25 Birincikânun 1938 CUMHURÎYET Balkan Seferim: 7972 10 Ereğliceyi boşalttık Yazan: Y. MAZHAR AREN Bursa köylerinde sıtma çoğalıyor Çeltik mıntakalarında, çeltik kanunu tamamen tatbik edilememekte Bursa (Hususî) Vilâyetin bazı rmntakalan eskiden çok kuvvetli birer sıtma kaynağı halinde idi. Köylerde ka rınlan şiş, benizleri uçuk, bacaklan çarpık çocuklara raslamak tabıî ahval dendi. Cumhuriyet yıllannda sıtma müca delesi teşkilâtmm faaliyete geçmesin den ve ovada kanallar açılarak batak lıklarm kurutulmasmdan sonra bu menhus afetten bu mıntakalarda eser kal mamış olmakla beraber diğer taraftan çeltik ekilen sahalarda yeniden, hem de kuvvetli bir sıtma başgöstermiş bulunmaktadır. Çeltik mıntakalarında, çel tik kanununun icabları tamamen tatbik edilememekte bulunmasından sıtma günden güne artmaktadır. Bursa mü cadele mıntakasmdan edindiğim malumata nazaran, çeltik, köylülerimizden pek az kimselere iyi bir menfaat temin ettiği halde dığer taraftan bu menhus marazı çoğaltmakta, bu suretle büyük köylü kütlesinin sıtma bakımmdan salâh bulmak üzere olan sıhhî vaziyetini gitgide bozmaya doğru götüTmektedir. Adliye koridorlarnda Bulgar hududunda top sesleri içinde uyandık Pek derinden gürültüler işittim, gök mu gürlüyordu, yoksa Edirne kalesînin topları ateş mi püskürüyordu ? ^*> Taştabyalarm şimali garbî eteğinde KemaLin tarihçesi Keman 1550 senesindenberi şeklinde olsun, sesinde olsun bazı değişiklikler yapmak istiyenlerin bütün gayretlerini boşa çıkarmıştır Musiki ve konser mevsimindeyiz. Ta1 biî cesametten büyük bir mücevher mahfazasına benziyen kutusunda, atlas örtüler altmda yatarken, bir dokunmakla incinecek kadar nazik ve narin, dilber bir genc kızı andıran; sinesinden kopan seslerde, avazeden hıçkırığa kadar, ıstırabın; kahkahadan tebessüme kadar, neşenın ünü, gözlerimin karardığını hissetve istihkâmlann pek yakınında bir Bul ım. bütün ânatı yaşıyan kemandan; bu ince gar köyii vardı ki ahalinin burayı boşaltıp * * * belli, ince boyunlu, ince ruhlu musiki alegitmeleri hususunda köyün (Daskal) ına Bir sabah, Bulgar hududlarında inlitinden bahsetmenin, tam sırası değil mi? yapılan tebligata kulak asılmadığı için en top seslerile uyandık. Erbabının elinde, yaym kirişlere şöyle cebren tahliyesine emir verilmişti. Bu seslerin hasıl ettiği tesiri gözleri bir dokunuvermesile gönülleri, neşenin Bizim bölükten birkaç manga, bir kü izle görmüş olsaydınız (namağlub, lâve elemin, huşuun ve mestinin bütün çiik zabitin kumandasmda buraya sevko emut millet) diyecektiniz... ufuklarında, bir sihirbaz gibi dolaştıran Askerler sevinclerinden kucaklaşıyor lundu. Bu kıt'ada ben de vardım: Köye keman, asil bir tarıhçeye sahibdir. Şece girdik. Meydanda hiçbir kimse yoktu. ar. gazalarının mubarek olmasmı söyle resi, asırlarca evvele kadar uzanır. Ona, Evlerin önünde yüklü arabalar durdu iyorlar. avukatlar korıdorlarda oturup beklediler, bütün musiki aletlerinin şahı unvanım veO gün öğle sıralannda, bizim alaya fakat saat 14 buçukta masa başına geğuna bakılmca azimet hazırlığı görüldüğü renler aldanmamışlardır. a, nihayet, eserlerine son bir şekil verme çen Baro reisi Hasan Hayri, celse açılaanlaşılıyordu. Evler boştu. Bütün