CUMHURİYET 8 Birincikânun 1939 Akıllı muharrir ( TEŞEKKÜR ) Bugünkü program j Semih Şevket, Babıali caddesinin ma bir kalem sahibi idi. Büsbütün yeni bir TÜKKİYE RADYODİFtZYON POSTALARI ruf tabirile, «tutmuş» bir muharrîriydi. janra atılmakta tereddüd etmedi. Karileri Dalga uzunlnğu: Her sene, gündelik gazetelerden birine iyi başından sonuna kadar heyecan ve meTürkiye Kadyosa 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. kötü iki tane hissî ve macera romanı ya rakla kıvrandıracak bir zabıta hikâyesi Ankara » T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. rar, haftanın muayyen günlerinde de tatlı doğurdu. Macera, bu tarzı sevenler tara12.30 program ve memleket saat ayarı ve kolay anlaşılır hikâyeler karalardı. Ki fından cidden takdir olunacak derecede *** 12,35 ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 tabcılarla da alışverişi tıkırında idi. Tefri karışık ve dolambaclıydı. Ne yazık ki biTürk müziği (Pl.) 13,3014 muzık ıhaîıf 30 II 939 da İzmirden Antalyaya ka ettiği romanlan yalnız hergiin kesip raz asabî olanların hiç de hoşuna gitmemüzik Pl.) 18 program 18.05 memlehareket eden Tırhan vapurunda eşimin saklamak, hikâyeleri üstıinkörii tasnif e mişti. «Muhterem müdür bey» hıtabile ket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberdoğum ağrısı başlaması üzerine vapurun derek sıralamak zahmetine katlanmakla ; gelen imzasız bir mektub bu kafilenin hisleri 18,25 Türk muzıği (fasıl heyeti) Paristen yazılıyor: doktoru Bay Nafiz Orhun derakab lâzım 19,10 konuşma 19 25 Türk muzıği Çalanbeş altı ay içinde birkaç yüz liraya para | siyatına tercüman oluyordu: gelen bütün tedabiri ittihaz ve tanzim etÖğleden sonra saat bir buçuk.. Yeraltı lar: Hakkı Derman, Şerif Içli. Hasan Gür, demezdi. «Hergün iri harflerle ballandıra bal miş, son sistem doğum alâtını hazırlıya simendifcrinin «Halles» tarafına açılan Hamdi Tokay. A Okuyan: Mustafa ÇağAvrupada harb başlayınca çalıştığı ga landıra yazılan harb haberleri zaten «inir rak çok hazikane bir şekilde doğumu yapistasyon kapısının önü mahşer gibi.. Palar. 1 Hıcaz peşrevi. 2 Sel. Pınar: Hıcaz zetenin yazı işleri müdürü; Semih Şevket lerimizi harab ediyor, bir de üstüne böy mış olduğundan ve her türlü esbabı isti. şarkı (Sızlayan kalbimı sev>. 3 Şevki Bey: le odasında halvet oldu. Bir sigara verip le serapa heyecan ve halecan veren bir rahati temin eden vapur süvarisi Mahir zar yerinde teshir olunan binbir türlü eşUşşak şarkı (Bu dehrın germü serdirdeniya lâhana, pırasa yığınları arasından geçbir de kahve ısmarladıktan sonra: 4 Şevki Bey: Uşşak şarkı ıBır katre ıçen). hikâye okunur mu? Sulh ve sükun zaman Kaptan ve arkadaşlarına burada alenen Zekânıza büyük itimadım vaı, dedi, larında belki uyuşuk haleti ruhiyeleri bi teşekkür ve minnettarlığımı arza kıymet mek çok müşkül.. Yer yer