oylann tam bir güslılikle kullaıuldiBi noktaaında topıimaktadır. Bir çok sandılt yorlerindo sokak ve caddelere bak»n kapılar ve pencereler tamamile açılmi} ve oylann nasıl verildigini görmek için taplananların serbestçe müşahedesl lmkanlan saglanmıştır. Oy verilmeei i#inln |im«llye kadar hiç aluarntdan tam bir dürüstlükle yapıldıjı çok yakından gflriilebilmelctedir. İjtirak nisbeti Madrlâ 6 (a.a.) Hükumet mertezinde plebisite ijürai yüade M runbetindedir. Sükunet ve asayiş devam «tmektedir. Barsîlona'da »eçmenlerin yüzde 75 i oylannı kullanmışlardır. Bu şthirde de durgunluk hâJcimâiı San Sebastian'da baaı hadiaeler o!. mtiştur. Burada seçmenlerin % 90 ım'8 oylarınj kullanacaklajı tannedilmekt*» dir. EjaJetlerden alınan haberlerden an» laşıldığına göre, buralarda seçime iştirak nisbeti en M yüade 90 olacaktır, Henüz neticeler İspanyada referandum İstanbul D.P, Başkanının kanaafi 1 inrf sahifed» İzmirde korkunç biçak düsllosn Bojtara/i I ind sahitede sar.dalyeleri yağma ederek silâh gibi kullanıp hücuma geçmişlerdir. Polis yetişmiş, halk da yardım ederek sanaalye İle dövOşenleri ayırmışsa da Müminle Ramazanm bıçak düellosu önîenememişttr. Nihayet iiisi on beşer. yirmişer bıçak darbesl yedikten sonra düşüp ölmitşlerdir. Geoenin sessizliğini bozan bu ksnlı kavsra o muhit halînnı heyecana düşürmüştür. ömer Riza DOĞRUL Bir ihfiyar, Grefa Garbc'ya 20,000 dolar miras bıraktı Allegan (Mişigan) 6 (a.a.) Garib tabiatlerile şöhret bulmuş Allegan'lı bir ihtiyar, sinema perdesinden başka hiç bir yerde gormemiş olmasına rağmen, kendince ideal kadm saydığı ta runmiş artist Greta Garbo'ya 20 bin dolar miras bırakmıştır. Artist bu parayı, çocuk fsîcile mücadele kurumuna devTetmek kararını vermiştir. Ağırsiklet boks şampiyonasında süroiz Stockholm 6 (a.a.) Amerikalı ağırsiklet boksörlerden Joe Baksi'nin İsveçli ağırsiklet boksörlerden Oil« Tanberg tarafından büyük bir farkla mağlub edilmesi spor dünyasında büyük bir hayretle karşılanmıştır. Bu zafer üzerine Tanberg, dünya şampiyonu Joe Lou:« ile karşılaşmak üzere bir mukavele imzalamıştır. Başlaraf\ 1 ind sahifede söylemektedirler. Bu münasebetle North Western Üniversty rasadhanesi müdürü Prof. Oliver Lee, bu uçan dairelerin radyo ile kontrol edilen yeni gizli silâhlar olabi. leceğini söylemiştir. Profesör, sözlerini Arjantin Cumhur Başkanının söyle bitirmiştir: « Bu silâhlar belki de yeni bir eşi lngilterede törenle icaddır.» Öteyandan Yerkes rasadhanesi mükar$ılanacak dürü Prof. Gerard Kuiper, bu cisimleLondra 6 (a.a.) Yakınd» Lond.*v» rin semavî cisimler olamıyacağını kat'î gelmesi beklenilen Arjantin Cumhur surette söylemiştir. Başkanının karısı Mm. Peron şerefine Sırruı çözülmesi iain ingiliz hükumeti bir kabul resmi h*. San Francisco 6 (A.P.) Son on iki zırlamıştır. Bu kabul, en yüksek ziye güncenberi bütün Amerika ve Kanadaretçiler için tertib olunanlar kadar e da muhtelif zaman fasılalarile ve muhhemmiyetli olacaktır. Başbakan ve Ba telif bölgelerde uçan yuvarlak cisiraler kanlar, İngiltere ile dostane münase görülmüş ve bu olay büyük hsyret ve betler idame ettiren bir devlet reisinin esrarlı bir hava yaratmıştır. Bu uçan karısına hükumetin hürmetlerini «r dairelerin mahiyetlerinin