16 Temmuz 1946 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Temmuz 1946 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sefıir Hâdiseler Düşünceler TANIYÂLI'n haberleri Artuhoğulları Ticaret Bakanlığını Seçim şuuru ve protesfo eden ve Norman seçilme ahlakı ithalât taoirleri ÛOGVYU Yazan: İsmail Habib Sevük Yerli Mallar Pazarları haricden tkinci Dünya Har bl sonunda demokrasi dalgası, tıpkı arasıra tablaü saan ve dağ silsUe lerini aşan sıcak veya soğuk daigaları gibl hiıkmünü icrada devam ediyor. Avrupanm şarkındaki idemir perde> jstıana edilırse medeni dünyanın hemen her tarafında bu sosyal dalganm tesirleri görülmektedir. Memleketimizde de çöyle böyle bir senedenberi cereyan etmekte oian fırkacılık hareketleri, bugünlerde alev.'eintihab mücadeleleri, bu arada bır dereceli âeçim istrun ilk tecrübesi aynı dalganm önüne geçilmez mahsulleridir. Son bir senelik Türkiyenin politıka ablosu, önümüze problem olarak bır ok şeyler koyuyor. Bunlardan blrme ıu sütunlarda bir muharrir temas etti: Bir dereceli serim yurdumuz için ne ierece elveriçlidir? Varılan neticelere öre okur yazar nisbetile seç'.m kabiıi•eti arasmda sıkı bir münasebet varır. Bu sualle bu neticenin arkası sıra ıemen şu düşüncenm bizi karşıladı5ı,1 görvyoruz: Seçme kabiliyetile okur •azarlık nisbetinin bağhlığı, daha açık ılr ifade ile okur \azar olmiyan, hiç değilse ismini yazrrusmı bilmiyen b'.T kütlenin mebus seçme amelîyesinde de aksaması mesei?si »ıkı surette birbirine bağlı iki kaziye olmıyabiür. Parlemantarizmin anava*.anmda ilk tahsilin yavgınhğı herhalde pek tızun bir tarihe sahib olmamalı. Diğer taraftan ilk tahsilin çok yayılmiş olduiju bir memlekatin demokrasisinin nssıl sapıtti'Şını ve ilk tahsilin çok ilerileciği rivayet edi'.en Rusyada demokrasinm sefalet derecesini gördük. Hakikatte okuyup yazma ile seçme arasındaki münasebet yerine siyasî tecrübe kazatıma ile seçme beynindeki ilişikliği koymak daha mantık! olur. Meselâ bizde 1376 da başlayan İlk seçim tecrübesi devam etseydi, okuyup yazma nisbetinin bugünkü vaziyetl sabit kaldığı halde, çpk sevindirici blr siyasî hayata nail olurduk. Kaldı kl se CUMHÜRİYET 16 Temmnz 1946 İHEM NALINA MIHINA Egenin başarısı ge vapurumuz, ilk seferinda şanlı bayrağımızı batı Av. rupa ljmanlarında şerefle dalgalandırdıktan sonra, dün, ikinci defa, yola çıkü. 500 âen fazla yolcu ve 2500 ton yükle giüiyor. Hayırü yolcu. luk dileriz. Türk ve bilhassa yabancı yolcuların Egeye bu rağbeti bugün için onun tck rakibi olan Sovyet Rumen kumpanyasının Transilvanya vapuruna karşı, Türk denizciliğinin, göğsümüzü tftiharla kabartacak bir muvaffakıyetidir. Transilvanya gibi Egeden büyük, E^ geden daha süratli ve yenl blr gemiye karşı kazanılan bu başan tesadüf eseri ve rasgele olmuş bir şey değildir. Ego ikinci seferinde gbrdüğü rağbeti, ilk seferinde hazrrlayıp kazanmıştır. Bunu Paris başkonsolosumurla Londra bü. yük elçiliği sabık müteşan Nureddin Ferrnhun Ege hakkındaki şebadetlerin. den anlıyoruz. Paris baskonsolosumuz 1Jla'î<,'ırma Bakanlığına yazdiğı tnektubda Ege ile seyahat eden Türk ve "yabancı yolcuların büyük memmınluklarını bildirirken «Bundan çvvel Rumen veyaîıud diğer ecnebi vapnrlarile aynı seyahati yap. miş olanlar tarafından ise bu memnu. nlyet daha hararetli kelimelerle ifade olunmaktadır» diyor. B. Nureddin Ferruhun DenizyoIIarı Umumî müdür mua\inlerinden B. Reşad Yılmaza yollrdığı mektub ise, Ege Ve süvarisi Aziz kaptanla arkadaslan için baştan aşağı takdirlerle doludıır. O karfar ki bu zat «Hayret ve hajTanhk lolndcyim» demekten kendini alamıyor ve ilâve ediyor: « Vapurda sefir, rüccar bir hayîl ecnebi var. Herkes hayran, herkes her şeyin mükemmeliyetinden bahsediyor. Emüı olun Jci bu tarz, inşallah atide de devam ederse, Türk gemilerl bütün Avrupada dillerde doîaşacak ve herlıang! bir memleketin gemisine muhakkak tercih edilecektir.