muhtelif yaş 5 Hicaz sarkı (Ateşi suzanı firkat ya':tı ve cinsiyette insanlar halka olmuşlar, sacismi canımı). B Okuyan: Radife Brten. kendimizi actualiteye uyduralım.. Şöyle raz kamçılayabilmek için bu çeşıd hikâ tar gazetelerini tavsit eylerim. tıcılarla pazarhğa girişmişler.. Bazıları 1 Haşim Bey: Bestenıgâr şarkı (Kaçma askerî hikâyeler, harb maceralan kaleme yelere ihtiyac vardır. Fakat şimdi.. Hayır Menemen Kanal înşaat müteahhidliği mecburundan ey ahuyi vahşı) 2 Ende köşelere toplanmışlar, şevezelik ediyor almayı bir tecrübe etseniz hiç fena olmaz'. ve asla!» Cemil Oktay ronlu Hüsnü: Bestenıgâr şarkı (Çok surlar. Kız, erkek birçok çocuklar itişip, ka Başüstüne efendim! Gazetenin sahibinden yazı işleri müdümedi geçti). 3 Eviç türku (Şahane »özler Semih Şevket, Umumî Harbde askerlik kışıyor ve avaz avaz bağrışıyorlar. Bir rüne havale ounan mektub Semih Şevkeşahaneı. 4 Halk turküsü ıHaticem saçetmişti. Cephelerde geçirdiği dört senelik kısım mahcub ve sıkıl^an insanlar geriye larını dalga dalga taramış). 5 HaiK turte gösterildiği vakit onun gene ümidi kırılhayata aid bütün hatıraları hayalinde cançekilmişler, bu hay ve huyu uzaktan teküsü (Ekin ektim çöllereı 20,10 temsıl madı. hevesi kaçmadı. landırarak mükemmel bir kahrsmanlık 21,10 müzik (radyo orkestrası Şe!: Hamaşa ediyorlar ve aradasırada gözlerini Sabahleyin erkenden kalktı. Yazı ma•.r: u * san Ferid Alnar 22 memieket saat ayarı, maceralan serisi neşretmeğe başladı. muayyrn bir noktaya dıkiyorlar. O muHeyhat, bu teşebbüsün gazete karileri a sasmın başma oturdu. Stilolarından cn güajans haberleri: ziraat. esham tar/ıVİJât, ayyen noktada ne var diye ben de bakkambiyo nukud borsası • fiat) 22,'JO mürasında uyandırdığı akisler hiç de bekle zelini seçerek parmaklarının arasına sıkışYazan tım. Uç asker.. tırdı. ideal peşinde koşan ruhu, benliği zik foperetler Pl.ı 22.50 müzik (caz nen neticeyi vermedi. band Pl.) 23,2523.30 yarınkı program millî hisler ve vazife telâkkilerile dolu i Yanımdaki iki genc kız arasında bir Mütehassıs bir okuyucu gazetenin save kapanış. feragatkâr bir gencin sergüzeştini en , münaka^a.. Varidat Umum MUdıirU hibine gönderdiği mektubda: parlak cümleleri, en tantanalı tabirleri Raymond Cordy Gözüm kör olsun ki o.. Şöyle gel, En son hükümlere göre yazılmıştır. «Ayıbdır, diyordu, hikâyeciniz anlakullanarak canlandırdı. Hikâyesinin kahÖLÜM 527 sahıfe; fiatı 3 liradır. tam kar>=ıdan bak!.. madığı işlere burnunu sokuyor.. Bu gübuluşuyor, sivillik vaktimizdeki hatıraları ramanına edebiyat tarihinde ebedi bir Benziyor ama, bilmem.. nün teknik terakkilerine uymıyan çok baTevzi yeri: Ankarada Akba; Eski Şurayi Devlet Mülkiye dairesi tatlı tatlı yadediyoruz. hayat verdiğini sanıyordu. Böyle mücersit ve iptidaî bazı harb sahneleri ta3Vİr emuavinlerinden merhum Veysel Hamdi istersen