CUMHURIYET 22 Haziran 1939 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Eski ihtiyat zabitleri Tarihî roman: 61 Yazan: Kadircan Kaflı iyasî icmal Son müzakereler vam Kamarasında sorulan bir cevaben Başvekil Çemberlayn Moskovadaki müzakerelerde tesadüf edilen zorlukların yalnız Baltık hükumetlerinin vaziyetinden ileri gelmeyip daha birçok sebebleri bulunduğunu kat'î bir lisanla ifade etmiştir. Fakat en büyük zorluğun İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında akdolunacak ittifakm Avrupa kıt'asına hasredilmeyip ayni zamanda Asyaya da teşmil edilmesinde Moskovanın ısrar eylemesinden ileri geldiği anlaşılıyor. Malumdur ki 1935 senesinde Sovyetler Birliğile Fransa arasında akdclunan karşılıklı yardım muahedesinde iki tarafın birbirine yardım etmeleri Avrupa kıt'asına münhasır kalıp Asya kıt'asına şümulü olmaması tasrih edilmişti. Çünki Fransa Japonyanm husumetini celbederek Uzakşarktaki Hindi Çinî müstemîeke imparatorluğunu tehlikeye maruz bırakmamak istemiifi. Şimdi de İngiltere Sovyetler yüzünden Japonyanm şüphesini uyandırıp Uzak Şarkta, Büyük Ukyanusta ve Hind Okyanusundaki Ingiliz i\ıparatorluğunun belkemiği ve ana parçası olan dominyon ve müstemlekelerini, yani petrol kuyularile meşhur Borneoyu, Avustralyayı, Malaka yanmadasım tehlikede bırakmağa hiç de taraftar değildir. Doğru değil mi? Garib bir karar Belediye İktısad müdürlüğü mesire yerlerinde fiatlarm nasıl kontrol edilebileceğini komşumuz Balkan memleketlerinden sormaya karar vermiş ve bu maksadla Sofyaya, Belgrada, Atinaya ve Bükreşe müracaatte bulunmuş.. Garib karar doğrusu! Mesıre yerlerinde, Belediyenin tasdıkli tarifesinden, fazla para isteniyorsa, bunun bin bir türlü hal şekli vardır: Meselâ, bu nevi müessese sahibleri, halka aldıkları paraya mukabıi bir «hesab puslası» vermeğe mec bur tutulur. Kendisinden fazla fiat alındığından şikâyetçi olan kımse, bu puslayı <vesika» olarak Belediyenin alâkadar makamına gösterir Neticede kabahatli olan «mesire yeri» sahibi şiddeth bir cezaya çarpılır. Bu suretle, ciddî olarak verilen ve tatbik edilen. nıhayet üçüncü cezadan sonra ortada halkı soyan bir tek «mesire yeri» kalmaz. Şöyle bir kalemde hatırımıza geldiği gibi yazdığımız yukarıki şekil, ve belki ondan yüz defa daha iyisi, daha münasibi, daha müessiri bu işle meşgul olanlar tarafmdan düşünüldükçe kolayca bulunabilir. Fakat hiç şüphesiz bu vadide en son olarak akla gelecek şey, yabancı memleketlere müracaat edip fikir almaktı. Belediyemizin müracaati Sofyayı,' Belgradı, Bükreşi ve Atinayı şu son günlerde hayli güldürmüştür, diyoruz. Kadın çorabları Bir heyet yeni tekliflerle Ankaraya gidiyor Çorab fabrikatorları dün Sanayi Birliğinde içtima ederek Ankaraya üç kişilik bir heyet göndermeğe karar vermiş lerdir. Pazar günü hareket edecek olan heyete Cemil, Osman ve Elvaş Vili seçilmislerdir. Gaye ipek kadın çorablar:nın daha sağlam olmasını temin etmektir. İki kat 13İ5 hakikî ipek ve 60 denyeden yapılacak çorablarla maksadm te min edileceği ileri sürülmektedir. Şimdiki çorablar bir kat 911 inceliğinde ipekle yapılmaktadır. Yeni şekle göre yapıla cak çorablar