CUMHURİYET 2 Temmuz 1937 Tifo salgını karşısmda Belediyeye yardım etmek lâzımdır lastanelerini başka şehîrlerin hastalarına açan bu şehrin hükumetten ve hatta bütün memleketten muavenet görmek hakkıdır Türk denizcilerinîn bayramı Türk Spor Kurumu Bir sene sonra bir Vekâlete raptedilecek Ankara 1 (Telefonla) Türk Spor Kurumu, bugünkü şeklıle ve başkan vekili Adnanm riyaseti altmda bir sene daha idare edilecektir. Bu bir sene zarfmda, yapılacak uzun tetkikattan sonra Spor Kurumu bir vekâlete raptedilecek ve bu suretle spor işleri tamamen dev let tarafmdan idare edilecektir. Dahiliye Vekili Şükrü Kayanın Moskovadan avdetinden sonra Ankarada bir spor kongresi toplanması ihtimali de vardır. Bu şerefli gün büyük tezahüratla kutlulandı Denizcilerimiz tarafından dün Cumhuriyet abidesine müteaddid çelenkler konuldu, gece denizde büyük eğlenceler yapıldı Üç kişiyi birden öldüren heykeltraş Bu müthiş cinayeti, asıl sevgilisini öldürebilmek uğrunda yapmış Geçen martın son günlerinde, Nevyorkta, esra rengiz bir cinayet olmuş, Beşinci caddede, Joseph Gedeon isminde bir adamın evinde, sabık karısı, kızlarından biri ve ahbablarından bir erkek ölü olarak bulunmuş tu. Joseph, o gün, Öldürülen genc kız sabık karısı ve çoVeronika cuklarını ziyarete gelmiş, ve uzun müddet çaldığı halde açılmıyan kapıyı, bir hıssi kablelvukula, kırarak içeri girince, karısile kızı Veronica'nm, çırçıplak cesedlerile, başka bir odada, ahbablann dan Frank Byrnes'in cesedini görmüştür. Zabıta işe el koymuş ve tesadüfen ele geçen, Joseph'in üvey kızı Ethel'in bir sabun üstüne hâkkedilmış resmile bizzat Ethel'in ifadesi üzerine, Robert îrwin isminde, delişmen bir heykeltraş • tan şüphe edılmiştir. İrwın'ın atölyesinde araştırma ya • pılmış ve atölyede Veronica Gedeon'un öldükten sonra alman çehre kalıbı ele geçirilmiştir. Bu keşif, kızın cesedi üzerinde görülen alçı kırıntılarının mev cudiyetini izah etmiş oluyordu. Zabıta derhal heykeltraşı aramağa başladı. Katilin o olduğuna zerre kadar şüphe yoktu. Fakat lrwin'i bulmak kabil olamıyordu. Üçüzlü cinayeti ika ettiği gün ortadan kaybolan heykeltraş, bütün şimalî Amerikada araştırıldı, meemualarla ve gazetelerle resimleri basüdı. Fakat bütün taharriyat boşa gidi • yordu. Zabıtanın bu faaliyeti arasında, heykeltraşın, Ethel'e âşık olduğu ve onun yüzünden birkaç defa delice işler yaptığı, hatta tımarhaneye girip çıktığı da tahakkuk etmişti. Nihayet, beş gün evvel, Clevland'da bir otelde çalışan bir genc kız, ayni otelde çalışan Robert Mussay isminde bir adamm, katil Ro • bert İrwin olduğunu zabıtaya haber vermiştir. Bu ihbar üzerine, katil heykeltraşın takibine 187 sivil memur birden çıkmiştır. Fakat, o, bu 187 polisin elinden de kaçmağa muvaffak olmuş ve nihayet, hiç beklenmedık bir sırada, Şikagoda yakayı ele vermiştir. Katil, zabıtaya verdiği ifadede, Ethel'i sevdiğini ve dünyada en fazla sevdiği o kadını öldürmek istediğini, bu maksadla onun evine gittiği zaman, evde an nesini bulduğunu, aralarında çıkan bir münakaşa üzerine onu boğarak öldürdüğünü, sonra karşısına çıkan Ethel'in kız kardeşi Veronica'yı ve aşağı kattald kiracı Frank Byrnes'i, kendisini ele vermemeleri için bıçakladığını büyük bir soğukkanlılıkla itiraf etmiştir. Kendi vatandaşları kadar taşralı vatandaşlara da kucağım açan İstanbul hastanelerinden Cerrahpaşa Bulaşık dedıkleri bu medenî şehirler 'ifo hastalığının İstanbulda salgın haden kaç tanesinin ismi zikredılebildi? i almış olduğunu resmî makamlar da dık ediyorlar. Vasatî olarak günde beş Bu şehirlerdeki tifo vak'alarının çokluğu, k'a kaydedildiğini gazete havadislerin şiddeti ve bilhassa tarihi hakkında ne okuyoruz. Hatta bir gazetede iki gün söylendi? Bu seneden mi, geçen sene den mi, yoksa geçmiş senelerden mi bahyirmi sekiz vak'adan bahsediliyor. Işin başlangıcında lâğımlar açık, sular sediliyor? Belli değil. laşık.. ilâh gibi bütün mes'uliyet BeBen Belediyemizi ne itham ne de müiiyeye yüklenmek istenildi. Fakat çok dafaa etmek istemiyorum. Ortada tutuşçmeden