»CUMHURIYET 2 Agustos 1948 TANlVALIti îtlis ısogazı ve Ksenofon'un kitabı Yazan: İsmail Habib Seviik Siirddentotuz küsur kilometrelik yenl şoseyk Kaydar köprüsüne geldikten sonra Bitlis" boğazma giriyoruz. Yetrniş kılometre uzunluğundaki boğaz, Toroslarm İran hudlıduna kadar, aşılımz bir heybet halinde çevirdiği büyük kavsin tek geçidjdir. Ssrt, yüksek. ve dar iki silsilenin büklltnlerile kıvrıla kıvrı'.a insana otomobilin tektrleğile de bitrai. yecekmiş hissini verirken, bereket kulaklanmız boğazmyarı kısmraı dolduran çayın şırıltılarile ve gözlerimiz sudpki şeffaflıkta yıkanan sğac gölgelerinirı neftiliğile avunmaktadır. Boğan yalmz yolun iyi olmayışmdan değil, yalruz komyonlara raslanınca beklemekten vde değil, onlardan ziyade katır kervarriarile Bismil eşeklerine yol vermek için sık sık duraklamak yüzünden bir türlüj bitiremiyoruz. Bisrnıl eşekleri; btınlan, yetiştiren Bismil Diyarbakır treninın :müdad hattında bır istasyon yeri; bunüara eşek demek bi'.e gunah, renkleri bembeyaz, endamları uzun u ü a d a mısli b i l d ğ i z uzu kuüaklılardan bir mıs fazia, sırtîaruıdaki yüz kiloluk yükü b sarp yerlerde tınmadan taşıyıp otomo'bilimizin yanmdan geçerlerkcn o iri gözlerile aldırmadan. şöylece bakarak, her blri taşıdığı isme .rağmen, dayamklığile katrra, yamşıklığile ata benzediğini bilirmiş gibi, hepsinin yüksek bir va. kar içinde, dizi dizi, çevik çevik, beyaz beyaz yürüyüp gidişleri öyle ömür ki... Bitlis boğazmı yiderken ve gelirken, rsten doğunun altile yukarısı arasmda başka gidip geliş yoluna imkân olmadığı için, iki defa geçtik. Yalmz boğazı sadece <geçtik> demek de kâfi degil. Gidis bir tırmanış, geliş bir in'.şür. Esssen boğazın slt ağzile üst ağzı arasmda beş altı yüz metreden fazla bir irtifa farkı olduğu herşeyden önce .şiültılarile boğazı doldu. ran şu gürbüz çaym akışmdan da belll. Bu çay rasçeıe bir akar su değil. Onu da sondan başa ve başton sona kadar iki defa gördüm. Çayuı sonu, Siirdi kıble tarafından çevreleyen Botanla birleşip Dicleye dökülmek, brşı, Bitlis ötesinde, Van havzasile Tıluş ovasl arasındnki Eahva düzlüğünden üç dört dere halinde sızmak. Hef akar su, tabiatin her mahluku gibi, hayata doğup hayatını bitirdiği için işin bu tarafı meraka değmez. Merakı çeken şey akar sularm doğuşlarile bitlşleri arasmdaki maceralandır. Hayvanlar içinde kendi vücudünün bir kaç misli yük tnşıyabilen yalr.ız karıncayraiş. Bizîm Bitlis çayı da kendi bü'iyesinin yüzlerle kat tistünde rol yaptı. Yüks«k bir piâto fcalindekl Rahva düzlüğü batı komçusu Mus ovasına nlsbet. şimale daha açık bulunduğu için, karların müthiş bir toplantı kampıdır. Komşu ovaya yarım metre kar düşse kendisine nrjtlaka üç dört misli yağar. O kadar ki süvar'ler bile onun kar yığır.ları arasmda açılan gediklerden geçtiklerl zatnan gorülmezlermiş. Eğer kar süvariyi kaldıramıyacak kadar yumuşa. mıssa at da adam da kuıtulmamak üzere batıp gitmiştir. Bahvanm, bu zulmüne karşı, insanlara yaptığı sonsuz bir iyiliği var: Dcğurduğu Bitlis çayını Torosların heybetlt gövdesine saldırtması. Yetmiş kilometre uzuniuğundaki Bitlis boğazı işte suyla dağın yüz'.erle ve belki bin. lerle asırlık cengiaden meydana geldi. Eh, annın bal yapması, ağacın meyva vermesi, bulutun yağmur yağdırması gibi akar sularm da karayı oyup kendllerine geçid açmaları tabiatin onlara yüklediği bir vazifedir. Her tabü hâdlse gibi fazia bahse değmez. Fakat Bitlis boğazmın bu cdgrafya vaeifesind«n başka tarih mazhariyetleri de zengin: Bundan yiıml üç asır önce Büyük İskenderin Cihangir orduları buradan geçti, bundan dokuz asır önce A'.paslan, Suriye seferinden alelâcele geri dönerek Malazgird cengini yapmak için süvarilerinl çatlayan atlan yedeklerle d«ği?tirip, koştura koştura buradan geçti. O dünyaya sığmıyan Timurlenk Halebi ele geçirmek için... Neye sayıp gitmeli, en son evvelki cihan harbinde Anafartalar kahramam Mustafa Kemal Bitlisle Muşu kurtararak Çarlığın inhilâline kadar Rus ordularmı kötürümleştiren zaferinl kazanmak için gene bura. dan geçti. Fakat bütün bu geçişler bu boğaz için nihayet birer tarih hatırasmdan başka nedir? Hem bu hatıraların övünüa tarau gsçilen boğaza değil bo. ğazdan geçenlsre aid clduktan sonra. Evet, ne coğrafya vazifesi, ne tarih ha. tıraları; Bitlis boŞazrnm asıl rolü, bundan 24 asır önce, eski Yunan edebiyatının hâlâ dipdiri ayakta duran ölmez bir kitabma vesile ve imkân vermesinden ileri geliyor: Milâddan önce tam 4 üncü asrın başı. Sardeste (şimdiki Salihli) İran