ne oldıığunun zetmek maksadile kabul resminde ha anlaşılması ve bu sırrm çözülmesi için ıır bulunacakiardır. Amerikanın Pasifik sahili boyunoa hava meydanlarında müteaddid tepkili uMısır, Süveyş kanalının çaklar ve avcı uçakları her an uçuşa tahvillerini geri istiyor hazır bir vaziyette tutulmaktadır. Uçan Kahire 6 (a.a.) Burada resmen daireleri takib edecek uçaklara fotoğbelirtildiğine göre Mısır hükumeti raf aletlerinin de yerleştirildiği bildi1875 tarihinde Disraeli'nin başkanlığm rilmekte ve Amerika ordu hava kuvdaki İngiliz kabinesi tarafından Hidiv vetleri komutanı General Carl Spartz'ın Ismail Paşadan satm alınan Süveyş ka bu esrarengiz uçan dairelerin en çok nah tahvillerinin iadesini taleb etaıiş görüldüğü kuzey batı Pasifik bölgesintir. de bulunduğu ilâve edilmektedir. Mısır hükumeti, bu 175 bin tahvilin Uçan diskler yeni Meksiko, Missuri Ingilterenin Mısıra olan İngiliz lirası Kaliforniya, Oregan, Washington ve borcuna kısmen kapatılmak üzere ka diğer bir çok Amerika Birleşik Devletbul e<Jileceğini bildirmiştir. leri ve Kanadada görülmüşlerdir. ta büyük kabalık olacaktı. tsteğfürullah madam, diye eevab verdim, bilâkis s'.ze küçük bir hlzmette bulunduğum için bahtiyarım. Tekrar teşekkür ederim efendim, hoj.. mesele o kadar mühim de değil ya. Bavulumda İstanbuldan aîdıgım eski Türk i{lemeleri filân var. Onlan Viyanadakl dostlanma hediye olartk götürüyorum. Belki bir şey derler, belki de demeıler, falta.t ihtiyath hareket etmek daha iyi değil mi? Allah rahathk versin, geceniz hayırlı olsun efendim. Son sözleri söylerken biraz fazla egümişti. Geceliğinin dantelll yakası biraz daha açıldı, küçüi, muntazam flü kürenin birleştiği nokta ile elastikî cidarlarına gözlerim takıldı. Evvelâ haîif bir gıcırtı, sonra madenl bir şakırtı. Kapı kapanırken içeriden gevrek sesi | e n ve şakrak hâtâ aksediyordu: İnşallah, yarın görüşürüz. İnşallah, yann da, öbür gün de! Çünkü, kadın Yugoslav, Macar sımrlannı, hattâ Avusturya hududunu da emniyet altma almak istiyor. Saatim on ikiyi geçlyor. Artık gece kuşlannin bile yatma zamam. Hemen kompartlmanıma döndüm. Çabucak soyunup yatagıma girdim. Tepe lâmbasmın yalniz mavi ampulünü açık bıraktım. Ama, istasyonun ışıkları epey fazla.. Mor stordan süzülerek gözlerime kadar uaanryorlar. Gürültü, patırdı, bağrışma, çafrışma da var.. vagonun üstünde adamlar ge ziniyor.. anladım, depoya su doiduruyorlar. Bu hay ve huy içerisinde uyumaruri imkâm mı var? Zaten, kafamuı, lâhirentlerin dolarobach yollarından daha kanşık dehlizlerinde bile Dİnbir hayal, fikir ve hatıra birbirini kovalamakta.. Bejeriyetin mazisindeki sır ve iatikbalindeki muammı fazia yüksek bir mevru.. o, bir yataklı vagon peykesinde kurealanamaz. Fakat kendi çocukluğumu, gencliğimi, halimi ve geleceğimi pekâlâ karıştırabilirim. Annemi pek az tanıdığım için onun hakkmda herhangi bir temennide bulunmağa cesaret edemiyorum O devirdeki tıbbın muayyen bir ad veremediği, rasgele bir hastalık zavallıyı henüz yedi yaşıma basarken benden ayırıp götürmüş. Narin, hattâ zayıf, belki de çirkin bir kadındı. Babam, o clme. den evvel yazmağa başlamış olduğundan şüphe etmediğim hatıralarmda biçerenin fiziği hakkmda hiç de cvücü vasıflar