31 Teramuz 1945 CUMHURÎYET Üçlerin varacağı netice ngilterenin yeni Başbakanı Miste: Attlee ile Dış Bakam Mistcr Be vin'in t'çler toplantılaruıa iştirak etmek üzere Potsdam'a gitmelerile Mr. Churchillin boş bıraktıfrı mevkl dolmuş re Üçlerin görüşmeleri yeniden hızlan mıştır. Şu Tar kl Üçlerin şimdiye kadar ne yaptıklannı bilmcdiftmiz gibl Mr. Attlee'nin de Potsdam'a varması üzerine işe nereden başlandıgını bilrai.vornz. Bilmiş olssydık durum hakkında blr fp ncn edinmlş ,hattâ çalışmaların nereye varacağım kestirmeyl kolaylastıracak blr aydmliğa kaTuşmuş olurduk. Fakat Üçlerin işe nereden, yani Tahranda bıraktıklan yerden ml, yoksa Talta'ria varüıkları konaktan ım başlınnş pl^iîklarmı bilmcdigimiz Için Iki ihtimaU dc hesablamak zonında kalıyorur. Onun Için Üçlerin Tahranda ne yaptıklarını, sonra Talta'da ne yapmak Istedikler.'ni hatırlamak lcab etier. Büyük Üçlfr 1943 sonlarımla Tahranda top'incîıklan zaman nüfuz mıntakaian siyaseti uzerinde k a n r kılmışlar *e her birlnin kendine göre blr askerî ırın<2ka safcibi bulunması, bn mıntakada hareket hürriyetine sahlb olmnk islcmesi bnna sebeb olmuşlü. Dahı sonra 1S45 şub.t:n;la Yalta"<la topbndıklan n m a n bn siyaseti tadil etmpk istpmişlprse de bunun arzeltiîi kendiİPTİni bir hayli yormu«. TB onnn i< in Talfa'dan sonra da bu siyaseti tndil etmek dolayısüe epeyce gergtalik geçirmîşjerdi. deniz hava taarruzu devam ediyor Baştarafı 1 inci sahifede Dsnirden j'apılan taarruzla beraber uçak gemilerınden hareket eden Müttefık uçakları Tokyo bölgesinde a i e r î hedeCere hücıım etmişlerdir. Washington 30 (a.a.) Tokyo radyosunun bildirdiğine göre, uçak gemilerinden kalkan uçaklarla sabah şafaktan itibaren Japonyaya yapılmaya başlanan hüctımlar öğleden sonra dahi hâlâ devam etmekte idi. P O Baftarafr 1 Ind tahitede Diğer taraftan bildirildiğlne göre, Çekoslovak makamlan SUdetler bölgesindeki Alman halkını boşaltmağa b lamışlardır. Bu Almanlar 2 milyon kakörfezınin methalinl zorlayarak körfez dardır. Bunlardan 250 bin kadan Şlmiçinde bulunan Japon gemilerine nü didan Südetlert terketmişlerdir. cum edecek kadar taarruzlarını ileri Kontrol komtsyonunun toplantısı Londra 30 (B3.C.) Berlinde Mütvardırmışlardır. Bugün Japonyanın Kore ve Çin ile münakalâtı kesilmiş oldu tefik merkezi kontrol komlsyonu azalan ğu gibi, dört büyük Japon adası arasın General Elsenhower, Mareşal Montgoda da muvasala yolları abloka altında mery ve Mareşal Zhukov bugün blr topfcuıunmaktadrr. lontı yapmışlar ve Almanyanın idaresi Güney Çinde büyük bir taarruz hakk'nda baa kararlar almış'.ardır. Almanyanın doğu Konferans bitiyor, bir Fransada buhran bududu göriisülüyor tebliğ hazırlanıyor Baştaraft 1 ind sahifed» Konferans pazar günü sabahtan aksama kadar toplantı halinde idi. Dün akşam resmen bildirildiğine göre, tatmin edici terakkiler elde edilmiştir. Beilin 30 (a.a.) Bu sabah Potsdam'a bir Polonya ' heyeti gelmiştir. Heyete Polonya Dış Işleri Bakanı başkanhk etmektedir. Müttefik gazete muhabirleri, bunu, Polonya batı hududlannm, konferansta müzakere edilmekte olduğuna alâmet saymaktadırlsr. Potsdama bir Polonya beyeti geldi başladı Londra 30 (B.B.C.) Bugün gelen haberlere göre, Çin ordusu güney Çin cephesinde büyük bir taarruza geçmiştir. Bu taarruza 30 tümen iştirak etmektedir. Diğer taraftan Çin hükumetinin bir sözcüsü Çungking'de yaptığı bir demecde Çin komünist hukumetini Şien Si eyaletindeki Çinli kuvvetlere sebebsiz taarruz ve bir şehri işgal etmekle itham etmiştir. Çungking kuvvetlermîn komünist Çin hududuna yığılnıakta olduğu hususundaki iddialar Çung.kink hukumeti tarafmdan yalanlanmıştır. Alman hava kuvvetlerinin tasfiyesi «Japon donanmasının işi bittî» KewYork 30 (O.Wl.) Birleş.k Anıeıika Pasifik donanmasının umunai karargâhı olan Guam'da, büyük Japon deniz üssii Kure'ye yapılan Amerikan akıniarile husule gelen tahrıbaü gösteren lotografiarın tetkıkini tamamlayan blr kuımay «ubayı, «Japon donanmasmm işi bıtti> demiştir. Bugün de, ««Honshu adasınm güneyine taarruz eden Amerikan havadeaiz filosu Hamamatsu sanayi