satraphğını yapan genc Prens Keyhüsrev (Avrupalılsr Kurus der) İran hükümdarı olan ağabeyisi Büyük Keyhüsreve karşı, tahtı onun elinden aİTnak için, yüz binden fazla bir ordu ile, harekete geçü, Eu orduda on bin kadar, •ücret karşılığm^a cengi sanat edinnıiş, gönüllü Yunan askeri de var. Genc prens Irakta yâpılan cer.k+e yenilerek maktul diiştü. Ördusundaki Iranlılar galib kra. lın tarafına geçnier. Fakat on bin Yu. nanlı ne yapsra? Büyük cenkte, önlerine raslayan kral kuvvetlerini iki defa tarümar eden bu profesyonel Yunan askerlerine açıktan saldırmanm pahahya mal olacaŞmı an. ladıkları için İranlıbr, sulh müzakeresi babanesile, davet ettikîeri Yunan ku. mandanlarmı katlederler. On bin Yunanlı hem başsız, hem şaşkın. Işte tam bu anda içlerinden Ksenofon isminde genc bir yüzbaşl ortaya atılır, Yunanlilara alev alev .nutuklar söylemektedir. Eski Yunanı avcjnun içi gibi iyi bilen Fransız klâsikler'ndjn Fenelon der kı: «Eski Yunanda her çey halka, halk da hitabete bağlıdır.» Nekadar doğru. İşte genc yüzbaşı arka arkaya nutuklarile bütün bu on bini k e n i n e râmetti. İlk uutkunda kendilerini tehdid eden tehlikenin dehşetini canlandınyor: «Büyük kral csikte ölen öz kardesi prensin nâşını bile kazıklattıracak kadar zalimdir, o prensin zaferi için buralara kadar harbebr.cîe gelen Yunanlılara ne yapmaz?> Ne krala tesîım olmaya imkân var ne Egeye kadar geri dönmeğe. Tek kurtuluş ünidi, İi'an ü&esir.den bir an önce sıyrılmak için, vukarıya, dağhk ve yüksek ülkel'Ore doğru harekete geçcrek, Karadenizde bir Yunan müstemlekesi olan Trabzona varrnak. Evet kendi de bi. liyor, bu hareket çok tehlikeîidir, ricat ederîerkea geriden İranblar takib edecek, önde de. kimbilir ne kadar çeşid çeşid kavimlerin kuvvetlerile cenkleşecekler. Evet yalnı: tehlike büyük değil, yer bilmediklerl için yollar karanlık, karşılarma çıkacak kuvvetlerin ne ol. dlıkları karanhk, İran'.ılarm takiblerin. den nerelerde ve nasıl kurtulabilecek'.eri karanlık; ve hepsinden korkuncu karşısındaki on bin Yunanlı şaşkmhim sonsuz karanlıjı içinde. • • Fakat akılh adam bu genc Ksenofon; karşısındaki on bine, knt kat karanlık'a. rı dden ışık lıüzmeleri gibi sözler söy'.emektedir: « Başlarımza neler ^eleceğini düşüneceŞinize cllerinizdon nelcr fteleceRİni diisütjseniz kaybettiğiniz cesareti dcrhal bıılursunuz.» Yunanhları en can yerlerinden yakalamayı da bildi: « Diisnıanlar krallanna, yanl !nsa« na tapıyor. Hnlbuki siıler hiç bir insana hükümdar diye lapmazsımz. Taptigınıı yainu ilâhlardır.> Evet kendi de biliyer, düşmanlar çok kalabalık. İyi amma bu düşmanlar vaktiîe hem ordu, hem doranmaca çok ustün kuvvetlerle Yunanistânm ta göbeğine kadar geldiler. ne oldu? « Atalannız karada ve denizde bn iitiin düsmanları Tendiler. Runun hatı. rası olarnk Elen sehirlcrinde bir çok nbideler^mevcııddıır. FBkat pn çuzcl abide doğup büyüdiiŞünüz şehirlerin hÜTTİyetidir.» Ey, insana değil yalnız ilâhlara tnpanlar, ilâhlar sizinle beraber. Haydi kararmızı veriniz. Ah hitr 1 ctin kudre. ti. on bin. Ksenofon'un deditJ^i yapma:a and içti. Fakat başka bir endişe düsman yalnız çok kalabalık değil, bütün düşman or. dıu;u süvaridir, ha'buki Yunanlılar hep yaya. Hatib panice meydan vermiyor: « Iîiz süvar'lerden çok daha erain bir rcmin üzerinde harckct ediyoruz. Çünkü onlar beyeirlerine tâbidirler. Yalnız bizden değil. düştnemek için bindilileri atlardan da korkarlar. Fakat biz sağlnm toprak üzerinde durdugıımuz için...» haberleri Son Tramvay altında kalan çocuklar Evvelki gün Maçkada tramvay altmda ağır yaralanan 14 yaşmda Özksn adlı çocuk, Şişli Etfal hastanesine kaldırıîmıştı. Özkan dün ölmüjtür. Dün de iki tramvay kazasile karşılaşılmıştır. Şehzadebaşmda biAdiği Beşiktaş Fatih trarnvayınm ters tarafından yere1 atlıyan gene 14 yaşmda ve gene Özkan admdaki bir çocuk, romorktm altına gitmifür.. Kolu kırılmış, kafatası çatlayarak derhal ölmüştür. Bundan başka; Sabahaddin lsim'.i K r genc de, Beyazıdda tramvay durmadan inmek ist€miştir. Komork tekerîekıeri arasına düşüp, ağırca yaralar.mıştır. Ya. ralı, GurEbaya kaldırılmişür. Zabıta ve savcıhk, her üç kaza etrafında tahkikat yürütmekfedir. KİTAB SOHBETLERİ HEM NALINA MIHINA aylardaki neşriyattan bir kacı hakkında... > f c Bu, ne bitmez yağma! ovjet Rusya, zaferi, Müttefik. lerin zaferini son haddine kidar isüsmar etmek için, eliııden geleni japmaktan geri kalmıyor \e zafer ortaklarınm itirazlarını filân <la dinlemiyor. Bu cümleden olarak kışı:ı ortasında kendi