daha kalm olmakla beraber gene Alman mütehassısların teküfinden daha ince olacaktır. İstanbulda kargaşalıklar eksik olmadığı Anadolu eşkiyasile de esaslı surette meşgul olunamıyordu Bu sırada Murtaza Ağa da ahırlara bakmak üzere konağa alınınca çok sevindi; bütün cansıkmtısını savdı. Belgradda bulunan Lala Mehmed Paşa, Dervış Paşanın padişah uzerindeki nüfuzunu duymuştu. Sık sık buna dair raporlar alıyordu. Onu İstanbuldan uzaklaştırmak lâzım geldiğini anlamıştı. Bu, Derviş Paşa hakkında Padişaha kctü sözler söylemekle mümkün değildi! Çünkü inandırabileceği çok şiipheliydi. Fakat Derviş Paşayı methederek çok miihim lâkin uzak bir vazifeye tayin ettirirse kimse birşey diyemezdi. Bu da ancak İran veya Macaristan ordularından birinin serdarlığı olabilirdi. Derviş Paşamn kendisinin yerine tayın olunmasma istese: Korktun, harbden kaçıyorsun! Diyenler bulunurdu. Zaten bu kadar yıldanberi Avusturya ile yaptığı harblere son vermek için çalıştığı, maksada hemen hemen ulaştığı bir sırada Derviş Paşayı buraya getirmek devlet için hayırlı olmazdı. Lâkin İran hududunda sulh ihtimalleri hemen hemen yoktu. Derviş Paşa da Padişaha: Sadnazamın istanbulda bulunması, İran ve Macaristan seferlerini buradan idare etmesi daha lâzımdır. Dedikten sonra hemen ilâve ediyordu: Lâkin Lala Mehmed Paşanın Macaristandan, Sinan Paşanın da İıandan ayrılmaları hiç doğru olmaz. Onlar gene serdar olarak kaljnalıdır. Birinci Ahmed Lala Mehmed Paşayı seviyordu. Bu hamiyetli ve tedbirli vezir o zamana kadar başkalarının kumandasında birçok acı bozgunluklara uğrayan orduyu düzeltmiş, «Usturgon fethi"» gibi parlak bir zafer kazanarak devletin ve askerin yüzünü güldürmüştü. Ancak yıllardanberi kaymakamlarla idare olunan İstanbulda kargaşalıklar eksik olmadığı gibi Anadolu eşkiyasile de esaslı surette meşgul olunamıyordu. Bu ıtıbarla Sadnazamın İstanbulda bulunması fikrini doğru buluyordu. O kadar ki bir arahk bu vazifeyi Derviş Paşaya Verm'eyi bile dü« şündü; bununla beraber Lala Mehmed Paşayı azletmek de îsfemiyonnı/ Kerfcnsinin: Ben burada serdarlıkîa kalayım! Demesını bekhyordu. Peçevî İbrahim Efendinin Lala Mehmed Paşa ağzından söylediğı dokunaklı ve derdli sözlere verdiği cevabı unulmamıştı. Kendisinin devlet ve şerefini yükselten böyle bir adamı nasıl azledebılirdı. İjte o sırada, Cağaloğlu Sinan Paşa son bozgundan çok üzülerek Diyarbakıra çekilirken öldü. Bu haber Istanbula geldiği zaman Derviş Paşa çok sevindi: Lala Mehmed Paşayı İran hududuna serdar yaptırmalı, artık oradan dönemez! Eğer Padişaha îran seferini de ancak böyle tedbir sahibi bir vezirin iyilıkle sona erdirebileceğini söylerse hoş görüleceğine şüphe yoktu. Sinan Paşanın ölüm haberi Belgrada vardığı zaman da Lala Mehmed Paşa şöyle düşündü: Mademki Hünkârın Derviş Paşaya itimadı vardır, îran seferini iyilikle sona erdirebilmek için onun serdar yapılması kâfi geleceğini yazarım, o da yıkılır gider! Bursada on dört gün kaîan Padişah, İstanbuja, başardığı işlerden gurur duyarak dönmüştü. Derviş Paşa ona son yıllarda eşi görülmemiş derecede parlak ve kalabalık bir istikbal merasimi yapmış, bir kat daha