kullanmıyor ve bütün kabahati ona bu mariz kızı bulan üvey halama yüklüyor. Babacığım insafsız ve hodgâm bir adam olmadığı için onun bu satırlarda haksızhğmdan değil, hedefini şaşırdığmdan dolayı böyle yanlış bir hükme vardığını sanıyorum. O, asıl içinde yaşadığı muhitin manasız kanun ve nizamlarına hücum etmeliydi. Birbirini tanımıyan, bilmiyen, hattâ bir defa bile gormemiş olan kadm ve erksği yekdiğerile birlikte yaşamağa mecbur eden örfleri, âdetleri lânetlemeli idi. Ama, ondan scnra bazılarım görorek ve tanıyarak, bir kısmını da gene ku lavuîların tavsiyesine uyarak dört kadm daha aldı, bıraktı ve bir türlü mesud olamadı. Ben ve küçük kardeşim ijte Yeni gizii silâhlar! « Celâl Bayarın yapmakta oldufj bu temasları duydukça Parti mensubarından bir çokları gibi ben de şüpheye düşerek, «Acaba, partiler arasında bir anİHşmaya mı gidiliyor?» dedim. Şu nu îöylemek isterim ki, bu temaslar bir çoklarmın düşündüğünün aksine olarak bu memlekete hiç de hayırh r.eticelor getirecek değildir. Esasen Ceîâl Bayar bu görüşmelerinin muhteviyatmı efkârı umumiveye bildirmek mecburiyetindeydi. Nitekim, ifşaatta bulunmuştur. Arkadaşlar. iktidar partisi, bu hareketi'e bizi rr.orfinlemek istij'or. Buna inandığımız an, kendimizi kaybettik demektir.> Londra otobüs ifçileri grev yaphlar Londra 6 (a.a.) Londra otobüslsrl bu sabah garajlarında kalmışlardır. Na, kil vasıtalaıı işçileri Eendikasınirı tasvib etmediği bu kısmî grev, pazjur günü çalısmaları için verilen prim'jı arttırıl» ması maksadile yapılmıştır. Lâmia Akgüniln eşi ve yüksek mlihendis Hilmi Akpjn, eczacı Meiek Kocatopçu, Suad Ulu5oy. Altan Akgünün babaları, kimya ı«ühendisi Safa Kocatopçu ile Ümid Ulusoyun kayınpederleri, Kastaraonu milletvckıli Muzaffer Akalımn eniştesi. harb malülü emekli üsteğmen Şehzadebaşındakl 10 Eylul Tib Talebe yurdunda dün gec« bir hâdise olmuştur. Bükreş elçimiz, Krala Yurdda. akşam yemeği olarak yalniz itimadnamesini verdi aded biber dolması verilmesi üierine. uzun zamandanberi yemeklerin kifayetBükreş 6 (a.a.) Türkiyenin y«U sizîiginden şikftyet eden talebeler. bu büyük elçisi Hulusi Fuad Turga bu sa» dolmalan bir kavanoz içine koyarak bah Rumanya Kralı Majeate Michel'e FETHt AKGÜN 6/7,'947 p«ıax günü Hakkin rahmetlne kavus mühürlemişlerdir. Gencler, bugün eag itimadnamesini takdim etmiştir. Kibal muştur. Cenazesi 7,7.947 pazartesi günü oğle Iıîc müdürüne basvurarak bu yemeğir resminde Dt İsleri Bakanı M. T a t a r w ? namazı Beyazıd camiinde eda edildikt#rt eon kalorisîni ölçtüroceklerdir. cu da hanr bulunmuştur. ra Edirnekapı Şehid: Mevlâ rahmet eyleye*** Müptelâ olduğu haatalıktan kurtulamıyarsk dunyaya veda eden Ankara Anafartalar caddesi Beyoğlu Pazarı sahibi Hasan Tah«in Köksalın refikası ÖLÜM Tıb Tafebe Yurdunda yeni bir hâdise cenazesi 7/7/S47 pazartesi günü Gureba Hastanesi Radyoloji Enstitüsür\3en kaîdırılarak ikindi namazmı müteskıb Asri Mezarlığa defr.edilecektir. Kederli ailesine be;sağhğı ve Allahtan sabır dileriz. *** Aliye Sezgln, Kamer M«1U, Nazim» Zeren ve clü Rukiye Oganın anneleri, İ»maU Sezg!n, Yahya Malta, Vell Zeren ve Receb Ogalun kayınvalideleri 8/7.'947 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesl 7/ 7/947 pazartesi günü