bölgesindeki Müttefiklerin bölgfisine sürüp attığfl gibi, geçenlerde Kızılordannn işgal ettiği dcğu Avusturya topraklanndan 50,000 Al. raanı gene Müttefiklerin idaresindeki yerlere sürmeğe başlamıştı. Bu topyekun sürgünün sebebi, doğıı Avusturyadaki çiftlikler jibi fabrikaları da musadere etmek ve bn işi kolayra bir olupbitti ile Dİtirivermektir. Ayusturya hOkumetl, Sovyet Rusyanın bu karakuşî knrarmı kabul etmedi. Birleşik Amerika da, İngiltere de, harb ganimeti fddiasile Ruslann yaptıkları ardı arkası gelmiyen yağmacılığı protesto ettiler. Gene Birleşik Amerika üe Fransa, döğu Avnsturyadan sürülen Almanları kendt işgal bölgelerine* kahul edemiyeceklerini Rus komutanma bildirdiler. A\Tisturyadaki Amerikan knmutanı General Clark Sovyet komntanı Kurasofa resmî bir mektnb göndererrk bu mesele hakkmdaki Amerikan görüşünü bildirdi. Buna göre, Avıishuya^ a 1938 den, yani bu memleketin Hitler tarafından ilhakmdan sonra gelmiş olan Alman malları Alman olarak sayılabilrcektir. Bundan evvelkilere bn sıfat v c rilemez ve bu mallar harb tazminn'ı fa^Iına ithal edilemez. Bu mese'.ede. İ:igiltere de, Araerikanın fikrinde ve yanındadır. Amerika ile İngilterenin doğn Avu=turyadaki Almanları sürerek onlarm malları üstüne oturmak istiyen Sovj "t Rusyayı protesto etmiş olmalan, bo!?cvikleri bu işten vaıgeçirmeğe kâfi gelic mi? Aslâ! Ruslar, artık gemi anya a1mişlardır. İşgal ettikleri memleketlerda alikıran, başkesen vazivetindedirler. Harb bittikten 15 ay sonra, Avustufyadaki 50,000 Almana «id mallann gan met diye musadere edilerek kendilev:nin sürülmesi ve bu harektin Amerikanlar tarafından protesto edil. mesl, bize Kmm ve İngüş . Çeçen cumhnriyetleri hfllkmın topyekun So\yet Rusyaran başka yerlerine «jürülmcsi faciasını hatırlattı. Bu (aciayı baber v.ren bir kaç gatırhk Rus tebliğl, bunları» nereye sürüldiiğünii bildirmek cesaret;. ni göstermediğine göre, Siberyaya yani beyax ölüm diyarına 6ÜrüldükleTiti3 hükmetmek yaıılış olmaz. Kafkasya eteklerinin ve Kırımm, mutedil iklirnlerinde ve çok bereketli. lengin toprak. larda yaşıyan bu lnsanlann ya buz giLi Siberyada, yahud da cehennemî steplerde ölüp gideceklerine çüphe yokhır. Ruslar, Avusturyadaki Almanlann yailanna yalnız 15 kiloluk eşya almalarınn müsaade ettlkltrine göre, zavallı Kırımlılara ve Çeçenlere de aynı şeyi yaptıklarını kabul etmek icab eder. Böyle çınlçıplak denilecek blr halde eşyasır, hayvansız uzak ve çorak yerlere sürülen insanların nğrayacaklan akıbet, açlık, sefalet ve hastahktan kırılmaktır. Nite. kim, harbin başında Ural dağlarınm ge. risine ve Siberynya sürülen Polonyalıardan eriyip giden ve kaybolan yüz binlerce insanın hesabmı, bolşevikler, hiç bh zaman vermemişlerdir. Bu miinasebetle Çeçen ctMnnnrlvett halkından 24 vıl önce memleketimize iltica etmek zorunıla kalmış olan bir zattan aldiğım melrhıbnn ban parçala. rını başka bir sürnnda okuyacaksınız. YukarıM yazıyı iil hafta evvel yp.z. nuştım. fakat seçimlcr nıiinasebetile ne?ri gecikti. Son gelen haberler, Ruslann Avusturyadaki Alman emlâkini tayin ve tesbit işlerile meşgul 5 Avusruryalı profesörü hapse attıklarını bildirdiği gibi Macaristandan da p?k çok buğday ve 31 milyon İngiliz lirası kıymetindeki sanayi malzemci kaldırdıklarını ve Macaristanı mahvctmekte clan bu yağmacıIığın Amerika tarafından protesto edildiğini bildiriyor. Ne ^iyelim bolşevik idaresi ve işgali altındaki bedbaht milletleri, Allah kurtarsın! Dün de bir çocuk ^Hüseyin Rahmi,, ve "Hâmid,, külliyatı Tarih Kurumunun son neşriyatı ve "Fatihin şiirleri,, Yeni ve güzel bir tercüme parçalandı. birisi de Geçen sene, tâbili 1 ^^^ ^^^ ^ ^^^^^ı^^^ dadır. Bu eserler, o Yazan ğinin ellinci yıldönü | devrin fikir ve sayaralandı münü tes'id ettiğinat hayatını gösterir miz İbrahim Hılmi' Çığıraçan, rahmetli I Hüseyin Rahminin yalmz tâbii değildi; en yakın dostlarından iiriydi. Geçenlerde, merhurtlun Heybeliadadaki eviai ziyarete gitıniş; Bu ziyaret intıbalarım <Hüseyin Rahmi Külliyatı> ismile neşre başladığı aynı cins kaplar ve aynı boydaki kitabların ikinclsinde .«Ölüm bir kurtuluş mudur?> da şöyle anıatıyor: «... Evi, eşjası, kitabları, herşeyi yerli yerindedir. Evin içinde yaşıyanlar, vak. tile ziyaretine gelenler onun öldüğün< inanmazlar. Yeğeni enun herşeyine, bü. tün metrukâtma dindarane bir sadakatli hürmet etmiş, hatırasını evin her köşe. sinde yaşatmağa çaiışnr.