şelırine 1000 on ır.ermi atmıştır. Deniz bombardımanı 60 dakika sürmüştür. Zırhlı ve kruvazorierin büyük çaptaki topları durmıdan ateş püskürmüşlerdir. Bu aarrıızdan 4 saat sonra uçak gemilermden havalanan yüzlerce Amerikan xtçağı. Tokyo ovssmda bulunan 60 hava noydanma taarruz etmiştir. Bir Japon sözcüsü diyor ki Londra 30 (a.a.) Japon haberler ajans.nm bildirdiğine göre, Japon Bahrıye Bakanhğı sekreterlerinden Juîi Ruomoto, radyo ile yayılan bir demecinde, Birieşik Amerika ile Japonyanın harb halinde bulunmalarım teessüfe değer bir hâdise olarak vasıflandırnuştır. Ruomoto, her iki muharib memleketin en modern ve en tesirli silâhlarım kuranmalarını gayet tabiî bulmak'.a beraber, muharib olanlarla olmıyanlar arasmd'. bir fark gözetilmesi icab ettiğini söyiemiîtir. Ruomcto, hava bombardımanlarmı, tarihinde eşine tesadüf edilemiyecak bir hareket olarak vasıflandırmış ve sivil halk arasmdaki kayıbların çok büyük olduğunu söylemiştir. Tahrib edilen harb gemileri Londıa 30 (B.B.C.) Eeşinci Ameikan filosu kurmay şefi Amiral Ramey, Japonyanm istilâsında muazzam ku>. vetler kuHamlacağını beyan etmişir. Eütun büyük Japon harb gemileri 0 Jemmuzdanberi yapılmakta olan devamh taarruzlarla harb dışı edilmiştir. Amerikahlar on gün içinde 74 Japon gemisıni batırmışlafdir. Bunlar arasmda 2 zırhlı da vardır. Amerikahlar 150 den f.ızla gemiyi de sakatlamışlar, 400 ü müteraviz Japon uçağını tahrib eylemişlerdir. Amerikan grupları Tokyo i Londra 30 (a.a.) Almanyada Alman hava kuvvetlerinin tasfiyesi lşine devam olurjmaktadır. Deniz ve ha'.a kuvvetlerinî baglı silâhsızlandırma birliklerl, yedek parça ve teçhizat depolarını araştırmaktadırlar. Bu İş psk müşkü] olmaktadır. Almanlar teslim olduklan zaman hava kuvvetlerinin büyük bir kısmı Sch!eswig bö'.gesine yığılmıştı. Bu bölgede iki bin Alman uçagı sağlam olarak İngillzlerin eline geçmiştir. Başka yerîerde Almanlar yüzlerce uçagı ve çok sapda malzemeyl tahrib etmişlerJ'r. Ara^tırmaların basındanberi, bir çok uçaklann akla, hayale gelmiycek yerl^ıe saklanmış olduklan meydaçikanlmıştır. A'çaktan uçak keşlf uçakları da ara^tırmalara iştirak etmektedirler. Bu uçaklar, bilhassa ormanlar üzerinde blnlsrce kilometre karelik sahada araçtırma yapmaktadırlar. Avrupanm karşısında bulunan feci tehlike Londra 30 (a.a.) Time gazetesi yazıyor: Potsdam konferansının tahmin edilen müddetten evvel dağılacağı ve konfeıs programına dahil bulunup henüj haKerlılmemiş olan meselelerin görüşülmes'nin daha sonraya bırakılacağı h a t kmda iieri sürulen mütalealara Londraria pek inanılmamaktadır. Konferansti rcurahhasları gelecek kış Avrupada karşılaşılacak güçlükler kadar düşünuüren başka hiç bir şey yoktur. Çok müşKÜl zamanlar geçirileceği genel oisrak kabul edilmektedir. Ihtiyac duytııan başlıca şeyler, kömür, yiyecek m?ddcleri, ham maddeler ve ulaştırmi'p.rdır. Am°rikan harb haberler bürosunun neşretmiş olduğu raporda, vakıalar bütün acı taraflarile gösterilmektedir. Bu raporda varılan neticelerden açıkça anlaj'ldığma göre, bu kış Avrupa halkma yiyecek ve iş bulmak keyfiyeti sağlaıımadıkça Potsdam'da hazırlanan plâr.iaı ne mahiyette olursa olsun akamets ujrayacaktır. "* Truman Amerikan askerlerinin durumu hakkında uzun beyanatta bulunarak Almanyanın işgali lüzumlu görüldüğü kadar uzun müddet devam edeceğ;ni söylemiştir. Mr. Truman sözierine devam ederek Japon harbinin ne kadar müddet süreceğini keşif ve tahmin edemiyeoeğini, Tokyonun Potsdam'dan Japon hükumetine gönderümiş olan teslim ültimatomuna cevab vermediğini ilâve etmiştir. Birieşik Amerika Cumhur Başkanj Potıdam konferansuun müzakereleri hakkında sorulan suallere cevab vermek istememiş fakat yakında Amerikaya dönünce Amerikan milletine geniş malumat vereceğini vadetmiştir. Truman, bir muhabir tarafından sorulan diğer bir suale de şu cevabı vernuştir: < Amerikan kuvvetleri sulhun ihtiyacîarı nisbetinde terhis edilecektir.» De Gaulle'ün istifasî muhtemel görülüyor Parİ3 30 (B.) Fransiz istişare mecUsi anayasa hakkındaki hükumet teklifini 19 oya karşı 210 oyla reddetmiştir. Paris