CUMHURÎYET 11 Mart ı9*7 Köy kadım ile şehîrli bayan arasmdaki farklar Şehrin sağlık Köylerde yaçayış daha saf, daha sade tabıate daha yakm, köylüVrin huyları da, duyuları da daha dürüst, daha teoıizdir. Köylüler farflet örneğttdirler. Oyleyse bayım. biz köylüyüz. ama ne de olsa insanız, kusurlarımız.' günah'.arimız oluyor. Sen bizi bir tarafia bırak da, fazilet örneği diye dağlarda, kırlarda, ormanlarda basıboş dolaşan!Tanrının dığer mahluklarmı göster... Biz onlan kıskanıyoruz. Oniar da b!zi hor şörüyor. sevijemiyoruz. Belki de atöanyoruz. Zaten sevişmek de, sevi=m6rrei de karşılıkli biraldatma üdanma değil midir? KOYDEN J = sester ===== durumu Genc ilim faeslinin T yetiştirilmesi meselesi Son Üni\iersite reformumuzun daha senesi olmadan Türkiyenin genc ilim neslini yetiştirme hususunda istanbul Universitesinin bir kolu, güçlüklere raîlamışr Üniversiteler kanununun 39 uncu maddesinde tüniversite öğretim mesleğlnin tabiî kaynağı» şeklinde çok güzel formüllenen asistanlık, gazete haberlerine bakılırsa, İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesinde kendi ölçüsünde :üçük bir buhran mevzuudur. Habere :öre «Fakülte idare heyeti yeni Üniversiteler kanununun. tedris heyeti azalarının da diğer devlet memurları gibi me«ai saatlerinde vazifeleri başmda buiunrhalarmı emreden maddesine dayanarak, ,'alnız asistanlar için devam mecburiyeti koymuştur. Üniversitemizin bugünkü bina yoksulluğu, tedris heyeti azalarınm ;erekli Ilmî çahşmalarma mâni olduğu çin, bu madde şimdiye kadar tatbik edilmemekteydi. Bu karar, fakülte asisanîarı arasında hoşnudsuzluk uyandırmış ve bazı asistanlar istifaya karar vermişlerdir. (1)> Hâdiseler Düşünceler \îi U C M NAtlNA İ l C l I MIHINA Amerikanm anlayışı Şfthirliierin nesini çekemiyorsunuz, loskanacak neleri var? Evlerini, barklannı, karılarını, kızanlaıını, kazanmalannı, yaşamalarırıi, *** "H, yemelerini. içmelerini, giyinmelerini zevklerinl Köylerdetde günah işlenebiliyorrtîe kuşaıımalarinı, keyiflerini, 'Saymakla tilkenir mi bu? mek? Şehirli başka biz başia. Onlar Alla Adetlere,«göreneklere, gelenekleçe, hepsinden fazla da fır=atlara bağlı. İçi hın överek yarattığı, devlstin benlmsemizde sofularımız, softalarımrz vardır. dîjı. gazetelerin desteklediği, hükumet Içki içenlerimiz, \kumar oynıyanlarımız,V, lerin çekırrfiği, dili lâf yapan, ell kalera çapkmlarımız, sapkınlarımız, hattâ bu ^utan. hiç bu şeyi beğenmlyen, her şeylurlarsa esrar çekenlerimiz de yok de don şikâje't eden, söylenen, bagıran, ğildir. Hem, köyler\tekkedir, mansatrr çağıran, se?:ni duyuran, lsteklerlni zorla dır, köylüler de derviştir, keşiştir diye yaptıran, seçkln, üstiln, 1leri lnsanlardır. size kim söyledi be? Biz köylüler öylemlyte ya! Yaradıüşta * * * \ ne isek oyuz: Tokken. açım, ka>";nırhen Sık sık şehre gider ' gelirsiniz. Ne soyıuuyoıum diyernez, yalancıktan ne yaparsınız kuzum? agljoıasını, ne gülmaslni, ne derdlen Hekime, hâkime gideriz, eşi dostu mesinl, ne derd yanınaaını bllirlz, yerigdrür, alışveriş ederiz. Gücümüz yeterse ne göre sonrurtmasını, ho:nurdanmasıbszı günahlar da işleriz. m bümeyen dflslz, becerlksiz mahlnkla. Vay! rız. Bu gidişle öyle kalacağa da benzl***£Vet, şehirJer günahlarrmızın suç yoras. ortağıdıv. Orada . günah işlesnenin hem Sen gel köylu ol, köyde yaşa da, şehri fırsatlan\ çoktur,; hem de kolaylıklan öaleme, şehirliyi loskanma baialım. vardır. \ s Köylerde îgünahlara fırsat yoktur demek? Evet, geçeTÜenle bizim öğretmen: «Insan köyde günah.işlemeye fırsat bulacnıyor da, ister isvsnez ahlâklı kalmaya mecbur, faziletU. olmaya mahkum oluyor> diye bir şeyler^öylüyordu. Ben onun da, kendimin de içderini ve isteklerini iyi bildiğkn kom?udann da, köydeki