gidip kendisine soralıml lstanbulda Üniversite kitabevleri Satın alınan lâhanalar. pırasalar ve dired bir mevzu etrafında dolaşmayı tercih diyor. Kaldı ki dünyanın geçirmekte olAnladım. «O» dedikleri Raymond ğer sebzeler yükletilmışti. Raymond ba zevcesi ve Tekirdağ sulh hâkimi Nebihe edişi vaktile mütehassıs kariden, modası duğu acı ve tadsız buhrana aid hazin ve Cordy.. Ekseri Fransız filimlerinde se na «allaha ısmarladık!» işareti yaparak Soysanın validesi Bayan Saadet 67/12/. geçmiş harb sahneleri tasvir etmesî netiyürekler yakıcı haberleri okuduktan sonra vimli ve komik roller deruhde eden san hareket etmek üzere olan arabaya atladı. 939 perşembe gecesi vefat etmiştir. Ce cesi yediği müthiş paparadan dolayı idi. nazesi Beyazıd Fuadpaşa caddesindeki biraz da hoşça vakit geçirmek, eğlenceli atkâr.. Başında mavi bir asker başlığı.. Yanımda demin münakaşalarına Aradan iki üç gün geçmeden «idealist şahid hanesinden kaldırılarak Eyubsultandaki şeylerle gönül avutmak istiyoruz.. Onun Üstünde kolları kısaca, yakası dar bir olduğum kızlar arkasından kostular: gençler» imzasile idareye mazbata kadar ailesi kabristanına defnedilmiştir. Mer için rica ederiz, Semih Şevket Bey gene uzun yazılmış bir mektub bırakıldı. En caket.. Ayaklarmda külot bir pantalon.. eski tarzda hikâyelerine devam etsin. Va Defterimizde, dediler. bir imzanı huma Tanrıdan rahmet, kederli aılesine sonunda şöyle deniliyordu: Bcni görünce uzaktan bağırdı: kıâ, aradasırada saçmalıyor ama, zoraki 7in bulunmasını isteriz, lutfetmez misi sabırlar dileriz. Nasılsınız. bakalun.. Burada buluş«Yüksek vazifemizi bilmek ve yapmak de olsa bizi güldürüyor!.» *** niz? için hikâye muharririnizden ders almaya mamız tuhaf değil mi? Gazetenin sahibi yazı işleri müdürüSan'atkâr güldü: ihtiyacımız yok. Böyle şeyleri erbabını (Kazanc, buhran, muvazene, hava Pazar yerinde ne isiniz var? Kadıköy Haydarpaşa caddesinde Anane, o da hikâye muharririne hafifçe çıkış bulup ciddî makaleler şeklinde yazdırır Geç kaldınız matmazeller, diye ce dolu oteli mÜ3teciri Eskişehiril Nişan oğlu kuvvetlerme yaıdım verjjılerile Alışveriş yapıyoruz. Haberiniz yok tı. Semih Şevket yazılarında yarım kal sanız belki bir nasihat telâkki olunabilir. tevkitat cetvellerı) galiba.. Ben askerlik vazifemi levazım vab verdi. bunlar akşama pişecek de ka Artin Susak kalb sektesinden vefat etmişmış genc kız aşklanndan, karısını aldatan Yoksa bugünkü gencliğe kalemlerini mida görüvorum. Bereket versin sinemada ravana hazırlanacak.. Yemeği vaktinde tir. Cenaze merasimi bugün saat 14 te Yazan kocalardan, sevgililerine naz ve cilve ya zah vadisinde yürütmeğe alışmı; yazıcıyapıldıktan aç bırakırsak Kadıköy Ermeni kilisesinde bu gibi hizmetlere alıştık. Zamanı gelince yetiştirmez, arkadaşları pan kadınlardan aldığı tipleri kahraman larla telkin