ıştır. Meselâ ben iki ay evvel bir misafir gibi evine miş, hazırlanan sofrada her vakitki yerime oturmuştum. Yemek takımından hiç bir şey eksilmemîş, hattâ yemeklerln intihabı, çeşidi, piçmesi tarzı ve servis1 bile değiçmemiş, sanki Hüseyin Rahm: Gürpınar hâlâ hayatta ve sofrada bulunacakmış gibi tanzim olunmuştu. Sofraya oturduğumuzda Hüseyin Rahmi Beyin yeri ve sandalyesi hürmeten bo: bırakılmıştı. Ben bu snda ğayriihtîyarî olarak, karşıma dikilen hizmetçisine: Kemal Salih Sel hakkında yalnız iki k'tab çıkmıştır. Hki cidden güzel ve edeoiyat tarihi için pek faydalı bir hatıra kitebı olan Ref.k Ahmed Sevengilin eieridir. İkincisi de llustafa Nihad Özönün, Hüseyin Rahminin muhtelif eserlerinden seçilmış parçaları ihtiva eden bir eseridir. Umumi bir fikir'verecek değerdedir. * Aynl boyda ve oy.ıı tipte bir başka seri neşriyat da «Abdülhak Hâmid Külliyatı» dır. Kanaat Kütübhanesinin hazırladığı bu seri neşriyattan da ilk çıkan «Makber» den sonra ikinci ve üçüncü olarak «Tezer» ve «Eşber» çıkarılmıştır. Birinci?inde olduğu gibi, ikinci ve üçüncü eserlerde de «müeîlifin el yazısile tadil ve tashih edilen nüshalar» esas ittihaz edilmiş ve «İsmall Hâmi Danişmend tarafından tertib ve tashih» edil>rek sonlarına birer de «lugatçe» ilâve olunmustur. Bu seriye «yenl yazıya çevrilmenv.ş eski yazıheserlerl şimdiki nesiller için maz:ye gömülüp kaîmış birer define» sayan merhum İlyas Efendi hayatta iken başlanmıştır. Oğvıllsrı, babalarmın başladıŞı yolda yürüm^kle hem hayırlı blrer halef olduklarım göstermiş, hem de memleket irfanma hakikaten hizmet etmlş oluyorlar. * Türk Tarih Kurumunun yayınlan gitgide çoğalıyor; Kurum yayınlan elliyi aştı, Belleten nüshaları kırk» yaklaştı. Neredeyse bir kuçük kütübhaneyi dolduracak. Son yayınlardan blr tanesl ismall Hakkı UzTinçarşılının (Mithat ve Rüştü Paşalarm tevkiflerine dair vesikalar) isimll eserdir. Son seneler lçlnde tarıh kütübhanemize, bilhassa Osmanlı devleti teşkilâtma dair pek değerli eserler veren muhterem muharririn bu kitabı, ismtn. den de anlaşılacağı üzere yakın tarihlmizl aydmlatacak vesikalardan terekküb etmiştir; devlet arşivlerinde uzun çahşmaların mahsulüd\ir. Kitabm sonuna, eserde geçen vesikaiardan bir çoklarının foto^rafileri konulmuştur. Mithat Paşaya aid her eserde, mutlaka itiraz edilecek bir taraf aramayı mutad edinmiş olar. merhumun o51u Bay AH Haydar Mithat, bakahm bu (vesikalar j eseri) için de soyliyccek bir şey bulacak Balıkpazarenda istimlâk edilen binalar Beledlyeı Emlnönü Unkaparı yolunu aç mak üzere Balıkpazarı adasmdakl blr kuım blnalan İstimlâk etmlştl. Fakat lstlnü&k kanunundakl blr maddeye gere Beiodlye, b<4 İstimlâk ettlğl blnaları vaktlle yıkmaz ve bunları klraya verlrse mal »ablblerl malıkerneye müracaatle gerl alabllmek sa&hlyetlnl halzdlr, Halbukl Beledlyeı îç Işlerl Bakanlığ'.ndan verllen ve msrrüekette blna buhranına meydan verUmemesl İçin stlml&k yapılmamasım mutazammın bulu. nac blr emre tevflkan bu blcalan yıkmamı? tı Mal sahlblerl mahltemeya müracaatle bu emlttk! gerı almışlardır. Bu vazlyet karşısır.da bu blnaları harbden evvel ucuza lstlmlak etmlj ve yenl lstlml&k muameleslnds fcunların esklslnln blr kaç mlsll lazlasını ödcmek mecburlyetlnde kalmıj bulunan Beledlyej bu lşe blr hal çaresl bulunması İçin hUSumete başvurmuştur Verllea blr kararda İstimlâk edüen mezkur, binaların blna trıhranıa» m&nl olmarnak İçin evkalâde alıval dolayıslle hedmedllmedlk;erl anlaşılmış bulunduğu clhetle bunların mal sahlblerlne ladeîerlne lOzum olmadığı blldlrllmlşı bu suretle Beledlye evvelce lstlmlftk ett'lgl bu blnaları tekrar lBtlrdada imkân bulrr.u^tur, Tcknlk okuldan bu yıl 100 kadar talebenln mezun olac.ıgı tahrnlu edllmekt«dlr. luaa göre okula alınacak talebenlm yekunu da lı)O kadar olacakt'.r. Sanat Enst'.tüünden gelecek 3ü talebe lle blrllkte llseerden gelecek talebelerln miUabaka lmtlhaclarıua eklm ayı başlansıcmda başlarııacaktır. Dlger tarjıftan Teknik okulda lk. male kalmış talebelerln lmtihaıu 13 ey. ulden sonr^ yapüacaktır. Teknik Universiteye alınacak talebe Kızım, vukarıya çıkınız, Rahmi Beye söyleyiniz, sofra hazırdır, beklediğiniz misafir aşağıdadır, diyiniz, demiştim.> Edebiyatta olduğu kadar, tarihte de yer bırakmış bütün büvüklerimizin .