ahali areket emri verildi. Sonradan öğrendiğiKemanın icadmı Fransızlara atfeden e muvaffak olmuştur. Dâhi san'atkârın bilmesi için lâzım gelen ekseriyet hasıl kilisede ve çocuklar mektebde toplanmış me göre Edirnenin şarkında düşman doler vardır. Fakat, bu iddia yanlıştır. îlk kuzuncu alayı ezmiş ve Vaysal istika Çeltik, diğer mezruata nisbetle fazla Itı, yedi tipi geçmiyen bu müteaddid te olmadığmı söyledi ve: lar. metinden topraklanmıza bir kama gibi gelir getiren bir mahsul olduğundan bu keman, Onaltıncı asrm ilk nısfında ltal âmül nümunelerinin her biri, erbabı ara Esasen, dedi, 15 gün sonra senelık Asker ikiye bölünerek bir kısmı kili saplanmış. Bizi, buradaki gediği kapat nun varıdatile köylerde birçok hayırlı yada yapılmıştır. §urası şayam dikkattir mda, ayrı ayrı isimlerle tanıhr. umumî içtima yapılması, bütçenin müseye doğru ilerledi. Ben mekteb tarafma işler yapılmasına ve sayıları pek mahdud ki, keman, 1550 senesindenberi, şeklinde mak için ileri sürüyorlarmış. Stradivarius'un hayatı hakkında bazı zakeresi mukarrerdir. Şimdi ekseriyet gittim. Hazırlandık; yürüyüş nizamına girip ban çiftçilerin fazla para kazanmaları olsun, sesinde olsun bazı değişiklikler yap tafsilâtı ihtiva eden el yazması bir kıtab hasıl olmadığına göre, bu günkü içtima Kapısı cenuba açılan bir kath bir bina. ola çıkacagıınız dakikada yağmur yağ na mukabil büyük bir köylü kesafetini mak istiyenlerin bütün gayretlerini boşa da, onun şöyle bir tarifini bulmak müm mevzuunun da o içtimaa tehiri muva Karşılıklı iki odadan biri büyük bir smıfsıtma afeti tehdid etmektedir. çıkarmış, ilk biçimini, ilk sesini olduğu mağa başladı. ündür: «Üstad, zayıf ve uzun boylu fıktır. Bu itibarla şimdi celse açmıyorum. tı. Şarka müteveccih duvanna karşı diÇeltik kanunu ahkâmı, her nekdar gibi muhafaza etmiş, an'anesine son dereAh bu yağmur! Hiç dunnadı yağdı. di. Kışm yün, yazın pamuk bir beyaz Yeni kanun mucibince Baronun intiçeltik mıntakalanmn köylere üç kilo ce sadık kalmıştır. zilmiş sıralarda kız, oğlan yedi yaşından Sanki bizi bekliyor gibi, ne zaman yüakke giyerdi. Esvabının üstüne, çalışır kal devresinde hatalı bir muamele yapılmetre mesafede bulunmasım âmir ise Keman, bundan dört buçuk asır evvel on üç yaşına kadar bayratnlık elbiseleri üyüş yapsak, ne zaman silâh patlatsak, ken, beyaz bir deri önlük takar ve daima ması hiç şüphesiz arzu edilmiyeceğini giydirilmiş çocuklar sükunet içinde kür ıarbe tutuşsak yağdı, yağdı! Yıldızlı ge de, bu işte mesafenin de pek o kadar nasıl yapıhyor idiyse, bugün de öyle yaalıştığı için, bu kıyafeti hiç değişmezdi. lâve eden Baro reisinin bu tehiri, esaslı süde ders veren bir genc ve yosma Bul ;elerin ayazını yiyen ıslak vücudlerimiz, kıymeti görülememekte ve koylerin i pılıyor. Modern teknik ve makine, keman çinde sıtma sürfesi olmadığı halde tar yapan san'atkârların kapısından içeriye Çahşkanlığı ve tasarrufu sayesinde bü lerhangi bir itirazla karşılanmamış, gar kızını dinliyorlardı. ük bir refaha ermişti. Cremone ahalisi, cmuvafıktır» sesleri korıdorlarda akisler bu lutlu gündüzlerin yağmurife Mİandı, JS lasında çalışmak mecburiyetinde olan Ders mutlaka Bulgarlığa ve Bulgaris andı. Üstünde