1& Temmuz 1939 CUMHURrYET Hâdiseler arasında Bir ziyaret İktısadî tetkikler Tokyo konferansı bugiin açılıyor Çin Başvekili, yaptıkları yardımdan dolayı Ingiltere ve Amerika hükumetlerine teşekkürlerini bildirdi [Baştarafı 1 inci sahifedei yakında bir Japon askerî mahkemesine sevkedileceğine dair İngiltere hükumetine resmen haber verilip verilmediğini ve İngiltere hükumetinin Çine ilânı harb etmedikleri için bu memlekette kaza salâhiyetleri olmıyan Japonlar tarafından altı haftayı mütecaviz bir zamandanberi mevkuf tutulan Spears'ın tahliyesini isteyip istemiyeceğini sormuştur. Butler, şu cevabı vermiştir: « Suallerinizin ilk kısmına hayır diye cevab veriyorum. İkinci kısmına gelince, geçen çarşamba günü bu husu?ta yaptığım beyanatı hatırlamanızı rica ederim.» Neil Maclean, geçen pazartesi giinü Tientsin'de JaDon a=kerleri tarafından üzerine ates acılan «Saxon» ismind^ki İngiliz romorkörü meselesi hakkında Rasvekilin malumat alıp almadığını ve Ingiltere hükumetinin bu gibi hâdise'erin tekerrür etmemesi lâzım seldiğini JaDon makamlarına bildirip bildirmiyeceğini sormuştur. Butler, cevaben demiştir ki: * « Lord Halifaks'a gelen malumat© nazaran hiçbir İngiliz romorkörünün üzerine ateş edilmemiştir. Yalnız Taku Tug And Highter Company ismindeki İngiliz firmasına aid mavnalara Japonlar tarafından atılan mermiler isabet etmiştir. Vak'a* şu suretle cereyan etmiştir: Japonlar tarafından zaptedilen bir sandalda bulunan üç Çinli kaçmağa muvaffak olarak mezkur mavnalardan birine bınmeğe teşebbüs etmişlerdir. Bunun üzerine Japonlar ateş açarak 3 Çinliyi yaralamışlardır.» 3 Herşeyden evvel bir ziraat memleketi olan Çinde iktısadî hayatın ihtiyacları nispeten az olduğundan birçok bak'mlardan bu memleket kendi ihtiyaclanm kendi temin eder ve bu itibarla uzun sürecek olan bir harbin tesirlerine bilhassa sınaî bir memleket olan Japonyadan daha çok mukavemet eder. 4 Çinin vâsi bir hinterlanda malik ol ması, takdire şayan olan mukavemeti ve kendini yenilemek hassası, Cin hü*~!.. etine millî mukavemet için sağlam bir temel kurmak, bir kalkınma faaliyeti «ös termek ve bir yıpratma harbi sistemi tatbik etmek imkânını vermiştir. Çinin haklı davasına karşı dünya sempati göstermektedir. Buna mukabil d:5;er devletlerin iktısadî menfaatleri ve si\asi emnivetleri için bakikî bir tehlike teskil eden Japonyanın karga^alık ve tecavü? siyaseti gün sectikçe daha iyi bir şeküde Wasılmaktadır. Cine karşı duyular bu sempati geçende Amerika*, Fr^nsa, İngiltere ve SovyefIe Birli&i ve diğer memleketler tarafından kendisine yapılan maddî bir vard*;m seklinde tezahür etmiştir. Bu^a r~"Vs ecnebî malî piva=a'arı gün geçtikce Japons VJva kaDanm' ktadır.» an'atkârı fildişi kulesinde ziyaret ediniz. Pencereler ardına kadar açıktır. Biitün dünya, tabak gibi, ayak altmda. Uzaktan şarktan Avrupaya ve Amerikaya, Tokyo'dan Londraya ve Vaşington'a kadar her yer, bir avuç içinin bütün sarahatile, apaçık ve apaydmlık görünüyor: Çinin mavi güklerini