usluluklarma bakıyorçum da öğretmene yerden göke kadar hak veriyorum. * * * Şehirli nasü bir insandır, k köylü nasıl bir insandu, söyle bakaom? Işitiyonız: Şehirli bir semtte, bir mahallede, bir apartrmanda yıllarca oturur da onun işile, kişiliğile kimse ilgilenmez, ne yaptığı, ne idüği belli olmazmış. Otelci ile hancıdan başka kimse merak edip de admı sanmı sormazmış. Eğer varsa gizli kusurlarının, günahlarının ayıbını vkdamnda taşırmış; giyinişile gidişine, senin anlıyacağın içine değıl, dışma bakarlarmış. Orada her kes olduğıı gibi değil, göründüğu gibi irrus. Koyde herkes adını, sanmı, yaşını, işini. eşini, çoluk çocjpunu, sandığını, sepetini, tarlasını, ekinini, mahsulünü,, çiftini çubuğunu, alacağını, borcunu, vat rmı yoğunu, dcstunu. düşmanını, sevincini kederini, ayıbını, kusurunu, iyiliğini, köKUüğünü birlikte taşır. Eğer varsa gü nahlarınm damgaları da alnındadır. Köy: de herkes görünmek istediği gibi değil,| olduğu gibi bilinir. Köyde yalancmun mumu yatsıyı beklemez... Yanmaz ki' sönsün' Sıhhat Müdürlüğüj mikroblu yerlere ilâc döktürüyor Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü Dr. Faik Yargıcı, grip vakalanr.ın aldığı son durumu dün bir arkadaşımıza izah ederek, demiştir ki: < Grip salgını miktar itîbarile azaimış ve eski şiddefini kaybetmişür. Maamafih biz her türlü tedbiri alrcakta devam edıyoruz. Umumî yerlerde görülen ifrazatlar üzerine ekipler vasıtasile kreolin dezenfekte döktüreceğiz ve bu suretle mikrob basilleri havcya dağılmadan yok edilecektir. DiğeT emrazı sariye vaziyetine gelince: 3u ay 1 içerisinde şimdiye kadar hiç bir vak'a görülmemiştir. Mekteblerden sonra si nemalarm da kapatılmasına henüz lüzum görmedik.» Prof. Fundtkoğlu Efl *** Şehirlilerle köylüler arasında birçok fprklar var. Bunları siz de sez'ersiniz değıl mi? Hiç se7mez olur muyuz? Biz çahçırız. onlar kazanır; biz kazamrsak onlar yer. *** Benim gördüğüm ayırıcı başka özelikler de var. Ne gibi? • Sehirlüerin çoğunun gözleri yükseklerdo. akılları ilerilerriedir. Köylüleriise gozleri havada, akıüan yerdedir. O bir fark değil; yerine göre geçinme. yaşama yoludur. Gözlerin akla öncülük, aklın gözlere kılavuzluk ettiği kafaların şehirlisirıden de, köylüsünden de zarar gelmez. sen onu bırak da, gözleri ileride, akılları geride olan başların şer lerinden konmmanm bir yolu var mı? Onu söyle! *** Şehirlerde öyle açıkgözler vardır ki onlar için hayat bir merdivendir. Alt basBmaktakilerin başlarma basarlar, üsttekilerin ayaklarma çelme atarlar. Akıllan, fıkirleri, işlerı, güçleri, muttasıl yüksek lere tırmanmaktır. Köylüler öyle cambazlıkları beeeremezler sanırım. Onlar birbirlerine tu<tunmadıkça, birbirlerine dayanmadıkçs düz yerde bile ayakta duramıyorlar. * * * Türk milletinin çoğu, yüzde yetftıiş b?ş, sek'enî köylülermiş. Biz çoklutumuzu blliyorduS. Nereden? Pohtika pazarındaki fiatlarımızıri her vaJdfckı düşüklüğünden. *** Siz şehirlileri yabancı görür, onîarla gomşmekten çesinir, konuşmaktan kaçinırsınız. Onlar da sizin bu haünize br.karak size hoyrat derler. Arada bir anlsşmazl:ktır. sevışmemezliktir gider. Malum analojiyi ele alarak bu haber Amerikanın yeni tayln edllen tstanbul Vis üzerinde duralım: Uzviyette nasıl genc konsolosu Mr. Macy. Hlndlstandaa şehrim'ze hüceyreler eskilerin vazifelerini devraKelerek dün gazetecilerle görüşmüştür. Istar julu gormeyi otedenberl arzu et'.