> Sayın Nureddin Ferruha göre Egenin yemekleri de mükemmeldir: « Aman yemekten bahsi unutmıyayım. Londrada Savoy veya Karlton otelîerinde bundan daha nefis yemek yenmez. Aşçıhaşiyı bilhassa tebrik ede. rim.» d'yor. Blr yolcn vapurunda, bilhassa nznn seferlerde ycmeklerln nefaseti, eofrar. nin temlzliği ve lertibllliğ, kamarotlann işbillrlll!|i, terbiye ve nerakeri pek mühlmdlr. Temekler fens ise, hele geml blraz sallanmağa ve mldrler haflf hafif bulanmağa baslsdığı zaman, yolcular bu fena yemeklere hiç tahammttl edemezler. Snbık Londra büyük elçiliği möstMa. rımız gemide İki noksan gürmüş: Biri, radyonun memleket ve dünya havadls. lerini iyi alamayısı. Buna karşı telpizl» alınan hsvadisleri hav< küçük bir bülten neşrini Isrtfyor. tldnclsl, yolcııların ihti&aslanm yazacak blr hatıra defleri bulunmaması. Muhterem hariciyeci, bir de yolcala. nn, yanıanndaki sayılı dövizden başka yalnız 25 Türk lirası çıkartnalanna müsaade edilmesinden şikâystçidir. Fal;a< bu, Denİ7yoIlan İdarcsine ve Egeye aid bir şikâyct değildir. 25 lira harbdon evvel mühlmce bir kıymettl. Fakat şlmdl bn kadar para bir hafta süren blr seyahatte kahve, içki yemiş slgara ve bahşiş için hiç da kâfl değildir. Yolcuların yanında daha fazla para olsa bn gibl şeyler İçin daha ffeniş davranabilirler. Çaresl: Denizycllan acentastna muayyen blr moblâf ratırarak gemide harcanmak özere yoloulara bonolar vermek. Bn takdirde yolcuların vapnrda sarfettîkleıi para jene memlekette kalmış olnr. batı Akdenlz aeferlnln llkönce yapılan yanlış nesrlyata rağmen pek iyi netice vermiş olmasından çok memnunnz. DenizyoIIarı İdaresi, AEİS Kaptan •e arkadaşlarile mürettebat bn başanmn şerefinde müşterek ve hissedardırlar. Yazan: Prof. denen, Dicle kıyıaındaki, «Cennetten getirtilen yünlü kumaşlardan hisse nişan verir Jcâşanelerle bezenmiş» malialmakta devam edecekler kânededir. «Sim beden nazik gül enMillî Korunma kanunile verilen hakdamlarla işü işret» içinde bir bahar. Yazm Mardin kale kapısının dışmda lara dayanarak ve Ticaret Bakanhğı ile şimdi «Zünnar» denen mevkide bol Ekonomi Bakanhğı arasınöa hasıl olan akar sulu büyük köşke taşuııyor. Bu mutabakat mucibince birkaç yıldanberi iöşkle başlayan, halka aid, içleri evli haricden gelen yünlü kumaşların bir bahçelerin uzunluğu üç buçuk saat sü kısmmın Sümerbank Yerli Mallar Parermiş. Meyvalar mevsimi olan giizün zarlan tarafından alınmasından dolayı Ri.şmilde geçdrilir. Uzümler, şeftaliler, bir mesele çıkmıştır. Yünlü kumaş ithalâtçılan, Yerli Malelmalar; czerrin sürahiler ve pürkevser kumaşiarın câmlarla tamam zevk ve sürur bulup...». ların terzi ithalâtçılardan Kışın Harzim; «ateş kenarında mangal yüzde 50 sini, perakende kısmı olanlarsafası», orası Artuk oğullarınm en gü dan yüzde 90 mı ve yalnız ithalâtçı ozel köşkleri ve saraylarile bir mamu lanlardan yüzde 95 ini alması hakkının Onbirinci ' asrm dördüncü çeyreği; reler mamuresi. Ali Emirî Efendi hara 510 K. «ayilı kaıarın kalkması ve K. Malazgird oenğinde Alp Aslanın kube bakiyelerinin bile hâlâ o haşmeti 643 ve K. 644 sayılı kararnamelerin mandanlanndan olan, Eksükoğlu Artuk meriyete girmesile ortadan kalkması canlandırdığını söylüyor. Beyi, 1084 te* Diyarbakır ValUi olarak lcab ettiğini ileri sürerek Yerli Mallara görüyoruz. Oflu Necmeddin Gazi, 12 Hani bir sinema filminin, mevzu ica ithal ettikleri kuınaşları verm?meğe nci asır başlannda, 1108 de Mardini bı, muhtelif beldeleri göstermesi kar baçlamışlardır. merkez yaparitk babası adma anılan şısında bazı basit seyirciler nasıl vakBunun üzerine Yerli Mallar Pazarları devleti kurdu. Artukoğullan «ülâlesi ayla oynayan artistlere takılıp kalırken zaten 24 Oğuz boyundan «Kayi> lere daha olgun olanlar nasıl her