CüMHURÎYET iHJJİIllüUHiüüHttHnJİHliHlii niiilHillülilllM 2 Mart 1947 BEYNELMILEL FORTRELER NAL1NA MIH1NA Is!âm âlenîinîn çok büyük kaybı Yazan: Gmsr Rıza Ooğrul Kahireden gelen bır habare jjore lîısırın Isiâm Umversrtesi ElEzber Rektorü ve İslâmm mua£ir büyük mütefekkıri Mustafa Abdürrazzak Paşa, bır kalb buhranı neîıoesimie vefat etıruş ve bütün Mısırın ıştiraijie yapılan büyuk millî vre dinî tö renierle ebediyete uğurlaomıştır. Pazar purolan zİ2 yurdumuzun çeşidli ftüminde ve bereketli topraklannda, hemen hemen herşey ! yetişir. Elverir ki riraat sahasında ilme, şiirin geleneğinifadelerile şahsl o fenne, tekniğe uygun araştırmalarîa çade veznin birir.ci larak türlü aher&ler Uşılsın. Bu cümleden olarak Baö metnplânda, kafiyenin de best«!emek sure leketlerinde, ispanyolcanın cigarro keliikinci plânda olarak tile yaratıcı bir eu mesinden ahnarak cigare (sigar) denibüücüm sürmüş olrra rette kullr.ndıklan j len ve nıemleketunizde bilmem neden 6i acaba estetik bir da meydanda bulun ve hangi dilden alınarak «puro» ve>a zaruretin mutlak bir icabı mıdır? Daha taletine aldanmaktan ileri gelmiştir. Bu duktan sonra, hattâ cnlar;n yaratükları doğrusu şiirin bunlara bağlılığı yalnız günkü j'eni fiziğin de gosterdiği gibi bu ahenklerin sirrını dü âlirr.lerinin scs •püro» denilen yaprak sigaralannm yabir gelenek itiyadmdan mı, yoksa şürin maddenin de kendine has bir iç dinamiz ve hecelerin tempoları vasıtasile çözmek pıldığı tütünii zikredebilirim. En meşhur purolar, malum oldafn fiayrılmcz bir lâzım; olmalarfndan mı ileri mi olduğu gibi kendi kondine bozulup | istemeîcririe raŞrr.çn ancak vstünkörü zere Orta Amerika sularındaki Kuba geliyor?. başka şekil ve tabiatlerde olmak üsere j bir bs?arı gösterrnskten daha ileri pideadasıiîin merkezi olan Havana'da ve Bu suallerin oevabını nereden almslı? yeniden yuğrulma kabiliyetleri olduğu mediklerine bakıhrsa siirdeki hakikî ve Holanda Hindistanı adaiannda çıkar. OŞiir tarilıinden denirse hengi şiir tarihin anla^ıîchktan so:ıra sAit, değişmez ya cnnh veznin şairin bir inşasmdar., ori nun icin de bunlara Havana sigarası da den ve hangi devrin ş şiirinin tarihinden j pıları ne madde, ne de hayat, ruh ve ce jinal bir e=2rinden b'şka bir şey olma denilir. Esî^iden memleketimizde satılan alabiliriz? B b ! ürft olarak l k miyett? düşünmek îamanırdan uzaklaş dığı an'aşılmaz mı? K?ldı ki bu srr çö bütün purolar dışarıdan gelirdi. ikinci alabiliriz? Bu cevab!&rı zülse bile gelmiş gernaiş ve gelecek şair Dünya Harbinden önce Tekel Idaresi aîdığımızı farzetsek bile yaratıcı bir te rr.ış bulunııyoruz. Yirmi dört günlük bir fasıladan sonra kâmül ha'iınde devam eden ha3aün insan BuBÜr.kü ilmî zihniyetinirtn doğur lerin yarattıklnrı ve yaratabilecekleri dışarıdan getirttiği tütünlerle Moda. tstanbul kasablarmda dün koyun eti ruhunda açdmış en yüksek eseri olan duğu bu dünya görüşüi'.e arka çevinıek bütün ahenkİTİn kanununu prsterebikFlorya ve Yalova adında üç çeşid puro görülmüş, bütün kasablar etlerin üzerine şiir için bir kanun olduğu ve olmakta işt.'iniycrsak vezin vs kafiyer.in şiirle cek bir m.'hiyet alabilir mi? Hayatın en yapmağa baslamıstı. Araya harb girinalkm okuyabileceği bir şekilde 220225 devam edeccği neticesi mi çıkmış olur? olan münasebet ve bağlüıkları rreselo derin ve şa^maz kanunu yaratıcı bir tece,. dışarıdan puro tütünii gelmedi O ıakuruş levhasını asmışlardır. Dün de Hsyatm muayyen oluşlarda duraklar sini de fcu zihniyetie karşılamak, bu kâmül olduktan sonra bulunacak kanun man, idare, bau memleket tütünlerinden Vlezbahada 1500 koyunla 2000 kuzu ke gibi şörünnıesin* rağmen yeni jekil ve zihniyetle çbzmek, hiç değilse aydınlat lar bu hayatın ancak duraklama devreToros, Epe ve Çankaya adını verdiği ilrrriştir. Koyun etinin piyasaya çıkma aher.kler yaratmak suretile durmadan