yapmaya kalkılması gülünc her öğrendiği insanın işine yarıyor. Za «kodes» e girmeğe hazırlanmalı.. lnşal sonra Ermeni mezarlığında aile kabrine ittihaz etmek vadisine tekrar dönüp geldi. oluyor. Kutsî işleri lâyıkı veçhile telâkki defnedilecektir. Neşredilmek üzeredir. man zaman izinli çık'.yor, arkadaşlarla lah, başka bir defaya!.. Postacının, namına getirdiği ağır ve ederek bundan sonra o yolda davranabüyük mektub toman içinde açık bir kart cağınızı ümid ederiz.» gazete sahibinin bilhassa gözüne çarptı. Bu sefer sade gazetenin sahibi, yazı işbüyük ve güzel filim birden Yaşh bir kadın yazıyordu: leri müdürü değil, hikâye muharriri de «Evlâdım, dünya kan ve ateş içinde mıiskul mevkide kalmıştı. Semih Şevket, 31 10 939 tarihinde vefat etmiş Meşhur Polis Hafiyesl TUrkçe SözlU bulunan Ayşe Suphiye Gönülün ruyüzerken siz nasıl oluyor da sanki her zihninde muhtelif milletlerin edebiyat tahuna ithafen 9/12 939 yarınki taraf güllük, gülistanlık imiş gibi herkesi rihine aid fasıllara bir geçid resmi yaptırcumartesi günü saat ikide Teşvıkiye kahkahalarla güldürecek yazıları sütunla dı, Şimdiye kadar hikâye vadisinde ihtıcamii şerifinde Mevlidi Nebevî kırarmıza geçiriyorsunuz.. Dün akşam, toru yar olunmus tarzları hafızasında sır^ladı at olunacaktır. num, Semih Şevket Beyin hikâyesini oku Dimağında uykuya dalmış bütün hatıraladukça kahkahayı bastı, okudukça kahka rı dürtüp ayağa kaldırdı. Fransız, lnçiliz. Seanslar : 2.30 5 ve 7.30 da Oğulları: Ekrem, Reşad, îzzct ve Seanslar: 3,45 ve 6.15 de hayı bastı, adeta sinirime dokundu, ge Amerikalı, Alman, Rus hikâye üstadlarıFerid Gönüloârulları Geceleri saat 9 da 2 film birden yirtiler geldi. Şimdi eğlenecek vaziyette nın eserlerini yeniden karıştırdı. Hayır.. değil. insanların haline oturup ağlayacak Bir aydır tecrübe ettiği janrlardan baska bir hikâye yaşız tarzına tesadüf etmrdi. bir haldeyiz!» Demek, cihan karışıklıkları karilerin Gazetenin sahibi, yazı işler imüdürünü, kıymet ayarlarını, selim zevklerini altüat e«.da hikâye muharririni haşladı. Semih etmişti. Anlaşıhyordu ki ne yapsa. bir Şevket: müddet için onlara yaranmak imkânı yok Ya öyle mi? tu. Birşey değil, bu haksız, şikâyetler ve Diye kalemi eline aldı. Öyle acıklı hâ hücumlar karşısında gazetenin sahibi bir Senenin en eğlenceli ve en neş'eli ve baştan başa hareket kahkaha ile dolu diseleri arka arkaya dizerek romantik bir gün gelip onun kafasının artık iyi işlemehikâye meydana getirdi ki en taşyüreklile diğine, meharet ve istidadmın eski kudret rin bile kalbi sızladı, gözleri yaşardı. Hat ve kuvvetini kaybettiğine kani olar.ak ve ta gazetenin sahibi bile yanağının üstüne kendisini kapıdışarı edecekti. O vakit. sa. yuvarlanan taneleri beyaz keten mendi de geçinme vasıtasından mahrum olmakla lile kurulamak mecburiyetinde kaldı. Er kalsa.. Gene