CUMHURlYET 23 Temmuz 1938 Kaçak Okyanus yolcusu Irlandalı tayyareci Korrigan hurda bir tayyare ile Bahrimuhiti nasıl aştı Karakorsan kotrası Yalnız AT YARIŞLARI Yaz mevsimi koşularma yarın başlanıyor Altı hafta devarn edecek olan yaz at koşularma, yarın, saat 15 te, gene bermutad «Veliefendi» de başlanacaktır. Mevsimin ilk at koşusu olmasına rağmen, beş yarışı ihtiva eden programda, gayet enteresan koşular vardır. Bilhassa dördüncü yarışa, memleketimizin birinci sınıf hayvanları iştirak edeceklerdir. Bunlar meyanmda, bu seneki Atatürk koşusunu kazanan memleketimizin şim diye kadar yetiştirdiği en kuvvetli hayvan olarak telâkki edilen Romans bulunmaktadır. Prens Halimin, şimdiye kadar hiç yenilmemiş olan bu yaman kısrağının, kendisinden daha yaşlı ve tecrübeli hayvanlar karşısında ne yapacağı merakla beklenmektedir. Bir suikasde uğrıyarak denize salıverilmiş Bundan üç gün evvel Heybeliada civarında batarken görülüp de kime aid olduğu bir türlü görülemiyen, hatta görenin bir galatı rüyete uğramasından şüphe edilen esrarengiz kotranın düğümü nihayet çözülmüştür. Bu hususta tahkikat bir taraftan devam eder ve bir ipucu elde edilmez ken diğer taraftan Hakkı, Nâsır, Naim ve Fikret isminde Heybeliadalı dört genc, Heybeli zabıtasına müracaat ederek Heybeli plâjı açığında demirli bulunan on kişilik ve <Karakorsan> isimli şarpilerinin kaybolmuş olduğunu haber vermişlerdir. Bu ihbar üzerine tahkikata bu noktadan başlanmış ve denizde yapılan bir aramada Heybeli ile Kaşıkada arasında Karakorsana aid Galatasaray forsu ile. ve sahilde şarpinin de mirli bulunduğu noktava yakm bir kısımda da bir tek lâstik ayakkabı bu lunmuştur. Tahkikat, Kara Korsanın bir suikasde uğradığını, ipi kesildıkten ve sonra delindikten sonra diregi de kesilerek denize salıverildığıni göstermektedir. Nıtekim denizde demire bağlı olarak bulunan ipin bıçakla kesilmiş olması da bu zehabı teyid etmiştir. Hâdisevi yapanlar a'anmaktadır. EVİNİZDE Bir şişe CEBİNİZDE bile doğil ALETUAL Hovagimyan 437 Beyoğlu Paristeki KLAVERİ müessesesinin hakikî skandal genler ve lüks korseler gelmiştir. Mütehassıs kor setyer tarafından Lasteks ve kumaştan korseler ya püır. Açık artırma ile fevkalâde satış NERVİN ASABl ÖKSÜRÜKLER BAŞ DÖNMESİ BAYGINLIK ÇARPINTI UYKUSUZLUK ve bulunmalı. Korrigan, Dublinde kendisini tebrik eden bir meslekdaşile beraber, tayyaresi önünde Son günlerin büyiik küçük hâdiseleri Korrigan, hareketini mazur göstermek arasrnda, gözden kaçabijecek kadar mün için asıl maksadının Los Anceles'e gitmek ferid, fakat pek şayanı dikkat bir vak'a olduğunu, Dublin'e yanlışlıkla indığini çlmuştur. Bütün dünya efkârı umumiyesi söylemlştir. Bu cür'etkâr adam, bütün pani heyecana düşüren bu vak'a, Duglas rasını benzine sarfettiği için yanına pek az Korrigan isminde bir İrlandalının macera yiyecek ve içecek alabilmiş, hatta benzinsıdır. den yana bile tehlikeli bir vaziyetle karjıKorrigan, birkaç gün evvel eski, tamire laşmasına ramak kalmıştır. muhtac bir tayyareye binerek, pasaportsuz, hatta hükumetten izinsiz olarak Ame Otomobilin