mak lâzım değil midir? lerine tesadüf eden vakıslara uy?un ge pıırolar, E?mer ismile de sigarillos deı kuzu fiatlarını 25 kuruş birden düVezin ve kafiyeı.in hakikî şiirde ojTia leLilir. Halbuki hay?t te70İenen hamle nilen küçük purolar yaparak piyasaya lerlediği, bir oluş halinde devam ettiği ürmüştür. Bugün kuzu eti 275 kuruşa yarattıkça çıknrth. Puro meraklılan nefis olmabir vahime değil de bir hakikat ise ha dığl rol şaire istediği ve yaratıca^ı îerile yeni şekil ve ahenklar !l adar satılacaktır. yattan gelen ve hayatla birlikte yuğru ahergi hazırcacık suaan bir kalıb olmak b'j kanunlaı" hazır elb ;«ler gibi kalır. makla beraber bunları, iater istemez içiAyrıca yarm Mezbahada kesilan sanatın değişrr.ez bir nevi, bir kanun tan herhalde çok uzaktır: Bunu t:tlim Gelenekçiliğe saplanıp kalar>lar da buj'orbırdı. mek üzere 1000 koyunla 3200 kuzu gibi belli şekillerde nöriinüp hüküm etmiyecek bir ?air de yoktur. Nasıl tes hazır elbiseleri de kura erlerin» <5İydisatılmıştır. îstanbul civarında sürülerin Bu arada, Tütün EnstitüsS, memleketEÜrdüğü devirlerin bulunmasına rağntıen lim etmesin ki bu vezın ve kaRye yar rilen elbiseler <;ibi kullanmaktan başka ie Mezbahava doğru yola çıkarıldığı ante, Havana tobnmile puro tiitiinii yetisbur.ları aşarak, daha doğrusu Uk hayvan d'mcılarını bütün şairler hayattan al bir çare bulamazlar. aşılmıştır. Etrafta bu hafta için yetişedıkları intıfcaları estetik duygu ve düBülün bu düşüncelerden sonra zama tiımek için, tecrübelere girişmişti. En ar taifcsinin ssrt kabuklu. çok mahdud oek kadar koyun mevcudu olup muvaşun^slerinin mahsulü olan muhtelif nımızdaki serbest şiir h?reketlerine gec iyi nefice, Rizenin Paıar bölgesinde ve hantal hareket'.i yapılarından sıyrılsredatm da devam edeceği anlaşılrnaktaahenkler'.e ve şaîısiyetlerine 've maz misi anlar, geleccği sezer bir tarzda ah'imıştır. rak bugünkü yumuşak ve çevik yapılar ır. Et işindeki muvaffakıyetihden dolayı rr.tınlarına göre ayrıca besteliyerek ori bakarsak c*aha hür, daha geni', daha saSon Pocta refikımırda, Tarımman imkazanmfları gibi, dsha yumuşsk, daha Belediye İktisad müdür vekili ve mujir.al bir suıette kullanmaVtan ba'ka bir ds şekil ve ahenklerin arzr.dığını, maz zasils tarıra işlerine dair yazılar yazan zer.îin ahenkli şekiller alması beklenevini Emin Erer takdîre lâyık görülşey yapmadıkları gibi yspmak da ists munlarda d a aynı gayretin gbsterilaiğini, ır.ütchassısin verdiği malurnata göre, me7 mi? Hürriyet ve serbestlik idealirun üstür. mezler. Vezin ve kafiyenin dökme kalıb çiirin bütün bir hayata eğılmek ve yayı!; en bü;ri k bir kıymet olarak yaşandığı 1944 te Pazarda 128 dönüm araziye pular olarak kuilanıldığı ve rol oynadığı lngiltereden aldığımıa gemileri bir zamar.da, bütün sanatlarda göru!dü bir yer var.=a o da şiirden âri olan man mr.k istedigini ve zamanın tjittikce artan ro tütünii ekilmiş ve 3S05 kilo mahsul kıymeti dolayısile bir esanq haüne geç nlınmışür. 1945 te ehim saha'i 1904 doğü gibi, şiirde de zarurî elmıyan kayıd zumelerdedir. Can«ız birer kalıb halinde mek zorunda kalrlığmı, ve bütün bu yeni getirecek denizciterimiz ve bağlardan kurtulmak ü>ere serbest niime ve alınan mahsul de 65,940 kilo olpn vezin ve kafiyelerin inkâr götür şi'r emeklcmclerinin bir kaos halini gebugün gidiyor fiir denemelerinin bir kaos halinde h ya rıkrcıstır. 