fleyden müessese müdürlüğü, İthalâtçı Birlikleri müracaat etmiştir. ırensub' olduklarıiiçin soyca çok geref ziyade görmedikleri o beldeleri temaşa umumî kâtibliğine Umumî kâtiblik bir taraftan işin kanuliydiler.iMiyafarkin, ve hele Haleb ken dan zevk alırlarsa Ferdi'nin tarihi de, nî cilıetini tetkik ederkcn diğer taraftan dilerine geçince, bu devtot büsbütün o zamanki Artok oğulları ülkesinin heybetleşiyor. Bu heybeün yamanhğım dört semtte bize gösterdiği manzarala da Ticaret Bakanlığına müracaat etmiş, haksız görülerek Hach orduları kaç defa ve kaç defa rın zenginliğine kayıdsız, hep hüküm ııeticede ithalâtçılar kumaşları almakta devam edeceği Yerli ö>ie acı acı denedilerki» darın dört mevsime göre dört çeşid yaNecmediin Gazi'nln bu Haçh sefer. çayışınaki zevke daldığı içia neticede Mallara bildirilmiştir. Bu vaziyette Yerli Mallar miiessese müdürlüğü tekrar lerinde bir ,rnasal kahramam gibl nasıl şu hükmü verir: ithal malı yünlü kumaşları almağa başdestanlandlğau Kâilb Ferdi'nin tariAnâ da kahnadı bu kabbe devran! lamıştır. hnd«n de anljyoruz.'Rahmetli Ali Emıri Üâhl, Ferdi Efendi, nekadar safdilTacirler de Ticaret Bakanlığına müEfendinin himjnetile meydana çıkarıla. rak 1915 te basttrüan bu tarih, Mardinin sin, o hükümdarın dört mevsime göre racaat edip bu hareketi protesto etmişOsmanlı Imparztorluğuna yeni geçtiğl hayatını dörde bölüşü yalnız zevkinden lerdir. sıralarda 1537 d«ıyazıldı. Yarı manzuTi değil, hiç şüphe yok, kederindendi. Kive yarı mensur kalem« alınan eserin, tabında gene sen kendin yaznnyor muEkonomi Bakanı bazı zühullene rağmen, vesika tarafı sun, babası Necmeddin Gazi, Hülâgu'nun Şehrlmlzd» bulunan Ekonomi Bakanı kuvvetli olduğu vgibi, müellif Artuk Mardine hücumu karşısında, yukarı ka Fıu d Elrmen dtln de Yerli Mallar Fazarlaorada şehid düştüğü rında mjşgul olmuştur, Bakan, aSşam An. oğullarına aid rivıayetlerin henüz kay leye çekilerek için, bizim Kara Aslan tahta Moğol tâ kaıaya donmüştür. bolmadığı zatnaha* yet»ştiği için eserde, Valinin takdiri tarih kıymetinden; de üstün, canlı bir biiyetinl îtabul zaruretile çıkıyor. DiMlllî Egltlm Bakanlıgı olaganüstu başahava sıcakhğı var. Necmeddin Gazl'nin yorsun ki: nsından dolayı Vall ve Beledlye relsl Lutll Şam seferinde Haglılar Uzerin« 20 bin HiUâfunun sözÜ oldu tesellft Kırdara blr takdlrnarce göndermletlr, erle yaptığı salduısı, o zamanki şive Hiç öyle bir Türk hükümdarı öyle bir Yeni hava hatlarında dün icabı, «gibi» yerine «biği» diyerek: Mo^olun tesellisile avunur mu? O asıl seferler başladı Koğan arslan biği. meydanda erler halkm yakın ı çim işi, ekim ışl teselliyi olsa olsa kendi veziri ŞemsedDevlet Havayollannda yüzde 20 tenzltşit imdl nice kıhar hünerler. din Mehmedia, Hülâgunun oğlu Nigudar lfttlı tarlfenln tatblkına ve Uç yeni lıattm menfaatlerine dokunan bir şeydir. Fdiye şevk He anlatırfeen, 30 bin süvari Hanı islâmlığı kabule ikna ederek adını seferlerlne başlanmıştır .Bu hatlar Ankara. kini, nebatat e'maksızın idame ve 9 bin piyadeden mürekkeb, yanl Ahmed yapmasında bulmuştur. Yalnız Kayserl . Gazlanteb. Iskendfrun . Adana ettiren halk tecrübeleri aynı çekilde kendisinin iki misli kalabahk düsmartAııkara Ankara Dlyarbakır yurd bilgisine vjya okuyup yazmaj'a Mardine de|il bütün Türk diyarma bir Van hatlarıdır Samaun dan, ancak 70 Jdşlnin kurtulabildiğini vâkıf olmaksızm da seçlm işini ldare zelzele gibi çöken Moğollar ancak isBu hatlardan İlk lklsl yanl Iskenderan ve edebilir. Belki de kendjliğinden olan izahtan sonra sükrenınj söyler: lamlığm kendi aralarında yayılışından Samsun hat'.erıuda memleketimizde İlk deHaktealâ vlrdi nnsret hos filtuh Bu yılın , bu siyast tecrübeler bir başka yoldan , , sonradır ki eriyip gittiler. Artok oğul fa hava »eferl yapılmsktadır Artukoğullan gazi ve mücahld