bir Japon estampı haline sokan büyük yangının en ufak kıvılcımlarından, Nevyorkta altmış yedi katlı bir binanin dammda bir köşeyi tamir eden amelenin kirpiklerine kadar. (3u kule bir ilâhî rasad noktasıdır; orada, Allahtan başka, en hakir bir şekle ve hacme sahib herşey, lupsuz ve diirbünsüz görünür. San'atkâr başını pencerenin kenarına dayamış, kıt'aların ortasında yer yer ayaklanan ve haykıran insan küt lelerine bakarak, düşünüyor. Oğlu yanıbasmdadır. O da bir san'atkâr. Ben artık burada da duramam. kütleye karışacağım. Ona bir istikamet çizmiyecekse işaret parmağımın ne lüzumu var bana? diyor. Babası hiç o davada değil. Oğluna yangını tjöstererek: Bak, diyor, turuncu bir salkım halinde ne güzel bir alev. Resmini yapacağım. Fakat oğlu, babasım selâmlamadan dışarı fırlıyor ve koşarak müthiş kütleye dalıyor. Babası gene düşünceli ve sakindir. Pencereleri kapıyor, şövalesinin önüne geliyor ve paletinin üstüne kan rengi bir kırmızı boya sıkarken düşünüyor ki ebedî olan şey insan kanı değil, onun rengidir. Ve fırçasını muşambaya değdirirken bunu düşünmez oluyor, kulenin içini basan harikulâde çeşidli ve nüanslı bir renk Okyanusu içinde çalışmasına devam ediyor. Ezelî fildişi kule hikâyesi ve mahud mesele: Hangisi haklı? Baba ım, oğul Altın fiatı Yazan: ALÂEDDİN CEMİL IHEM NALINA MIH1NA Hürriyet 1 Basvekü Kung, Cin malivesin'n tıüV»mmel old"Sunun en m^nidar r'Ülnir Cin Darasında "^n"len istikrar olduçunu 1 i'sti'". Mııha«pmat devam etfi" müddetçe ha't rlaima Cin parasını arım^ ve onu mahallî Japon idarf'ire tedavülf snlan parava tero'h etmiştir. C'"n Dara«ıpm m' 1 ^ : " : emat'" kpnd"=inr' ttioi a w vi>k1er<* mukavmet etmesi ve müvazenesin> Çin Başvekilinin beyanatı l'nacak b'r nât ? ^ ' " 1 savan ve i ChungKing, 14 (a.a.) îki harb senesinden sonra iktısadî vaziyeti ve Çindeki ecnebi sermayelerini gözden geçiren vard'.mdan dolayı bilhassa Amer>'ka ve Başvekil ve Maliye Nazırı Dr. H. H. înoı'ltereye karsı minnettarlığını izhar et mu? Kung, beyanatta bulunarak bilhassa deFransız imtiyaz mıntakasının miştir ki: « Askerî harekât ile geçen iki seneden sonra Çinin malî bünyesi kat'iyyen sar sılmamıştır. Diğer cihetten hâdisat memleketin bu yüklere gayrimuayyen bir zamana kadar tahammül edebileceğin! ispat etmiştir.» Nazır, Çinin uzun bir harbe nîçin Japonlardan fazla mukavemet edebileceğini şu suretle izah etmiştir: «1 Harbe tekaddüm eden seneler zarfında Çinin iktısadî ve malî bünyesi takviye edilmiştir. 2 Siyasette vahdet, vatanperverlik hissi ve Çin hükumetinin mukavemet programının tatbikı arzulan halkta ilerlem: !r. PEYAM1 SAFA mukadderatt Tirol'da vaziyet gittikçe karışıyor Kalk şarkıları söyliyen Bunların evlerinde bir çok silâh ve bombalar kızlar ve kadırilar bulundu hapsedildiler Londra 14 (a.a.) İtalya İsv:çre hududunda bulunan «Daily Express» gazetesi muhabirinin bildirdiğine göre sözlerine itimad edilebilir İngiliz ve Holandalı yolcular, Tirol'lu kadmların ve genc kızların Tirol halk