çarptığı ihtiyar rikadan yola çıkmış, Atlantiği aşmış ve öldü İrlandada Dublin şehrine inmiştir. KorYeldeğirmeninde oturan şoför Salâ rigan'ın uçuşu 28 saat sürmüştür. haddinin idaresindeki 2619 numarah Amerikanın güzide pilotlarından olan taksi, Kızıltopraktan aldığı bir yolcuyu Korrigan, 10 temmuzda, 3300 kilometreKadıköyüne götürürken Tahtaköprü Jik bir uçuştan avdet etmiş ve 1929 modeli caddesinde, Kalamış iskele sokak 8 nutayaresile Atlantiği aşmak arzusu gös marah evde oturan 75 yaşında Pana termişti. Fakat hükumet ve alâkadar ma yota çarparak başından yaralamıştır. kamlar bu seyahate muhalefet etmişler, Yaralı, bir müddet sonra ölmüş, şoför yırtık bir harita, bir atlas, dağılacak de yakalanmıştır. recede eski bir tayyare ile yola çıkmanın Suphi Ziya Londraya hareket muvafık olmadığını söylemişlerdir. etti Bunun üzerine, o geceyi tayyare hanLondra ticaret konseyeliğimize ta garında geçiren Korrigan, sabahleyin sayin edılen Turkofıs İstanbul şubesi müat dokuzda, bütün muhalefetlere rağ dürü Suphi Ziya dün sabah Brendizi men, kaçmak suretile havalanmışür. yolile Londraya gitmek üzere limanı Tayyare, kapılarının tellerle tutturul mızdan vapurla hareket etmiştir. Çok muş, ber tarafınm tamire muhtac, sarsak sevilmiş bir şahsiyet olan Suphi Ziya xe eski olması yetişmjyormuş gibi, yerin nhtımda, Türkofisin bütün memurları den kalkamıyacak kadar yüklü olduğu i ve ihrac tacirleri tarafından uğurlan çin, arkadaşları da dahil olduğu halde mıştır. herkes, tayyarecinin bu delice cesaretine İstanbulun yeni müdürü Cemal Ziya şaşmıştır. çarşajnba günü şehrimize gelecektir. Mısır Kraliçesi Avrupa seyahatinde Ankaradaki at yanşlarının gördüğü büyük rağbeti nazarı itibara alan tertib heyeti, şehrimizde de ayni alâkayı uyandırmağa çalışmaktadır. Bunun için, halkın, koşu yerinde istirahatini temin edecek tedbirler alınmış ve geçen sene berbad bir manzara arzeden büfe bu işten anlar kimselere verilmiştır. Diğer taraftan, bahsimüştereklere iş tiıak edeceklerin bu işi, kişelere hücum şeklinde değil de, daha az yorucu bir şekilde yapabilmeleri için, atlann piste çıkışlarile koşuya başlamaları arasındaki zaman uzatılmıştır. Koşulara iştirak edecek hayvanJarla sahiblerinin isimlerini ve yarışların nevilerile mesafe ve mükâfallarını aşağıya yazıyoruz: Birinci koşu Üç yaşındaki yarımkan îngilizlere mahsus satış koşusu; mesafesi 1200 metre, mükâfatı 200 liradır. Bu koşuya bir tek at girecektir: Şevket Kırgülün Tarzanı. İkinci koşu Bu seneki kazancları 500 lirayı doldurmıyan 3 ve daha yukan yaşta haliskan Ingilizîere mahsustur; mesafesi 1600 metre, mükâfat 230 liradır. Salih Temelin Taşpınarı, Asım Sorgunun SamoluDu, Lutfi Kara Osmanın Şipkası, Dr. Sefero\run Garistası, Bür han Işılın Zavadası. Üçüncü koşu Bu sene hiç koşu kazanmamış 4 ve daha yukarı yaşında halis ve yanmkan Arablara mahsustur; mesafesi 1400 meire, mükâfatı 155 liradır. İhsan Atlının Çetini, Receb Özçelikin Ceylan VII si, Bürhan Işı!