ı^inl söy lıyorlarsa cemiyetin tabiî veya insan liyen Mr. Macy, Amerıka ile Turkiye ara iradesile yaratılmış müesseselerinde de Her şeyleri neyse ama, şehirlilerin sındakl ilrtisadî ve siyart duruma tetnas ede fonksiyonlar nesilden nesle aktarılır. karılarını kıâkandığınıza şaştun doğrusu, ru.., bunun çok ferah verid olduğunu aby Garb dillerinde canlıları devam ettiren Neye? nesillere verilen «generation» veya Şehirlilerin kocası da, babası da İzdilıamı hafifletecek yeni kararlarm ıNachwuchs> kelimelerinin fikir hayahep kanlarından, kızlarrndan şikâyetçi. tatbikına başlandı tını devam ettiren kuşaslara da ver ; lOnlara bakllırsa, şehirli bayanların çoğu Dündan İtibaren yeni seyrüsefer kararla mesi sebebsiz değildir. Başma bir bilgi berberlerin, terzilerin, kuyumcuların rının tatbikına başlaumıstır. İstanbuldan Be veya ilim kelimesini geçirmek şartile süslediği, güzelleştirdiği allıpullu, yap yoğluna giden nakil vasıtaları Tarlabaşı yo bizim de bilgi nesli veya ilim nesli delunu takib etmekte, Taksimden bu tarafa gemah, yapmacıklı bebeklermiş. Giyiniş lenler ise Galatafaray yolundan geçmekte memizde bir mahzur yoktur. Işte gazete lerini, gidişlerini, yürüyüşlerini, sesle dirler. Otobusler de Galatasaray caddesinden haberinin içyüzü, adı geçen fakültenin ruıi, sözlerini, bakışlarını, gülüşlerini, işlemektedirler. Bundan başka sinemaların kendi çevresi için yarmki ilim neslini sevgüerini, sevdîklerini, sevismelerini hep beraber seyircUeri çıkarmamaları için yetiştirme kaygısile yeni bir karar aldıkısım sinemalar 14 15, 1615. 18.15, bir beğendikleri sinema yüdızlanna benze bir kısmı da 14 45. 16.43. 18.45 te seanslara baş ğ'nı bildiriyor. Asıl mesele bu kaygının tirlermiş. Öyleleri için hayat sanki bir lamaktadırlar. gayejT gerçekleştirip gerçekleştiremiyeveya bir perde imiş. Görüneceğiz, Borsa Lisesi talebelerî sehrimizde cpği noktasında toplanmaktadır. Hatırgfirünüşlü, gösterişli olacağız diye kenBursa Llsesl eğrencilerinden 17 kışilik bir lardadır ki Üniversiteler kanununun düerini, işlerini, eşlerini unuturlar; Upkı grup tarih oğretmenlerl Muhtar Sevket I'ca 1946 da B. M. M. de müzakeresi srralaastistler gibi başkaları için süslenirler, nın baskanlıjınia pazar sabahı çehrimıze rında da bu devam meselesı bahis mevgüzelleşirler, yaşarlarınış. Içlerinde ça gelmislerdlr. Öğrenciler d tn müzelerı, ca zuu olmuş, fakat vaktils skaiemik have Dolraabahçe sarayım gezmisler, yatta bulunmuş bir mebus, kanun prolırrtlı, ahmlı, sevimli, sevgili olanlar'pek mileri akşatn Ozeri gazetemlze gelerek, bir gazeçokmuş ama, aralarmda sinirli, hırçın, tenin nasıl çıktığına dair izahat alnıışlar je=inin adeta Millî Korunma kanunuhuysuz, hattâ içkiye, kumara düşkün o dır. Kafile cumartesi gunü Bursaya dorıe nun şu meşhur 30 uncu maddesinin giriftlişile boy ölçüşmek istiyen 30 uncu lanları bile vannış. Senin anlıyacağın, cektir. rr.addesi icin aydınlatıcı bir düşünce ilebunlarm çoğu erkeklerin sabırlarmdan Dinardaki muhtar seçinılerinde ri sürmüştü: «Bu madde (yani Üniverönce keselerini tüketen, gencliklerini, baskı yapılmamış güzeUiklerini vaktinden evvel harab Muhtar seçimleri hakkmda D P. merkezl siteler kanunu projesinin 30 uncu madeden moda kurbanı bir takım îavallılar ne gelen şikâyetlerden bahsederken, Dınar desi) arkadaşlarda bir zehab husule gemış, erkeklerine de, kendilerine de pek da.da «eçimlerın baskı altında yapıldığı ıd tirdi: «Üniversiteye bir hoca saat dokuzyazık oluyormuş. Köylü kadmlan saf dialarını yazraıştık. Dinar KaymakEm Baki da gelecek ve memurlar pibi muayyen lmzasüe aldıâımız bir nıektubda, sağlamdır, sadedir. Orıların yaşayışı, Başiran bu iddıalaruı asılsız olduğu ve «hılâfı ha saat çalıştıktan sonra saat beşte çıkagüzelli'leri de tabiidir. Ne yüz, ne du kikat» gazetelere ihbarda bulunanlar hak cak. Halbuki böyle bir mejele bahis dak boyaları, ne tırnak uzatmaları, ne kında takibat yapılmisının taieb edildigi mevzuu değildir. Keyfiyet Umversite hocalarınin kendi plânlannda ve vazifesaç kesmeleri, krvırmalan, ne