iyi.. Fakat şöhreti bö\ le bir tesi gün matbaaya «tüccardan Mecdet* darbeye uğrayınca. baska hiçbir gazrte ve imzasile bir telgraf geldi: mecmua da ona bir daha yazı yazdırmı «Dünkü hikâyenizi okuyunca müthiş yacaktı. sinirlendim. Stop vatan genclerini şu sıraOnun için ortalık düzelinciye kadar gada böyle hüzün ve kedere garkedecek ya zetelerde ne hikâye, ne roman, hiç birşey zılarla müteessir ve meyus etmek bilmem neşretmemeğe karar verdi. Evine çekildi. doğru mudur? Stop halihazırda parola Herşrün muntazaman bir iki saat ha«redemız enerji ve hareket olmahdır. Stope o rek iki bin sahifelik bir edebiyat kitabı yazmaya koyuldu. Böyle bir eser. yanlış na göre hikâyeler bekleriz stop.» Bu defa, gazetenin sahibi de, yazı işleri da olsa ona aid tenkidler ancak on sene müdürü de şaşırdılar. Fakat Semih Şev sonra meydana çıkacak değil mivdi? Muhterem büyük validemizin cenaze merasimine gelmek, telgraf, mektub ve ziyaretle beyanı taziyet lutfunda bulunmak suretile büyük acımıza candan iştirak eden sayın dostlarımıza alenen teşekkürlerimizi sunanz. Torunları: Melâhat Tırnakçı ve hemşiresi Mefharet Candan Raymond Cordy, levazım eri Fransız komiği ile Parisin pazar yerlerinden birinde dikkate şayan bir mülâkat Muamele ve istihlâk vergileri İSMAİL HAKKI ÜLKMEN c Hizmet erbabı vergileri ve Tatbikatı NİHAD ÂLİ UÇÜNCÜ Bugün I P E K' te MEVLID 1 LOREL HARDİ HOVARDALIKDA Ş ARLI Ş AN CANILER PEŞİNDE Matinelerde TAKSİM SİNEMASI UÇ AHBAB ÇAVUŞLAR Artistleri MAKS biraderlerin Bugün ket, tecrübeli ve mesleğinde karşısına çıkan her türlü müşkülleri y»nmeğe alışmış HVRt REFİK ASRI SINEMADA KADIN TiCARETi Mevslmln en gUzel 2 fllml blrden R. K. O. Filim şirketi hesabına 1939 senesinde çevirdikleri yegâne Türkçe sözlü büyük film Pastırmacıyan ve Şürekâsı UÇ AHBAB KARDEŞLER OPERADA En komik, en eğlenceli ve kahkahalı filmi ( TÜRKÇE ) KATE DE NAGY JULES BERRY AUMONT tarafından Bugün ilâveten: EKLER JURNAL en son dünya havadisleri T A K S i M Sinemasında Tefrika No. 30 Bellibaşlı bir hastalığı yoktu ama çok ihtiyardı; sekseni geçmişti. Hiç sokağa çıkmıjordu. Onun için bir sırası gelip de size söylemege unutmuştum. Yazlı kışlı Adadaki köşkte r>*urıiyorrlu î<;te o zavallı. bu sabah dlmi^. Demin tslefon ettiler. Yarın kaldıracaklarmış. Şimdi orcya gidiyoruz. Camlaıın ortasında koskoca bir köşk. Biraz bakımsız ama, eskiden Adanm en güzel evi sayılırdı. Görünce siz de beğeneceksiniz lleride biraz düzeltiriz, arada bir gidcr orada da kalırız. Zavallı halacığım, ne iyi kadındı. Çok severdim. Pek acıdım. Her zaman. durup rîururken bile gözyaşlarını tutamıyan Safvet, şimdi bunlan hemen hemen güler vüzle anlatıyordu. Sahiden anlaşılmaz bir kızciı, bu... Sonra. biıaz ötede ayakta duran bir başka oda hizmetçisin» döndü: Bu kadar eşyayı ne yapayım, dedi. Hepsi bu çantaya s\\\x mı?.. Zaten çok kalacak degüiz ki orada... Şimdi, haydi git de, o dediklerimi yap. atıp tutarlar. Açgözlülükten midelerini ların arasında eksik olan ne ise, işte onu ma... iken: Mirasa kondum!. bozanlar, yemeklere k.