yürüdüğümüz ycr çamur, köylüler çeltik sahalanna civar olan başmı uzatmağa cesaret edememiş, büke «Stradivarius gibi zengin» sözünü, darbı ırakmıştır. tana aiddi. Çünkü büyük bir Balkan ya yattığımız yer çamur, kabalaktan topu yerlerden kolayca sıtma alabilmekte mediği eli öpenler gibi baş kesip çekilmiş mesel haline getirmişlerdi. Yaptığı ke tir. Dünyanın en meşhur teknisyenlerinin, Avukatlar 7 kânunusani cumartesi nmadası haritası ortaya asılmıştı. dirler. ğa kadar her tarafımız çamurdu. manları dört Lui altınına satardı.» şaşmaz bir intizamla işlemesi lüzumunu ünü öğleden sonra ayni yerde içtima etZabit sınıfa girince Bulgar kızı dersi Bizlm ileri hareketimizi gören diğer Marttan ilkteşrine kadar son altı ay İşte bu durmadan çalışan büyük üstabir insan kalbinin darabanındaki intizama kesti. Hal ve tavnnda telâş ve heyecan tıt'alann askerlerinde adeta krekanclık içinde Bursa mücadele mıntakasına dadm vücude getirdiği her neviden yığınlar mek üzere, saat 15 te dağılmışlardır. hil olan 1154 köydeki 73195 nüfustan benzettikleri keman köprüsü, ancak in a musiki aleti, bugün, bütün dünya mu dan eser yoktu. Hareketleri ciddî ve na ardı. Taştabyalarda âtıl kalmak, h«r san elinden çıkarsa, en ruhlu parça vazi7ikâne idi. Çocuklar bizi tazimen ayağa esin tattığı harb cümbüşünden mahrum 42882 si muayene edilmiş, bunlardan siki san'atkârlarının araya araya bulama hur rebemol sonatını çalacaktı. Tam ke7957 si dalaklı olmak üzere 20941 kişi fesini görebilir. Ufaktefek görünmesine dıkları, bulurlarsa kapışa kapışa aldıkları manını eline aldığı dakıkada, kemanın k"tılar; bfz bekledik. ılmak, bunlann canlarını sıkıyordu. Biz rağmen tam 83 parçadan mürekkeb olan Sımfı ve mektebi terkettiler. Mektebin onlara: «Çok sürmez, sizin d« sıranız ge sıtmalı görülerek tedavi edilmiştir. Bu misli, menendi olmıyan, Stradivarius a ırişlerinden üçünün, düşmanlan tarafmtedavi için de 286 kilo kinm sarfedil kemanın, öteki kısımlan da, ehemmiyet önünde sıralandılar. Muallime anlıya ir» diyorduk. dan kesilmiş olduğunu gbrdü. Fakat, üsğırlığınca altın değer eserlerdi. miştir. itibarile, köprüden aşağı kalmaz. Yalnız Taştabyalarin cenubu şarkı madığımız bir nutuk söyledikten sonra Öldüğü zaman, atölyesinde, bitmiş ya ad, bu ümıdsiz vaziyet karşısında şaşaBu rakamlar da gösteriyor ki, bilhasİlk kemanı yapan adamın Duiffo rt~r cocuğu serbest bıraktı. Kendisi de arafında bizden uzakta karargâh kur sa dalaklı sıtmalılann da bulunduğu hud bitmek üzere bulunan 94 tane musiki amak, hatta bir an duraklamak söyle pruggar is^mindeki Bavyerah Alman sank'1'«enin olduğu tarafa yollandı. ,,» , muş rediflerde, bize benzemiyen, biz.ı mühim bir köylü kalabalığı tedavi al dursun, omuzlarım silkmiş, bir tek kişı üaleti bulunmuştu. ***** • ^fp * at'kâr olduğu söylenir. Fakat, asıl keman, Kil;=ede de bir ihtiyar papasm idare benimsemiyen haller görüyorduk. Bunlar tmdadır. Kemandan ve kemancı üstacîlardan zerınde sonatını çalmış, bütün salonu heîtalyada meşhur Kremone ekolünü meybedbin ve meyus insanlardı. ettisi âyin yanm bırakılmış, ahali inti Çeltik mrntakalan olan Karacabey dana getiren Andrea Amati ile baflar. bahsederken, Stradivarius derecesinde