şarkılarını söyledikleri için Chuisa'da hapsedildiklerini beyan etmişlerdir. Diğer cihetten Nevvs Cihetten «Ne\vs Chronicle» gazetesinin Bolzano muhabiri bu mıntakayı dolaştıktan sonra yazdığı bir yazıda halkın şimdiki haleti ruhiyesi sükunet bulmadığı takdirde Alman ahalinin tehciri için jandarmalara yardım etmek üzere İtalyanların askerî kıt'alar göndermek tnecburiyetinde kalacaklarını kaydetmektedir. Hatay kurtuluş şenliklerinde bulunacak heyetler Ankara 14 (Telefonla) Hatayın ana vatana iltihakı günü yapılacak şenlik lerde memleketin birçok taraflanndan gelecek heyetlerin de bulunması takarAnkara 14 (Telefonla) Tapu ve Karür etmiştir. Bu heyetlerden Ankarada dastro umum müdürlüğü, bağlı olduğu olanlar önümüzdeki çarşamba günü haMaliye Vekâletinden alınarak Adliye reket edeceklerdir. Vekâletine verilmişti. Kanun, bugünden Kral Zogo, Rigada itibaren mer'iyete geçmiştir. Riga 14 (a.a.) Kral Zogo, Stokholm yolile Londraya gitmek üzere buraya gelmistir. Moskova, 14 (a.a.) (Havas) mü manya ile iktısadî münasebetlerde bulundukları malumdur. Münhasıran mütekîbil hürmet ve emniyete istinad edebilen bu münasebetlerin Aimanya ile cari çok feyizli seklini herhangi bir istilâ ve tecaİngiltere aleyhine nümayişler vüz hareketile bozmakta mantıkan AlLondra, 14 (Hususî) Kesif bir manyanın menfaati değil, ancak mazarhalk kalabalığı bugün Tokyodaki İngiliz ratı bulunabilirdi. elçiliği önünde İngiltere aleyhine nümaAimanya ile Balkanh memleketler ayişler yapmıştır. Nümayişçiler, elçüiğe rasmdaki iktısadî münasebetleri bugüngirmek istemişlerdir. Polis mâni olmuştur. den yarına bozalım diyen bir düşünce veya teşebbüs yok idi, ki hatta buna mukabil Almanyanın kendi vaziyetini koruyucu tedbir almağı düşündüğünü farzetmeğe imkân bulunabilsin. Almanyanın bu ciheti sarahatle ifade etmemiş olması ve Arnavudluğun İtalya tarafından BalkanIara müteveccih bir tecavüz mukaddimesi gibi işgal edilerek bu vesile ile Balanların tehdid altına alınmış bulunması ortahğı haklı olarak karıştırdı. Bununla beraber vaziyetin muhtac olduğu vuzuh ve sarahatin hâlâ Aîmanyadan gelebileDanzig 14 (a.a.) Polis, dün ak :eğine şüphe yoktur. şam, Danzig haikı arasında umumî araşGospodin Köseivanof'a gelince en az tırmalarda bulunmuş ve 70 kadar Daa Balkan Antantı devlet adamları kadar zig'liyi tevkif etmiştir. Tevkif edilenlerin Balkanh menfaatlerini çok iyi anîayan evlerinde silâh ve bomba bulunmuşUır. bu zatın şahsen büyük devletler arasınTevkif edilenler, mefsuh serbest şehir sos daki ihtilâflarda yer almaktan bilhassa müçtenib bulunduğunu pek iyi bildiğımiz yalist partisine mensubdur. ;ihetle kendisinin son seyahat ve ziyaretAlman hududunda istihkâm lerinde bu siyasetine sadık kalmakta deyapılıyor vam etmiş olacağını kuvvetle tahmin ediVarşova 14 (a.a.) Polonya gaze yoruz. Bilhassa akıllı Bulgar devlet adatelerinin Alman Silezya'sında Oppelu mmm dikkat ettiği bir hakikattir ki Bulden alarak neşrettikleri haberlere göre, ,aristan son yirmi otuz