göze girmişti. Memur olanların terfihgibi leri çareleri araştırılacak Vaktile lise veya yüksek mekteblercU talebe iken Büyük Harbde yedek subay olarak askere alınanlar vatanî vazıfe karşısında tahsillerini yarıda bıraktıkUrın dan bilâhare mağdur vaziyete düşmüş lerdi. Halen memur olan bu gibilerin bu mağduriyetlerinin önüne geçmek üzere vaki taleb üzerine Arzuhal ve Mıllî Müdafaa encümenleri tetkiklere başlamışlardır. İleri sürülen şekle göre, yüksek tahsilden alınanlardan bugün memur olanlar baremde mezunlar arasında yer alacaklar, lise ve diğer muadili mekteblerden ayrılanlar ise bulundukları memuriyetlerde birer derece terfi ettirilecekier dir. dmlar arasında kadın gibi geçen çocukluk hayatının tesirlerini büsbütün gidermiş deçildi. Mahfiruz Sultan padisahm hamamını kendi elıle hazırlamış, lâkin arzulanna rağmen, başbasa kalmaktan sakınmıştı. Hasretin şahlandırdığı kızıl hırsı, kızıl odanırı kamçılayıcı dekoru ve cıldırtıcı amber kokulan içınde, maksada giden bir köprü gibi kullanmak istiyordu. Yemekten sonra Kızlarağası kırmızı bir bohçayı padişaha sundu: Hasekı Sultanın hediyesidır. Içinden altın ve inci işlemeli kırmızı bir elbise, içi samur kürklü bir kaftan çıktı. Birinci Ahmed onu dikkatle ve hayran hayran gözden geçırdı; dıkışlerine, nakışlarına, elmaslı düğmelertne uzun uzun baktı: Çok hoş! Hemen giymek dilerim. Giyindi ve aynanın karşısında kendisini seyretti. Daha giizel, daha gürbiiz, daha heybetli görünüyordu. O sırada Mahfiruz Sultanın bir tezkeresi geldi: « Benim devletlu hünkânm; o küçük hediyemi kabul etmekle canıma can kattın. Senin için ve elbiseye uygun olarak döşetmiş olduğum odayı da şereflendirirsen iki cıhanda bu cariyenden bahtiyar bir insan daha bulunmıyacaktır.» Birinci Ahmed, zaten onu özlemişti; hemen sevgilisinin dairesine doğru yürüdü. Kapıdan girdiği zaman kendisini kocaman bir yakutun oyulmasile meydana gelmiş gibi ferah ve zarif bir odada buldu. Kubbesi gök mavisi idi; orada bir hilâl ve birçok irili ufaklı yıldızlar parhyordu; o kadar derin ve canlı idi ki tavan değil, göklerin gerçekten bir parçasıydı. Dışarıda kış rüzgârlannın, kara bulutların ve kefen rengi karların ruhları çiğnediği zamanlarda bu derin ve panltılı tavan alhnda bulunmak derin bir haz ve rahathk verecekti. DENtZtŞLERİ Donanmamız Büyükada önlerinde Başta Yavuz olduğu halde donanma mız birkaç gündenberi Ada önlerinde bulunmaktadır. Donanmanm Adaya gelişi münasebetile kaymakam vekili Kemal, Yavuza gıderek Amiral Şükrü Okanı resmen ziyaret etmiş ve top atılmak suretile karşılanmıştır. Müteakıben Amiral Şükrü Okan da karaya çıkara'.c kaymakamı makammda ziyaret etırn'ştir. ŞEHİR tŞLERl Buz meselesi Belediyece buz bayilerinden bazılan değıştirümiştir. Buzun her tarafta bulunup bulunmadığı araştırılmaktadır. Yeni tiyatro binası Ada ve Yalova hatlarının yaz tarifesi Adalar, Anadolu ve Yalova hatlannın yaz tarifeleri temmuz başından itibaren tatbik edilmeğe başlanacaktır. Yeni ta rifeye göre Büyükadadan adi günlerde son vapur 20,30 da, pazar günleri 22,30 da hareket edecektir. Yalovaya her gün için üç posta tahsis edilmiştir. İstanbuldan