yecanlı alkışlara boğan bir şaheser yaraTaştabyalardan ayrıldıktan dört yazamla dağılcnıştı. Biz, bu adamlann hayve Mudanya havalisindeki sıtma nisbebüyük bir şöhret sayılan Gacarineri del tıvermişti. hud beş saat sonra Kavaklıya geldik. tine gelince, buralarda sıtma, nüfusa Musiki aleti yapma san'atine ecdadından * * * varlar.nı arabalanna kosarak köyden uGesu'dan ve onun şöhretini işittirmeğe Yağmar yağmakta devam ediyor, gün nisbetle yüzde kırka kadar çıkmaktadır. tevarüs eden Amati'nin, babalarmın meszaklaşnalarım da bekledik. Köyde sakKeman yapma san'atında Stradivaleğinedevam eden iki oğlumlan Nikola vasıta olan meşhur Paganini'yi çiğneyip lanan ve kalan olup olmadığmı anlamak batıyordu; bizi, karavanalanmızı yedık Şu halde bir taraftan Sıhhiye Vekâletiius'ü yetiştıren Italya, onun ve onu takıb Amati, kemancılıkta bir çok yenilikler geçemeyiz. icin evleri yokladık. Evler bomboştu. Eş ten sonra, yann yürüyüşe başlamak için, nin milyonlarca lira sarfederek vatan:den dığer büyük üstadlann ölümünden Zamanının en büyük keman virtüczu yapmış, bir çok da talebe yetiştirmiştir va namına bir çöp bırakılmamıştı. Anla erken erken uyuttular. Ben kolay kolay daşı sıtmadan kurtarmıya çalışan teş Gerek onun, gerek babasının ve keman olan Paganini, üzerinde, bütün san'at ionra, bu san'atın, yavaş yavaş söndüğüş.hyordu ki bunlar daha evvelden eşya uyuyamadığımdan geç vakte kadar de kilâtın r faaliyetine adeta engel olan çel ustalığında onlar derecesinde ileri giden hayatınca yay oynattığı ve yapıcısı del ne şahid olmuştur. rinlerden gürültüler işittim. Gök mü gür tik zer ıyatı işine çok salim ve kat'î bir larını kendilerince muayyen bir yere nakdaha birkaç büyük san'atkârın adını u Gesu'nun adını, sayesinde şöhrete ulaş Italyadan sonra, kemancılık san'atında lüyordu, yoksa Edirne kalesinin toplan mecra verilmek icab etmektedir. letmis ve köyü böyle bir nümayişle ternutturacak kadar yükselen eşsiz ve em tırdığı kemanı, ölürken, doğduğu şehre şaheserler yaratan büyük işçilere, Almanteş mi püskürüyordu?.. ketmek icin kalmışlardı. Silâhla oynarken.. salsiz Antonio Stradivarius, işte bu Niko hediye etmişti. O tarihtenberi, bu hariku yada tesadüf edilir. Bir Türk tebaası olması icab eden Şehremininde Silivrikapı civannda lo'nun yetiştirdiği talebelerin en değerlisi lâde keman, içinde muhafaza edildiği Alman ekolünü kuran en meşhur Al yosma Bulgar kızınm yirmi bir senelik Arab Muradm hâlâ sakladığı büyük bir fırın sahibi Ikikardeşin hem dir. camekândan, ender olarak çıkmıştır. Yer man keman yapıcısı Jakob Steiner'in, ten daha eski olmıyan kalbinin metanetin şiresi Rejinanm nişanlısı Petro adlı bir sırlar Keman diyince, akla Stradivarius ad yüzünde hiçbir hazine yoktur ki, bu ke Amati'nin talebesi ve damadı olduğu ve hassasiyetinin genişliğini görünce genc, tabanca kurşunile ölmüştür. man kadar kıskanc bir itina ile muhafaza söylenir. O da bir çok talebe yetiştirmiş, gelmesin, buna imkân yoktur. Keman Okmeydanmda Susuzderede bulunan Kırkkilisede gördüğüm zabitin îstanbu cesed ta'hkikatı üerlerken katü olduğuYugoslavya tebaasından olan Pelro, o, tarihte ve zihinlerde bir tek vücud ha edilmiş olsun. çok kıymetli