de kaş bildirilmektedir. leri içinde kendilerine verilen işin icayoîmalan vardar. Giydiklerini kendileri Tıb bayramı biçerler, kendüeri dikerler. Köylü kaÖnümüzdeki cuma günu. Tıb bayramı, bina ı;öre icab ettiği yerde bulunmasıdını ya evinde oturur, ineğini sağar, ye Üniversitenin Bıyoloji Anfisinde büyuk bir dır. İcab ediyorsa derîini verecek, icab meğini pişirir, çamaşırmı yikar, çocuk merasimle kutlanacaktır. Bu münasebetle edi^orsa seminerini japacak, lâboratuFakultesi Talebe Cenıiyetı taraımdan arda cr.li?acakt:r Bunun dıÇinda lanna bakar, ev işlerini görür; ya şalva Tıb tir balo verılecektir. ka diâer merr.urlar ei'.îi devam nnı geçirir, çanğmı çeker tarlada, kırda Hava nakliye ücretleri yeniden asla bahis mevzuu d<"fildir. Bunun erkeğine yardım eder. Karı dediğin böyarttırıhyor ni tasavvur etmek Universite hocalsrım le ounalı değil mi ağa? Bundan bir müddet evvel arttırılmış olan ntalete mahkum etmektir. Ilmî çalışn.ayı Sen bu uzun ve boş Hfları bizim yıırd içi hava na'.;i'ye ücretleri, tekrar arttes\ik için e^açlır koyan bir kanund'.n kanları övmek, bizi yermek için mi, tırı]acakt:r. Bu meyanda ArkarsIstanbul böyle bir mana çıkarmak doçru bir şoy yoksa kendi bayanlarınızı methetmekle gidivve geliş ücretlerinin de 50 liraya çıolmaz (2).> karılacagı soyleıımektedir. bizimkileri kıskandırmak, kışkartmak «Kocakan soğ^ığu» başladı içdn mi söylüyorsun? Doğrusu pek anlıBurada «Universite ö?retim ms^leğiPazar Bünune kadar baharı andarın bir yamadım. Bak ben de sana söyleyiverenin tar.iî layn?5ı olnn asistanlık» ile diguzellikte geçen gun'.erien sonra dün, «koyim de kulağında kalsuı bey davi Senin cakarı soğuğu» tabir edilen şiddetli soğuklar ger yuk?rı hccalık derecelerini ayır*r.ak kadın dediğin her yerde, her ynşta, her başlamıştır. Dün butan gjn hava kapalı ve veva ay.ımpmak lüzumu üzerinde durişte kadındır. Birbirlerine de çok ben zaman zn.ar. vağıslı geçmiştir. maksızm dün mezun olduâu fakültenin zsrler. Kadın çocukken sevimli, genc busiin asistanı olan genc ile ordinaryüsRaif Meto beraet etti kızken sevgili, yeni evliyken sevdalı Büyük Mıllet Mechsi zabıtlarını tahrlf cdeinün en olgun senesini yjşıyan şaholur, ana iken, hattâ kaynana iken de rek neşretmek suçundan tkinci Aslıye Ceza siyeü bir bütün halinde düşünmek tahem sevilir, hem sayılır. Onların güzel Mahkemesinde yargı'rnmakta olan Tasvir garaftarıyız. Bunun içindir ki 30 uncu hMderi, süsleri, süslenmeleri, nazları, 7etesinin Ankara muhabirt Raif Mefonun maddenin ruhunu kanunun kabulünden nkemesl dün sona ermiştır. Yazıların nazlanmaları, yaradılışlaruıdandır. Sen zabı^nrı tahrif olmayıp mütalea olduğu kabizim kadmlarımızı saftır, sadedir diye naattoe varan mahkeır.e sanığın berae'.me ;drme. Onların da kınan, boyası, o karar vermiştir. N EŞE K ÜN yası, allığı. düzgünü, rastığı, sürmeni, Sabahaddin ÂIİ mahkum oldu ile sürmesi, ağdası, kaş aldırması, tüy yolAarkoaaşa» gazetesinde neşredüen «Ce j HAZIM TAMER durması, kâkülünü, zulfünü, kesmesi, nııl Barlasa açık mekrub Topur.uzun ko j saçını örmesi, yavuklusu, nişanlısı, gö kune kibrjt suju» başlıkll yazldan doiryı j Nîşanlandılar. nüllüsü, kocası," şusu, busu vardrr. Si İkind Asliye Ceza Mahkemesinde gazetenin Ksdıköy, !