yıl zarfında zaneşredilen bir ilân mucibince, Silezya hu man zaman giriştiği muhtelif sergüzeştdud mıntakasında bulunan her müessese, lerinden hep zararlı çıkmıştır, ve zaten amelesinden ikisini hududda istihkâm in Bulgaristan gibi kücük bir memleket için ütuhat siyaseti çok abes ve çok ziyanlı şaatında kullanıimak üzere Alman ma bir malihulyadır. kamlarmm emrine verecektir. Ayni ilâna Gospodin Köseivanof Bulgaristanın göre, bu amelenin yevmiyelerini, müessebazı Balkanh komşularile olan toprak ihseleri tediyede devam edeceklerdir. ilâflarmı gene Balkanlılar arasında vu Tokyo, 14 (a.a.) Japon Hariciye Nezareti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, Tiençindeki Fransız imtiyazlı mıntakasının, ablukaya başlanıldığındanberi olduğu gibi bundan böyle de Tien^in'deki İngiliz imtiyazlı mıntakasının mukadderatile bağlı kaldığını tebarüz ettirmiştir. M. Köseivanofun seyahatinden sonra IBasmakaleden devarri] Danzigde yetmiş kisi tevkif edildi Tapu Adliyeye geçti Moskova müzakereleri Eski bir Rumen meb'usu hapse mahkum oldu Bükreş 14 (a.a.) Rumanyaya bir harb malzemesi satışı işinde methaldar olan eski Rumen millî köylü partisi mebuslanndan Molus Boila, bir sene hapse ?e mühim bir para cezasma mahkum jlmuştur. zakerelerin seyri hakkında bir malumat alınamamıştır. Bu arada Skoda fabrikalarının bir mümessili Moskovaya muvasalat etmiştir. Bunun Berlinin muvafakatile olduğu şüphesizdir. Bu mümessil prensip itibarile bazı mevcud işlerin halli için gelmiştir. kua gelecek anlaşmalarla temin etmesi fikinde samimî olup bunlarm zamanla ve iyilikle tahakkuk edebileecğine de kanidir. Bu sulh ve anlaşma siyaseti yerine büyük devletler manzumelerinden birinde yer almak, zeki ve vatansever Bulgar devlet adamının kendi memleketi için tehlikeli saymakta tereddüd etmedibir siyasettir. Bulgaristan ancak Balkanh bir müstakil devlet olarak yaşamak ve komşularile ergeç tahakkuk edecek kardeşlik maksadına ulaşmak siyasetinde hayır ve fayda bulabilir ki bu siyaset ve.ktile kendisile görüşmek fırsatını bulduğumuz Türk dostu Gospodin Köseivanofun iyasetidir. Eşya fiatlarının gelirleri geçmesile baş de tabiî bu nazariyecilere göre altın ma layan hayat pahalıhğında çekilen sıkıntı denlerindeki istihsalin azlığındandır. nispetinin bu müvazenesizlikle beraber giBu meseleler üzerinde çok çalışmış olan dip durmakta olması, ve memleketimizd Profesör Aftalion ve Nogaro'nun tetkikbu nispetin oldukça ehemmiyetli ve devarn lerine göre, altının bu tesirlerini «gelir nalı bulunması hükumetin nazan dikkatini cel zariyesi» daha iyi izah etmektedir. Zira betmiş, ve yeni yeni tedbirler alınmağa altın istihsali arttıkça altın müstahsili membaşlanacağı değerli Ticaret Vekilimiz leketlerin gelirleri de artmakta, ve buCezmi Erçinin Büyük Millet Meclisinde nun neticesi olarak taleb ziyadeleşmekte ki beyanatından anlaşılmıştır. ve tabiatile fiatlar da yükselmektedir Bugün bütün dünyayi işgal eden, ve Gayrimüstahsil memleketler ise bu