Yalovaya 9,13,30, 18 ve Yalovadan da İstanbula 6,30, 13,10 ve 17 de birer vapur kalkacaktır. Ana dolu hattma da sık postalar konmuştur. Doğru değil mi? Tarihî çeşmeler Belediye, harab çeşmelerin tamirine karar verdi Birkaç defalar, bu sütunlarda, şehri mizin harab olan tarihî çeşmelerinden bahsetmiştik. îstanbul Belediyesi, bu neşriyatı nazarı dikkate alarak, alâkasızl'k ve bakımsızlık yüzünden, tedrıcen mahvolan bu eski eserleri kurtarmağa karar vermiştir. Çeşmelerin tarihî kıymeti haiz olanları, en kısa bir zamanda tamir edilecek ve ihtiyac nispetinde bir kısmına su ısale oluıiacaktır. İstanbul çeşmeleri, âdi çeşmeler ve sebiller olmak üzere iki kısımdır. Kurtarılacak eserler arasında, san'at kıymetleıi yüksek olan sebillere de yer aynlacaktır. Ayasofya karşısmdaki Üçüncüahmed çeşmesi, Üsküdardakı Üçüncüahmed çeşmesi, Galatadaki Bereketzade çeşmesi, Tophane çeşmesi, Azabkapı çeşmesi, Sultanahmeddeki Vilhelm çeşmesi, İs tanbulun bellibaşh tarihî çeşmelerinden dir. Denizcilerin ziyafeti Temmuzun biri, denizciler bayramı olması münasebetüe o gün Ankara va purunda saat 13 ten 15 e kadar devam etmek üzere kaptan ve makinistler tarafından bir çay ziyafeti verilecektir. Bu Sırma saçakh kırmızı perdeler; sırma ziyafete bütün denizciler davet oluna ve inci işlemeli yastık yüzleri, sedir örtü caktır. le'rî; şuraya buraya atılmış olan kırmızı Denizyollan işletme müdürü minderler, kırmızı gül ağacından fildişi Temmuzun birinde işe başlıyacak olan fcâkfnâh' peike ve'fnasacıklâr.'icırm'zı bir Devlet Denizyollan İşletme müdürlü divan, kırmızı ipekten halı, kırmızı cam ğüne Denizbank baş enspektörü Nasuhi ardında azgın bir ihtiras gibi kıvranan a tayin edilmiştir. Denizyollan ve Liman İşletme umum müdürlüklerinin yeni levîer... Köşelerdeki kırmızı mumlarla kubbe kadrolan önümüzdeki pazartesi günü ye asılı olan avizeden dağılan ışıklar tit tebliğ edilecektir. redıkçe kırmızı kadife ve şallardaki inciler, sırmalar ve altınlar, mavi kubbedeki yıldızlar sanki canlanıyordu. Birinci Ahmed her tarafa hayran hayran bakıyor; ikide bir Mahfiruza dönerek onu da uzun uzun seyretmekten derin bir haz duyduğunu her hali'e anlaüyordu. Buyur Sultanım! Mahfiruz onu altın ve inci işlemeli divana oturttu; sonra kapı önünde elpençe divan duran Canfeda kadınla iki hadım ağasına bir işaret yaptı. Onlar dışan çıktılar ve birdenbire odayı kıvrak ve oynak bir nıusiki doldurdu. Birinci Ahmed başmı rasgele bir tarafa çe^virdi, o kadar hoşuna giden bu seslerin o taraftan geldiğini sanmıştı, aldandığını çabuk sezdi; lâkin her tarafa kulak verdiği halde nereden geldiğini anlayamadı. Bu sırada sağdaki duvarın ortası kımüdadı ve küçük bir kapı kadar yeri açılarak kırmızı tüllere bürünmüş olan genc bir kız göründü; ihtirash titreyişler, kıvrak sıçrayışlar, bazan yalvaran ve bazan isyan eden jestlerle bir Arab dansı yapmağa başladı. Birinci Ammed Mahfiruzun elhrini avuclannın içine, kumral saçlı güzel başmı göğsüne almış okşayordu. Dansını bitiren kız geldiği yerden kayboldu. Bu sefer üç tanesi birden çıktı; daha sonra bunlar beş oldu; pad:.