îbahat bulurlar. Be bir türlü anlamıyacaklardı. Yalnız ken Buyurunuz, sizi dinliyorum. Diye açgözlü çocuk'ar gibi seviniyor ğenenler olsa bile onlar da sizi çekemi dileri, Satvetle Muzaffer. birbirlerini sev Hala hanımm sizden başka kimseyenlerdir: onların da mutlaka gözü kalır. meden yıllarca bir arada nasıl yaşaya ?i yoktu. demıştiniz. Çok zengin miydi?, du. Gene sustular. Satvet. gizli bir bakısla Hiçbirinin gönlünü hoş edemezsiniz; kim caklarını düsiinüyorlar. bunun acısını da Hem de epeyce... Sultanhamamınolsun. nişanlısmı gözden kaçırmıyordu. seyi memnun edemezsiniz. Böyle kalaba ha şimdiden duyuyorlardı. daki han, Mackadaki apartıman, Izmirdeki çiftlikler. daha bir çok kırıntı, hepsi Ondaki durgunluğu büybütün yanlış anla lıkta gelin de, güvey de elbet sıkılır, de Genc kız: ğil mi?. Sinirlcnir, ya birine, ya ötekine Bu ak.«am bir yerde isiniz var mı?. üç dört yüz bin lirayı bulur. sanırım. Amdı: adeta bir aptallık gelir, herkese gülünc o di\e sordu. Beraber Aciaya gelirsiniz, de cam. daha iyi bilir. Ben de ondan duy Halam öldü ama biz düğunü gerilurlar. Düğün gecesi oraJa. kendi arala ğil mi?. Hizmetçi kız çıktı. Satvet. elindeki ye bırakacak değiliz ya. dum. rında fısılda.ınakla kannııyanlar. doymıMuzaffer. isteksiz bir sesle: çantayı doldurmuş, şimdi de kapatmak Satvet. bunlan anlarırken gözkapakları Diye söylendi. yanlar ertesi arünü gezdikieri yerde hep Siz. emrederseriz. dedi. icin uğraşıyordu. En sonunda başını kalbirbiri üstüne birkaç dffa açılıp kapanMuzaffer de: bunu anlatırlar. Hele k^dınlar... Ben de Amcam beni beklcmedi. Bundan mıs. «onra da Varsısmrlakir.ın fn sizh vprdırdı: yorulmuş gibi derin bir soluk aldı: Bana ne?. Ne sr.priisanız yapınız!. kadınım ama. ne yalan söyltyevim. onlar evvrlkı vapıııla s'itti. G f i m ' m i ' olsavrlıIçrine lcadar ^okulmak i.te\ en bir bakısl» Of. V*\r futlu Mnanmı\nr'.. D^mcl: i r ı ffibi KaLıynrdıı. «» sönder'cek ! sözlerini nisanlısına çevi.mısti. Eloçlu riciin V\\ ilır. Ol'a ol.«a rrkeWI'"id''n daha insafs'i: olur. Sanki >al nız. ben de «ize otomobıh Niksh. E»nf o Dı; e ni=anlısinın yüzi'nc bakn, nız cJfdikodu yapmak iı'irı aelirler. Olur lim: «Brni \alnız bııakıtıayınız.» dive rı3i:bİ7e loplanırıı. \ ğil mi. kim. ol<a böyle pora lâkırdısını du« Muzaffer. ıtokuldıı. Btı kızı gördükce ^iyaf^tten vazgeçeriz a. gelinin arlc?sındakı tuvalft. pek iyi o a edecektim. vunca arkasını cselemej e kalkncaktı. o kadar sinirlenıyordu kı, eline ne geçer işte o kadar. turnıaınıştır; güveyın kııavau da nasıl Emredersiniz. Kendi varacağı adam da herkesten başka se koparmak, kırmak istiyormuş gibi, za Nasıl