ölümlerinin daha ertesi gününden itibaren evlerinin ve evlerile beraber hatıralarmın da darmadağm edüdiğine hep şahid olduğumuz için Hüseyin Ranmi merlıumun bu mazhariyetinl müstesna bir hâdise olarak karşılıyonım. Yeğeninin sadakati önünde de hayranlık duyuyorum. Fakat ne benim, ne de bu satırları okuyanlarm duyacağı hayranlık ve takdir hisleri büyük Türk munarriri. ne aid bu hatıraların ebediyen muhafaza edilmesine ve başka memleketlerdeki emsaü gibi bir örnek clarak kalıp şitmeMaarif Vekâletl mi eine kifayet y olur. mazur göriinüz, çu «Mfllî E.5itim» tabiri, lşittiğim zaman bile, tüylerimi diken'.eştiriyor İstanbul Belediyesi mi, herhalde birinien biri «Hüseyin Rahmi müzesi» rıin devammı ve bir edeb! ziyaretgâh haline s e ' m e s i n i t«mi n etmekte kendilerini vazlfedar görmelidirler. Yukarıda Jsml geçen «Ölüm bir kurtulus mudur?» eseri, Hüseyin Rahmi Külliyatınm ik'nci k'tabıdır, ilk defa baBilmaktadır. Külliyatm birinci kitabı <Tesadüfs ve üçüncü kitabı «Metres» merhum üstadm eski ve pek meşhur eserleridir. Gerak cTesadüf», gerek »Metres> teki ufaktefek terkibler, şimdl menus olmıyan kel'.meler değiştirilmiş ve lisan sadeleştirilmistir. Bu sadeleştir. me İ5İni Refi Cevad Ulunay, elhak, muvaffakıyetle yapmıstir. Çünkü Ulunay eski Istanbul hayatını ve lehçesinl iyibilenlerden biridir, ve bu işte titizlikle çalısmıştır. Ankara Üntversitesl yaymları arasmda Hüseyin Rahmi hokkında çıkmış iki etüd gördüm. Bu etüdler «Niyazi Berkes» ve «Mediha Berkes> imzalarmı taşıyor. Pek değerli b!r çift oldukları anlaşılan Berkes'lerin eserleri, Hüseyin Rahml hakkmda şimdıye kadar yapılmış tetkiklerin en metodlulandır. Niyazi Berkes'in etüdfl bir sosyoloji hocası olduğuna göre Hüseyin Rahminin sosyal görüşleri fizerindedir; Mediha Berkes'inki ise bir kadm olduffuna göre aile me\zuu ve kadın tipleri etrafmdadır. Niyazi Berkes'e göte Hüseyin Rahminin romanları Içtlmaî hayatımızdaki elll yıllık değişikliklerin İstanbulda geçen bir tarihi mahiyetindedir, ve muharrîr hemen bütün eserierinde «eski» ile cyerd» nin mücadel;stni yapmıştır. Diyor ki: «Herşeye rağraen Hüseyin Rahmi, Turk üerl düşünüş tarihlnde buyük blr eima olarak kalacaktır.> Mediha Berkes, etüdünde muharrlrln evlenme ve aile mevzuu Czerinde ilerl görüşlerl oldufu neticeslne varmıştır. Diyor W: «Muharririn aile problemini tamamile halıettiğl lddia edilemez. Fakat aile geçimsizliklerinln ve bozukluklannın sebeblerini genlş ö^üde ortaya koymasmı bilmiş, sağ!am ailelerin temellerini göstermeğe çalısmıştır.» Mediha Berkes, Hüseyin Rabminln romanlann'n kısa ömürlü olduŞıma iranmıyor, bllâkls gelecek neslllerin onu b'.zden fazla takdir edeeekleri ve ondan faydalanacaklan fikrindedir. mahiyette veya Fatihin şahsiTe ilgili biyoğrafisi, kullandığı eşya ve elbseler, el yazuarı, mühürleri, kıtabları, hatıraları gibi türlü mevzularda olacaktır. Bu yolda çahşmalara başlanmıştır. Nejredilen Divan da, bu çalışmaların ilk mahsulüdiir. «Büyük Fatihin beşerî duygularile sanatkâr ruhunu gösteren şiirleri> ni ih. tiva eden bu eser ilmî metodlar dahilinde hazırlannnş ve hakikaten pek iyi bir şeküde basılmıştır. Eserin hazırlanmasında AH Emiri Efendi kütübhanesîndeki biricik yazma nüsha esas tutulmuş ve bu nüshanm tıpkısı (fakslmilesi) ilâve olarak verilmiştir. Eserin başmda hazırlayıcı Kemal Edib Ünselin bir başlangıc yazısı var ki, şair Fatih hakkında si"ndiye kadar yapılmış tetkiklerin en anlayıshsıdır. Bu etüdde Fatihin edebî şahsiyeti. şürlerin dil ve üslubu, metindeKi imlâ hususiyetleri ayrı ayrı tetkık ve tahlil edilmiş aruz ve kafiye bakımmdan tenkidler yapılmıştır. Genclerin metinlere nüfuz edebilmelerini kolaylaştırmak vc eserden lâyıkı veç. h'.le faydalanma!ar:nı sağlamak için «İzahlı bir sözlük» ilâve edilmiştir. § Tarih Kurumu, eseri, önsözünde <kıvanc> la takdim ediyor. Ve canım e;ere, mide bulandıran bir ainek lekesi kondurmus oluyor. Bu eser, meselâ berd sevindirdi, memnuniyetimi çekti, zevkiokşadı. Fakat asla «kıvano lamadı! Beşyüzüncü fetih yıluu tes'ide hazır. lık olarak tstanbul Belediyesi de bir neşriyat serisi açmış ve iki eser çıkarmıştır. İkisi de kıymetli olan bu eserlertn tertibleri kadar takdim şekillerl de hoş değildir. Eserlerden ilki Istanbul hakkındaki etüdleri ve sayısız eserlerile tanınmı? olan muhterem Osman Erginin Mektubcu Osman Bey. (Fatih imareti ve vakfiyyesi) dlr; ikincisi doktor Süheyl Ünverin (140 sene önce tstanbul) udur. Bu İkinci eser Fatihin oğîu Bevazıdın Suyolu haritası vesile edilerek ortaya koru muştur. tbrahlm Hojd, teıcümelerl itlmadla okunan sayılı mütercimlerden biridir. Türkçesl gibi lngilizcesi de pek kuvvetlidir. Tagore'den yaptığı tercümelerden beşlncisini de kitab halinde neşretmiştir. (Acıkan Taşlar) ismjni taşıyan eserde dünya çapındakl Hind edibinin on üç nefis hikSyesi