şah onların arzulan kamçılayan kıvrılışları karşısmda Mahfiruzu kendine doğru daha çok çekiyor; amber kokusundan büsbütün şahlanan ihtiraslann akıntısma kendini vererek yüzünü sevgilisinin dalgalı kumral saçlarına gömüyordu. Tepebaşmda yapılacak tiyatro binasınm plânı Belediye İmar bürosunda Le man tarafmdan hazırlanmaktadır. Bu bina evvelce de yazıldığı üzere Asrî sinemanın olduğu yerde yapılacaktır. Gardenbann da ayni mahalde yapılması mutasavverdi. Fakat plâna nazaran bar ingiltere, Japonyaya karşı Sovyetler kısmı bu sahaya sığmıyacağı cihetle TeBirliğile ittifak et tiği takdirde Japonyapebaşı bahçesine bar yapılmasmdan saru nm; Sovyetlerle olan bütün hesablannı nazar edilmiştir. başka bir zamana bırakarak bütün kuvveŞirketlerin Belediyeye tile İngilterenin Büyük Okyanus, Uzak devirleri Şark ve Hind suları filolar.na hi'cum eElektrik, Tramvay ve Tünel idarele deceğine şüphe etmemektedir. rinin devir hazırlıklan devam etmek Ihtimal ingilterenin Rusya ile ittifakıtedir. Devir muamelesini yapmak üzena karşı Japonya da Almanya ve İtalya re teşekkül etmiş olan komisyon ihzari hazırhklarda bulunmaktadır. Büyük ile askerî bir ittifak yapacak ve bu takMillet Meclisince kabul edilen lâyihanm dirde îngiltere ne anavatan filosundan ne millî iradeye iktiran ettiği ve bugün de Akdeniz donanmasından Uzak Şark lerde Belediyeye tebliğ edilmek üzere ve Hind sularındaki filolarını takviye edemiyecektir. bulundugu haber alınmıştır. Belediye tarafmdan Elektrik, Tram İngilterenin böyle bir tehlikeli taahhüvay ve Tünel idareleri müdür vekâletine de girişmesine kendi imparatorluğunun namzed gösterilen Belediye fen müşavi birer müstakbel azası bulunan Avustralri Hulkinin bu vazifeye asaleten tayin ya ittihadı, Yenizeland ve Cenubî Afriedileceği ve kendisine aynca bir de mu ka dominyonlan ve bahusus Hindistan avin verileceğı söylenmektedir. imparatorluğu asla razı olacak değildir. Nizama uymıyan otobüs şoförleri KÜLTÜRIŞLERÎ Gazetemizin dünku nüshasında oto büslerin yolsuz hareketlermden bahsetmîştik. Belediye. bu neşriyâtımızı ehemmiyetle nazan dikkate almış ve alâka darlara şiddetli emirler vererek zabıta âmrrlerini ve kaymakamları da faaliyete geçirmiştir. Alâkadarlar, usulsüzlük eden otobüs şoförleri hakkında yıldınm cezası kesmişlerdir. Muallimlerin tatil programı Yaz tatili esnasmda muallimîerin istifade etmeleri için açılacak kurslarla vilâyet ve Türkiye dahılinde tertib ediîen gezilere aid programı hazırlamak üzere çalışan komisyon bir büroşür neşret miştir. Faaliyet programı şu suretle tespit edilmiştir: Resim iş kursu (Fındıfch 13 üncü ilkmektebde), 17 temmuzda, müzik kursu (İstanbul birinci ilkmektebde), 18 temmuzda, jimnastik kursu (İstanbul kız lisesinde), 19 temmuzda, fotoğrafçılık kursu (İstanbul 44 üncü ilkmek tebde) 18 temmuzda açılacaktır. Aynca dokuzu vilâyet dahilinde, birı Karadeniz sahillerinde olmak üzere on tane de gezi tertib edilmiştir. Şehir gezilerinin yapılacağı tarhiler, hareket saatleri, görülecek yerler bu programda gösterilmiştir. 