CUMHURtYET 18 Haziran 1938 Dad Şaziye, Süleymaniyeden Beyazıd meydanma çıkan genişçe »okakta yavaş ve dikkatli yürüyordu. Ayakları bozuk kaldırımın üzerinde yuvasını şaşırmış korkak kuşlan andırarak sağa sola kıvrılıyor, H a licden doğru esen kuvvetli rüzgâr lâci verd ipekli entarisinin eteklerini, gelişi güzel ipe asılmış bir çamaşır gibi müte madiyen dalgalandırıyordu. Şaziye, eski mekteb arkadaşı Sadıyeyı ziyaretten geliyordu. Şimdi, şuradan, doğru bir Maçka tramvayı bulsa ne iyi olacaktı... Fakat son zamanlarda tramvay şirketi her nedense bütün arabalarını Şişliye tahsis ettiği için böyle bir bahtiyarlığa ermek adeta bir hayaldi. Bir otomobile mi binse acaba? T a m beşte, küçük Ferdiye tutulacak ycni dadıya söz vermişti. Saat dördü yirmi be§ geçiyordu. Kendi kendine: Ahmed Hidayet NOTLARI Güneşte resim nasıl çekilmeli? m Shirley dokuz yaşına bastı Küçük artist 9 uncu yıldönümünü çevirmege başiadığı " Matmazel yıldız „ filmile kutluluyor R A DYO Bu akşamki program J ANKARA: 13,30 karışık plâk neşriyatı 13,50 plâk: Türk musikısi ve halk şarkiları 14,15 cahili ve haricî haberler 18,30 çocuklara Karagöz ıKuçük Aliı 19 15 Türk nmsıkisi ve halk şarkiları (Servet Adnan ve arkadasları) 20 saat ayarı ve arabca neşrlyat 20 15 Türk musıkisi ve halk şarkiları (Hikmet Rıza ve arkadasları) 21 Ankara ilkbahar at yarışlarınm altıncı haftasında koşuya iştirak edecek atlar ve kazanma ihtimalleri haskında konuşma: (Abdurrah man Atçı) 21.15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans habeıieri 22,15 yarınki proğram ve Istiklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadLs 13 05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 konferans: Üniversite namına doçent Fevzullah Doğruer (İçtimaî bakımdan modern diş tababeti) 19.55 borsa haberleri 20 Grinvlç rasadhanesinden naklen saat ayarı 20,02 Necmeddin Rıza ve arkadasları tarafından Turic musikisi ve halk şarkiları 20,45 hava raporu 20 48 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 21 Belma ve arkadasları to.rafından Türk musikisi ve halk şarkiları 21,45 orkestra 22.15 ajans haberieri 22,30 plâkla sololar. opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün progratru 23 son. Adam, dedi, neye boşu boşuna bir liradan çıkayım... Biraz beklerse ne olur... İnce eleyip sık dokumaktan bir türlü vaz geçemiyeceğım!.. S u a kahvclerin önündeki direğin ya nına doğru yürüdü. K « a adımlarla aşağı yukarı gezinmeğc başladı. Acaba, nasıl bir kadındı bu yeni dadı!.. Feriha ile kızkardeşi çok methetmişler, temiz, namuslu, emniyetli bir insan dcmişlerdi. Görünürde hiçbir sebeb yokken Fazilet ni çin kendilerini terketmişti? H â l â bu sırn çözemiyordu. Aralarında ne bir hâdise çıkmış, ne de acı bir söz teati olunmuştu. Fazilet, genc ve lüzumundan fazla güzel bir kızdı... Sakın oğlu Mücahid biçareyi rahatsız etmiş olmasın? Amma, Bir tesadüf... Birkaç cümle... HayaMücahid on sekizinin içinde bir lise ta tmın muhayyel saadetini baştan aşağı yıklebesiydi. Böyle bir harekete cür'et etme makla kalmamış, harabesinin tozunu dusinin imkânı yoktu. manını da meçhul ufuklara kadar savurEvleri, her cihetçe, îstanbulun en sa muştu. Keşke bir değil, bin lira masrafa kin yuvalarından biri sayılabilirdi. Fazla gırseydi d e . . . bu acı hakikatlen işıtmegezip tozmazlar, pek öyle kalabalık mi seydi... safirleri de olmazdı. Karı kocanın yegâne eğlencesi küçük Ferdi idi... îki yaşına yeni basmış, zeki, civelek, sevimli, şeytan gibi bir çocuktu. Fakat kat'iyyen huysuz ve yaramaz değüdi. Gelen kadının, rahat edeceği muhakkaktı... Şaziye, bu düsüncelerin yarattığı müphem fakat oynak hayallere dalmışken önünden sayısız tramvay arabaları geçip geçip gidiyordu. Bir arahk başını kaldırmasaydı, siyah zemin üzerine tatlı bir san île yazılmış Beyazıd Maçka levhasinı 'da okuyamıyacak, bir ikinci araba daha'gelinciye kadar belki dakikalarla bek : liyecekti. Hemen ilerledi, kapıyı açan vatmana teşekkür ettikten sonra ikinci sırada tek kisilik bir kanapeye yerleşti. Arabada karşı taraftaki muvasalat istas yonunda binmiş iki kadınla, yaşlıca bir erkekten başka kimse yoktu. Sirkeciye, Eminönüne kadar bu tenhalıkta gidecekleri şüphesizdi. Fakat ikinci mevki olduğuna göre ondan sonra bir mahşer halini alacağı muhakkaktı. Çünkü dairelerin ve yazıhanelerin tatil zamanı yaklaşıyordu. Ortadaki iki kişilik kanapede oturan kadınlar bağıra bağıra konustuklan için istemiyerek sözlerine kulak misafiri oluyordu. Kalınca seslisi soruyordu: E y . . . Bu yeni bulduğun iş hakkmda bana hemen hiç malumat vermedin... A . . . Nasıl vermedim ayol... Anlattıklarına göre doğrusu çok rahat bir yer, gayet iyi bir kapı imiş... Karı koca ıkısı de halım, selım, ayni zamanda zenginmişler... Çocuk da uslu, akıllı bir şeymiş... Aman, eski beyle, hanımın cimrilığinden gözüm yıldı d a . . . Z a r a r yak eziyetleri tazla da olsa, kıbar insanlarsa zararı yok... Ben, neciymiş!.. Müteahhid... A d ı da Suphi Beymiş!.. Başka çocukları var mıymış? Evet, on yedi, on sekiz yaşlarında bir oğlu daha .. A . . . Vailahi senin yerinde olsam bu ışi kabule bırdenbire karar vermez dim... Evde iki tane erkek... Senin gibi genc, ayni zamanda yüzüne bakıhr bir kadın... Sataşırlar fılân diye korkmuyor musun? H a . . . H a . . . Sen beni o kadar budala mı sandın ayol... Ben her şeyi tahkik ettim korkma... Bey, benden evvelkı dadı ile anlaşmış, evden çıkartıp kendisine ayrı bir apartıman tutmuş... Oğluna gelince o da annesinin en samimî arkadaşı Sadiye ile flürt ediyormuş... Görüyorsun ki, ben talıb olsam bile, onların benımle meşgul olmağa vakıtleri yok!... Bu ana kadar pek yakışan tesadüfleri üzerine alınmamağa çalışan Şaziye son cümle ile birdenbire daldığı sisli rüyadan uyanmıştı. Meçhul bir demir el boğazını sıkıyor gibiydi. Çantasmın kulpuna yapışmış olan parmaklarından gittikçe kan çekiliyor, tırnaklan yavaş yavaş mosmor oluyordu. Yaz geldi. Amatörlerin tecessüslerini seferber ettikleri bu mev;imde insana bir rotoğraf makinesi çok defa en sadık bir arkadaş olur. Faka' bu aletin bazan da, Shirley Temple geçen ay dokuz yaşıpek sı'nM bir tarzda ve hatıra gelmedik na bastı. Bunu tes'ıden yeni bir fıhm çemu7i'blikler edebileceğini düsünmek lâ viriyor. Adı: «Matmazel Yıldız!». Büzımdır. tün dünyanın sevimli yavrusu olan Shir Meselâ bir parça telâşlı bir hareket ne leyın çocukluktan çıkıp genc kızlık merticesi, filminizi çevırmeği unutsanız, evi diveninin ilk basamağına ayak atması donizdeki küçük kedinizin yanına meselâ layısile tabiî beyaz perdedeki rollerini de Haydarpaşa önünde Yavuzun duman fış yavaş yavaş değiştirmek mecburiyetinde kıran dev endamını tesbit edersiniz! Da kalacağı şüphesizdir. Zaten Shirley'de ha buna benzer ve benzernez nice aksilik hangi marifet eksık ki istediği rolü oynı ler vardır ki, her biri, objfktifinizin sada yamasın!. Ata biner, araba kullanır, pikatine tevdi ettiğiniz en kıymettar hatıra yano çalar, güzel şarkı söyler, danseder, lannızı mahvetmeğe kâfidir. mektublannı bizzat kendi yazar.. Kitab, Mevsımın bol sıcağını ve bol ziyasmı gazete okur, ingilizceden başka fransızca ilk plânda nazan itibara alarak yapılan konuşur.. Coğrafya ve tarihle de epey hatalan ve bu yüzden vukua gelen kaza aşınalığı vardır. Hele Amerika tarihini ları daima gözönünde tulınak lâzım gelir. mükemmelen bilir. Hesabda derseniz büBu mevsimde ışıklar sert ve çok oldu tün ameliyeleri yaptıktan maada tenasüb ğu için resim mevzuları üzerinde ziya ve ve saireye de aklı erer. gölg£ parçaları arasındaki tezad. bilhasPostac.nın ona hergün, hayranı seyircisa güneşin semtire'se civar saatlerinde, lerin gönderdikleri bir yığın bebek ve ofazla olur. Keza, uzak mevzular serapa yuncak getirdiğine bakmayın; Shirley abir ışık hamulesi teşkil eder. deta bir küçük hanım olmuştur. Büyük Zamanımızın makine formalan hemen insanların arasına karışıp cıddî cıddî kokâmılen küçük boyîardan ibarettir. Şu nuşmaktan da çekinmez. Meselâ geçen halde küçük bir filim parçası üzerine bol lerde annesinin misafirlerinden birine verziyalı bir mevzuu tesbit ederken kullanı diği cevab pek hoştur. Misafir kadın e'bilan filmin hususiyeti ve kullanılacak re sesinin üstüne biraz su dötüğü için müte velâtörün terkibi gibi bazı esaslı kaideleri essir görünürken Shirley: hesab etmek lâzımdır. Üzülmeyin, demiş, ben geçende yeEvvelâ revelâtör terkiblerindeki karbo meğin salçalanndan birini baştan aşağı nat nisbeti, yaz mevsimlerinde azaltılma giydim! lıdır; bu suretle negatiflerin çok sert, yaShirley en ufak yaştanberi sade bulunni beyazlıklarla siyahlıklar arasmdaki teduğu muhitten değil, bütün dünya halzadın çok fazla olmasının önüne geçilir. kından kendisini şımartacak teşvikler görDiğer taraftan da resim çekilirken poz müş olmasına rağmen mütevazi bir halk müddetini, vites ve diyafram âyarları vaçocuğu olarak kalmıştır. Fakat arasıra sıtasile, pek az olarak çoğaltıp revelâ yaramazlık yapmak ve itaatsizlıkte buluntör müddetini bu nisbete göre kısaltınız! maktan da geri kalmaz. Eh çocuk bu niKüçük negatifiniz kâfi parlaklığı ve ahenhayet.. Yüzünü yıkar da boynunu yıkag; muhafaza etmiş olur. masını pek sevmez. Sofrada yemek yerGelecek yazımızda revelâtörlerin fi ken mızmızlanır da, tam yemek saatinlim üzerinde yaptığı grenleri tetkik edece den biraz evvel gizlice mutfaktan pasta alıp mideye indirmekte kusur etmez. Argız. Küçük Shirley'in güzel bir pozu kadaşları da ya meslektaşları, yahud da meslektaslarının çocuklandır. Şarlo'nun oğlu Sidney ile araeı pek iyidir. Evvelce annesi: Büyü de seni Sidne'ye verelim! Dediği zaman kızardı. Fakat bugün: Vailahi bilmem, diye cevab veri yor, belli olmaz.. Bakalıra hayat ne şekil gösterir! Shirley'in annesi kızm:n bazan çocuk karakteri değil, koskoca bir insana, hatta yaşlanmış bir kadına yakışacak tezahürler gösterdiğinı söyliyerek müteessirane vaziyetler alıyor.. Oyle ya, odasına hiç kımsenin girmesine müsaade etmemesi, orayı kendisinin düzeltm«i, yerleştirmesi, elbiselerini kendisi fırçalaması, birçok işlerine başkalarını karıştırtmarnası, ihtiyarlara mahsus huylardan değil midir? Küçük sinema artistinin bu yolda yetişmesi hiç şüphesiz hem onun için, hem de bütün dünya çorukları için iyi bir şeydir. Çünkü küçük artistten ibret alarak sade onun beyaz perdedeki tuhaflıklarını değil, böyle güzel huylarını da taklide kalkıs:rlar. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar ve operetler Büyük konserler 20.45 Hilversum 1: Siegfried. 22,05 Milâno: Rosen Kavalier. 18,05 Riga: Letonyadaki musiki şenliklerinin nakli. 20,15 Berlin: Thomas Beecham orkestrası. 22.20 Luksenburg: Senfonik konser. 22,35 Strassburg: Orkestra konserl. 22,40 Droitvich: B. B. C orkestrasmıri konseri. Oda musikileri 18,05 19,15 19,35 23,35 Strassburg: Muhtelif havalar. Varşova: Muhtelif havalar. Saarbrücken: Schubert'in eserlerL Doyçlandzender; Haydn (piyano triosu). Frar.kfurt: Süvari marşları. Berlin: Muhtelif havalar. Strassburg: Muhtelif havalar. Varşova: Nefesli sazlar orkestrası. Kocası, oğlu ve arkadaşı... Dünya yüzünde sevdiği üç mahlukun hıyanetine birden şahid oluyordu. Artık onun cihanda nesi kalıyordu?... A z kaldı unuta caktı... F e r d i . . . Bütün mevcudiyetini Ferdinin büyütülmesine, onun tahsiline, terbiyesıne hasredecek... Evden uzak laşacak, sade onunla yaşıyacak... Artık kimseye emniyeti, itimadı kalmadı... N e müthiş inkisarı hayal b u ! . . Tramvay arabası Salkımsöğüdü geç mefc üzereydi.Kartapeler biref ıkişe? dolmuştu. Biraz sonra Sırkecide tıklım tıklınt bir hale girecekti. Çabuk davranması lâzımdı... H e r halde Ferdiyi de elden kaçırmamak, onun terbiyesini bu mahalle karısına bırakmamak gerekti. Şaziye, asabî bir hareketle yerinden fırladı. Korkunc bir ifade almış gözlerile gerideki iki kadını aradı. Herkes ona hayretle bakıyordu. İnce sesli, narin yapılı genc kızın önünde durdu. Anî bir hareketle kulağına eğildi: Suphi Beyin evindeki dadılığa başkası alındı, dedi, onun için nafile müracaat etmenize lüzum yok! Sonra kapıya yürüdü. Arabanın Sir keci istasyonuna bile gelmesini bekleme den yavaşlamasından istifade ederek kaldırıma atladı. Kulağında deminki lâkırdılar hâlâ korkunc bir hırıltı tarzmda uğulduyordu. Çeviren: Askeri bandolar 20,15 21,05 21,35 22,15 Koro konserleri 18,30 Hilversum 1: Çocuk korosu. 18,50 Brüno: Mektebliler korosu. 21,20 Beromunster: Buyuk koro konserl. Namık Görgüç Doğum " Değerli san'atkâr Galib Arcanm durı Ortaky Şifa Yurdunda bir kız çocuğu <lunyaya gelmiştir. Minimini Arcana uzun ömür diler, anne ve babasım tebrik ederiz. C Bir iki satırla İT GustaVFrönRch «Kart ve Lîllfe isminde bir senaryo yazmıştır. Bu eserde uzak memtek'etlere^Siyen vapurlarda i?eçen hayat tasvir edilmektedir. Artist bu filmi bizzat kendisi idare etmek niyetindedir. *jt Almanyada çevrilmek üzere olan filimler şunlardır: «Tesadüfün çocuğu»: Başrollerde Jutta Freybe, Paul Klinger, Ida Vüst. «Kukla»: Başrollerde Hılde Krahl, Fritz van Dongan. «îki kocalı maja»: Başrolde Christi Mardayn. Daniel De Foe'nun meshur eserinden iktibas edılerek yapılacak olan «Robinson Cruso€>>: Başrolleri temsil edecek artistler henüz seçılmemıştir. Meşhur Alman muharnrlerinden Hermann Sudermann'ın bir hikâyesinden iktibas edilecek olan «Tilsit'e seyahat»: Başrolleri oynıyacak artistler henüz secilmemistir. Bu eser vaktile sessiz olarak müteveffa rejisör Murnau tarafından da beyaz perdeye nakledılmisti. O zaman kordelânın ismi «Günes doğarken..» konmustu. «Küçük zevcemiz!»: Başrollerde Kate von Nagy, Albert Matterstock, Lucie Engliseh, Grethe Veirer, Georg Aleksander, Paul Kemp, Hans Junkermann. «Cennette üç gün»: Basrollerde Lilian Harvey, Vittorio de Sica. Filmin haricî manzaraları Vıyana, Floransa, Venedik, Roma, Napoli ve Kapri adasında alınacaktır. ( Askerlik işleri ) Üskudar Askerlik şubesinden: 333 doğumlu ve buniarla muameleye tâib olup kısa hizmet şeraitinı kazanmış olan ve askerî orta ehlıyetl bulunanlar ı temmuz 938 gunu Yedek Subay okulunda bulunmak üzere sevkedıleceklerdir Burada bulunanlar haziranın yirmi yedınci pazartesi günü sevk muhtıralarını aîmak üzere askerı ehlıyetname ve nufus cüzdanlarile mezun oldukları okul vesikalarile birlikte subeye selmeleri, taşrada bulunanlarm da bulundukları yerler Askerlik şubelerine baş vurmaları. •jt «Nur topu *îîe yedi cüce^ 'yî~*y%ptıktan sonra bir müddet dinlenmek îhtiyacinı duyan Valt Disney yeni bir fılim yapmağa daha koyulmuştur. Mevzu, gene Alman çocuk hikâyeleri muharrirleri Grimm kardeşlerin bir eserinden alınmıştır: Cesur küçük terzi.. Bu kordelânın kahramanı bu sefer Mickey Mause olacaktır. Cesur terzi o kadar yılmaz bir adamdır ki bir tokatta yedi mahluku birden öldürdüğünü hemen her mecliste iftıharla tekrar etmektedir. Hatta bunu belindeki kemerine bile yazdırmıştır. Okuyanlar da yedi mahlukun insan olduğunu zannediyorlar. Halbuki bunlar piredir. Eh.. Artık böyle bir adamın basından geçecek maceralann nekadar tuhaf olacağını tabiî şimdiden tahmin edersiniz! •Jt Tanınmış Fransız rejisörlerinden Rene Guissard «Kadın çehresi» isminde bir filim çevirmeğe hazırlanmaktadır. Bu kordelâda başrolleri Hugette Duflos, Meg Lemonnier, Pierre Brasseur, Tramel ve Robert Arnoux oynıyacaklardır. Bunlardan maada eski Fransız tenisçilerinden dünya şampiyonu Matmazel Suzanne Langlen de bu eserde mühim bir vazife deruhde edecektir. •^ E'v^elce verilen haberlerin hilâfında olarak «Simali garbî geçidi» filminde Robert Taylor hiçbir rol deruhde etmiyecek, bilâkis «Almak ve vermek» kordelâsında vazife alacaktır. Bu kordelâ boksörlerin hayatını tasvir eden bir eser olacaktır. Robert'in partönerleri Mauren O'Sullivan'la Frank Morgan, Guy Kibbee ve Nat Pandelton olacaklardır. ^ Pariste ağustos sonlanna doğru İsyan eden adam» isminde eğlenceli bir filim çevrilmeğe başlanacaktır. Bu kor delâda başrolü komik Paul Azais deruhde edecektir. jf Fransız rejisörü Raymond Rou lean önümüzdeki ağustos ayı zarfında «Denizdeki on kadın» isminde bir filim çevirecektir. •^ İngiliz aktörü Jhon Loder'in karısı Micheline Cheirel'in bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Yavrunun adı Danielle konmuştur. 'Ar Almanyada bu ay zarfında son sahneleri çevrilerek bitmiş olan filimler NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizın muhtelif semtlerlni dekl nöbetçi eczaneler şunlardır: istanbul cffieti: ' Eminonunde ıSalih Necati), Alemdarda (Esad), Kum'üapıda (Belkıs), Kuçükpazarda (Yorgi), Şehzadebaşında (I. Hakkı), Fenerde (Hüsameddin), Karagümrükte (Suad>, Şehremininde ıHamdi), Aksarayda (E. Pertev», Sarr.atyada tErofilos), Bauırkoyde (HılâlJ, Eyubde ıHıkmet Atlamaz? eczanelerı. Beyoğlu ciheti: Şisli Halâskârgazi caddesinde (Nargileciyanj, Taksımde (Lımonciyan), İstiklâl caddesinde (Dellasudaj, Asmalımesçidde iKinyoli), Karaköyde (Hüseyin Hü.snü), Kasunpaşada ıVasıf), Halıcıoğlunda (Barbudı, Beşiktaşta t.Naıl Halid), Ortaköy, Arnavudkoy, Bebei eczaneleri. Kadıkoy Moda caddesinde (Bahaeddin), Pazaryolunda (Rifat), Uskudarda (Ahmediye), Büyukadada (Şinasi Rıza), Heybeliadada (Halk). Beykoz, Pasabahçe, A. Hisar eczanelerı. VEFAT Emnivet Sandığı rehin memuru Le bib, Berlinde tüccardan Habib Edib. İstanbul Türkofis raportörlerinden Said Törehanın valideleri dün vefat et miştir. Cenazesi bugün Kadıköy Os manağa camiinde öğle namazı kılındıktan sonra defnedılecektir. Allah rahmet evlesin. r Yeni Eserler Köyün Yolu Ahmed Hidayet J f Fevzipaşa Çocuk Esirgeme kurumunun faaliyeti ı I INATTANIN Ucuz seyahati 23 temmuzdan 24 ağustosa kadar Pasaport. bütün vızeler, eşya nakliyeleri dahil (Pasaportu olanlardan pasaport masrafları indirilir.) I 196 Herkese uygun Lira Otel, yemek, tren, vapur Yakın Çağlarda Türk Tıyatrosu isimU bir etudle Çıplak.ar ve Açlık romanlarınıa muellıfı muîıarrır Refık Ahmed Sevengil, bu defa yazdığı hikâyelerm en guzeJermden on birini bir araya getırerek «Koyun Yolu» isımlı bir kitab halmde neşrettır miştir. On bir hıkâyeden murekkeb bu kitabda temiz turkçe, guzel uslub, ince tahliller biihassa goze çarpmaktadır. Kitabın ilk üç hikâyesı sehırlerden uzaktaki olabilecek vak'aları, adeta yasanmış bırer hâdise gıbi, an.atmaktadır. Diğer hikâyelerde de tipler çok muvaffakiyetli birer şekılde *jf Halihazırda Alman stüdyolarında tebaruz ettırılmiştir. cevrilmekte olan filimler ise şunlardır: Fıatı 30 kuruşa olan bu kitabı her kü tubhane meraklısı edinmelıdir. Dağıtma «Pour le merite nişanı»: Başrollerde yerı Ahmed Halid Kitabevidir. Paul Hartmann, Fritz Kampers, Jutta İstanbul Unıversitesi Doktora smıfı menon»: Basrollerde Erna Sack, Johannes zunlarından Necmi Osten Idarî mukavele Haester?, Oskar Sima. «Gaibden gelen ve âmme hizmeti imtiyazlarının hukuid mahıyetı ısmı altında ilmi bir etüd neş sesler»: Reji ve başrolde Paul Hart rettirmıştır. Horiyu, Bertelemi, Gaston Jez, Dugi, mann. «Sabine Hartmann»: Başrolde Blondo gıbi ecnebi muellıılerinin ve MusHilde Veissner. «Küçük ve büyük aşk»: tafa Şeref Uzkan, Sıddık Samı Onar ve Başrollerde Paul Hörbiger, Hansi Ko Ibrahim Alı Erbek gibi Turk hukukçularınm eserlerile Turk ve Fransız Devlet Şunoteck, Kate Haack, Paul Otto. «Vol ralarmın birkaç kararı üzerine müesses okanın tepesinde dans»: Başrollerde Gus lan bu etüdde Necmi Osten huknki ve edebi üslubu teiıf eden bır ifade ile ıdari mutaf Gründgen, Sybille Schmitz, The kaveleyi ve bu safhada imtıyazı tarif etLinçen, Paul Bildt. «îki kadın»: Baş mekte, bu ıkı mefhumu çok vâzıh ve et raflı bir şekılde anlattıktan sonra, TurKİrollerde Olga Çekova, Paul Klinger, yedeki vaziyete geçerek beynelmilel ve Rudolf Klein Rogge, Valter Jansen, Turkiye telâkkılerı arasındakı farkları tebarüz ettirerek bu hususta Turk Devlet îrene von Mayendorff. şurasınm bir kararını tezinin müdafaaaı *jf Danielle Darieux'nun yakında yolunda tetkik ve etudünu neticelendir tnektedir. «Katia» isminde bir filim çevireceği maDeğerli ve genc hukukçumuz Necminin lumdur. Fransız artisti gelecek sene de etüdunu hukuk ılmile munasebeti olan her«Katia» nın muharriri Prenses Bibesco kese tavsiye eder:z. nun diğer bir eserini beyaz perdede temsil edecektir. Bu eserin adı «Louison» Freybe, Paul Otto, Paul Dahlke. «Na Değerli bîr hukukî etüd Fevzipaşa (Hususî) Fevzipaşa Çocuk Esirgeme kurumu idare heyeti azası devamlı gayretleri neticesinde temin ettikleri vasıtalarla ilk mekteblerde okuyan fakir ve himayeye muhtac yirmi beşe yakın talebeyi giydirerek sevindirmiştir. Yukarıki resim Çocuk Esirgeme kurumu İdare heyeti azasını sevincürilen yavrularla birlikte göstermektedir. Kadirlide spor faaliyeti artıyor Üçer gün Budapeşte, Berlin, Viyana, Roma İkişer gün 3 rag, Münih, Venedik, Milâno, Napols Birer gün Gidiş Köstenceden Dönüş Brindiziden M r c a: N A T T A üa a t • Galatasaray, Tel. 44914 H Bükreş, Laypzig, Dresien, Nurenberg, Triyeste, Atina şunlardır: «Kırmızı orkideler», «tspanyol ihtirası», «Tesadüf ve çavuş Berry»: Adana (Hususî) Civarımızdaki küçük ve şirin Kadirli kasabasmda beş sene evvel kurularak muhitinin içtimaî ihtiyaçlarmı karşılıyan Me murlar kulübü bu defa bir de spor şubesi açmış ve derhal f a a ^ e t e geçerek üç takım çıkarabilecek bir futbol kadrosu meydana getirmiştir. Yukarıki resim Kadirli futbolcularını yeni yaptıklan stadyomda toplu bir halde göstermektedir. Başrolde Hans Albers. «13 koltuk»: H A L K OPERETÎ Başrollerde Heinz Rühmann, Inge Bu kşam Anadoluhisarında List, Hans Moser. «Boşanma seyahati»: 19 pazar: Beylerbeyi Başrollerde Viktor de Kova ve Heli 20 pazartesi Finkenzeller. «Bir mayıs gecesi». Narlıkapı Şafak •JC Sessiz filmin tanınmış artistlerinden 21 salı: Azak armen Boni Fransanm meşhur şarkıcı 22 çarşpmba: Beşiktaş Aile bahçesi, 24 cuma: Bebek bahçelerinde başlıyor. larından Jean Rigand nişanlanmıştır. İstanbul Belediye mecmuası İstanbul Belediyesinin iki ayda bir çı karma<ta olduğu mecmuamn on dordüncü dur. yıl 163 165 sayısı intişar etmiştir. Bu •^ Fransanm tanınmış sinema ve ti sayıda sehircilık mütehassısı Prosfun İstanbulun nâzım plânını izah eden rapo yatro artistlerinden Pierre Brasseur önü rile, Şehrimizin imarma doğru, Eminonü müzdeki mevsimde Paris tiyatrolarından meydanı, Lstanbulda Turklerin beş a^ırlıS ımar ve iskân hareketleri ve sair yazılaı birini idare edecektir. vardur.