kaynaklı haberlerde lfade edildlğine güre, General De Gaulle daha evvel, meclisin karan muhalif olduğu takdirde istifa edeceği hususunda tetıdıdde bulunmuştur. Buna ragmen, bir uzlaşma sivasetinde belki de vahlm bir buhran önlenmiş olacaktır. Bilindiğl gibi Pransada yakında. seçimler yapılacaktır. Ancak şimdi istişare meclisinde ve partilerde iki cereyan vardır: Bunlardan birisi, 1875 anayasasım değiştirmek ve yeni bir anayasa yaparak âyan meclisini kaldırmak ve millî msclisi kurmaktır. tkinci cereyansa 1875 anayasasını muhafaza eylemektir. Bu cereyanlardan birincisini daha çok sol partiler destekleınektedirler. Bu cereyanlara mukabil De Gaulle başta olmak üzere hükumete bir teklifte bulunarak anayasanm değiştirilip değiçtirilmemesi hususunda bir plebisit yapılmasını ve blr müessesan meclisl toplanarak anayasa lşini tetkilr etmecinl Utemektedirler ve bunu bir teklif halinde istişare mecllsine sunmuşlardır. İşte hükumetin bu teklifidlr ki, reddoîunmuştur. Keza malumdur ki blzzat General De Gaulle, saylavlar meclisile beraber âyın meclisi bulunmasına taraftar olduğu gib: âyan meclisini hükumet içia munzam bt teminat addetmektedir. Fafcat sol partiler böyle bir sistemien kuşkulanmaktadırlar. Dün akşam gsç vakte kadar General Ds Gaulle'ün durumu kararsız olmakta berdevamdı. Liderler ve milletler Viyananuı işgali Viyaııa 30 (a.a.> Viyanadakl Müttefik lşgal ku\Tetlerlne aid bölgelerin çimdi kafl bir şekilde tahdid edilmiş olduğu büdirilmektedlr. Şehrin merke3İ Mu^efiklerarası bir bölge teşkil edek ve Avusturya Müttefiklerarası komisvonunun ldarl kontrolü altında bulunacaktır. tngiliz işgal kuvvetleri beş, Amerikan işgal kuvvetleri altı ve Fransız işgal kuvvetleri dört belediye dairesini ihtiva edecektir. Bunlardan en mühimmi olan Rus bölgesl içinde ise beş belediye dairpsi bulunmaktadır. Sebebi bir taraftîn İngflterenln Belçika ve Ynnanistar.d~.ki müdahalelerile Ak1?nfz sabnsmda aldıjh vaıiypte karşı So^yet Birli£inin Avrnpa dognsnnda ve cenubunda bnna benzer bir raziyet alma«ı xc nüfuz mıntakalan siyasetinin kcndini büsbütiin belirtmesi idi. Netice ŞUTIU: Avrnpa kıt'ası iki bö!greye ayrıiıyor re bn iki bölgenin birblrine di'uman olması ihtimali de |rÖ7« çarprmŞa başlıyordu. Çünkü iki taraf da birbirlnrlen çiiphe etmekte ve birbirine kar<» kornnma kordonlan haıır Bajtorafi 1 inei sahifede lamakfa Idl. Londra 30 (a.a.) Işçl partisinin Yani Yalta anlaşmalarına rafmen rganı Daily Herald'ın siyasî muiıabiri Tahran siyaseti hüküm siirüyor ve j'azıyor: önune grçilmez bir mahivet alıyordn. <Mr. Attlee'nin çarşamba günü LonHalbuki Talta'da verilen kararlar, draya dönmesi beklenmektedir. I'ân Müttefiklcrin clbirliçl dairesinde hare dilecek olan yeni kabine Üstesinde fcet etmeleri, diinya banşını elbirli£ile azı sürprizler olacaktır ve Attlee'nin kararlaştırmalan ve gerçekleştirmeleri •cararlarmda bazı hallerde müteas^ıb hnadığı görülecektir. Şimdiye kadar wı. Fakat tahran slya'eti üzerln^e devnm akanhkta bulunmamış bazı genç paretmek, ve nüfuz mmtaka^ı poli'ikasmı amento azalarınm, önemli mevkilere desteklenıek, üçüncü dıinya harbini ayinini ve uzun seneler tecrübe gör dogurmaktan başka bir şeye yaramıya müs ve hizmette bulunmuş bazı şahıscaktı. Onnn için Müttefikler San Fran ara işten el çektirildiğini görmemiz eisco'nnn lıazırladıjh fırsattan da fay mümkündür.» NewYork 30 (O.W.I.) Churchill'in siyasi mağlubiyetini inceleyen bir makaleslnde NewYork Times gazetesi şöyle demektedir; <Sulh ve uluslararas» işbirliği için takıb edilecek pohtika Amerikan, Sovyet ve ingiliz rrilletleri tarafmdan kat'! surette tesbit edilmiş bulunduğundan, millî lıderlerin değişmesile bu politikaya halel gelmiyecektir. Başkan Truman'ın Roosevelt'in dış siya=etıni takib ettiğini görüyoruz. Attleenin de, Churchill'in politikasma bu esas üzerinde devam etmesini bek'Jyoruz. Amerikalıîarın veya îngilizlerin nazarında Stalin, demokratik olmıyan bir şekilde seçilmiştir. Fakat sağlam bir sulh kunnağa çalışırken biz bu husaısu münıkaşa etmiyoruz. Çünkü Stalin, Mr. Truman