««i Ceylânı, Ahmed Coşkunun Mebruku, Ahmed Sağdıçın Doğanı, Cemil Bergsonun Acelesi, Cemil Eryurdun Hamdanîsi, Tevfik Devrimin Ceylânı, Hajckı Korkutun Uçan. Dördüncü koşu Üç ve daha yukarı yaşta halis kan Ingilizlere mahsus handikop; mesafesi 1800 metre, mükâfat 255 liradır. Prens Halim'in Sonander'i, Prens Halimin Novis'i, Asım Çırpanın Dandi'si, Pres Halimin Romans'ı, Asım Çırpanın Tomrusu, Salih Temelin Spingbord'u, Akif Aksonun Baylanı. Beşinci koşu: Dört ve daha yukarı yaşta yerli yanm kanlara mahsus handikop; mesafesi 1800 metre, mükâfatı 255 lira. Fahri Ataçerinin Ceylânı, Salih Temelin Muhmuresi, Mehmed Çelebimn Olgası, N. Atabavm Mavzikası, M. Atlının Ayhanı, H. Çolakm Nonası. SİNİRDEN ileri gelen bütün Standardizasyon içtimaları bitti Bir aydanberi buğday, arpa, tiftik ve yapağılarımızın ıhrac olunacaklarının standardı için tç Ticaret Umum müdürü Mümtaz Rekin riyasetinde ve Standardizasyon müdürü Faruk Sünterin iştirakile yapılmakta olan toplantılar dün sona ermiştir. Pazartesi günü son iç tima yapılacaktır. Dün, Ticaret Odasında yapağı ihrac tacirlerinin yaptıkları bir toplantıda yapağı ihrac nizamnamesinin son aldığı şekil de tetkik olunmuş ve muvafık görülmüştür. Bu müzakereye pazartesi toplantısmda devam olunacaktır. Bundan sonra, bu münasebetle şehrimizde bulunan İç Ticaret Umum müdürü Mümtaz Rek, Giresuna gidecektir. ketlerinden, ayrı ayrı bahsetmiş olduğumuzdan, bu defa, sadece, müsabakaları saat ve yerlerile hatırlatmakla iktifa ediyoruz: Bugün: Saat 14 te, Modada, İstanbul yüzme birincihkleri seçmeleri. Saat 16 da, Fener stadında, İstanbul atletizm birinciliklerinin devamı. Yarın: Saat 15 te, Bakırköyde at yarışları. Saat 16 da, Fener stadında, İstanbul atletizm birinciliklerinin devamı. Saat 16 da, Taksim stadında profesyonel j?ureş müsabakalan. Saat 15 te, Robert Kolej'de, Rumelihisarı İdman Birliğinin atletizm finalleri. Saat 14 te, Beykozda, kürek teşvık müsabakaları. Saat 15 te, Okmeydanında, ok atışları. Rahatsızlıkları İYİ EDER Yarınki pazar günü saat 10 da Bakır* köyde Asmah sokakta Bay Mıltiyadi nm kazıno ve sineması karşısında 51 No. lı hanede mevcud ve muteber bir famılyaya aid zengin eşyaların açık arttırma ile satılacağı ılân olunur. Asrî akaju kaplı ve bronz garnili büfe, dresuvar ve 12 aded tonet sandalyadan mürekkeb yemek oda takımı, 2 kanape, 2 koltuk, 4 sandalye ve 4 çift perdeden ibaret salon takımı, Ameri kan usulü krıstalli minıstr yazıhane, paravan, ceviz gardrop, bronz masıf karyolalar, perdeler ve storlar, etajer ler, elektrık avizeler, Kapoçi ve Vener ımzalı yağlı boya tablolar, sandalyeler, Saksonya ve demir sobalar, jardınyer, çay takımı, 104 parça Limoj sofra takımı, Çın vazoları ve saire. Anadolu ve Iran halılan ve seccadeler. Imtihanla Muhakemat Âmir ve Memuru Almacaktır Inhisarlar Umum Müdürlüğünden: Taşra teşkilâtımızda açık ve açılacak olan Muhakemat Subeleri Âmir ve Memurlukları için imtihanla memur alınacağından, aşağıdaki evsafı ve şeraiti haiz olanların evrakı müsbitelerile ve üç aded fotoğraflarile birlilcte en geç 6/8/938 cumartesi.günü saat c 13 , e kadar İdaremiz Memurin Şubesine müracaat etmeleri. 