17 ağustosta müfettiş Şefik Bağmanın başkanlığında başlıyacak olan Karade niz gezisi on gün devam edecektir. Hopaya kadar imtidad edecek olan bu gezide Karadenizin meşhur limanlan ziyaret edilecektir. MÜTEFERRtK evlenmeleri VtLÂYETTE Vilâyetin kadrosu Kumandanlan tarafmdan evlenmelerine müsaade edilen subaylann evlen me muamelelerinin alâkadarlarca sür Artık Moskovadaki müzakereler ile atle ikmalile sürüncemede bırakılma Uzak Şark işleri arasında sıkı bir alâka ması lüzumu alâkadarlara bildirilmiştir. mevcud olduğu tahakkuk etmiş bulunuyor. Japonları kızdırmamak endişesiledir ki Çejnberlayn son beyanatında Tientfin hâdisesinin anlaşma yolile tesviye erlilmesinden ümidvar olduğunu ehemmiyetle kay detmiştir. Japonyanm resmî mümessilleri Japonların imtiyazlı mıntakaların vaziyetine dokunmak istemediklerini ve hatta Japonyaya karşı uysal hareket eden Fransızlara ve Amerikalılara karşı dostane muamele yaptıklarını ve îngiltereden istedıkleri Uzak Şarkta Japonyanm kurmağa çalıştığı yeni nizam ve intizamı tesiste, yani Çan Kay Şek'in yerine yeni bir Çin hükumetinin yerleşmesinde Japonya ile işbirliği yapmasından ibaret olduğunu bir daha tekrar etmişlerdir. Ticaret Odasında bir toplantı Vilâyetin dahiliye kadrosu alâkadar Tıcaret Odası idare meclisi dün bir lara tebliğ edilmiştir. Yeni kadroda de toplantı yapmış ve bu toplantıda sonbağişiklik yoktur. harda Ankarada içtima edecek olan OImzalar sabit mürekkeble dalar kongresi için üç bin lirahk tahsisat kabul olunmuştur. atılacak Dahiliye Vekâleti alâkadarlara gön Şeker şirketi için bir tetkik derdiği bir tamimde imzaya salâhiyet komisyonu kuruldu tar zevatm imzalarını sabit mürekkeble Şeker şirketi merkezinde, Başvekil atmalan lüzumunu tebliğ etmiştir. Refik Saydamın emrile yeni bir tetkik Vali, Sular idaresi içtimaında komisyonu teşkil edilmiştir ı Bu komisbulundu yon, şirketin tasfiye işlerinin gözden geVali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, çirilmesinden başka şeker sanayiinin dün sabah Yalovadan şehrimize avdet idaresi ve inkişafı için gösterilen esaslan etmiş ve bir müddet vilâyet ve bir müd da tetkik edecektir. Komisyon başkanlığına İktısad Vekâdet de Belediyede meşgul olduktan sonra İstanbul Sular idaresine giderek he leti sanayi tetkik reisi Şevket Süreyya yeti idare içtimaına iştirak etmiştir. tayin edilmiştir. Maharrem Feyzi TOGAY ADLÎYEDE Bir Arab karısı eski dostunu jiletle yaraladı Unkapanında evvelki gece bir yaralama hâdisesi olmuştur. Aırabacı Arab Yaşar, Bahtiyar adlı bir Arab kadmile beraber yaşıyormuş. Yaşar, Bahtiyan bundan iki buçuk ay evrvel bırakmış. Halbuki kadın eski dostunu bir türlü unutamıyormuş. Evvelki gece Yaşar, arkadaşlarımn yanına gıtmiş, Bahtiyar geceyansma doğru gel miş, arabacmın yattığı odaya girmiş, karyolanın altına saklanmış, beklemiş. Biraz sonra Yaşar gelince, birdenbire ortaya çıkarak, arabacıya bağlılığını anlatmış ve tekrar beraber yaşamaya razı olmıyan Yaşan, bir hiddet buhranı sırasında eline geçirdiği jilet bıçağile so1. memesinden yaralamıştır. Boğuşma sırasmda etraftan yetişilmiş, yarahnın tedavisi vapılmış, yaralıyan hakkında da tahkıkat ve takibata başlanılmıştır. Bahtiyar, odaya gizlice girmediği, davetle gıttiği, çıkan kavgada boğuşurken bir kazadır