ol ları ki haçlı cenklerinin pıogramına dalıU olup da üenuz açUmıyan 1 °kuyup yazma ıhtıyaclarım çabukça gazisiydiler, karsılayacaktı. Bununla beraber politimakla beraber ayni zamanda, bastır. Moğolların da, bir iç kundakla, ilk öc j yalnız Urfa hattı kalmıştır^ kacılarm, hukukçularm ve terbiyecile. dıkları paralarda çifte diragon, yanl ejahcısı oldular, iki defa aziz olsunlar. j Kampa çıkan ilk mekteb rin bu mühim meseleyi lehte ve aleyhte derha, yahud çifte kartal resirrrerl kulArtok oğullarından sonra? Hikâyenin öğrencileri deşmeleri bugünler için faydah olalanacak kadar rnedres* yasagına karşı İlk okul ogrencllerlndea murekkob blr j c a k t ı r genlş zihnlyetliydiler. Hattâ Stenîey gerisi kısa: Uç asırlık hayatı biten Arkilçüiler kafUesl dün gaglık kampıca git ; LenJ>orürl «Düvel1 İslâmlye> sinde bu tok oğulları yerine Mardin, birbiri ar ml^tlr, Annelerl taıafmdan getlrllen bu ' n hanedandan bahsedilırken şöyle denır: kaaı «ırıu.hep Türkten Türke geçer; Ka kUçülıler Istanbul Erkek llsî'lnde toplanîstanbul Valiliğinuı bir tebliğine gö«Artuklıların mıuavver olan meskukâ rakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, nıış!arı sonra baçlarında. blr bando mızıka re vilâyette 520,759 seçici vardır. Butı pek çok vaklttenberi âlim'er'n na nihayet 16 ıncı asır başlarında Osmanlı l^a^p^yer ' n u n 2 G 6 5 4 7 s i k a d m 254,212 sl erkekt'r. Imparatorluğu. Mardin sadece Türkten zarı dikkatinl eelbetmiştir.> >{dre vılâyetln nufusunun Bu hanedanda yakuz islârai un»Uı Tıirke geçmiyor, her hâkimiyet değiş lerlne gotürecek nakU vasıtalarına blnmlş ! Anlaşıldığına listelerîne geçebiliyor. Gsyarısı seçim ların değil, eski ırkî unsurların da kuv mesinde onun Türklüğü kuvvetleniyor erdlr kalanîar, çocuklar, yabancılar, me. Eyiib orta okulu müsamer»si ramanında vetll olduğunu şundan anlıyoruz. Ztya du. Yalnız Akkoyunlular Eyüb orta okulu son sımf talebe'.erlnln denî haklardan herhangi bir sebeble Gökalp'ın «Türk Meiendyeti Tarihi> Uzun Hasanın kardeşi Kasım tarafın ejen pazar Kadıköy Halkevlnde çok beğe mahrum olanîardır. Eğer Türkiye, Avnde etrafile anlattığı gibi e.«kl Türk ha dan Marddn merkezile köylerin* 80 bin nllen mUsamerelerlj DarU;$afaka llsestnde rupa memleketi clarak, kadınlara seçkanları «Şölen» adı verilen umumî zi. Türk yerleştirilmiştir. 1200 küsur yükJ tekrarlanmı?tır, me hakkı vermıyen Isviçre gibi kalsay. yafetlerde bütüa servetlerini haika da. sekten uçsuz bucaksız bir ova çölüne ıLftbl;> ln «Göz boyasi» komedislnl bü di vilâyet nufusunun yahıız 254,212 ye ğıtırlardı. Mardinli Abdüsselâm'm bakan Mardin yalnız bir beldeler kar yük başarılarla temsll eden talebeler koro, baüg olan erkekleri seçme işine iştirak «Ümmü,l.rber> tteki kaydından sn'ı. talı değil orayı Malazgirddenberi akıp ba!e, balk türkülerl ve mllll oyunlarda da edebilecekti. Bu bakımdan Isviçreyi çok taSdlr ve alkıj toplamışlardır. yoruz ki Necmeddin Gazı'nln oğlu ikin. gelen dokuz asır yuğurdu. Avrupada yalnız bırakmış, hattâ fersah Ecnebi gazete muhabirleri bir ci hükümdar Hügameddln Timurtaş da fersah geçmiş oluyoruz! * * * «bütün servetini fukara, zuafa ve ülecemiyet kurdular Kaba bir hesabla ve tstanbul nöfu«Mütarke devrl» nin kara gunleŞpbrlmlzde bulunan yabancı gazeteler rnaya bab«» eylemişti. rindeyiz, Mardin evlerindeki arabesi mubablrlerl, Ecnebi Oazete muiıablrlerl suna nisbetle hareket edersek Türkiye Şahsî servetlerini halka verenter dev. işlemelere ve Marcin çarşısmdaki arab namı altında blr cemiyet kurmu«lardır. nufusunun ancak yarısı seçici olabiıe]et »ervetinl d« ülkelerinm imarına ver. Comlyetln başkanlığına Pranko . Pres mu cek. Demek ki isimlsri seçim listelerine diler. İlk hükümdar cpmii, medresesi, çayla karışık melez dile aldanan Fran hablrl M. Andre Clot geçllm'.stlr. geçen