konferans göriişmeleri Truman'm Amerikan milletini temsil hakkında konusmaktan imtina ettig ; ve Churchill'in halefinin Ingiiiz raillctini temsil edeceği kadar Sovyet ediyor Londra 30 (B B.C.) Başkan Mr. milletini temsil etmektedir.» Yeni İngiliz ka'uinesi Ereğli limanı Baştaraf\ 1 inei asıriardanberi, emniyetle barınabilecekleri bir liman yoktu ve bu yüzden bir çok zorluk ve jstırablara katlanılmaktaydı. Bugün Ereğli limanınm inçasile bu vaziyet kesin olarak sona ermek üzeredir. Esasen limanın, tabiî elverişliliği kadar, bilhassa kömür ve deınir sanayii bölgelerimize yakm bulunuşu itibarile de hususî bir mevkıi ve ehemmiyeti vardır. Gerek Ereğli lirr.anının, gerek hinterlandının Zonçuldak ve dığer bölgelerin demiryollarma baglanmasile de daha geniş bir iktisadi refah ve gelişmenin esaslan başarılmış olacaktır. «Sayın arkadaşım Bayındırlık Bakanı Sırrı Day ile birlikte Havzada bu defa yaptışım tctkiklerde, istihsal ve tesis işlerimi?! daha gelişmiş büldum ve bütün arkadaşları görevlerinde liyakat ve feragatle çalışır gördüğüm için büyük bir memnunl'jk duydum.» Ereğli limanına bağlanacak olan sahil yolu tren hattı ve şosenin yapılmasına ne zaman baçlamlacağmı Bayındırlık Bakanından sordum. Sırn Day bu konu üzerinde simdilik blr şey söyHyemiyeceŞini, fakat b'i yolların vakmda muhakkak yapılacağmı bildirdl Csneral Clar't vazifesi basına döndü Verona 30 (O.W.I.) Italya oephesindeki Müttefik orduları eski komutanı olan ve Avusruryadaki Amerikan işal kuvvetlerinin kumandanhğma yeni tayin edihniş bulunan General Mark Clark, bugün uçakla bir müddettenberi bulunduğu Brezilyadan Italya>a gel miştir. D. Grupu resim sergisi açıldı «Di grupunun tertib ettiği 14 üncü resim sergisi dün saat 17 de Guzel Sanatlar Akademisinde Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafmdan açılmıçUr. A"i.ışta Vali ve Belediye Reisi Doktor Lutfi Ktudar, şehrimizin tanınmış sanatkârları ve sanatseverleri, basm mensubları bulunmuştur. Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel scrgiyi açarken kısa bir söylev vermiş ve ezcümle demiştir ki: « Plâstık sanat'.ar içinde reslm, ciddî surette gelişmektedir. Bu gelişme sade Ankara ve Istanbuldaki arkadaslarımızın açtıkları sergılere inhisar etmemektedir. Resim, en uzak yerlerinude dahi, küçük ölçüde de olsa, büyük bir inkı?a£ göstermektedir. Bu yıl içinre memleketin muhtelif yerlerinde 4550 sergi açılmıştır. Bızım kendi teşkiiâtımu çevresinde de gerçek bir gelışme vardır.» J..'i"nlekete yaygın olmadıkça, sanat dsva^jıda ümid verici bir inkişaf gorülemiyeceğini bslirten Bakan, bir sanat mcnsubu sıfa'tile bu inkişafm mevcud r'duîunu müjdelemiş; hattâ İngilterede LI ılan bir sergide sanatkârlarımızın büyük takdir kazandıklarını söylemiîtır. Bskan, plâstik sanatların heykel kjsmında, resim kadar bir gelişme gîcrü'rr.eyişine amiî olan sebeblerin basında maddî sebebler bulunduğunu, memlekette beklenen ekonomik gelişme oldukça heykel sahasında da ayııı ınkişafın göriilece^ini sövlemi?tir. Ha,can Âh Yücel sanatkârlara başarılar temenni ederek kordelâyı kesmiştir. Müteakıben sergi gezilmiş ve teşhir edüen 130 eser hakkında sanatkârlar tarafmdan izahat verihniştir. Sergide Arif Kaptan, Bedri Rahml Eyüboğlu, Cemal Tollu, Elıf Naci, Eşref Uren, Eren Eyüboğlu, Fahrünnisa Ze/d, Hakkı Anh, N'orullah Berk, Salih Urallı, Sabri Berkel, Zeki Faik Izer, Nusret Sadgan, Zühtü Muridoğlunun çeşicili eserleri bulunmaktadır. Bunlar arasmda Cemal Tollunun Tekei Umum müdürlüğü için yaptığı (.Urgübde bağ bozumu) adlı b^üyük tablosu, Eşref Ürenin peyzajları; Elif Nacinin Türk ve Islâm eserlçri müzesinden yaptığı natürmortları; Sabri Ber!ıelın suluboyaları, limon resmi, Zeki Faik İzerin çıplak kadını ile pembe fapkalı kadm porrresi, Fahrünnisa Zeyclın, Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğ Akseki köylerinden birinde büyük bir yangııt oldu Antalya 30 U.a.) Akse..