İkindi namazını müteakıb Teşvikiye camiinden kaldırıp alle kabrine defnedüecektir. Bayan SAİME KÖKSAL'ın Ç O C U K L A R İÇİN Tatilde Okunacak Faydalı Kitablar MURAD REİSİN OĞLU Hayvan Masalları Küçüklere. Masallar Mantar Perileri Sihirli Saat Alangeyik llk Insanlar Budala !van Ördek Kardeş lstanbulda A. Bülend Koçu Naime Yaşaroğlu Naime Yaşaroğlu Naime Yaşaroğlu M. Hayri Egeli M. Hayri Egeli Fethi Dosdoğru Fethi Dosdoğru Aysel Gülnaz 100 100 75 25 25 25 50 25 25 MAZLUME SERT AHMED HALÎD KİTABEVİ üzüntülü anlar.. nihayet, Sakarya ve zafer! Bunların her biri tek insanın varlığuıı doldurmağa kâfi bir hayat macerası iken hepsinin şu âciz mevcudiyetimi geîiştiren yirmi sekiz yılın çerçevesine sığması benim için övünülecek, yoksa dövünülecek bir şey mi, bilmiyorum. Bu kadarla kglsa gene iyi.. Lozan konferansı.. ilk Avrupa ile temas.. yetmiş iki buçuk milletin murahhasları, gazetecilerile haşrü neşir oluş.. başta Ismet Paşa, diğer murahhaslar, müşavirler, ve muhabirlerile sayısı elliya varan temsil heyetimiz.. tartışmalar, çekişmeler, ipliğin kopmasma ramak kalma safha'arı ve en sonunda im?5lanan kurtuluş mazbatamız.. Lozan muahedesi.. İşte, beni hariciyeciîiğe heves et 4 iren orada yakından sejTettiğim diciş. meler, tepişmeler ve birbirini atlntmağa kalkışmalardan aldığım zevk cldu. Ruhumdaki fıtrî mücadeleciiiği bu suretle kimseyi fazla kırmağa, üıcitmeğe imkân vermedcn bu sahada tatmin edebilecektim. Inkılâbdan sonra idare zih. niyetimizin de tamamile değişeceğiııe kanaat getirdiğim için memur olmakta mahzur görmüyordum. Fakat, Hariciyeye girme tesebbüsünde karşılaştığım müçkülât beni ilk hayal kırıkhğma uğrattı. Müsteşar bey: Bugün git, yarın gel! ile beni oyalayıp duruyordu. Eğer durum, bir izzetinefis meselesi şekline girmemiş olsaydı, çoktan vazgeçecektim. Bereket versin, Hariciyenin, tarudı. •CUMHURİYET» in Tefrikası: 2 abâncı Yazan: AHMED HİDAYET REEL n Dünkü kısmın huîâsası Viyanaya, vazifesi başına giden genc bir Türk elçilik kâtibi, tren yolculufunu anlatmaktadır. Vemek vagonunun küçük masalanndan birinde oturan elçilik kâtibi. karşı masada oturan genc ve güzel kadınla bir ara ç'oıgöıe gtlir. Sonra, yatakh vagondaki kompartimanma dönünce, Bulgar hudud memurlannın kontrolu esnasında, bu güzel kadının. yandaki kompartimanda balunduğnnn anlar. îkisi birden kompartıman komşumun kapısından içeriye dalmak üzere idiler. Güzel kadın yüzünü Rubens'in tablolarmdaki klasik tatlı tebessüm ve masum bakışlaria maskelemekte devam ederek tereddüdsüz ve fütursuz: Ben de, dedi, Viyanaya gidiyorum. Ve ark&sındsn soluk almadan üâvc etti: Elçilik kâtibi bey.. Kadmın ikinci cümJesini bitirmesine vakit kalr.adı. Bulgar polisi ona da, fa. kat bu sefer tek parmağile bir selâm Çaktı v* gumrük memuruna kendisini takib etmesini işaret etti. İkinci bir pot lcırmaktsLn çekinen polis kadını benim metresim mi, gouvernante'ım mı, neyim sanmıştı bilmem? Viyanaya gidiyor. Hem iyi, h«m d kötü haber. Çünkü kadmdaıı yana pek lalihü değilimdir, ya, ben tutulurum, ya o balta elur, ondan sonra resmi ve hususî bir tatsızlıktır başlar. Bulgar memurları birkaç komparb rrıan ileriye kadar uzaklaştıklan zaman güzel kadın aralık duran knpıdan başını uzatarak