1946 da ise ilk tahmine gömez yegâT.e moziyetleri ezberleme işini, Denlzyolları ldareslnin EtrQ3k vmpuru rirmeden kosmos hnline kavuşamıyacsk re 83,000 kilo mahsul elde edilmiştir. arın saat 17 de llmanımızdaa hare..elie arafta başlıyarak kosmoç haline ulaş muttarid ve yeknasak tekrarları dolayı Unrını teslim etmomek kabil olmıyıc?5l1945 te Tchel Iaresi, Pazar tütunîerinmak yollarını aranıalarında hayat akışınglltereye gidecektlr. Vapurla gldecek ofile, kolaylaştırsn bir vasıta olmaların.an 8uo küjur denlzcimiz Inglltereden «a~ nm esas tabiatine aykırı bir çey yapüı dan ibarettir. Bu nokta ü^srinde bilhassa nı, bunu görm?k için cîe sabretmek lâ den tecrübelik purolar ve kiicük pnrolar zım epldiğini sanıyorum. yaptı, bu arada <iış;rıdan Havana tü;ın ald:ğımız dort kcrvettmlzt getlrecekHr. yor denebilir mi? durulmak lârımdır. Şiir, nesirden çok Etrılsfc vapuru da iılIJyetu mlktanla ma. Kaldı ki ?erbe?t çiiıîer, ehillerin elinde tünü de temin ederek bunları Pazar tüdaha eski oldjğuna ve yazılarm taşlara Bergson'un dediği gibi: Efer zanllatura eçy&aUe donecektlr, Hinlerile karıştınnak suretile Ankara man bir yaratma değilse hiç bir ve tuğlalara bin müskülâtla yazılmasın islendikçe esasen uzviyet ve ruhumuzun ndilc piyasaya çıkardı. Bu purolaıın taÇorum Valisi iddialara cevab faaliyetlerinde mündcmic buhınan ritm manası olmıyan boş bir îcelimeden bpska cîan başka bir çare bulunamadığı de\4rveriyor lerde ancak kanunlarla dinî âyin ve ve ahengin zaruretile zenî'inleşip güzel nesi önce 125 kuruşa çatılırken bu fiatm Çorum Demokjat Partl başSt&nıcdan hjr şey değildir. Halbuki herşsy zamanla ibadetler için lâzım olan vakitlerin o za leşecektir. Midemiz, akciğerlcrimiz, kal fahiş oldcğu görülcrek 75 kurıışa indi,ldığımiEı Çorjmda ldara âmJrlermin muh. ve zamanın içinde vücud buluyor, obimiz, ha'tâ barsa'tlaımız kendilerine rildi. ar BfçIijJerlnde taraısıs olmadıU&nndan nunla ve onun içinde değiçiyor; sanat man ki hey'et rasadlarına göre kaydedilŞinıdi Tekel Idaresi sırf Pazar tü.ye; eden blr mektubu 25 »ubatta nes eserleri de zamanla ve zaman içinde ya melerindcn daha fazla bir şey yapılama mahsus bir ritmle çalıştıklan gibi ruetralşUk. Bu mektub Uzerine Çorum Vallsl püryor, onunla birlikte ve onun içinde dığı düşünülecek olursa şairlerm can humuz da, müdahale edilmediği zaman tünlerinden japılmış jeni parolan saHa'.ll BüSloglu tarafmdan gönderllen bir gelişiyor, onurla birlikte ve onun tesi ları kadar sevdikleri şiirlerini hafızalara larda, kendine mahsus ritmlerle işler. tışa çıkarmak üzeredir. Bunlar, biraz «!gr«fta, bu şlkâyetler reddedllmekte, ldare hâkketmek yolun'j vezin ve ka Bu işleyişin en bariz olr.'arından olan hafif olmakla berabeT, Ankara puroları darnlannm seçtme k&ııtmadıSlan büdlrtl rile değişiyor. değişirlik yerine durgunheyecanlann nevilerine göre kalbi rra müstesna, ötekilerin hepsinden çok daluk görme fikri yaratıcı olan zamanı fiye kahblarında aramış olmaları çok meKtedlr, • muhtemeldir. Nitekim mner.ıotekni de Fil bir ritmle çarptırdı^mı i?li kâgıd'ar ha iyidir ve dışarıdan gelen purolrra mekâna irca ederek birbirlerine katılır Yapı Kredi Bankasının üzerine alınan şemalarından görüyoruz. ben?cmektedir. Memlekette puro içcneşit noklalar gihi görmek ve maddenin nilen bu kolayca hıfzettirme tskniğinin heyeti umumiyesi vezin ve kafiye vasıtasile temin edilme ParmağmızJa bir tahta üzerine serbastçe lerin çoğalmakta olduğu P ' 9 yılında esasını henüz bilmsden görünürdeki aYepı Kredl Bankası uraıurj hesi ananesinin «Tuhfei Veîıbî> gibi eser darbeler indirmek istedi^iniz zaman bu Tckcün yapüğı 512 bin purnya karşı ,»tl toplantısı bankanın merkez.nde lerde ve «Aç Be?meleyle iç suyu, Han darbelerin kendi kendilerine ritmlen daha harb içinde, 1843 jılmda 1 mil\on •apılmıs umuml hoyet bllîaço, klr Ahmede eyle dua> gibi sahibinin admı diklprini görürsünüz. Ritm, bütün yapı 726 bin puro > ^pılmış olmasından ane zarar hesablarlle yönetlm kurumun uçüncu yıll:k çalışma rapurınu hafızalara kolayca hâkketmeyi pözetsn mızda oHuktan sonra onun hcle şairler laşılıyor. 