ınin Çimi köyünde çıkan bir yangında cami ile halk odası da dahil olmak üzere kırk üç bina, on dokuz harman yanmıştır. Bu rada bir kısım hayvan da yanmıştır. Bugün vali vekilinin başkanhğında Kızılay Cemiyeti idare heyeti ve diğer lgililerin iştirakile yapılan toplanhda rangm felâketine uğrıyanlara âcil olaak yapılacak yardım işi gbrüşülmüş ve Kızılay tarafından derhal iki bin beş üz lira gönderilmiştir. Bundan bajka bir de yardım komitesi kurulmuş ve bu komite derhal çalışmaya başlamışır. Ankara 30 (R.G.) Memleketimizie doğu Akdeniz bölgesi memleketleri arasında vapur seferleri ihdas olunmuştur. <Doğu Akdeniz hattı» adıru taşıyacak olan bu seferlerde 15 günde 2 vapur hareket edecektir. Vapurlar Istanbuldan hareket ederek îzmir üzerinden cenub sahillerimizdeki bazı limanlara uğradıktan sonra Trablus, Heyfa, Beyrıt gibi Suriy? ve Lübnan l'manlauna gidecekler ve Portsaid ile İskenderıj'eye uğnyacaklardır. Petain davasmda, M. Hetriot sehadette bulundu Doğu Akdsniz bölgesi Paris 30 (a.a.) Petain muhakemesinm bugünkü oturumunda Fransiz v??w seferleri saylavlar meclisi eski Baskanı Edvard dalanarak Yalta anlaşmasma kavvet vermek ve dünra snlhunn clbirliŞile başarmak için ihtilâflı meselelpr üyprinde yolunn tutmuşlar, ve bir çok tnühim mrsclcleri halle mnvaffak olnmşlardır. Bunun için Müttefiklerin bn dcfu Potsdam'da da işte, Tahran sıjasclinden değil, fakat Müttefiklerin harbi kazanmalarile kat kat kuvvetlenen Yalta temelinden baMamış olduklarma hükmedilebilir. Bu, böyle ise, harbi kazansağlayan Yalfanın, Potsdam'da bir sulh âbidcsi knrması unıulur. Fakat iş böjle dpjil de Müttefikler gene Talıran siyasetinden işe başlamış bulunuyor ve Tahran si>asetini tasfiye için uğraşıyorlarsa o zaman çah.şmalarının hem nzun süreceğini hem de hakiJtî bir barış doğUrmasına knlaylıkla ihtimal verilmiyeceğini söylemek mümkündiir. Şu var ki bîr çok hâdiseler Tahran siyasetinin sökmiyeccğini ve tutmayacağını belirtmi? bulunuyor. Ve onun için tecrübenin tekerrür etmiyeceğini ganmak daha doğrudur. Nitekim günün haberleri bu nokfai nazan teyid etmekte ve Müttefiklerin bir kaç gün sonra ncsredecekleri tebliğ ile sulh programlarını ilân edcceklerini bildirmektedir. Bn, böyle ise sulh zaferinin de kutlanacağı güniin yakın olduğunu söylemek mümkündür. Aksi takdirde Tahran siyasett bütün kötü ve meş'um neticelorile galib gelir ki bunu hiç kimscnin istemediği şüphe götürmez. Moskovadan akisler devam ediyor Moskova 30 (a.a.) France Pretse jansının muhabiri bildrriyor: ingiliz seçimleri hakkında Sovyet basınmın ihtiyath bir lisan kullanması aşikâr olarak ju sebeblerden ıleri gelmektedir: 1 Müttefik Ingiltereye karjı düriişt bulunmak endişesi. 2 Ingiliz dış siyasetinin ye bilhassa Ingiltere ile Sovyetler Birliği ve Birieşik Amerika arasmdaki işbiriiğinin bundan müteessir olmıyacağı hususundaki kanaat. Bununla beraber, işçi zaferinin Sovyet efkârı tarafından sempati ve momnuniyetle karşılandığı bir hakikattir. Bu memnuniyetin bir sebebi de Sovyet halk efkârımn, ingiliz muhafazakâr paı tisinde Sovyetler Birliğine karşı güvensizliklerini ve hattâ düşmanhklarını gizlemiyen ve bilhassa Akdeniz memleketlerinde olmak üzere bazı milletlerarası siyaset alanlarmda mürteci tetnayülleri destekliyen uzlaşmaz unsurlar buhınduğunu bilmekte olmasıdır. Bu mürteci temayüllerde Sovyetler Birliği harb içinde mağlub edilmıs. o'an faşizmin barış zamanmda tekrar doğ ması imkânlarımn tohumunu görmektedir. Hemot dinlenmıştir. Herriot, Llyon beledij"e başkanlığından kovulduğunu ve Petain tarafından tevkif ettırümiş olduğunu hatırlatmış, fskat vereceği ifadenin hiç bir şahsî ınahiyet taşımıyacağmı temin etmiştir. Herriot şunları söylemiştir: < Jeanneny ve ben, daha yapılmadan evvel dahi, mütareke aleyhinda idik. Askerlerin düşünceleri hilâfına olarak, Fransadan kurtarılabileceği kıu: tarmak icab ediyordu. Hem bu meseıe, yalnız millî bir mesele değil, fakat ayru, Pieıre Laval zamauda milietlerarası bir mesele idi. Paris 30 (a.a.) Zannedildiğine göre, 1940 ta Fransanın yanıbaşında Ingiltere Plerre Laval, bugün ögleden sonra İtalya;a gitmek tizere Madridden aynlmıs, vardı ve geleneğine sadık olan Ingilterenin mücadeleye sonuna kadar devara tır. edeceği