1 Yirmi bir yaşından aşağı olmamak ; 2 Askerlığıni, fılî veya kısa hizmetli yapmış olrnak veya tecil edilmiş bulunmak ; 3 Siyasî haklara sahib ve hüsnü ahlâk eshabmdan olmak, haysiyeti muhıl bir cürüm ve alel'ıtlak ağır hapis veya o derecede cezayi müstelzim bir fıil ile nıahkum bulunmamak ; 4 Sıhhath olmak, sarî hastalıklara ve bedenî ve aklî arızalara müptela olmamak. 5 Adliye meslek mekteblerinden mezun olmakla beraber icra memurluğu, müstantiklık veya zabıt kâtibliği gibi vazifelerde tatbikat görmuş bulunanlar ; 6 Adlive meslek mektebi mezunu olmayıp da lâakal orta tahsilini bıtirmiş ve adliyenin muhtelif hizmetlerinde müddeıumumihk kalemlerinde. zabıt kâtıbliğınde ve icra işlerinde tatbikat görmüş olanlar. A Hukuk fakultesinden mezun olanlarla bilfııl hâkımlık yapmış bulunanlar imlıhana tâbi tutulmıyarak, bu gıbilerin müraca.atleri ayrıca tetkık edılecektir. B İmtihan 8/8/938 pazartesi günü saat 9 da Sirkecide İnhisarlar Memurin kursu binasında vapılacaktır. C İmtıhanda kazananlar ehlivet ve muvaffakiyet derecelerine göre sırasıle peyderpey Muhakemat Âmir ve Memurluklarına tayin edılerek keyfiyet adreslerıne teblığ olunacaktır. İMTİHAN MEVZULARI ŞUNLARDIR: 1 Kara ve Deniz Ticaret kanunlarmın naklıyat, avarya ve hasarata müteallık kısımlan ve ticaret taahhüdJeri. 2 Borclar kanununun umumî hükümleri « İcra ve hizmet akidleri » . 3 Ceza kanununun esasları: Devlet malları aleyhinde irtikâb olunan suçlar. 4 Ceza mahkemeleri usulü memurin muhakemat ve tahsili emval ve icra ve iflâs kanunları. ( 4745 ) Halkevi lik maçları Mısır Kraliçesi Nazlınm Avrupaya gittiğini yazmıştık. Resmimiz. soldan ağa Prenses Feyziyeyi. Ana Kraliçeyi, Prenses Fevziyeyi (İran Veliahdinin nişanhsı) , Prenses Faika ve Fethiyeyi göstermektedir. Eminönü Halkevinden: Evimize bağlı kulubler arasındaki futbol lık maçlarının dömi fınali 24/7/ 938 pazar günü Karagümruk stadında aşağıdaki fıkstüre göre yapılacaktır. Halıcıoğlu Rami İdman saat 9,30 takım B. Altıok Alemdarspor saat 12 takım A. Halıcıoğlu Rami İdman saat 18 takım A. Bugün ve yarınki spor Hakemler: hareketleri Halıcıoğlu Rami, Mustafa. Altıok Rami, Kâmıl Kaynak. Bugün ve yarın yapılacak spor hare Ekonomi Bakanlığ ından: 1 Takriben on formadan ibaret ve 1500 lıra tahmin edilen < eski ve yeni Türk halıcılığı ve cıhan halı tipleri panoraması» adlı eserin tab'ı ek£İltmiye konulmuştur. 2 Eksjltme 5/8^938 tarihine raslıyan cuma günü saat 10 da Vekâlet Satmalma Komisyonunda yapılacaktır. 3 Muvakkat temınat 112,50 « yüz on iki lira elli kuruştur » . 4 Talıblerın bu husustaki şartnameyi görmek ve fazla izahat almak ve teminat parasını yatırmak üzere İktısad Vekâleti Levazım Müdürlüğüne müracaatleri ilân olunur. «2561 » (4736) sonra, kendi oturduğu apartımanın önüne geldi. Yorgunluktan hemen oraya düşüverecek gibiydi. Yatağına kavuşmak, orada doya doya ağlamak istedi. Kapının önünde, upuzun, yepyeni bir otomobil duruyordu. Onu bile görmedi. Asansöre girdi. Kapıcı koştu. Onu yukarıya çıkardı. Genc kadının bakışlarından o da ürkmüştü. Birkaç defa yutkundu. Bir şey