vardır. Büyük bir itina ile, aslma tam bir sadakatle ve tertemiz bir tttrkçe ile tercüme ve neşredilen bu eserle kütübhanemiz dünya edebiyatmdan önemli bir nümune daha kazanmış oluyor. Bu Mkâyelerın sonuncusunun t=sirinl hâlâ üzerimde taşıyorum. «Kabuivallah» 1, okuyacak bir babanm, hele çociTğunun hasretinl çekmekte ise, gözerinl yaçartmaması iıümkün değildir. Pazar günü büyük blr yolcu dev uçağı :ehrtmlze gelecektlr, Isveçln maruf A.B.A. havacılık flrmasına ald olan bu uçak, tockholm'den bazı Avrupa merkezlerlne ugnyarak şehrlmize gelmeStedlr Uçak 41 klşlllktlr, Isveç havacılıi şlrketl bu seferl Stockholm . Istanbul hattı lf!n blr tecrütre ;eferl olırak yapmaktadır. Uçak 5 ağustos;a Yeşllkoyden Stockholme hareket edecekVe öyle btr anda alaylı bir eda lle, lr. Bu »eyahatte uçafc Plre Roma ve karşısmdakilerin viE'tıiğini büsbütün Berne'e ujradıktan sonra Stockholme glşahlandıracak tarzda, iîâve eder: deoeXtlr Bu tecrübe seferl İçin de şenrtmlz« Süvarilcrden yalnız bir eksiğimiz den yolcu kabul edlleceitlr. vardır: Onlar bizden daha İyi kaçarlar.> Bir tayin Evet kaçmıyacak olduktan sonra ata Tlcaret Oîlsl umum müdür muavlnl Şaklr ne lüzum var? Ah, sözün büyusu, bu on Turalı. Fmdık Kooperatlflerl blrllğl umura bin yaya o an kendilerini atlılardan da mUdürlügüne tayln edilmlştlr Yenl umum müdür dün akşam Ankaraya gltmlştlr, ha kuvvetli sandı. Ksenofon'a sordular: «önümüze rasAdliyede bir terfi Istanbul lklncl Agırceza mahkemesl baglayan nehlrleri nasıl geçeceğiz?» Her müşküîü halleden keskin bir zekâ ıle kam Sallm Başo^ Adalet Bakanlığmca kuulmuş ayııma encümenlnln kararlle, lklncl cevab verdi: «Nshirleri geçmekten mi dafa olarak mümtazen terfle lâyık görülkorkuyorsunuz? Biz yukarı doğru git müftOr. Bu suretle, asli maagı 80 Uradan tikçe nehirler küçüle küçüle dizlerimtze 100 llraya çıkarılmaktadu 1 . Keyîlye^ dün kadar inecek.> Hep Diclenin doğusrmu Istanbul Cumhuriyet SavcıIıgınB b'lldlrlltakib ederek yukarı çıkarlarken bir yer mlştlr. Değerll tecrübell »dllyecllerlrDlzden lan Sallm Başolu tebrlk vo göstcrdlğl bade, nehrin dönemeci lcabı, yukan çi iarımn deTamını temennl edlyoruz. kabilmek için, Dicleyi geçmek zorunaa Satışlan serbest bırakılan olduklarını sandılar. Blr Rodoslu sskertn mensucat teklifile tulumlardan köprü kuracaklar. YerM Mallar Pazarlarmca devralmıp da Bereket karşı kıy'da düşman süvarileri ıtmaya tabl tutulan blr kısım pamuklu göründüğü için buna imkân bulamiya aıensucütın da tlcaret ve »atısı serbest bırak vazgeçiyorlar. On bin!erin talihl işte akılmıştır, Amerlkan patls j mermerşahl. Dicleyi bu geçemeyiştedir. Bu sayede Elad bezJerl de dahll buiunan bu pamukular bundan sonra lthalatçılan tarafından çok geçmeden Bitlia boğazma vanrlar. erbest satılacak ve halka verüecektlr, Bu Bu uzun ve dar boğaza girişle bir kere ıııretle îerlı Mallar Pazarlan devlet fabçevrilmek tehlikesinden kurtulmuşlardı. rlicaları mamullerUe lthalâtçılarla rekabet Sonra boğazı bitirlnce îran nüfuzundakl allnde bulunacaktır, Yerli Mallar Pazarülkeleri aşmış oluyorlardı. Sonra boğa larmca el konulan ıtbal&t malı rünlü kurın yokuşunu tırmana tırmana anladılar maşlardan da 1947 başmda «1 konulma karan kaldırılacak ve Tlcaret aatıgl »erbest ki hep yükseliyorlar. Nihayet boğazı bi ır&küacaitır # tirîp Bitlls ve Maiazgird Ozerinden «şaSümerbankın okutacağı talebe rak, Arosm sol kıyısını kavisledikten BümerbanS, bu sonra, en son tepeden blrdenbire hepsi muhtellf fakülte yıl memleket dahtllndeSl ve okullarda 85 burslu cigerîerinl şişiren b'r sevinc nârasile.... okutmaga karar Termletlr, Bunlar Hani kendilerinden 20 asır sonra Kristof stenbul Pen Fakültesl ve Klmy» Enstltüsün 6, Ankara Fen Fakülteslnde 5, Istanlrul Kolomb tayfalarmm «kara. kara» diye haykırışları gibi bizim on binler.de on Yüksek Tlcaretlnde 12. Izmlr Yüksek Tl »retlnde 6, Teknik ünlverslte Maklne larm tersine ve onîardan 20 asır önce Pakültesinde 15, Elektrlkte 10, tktısad «deniz, deniz» diye bağrışarak kurtuldu 'akülteslnde 5, Teknik okulundk 10, Ecîar. , :acıda 7 Istanbul ve AuXara Sanat okulAlt doğunun düzlüklerînden Ck defa annda 30 ögrencldlr. Bu ögrencllerln blrlnd ttlnolye Bitlis boğazına girerek onun yoku^unu ek lyl reya lyl derece lle smıftan olmalan geçmlş tırmanışları: Yalnız bir kiimandan, yal ıart konulmujtur, Bunlar irasmda blr seçnız bir hatib değil, aynı zamanda maha mc yapılacaktır, retll bir kalem sahibi oJan Ksenofon ana Sular kesildi vatana döndükten sunra bu binbir maMevslmln