müshatta insanların yaşadığı müddetçe de tahsil memleketlerle yaptıklan eşya müişgal etmiş bulunan bu «hayat pahalılığı» badelesi neticesi esasen düşkün paralansıkıntısına bir türlü alışılamadığı görüiü nın vaziyeti dolayısile de bu fiat yüksekyor!... Koca bir cemaat içinde bu sık'ntı liğine daha ziyade maruz kalırlar. Profeyı çekmemek tedbirlerini şahsî olarak al sör Aftalion'a göre, hiçbir mal, hiçbir hizmış olanlar ne mutlu... Fakat, ne bu ze met beynelmilel fiatlardan tamamile müskâya, ve ne o fırsata herkesin malik ol takil olamazlar. Diğer bir Profesör Erması ihtimali yoktur. Binaenaleyh, herkes nest Poisscn «Hayat pahalılığı ve koopebaşının çaresine baksın, düşüncesile herke ratif» ünvanile yazdığı bir tetkik yazısınsin gelirini arttırmağa çalışması, yani da da da şunu okuyoruz: «Hayat pahalılıha çok çalışması tavsiyeye değer bir nasi ğile eşya fiatlarının vük^ekliği birbirinden hat olmakla beraber esva fiatları üzerinde ayrı iki hâdi=edir. Ve Fransız parasmın de durmak zarureti vardır. daimî surette kıvmetini kaybetmesinden îEsasen, gelirlerin azlığına nihaî olarak leri gelmektedir.» sebeb olan da eşya fiatlarının artmasıdır. Şu halde, altın müstahsili olan veya olOndan dolayıdır ki; evvelâ tetkik edile mıyan memleketlerde fiat yüksekliği ayni cek saha eşya fiatlarıdır. Havat pahalı değildir. Altın müstahsili olmıyan veyahud lığı ve esya fiatlarının yüksekliği ayrı ay altın müstahsili olan memleketlere mal sarı iki hâdise olmakla beraber hayat paha tarak altınını çekmiyen memleketlerde filılısmda evvelâ eşya fiatlarından başla atlar daha yüksektir. Eski Ekonomi Bamak zarureti, bu ayrı iki hâdise arasın kanlığı Konjonktür servisinin (9) numadaki müvazenesizlik ve nispetsizlikten ha ralı «Türkiyede gıda maddeleri fiatları ve f va pahalılığınm çılcmasından ileri gelir. geçinme masrafları» hakkında 1938 de Eşya fiatı denilince de tekmil fiatlar gibi çıkardığı bir kitabda şu cümleye tesadüf işî altına kadar irca etmek lâzımdır. Ger ediyoruz: çi, altın bugün fiatlarda ve umumî hayat«Gıda masraflarının son senelerdeki ta göze görünür bir nesne değilse de bütün inkişafı her memlekette ayni şekilde olmadünyada fiatların nâzımı altın olduğuna mıştır!. Bazılarında tereffü hareketi memşüphe yoktur. Altın, bu itibarla değişmez leketimizdekine uyacak bir seyir takib etbir miyar ve ayar olarak yaşamaktadır. miş olduğu halde birçoklarında bu yükFiatlar, altına nispet olunur ve öyle tan selme tandansı mahdud kalmıştır. Muhzim edilmişlerdir. Bir memlekette altının telif memleketlerin altın esasına göre ifayarlık ve çokluğu ise o memleketteki ta de edilen gıda masrafları seviyesinin harbsarruf kuvvetlerile mütenasibdir. Tasarruf den evvelki senelerle mükayesesinde memFransa İtalya hududunda başıma da muhakkak surette çok istihsal ve cok leketimizdeki servetin daha yüksek olduğu gelen hâdiseden sonra. otokar'a Fransaya çalışma ile alâkadardır. îstihsal ve gelirin görülmüstür. Fakat, buna mukabil ücretherhalde