• 3/1947 ahibi Sabahaddin ÂIİ ve Yazı İşleri Müduru zinküer köyde doğsalar, büyüseler ya Aziz Nesin aleyhinde açılan dava dün sona şasalardı şüphesiz bizimkiler gibi olur ermiştır. Neticede yazıyı yazan Sabalıaddin ardı. Bizimkiler köyde doğuyorlar, bü ÂIİ 4 ay hapls ve 66 lira 60 kuruş para ceTARİHÎ, ESKİ ve YENİ yüyorlar da azıcık şehirde kaldılar mı, zasına mahkum olmuştur. Sanığm cezası tecil edilmemiştir. süste, lükste sizin bayanlan geçiveriHATIRA Resîmlerinİz Tren aitında fed bir ölüra yorlar. Ona ne diyeHm? Korkarım sen Kartalda oturan Remzi Sıraller admda bir ya bekârsmj ya karınla bozuşmuşsun, Kartal tren Istasyonundan karşıya geyahud da akluıı bozmuşsun. Ben ne ak genc, çerken, o esnada oradan geçmekte olan bir ımı kaçırdıra, ne de çoluk çocuğıjmla trenin altında kalarak feci bir şekilde parçalanraıştır. bozuşmak niyetindeyim. Amerikanm İstanbul yeni viskonsolosu ürVije 1939 ' eyiuiündenberi sefeıucrilir; önce hem Mir.verin, hem de o yilın ağustjc undan itibaren, 1"41 hazirani'Jin son 1 haftesına kadar Mihverle işoirlıği japa .;. Ingiltereye ve Türkiyeye karşı lıomuıdauıp duran bolşsvik'erin bir taarruzfna karşı seferber. A'ar.anlar, Eaıkanlara indikleri sırada bu seferberlik en hâd şekBize öyle geliyor kl ! lini almıştı. 1041 nisanıran slk günlerîndün mezun olduğu J öe, birlikleri teftiş eden Birinri ve îkinfakü'.tenin okutuou ci Ordu Müfettişlerimizle beraber Trakzümresine giren de jyada dolaştığım zaman, ordu tamamile Uç, likanh bütün bir tak silâhbaçı etmiş, öyle betKyordu. r < lid heyecanile dolu dort gün sonra AJmanîar, Ytıg> :İ3Vja e\~ve\ izah eden mebusumuzun. düşlmcebir haldeciır. Trkiid psikolojîsi ise her ve Yunanistana taarruz ettücr. Türkiyesini ba bütüne tatbik etmekten çekınmi şeyden evvel bir modelin lüzumunu emre riri Tıakya hııdn^larında bir orin vatam yoruz. O halde adı geçen fakülte kararı diyor Bütün üniversltelerimize ve çe 1cklediği gibi Kafkasya smırlarında da nm doğru olnıadığma mı hükmediyoruz? şidli şubelerine şe.nil oîacak bir hiıkn:ü 1 ir ordu dairta şüpheli bir siyasst tahi'o Asla! Bizim düşündüğümüz şudur: Her burada ortaya atmaktaa bizi hiç bir eden Sovyet îlusyaya karşı yurdıı koıaşubesile ilmî faaüyet, otomat ıremurluk er.diş? meuedemsz: Daiıa çok cazib ve ı^nğa hanr bulunuycrdu. Bu son derfe rejirninin tam aksi bir yaşayış tarzına k.'zsndırıcı nıeslekler dururken tfim j gw^in va7İyet, Hitler Sovyet R'.ı>ypva muhtacdır. Bu yaşayışı 30 uncu madde r.esli kafılesine katılan genc, seçtlji taarruz edHciye kaiar devam etti. Türk yi izah eden mebusla birlikte o zaman mesleğe sanlma hususunda sonradan barm hesabına endişeli îfinler geçirdik. lar B. M. M. Maarif Encümeninin söz kavg azlıi gösterlyorsa bunun sebebi, TÜTkiye İÇÎTI iki büyük tehlike, birbircülüğünü yapai Maarif Veküinin bir kifileye katUan gencîn ferdl ohn şu ', Ierine düstükleri zampn endişclerimiz mütalensmda da ifade edilmiştir: «Üni veya bu ihmalci davramşmda değil. Içi I azaldı. Falat büsbütün zail olmatiı. veüie hocalarınin ne nisbette kendileri ıi3 glr'l'ği yspının mîddî tafciattaki ha Kafka"î dağlarmın karlı Elbnız sahikasıni Universite hizmetine hasretmeltri vadan daha k.ıvvetll sekllde hlssedi'en na gaırah haç dikildili zaman, endişeleişini, kanuna değil, Üniversite hocaları manevî havasmda aranmalıdır. Bu ikin rimiz gene arttı. SoiTet Rusya msRİub nın teşkil ettikleri kurullare bırakıyoruz cı çs^id hava «Üniversite öğretim mes oinrsa, veya mağlub olacağını an'avınra, ve şuna inanıyoruz ki bugün Üniversi leğinin tnbiî kaymçı» nın da kendili ,b"İ5«"^ilîlerin sırtında yumurta küfe=î telerde çalışan hocalarımızm yüksek ğinden fifkırmasında veya kurumasında ' olmadığı için Almanya ile işbirlisi yaidrakleri ve asil hisleri kanun maddeleri tr.