en sıcak günlerlnl geçlrllğlmlz ceralı ricate dalr yazdığ: kitaba yunan su sıralarda nemen nemen sehrln her tacada «Yüksek memleketlere doğru> rafmda sxısuzluktan şlkâyet edllmektedlr. manasma gelen «Anabasis» adını verdi. Bu arada Mlrgüa ve Boyacıköy halkı da, Kitabtın adı bile bu boğazdan geliyor. Uhasaa günlerdenberl koru başmdakl çeşmeuln euyu kesllmls olması yüzünden çok 24 asırdır medeniyet âlemi «Anabasis» i '.kıntı çekmektedlrler AlâkEdarların bu hâlâ zevkle okuyorsa bunu Ksenofon'a hususta âcll tedblrler alması zarurl olduğu borclu olduğu kadar mülıim bir şükran anaatlndeylz, İstanbul tarafında da dün terkos iesUmls payını da bizim Bitlis boğazma ayırrnalıd'ır. e bütün gün halk susuz kalmıştır, Büyük bir uçak geliyor Tarih. Kurumunun neşrettigi bîr diğer eser de, tstanbul fet'.ıinin bes yüzüncü yıhnı kutlama maksadile açılan yeni bir serinin ilk kitabıdır. Bu kitab Kemal Edib Ünsel tarafından hazırlanan (Fati5in Şiirleri) dir. Kurum, 1953 mayısma, yani beş yfl. rüncü devri senevinin tes'idi tarihine kadar bir çok eserler neşretmek kararm Kemal Salih SEL Serbest Sütun: Sovyet Rusyada topyekun sürgün edilen kavim hem hayatlarımkurtarmış, hem de fcuralarda topladıkları kuvvet'erle Denikin ordusuna taarruz etmişlerdi. Sovyet ir.kılâbınm zaferinden sor.ra, Bolşevikler, Çeçenlere yaptıkları vaidleri tutmıyarak Kolhoz teşkilâtını fcruralara da teşmil etmeğe ve herkesin toprağını ve mallarını ellerinden elmağa başlaymca Çeçenler arasında memnuniyetsizlik ve mücadele arzusu başlamış; fakat üstün Kızılordu nin tazyikı altında bir varlık gösterememişîerdir. Bununla beTaber, bu mücadele ikinci Cihan Harbine kadar devam etmiştir. Kıymetli yazmızda belirttiğlniz gibi, İkinci Cihan Harbinde esir düşen Rus, Ermeni ve diğeT So\^'et Rusya hslklarına mensub askerler arasında AL manlar teşkilât yapmışlar,' ve bunlardan askeri birlikler vücude getirmişlerdir Bunlar arasında Çeçenler de vardı. Fakat Çeçenlerin, Alman lstilâsma Tiğrayan bazı yerlerde olduğu gibi, Moskovaya karşı isyan ettikleri ve çeteler kurarak Almanlarla beraber Kızılorduya karşı savaştıkları hakkmdaki Rus iddiası kafiyjen doğru değildir. Çünkü Çeçenlerin arazisi Almanlar tarafından işgal edilmemiştir. Almanlar ÇeçenLstan hududuna kadar gelerek Mazdok'ta ka'.mışlar ve orada ileri geçmemişlerdir. Binaenaleyh Çeçen1er isyan ederek Almanlarla beraber Kızılorduya karşı harbetmemişlerdir. Bu iddia yalandır. Çeçenlerin topyekun sürülmesinin hakikî sebebi, çok zengin olan Çeçenistan topraklarma, Bolşeviklerin eskidenberi göz dikmiş olmalandır. Resmt tebliğde ileri sürülen Çeçenlerin Almanlarla işbirliği yaptıkları iddiası, bu toprakları ele geçirmek ve çok eskidenberi takib edilen Rus imha siyasetine deram etmek için icad edilmiş bir bahaneden ibarettir. tsmail Habib SEVÜK AnSarada Atatürk bulvan Üzerinde Kıztlay clvarında 4 odası, geniş blı holü. mutfağı, banyosu^ ialoriferl ve telefonu üulunan ve a y d a ' l l O "& ilrası olan blr apartımün dalresl Istanbulda buna mjadll blr apartıman dairssı veya evle mübadele cdilmek lsteniyor. îstekUlerln ?2«S9 numarpva ttlefon etmelerl veya BeyoSl'j Mets caddesi Hatay apartımanı kapıcısı Melımed Ya'.çınkayaya müracaatte bulunnıaları. Ankarada ev arayanlara Topkapı Futaraperver hayır müessesesl her ramazan olduğu gibi bu ramazan da ııüessesede kayıdlı 2"0 faklr alleye ra lazanl'k erzak tevzl etmlştlr. Bu tevzlatta ,er alleye şeker, makarna, pat3tes ı sadeyag. abun kuru üzüni ı plrlnc ve zeytln verllmlştlr MUessese^ Ş3ker Bayrammda yapacağı terzlat İçin ştmdlden hazırlıklara ve vatardaşlarm gerek nakdeh, gere's aynen yapacaklan tebcrruları kabule başlamışt'.r. Topkapı fıkaraperverinin Ramazan yardımı SADİ TEK Tîyatrosu Bu gece: Üskütîar Bağlarbaşı Ç?rağan'da Yarm gece: Kadıköy S Ü R E Y Y A ' d a :un 4 Cuma 5 O Vasatı Ezanî a* i> a c < 2 > 13 M «I w (ATl ALA1S ÜSKÜDARI Büyük Kahkaha GEÇTt) i 3 ">r 17 Ifı 21 2r>•22 Eseri 4 51 8 49 12 0') 1 4S 7 29 30 haziran 1946 tarihll Cumhuriyet'in başmakalesinde «1,5 milyon insanın hakkı arartmıyacak mı?» başlıklı yazınıza konu teşkil eden İngüj Çeçenler hakkında aşağıdaki malumatı arzetmeyi faydalı gördüm. Moskovada iki satıriık bir tebllğ ile büdirilen bu acı haberin insanlık ve demokrasi uğrunda milyonlarca kurban veren medenl dünya efkânnda tepkisiz kalması, bidayette beni hayret ve eessür içinde bırakmıştı. Nihayet çok reTİnde ve haklı olan görüş ve duyguarınızın Cumhuriyet BÜturJarına aksetmesl, bu hayret ve teessürümü izale etmi} olduğundan. size karşı minnettarım. Çeçenistan veya rusçada Çeçenya denilen yer şimal Kafkasyada Terek nehri boyunca uzayan ve dünyanın en münbit, en mahsuldar bir arazi parça:ını ihtiva eden ve Bakudan sonra en zengin petrol kaynaklarına sahib olan bir yerdir. Bu bolgede oturan Çeçenler, bir milyona yakm eski bir Tiirk kavmidir. Çeçenler, Timurlenk ve Rus stilâîarı harlcinde, han, kral gibi hükümdar idaresi görmemiş ve senelerce kendi kendilerini hür olarak idare et. mişlerdir. Bu memleket, 19 •nnciı asra kadar, çlÖlümünden sonra, Hüseyin Rahmi malden gelen Rus istilâ kuvvetlerine karşı mücadele etmlş. 