1946 da ise Tekel Idaresi 2 milasdtk etm'ştlr. Bankada mevduat yekunu bir çok hayrat kita'oelerinde hâlâ gür elinde kaybolacağma nasıl ihtimal veri yon 122 bin puro yapmısür. O milyon llraya visıl olmujrur Tlcart lebilir? müyor muyuz? Pazar bölgesinin tütünlerinden yapıevduat İse 15 milyon Urayı geçrr.lş ve Fazla olarak ruhun oluşu gibi zevk, lan purolar dışarıdan getirıleıılere az ıu suretle umuml yekun 30 milyon llraya Kaldı ki bu eski devirlerde mat duyuş ve bunlann ifadeleri de irade ve çok benzediğine, hattâ bunlann bazılal&şrüiftır, Geçen yü bank» 72!l,274 Ur» âr um'.s buıunrnafctadır, baa şöyle dursun kolayca elde ediiecek aklımi7a tâbi olmaktan ziyade zamanın rından iji olduğuna göre, Pazarlar piyazılı bir çey bulmanın imkânsızlığı do tesiri ve hayatın cilvelsrile kaynaşarak yasaya çıkar<ldıği zaman puro sarfivaDeviet Konservatuarı taîebelerinin verimleridir. tının daha çoğalacağına şüphe yoktur. ayısile kıymet verilen bütün sözleri ha hasıl olan bir olffıınluğun bugünkü kotıseri Bunun için sanatkâra öğüd vermek, yol fıza alıp sakl^mı?, hattâ Kur'an bile, Bizzat birkaç tanesini tecrübe ederek Ankara DeUe; Koııservatuarı talebelerlnbinnisbe çok yakm tamanlara aid olduğu göstermeğe yeltenmketen daha bo? bir edindiğinüz kanaatle büyük rağbet goeu Ilhan Ozaoy Nıhal Tanoğlu> Erdjgan aplı, Bînan Türkarraan bugün Em'noaU halde hıfzedihrbeğe pek elverişli olan gayret yoktur. Sanat münekkidlerinin receğini tahınin ettiğimiz Pazar puroalkev'.nde bir konser vereceSlerdlr, Bu secili bir üslubla bezenmiş olduğu için vazifesi de herşeyden evvel bu gayret lan, memleketin yaprak d^arası ihtiyaonserde Bacn> Tartla^ V.tal^ M»ndels*ohn lerden sakınmak, eserleri anlamak, tahlil cını kendi tütünlerimizle tatmin etmek «vvelâ hafızalara yazılmıştı. lohuLert teu muhtellf parçalar çalma Şimdi kalıb halindeki cansız vezin ve etmek ve nihayet yerli yerlerine oturt imkânını verecektir. Yalnır, bunlann aKtır# kafiyenin yegâne meziyeti ve müsbet maktan daha fazla bir şey olamaz sanı Ankara purolan kadar pahah olrr.aması Arif Oruc beraet etli rolfl, bu olduktan ve hakikî şairlerin bu , yorum. lânmdır. Ees tane Toros 75 kunışa sa«Yarın> ga/eteslnde neşredüeu yazııarkalıbları ötedenberi orijinal duyuş ve ' Uhrken bir tek Ankaranın 75 knrus oiar. utürü 2 nuınara.ı SUuyunsUm nıahkeM. Şekîb TUNÇ nesıae verileu mezkur g»zeb?rıln sabiü ve masını pahah buhnamak kabil değildir. aşyazarı Arll Oruçun devam ettnekte o . Bana karşı Ankaralarda Havana tüttinü n yorgılacması dün eona ernüsur. Uahbulunduğu söyleniyor. Mademki Pazar :eme heyeti san'.ğıa ojblrllğl He oeraetlce purolannın tütünü dışarıdan gelmi, earar vernılştlr. cektir; o h^ılde bunlara yüksek fiat koMehmed Karaca menfaatine . Pazardan başka her gün saat 10 dan 19 a kadar BabıaÜ, Ankara 8 nalmasında bir zaruret yoktur. ret eden kim? Elbette ki künso cesaret edemez. Görülüyor ki Islim dini her turlü güzelliği seven bir öindir ve bumı Allahm bütiin kuliarı hesabına dileyen, herkesin güzel güzel, temiz temiz, iyi iyi giyüıerek, dış gıizelliğinde, iç güzel'.iğini bclirtme«:ni, iç ile diş güzelliklerini ahenkleşiirmesmi istiyen bir dindir. Biz de bu camii, Mustafa Abdürrazzak Paşa şehrin en güzel yerinde ve en 1888 da doğtnuş olduğuna gore "güzel şartlar içinde kurmjik ishenüz aitmış yaşına varmış oltedik ve Kral Faruk Hazretouğu sırada ve oınrünün en lerini camün temelini atmağa verimlı derriade hayaia veda davet ettik. Buyursunlar.> etmijtir. Mustafa Geçen y%lın başlarında Mı Abdürrasmk Paşa Nutiun arabcasını okuduksırda bulunduğum sırada tanıtan sonra çok aeki ve çok harnakla hakikaten şeref kstzandığun in zin, fakat hüznü çok hararetü ve çok sanlardan biri idi, çünkü Islâm âlemi taliı olan gözlerini bana çevirmiş ve lun sayılı büyüklerindendi ve en belli sormuştu: bsçlı vasfı, Islâm ilknlerin* derinden Ne dersiniz? vâkıf olmakla beraber garb irfarunı hak Mükermnel, çok güzel! Ikik benimsemiş olmaktı. Onun bir eşile Hayatmıda ilk defa, «Islâmiyet güzelkarşılaşniak için senelerdenberi araşt'ırrnalar yspryor, fakat bir türlü aradı.