yurddaşîar ve vatandaşlar ^5yle sızlar burayı bir Arab jehri sanarak, hastanesi, hamamtle beldeye ilk siteyi böyle dokuı milyon kadar bîr şey. Bakır şilepi kuvvet bile gönderilmesine lüzum gökurduğu gibi, ikincl hükümdar da kenAmerlkadan dönmekte olan Bakır gllepl Köyleri en çok $chir halin« gelmij, di »dının ilk ismino nisbetle snılan rülmeksizin, meşhur Fransız kumanda nln bugün nmanımıza gelmesl beklenmek köylüleri en ziyade şehlrllleşmiş ileri medreseyle camii yaptırdı. Onun toru nı kolonel Norman, yanında sadece beş tedlr. Bakır, Amerlkadan Tunanlstan İçin memleketlerde bile ürbanokrasinin, yanu Kutbüddin Gazi ise Mardini, belde aîtı zabit, trenle Mardini teslim almağa fazlac» yük almı» oldugundan Flreds go ni şehirll hakimiyetinin üstünlüğü herbirinin elinde bir cltmlştlr, nin en büyük âbidesi olan, «Camii Ke gelir. Zabitlerden kesin malumudur. Bu nokta demokrasl bir» le bezedl. Zaten camiln minaresi, Fransız bayrağı var, teslim olan »ehrln Tahtakale. cinayeti faüleri için mekanizmasmın zafı olarak her zaman bir minareden ziyade, bir sütun âhide kalesine asılacak. Norman ve zabitler ileri sürülür. 1046 Türkiyesi, çok istenen ceza sini andırmaktadır. Alabildiğine uzim, trenden iner inmez... fakat ne o? Şehri Tahtakalede kırtaslyecl Alber Kresplyl üstüvanî şekilli, gövdesi kapalı, je'çfesi teslim edecek heyet yerine binlerce Mar parasma tamahan tabanca kurşunUe Oldüren yukarıda, alımlı, endîmh bir sütun dinlinin çepçevre silâhlarla Fransız lıe mekten Istanbul blrtnol Agırceza mahkeâbidesi. Bu camiden bahsederkcn Kâtib yetini kuşatıverişi. Kaleye asılacak bay meslnce muSaiem» «dllenlerden Mustafa Ferdi de o aıasum edah eserinde vecde rak parçalandı, Fransızlarm hayatları teh Kıyıcı bakkında| 6avcüık| dün, ölum cezası lttemlgtlr, Ahmed Kemal y* Kadlr Kuçuk. likede. Bereket o havalinin Türk ku lpllkçller İçin de suça l$tlrakten ağır rıagelerek: a mandanı Kenan Bey tam zamamnda plı oezaıan leteğlnde bulunmuetur. MaaKendü gitse âdı kalur bigtiman imdadlarma yetişiyor. Hayatları onun nualardan Uustafa Demlrkol Tevklfane diy« onu yaptıranı övüp hadis mucîkurtulur. Norman o kadar hastaneslnde ölduğünden, onun hakkındakl bince böyle eser bırakar.îarm doğıu sayesinde dehşete düşmüş olacak ki Nusaybinde dava dUşmektedlr, Mulıakementn devamı, Cennete gidecekkrini söyledikten sonra nıudalaalar yapılmak v« bukUm verUmek Mardine karsı üzere bırakıimıstır, asıl camiin metlvne gelince ilk defa k: ki mühim kuvvetlerle Diğer taraftan, Mustafa Kıyıcl) Ahmed tabın nazım kısmmclaki unıumî vezni bir intikam hareketi bile yapamadı. bırakıp altı mısra'ık bir kıt'a ile başka Millî Mücadelede Anteb, bir yıl Kpmal ve Kadlr KUçüiclpllkçUer 'hakkinda, Nljanta^ında Vallkonagı caddeelnd» bakkal HA6ERLER). ORUNAL RES'lMLER vezne geçiyor; Fransız ordusile bir destan savaşı >apa Sotlrl Isplroyu dukiânındm baglayıp aoy. Canlara vîrir sUrnriar id dolu nurdur rak, «Gazi»; Urfa, şehri alan düşmanı maktan açılan davaya da Istanbul İkincl Büyük ceddi Bir'nci Gazi gibi Haçlı atarak, «kahraman. oldular ve Mardin? Agırceza mahlcemeslnce dün baiüarak, Bon cenklerinde ün Falan bu ikincl Gazi Anlaşılan «istilâ» nin «med» di Anteb jahldler ainlenllmlstlr Bu muhakeme de, VPZI belde ortasma en büyük âbideyi yük den Urfaya, oradan Mardine gidinciye bazı noktalardan tobkikat lçtn kalmi|tır. seltirken anası Sitti Raziye de «Hatu kadar hızmı mı kaybetmişti ne, MarElektrik cereyanına kapılıp niye> medresesîni yaptırıyordu. Kut din Millî Mücadelede savaşa imkân bıölen garson büddin'in kardeşi Meükün.Nâsır Ar rakmadıfı için savaşamadı. Anteb «GaBeyoğlunda blr lçkilı lokantada çalıjan tuk Aslan 80 odalı büyük bir medre zi., Urfa «kahraman» sa Mardin «do Ahmed oğlu Hasan, kabloyu düKltmekla seyle beraber Şehuliye camiini inşa et