muhakkaktı. Jeanneny ve ben, gitmek gerektiğinl söylemek üzere Cumhur Başkanı Lebrıin'ün yanına çıktık. Pakat Lebrurı, Petain'lr. muhalefeti İle karşilaşmakta olduju cevabını verdi. Bununla berah"» şu ciiıst kararlaştınldı ki hükumet, Chautemps'ln idaresinde gidecek ve ay* ni zamanda Cumhur Başkenı Ue J'sl meclls başkanlan da Fransayı terkîdîcekti. O zaman, bu hareketin lüzumu Teçekkür üzerinde aramıziaki anlaşma, tam ve Hayata ebediyen gOslerinl kapa^ııj olan mu f laktı. Fakat bu anlaşma, tutulmasevglll refitam, annem, ve tarınvaUdem Madrid 30 (a.a.) Ispanyol ajansının cildırdığine gdre, Laval ile karısını ta^ıyan uçak motöründeki bir arıza yüzünden İspanjaya dönmek ve orada yere inmek zoranda kalmıstır. Yeni taÜ^ıats intizaren Laval, indiği hava meydanında gözaltına almmıştır. cenaze nieraFirr.inde gerek fcizzat hazır buluntr.îlc ve gerek telgraf, mektub vesalre göndGrmels suretlls kederırnlze İştirak eden blr çok akraba ve dostlarımıza ayrı avn teşfkküre teessUrilmuz mftnl olduğundan bu razlfenln lîasına gazetenizln tavassutta bulunmaîinı rlca eylerlz. Profesör mühendis Mahmud Şükrü Işık, Leylâ ve LuHl Topçubaşı Uçağı bozulmuş Clıurchill «Dîzbağı nişanı» nı kabul etmedi Londra 30 (a a.) Kral George, eski Başbakan Mr. Winston Churchill'e, harb içinde başardığı büyük hızmetlerden en büyük İngiliz nişanı olan «Dizbtğı nişanı» nı vermek istemiştir. Mr. Churchill, Kraldan bugünkü şar+lar altında bu şövalye payesmi reddetmek müsaadesini taleb eylemiştir. 1348 tarihinde ihdas edildiğindenbsri, bu nişan, asil ohnıyanlardan yalnız üç kişiye verilmiştir. Bunlar arasmda Sir Austin Chamberlain de vardır. Ömer Rıza DOĞRUL Mussolini'nin beyni Washington 30 (a.a.) Mussolini'nin beyninden jki parça, Duçe'nin müterakki felce müptelâ olup olmadığınm araştırılması maksadile Amerikaya gönderilecektir. Cariye, sini üzerindeki beyaz tülbendi usulca kaldırıyor, Sünbül Hanım her defasmda besmele çektikten sonra elındeki fildişi saph bıçakla baklavayı tarife gelmez bir hünerle bal peteği şeklinde kesiyordu. Bu ışin hiç bir kıyı bucağını aksatmadan böyle el yordamıle nasıl yapılabileceğini Cangüzel'ın aklı almadı. Kayn?nası ona bir konak hammınm neler bilmesi gerekiiğini belletmek meramını güdüyndu. Ne buyursa başüstüne, illâ makasia ezbere kâğ;d kırpar gibi bir kolaylıkla bal peteği şekiinde baklava biçmeşi Cangurel hiç bir zaman beceremiyecekti. Başma kuruntu yapmıştı, duramaz oldu, kaynanasına: «Kadın anam, Ben bu işi gözüme yediremiyorum» dedi. Sünbül Hanım, bıçakla hendesî şekiller doğramaktan kalmadan, güldü. Gelin hanım kaygulanmasın. Bu hüner her hatun kişinin kârı değildir. Budinden Akkerman"a kadar Tuna yalısmda Sinbül Hanım gibi baklava ks ; en kimse yoktur. Zoyneb, cariyenin elirıdeki kutulardan tutam tutam dövülmüş fıstık, badem alarak, işi biten sinilfri gene Cangüzeli huylandıracak bir el çabukluğile nckkaş gibi süslüyorduKuşluk vakti hanımlar hep beraber hamama girdiler. Kamam, Cangüzel'in konakta en hoşlandığı bir yerdi. Sedef çiçekii, fildiji kakmalı, gümüş kabartmalı sivri nalınları ayağma giyip yollu ipekliden futasmı kr.^anarak cariylerin önünden geçip salına salma halvete girmeğe bayıhrdı. Tazelerin bu yerde şakalaşmak, fıkır fıkır oynaşmak âdetlerl olduğunu bilen Sünbül Hanım çar Berne 30 (a.a.) Türk isviçre ceTıiyeti tarafından, tsviçreye gelnıiş buunan Türk ticaret heyeti şerefine bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette, Türkiye Roma 30 (a.a.) Reuter ajansının elçisi ile Ingiiiz ve Amerikan konsomuhabiri bildiriyor: Oğrenildiğine göre, Müttefik askerî losları hazır bulunmuşlardır. makamları, Trieste yakınlarmdaki deEkonomi ve kültür sahasında samirin kayalık uçurumlarda meydana çı mî işbirliği temennisini belirten kar«ıkarılan ve Libera Stamoa gazetesinin lıklı nutuklar teati edilmiştir. yazdığuıa nazaran 600 den fazla tahmin edilen cesedler hakkında tahkikata Amerikada uçarkalelerden başlamışlardır. daha kudretli uçaklar Bu gazetenin il&ve ettiglne göre, tahistihsaline başlandı kikatı yapan bir ingiliz subayı bu cesetler arasmda 10 YenniZelandalı asLos Argeles 30 (O.W.