Şımı ük <Jiriidir> diyen bir Şeyhülisiâm. görjyordum ve bu, benim için bir bahtibulamıyordum. Ulârn kürturü sağlaaı ve garb kültü yarhktL Kutkunu tamamlryan fistadla beraber fu kuvvetli bir adamı niçin mi arıyoryernek yedik. Geoeyanlarından sonraya dum? Çünkü hâlâ hfaim. kendi bilgimiein vv İB«ıdi özüfnüzün dünyaya vere kadar görüştük. Kendisi cidden derin bilgili bir adamceği mesajlar bulunduğuna dair besle1 digim inaaa kaybetmemişnndir. Içim dı. Çünkü hem şarkı, hem garbı iyiden den öyle geliyor ki biz, ruhunu tüket iyiye mezcetmijü. Sordum: tnemiş, kafasınm yaratma kabiliyeüni kaybetmemiş bdr varlığız, Yeter ki bin Sayın üstad; güzellik yalnra mımarî şu kader yıllıi ilml mirasınuzı, yeni bir ile sair tez>inî sanatlar degildir. Resim • eşt fl« canlandrralım ve kültürüraüzün ve musüri bizim cemilerimize girmemişdefinelerini eşeüyeüm. Herhalde bir şey tir, yahud çok az girmiştir. Bunlann bü ler bulur ve bunlarm üzerine bir şeyler tünlerüe girmeleri hususunda bir n>ah' katarak insanlığa sunar, ilim ve mede zur görüyor mijsunuz? niyet dünyasile ilgimM bir müstehlik Camie, her çeyin kudst bir mahiyet olarak değil, bir müstahsil olarak can alarak girmesi icafe eder; ve güzelin landtnr ve ycni bir hatrJe ile mede kudsisi, güzelliğin çahikasıdır. ııiyet kafüesine içten v« derinden kaSonra ilâve etti: tılmz. < Biz bu bahsi merhum Mehmed Kahireye vardığm zaman bana MusAkifle de görüşmüştük. Akif Birinci tafa Abdürrazzak Paşayı gösterddler ve Dünya Harbi sırasında Almanyaya gitbeıüm gibi düşünenler conunla tiği Müian bir katedrala girmiş. Oradadediler. ki musiki ve resimle alâkalanmış ve Kendisi o zaman Evfcsf Nazın idi. Mı bunlarm yaratüğı heyecanlan tatmış. Birın Liberal Partisi nanun* kabineye Ben de bunlara bigâne değildim ve bungirmişti. Ev«t, Liberal Partüi bir hoca lara benzer ınanzaralarla karşılaşmıştım. idi! Liberal Partinin Şefi Mehmed Hü Kanaathn islamiyetin bunları ancak teşeeyin Heykel Paşa ise benim pek aziz vik edeceğidir. Güzel sanatlar bir büdostumdu. S«>elerce uzaktan uzağa aynı tündür. Ve mademki islâmiyet mimariyi gaaetede çalıçmış, üstlik şahsan da ta teşvik ediyor, diğer sınıflan niçin te^nıpıuçtık. Heykel Paşanın «Hayatı Mu vik etır.ejin. Kaldı ki onları kısmen teşhamroeâ» »dlı eserini türkçeye çeyirmiş vik ettiği de kabul olunmaktadır. Bence oldııgumu okurlarım çok iyi bilirler. islâmiyetin bütün guzel sanatlardan hız Onun için Hejkel Paşadan ilk ricam alınası lâzundır. Ve yeni kalkınma harebeni Mustafa Abdürraz^ak Paşa ile ta keti önünde sonunda bunu mutlaka tenıştırması idi. Ö da derhal tıriefomı ele min edeoegtir. Ben şahsan islâmiyetin &larak arrumu hemen is'af etpüşti. Ora güzellik dini olduğuna kaniim ve bütün dan kalkarak Evkaf Nezaretindeki ça bilgim bu kanaatimi desteJdemektedir.> lışma odasına koşmuş, ve derhal kabul Üstadın, liberal bir şeyhülislâm olduolunımiştum. ğunu söylemiştim Onun için bu ileri kaKerliferli bir adamdı ve beni kardeş naatleri beslenıesini çok tabiî görmek çe karşılamıştı. Kısa bir ağırlamadan icab ederdi. sonra, merhum Akifin de dostu. olduGeoeyarısıcdan sonra, Mısırın Şeyğuau ve beni de gıyaben tanıdığını eoyhülislâmı Mustafa Abdürrazzak P...?rrnn letnı?, sonra Üive etmişti: bu çok ileri « Biz burada görüşmekie doyama konağmdan ayrıliyorken yız. lyisi mi, siz bizim eve zahmet edi adamm Akifle de karşı kaışıya geçerck niz de bu akşam beraber yernek yiye bu bahisleri konuşmasından ve bu hükümleri vennesinclen dolayı hayret etlım ve do>a doya konufalım.