hep aynı tebessüm ve aynı bnkışla: Size çok teşekkür ederim el;üik kâtibi bey, dedi. beci mahcub etmedinlz. Vâkıa, yalan söylemedim. Fakat öyle îjir tavnr tBkındım ki, saniU sizinle birlikte seyahat ediyormuşum hissinî verdim. Buna da daha ziyade cümleml biüreraenıekliğira sebeb oldu. tGibi» si eksik kaldı. Onu mahsus sonraya bıraktım. Yoksa, belki de foyam meydana çıkccaktı. Evet. kendislne büyük bir iyllUt etmlştlaı ,bana teseküire borclu idi ama, bu kadar nezakete kar§ı soğuk davrantnak bu karışık ve göçebe aile hayaü içsrisinde büyüdük. İkimizi de fazla okutmağa pek taraftar değildi. Bilginin servet ve bahtiyarlık sağlamadığım içgüdüsile pek iyi anlamıştı. Fakat bizdeki heves ve özenişi görünce fikrinde ısrar etmedi. Ben onun sağbğında yüksek mektebi bitirdim. On üç yaşmda elime bıraktığı kardeşimi de aynı şekilde büyütüp yetiştirdim. Hayattaki en küçük başarılarımızdan bile büyük bir iftihar duyan o kimbiür benim böyle yabancı bir ülkede memleketimi temsil ettiğime şahid olsaydı, Allah bilir, ne kadar gururlanırdı. 914.918 harbinin sıkmtıları onu âhirete göçürdü. Mütareke devrinin aîisı ve baskısı beni «Millî Mücadele» cilerin safına geçirdi. Bizi İneboluya götüren vapurun smbarında «İtilâf kuv\etleri> tarafındsn keşfedilmemiz ihtimalile kalblerimizi ve nefeslerimizi durdurarak bastırdığımız heyecanlar.. Ilgazın buzlu ve dar yolunda bin metrelik bir uçuruma araba ile beraber kayarken atlattığım ölüm tehlikesi.. Kürede ve cGâvurhanı» nda hayvanlarla koyun koyuna yatmak zo. runda kaldığımız anda gösterdiğimiz feragat.. Ankara ve Mustafa Kemal.. onu, altın saçlarının üstünde kahve rengi astragan kalpağı ve tirşe avcı elbisesi'.e ilk gördüğüm ve dinlediğim gün.. sonraları teîadüfen yanında geçirdiğtm diğer günler ve saatler.. Yunan işgali altındaki İzmire gizli seyahat.. Balıkesir, Soma, Uşak, Salihli cepheleri.. Türkkrin istikbal ufkunun karardlğı ğım diğer bir vekil tarafından halls» dilmesi icab eden pürüzlü bir i*i çıktJ, o da benim tayinimi ötekini yapmığ» takas vaziyetin» soktu da üç bin kuruşla .çırağ» buyuruldulc Yoksa s#!nelerce şimdi, belki de yerinde yelltr ç sn eski küçük «Düyunu uraumiye» cınasımn eşiklerini ve merdiveıüerİBİ aşmdırıp duracaktım. Daha birinci haftadan itibaren ep«y acıklı ve komik vakalara şahid olmajja başladım. Odada birlikte çahştığınıu bir daire reisi: Benim Hariciye dosyasma emni. yetim yoktur, molla sen şunun bir Mretini çıkarıver! Diye kâtibine mütemsdiyen elinden gelip geçen vesikaların kopyalarını aldırıyordu. Bir gün öğleden sonra aşağıda müthıç bir gürültü oldu. Üst kattakiler h«p birden ürya merdivenleri ikişer üçfr indik. Baktık, iki şube şefi karşı karşıya bağrışıp duruyorlar. Davanuı esası da ne biliyor musunuz? Bir notanm gülzarını bağlarken «bien vouloir» mı, yoksa «vouloir bien» mi tabiıi kullanılacak! Scolastkjue mektebi erbabıria yakışır bir münakaşa.. «adeta «külâhın sureti mi, heyeti mi> hikâyesi.. Derken efendirn, «Poltava> konsolosu ya«ak eşya kaçırmayı âdet edinmi» diye vekâlete bir şikâyet oldu. Komisyonlar toplandı, içtimalar yapıldı, davullu zur» nalı denilecek kadar şatafatlı bir töreale rr.eseleyi yerinde incelemek üzere bir müfettiş gb'nderildi. Arkası var