ılhim bir âmildlr. parlarsa gene Türk barışı ve Türk vaiçerisine sikı?tırılan hükümlerden daha Bu vesile ile umııml bir meseleye *îe tnnı bir harb tehlikesine maruz kalacakfazla isabetle Universite dışı meşgale l?aret edehm: Bugün bir fakültede or tv lerin han?i sınıra kadar gidip nerede taya çıkan asistsuı yetiştlı'me IşJ, hakidurması lâzım geîdiği hususunda kendi ka'te bundan şlmdilik bahsctmiyen bü . Sonra, tpdricen variyet degişti; A1(manya yenilmeğe bsşiadı. Çok geçme'len lerine rehberlik edebilir (3).» tiın diğer universite kolları için de va bİ7e karşı n?k na7İk ve minnettnr davİste «Universite öğretin mesleğinin rid clan mühim bir cavadır. Bilh ranan Moskovni'in da ağr*' deeisti. \vtabiî kaynajh 0 !an asistanlık» ile alâka<:ı, dışandakJ serbest mesleilerle alâkalı rupa harhi bütirindcnhrri. Sovyet R'.ısbugün bir fakülte vesilesile ortaya çık fakülteler îçin bu ehemmiyet çok daha ya Türkivc icin tek tehlike, fakat hüyük rnış, yarın bütün Universite kolları için büyüktür. Ötedenberi âdet olduğu veç tehliljç olarak yanıbaşımızcla durmpktibahis mevzuu olacağı şüphesiz olan asıl lılle bu gibi derdler blzds yuvarlak he dır. Bu yüz.îen vatam ve istik'?,)İ!n!7İ dava o mebusla bu sözcünün belirtme sabla 10, 15, 20 sens sonra, yani halk müdafaaya hanr bir halde, elde silâh lerinde gizli bulunuyor. Universite ho Ifadesüe <tıy bacayı aştıktan sonra> or bckliyoruz. calığma girmiş, daha doğrusu namzed taya aMır (4). Universite davasında Sekiz yıldır ağır bir yük altmdayiî. tlsolarak müe^seseye intisab etmis deli hastalıgı ilk beürtüeri ile fearsılanıak • • e önlemek, meselâ asistan yetiştlrme tad Hüseyin rahid YalçiTiın deHiği gibl kanlıyı hergün ve saat devama ı>3cbur • tutmak, acaba tüniversite öğretim mes davasında faküKe idare heyetlerinin ve Ingilterenin. Yunanistanda 15,000 asker leğinin tabiî kaynağı» nı besliyebilir mi? ya umumt meclislerinin her çeyden ev buhındamıağı (ahammül edileıniyccek Türkiyenin beklediği yarınki Türk ilmi vel asistanm disiplini ile alâkalı doçent, bir ağır yük telâkki ettiği bir zamanda ni bütün şubelerile yaratacak ilim nes proiesBr ve ordinaryüs üzerinde ehem hâlâ bn yiikii taşiyoruz. Amerikadan f.eli, kendisinden bir veya iki nesil evvelki miyet. hattâ taaşşüb İle dunnasını ko len son bir habere göre insan kayrınklahocalar içinde örnek adam görüyor, bu layiartıracak, sömestr veya sene sonla rının yüzde 88 ini silâh altında tutan na rağmen nasüsa intisab ettiği asistan nnda kazşılıkh kontrollardan sonra !§e TSrkiye, 8 yıldır bu yüke tahammiil rtlıgı haftada üç, dört saat şöyle bir gö yaramıyacaS aslstanlan beyhude yere mektedir vc İnçiitere bilî, Amerikadan rünmek ve ay sonunda bordroyu imza Umidlendirrniyecek bir yol bularak, asis yardım istediiri halde. Tiirkiye, Am«rilamak için vasıta gibi kullanıyorsa bir tan yetişttrmenin ancak bağlı bulundu kaya yardım istemek için lestnen hiçbir fakültenin verdişi bu kararı yerinde ğu hocslann adam yetiştirme aşkına müracaatte bulunmamıştır. bulmak, hattâ bu kararı hemen bütün dayanan bir «netice» olduğunu riyazl Son haberlere cöre, AnJ°rikadn, kaTıÜniversitelere yaymak lâzımdır. O za bir kat'iyetle gözönüne alarak asıl «11 raman Mebmedciğin ve feflakâr Türk man gazete baberlerinin «asistanlar bu !et> ler üzerinde ısrar etmek, muhtari subaymin çahsî mcziyellerini mo'lem karar üzerine istifa tasavvurundadu' yet nimetlni elde etralş yüksek kültılr techbatla arttirmak lüzumu ileri siirü!lar> tarzınd.ki ilâvesine de kayıdsız kal müessese!erimiz İçin başta gelen vaztfe mekte ve yapılarak yardımlarla bir çok ler arasında bulunmaktadır. k icab edeeektir. Türkiin diğer iktisadî sabalarda serbest Maamafih objektif olmak Için hâdiseyi kalacağı ve Türk endiistrisinin ihtiyaclabiraz didiklemek zarureti vardır. Yük(1) Bk. 9 mart 1947 tarihli .Cumiu nnın temin edilece^i belirtilmektedir. sek kültürün ümid tomurcukları olan riyet» gazetesi. Bir husnsî habere göre de Mr. Trııman asistanlarm Üniversiteler kanununun (2) Bk. Tahsin Bekir Beyin beyanatı: Türkiyeye 100 milyon doiarhk bir mr.H 40 ncı maddesinde sıralanan vazifeleri