> miyordum, hangi fırsattan faydalanarak Benim de istedığim bu idi. Akşamleyin cYeni Mısır> daki evinde, bunları Türk okurlanna nakl^debileccğikarşı iarşıya idik. Fakat küçük bir ya mi düşünüyordum. Beklemek lâzımdı. zıyı tekmillemek için benden müsaade Beiki Mustafa Abdürraztak Paşanın bir eseri veya bir demeci bu fırsatı veriıdi. jstedi: Meğer fır=at büyük üstadın ölümü ile « Yarın, dedi, Kahirenin en güael çıkacakmış. bir yerinde bir camiin temel taşını atamüsanıere Mısırm liberal ŞeyhUlislânu artık ölcsğız. Kral Hazretleri de gelec^kîev. Bu4 mart atlı nifMtnı^ Çehlrr Tlyatrosı: ko rada üç dakika süreeek olan bir nutuk müş ve Aİ3hm rahmetine kavuşmuştur. acdi k'rniDda^ hasüatı d»£: '.l komedl Mn. söylernek icab ediyor. Hazırladım. Bir Kc:n ds.en olgun eserlerini vereceği ve atkâ/ı Mehmed Karacayi ven'.mes üzere kere daha okumak ve ölçmek lâzım. Islâm âleminde bir inlulâb başaracağı bttydk bir masamere tertlb edlünlştlr O ntçam Şehlr Komedl Tlyatrosu, «AHahm Ce. Dınlemek lutfunda bulunur nıusunaz?» sırsda... zası» plye^lnln blrlncl perdeslnt oynıyacaX Ihnledim. Ne yazık! ESrem Ştrll İçll ve Hakkı Dermanla beraTemeli atılacak cami, bizim Bogariçi Şunu hatırlatmak isterim ki Şeyhölis ber Necrm Rıza. ve Müseyyen Senar lco.iser vereoefclcr aynca Dılmbüllü İsmall ve kadar güzel ve sihirli bir yerde kurulâm Mustafa Abdürrazzak Paşa merhu komlk Şevkl «Sünnet oluyorlar» ı oyniTaluyordu ve Mustafa Abdürrazzak Paşa, mun bir de Ali AbdKrrrazzak Bey namtn cakiardır. yani bugünün Islâm mütefekkiri beda bir kaTdeşi vardrr ki Türkiye Bü>ük Yapı Kredi Bankasının ikTamiyeleri nim bütün ümidlerimi canlandıran bir Millet Meclisinin hilâfeti ilga etnesi üTapı Te Kredi Banfcasmın lkramlyell alle nutuk hazırlamıştı. Ne mi diyordu? zerine, hilâfetin esasen islâmhkta yeri cüzdam salılblerl ara=mda yıld» dört deı& «Bu camii güael bir yerde inşa ediolmadığını ispat eden ilk ilmî eseri yaz çekUmek üzere tfrtlb ettiği para lkramlyesl yoruz, ve gayet güzel inşa edeceğiz: rrnş, ben de o zaman bu eseri türkçeye kur'alanndaa b'rl dün bankanın Ga'.ata çünkü İslâm dini güzellik dinidir. Başubesln^ Noter ile DefterdarUk murakıbı, çevirmiş tim. gazetecller, hakem heyeti ve bir çok CÛBkınız Kur"an ne diyoT: Ey iman edenŞeyhülislâm Mustafa Abdürrazzak dan sahlblerlnln huzurunda cekllmlştlr, ler, camilere girdikçe, butün güzelliği10<X> Uralıtc lkramlyeyl Galatada Anas. nİ7İe girın, güzel giyinin ve bütün gü Paşanm ölümü dolayısile sayın kardeşitaslym Ag«Iopu!oı 500 llralık lkl lkramlyeyl ne ve bütün nruhterem ailesine taziyetzelliğinizle görünün!> m de isMmbulda Zlym Somer Te tstanbuldm lerimizi sunarız. tslâm âleminin kaybı Mehmed ÇtDetçl k&z&nmışlardır, Bundan S^nra bakınjz ne dryor: «Allahm Jruilanna helâl kıldığı ziy hakikaten büyuktür. başk» 50, 100, 200 itraiık Ikjamij'eler de çıkmı$tıra neti ve güzslliği haram kılmağa cesaömer Rıza DOĞRUL Koyun eti nihayet feollaştı fr\ " \ y Yazan: Prof. Mustafa Şekib Tune ı Î Koyun kesiîince, kıızu fiatları da düşmeğe başladı f DİŞTÂBİBİ BÜRHÂN caddesi No. 99 İÇKİS1Z Bahçekapı Dördüncü Vakıf Han CEN | TELEFON : 20778 " i " " " » • S A Z •ÜTİJN OMfRlKfiNIN EN SON .FORrtÜtOÜR BORSA Kıraathanesinde YENİ BİR SÜT FABRİKASI îzmirde roüteşebbis bir vatandasımız Amerikan usulü vakum tesisatile işliyen bir süt fabrikası kurmağa muvaffak olmuştur. Farırikanm <Altıntaş> adile piyasaya çıkardığı teksıf ve taaklm edilmiş jekerli kutu süüeri büyük ragbet gör mektedir. (2124) Safiye Aylâ Her PAZAR saat 14 ten 18 e kadar «,, Kemanî N O B A B TEKYAY, Piyano: FEYZİ Aslangil, Kanun: AHMED Yatman, KJarnet: ŞÜKRÜ Tunar, Cümbüş: ENVER, Darbuka: HASAN, Hanende: tbrahim Tuğbay Mustafa Besenden müteşekkil FASIL SAZ1 hejv.ttle birlikte kıymetli okuyucunnız SAFIYE AYL ve MUSTAFA ÇAĞLARı mikrofonsuz dinlemek fırsatını kaçırmayınız. Birinci fasıl: NEHAVEND ikinci fasıl: F CUGUK En büyük siyasf mizah gazetesi CUMHURİYET Nfishası 1» buruştur Abone Şeraıtı ,cm Bir syıık Ve arlık AJtı STU* Sı^j S ı . (4(» > 1r>(X) > Çağlar BenelU 23UU > Ouetrmlz* gOnderllen e m l n yaziıaı dl tdUmealo taip D ikka t Böylece rlolaup dururken rki, uç günlük nevazil tesirüe vüıudümde birikmiş olan toksiıüer ter yolile dışarı çıkraak Guneş sıcak. çoluk çocuk seriîmis, arzusunu izhar ettiler. Ense kökümden serpilmiş.. genc, ihtiyar hep orada... başlayan yaşlık eynı istikamette zincir Günîsin eülmesi ne gıizel şeydir. Biraz kemiğiıri takib ederek kuyruk sökudolastım.. Daâuar dadjlar.. arabalar ve muma gelince; anladım ki daha fazla çocuklar. Maşallah kırk bir buçuk! Yani terleyip tekfar üşütmemi g?