19 uncu ssırda tmam Şamil'in idaresi altmda muvaffakıyetle nıücadelesine devam ederken Kırım harbinden sonra, pek üstün Rus kuvvetleri karşısmda savaşa son vermek zorunda kaimıştır. Ateşli sHâhlaa karşı kılıc ve kama gibi iptida! siâhlarla dö\Ü5en Çeçenler, bu savaşlarda nüfuslarmm üçte ikisini kaybetmişlerdir. Bu kahramanca mfldafaa rihavet ulduktan sonra, bir kısım çeçenler hieret ederek Türkiyeye gelmiş. bunlan n ve orada kalanların topraklarının oğu, Kafkasyaya hulul siyaseti takib •den Çarlarm, Rusyanın başka taraf'aındah getirip bu bölgeye yerleştirdikeri Kazaklara verilmiştir. Birinci Cihan Harbine kadar Çarlık îusj'asının merhametsiz baskısı altında /aşamak zorunda kalan ÇeçenVr, o harbin sonlarına doğru Ruslar arasında başlajan kızıl beyaz mücadeîe.sine katılmışlar ve istiklâîlerine kavuşmak Bol yazı. resîm ve üç renkll iki tablo ümidile kızıllarm vaidlerine kapılarak ile süslü olan bu sayıyı ba>ilerinizden »nlarm tarafmı tutmuşlardır. Stplinin n yakın arkadaşlarmdan olan Kirof. ısrarla arayınız. Ordjeniscidze, Gikolo ve diğer bazı Bol;evik şefleri Beyaz Ruslann taarruzîan da Çjcn dağlsrına stğır.arak Blr müddetterıberl Rus barb ve tlcaret gemlleıl Alıüenlzden llmanırruza gellp Ka radenlze geçmeSt«dlrler. Dıla de 9 Rua Scrvetl ve aram» tarama gemisl daha geçereS Karadcnlze gltnüştlr. Bunîarın takslra edilen Alman docanmasından Sovyet Eıısyanın lıissesine duşeo. gemller oldiıiüan tatrnln edllmektedlrScn Posta rçftkimiz dun 17 yaçma glrmıştlr. Arkadaşımıza uzun ömurler ve baer.rUar üllerlz. Bugüa Dolmabalıçeyl llaçiaya bağlayan ve bel?dlyece affalt olaraS lnşa edlimli buiunan Bayıldım yokuşunun açılı? törenl yapılEcaktır 8aat altıda tataıır/ul GazetecUer cemlyetl önunden kalkacak otoiusler davetlUerl götürecektlr Küşad merasimlnl müteaiıb Inonü stadmüa gazetecller toplantısı yapiı. lacaktır Karadenize geçen Sovyet harb gemileri Son Posta 17 yaşmda Bugün açılacak yollar 7 İNGİ FASİKÜL Ç 1K T I M1UÎ Kaltmma Partlslnln BeyoğlundaJcl u m m l merk3zlnde dün üçe ve bueak ni'U» mes8lllerlnln de hazır hulunuuğu blr top lantı yapümıştır Toplaatıda llder mesele» Blııln göruşüMüğü tahmln edllmekle berabert bunun daha ziyade merkezler araa blr tesanüd temlnl İçin o'.duju söylenmek. tedlr. Partl umuml merkezl llderllge getl™ rllecelî şalıslyetlerle temas hallndedlr. Blr buçuk ay sonra toplanacak olan umumt kongıe İçin hazırlıilar devam etmefctedlr. Partl, eylulde yapılacak mHletveSlll seçlrnl. Acaba saçma tarihî iddialarla Türki ne l;HraX edecektlr Dlğer taraftan Partlnln eski llderl Nurl yeden toprak isteyen Gürcü profesörleri Demlraâ, Nureddin Ardıçoğlunun baklayı ile Ermeni propagandacıları ve onların ağzır.dau çıkarmasını beklemektedlr bu ihtiraslarmı destekleyen Fransız koMersinli Ahmedi öldürmek münistleri vessire, Çeçen ve Kınm isteyenlerin mubakemesi Cumhuriyetleri halkmın yok fdilmekle Kıyraetll güreşçllerlrnlzden müsavi olan topyekun sürgün ediîmele slnîlyl Diiabderede öldürmeğe Ahmed Herteşebbüs erine ne buyururlar? Bir Çeçen den ve bu sırada Mehmed lslmll blr f:rın (îmzası mahfi'zdur) plşltlclslnl ölduren Mehmed Çabalarla sug ortaklan Hablbe Hatloe Hnmza ve Ahme. dln muhakemelerlne, Istanbul lklncl AgırAcıkh bir ölüm ceza mnhkemeslnca dün devam edilmiştir. Gazetemizin Izmir muhabiri ve <Yeni Dün'ıu celserie^ bunlardan Ahnıed sorgi'.ya Asır> gazetesinin Yazı Işleri Müdürü çekümlştlr. Bu tecavüzü tertlb ve dlğerle» Kadri Buşçının annesi Havva Huriye rlnl teşvlk etmskton muhekeme edılea Başçının dün Izmirde hayata gözlerini. ] A^rn5df suç'iraı Inkftr yoUu lfade vermlştlr, Ahmedi* ds scrguya çekllmestle. dün bü» yumduğunu teessürle öğrendik. Arfca tüa sorgultır sona ermlştır. Gelecek celsed4İ daşımıza başsağhğı dileriz. şahiâttrln dlnleullaıeslce bajlanacaktir Nuri Demirağ, ağızdan çıkarılacak baklayı bekliyor!