kundurmıyan> dır. Norman'ı Istasyon uğraeırken, elektrik cereyanına kapılarak tirdi. Camiin adı Şehid, fakat minaresi da çeviriveren binlerle silâhlı... Hajnr, o.raüştür, Adaiet heklmllğlnce gomUlmesln» bizzat şehid düşrauş. Şimdiki minare, o silâhlılar yalnız o günün adamlan tnüsaade olunmuştur, 1914 sıralarmda, b'r Ermeni kaîfası ta değildi; Artuk Bir gangster mukallidi çocuk oğullarmdanberi akıp rafmdan yapılma, iki ş«refesi ince de gelen dokuz asır; Norman'ı dokuz asıın mahkum oldu mir parmaklıklı, kaidesi kilise çan ku tılsımı çarptı. Ay\ansarayda fatrlSator Yakodan, kenlelerinin gövdesini andıran, cio'bici, her fabrlkamn kazanını havaya uçurtiirlü krymetten oıahrum bir şey. Siz İsmail Habib SEVÜK tnakla korkutarak 5LHJ lira koparmak lste• Artukoğullarmm 'jnarcılıktaki azimledlğl, bu maksadla lmzasu blr tehdld mekîtalyadan otomobil ithalâtı tubu yolladığı İleri sürUlen bu fabrlkada rine bakınız ki sülâlenin sondan ikincisi Italyadan takasla kamyon ve otomobîl evvelce kaynakçı KSmran lslmli genc'.n ve hakikatte sonuntrusu olan M'îlik İsa, ' Oç asırlık devleti çatır ç*tır salîanıp getîrtmei teiliflerl kabul edilmlştlr. îtalya mulıakemesl, dün soaa ormlîtlr Davaya bakan Istanbul blrlncl mabkemes^ yıkılmak üzereyken bile beldenin en ile tlcaıet anlaşması bulunmadığından ta kendislnln 2 sene ağır Agırcezakonulmasma hapse kasla mal getirtmek kablldlr. Ancak bir sevimli eseri olan Zinciriye medrese kısım manlfatura lthalatı İçin serbest dö karar vererek yası dol3yıslle cezayı 8 aya j eini yaptırdı. Şehv:n en üstünde ve yu vlz verılmiştlr Indlrmlştlr, kan kaleye en y?kın yerdeki medre'e. Bir çocuk kamyon altında Bir seyyar satıcı yaralandı nin görünüşü, kemirli cephe duvarınm ezilerek öldü Edlrnekapıda sur dışarısındakl Alle bahiki yanında yüksslen, şafiî ve hanefiçe3î önünde armud sntan atyyar satıci Dtln aksam Ustü Eabataşta blr kamyon, lere mahsus, iki cami kubbesile sahiden Hamdl Ertosun, müşterl Fahreddln Pala 10 yaşında mtivezzl A&medl ezmlştlr, Beahenkli. adlı blr genc taraîından kama İle gögEün bckten Emlnönüne geıen tramvaya asılan Yapılan imar yalnız merkeze hasre dsn yaralanmıştır^ Armud alışverlçlnden çocuSa. aynl lstlkametten gelen v» tram. dilmiş değil, ülkenin her tarafma ya çıkan kavgada agırca yaralanan Hamdl vaym yanından geçen kamyon çarpmiB ve Ertosun, Curebaya kaldırılmısı Fahreddln bu çarpışla çocu^u yere fırlatarak altına yılmıştı. Bunu Artuk Aslan'm torunu de yakalaumıştır, Blmıştır, Olürale blten kaza etralında za. Kara Aslan'm saltanat hayatım dört tıta ve adllye tahklkata başlamıştır, Yaralanıp hastanede ölen kadın mevsime göre dört semte ayırdığmı Millî Mücadele kahramanlarmdan Unkapanında Bostajı sokağının başmda, anlatan Kâtib Ferdı'nin hikâye terzıyıbir emekli albayınuzı kaybettik dan canlı bir şekiîde anlıyoruz. Bu hü hazlranın sonuncu günü Osmaa Hlfat lslmli blrlcl tarafındnn aralarındaKl münaOrdumuzun kıdemll erkanmdan ve InönU kümdar âlimmiş, faztlmış, âdilmiş ama, kaşada bıçakla sırtmdan yaralanan Meh harblerl kahramanlarından orduda Çallı ue yapalım Türk milîeti realısttir, hük | med Ali kızı 23 yaşmda Ayşe Oz, o zarnan Etem nrtmlle maruf l l tlncü fırka üomu. metmeyi bildiği ?:.bi zevk etmeyi de bi 1 danberl yatîığı Basebl hastaneslnde öl tam albay Ibrablm Etem Karabudak vefat lir, bîzim Kara Aslan da ülkesinin dört raü!.tür. Olümün bıçak yarası teslrile blr ettnlştlr, Meıhumun cenazeal dün askeri semtine göre hayatıı dörde ayıra Ihtilât neticesl oldugu sanılmastadır Ce meraslmle ve Merkez Eomutanı General clhet kat'lystle anlaşılmak üzeıe, rak dünyadan kâm almanm yclunu tut ned bu heSimüğlnce Morga gönderllmlştlr. Sallm Cevad Askeri Fabrlkalar komutaaii Aoalet vesalr asker! erkânm lştlraklle kaldırılmış. " muş: O«man Blfat hakkmda adliys Te zabıta