İ3cek nesıl b'rrien kplabalık olacak seyrüsefer. mucib olacak. Şöyle bir âsude yer aragibi görünüyor. Lâkin daha küçük iken böyie arabaya ahşırlarsa büyüdüğu za yım diye göz gezdirdim. Gezinin kenar man bu eocuklar otomobilden inrnezler. korkuluklarmdan birinuı üstünde sanZengini kendi kullanır, fukarası şoför şm.. (mı acaba?) bir hanım göt atar gibi yana attığı deve tüyü renkli parolur Kadıasa: desüsünün üstüne eskiden kadınların Isterim Se isterim! diy« tutturur. ata binişleri gil}i yan oturmuş, sigara Kocası zenşi^se plır, alamazsa öteki bir or. Ben de onun yanındaki yere ilişrföre kaçar, gibirr.e geliyor. şirken, fırsat bulup müsaade istedim: Dadılara sokuldum. Içlerinde hani bir Affe dersiniz efendim! Müsaade tane de cana yakını <^sa ya! Ne gezer? ederseniz yanmıza oturayım. Ço^uklar ağlıyor, diyorlar, ayol değil Buyurun musyu!.. çocuk. bu kaknemlerin yiızüne bsn bak Haa! Madam Rum. Ama tatlı da kosam, fcen hünffür hür.gür ağlarım, çocuk ağlamış bir şey mi?. tjftelik alunı nuşuyor ha! Ben madama bakarken kirietıyor diye çocuğa çıkışıyorlar. Al ayağım bir şeye takıldı.. Havhav.. Vay tını da kirletir, üstünü de.. Vallahi bir kö'peği çiğniyormuşuz... Yarısı beyaz, tar.esi var: Çenesine üç tane çalı! Du y3rısı kara bir fino.. doğrusu cinsini pek dağınm batı kuzeyinde bir kara 'cn. kestiremeuim. Ama şu hani çok tüylü Onun da üstünde bir tutam sakal r ı m Rus kopekleri vardır, onun biraz düşkü z'di. e bövle. dadı olur mu? Eun]ara nü... Anası herlıalde bir yabancı ile düvaktile Çarş^mba karısı denirdi, dadı ' şüp ka]km:ş olmalı ki renşri karışmış, değil.. ama ne yaparrın? T.Ieırlsl.stte ' kuîakları kısalmıs .. Ne isf; köp?ği: ne lala kaldı, ne dadı!. Çocuklanmız Vay, bonjur! falan diye oyaladık.. böyle mozalak kadınların elinde büyu kadına da: yorlar. Büyüdükten sonra da onlarda Göremedim.. affadersiniz.. sizin •rtık siz zevk arayınız... Nerede bır va mi? kitler oîduğu gibi fidan mİBali Çerk?s Eeevet, musyu... i Havaiar da enfes! Avrupada kar fırtır.ası, IngiH?rede soğuk, Belçiksda don!.. Bir de bizim ha\aya bakın! Allah büyük yahu!. Kıç olmazsa bu tarafian fakir fukarayı koruyor. Ben de bu f?kır fukaradan biri sıfatile şöyle bır hava alayım diye Taksim bahçe'inm vanmdski g»zi köşesine gittim. kızlarmın elinde büyümüs adamlar? Nerede sun'î kauçuktan yapılmış kamyon lâstiği renğindeki <dada> ların elinde büyüyenler?. Çocuğa da öyle bir dil öğretiyorlar ki meded: Ah yavrusun yavrıısu!. Kakan yardır? Vah evlâdım.. dadasınuı dudu«u... Guya çocuğa dil döküyor, dil değil, dil iskelesi... Şu mösyö sözü de öyle suıirime dokunur ki... Şeytan da: Lâf etsene! diye dürtüyor; Hava ne kadar güzel değil mi madam!.. Çok guzel.. yaz gibl Uzakta mı oturuyorsunuz? Yok çok uzak. Çanglrde... Ha! Yakın.. Ama sizin taraflar da güzeldir. Deniz falan Ma, bizim ev deniz bakmaz.. Yazık.