nisbî bir çokluğu olmadan «ta Ier (yani gelirler) ve vasıtasız vergilerin dönüyordum. Otokarın kondüktörü, sorsarruf» imkânı şüphesiz yoktur. İstihsal muhtelif memleketlerdeki inkisafmı göste du: Sizi neden İtalyaya sokmadılar? ve gelirin istihlâki geçmesi netice itibarile ren ve beynelmilel mükayeselere imkân Bilmiyorum ama galiba Mussoünibeynelmilel münasebetlerle alâkadar ol veren istatistikler olmadığından bu husunin siyaseti aleyhinde yazı yazdığım için mağa başlar ve ihracatın ithalâtı geçmesile sun tenviri kabil olamamıstır!..» olsa gerek. neticeienir. Bu suretle «tediye müvazeneBize göre, bazı gelirlerin azalmasına Biletçi, o anda, kafamın içindeki düsi» dediğimiz nesne de memleketin lehi sebeb olari vergilerin çoğalması gibi huşünceleri okumuş gibi. Marsilyali şivesine bir unsur kazanmış, ve altını alıp mem susî mahiyetteki sebeblerden ziyade fiat lekete sokmağa müsaid bir vaziyet husu yüksekliğini büyük bir nispette, yukarda e: Hürriyet güzel şeydir, dedi. le getirmis olur. zah ettiğimiz altın hareketleri ve ona bağlı Bu fakir, fakat hür Fransız vatandaşı, Demek ki, fiatların nâzımı olan altına olarak cereyan eden ithalât ve ihracat haıemen ilâve etti: ve o değerde telâkki edilen kıymetlere reketlerine, ve nihayet bir kelime ile «te Zenginlikten de daha güzel şey! malik olmak için «tediye müvazenesi» nin diye müvazenesine» hamletmek mümkünBen de cevab verdim: leyhe olması icab ediyor!. dür. Gene ayni kitabda, memleketimizde Hatta diktatörlükten de güzel şey! Şu halde, haklı olarak altın pahalılığı hususî müesseselerde çalışanların istihkakdiye tavsif edebileceğimiz hayat pahalı arı üzerinden alınan vasıtasız vergilerin lığında «tediye müvazenesi» Tiin mühım bir istatistiğini görüyoruz. Buna nazaran rolü vardır. Tediye müvazenesi leyhte o da; 1937 deki bu vergiler 1930 a nispetlan memleketlerde tasarruf vardır demek e yüzde 250 350 artmıştır!. Medfenin etrafı, Belediye tir. Tasarruf olması için gelirlerin istihlâFakat, biz bu yazımızda pahalılığm huki geçmesi lâzımdır. Yani, eşya fiatları susî sebeblerinden bahsetmiyeceğimizden tarafından geniş bir park nı geçebilmesi lâzımdır. Gelirin eşya fia dolayı ne muhtelif vergilerin muhtelif eşya haline getirildi tını geçmesi de hayat uculzuğu demek o fiatları ve ücretler üzerindeki tesirini, ne İzmir 14 (a.a.) Atatürkün validede memleketimizin teşkilâtsızlığı yüzünden ur. lerinin Soğukkuyudaki makbereleri güzel Şimdi, biz memleketimizdeki hayat pa muhtelif mıntakalardaki ağır fiat farklabir abide şeklini almıştır. Belediyece vühalılığı hakkında bir mütalea yürütebil rını, nakil vasıtalannın nisbî pahalılığını, ude getirilen geniş bir parkın içinde kamek ve alınacak tedbirleri lâyıkile tayin ve nihayet kredi tevziatımızm noksanlıan kabrin kaidesi üzerine on tonluk bir debilmek için evvelemirde «tediye müva ğı ve teşkilâtsızlığı hasebile toptancı bir ranit yerleştirilmiştir. Buraya, «Ebedî şmelerinin hâkim olduğu yüksek fiatla Şef Atatürkün