Bakırköyundekt alle mezarlığmda toprağa bıraSUmıştır. Allah rahmet eylesln. İlkbaharda üç ay, tSultan Yaylası» tahklkat yapmaktadır. \Mardinm, bîr beldeler kartalı halin. de> 1200 küsur yüksekten uçsuz bucaksız bir ova çölüne bakmaaı çok ömür şey amma, bu belde o çölden gelen be. deviler.'n de pazar yeri olduğu için, bedevl arabcası çarşıda beldelinin türk. çesile knrşüaşınca, yan arabca ve yan türkçeden yuğrulma, bir melez dil meydana geldi. Bunu ayrı ayrı dinleseler n« »Arab anlar, ne Türk; bu, sadece çarşırîakilerin anlıyacağı, bir alıs verig dili. Kimdir bu, dilinin yarısmı gelen rrBÜşterijşe verip gelen müşterin'n de yarı dUini'^alan beldeli, kimdir bu? *v v * * * Ziyaeddin Fahri Fındıkoğiu şehirlerimize bir saat mesafed« olan köylere seçim saniığmı sokabilecek ve köylüyü tam manasüe harekfete getirebilecek mi? İşte seçim Türkiyesi kar. şısmda ikinci mühim mesele, hesabca dokuz müyonun yarısını seçime iştirait ettirirsek bunu büyük bir kazanc saymalıyız. Fransız sosyologu G. Tarde bır yazısmda. yazıyı yazdiğı senenin Fransasınm 38.050,000 nüfusu olduğunu, bunun ancak 10,181,000 inin seçici oıabildiğini, bunun da dörtte birinin sandık başına gittiğıni hikâye ediyor ve soruyor: «Halk irîdesinin iyiliği ve güzelliği, halkm hades'ni belirtme derecesile mütenasibdlr. Halbuki Frnnfiz demokrasisi bu işi göremiyor. Çünkü Fransa nufusunun beşte dördü, seçme ameliyesine uzak 1 utulmuş veya yabancı kalmıştır.> 1946 Türkiyesi, Tarde'ın bu ince hesabmı eîe al&rak hareket edecek Türk hukukçusu veya politikacısı için mükemmel b ; r lâboratuar sayıîm?lı. Bir memleket haritası yapmız, üzerinde köyleri ve kasabaları gösteriniz, sonra da seçim j,ünü bir Türk ku^u içinde tepeden bır temaşada bulununuz: Türk köy'übü si'kinebiliyor, kendisini idare edecek iktidarın teşekkülünde bir pavınm o'ması lâzım geldığini dü=ünerek hareket edebiliyor mu? Bu müşahedenin kaydettirecegi notlnr, intihab pedaSojimİ7e verilecek numaraya müessir olacaktır. çimden blr dereceli seçime geçen Türkiye bu hususta demokraai ideaui namına radikal bir adım atabilir, meselâ aile reislerine seçme hakkından mah. rum aile azası sayısı kadar rey hakkı vermek, yahud seçme yaşını biraz indirmek yollarma girüebilirdi. Belki de 1950 de ikinci bir dereceli seçim tecrübesıne bu nevidsn ıslahatla gireceğiz. nı Gene İstanbul nülvsundan hareket edelim; 520,739 seçicinln hiç değilse yarısının sandık b:ı?ına gittiŞînl dü^üneJim. Seçici olmıypnların ezici ekseriyeti yirml bir yaştnı doldurmıyanlardır. Uç çocuklu bir nilede yalnız karı koca seçime iştirak ediyor, yaşları 21 den aV şağı olan çocuklarm medenî haklarıns Demir perde ile Avrupadan ayrılmış rehberlik ve varislik yapan baba veya ana, neden onların sıyasî haklarma va. olan kıta müstesna, Avrupanın başka sıtahk yapmasm'.ar? Burada esas teş yerlerinde seçim i*!eri kısmen serin bahar aylannda cereyan etti. Bizde temkilât hukukçularırm «aile seçimivote muz ayının seçilmesl sadece blr tesafamiliale» dediği meseleye temas etti. düf mü, yoksa temmuz ve ağustos ayğim farkediliyor. Ncden medenî hukuk larına mahsus bir kadircilik Türklyeyi kocaya, yahud boşann.ış veya ayrıhnış bu ayı seçmeğe mi sevketti? Siyasl nu. zevceye medenî hukuk bakımından re tukların, seçim propacandalarının ayşid olmıyanlarm haklarını yükluyor da lara göre yapılmış srafikleri temmuz ve siyasî hukuk bakımından bu yükü on ağustos aylarım oldukça yüksek göstelara tahmil etm'.yor? Kaldı ki Türkiye riyor. Bugünlerde bir dereceli seçim de dahil olduğu halde Yirminci asvın tecrül>esi yapan mem'.eketimiz bu gragenci, hattâ bir dereceye kadar çocığu, fiğe bir derece dnhs üâve etti. Bununla sofrada ve sokakta konuşulan politika beraber insan olduğumuzu, yanl kay. nm şuur ve sezgisile dolu bir haldedir. nayacak kanlarımı^a, seçim