olduğu, yoksa Yaşan yaralamak istemediği şeklinde ifade vermiştir. Hâdise, Adliyeye intikal etmiştir. Ortamekteb muallimliği imtihanı Ortamekteb muallimliği imtihanları dün sona ermiştiır. Türkçe grupuna 14, tarıh coğrafya grupuna 17, matematik grupuna da 6 muallim girmiştir. İmti han evrakı Maarif Vekâletine gönderil miştir. Ağustosta neticeler belli olduktan sonra kazananlar Ankarada açılacak olan sözlü imtihana girebileceklerdir. Mahfiruz yüzünde ve gözlerinde en tatlı renk ve gülümsemeyi aksertirdı: Benim şevketlu hünkânm, sağlıkla döndüğiine bin şükür... Gönlüm taze hayat buldu; mübarek ayağma yüzler süreyim! Diye, etek öpmek için koştu. Birinci Ammedin de yüzünde ve gözlerinde ayni akisler görüldü. Baştaî ayağa kadar altın işlemeli yeşiller giyen, dalgalı kumral saçlarını omuzlarına dökmüş olan genc Çok geçmeden dans eden 'ıızlar gökadını hemen ellerinden tuttu; birkaç da rünmez oldular. Müzik sustu ve k.zıl okika hayran hayran seyretti: dada, yalnız kızıl ihtiraslann fıkırdama Benim biricik mâhım, benim eş sından çıkan kesik sesler kaldı. siz mihrim! Sandım ki meleklerin meliErtesi gün öğleye doğru uyanan genc kesi cennetten inmiş! Sejı var iken bahar padişahın yüzünde, kanmış bir ruhun, en ne lâzım! Sen sag iken ben kuluna gül duru saadetin aydınlık ve beyaz fecri varve bülbül ne gerek! dı. Sevgilisini bir defa daha kucaklarken Sonra onu kucakladı; yanaklanndan sordu: uzun uzun öptü. Ben yokken ömrün nice geçmişBirinci Ahmed on altı yaşında bulu tir? Kaymakam Paşa vazifesini yapmış nuyordu. Fakat iki sene önceye kadar ku mıdır? rak bir köşede yaşadığı için solgun ve cı Sinan Paşa bunak bir zavallıdır. lız olan bu fidan şimdi adamakıllı serpil Böyle iken dolab çevirmek iterrmM miş, erkek olmuştu. Bununla beraber kalArkası var] ı r Beyoğlu Akşam Kız San'at mektebinde J Maarif müdürü Şileye gıttî Bu sene açılacak olan köy yatı mekteblerinin yerlerini tespit etmek üzere müfettişlerle beraber Şile ve Beykoza giden Maarif müdürü Tevfik Kut bugün dönecektir. Bir araba devrildi Hasanm idaresindeki yük arabası dün Gümüşsuyu caddesinden geçerken devrilmiş, bu sırada arabanın üzerinde bulunan hamal İdris tehlikeli bir şekilde yaralanmıştır. Zavallı yaramaz Ayvansarayda Mustafapaşa caddesinde Muhtar sokağmda oturan 11 yaşla rında Şevket, Edirnekapı duvarlan üzerinde arkadaşlarile oynarken bir aralık muvazenesini kaybederek 6 metre yüksekliğinden düşmüş ve başından ağır surette yaralanmıştır. Şevket, cankurtaran otomobilile Şişi1' Çocuk hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. C u m h u r i y et Beyoğlu Akşam Kız San'at mektebinde yeni açılmış olan tayyör şubesinde imtihanlar vapılmış ve bu şubenin iik mezunlarına diploma verilmiştir. Genc kızlara ve evli kadınlara, ev idaresi, terzilik ve hayat için lâzım olan dığer bilgileri öğreten bu mekteb. muhitte çok favdalı olmaktadır. Yukarıdaki resim, mektebin şapka atelyesini ye talebeleri göstermektedir. Nöshası 5 kurushır Türkive Haric icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr Alh aylık 750 > 1450 > Üc aylık 400 » 800 > Bir aylık 150 > Yoktur Abone şeraiti |