annesi Bayan Zübeyde zenemizi» tetkik etmek mecburiyetindeyiz. Fakat, maalesef İktısadî âlî meclisi ka rını, hulâsa, paramızın tedavül sür'ati ve burada yatıyor» ibaresi hakkedilecektir. pandıktan sonra, yani beş senedir tediye tediye şekillerimizin yaptığı artmaları, maMalcberenin etrafındaki park tamamüvazenemiz neşrolunmamıştır. Ve bu iyet fiatlarının indirilmesini, alış ve satış men ağaclandırılacak ve içinde bir de çomüvazene hesabları konjonktür servislerin a fuzulî mutavassıtların kaldırılmasını tet cuk bahçesi vücude getirileceklir. de de bulunamamıştır. Binaenaleyh, ken kik etmiyeceğiz... Şüphesiz, hayat pahaGeneral Franko İtalyaya di hesabıma ciddî bir tetkik ve netice el lığında mühim bir nispette rolü olan, gidecek de edemiyeceğime hükmederek bu yazıda ve benim tahminime göre belki yüzde 30Roma 14 (a.a.) Franko'nun Romayı yalnız hayat pahalılığının umumî ve hu 40 tesir icra eden bu hususî âmiller kalkziyaret etmesi için Kont Ciano tarafınsusî sebeblerini, altın ve şanj ile münase sa da gene paranın altın kıymetile ölçülen dan yapılan daveti kabul ettiği bildirilbetlerini, teorik olarak, gözden geçirmek hayat pahalılığının esası kalacaktır. Bu mektedir. nun da kökten çaresi; çok çalışmak, cok e iktifa edelim. Bu ziyaretin eylulde yapılacağı öğreEvvelâ, hayat pahalılığının eşya fiat stihsal etmek, çok ihrac ederek memleke nilmiştir. arının,gelirleri geçmesile vücud bulduğu te altın kıymeti sokmak, tasarrufu topla Kont Ciano şerefine verilen ziyafet San Sebastiyan 14 (a.a.) General na göre, eşya fiatlarına müessir olan se van teşekkülleri kurmak ve arttırmak yoludur. Franko, dün akşam Kont Ciano'nun şe ebleri ayırmak lâzım gelir. Bu sebebleri O zaman, kazancdan arttırarak bu em refine verdiği ziyafette bir nutuk söy de evvelâ «umumî» olarak, sonra da masalsiz güzellikteki vatanın hürriyet ve is liyerek iki memleket arasındaki dostluhallî ve eşyaya aid «hususî» diye ibye ğu medih ve sena etmiş ve demiştir ki: ayırmakta tetkik ve mütalea bakımından tiklâlini mukaddes bir borc olan vergileri « Kardeşlik hislerinizi tarihünizin fayda vardır. Burada bizim gibi teşkilâ daha ziyadesile vermekle ebediven koru bir sahifesine âlicenabane ve asilâne bir tı noksan bir memlekette büyük bir rol muş, ve medeniyetimizi daha ileriletmiş o surette İtalyan kanile yazdmız. Bunun oynayan hususî sebebleri bir tarafa bıra luruz. içindir ki, İspanyol topraklannda bi ransız dostlarımızm dün kutluladıkları 14 temmuz bayramı, ayni zamanda, bütün insanhğın Hürriyet bayramıdır. 