B. U. M. zabıtları, Devre VH, C. 24, Sf. vardımda bnlunnlmasını Kongreye tekşunlardır: 1) Fakülte Profesörler mecli 145. lif edecektir. ince yanına verildiği hocaların göstere(3) Bk. B. M. M. sabıtlan: Devre VH, Bu Iıaberler, Slav Boiscvik devit* ceği öğretim tatbikatında bulunmak, 2) O. 24, Sİ. 104. onun knyroeuna yapısmıs olan ciiceVr Kendisine verilen vazife ile alâkalı ter(4) 1933 1934 ders yılı bflşında îslah Uarsmnda, Türk nıilletinîn göstçrflici cüme, tetkik, araşfUTna, tatbikat ve neşve ecneb! unsurlarla takviye edilen ünl çcKk a7İtnli mukavpmeıin kivmeti Ameriyat vazifelerini vaktinie yapmak, 3) RocasıiMn pöstereceği yolda talefcenin versltenin muhtariyet kanunu İle tarihe rikada da anlaşılmakta o'duğunu gösteçalışma, Eraşturna ve denerr.elerine yar karışan on üç yıllık hayatı esnasındaki riyor. Türk ordusn, harb içinde, Mitttefîkdım etmek. Acaba bize bu mesele üze asistanlar i$inin geçmişi ve pek müsbet rinde durrnaijı telkin eden günlük hâdi olmıyan netlceleri üzerinde etraüıca lerden bazı süâh ve malzeme yardımHn se. bu vazifelerden birinin veya hepsinin durmak, bundan sonraki eleman yetiş görtnüş olmakla beraber, bu yardımlar yolunda gi'memeslnden mi doğuyor? tirme davası için çok ders vericl olsa kernlyet ve keyfiyet itibarile nıandı>d gerektir. kc'ıuıştır. Bııgün kimse, Tiirk or^u<ntnun. Ingüiz, Amerikan ordulan. hattâ Rus ordusu kadar bile modern silâhlarla mücchbeT olduğunn iddia edemez. In™il<ere 1I9 Amerika, Almanyayı yenmek icin Sovyet Rusyaya verdikieri sayısız silâh ve maİ7emenin, Almanya ve diğer Mihvcr peyklerinden bolşeviklerin Jğtinam ettikleri silâhlar ve yağma ettikleri fabrikalarla artmış olduğunn göriivorlar. Bir miidsfaa vasıtası, simtli bir tecaviiz silâhı obnuştur. Ve bn silâh. her türlü istilâ emellerini gorçeklcstirmok için, bunu verenlerle, onlann mütienkIerine ve dostlanna karşı çevrilmiştir. Yazan ŞEHÎR DRAM Tiyatrosunda L f KOCA BEBEK Yazan: GEVAD FEHMİ BAŞKUT TAM KADRO ÎLE BEŞİNCİ HAFTASI Amerika, biraz geç olrr>akla beraber bu hakikati gcrmüş ve Türkiyeye plâtonik bir sevgi yerine filî yardımlarda buîıtnmak ve onun omuzlanna yüklenen nek ağır yükü hafifletmek lüzumunu ('uvmııstur. Bu yeni Amerikan uyanıkîığını memnunluk ve tesekkürle karşılanz. Dosthîk künı lâfla değil, böyle hareketlerle belli olur. Foto SABAH'ta ihya edilir... Galatasaray 289, Tel: 40108 Elektrik, Tramvay Uraum Müdürlüğüniin bir izahı ÖĞRENCİ cKobra eğlencesi» ismlndeki oyuncakların zelıirll madde ve boyalardan yapıldığı Sağık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından Ben'., evlâd ve akrabaJannı eliaı tees efpit edilmiş ve bu oyuncaMarm toplanttırılması İçin şehrimiz Saglık Müdürlüğur.e sür lçinde bırakarak vaktinden evvel bir enür gelmlştir. Sağlık Müdürlüğu dün Hakkın rahmeüne kavuşan sevgili refi bu oyuncakları toplattırmağ.ı başlamıştır. kam Belkis Avund'jğun ölümünün iorBir evle bir çocuk yandı bna tesadüf eden on ü i mart çarşamba Giresundan bild'rildiğine gbre Giresunun güna Be>oğlu Parmakkapı Ağacamün Cami kbyünden çıkan bir yangın sonunda de ruhuna mevludu çerif kıraat edilece A]i Osmana aid bir ev, içinde 7 yaşmdaki ;iadeE kendlni seven aile, eiıibbasile çocuğu ile birlikte yanmıştır. arzu edenlerin geîmelerin! rica ederim. Morga kaldınlan cesed Dün sabaha karşı Beyoğ'unda yarı ölü bir Şevki Avundak halde bulunup kaldırıldığı Beyoglu Hastanesüıde ölen 23 yaşlarında Robenson adında bir gencin cesedi Morga kaldırılmıstır. «Kobra eğlencesi» toplantünhyor Mevlud BAYANLAR Hayatı Sanatı İlk eserleri Son eserleri Son mektubu Cemal Nadir ve A M C A B E Y Ortaköyde, Leylekyuvası sokağında oturan 22 yaşlarında Muharrenıle Büyukkuyu sokağında oturan 18 yaşında Halid, Dereboyu caddesinde Hüseynin kahveçinde kavgaya tutuşmıışlar, kavga sonunda Muharrem Hnlıdl bıçakla agır surette yaralamıstır. Sehrin muhtelif yerlerinde 27 apartıman =oyan r.