kemanlar yapmış, adını dünblrahanelerinde buzlu bira içememek nu itiraf eden Arab Muradın maktul bundan bir müddet evvel Rejina ile ev linde birleşmiştir; öyle ki, kemandan bah Bu münasebetle, Paganini'nin dehası yaya yaymış, fakat Stradivarius nisbetinkaldırımlannda kılıc sürükliyememek İhsanın elbıselerini nereye sakladığmı lenmek üzere oradan buraya çağırılmış, sederken, Stradivarius'u unutmak günah na aid küçük bir fıkra zikredelim: Lsta de yükselememiştir. aradan bir müddet geçince ayağının sa olur. Sultan Hamidin sarayını yağma edeme bir türlü söylemediğmi yazmıştık. dın, en çok sevdiği bu kemandan başka Dünya piyasasında, ayn ayrı isimlerle Zabıta, Arab Muradm elbiseleri giz kat olması sebebile kendisini damad odığinden zengin olmamak ve buralara birçok musiki aletleri daha vardı. Hatta anılan \e her biri birer servet ifade eden Bu büyük san'atkâr, 1644 senesinde gönderilmek gibi şeylerden ettiği şikâyet lemek için acıkça valan söylediği kana larak kabul etmek istememişler ve iş îtalyada Cremone'da doğmuştu. Niko bunlardan bir tanesi, telleri kopuk, boya meşhur kemanların bir listesini yapmağa atine varmıştır. Maamafih, elbiselerin bu safhada iken delikanlı vurulmuş. leri de düşününce: lo Amati'nin yanına çırak olduğu zama ları dökük, orası burası çatlak bir halde bu sütunun müsaadesi yok. Ancak, bir bulunmasma çalışılıyor. Yapılan tahkikatla, tabancanın Pet Uçuruma yuvarlanınışız! dedim. pek gencdi ve ilk eserlerine 22 yaşmd tavanarasında bulunmuş, yanıbaşında kaç tanesinden bahsedebildiğim büyük Dün, Nijrazi ismmde birisi daha ya ronun elinde iken patladığı, silâhla oyiken imza koymağa başladı. îlk keman san'atkârın el yazısile bir takım notalar an'atkârların, gelecek nesillere hediye Ben, saltanat idaresinin kazdığı me kalanarak MüdLriyete getirılmişse de narken bir kaza neticesi vurulduğu anve yazılar da görülmesi sayesinde, kema ettikleri paha biçilmez kemanlar hakkınzarın nekadar derin olduğunu o gün da bu adam katilin elbiseleri kend.sine laşılmıştır. Bununla beraber, cesed ları 1666 tarihini taşır. Stradivarius, 1700 senesine gelinciy nın ona aıd olduğu anlaşılmıştır. ha iyi anladım ve o gün hakikî bir uçu vermedığmi sövlemiştir. da bir fıkir vermek için, zamanımızın Morga kaldırılmış, :çeride kalan kur rum kenarmdaki insanınki gibi başımm Paganini'nin, harika sayılan konser Niyazi, dün gece, Müdiriyette nezaret şun çıkanlmıştır. Otopsi raporu yazı kadar, yaptığı kemanların şeklini mü meşhur vırtüozu Kreisler'in başından ge altmda bırakılmıştır. Elbiseler bulun larak, vaziyet daha etraflı tespit edile kemmelleştirmeğe çahşmış, bu maksadl lerinden birini, bu kemanla verdiği kuv çen bir vak'ayı anlataynn. *] Bundan evvelki yazılar 5 6, 7. 8, 10 12, 15, 18 ve 22 birincikânun nushalarımız sun bulunmasm, katiller birkaç güne cektir. Tahkikata da devam olunmak muhtelif tipler vücude getirmiş, muhleli vetle söylenir. Kreisler, bir gün Anvers'te dolaşırken, da çıkmıştır. kadar Adliveve verileceklerdir. Itadır. 