150 sene evveî, Fransız ihtilâlcileri, Pariste, hürriyetin zindanı ve zulmün kalesi olan Bastili zaptedip yıkdıkları gün, insanın en büyük hakkı olan hürriyeti, esaret zincirinden kurtarmışlardır. Hürriyet güzel şeydir. İnsanlık, an cak, hürriyet sayesinde terakki ve tekâmül imkânını bulmuştur. İstibdadın boğucu günlerinde hürriyet aşkile yüreği yanan Namık Kemal, sevgisini ne güzel anlatmıştır: Ne mumkiin zulm ile bidâd ile imhayi hürriyet Çalış idraki kaldır muktedirsen âdemiyetien. Ne efsunkâr imişsin âh ey didan hürriyet Esiri aşkın olduk gerçı kurtulduk esaretten. Son zamaniarda, aşırı sağ ve aşırı sol cereyanların, bazı milîetlerin başına belâ ettiği diktatörlerin hepsi, hürriyet düşmanıdırlar. Onlar, ferdi, cemiyet namına, hürriyetlerinden mahrum ettiler ve insanları, şuursuz bir sürü haline getirmek istediler. Kendileri de öteki insanWdan farksız olan diktatörlerin milyonlarca ferd üzerindeki bu sonsuz tahakkümü, cemiyete hizmet namına uydurulmuş ve işlenmiş zulümlerdir. Eski zamanlarda, hükümdarlar, yeryüzünde, Allah namına saltanat sürerler, kendilerini çoban. milleti koyun sürüsü addederlerdi. Bugün de diktatörler, medeniyeti ve insanlığı yüzlerce sene geriye götürerek ayni zulmü •tizm» ile biten bir takım isimlerle yürütüp gidiyorlar. Milyonlardan mürekkeb halk kütle lerini, hemen hemen bütün hürriyet'erinden mahrum eden bu yeni istibdad ve mutlakiyet idareleri için de, bir Bastil hücumu, bir 14 temmuz günü mukadderdir. Çünkü diktatörler, gittikçe azıtan tahakkümlerile milletleri, nihayet çileden çıkarırlar. Onlar, allaha şükür demagogdurlar ama psikolog değildirler. Atatürklin annesinin kabri YUNUS NAD1 karak umumî sebebler üzerinde kısa bir göz gezdirelim. Fiat hareketlerini o memleketteki altın mikdarına tâbi gören nazariyatçılar olduğu gibi paranın mikdar teorisine taraftar olanlardan da meseleyi dünya fiatlarile diinya altın mikdarları arasındaki nispetere nakledenler de vardır. Bu telâkkiye göre; dünya fiat tarihinde lesadüf olunan büyük devirlerin teakubu dünya altın istihsaline atfolunur. Meselâ, X I X uncu asrın yansındanberi, 1850 1873 arasındaki fiat yükselişi, keza, 1896 ve 1920 deki fiat yükselişleri hep altın istıhsalinin artmış olmasına hamledılir!... 1873 1896 arasınddki fiat düşkünlüğü Alâeddin CEMİL Yugoslav kabinesinde tadilât yapılacak Belgrad 14 (a.a.) Belgradm siyasî mahfillerinde dolaşan bir şayiaya göre dün Brdo'da Naib Prens Pol'la Başvekil Çvetkoviç, âyan meclisi reisi Koroşetz ve Münakalât Nazın Kulanoviç arasmda yapılan mülâkat esnasmda kabinede bir değişiklik yapılması ihtimali mevzuu bahsolmuştur. Maçek'in uzlaşma zihnivetile hareket ederek mutalebatmda pek ileri gitmemesi sayesinde Hırvatlarla yakında hasıl olacak itilâf Yugoslavya kabinesirde bir değişiklik husule gelmesini intaç edecektir. zimle birlikte harb etmiş ve ebedî kahramanlık istirahatine dalmış olan îtai yan lejyonerleri, îspanyol olan fikrimde ve asker olan kalbimde ebediyen yaşıyacaklardır. Milletlerimizi zulüm ve tazyik görenlerin kurtanlması hakkmdaki müşterek arzuda birleştiren ve hakikatle adaiet üzerine müesses bulunan rejimin Avrupa barışı için hayırkâr olacağmdan eminim.» General Frankonun sözlerine cevab veren Kont Ciano, İspanyol ve İtalyan milletleri arasında mevcud tesanüdün çok derin olduğunu söylemiş ve ayni hedeflere ve müsavi imanla İspanyolların ambasmda yer almış olan Almanların da senasını yaprruştır.