söylıyecek gibi oldu. Sonra da korktu, vaz geçti. En üst kata gelince, kapıcı önden koştu. Çıngırağı çalacaktı. Fakat içerdekiler sanki onu bekliyorlarmış gibi, asansörün gürültüsünü duyar duymaz, kapıyı açtı lar. Perihan, hiç kimsenin yüzüne bakma dan kendi odasına doğru yürüdü. İki ad.m atar atmaz karşısında bir gölge belirdi; bu gölge onun yolunu kesti... Başını kaldırdı: Orta boylu, güler yüzlü bir kadın... Perihanı bekliyormuş gibi iki elini birden uzattı: Gel, kızım... diyordu. Nerede kaldın?.. Merak ettik... Otur şuraya da biraz dinlen... Bir yudum su içer misin, yavrum?.. Perihan, onu bir türlü tanıyamadı. Dalgın dalgın yüzüne bakıyordu. Kadıncağız, Perihanm belinden tuttu. Bir kanapeye oturttu. Kendisi de yanına oturdu. Pek tatlı bir sesi, candan, sıcak bakışları vardı: Beni tanıyamadın mı, dedi. Ben senin annen değıl miyim?.. Ne zamandanberi seni bekliyorum. Demin, yalıya geldiğin zaman, Feridun koştu; bana haber verdi. Gel bak, sana ne gıizel bir kız getirdim, dedi. İhtiyarlık bu, yavrum; kusura bakma... Kendimi toparlayıp da yanına çıkmcıya kadar sen çekilip gitmış sin... Biz de hemen koştuk, seni almağa buraya geldik!.. Sonra başını çevirdi; içeriye doğru seslendi: Feridun!.. Gelsene artık!.. Korkma, ben kızıma yalvardım. Sana darılmıyacak!.. Haydi gel!.. Perihan, tatlı bir rüya görüyer gibi, o rüyadan uyanmağa korkuyor gibi, gözlerini açamıyordu. Kirpiklerinin arasından Feridunu gördü. Kocası da işte, yavaş yavaş ona doğru sokuluyor, sonra otur dukları kanapenin önüne diz çöküyopdu. Perihanm ellerini aldı, uzun uzun öpiü. Bir yandan da o, güler yüzlü, tatlı dilli kadını gösteriyordu: İşte annem, diye fısıldadı. Haniya bir zamanlar hastalanmıstı da ne kadar üzülmüş, korkmuştum. O zaman senden sakladım: sütannem demiştim. Öz an nemdi... Şimdi de senin annen oldu. Bak artık kimsem yok, diyemezsin!.. Anner de var; ben de yanındayım; hem de ölünciye kadar..» Tefrika: No. 74 Yapma, Perıhan!.. Çocukluktan vaz geç!.. Benim yerimde olsaydın sen de başka türlü yapamazdm. Düşün bir kere... Son günü otelde, yemek yerken başımdan aşağı şarablan nasıl döktün?.. Nasıl elin vardı?.. Bunları düşündüm; korktum, bir türlü sana güvenemiyor dum!.. Bilseniz, sonra ben de ne kadar pişman oldum; ne kadar utandım. Günlefce gözüme uyku girmedi. Ne bileyim, iki gözüm... Senin bu kadar melek yaradılışlı olduğunu, daha o zaman anlıyamamıştım. Bir daha karşına cıkacak olursam büsbütün yüzgöz olacağız, dıye korktum. Seni hem seviyordum, hem de kaçıyordum!.. Perihanm gözlerini, hulyalı bir duman sardı. Bu kadar deıin, bu kadar candan bir sevgı, her genc kadının yüreğini oynatacak bir hayaldi. O da, kendini bildiği gündenberı bu hayalın, böyle bir sevginin arkasından az mı koşmuştu?.. Şimdi tam Aç dediğim zaman açarsın!.. Bak, ne gös Sevindi. Bilet almayı bile düşünmeden istereceğim sana... Ilkönce belki şimdiye keleye girdi. Kalabalığın arasına karıştı. kadar senden sakladım, diye bana kıza Herkesten önce vapura bindi. Kuytu bir caksm; sonra ne kadar sevineceksin!.. yere oturdu. Köprüye kadar