ıaruf sabıkalılardan Zekl ile Nuri, Aieradarda 28 incl apartımanlarını (l) soyarlarken suçüsrü yakalanmışlardır. Birkaç senedenberi Fransada olduğu gibi Avrupa ve Amerikada yaptığı turnelerlnde hııdudsuz muvaffpkıyotler kazanarak Iştihar etrniş olan Fr..nsız kadm piyanisti Nikol Enriyo, İstanbul ve Ankarada konserler vermek üzere öniinıu/deki hcfta içinde memlekîtimîze Kelecektir. Zamammızjıı en mühim beynelmılel tanınmış viyolonse! iistadlrrından biri olan Gaspar Cassado'nun önümüzdeki hafta memleketimize geleceğini haber vermiştik. Viyolonseli'ît. ilk resitalini 19 martta Saray Sinemasmda vcrecektir. Eminönii Balke>inden: 11/3/1947 sah günü saat 1S de Prof T I Hoyd tnrafındnn «Astronomi» mevzulu bir ; ikooierans yeriletekür. Guis seıbesttic. Kahvcde kavga SİZİN İÇİN Mecmuasını çıkarmak için Yarmki ( Â K B A B A ) Necmuasıısda SÜMER Smemasmda Neşe ilâcl ve kahkaha dalgası BUD ABOTT ve LOU COSTELLO'nvm 27 aparbman soyan hırsız 3 DİLDE 8 4 Mecmua okuyoruz! İKİ ACIKGÖZ İŞ ADAMI Gayet koroik ve eğlenoeli filmi. Gidiniz, görünüz ve canctan gülünüz. Yeni seans saatleri: 2,15 4,15 6,15 ve Sııare 9 da. Elektrik, Tramvay ve Ti'mel Dmum MOdürlütünden şu mektubu aldık : oGazetenizin 7/3, 947 tarihli sayısında Bürhan Felek imrall fıkrada TaksimBeşiMaş arasında lşi'yen bir otobOsftn yolda lâstiği patladığı için geç kalmasından şikâyet edilrr.ekte ve ototuslerin lf.stik arıtalarının yotda şoförler tarafmdan tamir edilmlyerek atelyeden imdad istenmesi ve böylece vakit kaybedürresi tenkid edilmektedir. Otobuslerin pall^yan lâstiklerini yold^ şofdrlerin ralnırba'îlarına tamir etraelerl kabil değildir. Çunkü bu lâstüder 60110 kilogram ağırlığındadır. İçindeki yolcular da hesab edılirse 710 ton ağırlığında bulunan otohüsü otomobil ve kamyonlar gibi ttriko ile kaldırmak tehlıkeli ve guç bir iştır. Tekerleklerinin bi'lonlarını soküp takmak usta isçilcrin ha'cıdır. Bıletçiler bugıınkü şartlar altırda yalnız biletçi olarak yetişürilij'or ve soför muavinliğı yapabilecek bir kurstan geçirilemiyor. Boylece biletçilerin yardımı da tnümkün olarnarnslrtadır. Esasen bu ağır arabalajda çok ağır şartlar altında çalışan şofor ve biletçilerin bu gibi giiç işlerie ta\zifi çok defa lâstik degiştirme işini daha da geç bırakabillr. İmdad arabacı ve teknik ustaiar onlardan onre yetişip arı^ayı bertiraf edebilirler. Şunu da iîâve edelim ki d'inyanın her yerirde bu çeşid arıbalarda kullanılan usul bundan başka değılJir.» Mes'ud bir doğum Devlet Kitabları Mütedavil Sermayssl Müdarü Vecüıi Görkün dün bir kiz evlâdı dünyaya gelmlştir. Küçük yavruya uzun ömürler dller, anasile babasıru tebrik ederiz. Fransız piyanisti Nikol Enriyo Fransızca orijinal kopyası ^ TÜRKÇE Kopyalan Pangaitı YENİ ve ŞÂRK Ve ÇEMBERLİTAŞ itibaren gösterilecek olan Gaspar Cassado'nun resitali Sinemalarmda YARIN matinelerden CÜMHÜRİYET Nfishas) U kurııştur HİLJtiİ kİTABEVl Hester, <Rüzgâr Gibi Geçti» romanından sonra en çok okunmuş ve sevilmiş bir romandjr. 1947 yıhmızın en eüzel ve en sürükleyici nefis bir aşk romanıdır. C> Baş rollerde : \ El Abone Şeraıtı ,cın BU «Tllk Oç aylıK Ait) ayuk SeneJUs 8(H) BW 15(10 2SO0 Meşhur Fransız muharriri GUY DE MAUPASSAN'm Pierre et Joan romanmdan Konferans RENEE SAİNT CYR GtLBER GIL Ej » » • Harta Kla 6100 Dünyada bir çok Hilîere çevrilerek binlerce romaru sahlmış olan ve eşsiz bir mevzu taşıyan bu emsalsiz şabeser büyük bir ailp fpcıasını, b?db?ht bir ananın aşk ve utırabını canl^ndırmaVtfJır. KÜE f İ L M D i k k a t 3azfU.rılze çOnderlien crrak r»