isterseniz. I sa yana kaymıstır: birer bırer bunlardan Biraz durdu. sonra: 'Jeğildi ya, ondan beklenen de ancak bu Halamın öldüğün» çok üzüldüm a tuttururlar. daha ne bilcyim nelerle. kimten parmakları bir pençe gibi kıvrılmış du Ne kadar kalacak sınız Büyükada olabilirdi. ma bir yandan da buna pek sevindim. ruyordu. Öfkesini çan^snın kilidinden allerle eğlenirler. Eğlenceyi j'alnız bunların Muzaffer. jüclükle isıtüebilecek bir ses Demek ki düğiinü siz de istemiyor arasmda ararlar. Kendilcrini sizden daha da?. diye sordu. dı. Bir tutuşta kapattı. Doğrulurken göz Bana kalsa. yann dönmek istiyo le: dunuz?. Kalabalık sizi de sıkıyor, öyle viiksek gbrenler bir turİJdür: sönük kalgöze geldiler dıklarını bilenler de sanki gelini. güveyi. rum. Olmazsa, yarın akşam da kalırız. ı Demek ki o kadar zengindi. öyle Satvet. ona böyle uzun uzun bakmak mi?. lstenecek sey mi sanki?. Oyle bir düğünü beğenmezlerse bö;İelikle hınc al Çok çok, haydi üç gün olsun. Cenazeyi mi?.. tan kendisi de sıkılmış çıbı. bunu belli etDiye başını sallıyordu. kalabalık kü. Hepsi birer birer karşınıza mış olacaklarını zannec'erier. Kaç gün motörle Istanbula indirmek de oiabilirdi. tnemek için dedi ki: Belki o kadar. belki daha da zengelir; hepsinin içi başka, dışı başkadır. Si o'ür bunlan dıişündükce, bilseniz, ne kaAma halam, daha sağl^ında kendinc TeHalamın benden başka kimsesi yokze hos görünmek için. kendilerine pek dar üzülüvorum. Şimdi h«psinden kurtul peköyünde yer hazırlatmış. Adayı çok se gin!.. V'asiyetnamesi 4";.ılmadı. Bankada lu. Nesi varsa bana kalıyor. verdi: «Beni oraya gömünüz.» diye vasi parası vardı. Ama ne kadar?.. Şimdilik parlak gelen soğuk soğuk bir sürü söz söy muş olduk. Biz bize, daha iyi... Çok iyi. yet etmiş. Zavallı kadıncağız!. Dünya bunlan bilmij'oruz. lerler; yüzünüze karşı gülerken. iclerinden Muzaffer, artık kendiri güç tutuyordu. Evet, daha iyi... Birbirlerini seven. kimseye kalmıyor. Biz bunu unutuyoruz Oyle ise... kimbilir ne düçünürler. Kimisi sizinle eğleAlnı kırıştı. Gözleri gbl.jelendi. O zensevismek için de bir hırka ile bir lokma da hâlâ, ya birbirimizi, ya da kendi kenMuzaffer, birdcnbiro durdu. Dudaklaçinleştikçe kendinın züğürllüğü büsbütün nir, kimisi kıskanır. kimisi de bir eksiğinidimizi yiyoruz. dan başkasını aramıyan insanlar gibi... rınm ucuna kadar gelen bir sözü söylemeartmış oluyor. onun önünde büsbütün kü zi, bir yanlısınızı bulrnaya çalışır. GörüGene sustular. Düğür.e gelenler, belki Müsaade buvurursanız. bir sey so nin bu kadar £Üç olabilf ccğini hiç düşünçülüyordu. Bir yandan da öfkeleniyordu: niişte hepsi de beğenmi* gibi önlerine geleni yerler, içerler, sonra da arkanızdan her eksiği bulup çıkaaacaklar; fakat on racağım. Belki, çok saygısızlık olacdk a memişt» [Ar/cüsz Şu kız, işte, o kadar zengin de gene öyle Nakleden: KEMAL RAGIB