İ.) Harbiye kerin bulundıığunu söylemiştir. Gane Bakanlıgır.ın emri üzerine Lockheed Libera Stampa'ya göre Cesetlerden 400 Aircraft corporation şirketi, uçarbals kadarı Tito kuvvetlerile birlikte sava a<u ile tsnınan «B. 17» tipindeki uçakşan İtalyan vatanseverlerile, gümrük larin imı line geçen pazar gününden 111memurlarmm ve 200 kadarı da Alman baren soı vermiştir. cesedidir. Bütün bunlarm geçen mayısAlman sanayline öldürücu darbeler ta Yugoslavlar tarafuıdan öldürüidük indirmis olan bu meşhur uçaklarm lmaleri söylenmektedir. line 12,753 uçaktan mürekkeb bir hava filosu lsveç kralı Danimarkaya gitti hayet meydana geürlldikten 6onra rüverilmiştir. Kopenhag 30 (a.a.) İsveç Kralı Topyekun 27.050 uçarkale lmal etmlş Gustave bi r İsveç torpMo muhribile olan Lockheed Aircraft Corporatlon bugün saat 12,40 ta Kopenhaş'a gelmiş şlrketi, hslen bütün faaliyetini «B. 29» tir. Kral Gustave rıhtımda Danlmarka (üstün uçarkale) ve tB. 32» (DominaKı&lı Chrlstian ve bütUn ailesl taraîm tor) uçaklannın istihsaline hasretmlş dan karşılanmıştır. bulunmaktadır. Trîeste kayaiıklarında kuluisan cesedler Türk İsviçre dostluğu Bayan DELFIN IŞIK'm j rejimi hakkında tafsilât vermiş ve re Herriot, ifadesine devam ederek Vichy jımi bir diktatörlült olarak vasıflandırmıştır. Herriot, bu devredeki bazı hâdiseleri ve ezcümle Legion d"honneut ile Demirl'açm yanyana yer alması suretile Pariste Invalides'de yapılan askerî törenleri hatırlatmıştır. Herriot, * * * nihayet, ifadesini tevkifi hâdisesi il« Vakltslz hayata gbzlerlnl kapayan eşlm I sona erdirmiştir. FATMA CANDAN"ın eenaz» ro?rasimlnde bulunan. hasta bulunduğu zamau llgl gösteren, elem ve ıs. tırablanrnıza iştirak eden akraba ve dostlara, keza roahalle komşulara teşekkürle. rlml (unarım Eşl; Kuyumcu 8adullalı Candan Trakyada Almanlar için easusSuk edenler Baştarafı 1 tnci sahifetfe ° getirilmişti. Mustafa Neyir, Yunan Kralı Konstantin'ı büyük merasimle karşılayanların ba§ında geliyordu. Merkum, bir arank Edlrnede bir gazete de neşratmiştl. Mustafa Neyir, Af Kanununun çıkmasını müteakıb memlekete dönmüştü. lunun birbirine yakın manadaki fazla ınoderne kaçan eserleri, bilhassa dikkaU çekmiştir. Başta Millî Eğitim Bakanı Hssan Âli Yücel olmak üzere bütün davetliler sanatkârları ayrı ayn tebrlk etmişlerdir. Sergi 15 gün müddetle hergün saat 101S e kadar herkese açık bulunduru Ölüm Müterclm Eüştü Paşa ahladmdan, Abdülkerlm Evrenosoğlu torunu, Sadıye Bvrenosoğlu kızı lacaîtır. Taksimde İnönü Gezisi yanmda ŞERMPv SEZIK çok genç yaşta tutvüduğu zallm hastalıktan kurtuJamıyarai 297945 pazar günO Eakkm r&hmetlns kavnşnmştur, Cenazert 317945 «*lı gtlnu Osmanbeyda Şalr Nlgâr aokağında 66 numaraiı apartımandaa kaldırı'.arak öğle namazı Tegvikiye cara'.lnds kılındıktan sonrk Ferliöy mezarlığına defnedUecîktlr. * * * Dul Bayan Yevnlge Ispençyan, Bay va Bayan Bedroa Küpelyan ve evladları, Bay ve Bayan Nubar Ispençyan, Bay ve Bayan Haçlk Alyanakyan> Bayaa Hermlne Iyne. dyan ailelerl, kendi Eevo, kardeşler^ kaymları, eııiştelerl ve »krabaları olau OPERET BAHÇESİ Yarin akşamdan itibaren nağın içinde eli değnekli asesbaşı gibi dolaşıp dururdu. Tahammülden aşkm! Çene kemikleri kısılan, yüzii solarak şakaklara doğru gerilen Cangüzel, 6fkeli yutkunmalar arasında, içinden VA1AH söylendi: «Beni cariye gibi tutmak istiyor, her adım atışıml kendi kafasına göre bir usule bağlamak istiyor. Ben 24 bir Hersek kızıyım.» çabıık yıkanarak abdest aldı, çıktı. den onları tezgâh odasma çağırttı. YirŞah damarlan gümgüm atıyor, kan Şimdi küçuk kubbe kahkahalarla, ser mi kadar cariye tezgâh, tarak, çıkirık had türkulerile, birbirini sabunlayan, başmda soluk almadan işliyor, kimi ip tepesine üşüşüyor, kulakları uğuldu uvan cariyelerin şen çığhklarile ir.Ii lik büküyor, kimi ipek kozalarından yordu. Hersek kızı, Hersek kızı, ben yordu. Kurnanm beri tarafmda başma tel çekip kadayıf gibi yanına yığıyor, bir Hersek kızıyım! kına çalmış, kaşına raîtık çekmiş habire kımi telleri arşın üzerine sarıyordu. Beri tarafta Sünbül Hanım Zeynebi keselenen Adviye Mollanın dalgın du Sümbül Hanım, erkân mindsri üzerine ziyadece ürküttüğünü, Cangüzeli iniğnesıle cittiğini sezmij, her tarafı yatıştırmak rujuna kurnazca göz atan Zeyneb, kurulmuş, ince «Mudurnu» akçabardak denilen bir oya üzerine göz îçin cariyelere: «Haydi kızlar, Murad Cangüzel'in kulsğma sokuldu: yar.