^ Madam bunun adı ne?. Ağnamadım™ Bu köpeğin isml ne? Ha ağnadım.. Bizu». Bizu mu?. Yok Bizu! Blzu.. han'* karılar takıyorlar Küf)e, yüzük... Ha! Biju... E, evet Bîzu.. Ama madam affedersiniz, bu Biju biraz şey... Eh, ne yapalım musyu! Sizde musyu var, başka da musyu var. Otomobli var, furür var.. Güzel karı var.. Kadın beni köpekle mukayese ediyor, Kadm içini çekerek: kabahat bende.. Haydi lâfı değiştirelim Yok musyu!. Bu bizim ev nerede de bari yakamızı kurtarahm. oturuyoruz. Çok uğursuz.. hani bcş se Dişi mi bu? Ne dişi... Korkuyorrunuz mrır? ne var oturuyoruz. Ber! çocvık yapmadi. Öyle deşil.. yani bak ben mesîlâ Ke bu kopek çocuk yapmadı. erkek.. siz de dişi.. Vah vah! Ama çok şirin şey.. Ağnadım.. evet.. bu kan.. Evet ma çok edepsiz, çakpm... DemîV disü. Bari yavrusu oldu Sbin gibi.. mu?. Eiefc:iz benîm gibi? ÇIFTE r PIYASTOS! Yazan Burhan Felekrl Hayır; çapkınn Şirin gey,. demek istiyonım. Tam bu sırada arkama birisi bir pat! Vurarak» Ooo! Felek kolay gele yahu. Demez mi? Döndüm. Kimi göreyim? Zorlamayın imkânı yok bulamaz^ır.K.. Hepimizin üstünü başını yapan bizim tLezzet>. Evet, evet! Servi boylul Hani: Ben ne diye erkek terzisi oldurc. Küçükpazar, Ku;ük."u, KüçüklânKadınlar bana bu kadar baygmken diga, Küçükcckmece. ye kuruntuya düşüp elâkme çaton. Kadın şakayı an'.adı... Vay Şekerim! Sen burada ha! Yok bu kadar küçük.. B;ka şeyDükkinı kapadm mı? Jer var bjyük seviyorum. Partıman, Hayır, ama pek sıkıldım. Birader salon, tomobil. Mıısyu rica ederim, günde senin gibi yüz ki^inin kıhğını alıyorsunuz bizim Bizu sizin evde. Bir düzeit, adama benzet!. hafta. Bizu çok temiz köpek. Sizin oğ Teşekkür ederim. .Sen benim gibi "ar.la kalacak. Ne zaman. sini bulursan öp de başına koy! Ya, e < v «Lezzet> in canına miruıet gibi geldi. döşer gibi kumaş serdiğin kocaman Olur, bak benim araba şurada müşterilerinin adını sayaynn na?. hemen koyup götüreyim. Ama yalnız Gülüstük itmez ki. Siz de beraber. Hava alayım dedun. (Yan gözle Kadm mütercddid. Ben lâfa kan^tım madamı göstererek) ne var ne yokl Ev yakın canım. Şuracıkta. Hem İyilik, güzeilik. (Madama) madam damadı görmüş olursunuz madam, hcnı size arkadaşımız kemanL. de sizin gelın. Kemaü? Dcrken bizim «Lezzet» birdenbire: Hayır hayır keman çalar viyolon. c Bana mü aade, Allaha ısmarîadık. Büyük artist Yarın akşam (Felek) si Nereye yahu? Acelen ne? Bak nemasında. Ah çok seviyorum. Ma çok paha madam.. lı.. Ben o kadar para yok. Koydunsjt bul... Fırlantasile arabaya Zararı yok canım. Size bedava bi atlaması bir oldu. Aeele ile unuttuğu let versin, Gelecek konser ne zaman? şapkasını aldım. Arkasından gideyim «Lezzet» alayın farkında. O sade sa I derken, bir genç hanunm bize doğru nşını dikiz ediyor: yaklaştığinı gördim. Gelecek ay! Madam siz nerede oGül'imsiyerei sorturuyorsunuz? du: Ben karıştım: Affederslniz. ya Cihangirde. Bak bu köpck de dişi. nınızdaki Ijezzet Bey Ona da biksana! Adı da Biju. degil miyci? Erkek mi, dişi mi? Evet desek bir tür Dişi dedık ya! lü, hayır üssek bir Hah! Madam bende bir erkek kötürlüpefe var. Ne dersiniz? Lezzetü rru bu Güzel oğlan. yurdunuz? diye işi anlamamazlığa vıirmak istedim. Pek Güzel güzel.. Sizin gibi. Hani ya ufak, yoK'a jutmadı. Şapkayı müsaade eder misiniz? (beni göstererek) müsyö gibi biiyük Ne münasebet bayan. ŞapKa ot Kurt köpek, yoksam fino. nim. Fino, fino. Ah çok severim. Ne zaman küçük Sizin ayaklannız şibi başınız da köpek, küçük adam; kuçük el; küçuk btr çift mi? pabuç. Hayır, birisi gündeîik; birisi yaBen yardım e*tim: barilık. diye oradan uzakl?şmak üzere aynldım. Biju vaziyetin nezaketini anhyarok artamdsn tıpış tıpış ge'meŞe başladı. Ben de Lezz^ti kurtarm^k )ç:n ianşın ma'îırrm ko>jna girıp ga'eıek konujmaya bfş!=!im. Kadm şaşırdı: Musyu! Benim k>ea var. Sizin braçoya aldmız. Görecek komjular.... Gönr.ezler ca:>m! Aldırmayınl Bakm bcn sıze bir Nasr^ddin Hoca hikâyesi srjlatayım. Bir giin Nasreddin Hcca karii^ra demiş ki... Ben so7Ümü bitirmeden arkamdan bir âşina alıbab sesi: | Felek Bey, azıcık Cflir misiniz rica ederim; dfrnez rri? Bu scfer sıra bizde oldu. Madam» »Lezzet» in elimde kalrri} şapkasıle seîâmlayıp o tarafa gitti:n. Hâlâ izahai veriyor ve vaptıgım hard.etin tamamea ötekini kurtarmak için oîduğunu gnjctıyorum, lâk'n inandırabı'.ene aşkolsun. Bir kere adımız yalancıya çıkmıs. HarW jal B. FELEK