nasıl geldi Şimdi geliyorum!.. ! ğini anlıyamadı. Hiç bir şey görmüyor, Perihan bunların hiçbirini dinlemiyor hiç bir şey düşünemiyordu. Başında bir adu. Merak bile etmedi. Feridun odadan ğırhk, kulaklarında bir uğultu, gözlerinde çıkar çıkmaz, kapıya doğru yürüdü. Onun sanki bir duman vardı. ayak seslerini dinledi. Sonra birdenbire Köprüye çıkınca Galataya doğru yürücanlandı. Saatlerdenberi kendini çökerten dü. Tophaneden, Fındıklıdan geçti; Bebirdenbire elden kaçırmak, ne kadar acı ağirlıktan silkindi. Koştu. Mantosunu, şiktaşa geldi. Artık enikonu karanlık Lasolacak, bunu düşünüyordu. Feridunun kolları, onu hep • kendine şapkasını aldı. Kapının önünde biraz dur mış, gece olmuş, ortalık tenhalaşmıştı. Nedoğru çekiyor; dudakları, genc kadmın du. Etrafı dinledi. Sonra kapıyı açtı. Bi reye gittiğini bilmeden yürüyordu. Kaç saçlarında dolaşıyordu. Perihan, bunla raz daha dinledi. Koskoca yalı sanki uy mak, bir daha da hiç kimsenin yüzünü rın hiçbirini duymuyormuş gibi, hâlâ dal kuda gibiydi. Ortalık da yavaş yavaş a görmemfk istiyordu. Yarından tezi yok, gındı. Arada bir başını kocasmın göğsün ğarmağa başlamıştı. Bahçeye çıkılacak ka İstanbuldan da çekilip gidecek, gittiği yerde unutacak, hemen oracıkta gözlerini ka pı açık duruyor, yalnız oradan aydıniık de bir köşeye çekilecek, bir daha evlenmek mi, Allah esirgesin, bunun lâkırdısını payıp kerdinden geçecek gibi oluyor; son geliyordu. bile ağzına almıyacaktı... ra gene silkiniyor; omuzlajını, belını saran İki adım attı. Sofaya, merdiven başîaAkaretlerden Maçkaya doğru çıklı. kolların arasından sıyrılıp kurtulmağa ça nna göz gezdirdi. Hiç kimse yoktu. Alışıyordu. yaklarının ucuna basa basa yürüdü. Kapı Yollarda, ikide birde duruyor, dalgın dalFeridun, birdenbire onu bıraktı. Sanki dan çıktı. Bahçenin merdivenlerini inme gın bakınıyordu. Genc bir kadını yalnız görünce bunu kendilerine göre fırsat sayan den bir kere daha arkasına baktı. aklına yepyeni bir şey gelmişti: bir iki kişi, Perihanm da yanına sokulacak Beş dakika dur, dedı. Ben şimdi geSokak kapısı da aralık duruyordu. Oliyorum. Bak sana ne göstereceğim!.. raya doğru hızlı hızlı yürüdü. Biraz sonra oldu. İlkönce bunların fısıltılarına aldırmıGenc kadın, acı acı başını salladı; İşi da kendini cadde üzerinde buldu. Yakın yordu. Bir tanesi bundan yüz buldu. Bilarda bir otomobil var mı, diye arandı; raz daha ileri varmak istedi. O zaman Petilir işitilmez bir sesle: Ben gideyim, daha iyi... diye keke göremedi. Boğaziçinın neresinde olduğu rihan da silkindi; koşmağa başladı. Issız, nu da kestiremiyordu. Arkasından gele yarı karanlık yollarda, siyak bir gölgenin, ledi. Feridun, kapıya doğru arka arka yüra cekler, yakalıyacaklar, sandı. Durmaktan bir kadın gölgesinin soluk soluğa koştuğukorktu. Koşa koşa yürüdü. Birkaç daki nu görenler, durup durup ona bakıyordu. yordu: Kim bilir, böylece kaç saat geçti. Kim Bekle benî... Beş dakikaya kadar ka sonra vapur iskelesinin önüne geldi. U '" ' : r vapurun dumanı göründü. bilir, yollarda ne kadar oyalandı. Neden Nakledenr Kemal BİTTİ