ıbaşır.da Adviye Reis türküsünü bir ağızdan söyleyin» Mustafa Anarn seni çok sever mi? nuru döküyor, Nasıl sever? Hep öper, gocar mi? Ge Molla dizine aldığı küçülc kasnakta gül diye seslenmijti. Mekikler gidip gelir, celeri sarılır, yüzyüze jatar mı? Mu ler, nei'kisler işleyordu. Sümbül lIanım, çıkrıklar döner, taraklar ir.ip binerken habbetli koca, karısına sırtmı çevirmez sana söylerim kızım sen anla gelinim yirmi körpe se3 bülbüller gibi şakısözünce Zeynebe dedi ki: miş. Oyle midir.. Hele hele.. di bana! mağa koyuldu. Biz sana çeyiz yetiştirelim diye Yeni gelin Cangüzel kızarıp titriyerek ıslak saçlarını elindeki tarakla bir iki büklüm didişirken sen minder üst Knrq karanfildlr blzlm yiikümüı duvak gibi yüzüne indirdi. lerinde gerinip esner misin? Çal çe de&me bpzirgânda yoktur d«ng1mis Ne sorarsın Zeyiîeb'im? Daha de nej'le hammlık olmaz. Hanım dediğin Engreller clsa da kalgak lklmlz min yavuklundan gelen bayram boh konakta en erken kalkan en geç yatan Senln gemln geçtl derler Murad Reb çalarını açtık. Senin düğününe artık dır. Kul cinsi mangal kenanna sinsin, Aldı deryayı dolandı sılayı kaptan reis. kıl kaldı. Bağ bozıtmundan evvel dün şiltelere çöreklensin, onlara âr değil. Murad Relsin gemisl çamdır dayanmaz ya evine gireceksin. O zaman sen de Sen de bir serhad beyine gelin gidiyortarfaları gaflrt almış balla nyanmas görür anlarsın. Dünya evi... Dünya evi.. sun, payeni bil. Venedik kâfirine kalbim inanmaı Hem korku hem sevinçle ürperen Zeyneb, odayı dolduran kızlar ara Senln gfmln peçti derler Murad Keis Zeynebin ışıltılı elâ gözleri yengesinin smdan süklüm püklüm sızarak erkân Aldı deryayı doiandı sılayı kaptan reis. saç peçesi arkasmda manalar hecele minderiBİn köşesinde kurulu gergefin meğe uğraşıyordu. b^ına w*\. Caricüzel, somurtkan suCangüzel, türküyü ayni tezgâh odaratla minderin diğer köşesine oturup sında birkaç dofa dirılemişti. Murnd Rc*** Kızını, gelinini fazla aylak gezmeğe elıtıe yeni başlsnmıs bir saikım oya al is sülâlesinden Durakça Reis Sünbül bırakmıyan Sümbül Hanım, ikindi vak dı. Kaynanası hamaratlık hastalığı çe Hanımuı babası imiş. (Arîcası car) ti, daha hamam mahmurluğu geçme ker, herkese de çektirmek isterdi. Ko CİGERBELEN DELİ DOLU Operet 3 perde Yazan: Ekrem Reşid Müzik: Cemal Reşid Büj'ük bir sürpriz: Uzun bir zamandanberi sahneden ayrılan kıymetli ve sevimU sanatkâr T E V H İ D B İ L G E yi gene Deli Doludaki JOZEF m m ^ n rolünde görüp alkışlıyacaksımz. •l^^niHB^H Bay PARSEH İSPENÇYAN'ın mm HALİDE PİŞKİN İHSÂN BÂLKIR m* TİYATROSU BU AKŞAM K A D I K Ö Y SÜREYYA Bahçesinde ARŞIN MALALAN Bütün kostümlerile Büyük Kafkas opereti 4 perde fBalık agı tüccarlarından) vefat ettiğini teesstırle blldlrlrler. CenaM merasüniniıı( bugün salı 31 temmuz 1945 saat 15,30 da Beyoğlu Balıkpazar Üç Horan Ermenl klllseslnde lcra olunacagı tlân olunur, lîbu Ilan hususl davetlye yerlne kaimdlr. Cenaze levanznati: Becldyan * * • Çurayl Devlet azasından merhum Mustala Arlf Akgün, Amasya ortaokulu ögretmenlerlnden Osman. Tevllk Akgttn Devlet Demlryolları Tol MfUettişl Ismall Akgun. Dr. Ibrahlm Beslm Akgtln, Hastbe Akran, Rabla Altınel'ln babalan, hâklm Osman Yümnü Altınel'in kayınpederl Hakkın rahmet'.ne kavuşmuştur. Cena* naman fcugrtlnkü salı günü lkindl namazını müteakıb Teşvikiye camilnde iümdıktan sonra Ferlköydekl makberl mahsusan» defnedllecektlr BEYAZ PARK'ta FERDİ . ^ ^ . ^sTZ "" " ^ 2 AĞUSTOS PEBŞEMBE BÜYÜKDERE Avukat MEHMED BESİM AKGÜN TAYFUR Kahkahalar Gecesi LOREL HARDİ ARŞAK PALABIYIKYAN YANİ BABANOĞLU Balıkçı OSMAN Unutulmaz bir gece geçireceksiniz. Muhammed Peygamberin felsefesini izah eden eşsiz bir eserdir. Ankara caddesi Ç I Ğ I R K İ T A B E V t oz soz