ahlâkınm Onları bu hiktan mahrum etmek, bir zemberegile muvazenell ve uğurlu bir çok teknlk noksanlan bulunan demok akıs istikameti vermek imkânlarının rasiye zâf verecektır. İki dereceli se. ' mevcud olduğunu da unutmamalıdır. Bugünlerde mebuslukları istenen veya mebusluk istiyen vatandaşlar karşmnda seçme suurunu ve seçilme ahlâkını bilhassa ehemmiyetll bir mevzu saymahyız. Kanaatimce seçme şuuru, okur yazar olmıyan, fakat asırların pişiricl tecrübelerıle biıaz da yorulmuş olan vasatî Türkte ki bu vasatilikten köylülük ile şehîrliliğin arasmı kasdediyorum oldukça gergln ve kuvvetlidir. C. H. P. sinin vilâyetlerden sorduğu seçim kabiliyeti auaüne gelen cevabları. bu şuurun tezahürü addetmek hiç de yarıhş olmaz. Secilenler, daha doğrusu seçilmek istiyenl°r seçenlere nisbetîe daha güç bır shlâkî murakabede bulunmağa m?cburdurlar. Yazısız oir haritada yerini bile gösteıemiyeceçi, hirbir derdine vâkıf olmadığı şehrin vekillh";ini düşünon kimsede eksik oİ3n şey, Aristo'nun «daâ;!tıcı adaiet» adını verditjl prensipin «uurudur. Onun Içindir ki seçim meselesmin hararetli siyasl münakaşalara sobeb olduğu, hükumet cihazmı teski'.ât ve icraat işlerine sevkettiği bir zamanda seçenlerin şuurundan zivade .eçilecek olanlarm, yahud secilmek iitiyenlerin ahlâkhhğı daha çok ehemmıyrt kazanır. Bu gibiler, eğer varsa derin bir nefs murakabesinderı sonra hemen sahneden çekilmell, vakit geçirmHen «dağıtıcı adaiet prensipi> nin emrettlSi başka lş sahalarına bas vurmalıdırlar. ' Bu akşam: Büyükdere Beyaz Park'ta1 S Ü H E Y L  B E D R t YE RKVÜ TOPLULUĞU HASSO İ S T A N B U L D A Yazan: Nusret Safa Coşkun. Rejisör Vedad Ürfi Bengü TAHİYE MUHAMMED. Yarm gece PAŞABAHÇE ; Sinema Bahçesinde: V U R PATLASIN. Yazan: Nusret Safa Coşkun T 18 SADİ TEK Tıyatrosu Bu gece: Gedıkpaşa A Z A K ' ta B E Y L E R B E Y İ N D E Yarm gece: (KARIMIN KOCASl) Büyük Vodvil 3 perde TAKSİM BELfiDİYE @AZİNOSU Temmnz SİLİ MEPAKLILARINA MÜJDEI! son Rpsita P E R Ş E M B E Akşamından Itibaren BÜLBÜLÜ ve SİNEMA YTLDIZI Son Eamanlarda büyük seblrlerde zeytlnyağı stoklan lstlhsal mevslml sonu do. layıalle azalmağa b&şladijından nukumet, degi$mez ve dar gallrlllere tekrar oeytlnyagl dagltmaga karar verml«tlr. tzmlr Inclr vs Ü2üm Tanm Satıj Kooperatiflerl ellndekl stoklardan dağıtılacak olan bu reytlnyağlarm hem memurlara faydası olacak^ hem de pty&sadan muhlm blr mttsterıllk kütie. 3lnl çekecegl İçin blr flat yukselmeslne v« darlıga meydan vermlyecektlr. Degişmez ve dar gelirlilere tekrar zeytinyağı vârilecek C1JZEL Tunanlstandaa scnra diğer bazı memloketler de memleketlmlzden şeker almak ls. temektedlrler, Yenl yılın pancar lstihsall blr rökor rekolte teskll edecek derecede oldu^undan seker lhracına devam edUmed mümkttn görülmektetfir, Şlmdl Çekoslovakyadan şeker almağa çaüjan Surlyelllerı memleketimlzden de şeker almak lstemektedirler. Fakat bu sırada Amerlkanın rekabetl ortaya çıkmıştır. Tu. nanlstana TOrk şekerıerı tonu 156 Ingl* lleden satıldıgı halde, Amerlkalılar C. I. P. olarak 80 Inglllzden feker tekllf etmektedlrler. Bizden seker almak isteyen memleketler Kızımın aatülcenb hastalıgını pek kısa blr zamanda ve çok olgun blr bazakat vs dlrayetle tedavl eden geno doktorlarımızdan Sarıyer Beledlye hektml ŞUkrü Ünala gerek sahsım namına ve gerekse btltün muhltlne karsı gösterdiği insanl hareket ve alâkadan dolayı açık olarak teçekkurU vaalfe bUlrlm. ' Hlkmet MünUT Oahiliye Mütehassısj Teşekkür Or. RIZA SAĞIAR Maçka, TEŞVtKtYE, Bayır sokafe 44. Telefon; 85012 CUMHURİYET Nfishas) 10 kurustur. Abone Şeraiti TU:kl]re Harte lçln Kto 91X1 Kı. rt.« ıtt. mı aylık üç aruk H«»O m 1«RJ » Aitt ayıu 35(MJ B 2U(HJ > > denellk 6J00 » Masalarınıa Evvelden Aldırınız. Q%2ecenılz« göndertiec «vrafc T» ruoltt D ik k a t

Bu sayıdan diğer sayfalar: