12 Temmuz 1937 CUMHURIYET SON HABERLER... TELEFON TELCRAF Hfidiseier arasında Silâhlanma yarışı itidal dinlemiyor Washington 1 1 (A. A.) Hariciye Nezareti şimdi inşa edilmekte olan iki zırhlının 16 pusluk toplarla teçhiz edileceğinı, çünkü birçok hükumetler nezdinde top çaplarınm tahdidi hakkında yapılan diplomatik teşebbüsler neticesinde bütün devletlerin Washington tarafın<lan tek lif edildiği veçhile top çaplarının 14 pusa indirilmesini kabul etmediklerini bildir mektedir. Hariciye Nezareti, top çaplarının tahddi hakkındaki teklifi kabul et Amerika, yeni gemilerdeki topların çapını tahdid fikrini hiçbir devlete kabul ettiremedi Fransada bir tren Almanya ve Fransa arasında anlaşma kazası oldu Çarpışmada 9 kişi öldü, Ticarî ve malî itilâflar dün Pariste imzalandı 30 yaralı var Mans 11 (A.A.) Mans istasyo nunda iki tren arasında vuku bulan bir çarpışma neticesinde 9 kişi ölmüş ve 30 kişi kadar da yaralanmıştır. 3 vagon ezilmiştir. Mans 11 (A.A.) Şimendifer kazası hakkmda alınan tafsilâta göre vek'a şu sufetle cereyan etmiştir: Saat 18,39 da Caen'e hareket eden tren istasyonun 1500 metro ilerisindeki geçidde verilen biî işaret üzerine durmuştur. Fakat kısa bir müddet sonra Rennes istikametinde giden tren birdenbire görü Bursa 11 (Telefonla) Bu akşam bunerek duran trene çarpmış ve furgonlar, rada otuz kişinin yaralanmasile neticeiçi yolcu dolu olan iki vagonunu parçala lenen bir kamyon kazası olmuştur. Ziraat mektebi civarına eğlenmeğe giden mıştır. kalabalık halk, akşam geç vakit şehre Mersinde ölümle neticelenen dönerken vesait bulamamış ve üstü açık bir kamyona binmiştir. Üstü açık üç kaza kamyona yolcu almak memnu olduğu Mersin 11 (Hususî muhabirimiz halde, şoför, ekserisi çocuk ve kadın olden) Mersinde son üç günde ölümle mak üzere otuz yolcu almış ve son sürneticelenen üç feci kaza olmuştur. Evvel atle şehre hareket etmiştir. Şoför, kamt i gün Nevşehirli bir hamal, biletsiz se yona bir aralık o kadar sürat vermiş ki. yircileri men için demir parmaklıklanna yolcular bağırmağa başlamışlardır. Bu elektrik cereyanı verilen yazlık Halk si sırada kamyon bir virajda devrilmiştir. nemasının bu parmaklıklarını tutmuş ve Yolcularm hemen hepsi de yaralanmıştır. Yaralılardan dördü ağır olduğundan cereyana kapılarak derhal ölmüştür. Bugün de 25 yaşında Gülnarlı Hüse hastaneye kaldırılmıştır. Şoförün sarhoş yın isminde bir taşçı ustası plâjda banyo olduğu söyleniyor. ali vekili bir temizlik mücahedesine girişti. Her gazete hergün bundan bahsediyor. Halk ve Belediye, şehri kirletmemek ve temizlemek için ayrı ayn ve müşterek vazifelerini yaparlarsa manza ra biraz değişir. Bunun için, küfeci mize varıncıya kadar, biz halk, şunu bilmeliyiz: Kaldırım çöp tenekesi değildir, halâ değildir, bulaşık çukuru değildir. Üstüne herşey atılmaz, herşey dökülüp saçılmaz; hatta hiçmiyen memleketlerin isimlerini bildirme bir şey atılmaz ve hiçbir şey dökülüp saçılmaz. Kibrit çöpü bile atılmaz ve mektedir. sigara kiilü bile dökülüp saçılmaz. Topların menzili Üstüne ayağımızı bastığımız kaldı Washington 11 (A.A.) Bahriye nmları evimizin halıları farzetmeliNezaretine mensub salâhiyettar bir zatın yiz. söylediğine göre 16 pusluk yeni topların Fakat o paramparça, delik deşik, menzili 17 buçuk mildir. Inşa edilmekte iğri büğrii ve her an toz toprak ifraz olan zırhlılar her tarette 4 top olmak ü eden kaldırımları ipekli bir acem hazere 16 pusluk 9 topla mücehhez buluna lısı farzetmekteki hüsnüniyetimiz ne caklardır. elursa olsun, bu vaziyette lstanbul gene temiz bir şehir haysiyeti ala maz. Temizlik mücahedesi, bu şeklile, prensip olarak her zaman için elzem, fakat çok kifayetsiz bir çaredir. Işin doğrusu, bu şehrin kaldırımlarını baştanbasa yeniden yapmak, bütün caddelerini asfalt döşemek lâzımdır. Plân, bina, inşaat, yeni yol, yeni cadde, hepsinden vazgeçmeliyiz. lsParis 11 (A.A.) Fransız Al man ticarî ve malî itilâfları bu sabah tanbul halkı fedakârlık etmelidir; sırf Delbos ve Herve Alphand ile Alman se şehrin mevcud yollarını ve kaldınmfiri Kont von Welczeel ve Alman mu larını ıslah etmek için seve seve yeni rahhas heyetinin reisi Hans Hemmen a vergiler vermeğe katlanmalıdır; sü rasında imza edilmiştir. Bu itilâflar sünden, eğlencesinden, hatta boğa Fransa ile Almanya arasında bundan zından keserek birkaç sene içinde bu sonra idame edilecek olan malî ve ticarî parayı tedarik etmeğe hazır olmalıdır. münasebetleri tesbit etmektedir. v« TELSiZLE Tek çare Yol yazıları Boks kulübünün eğlenIsviçrenin san'at eserleri, servet hazineleri yoktur, cesinde altı yedi kişi dayak yedi fakat şümullü, temiz ve titiz bir medeniyeti vardır Bundan birkaç sene evvel, gene böyle bir Avrupa seyahatinde tanıdığım ihtiya bir Amerikah bana medeniyeti şöyle tarif etmişti: Medeniyet konfor demektir. O vakittenberi tecrübelerimle anladım k bu basit tarifde çok canlı ve esaslı bir hakikatin ifadesi vardır. Konforu olmıyan bir medeniyet, yahud medenî olmıyan bir konfor yirminci asrın zekâ ve duy gusunu tırmahyan kusurlu bir şeydir. Tertemiz bir elektrik trenini İsviçre hudu dunda bırakarak kömür yakan bir loko motifin savurduğu dumanlar içinde Fransız toprağına girerken ihtiyar Amerika lının tarifini bir daha hatırladım. Topu topu dört gün süren bu seferki İsviçre scyahati her ihtiyaca ve her zevke cevab veren konforlu bir medeniyeti, daha doğrusu medenî bir konforu tekrar görmek fırsatını bana verdi. İtalyadan geçerken a?ırların miras bıraktığı san'at eserlerini tanıdım; şimdi Fransada nesillerin biriktirdiği servet ha< zineleri içindeyim. İsviçrede ne o san'at eferlerini bulursunuz, ne de bu servet hazinelerini... Fakat burada öyle geniş, şümullü, temiz ve titiz bir medeniyet var ki başka yerde buna tesadüf edemezsiniz. İtalya ve Fransada o muazzam abide ve hazinelerin yanıbaşında öyle sefalet yuvalarile, öyle ihtiyac manzaralarile kar şılaşırsınız ki zenginlikle fakirlik, lüks ile sadelik, hulâsa yukarı tabaka ile aşağı tabaka arasına bu kadar bariz farklar koyan âmil gene medeniyet olduğunu düşünerek bu medeniyetten adeta tiksi nirsiniz. Halbuki Isviçrenin ne tarafına gitseniz meselâ bir şimendifer makasçı sının mütevazı evile iki yüz odalı bir palasta ayni medeniyetin havasını bulur sunuz. Ikisine de ayni temiz rüzgâr, ayni temiz su, ayni temiz hava girer. Bü tün fark o rüzgâra yol veren pencere kanadlarının malzemesinde, o suyu taşıyan kabın bir çanak veya bir billur olmasında, o gıdanın bir ev kadını yahud fraklı bir metrdotel tarafından getirilmesindedir. Bisikletle fabrikasına giden ameleden otomobilile evine dönen bankere kadar herkes medeniyeti ayni yolda anlar ve medeniyetin getireceği konfora karşı ayni iddiayı besler. Medeniyet başka memleketlerde servet, refah ve mamuriyetile beraber, sınıflar arasında farklar ve imtiyazlar, aynlık ve hatta düşmanlık duygulan yaratır. îsviçrede medeniyet, bü tün çocuklarına ayni şefkat gözile bakan, bütün ihtiyaçlara ayni adalet hissile cevab veren bir annedir. Bu itibarla İsviçreye medenî bir memleket, ve isviçre lilere medenî bir millet demekte hiç tereddüd edilmez. Umumî nizamın çerçevesi içinde herşey umumî ahengi tamamlıyan bir halkadır: Tabiatte iklimler san'atta zevklerle elele vermiştir; dağ tepelerinin karları göl kenarlarının ılık muhiti üstünde bir süstür; güneşin harare tile toprağın bereketi, ormanların yeşil liğile gökyüzünün maviliği arasında ebedî bir tesanüd vardır. parçalamışlar. Bununla beraber kör ve batıl bir akide bu ayıları hâlâ mukadde tanımaktadır. Hatta geçen sene vefa eden zengin bir kadın, servetinin üç yüz bin frangını bu ayılara vakfetmiş. Eski Romadaki Kapitol'un kazlar gibi bu ayıların da bir hikâyesi vardır Bern şehri, İsviçre tarihinde uzun yıl lar komşularının taarruzuna karşı müca dele ile tanınmıştır Bern'liler bu mücadelelerin birinde hasımlanndan birçok esir ile birlikte birkaç ayı da ele geçirmişler Şimdi gördüğümüz ayılar onların nesilleri imiş. Bern halkı arasında ayının kıymetini artıran âmil yalnız bu sembolik mana değildir. Bunda psikolojik bir âmilin de rolü vardır. Bernliler ayıda üç bariz sıfat bulurlar: Sebat ve mukave met, ihtiyat ve basiret, ağır hareket... Ayni vasıflar Bern şehrinin halkında da mevcud imiş; onlar da hâdisata karşı dayanıklı ve sebatkâr insanlar imiş; İs viçreliler içinde Bern halkının dikkat ve ihtiyatı, hesablılığı meşhur imiş; Bern liler daima ağır hareket ederlermiş. Doğrusu ben bu ayı sevgisini yalnız sevimsiz değil, ayni zamanda kaba bul dum. Yontulmamış odunu andıran bu hantal yürüyüşlü, kötü yapılı, çirkin sesli hayvanı kâh bir ağaç kütüğüne sarıl mış, kâh bir kaya üstüne oturmuş, bazan ağzı açık, bazı kere ön ayakları havada, zekâ taklidi yapan resimlerile görmemek için Bern'in süslü dükkânlarına baka maz olmuştum. *** Elektrik treni, uçar gibi bir süratle, bizi Fransa hududuna götürüyor. Tepeler, yamaçlar, su kenarlannda şaleler, göl kıyılarında parlak yüzlü kâşaneler, halı gibi işlenmiş tarlalar, manzaranın süsünü ve zevkini arttıran çam ormanları, hastalıksız ve gürbüz kan damarlarını andıran asfalt yollar, bacalarından dü man çıkan, fakat is ve kurum savurma yan fabrikalar, kadını erkeği, genci ihtiyan, çoluğu çocuğile çalışan insanlar, pencerelerinin dışından sardunya saksıları, ve içinden dantelâ perdeler eksik olmıyan evler, yepyeni kiremidler altında yeşil pancurlarile yüze gülen bir mimarî üslubu... Sağda solda, bir tesbihin düzgün taneleri gibi hep bunları görerek, gidiyoruz. Sarsıntısız, anzasız, külfetsiz ve sıkıntısız bir seyahat... Bu medeniyet eserleri, bu temiz vagon, bu uçuyor gibi giden tren olmasa insan kendini ilk de virlerde, tabiatin serbest koynunda dolaşıyor sanacak... Şimdi toprak değişiyor, evlerin inti zamı değişiyor, tarlalann biçimi değişi yor, ormanlann duruşu bile değişiyor. Ihmal, lâübalilik, bazı yerlerde kırık, yıılmış, unutulmuş gibi vaziyetlerle kar şılaşıyoruz. Fransa toprağındayız. Ankara 11 (Telefonla) Ankara c Bok kulübünün dün gece Bomonti bahçesinde verdiği gardenparti sabaha kaelar devam etti. Bahçe hıncahmç doluydu, Monoloğlar söylendi, kotyonlar dağıtıl dı, dans edildi. Kulüb boksörleri muhtelif gösterişler yaptılar. Ve zaman zaman boks maçlan ringden harice de sirayet ederek altı yedi kavga oldu. Bunların en tuhafı masada oturanlardan birinin anî surette yediği yumruklarla neye uğradı ğını şaşırması, dayağı nicin yediğini bil • mediği gibi kimden yediğini de farket » memesidir. İçtimaî bir mevkii olan bu zatm yüzü gözü patlamış ve kan içinde kalmıştır. Zabıta, ansızın hücum edenin sporcu fanilâsı giymiş bir boksör olduğunu söyle miştir. Sonradan bunun başka bir kulübe mensub olan boksörlerden biri olduğu haber verildi. Ve ring haricindeki maçm kahramanı da savuşmuş olduğundan ad resi alınarak takibata eecildi. Medeniyet ve konfor Garden parti değil, yumruk ziyafeti! Uzakşark, hakikatte sanılabileceği kadar uzak değildir! [Başmakaleden devaml Japonya nasıl unutur ki doğu Asya meselesi bir Asya meselesi olmadan önce bir Pasifik meselesidir? Buna zamime oarak Asya meselesinde kelimelerini liyecek Asyalılar da vardır, ve onıj£^$ sonra da bütün dünya. Binaenaleyh Ja ponyanın doğu Asyada her fırsattan is:ifade ederek sanki boş bir meydanda istediği oyunu oynıyabilirmiş gibi hareket etmesi sulhu ihlâl bakımından nekadar fena ise hatta kendi menfaatleri bakımından da o kadar isabetsizdir. Şu basit se•eble ki meydan hakikaten boş değildir. Açık konuşmak lâzım gelirse Mançuri beşerin şaşkınlığı, ihmali ve belki imhalile asılsa tahakkuk edebilmiş bir istisnadır. Beşer* vicdan mümasil hâdiseleri kendi hesabına bir hezimet diye kaydetmekten ok yüksek bir müessesedir. Son Mançuko Sovyetler, daha doğrusu Japon Rus hâdiselerinde haksız lığın Japonya tarafında olduğunu bil miyen kimse yoktur. Amur nehri üzerindeki adalar işinde Moskovanın ne büyük tidalle hareket etmiş olduğu bütün dün yanın malumudur. Vaziyetin hukukî cephesi bilmüzakere hal ve intac edilmek' üzere adaların bir müddet iki tarafm daşgali haricinde tutulması en makul ve en sulhsever bir teklifti. Bunu kabul etmiyen Japonlar yeni yeni hudud hâdiselerile bün taraftan Sovyetleri kızdırıyorlar, diğer>; taraftan Şimalî Çin üzerinde yeniden te; cavüzlere girişmiş bulunuyorlar. Kovan , larındaki arıları kızdırmaktan zevk alanj çocuklar vardır ki nihayet an iğnelerile^ yüzleri tuluma dönerek akşam evlerine^ döndüklerinde üstelik bir de annelerin den dayak yerler. Vaktiyken Japonlan bu akıbete düşmekten tahzir etmek lâzımdır. Çünkü iş yalnız kendilerinin hak edeekleri rahatsızhkla kalmıyarak başkalaını da, diyebiliriz ki bütün dünyayı da ahatsız ediyorlar. Bir kamyon devrildi, 30 kişi yaralandı Işin doğrusu bu. lstanbul tefessüh etmiş bir cesed halindedîr. Bin ölü yıkayıcı onu hergün bin defa yıkasa gene çürüyüp dağılmasma ve kokmasına mâni olamaz. Bu tefessüh etmiş bünyeyi değiştirmeğe ve işe kaldırımdan başlamağa mecbunız. Ar tık bu şehrin volları üstünde süpür genin ve su hortumunun yapacağı çok bir iş kalmamıstır. PEYAMI SAFA Taze balık Erdekten Yunanistana taze balık gönderiliyor yaparken yüzme bilmediğinden boğul muştur. Ayni saatte Kışla önünde denize giren bir asker de boğulmuştur. Plâjda sıhhî imdad teşkilâtı namına hiçbir şey olmadığından boğulanlar ancak 20 dakika sonra çıkanlabilmiştir. Fransızlarla Vataniler arasında kanlı bir müsademe Devlet Demiryollarında bir tayin Ankara 11 (Telefonla) Devlet De»iryolları Ankara gar inşaatı kontrol mühendislerinden Alâeddin Arısan, Yol dairesi reis muavinliğine tayin edildi. Van Zeeland Berline gitmiyecek Brüksel 11 (A.A.) Nation Belge gazetesi yazıyor: Bazı ecnebi gazetelerinin iddialanna rağmen Van Zeeland dün ya iktısadiyatının ihyası hakkındaki tah iikatına devam etmek üzere Berline gitmiyecektir. Şimdiki halde Başvekilin yaptığı anket kendisinin yeni bir se yahate çıkmasına lüzum göstermemektedir. Van Zeeland, şimdi hazırlıyacağı raporun muhtelif unsurlarını topla makla meşguldür. Antakya (Hususî) Suriyenin Kamışlı kasabasında Vatanilerle Fransızlar arasında kanlı çarpışmalar olmuştur. Hâdise şudur: Bir Ermeni, uğradığı haksız muamelelere dayanamıyarak çarşı ortasında Suriye hükumetine yüksek sesle küfür etmiştir. Bunu duyan ve gören Vataniler işe müdahale ederek Ermeniyi yakalamışlar ve işkence altına almışlardır. Diğer taraftan Fransız kuvvetleri de bu Ermeninm yardımma koşmuşlar ve Vatanilerin el'.erinden kurtarmak ıstemişlerdir. Fakat bu vaziyet her iki tarafı asabiyete sevketmiş ve ihtilâfiar şiddetlenmiştir. Neticede çarpışmalar devam etmiş, her iki taraftan 13 kişi kadar ölü vermek suretile hâdise kapatılmıştır. Japon nazırlar heyetinin toplantısı Tokyo 11 (A.A.) Nazırlar heyetinin toplantısından sonra Başvekil, İm pa ra tor t a r a f ı n d a r . . ı kabul edilecektir. Bu mülâkattan sonra mühim bir tebliğ neşredileceği zannedilmektedir. İyi haber alan mahfiller pek bedbindirler. Bursada Turing kulüb şubesi açıldı Bursa (Hususî) Bu sene birkaç büyük seyyah kafilesinin Bursaya uğra ması, Turing kulübün burada yeniden ihyası lüzumunu hissettirmiş, birkaç yıl önce birkaç defa teşkil edilerek sonraları tatili faaliyet eden kulübün Bursa şubesi bu sefer yeniden teşkil edil miştir. Bursa Turing kulüb mümessil liğini doktor Mehmed Ali deruhde et miştir. Tayyare sineması altındaki Cumhuriyet otobüsleri merkezinde de ku lüb mensubu bir zat, daimî olarak oturmıya başlamıştır. Bu zat, Bursayı gör meğe, gezmiye gelenlere her türlü malumatı verecektir. Seyyahlara Bursayı kolayca tanıtacak, Bursa abidelerini, mesirelerini , gezilecek her yerini bil direcek bir git de hazırlanacaktır. Romanya Krah Pariste Paris 11 (A.A.) Kral Carol sergi deki Rumen paviyonunu açmak üzere Parise gelmiştir. Erzurumda inşaat faaliyeti Erzurum 10 (A.A.) Bu yıl vilâye timizde inşaat faaliyeti büyük bir canlılıkla devam etmektedir. Bu aym altısında Ilıca nahiye merkezinde bir hü kumet binasile modern bir nahiye mü dürü evinin temel atımı yapılmıştır. Yeni kurulan Başkale kazası teşkilâtı ta mamlanmıştır. Halk, bu vaziyetten çok memnundurlar. Yeni hükumet konağı nın ve kaymakam evinin, beş sınıflı bir il kokulun temelleri atılmıştır. Bu temel atma merasiminde Umumî Müfettiş Tahsin Uzerle Kor Komutanı Korgeneral Muzaffer Ergü ve Valimiz hazır bulunmuşlardır. Umumî Müfettişimizle Valimiz bu yeni inşaat dolayısile hararetli nutuklar söylemişler ve çok al kışlanmışlardır. Trabzon Tebriz yolunun üstüne raslıyan bu mühim kaza ve nahiye mer kezlerindeki resmî inşaat yarının ma mur iki şehrinin nüvesini teşkil edecektir. Turgudluda postane binası yapılıyor Turgudlu (Hususî) Memleketimi zin bir postane binasına şiddetle ihtiyacı olduğunu evvelce bildirmiştim. Ga zetemizin bu babdaki neşriyatını nazan dikkate alan Nafıa Vekâleti, Manisa posta müdiriyetine Turgudluda yapılacak binanın bir keşifnamesini yapmasını emir buyurmuştur. Müdiriyet, keşifnameyi tanzim ederek Vekâlete göndermiştir. Günlerin uzun. her şeyin ucuz olduğu bu inşaat devrinde havalesinin gönderilmesi her bakımdan faydah olacaktır. Vekâletin bu lutfu da esirgemiyeceği ümidini şüphesiz görüyoruz. Modern bir postane binasına kavuşacak olan halkımız büyük bir sevüıc içindedir. \ Erdek (Hususî) Erdek ve Marmara adasında mühim miktarda kolyoz ba lığı çıkmaktadır. Taze balık nakletmek üzere buz teşkilâtmı havi Yunan motörleri her gün Marmara adasından külliyetli miktarda balık almaktadır lar. Balıkçılığın merkezi sayılan Marmara adasında Belediye teşkilâtı olmadı ğından ve köy kanununa göre ecnebilerin oraya gitmesi memnu olduğundan balık mevsiminin ilk günlerinde balık almak üzere Erdeğe gelen motörlerle tüccarlara Marmara için izin verilme mişse de yapılan müracaatler sonunda Marmaranın hususî vaziyeti nazarı itibara alınarak Heyeti Vekile kararile bir senelik müsaadei mahsusa verilmiş ve Erdekte bekliyen Yunan motör ve tüccarlarma Marmaraya gitmelerine müsaade edilmiştir. Marmara halkı, isBurada herşey medenidir. Onun için tihsal ettiği bahğın değer fiatile satılher yerde tam, rahat ve düzenli bir konmasma âmil olan bu müsaadeden son for bulursunuz. derece memnun kalmıştır. *** Erdekte kabotaj bayramı Son günü yolum Bern'e uğramıştı. Denizciler bayramı Erdekte parlak bir surette tes'id edilmiştir. Bu husus Avrupanın en eski şehirlerinden, ve bu ta Liman idaresi başkanı Feyzi Saibin itibarla Avrupa medeniyetinin en eski okıymetli çalışmaları bayramın son de caklanndan biri olmak iddiasını taşıyan rece bir mükemmelivetle kutlulanma bu memleket yemyeşil tepelerle öyle çersına âmil olmuştur. Bayram münasebe çevelenmiş, ormanlar arasına o kadar datile yüzme, kürek ve motör yarışları da ğ;lmıştır ki büyük mü küçük mü, bir hüyapılmıştır. kumet merkezi mi yoksa şimendifer uğrağı bir kasaba mıdır farkedemezsiniz. Bern'de en çok tesadüf edilen şey ayıdır; fakat ayının kendisi değil, resmi, heykeli... Bayraklarm üstünde, otomo [Baştaratt 1 inci sahttede] billerin markasında, büyük kapıların arBu mes'ud vesile ile zatı mülukânele masmda, dükkânlann camekânında, karinin şahsî saadetleri ve kardeş Irakm re dın bluzlarının yakasında bir ayı resmi fah ve ikbali için en samimî temenniya görürsünüz. Çocuk oyuncaklarının yüzde sekseni ayıya aiddir. Tahtadan, camtımı izhar etmekle bahtiyarım. dan, bülurdan, fildişinden, hatta altın K. Aiatürk dan yapılmış ayılar kuyumcu dükkânlaNazırların nutukları rmı süsler. Şehrin bir köşesinde çoluğu Anadolu Ajansı, Saadabad paktının çocuğile yaşıyan iki ayı ailesinin hükuimzası münasebetile dört devlet Harici met hesabına barındıkları yer umumî ye Nazırı tarafından ırad edilen nutukla bir ziyaretgâhtır. Buraya yalnız eğlen rı vereceğini bildirmişti. Fakat dün akşam mek için çocuklar değil, vicdanî bir vamakinelerine ârız olan bozukluk dola zife yapmış olmak için yaşlı başh ka yısile sabahın üç buçuğuna kadar bu tel dınlar ve erkekler de gelir. Bu 'iki ayı grafları hazırlayıp gazetelere yetiştireme ailesi, ortasından yüksek bir duvarla aydiğinden maalesef bu sayımıza koymâk rılmış kuyu gibi derin bir yerde oturur imkânı hâsıl olamamıstır. lar. Yukarıda tıpkı kuyu çemberine benzeyen bir halka etrafından kadın erkek, gene ihtiyar, çoluk çocuk, herkes IBaştaraft 1 inci sahtfedel bunlara havuç ve ekmek parçalan atar; Bundan başka Yugoslav, Rumen ve ayılar bu hediyeleri çekmek için türlü Yunan heyetleri de Cumhuriyet bayra türlü şaklabanlıklar yaparlar. Fakat bir ayı, ne de olsa gene ayıdır. Geçenlerde mında Türkiyede bulunacaklardır. almak için kuyu Gene haber verildiğine göre bir Hatay bunların fotografını çemberinin üstüne çıkan bir mektebli her heyeti de Ankaraya gelerek büyüklerimize Hataylıların tazimlerini bildirecek nasılsa ayağı sürçerek kuyuya düşmüş, ayılar beş dakika içinde çocukcağızı erdir. Umail Müştak MAYAKON İspanyada dahilî harb IBaftaraft l inct sahitede] Cumhuriyetçiler bundan maada mühim miktarda harb malzemesi ve ezcumle iki tayyare topu, 4 makinelitüfek ve büyük bir stok erzak ve cephane iğtinam etmişlerdir. Dostluk ve kardeşlik tezahüratı Misafirlerimiz Japonlar düşmanlarımız değildir, fa :at Sovyetler dostlanmızdır. Kaldı ki lak ve hakikat da Sovyetler tarafındadır, r e Japonların hareketi yüksek sulh menHükumetçiler üç günde 10,000 aatlerine aykırıdır. Bilhassa vaziyetlerin zayiat vermişler bu mahiyetleri tesiri altmda olarak yukaAvila 1 I (A.A.) Havas ajansı ıki mülâhazalarda sadece kendi vicdanî nın muhabiri bildiriyor: Asiler Brunete elâkkilerimizin tercümanı olduk. mıntakasında hükumetçilerin bütün taarWNUS NAD1 ruzlarını geri püskürterek Rio Guandarrano istikametinde ilerlemişler ve cumhuriyetçileri nehre doğru gerilemeğe icbar etmişlerdir. Carabanchel mıntakasında nisbî bir IBaştarafı 1 inct saht1ede\ sükun vardır. Yeni mütareke mucibince her iki ta Madrid cephesinde Franco tayyareleri ltı hükumet tayyaresini düşürmüşlerdir. raf aldıkları malumatın sıhhatıni daha iSon üç gün zarfında cumhuriyetçilerin yi kontrol etmeği ve yapılacak tefsirle dört bini ölü olmak üzere on bin kişi ka rin objektif olmasına dikkat etmeği taahdar zayiat verdikleri teyid edilmektedir. hüd etmektedirler. Fakat her iki taraf da azetelerin memleketlerine girmesini ya Şimal cephesinde sak etmek hakkını muhafaza etmektedirVitoria 11 (A.A.) Asi tayyareleer. ri Santander üstünde uçarak halkı teslim Almanlann bu müzakerelerdeki mu olmağa davet eden beyannameler atmışvaffakiyeti «Mein Kampf» kitabmın Alardır. vusturyada satılması hakkmda kor.ulan Tayyarelerin faaliyeti memnuiyetin kaldırılmasıdır. Bu kitab Madrid 11 (A.A.) Cumhuriyet henüz tesbit edilemiyen bazı şartlar al hava kuvvetleri büyük bir faaliyet gös tında bundan sonra Avusturyada ser termektedirler. Tayyare filoları Madri bestce satılabilecektir. din cenubunda keşif uçuşlan yaparak Almaroc tayyare meydanında ciddî hasarat ika etmişlerdir. Sekiz büyük cum huriyet bombardıman tayyaresi Boadillo Yazan: M. Turhan Tan deî Monte'ye müessir bir surette hücum etmişlerdir. Bir değil, on değil, yüz kere Diğer bir filo Las Rosas'ın cenubu okunacak tarihî bir şaheser garbisinde ve Mapadahonda ve Villa Nueva del Pardillo'nun şimali garbisin deki asi mevzilerini bombardıman etmişFiatı 150 kurustur. lerdir. Alman Avusturya mütarekesi Viyana dönüşü Çıkh