'esaslar üzerinde tecrübeler yaptıktan son Paganini, bir gece, bir konserde, meş bir hırdavatçı dükkânma girmişti. Orada (Baştarafı l tnd sahifedet maın yapıldığı Ağırceza mahkemesi salonuna gelenler, mahkeme kapısını kapah buldular ve içtima için, beri taraftaki Altmcı Hukuk mahkemesinin kapısı önüne masa, bu kısımda birleşen koridorlar boyunca sıralar yerleştirilmiş olduğunu gördüler ve gelenler, koridorlardaki sıralara oturdular. Ağıceza salonunda yapılan geçenki içtimada, salon dar geldığinden, azadan bir kısmı dışarıda kalmış ve bu vaziyet, içtimada ekseriyet hasıl olmuş sayıîamıyacağı, çünkü dışarıda kalanların içeride konuşulanları işitmedıkleri, dolayısiîe yapılan müzakerelerin usule uygun olmadığı kaydile, sürekli itirazlan mucib olmuş tu. Bunu gözönünde tutan Baro idare beyeti, bu sefer ictima yeri olarak salon dışarısını, adliye koridorlarını seçmişti. Bu suretle gelenlerden hepsinin müzakereleri takib edebileceği besablanmıştı. Baronun adliye koridorlannda içtim^ yapması, adliye tarihinde ilk defa vukua gelecekti. Bununla beraber, dün bu içti» ma yapılabildi de denilemez. Gerçi gelen I j SELMA ve GOLGESİ ] \**+ Tefrika : 8 * » ı ^ » ^ ^ ^ ^ Yazan : Server Bedi * ^ I Fakat, lutfet, sen işin bu tarafma fazla düşüyorsun. Haklıs:n. Selmayı benim kadar tanımıyorsun. Bu kadın büyük bir mustaribdir, yani büyük bir ruhu vardır. Gördüğün müvazenesizlikler hep tatmin olunmıyan büyük ruhunun çırpınışlarıdır. Onu hayatın facialarından ve karan hl:lanndan biraz etnniyete ve güneşe çıkar, görürsün: Dünyanın en makul ve müvazeneli kadını doğar. Bilir misin, herşeye rağmen, nekadar dürüsttür? Halim Nevzada baktı ve bir kahkahayı yutarak sordu: Kim? Selma mı? Selma! Halim gülütnsemekten kendini alamadı ve ancak şunu söyliyebildi: Bana öyle görünmedi. Çünkü sen onu tanımıyorsun. Halim Nevzadın masa üstünde duran elini tutarak: Emin ol ki, dedi, Halim, emin ol ki Selmayı senden iyi tanıyorum. Nevzad da güldü ve elini çekerek: Bak, dedi, gördün mü? Neler idı a etrp°ğe kalkıyorsun. Emin cl! Hayır dostum. Bu noktada ısrar etme. Sen Selmayı benim kadar tanıyaGözlerindeki öfkeyi saklamak için önüne bakan Halim, kendi kendine: «Acele etme!» dedi. İçinden gelen bu sesin sebebini bilmiyordu, fakat ısrar etmeme^e ka^ar verdı: Belki... dedi, belki yanılıyorum. Emin ol ki yanıhyorsun, Halim. Belki... Halim başmı önüne eğmişti. Nevzada hakikati sezd'rmek kararmdan vaz geçecek miydi? Bu kadar şiddetli bir inad ve mukavemet karşısında ısrar etmek dostlukları için pahahya mal olacaktı. Fakat susmak da, arkadaş.nm gözlerine perde çeken ihtirasa kurban olmasına ses çıkarmamaktan başka ne idi? Ikiden biri: Ya söyliyecek, yahud onu mukadder olan aldanışına terkederek hemen Ankaraya dönecek, bir daha Selmayı da, Nev zadı da düşünmiyecekti. Hayır! İçinde mutlaka bir rol sahibi olmak istediği bu mevzudan uzaklaşmağa gönlü razı ol muyordu. Başmı salladı: Bana öyle geliyor ki, dedi, Selma bir «nenfoman» dır. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi? Bir hastalik bu. Her erkekten hoşlanmak ve hiçbirinc doyamamak hastalığı. Taşkın bir cinsî tabiat: Nenfomani. Selmada bunu görüyorum. Nevzad Halimi şaşırtan bir sükunetle gülüm«ryerek, telâşsız ve öfkesiz ısrar ediyordu: Nekadar yanlış görüyorsun, dos tum, bilâkis, bilâkis... Bilmezsin, Selmada erkekten ve insandan nefret nekadar derindir! Görmüyor musun? İnsanlardan kaçıyor, Istanbula inmiyor, vapura ve sandala binmiyor, iskele civanna kadar bile gitmiyor. Konuştuğu insanlar yalıdakilerle bugün gördüğün üç kişiden ibaret. Ötekiler de, Salim ve karısı, burada oturdukları için... Komşu... Hem bilir misin, Selma onlara gittnez, onlar geliyorlar... O da ayda yılda bir.. bırine doymamak» ha?.. Bu fikir sana nereden geldi? Hangi işarete göre buna hükmettin? Söyle! Icindeki mücadele gırtlağına tesir eden Halim yutkunuyor, arkadaşını ha kikatin yıldırımı altında yanmıs görmek endişesinden de, onun böyle aldamp gitt'sini görmek azabından da kurtulamıyordu. Daha ne işareti istiyorsun? diye sordu, iki kocası da intihar etmiş. Bunun sebeblerini sana acıkça söyliyemiyor, değil mi? Sen niçin bunu kendi kendine sormuyorsm? Niçin? Niçin? «Bir aşk buhranı» diyorsun. Nasıl bir buhran? Kıskanclık değilse nedir? Onlar da mı nevrastenikmis^r? Öyleyse neden sinirleri bozulmuş? Değilse, iki adam arka arkaya neden intihar etmı=ler? Nevzad omuzlarım kaldırdı: Peki... dedi, babası da mı kıskanclıktan intihar etti? Babasının kendisini niçin öldürdüğü anlaşılıyor. Ortada bir dava var, bir izzetinefis mücadelesi var, çok hayret Nevzad güldü ve Halimin tabirlerini dilecek birşey değil. Fakat ya o adamlar? tekrarladı: * O adamlarin bu kadın yüzünden «Her erkekten hoşlanmak ve intihar ettiklerini farzedelim; ya besle me? On bir yaşındaki kız? O da mı Sel mayı kukandığı için intihar etti? Bence o da Selmadan duyduğu tazyikl°n, manevî tazyikten bunalmıstır. Fakat niçin? Selmanın erkeklere düskün olmasile beslemenin bunalması a rasmda ne münasebet var? Doğrusu Halim de bunu izah etmeğ muktedir değildi. Düsünmeğe mecbur ol du ve cevab vermedi. Nevzad onun aczi ni belirten sükutun sonunu epeyce bekle dikten sonra: î ' vır! dedi, hep ters görüyorsu Halim. Selma başkalanna manevî tazyi yapmak değil, bilâkis, başkalarınin manevî tazyiki altmda bir kadın. Öyleyse kendisi intihar etmeliydi. îşte, garib bir aksülâmeldir bu, itiraf edeyim ki ben de iyice anlıyamıyorum. fakat senın izahm yanlış, buna emtnım. îki arkadaş da custular. Halim Nevzadm tahammülünü ölçmek için cesaretli bir iskandil yapmağa karar verdi. Biraz bekledi ve sordu: (Arkasi var) bir keman gördü ve lâf olsun diye eline alıp, tellerine bir iki dokunduktan sonra, dükkâncıya, bu kemanın fiatını sordu. Dükkâncı, hiçbir değeri olmıyan bu musiki aletini ona satmak için dil dökmeğe başlayınca, Kreisler, kendi keman kutu sunu açıp, ona, içindeki Guarnerius'ü gbstermiş ve: Bende de satılık bir keman var. Zannederim sizinkinden daha iyi birşey. Buna ne verirsıniz? diye sormuştu. Dükkâncı, kemanı eline alıp evire çevire muayene ettikten sonra, renkten renge girdi: Bana bir dakika müsaade edin, size bir Amati getireykn, görüyorum ki siz, maldan anlıyan bir adamsınız. Diyerek koşa koşa gitri, beş dakika sonra, yanında bir polis memurile döne rek: İşte, dedi, bahsettiğim hırsız bu. Bana, Kreisler'in meşhur kemamnı getirmis, satmak istiyor. Kreisler'in o gün. derdini anlatıncıya kadar, anasından emdiği sütü burnundan getiren bu keman, meşhur keman yapıcılarının eserlerine.ne büyük bir kıymet verildiğini anlatmağa kâfidir. H. BlLGtÇ