meselenin böyle olmadığı an muş baca var, yangın halini almadan buIdı. nu söndürmek lâzım. Bu işi yalnız îs ^kfojîsV tabibler, baktriyologlara tanbul Belediyesine yükletmek ve ondan ıacaat ederek «Cumhuriyet» gazete hem bunu söndürmesini, hem de bundan ı topladığı ve anket tarzında neş böyle buna benzer felâketlerin önüne ^ kıymetli malumat halkı tenvir hu geçecek tedabiri almasını beklemek hakıda çok faydalı oluyor. sızhktır. c5u anket neşriyatında bir yanlışlık İstanbul Belediyesine yardım etmek csa, hulâsa olarak şuna kanaat getir lâzımdır. Bu ne şekilde olabilir? Bilmi k mecburiyeti hasıl oluyor: yorum. Belki Sıhhiye Vekâleti «müca 1 Tifo mikrobu lâğım sulannda dele bütçesinden» bu şehire daha vâsi ryamaz. Bilâkis tehlikeli olan «temiz» bir miktar ayırabilir. Kızılay teşkilâtının üğimiz sulardır. Çünkü «memba su bu gibi meselelerde bir yardımı olur mu, f diye içtiklerimiz arasında bile «te olamaz mı suali de varid oluyor. iliği» sarnıç ve kuyu gibi bulaşık, dibi Bilhassa hastane meselesinde memle ayca meydana çıkarılabilen yerlerden ketin İstanbul Belediyesine yardım etmesi 'durulanlar varmış. Bu suları, şeker başka kıymetli maddeler katarak limo icab eder. İstanbul Belediye hastanele f, ^erbet ve şurub haline getirmek, rinde yatan hastaların yarısından fazlası ıları pahalı soğuk hava dolabları için İstanbullu değilmiş. Bu ötedenberi böy buz haline getirmek bile bu sulann le olduğu halde îstanbul Belediyesi ozuk olan aslmı» değiştiremiyor. Tifo taşra belediyelerine: :robu buzlar ve dondurmalar içinde Para vermezseniz hastanıza bak ifli keyifli yaşıyacak kadar mel'un mam, demedi. » Sulardan, şerbetlerden, dondur ırdan sakınmak da kâfi değilmiş. aladığı müthiş hastahğı «vücud Jcı*ı, hafif başağrısı» zannederek ve harrik birer mikrob yuvası olarak ta geçirmeğe başlıyan biçareler veya la kolayca temasa gelen arkadaşlan satın aldığımız sebze, salata, ye e hatta ekmek bile tehlikeli yiye r içine dahilmiş. Bütün bu sayılan tehlikelerin geçmek kolay değilmiş. Kanali au bitirmek, lâğımları kapamak, ve kuyuları doldurmak, bostan :hir dışına atmak veya her bosta .rafına yüksek duvarlar çevirmek o. Bu işe Belediye değil, Nafıa projı lâzım. Bunu yalnız Belediyeden * b^ekliyebiliriz? Bunlan hangi büt , hangi para ile yapsın? Ve bilhassa aman yapsın? Tifo hastahğı yalnız bize mah |bir şehir kusuru değilmiş, birçok mej memleket şehirlerinde emsali var f diyorlar. istanbul şehri, hastanelerine, şehir hastaneleri değil, memleket hastaneleri nazarile baktı. İstanbul Belediyesinin bu iyiliğini takdir ederek memleketin de İstanbul hastanelerine yardımını beklemek pek tabiî olmaz mı? Bu yazıdan asıl maksad da buna işaret etmek, hatta bunu temin edebilmesi muhtemel bir tarz ve şekilden bahsetmekti. Bu mevzua tekrar gelmek ümidile bugün sözü burada ke slyoruz. Kara sulanmızda istiklâlimizin temin edildiği günün yıldönümü münasebetile, dün, Türk denizcileri bayram yapmış lardır. Kabotaj bayramı admı verdiğimiz dünkü merasim, bilhassa candan ve samimî olmuştur. Bu şerefli gün münasebetile şehirdeki bütün deniz müesseseleri, Pazar günkü maçlarîn limanda Türk ve ecnebi vapurlan, sanhakemleri dallara vanncıya kadar bütün küçük meFutbol federasyonu, pazar günü ya rakib bayraklarla donatılmıştı. pılacak millî küme maçlarmın hakem lerini tayin etmiştir. Galatasaray GüDenizyolları Idaresinin Tophanedeki neş maçını Kemal Halim, Fenerbahçe binası önüade toplanan Deniz Ticaret Beşiktaş maçını İzmirli Mustafa idare mektebi talebeleri, Denizyolları, Akay, edecektır. Şirketi Hayriye, Kılavuzluk, Tahlisiye, Çekoslovakya ve Yunanistan Türk Gemi Kurtarma $irketi, Liman İşletme İdaresi mümessil ve mensublan, dan gelecek atletler hususî armatorlar, temiz ve yeknasak kıGalatasaray kulübünün yıldönümü münasebetıle yapılacak müsabakalarda yafetlerile ve muntazam bir kafile halınÇekoslovakya ile Atinadan muhtelif de saat 10 da Taksim abidesine hareket mesafeler için atlet davet edilecektir. etmişlerdir. Kafilenin önünde Şehir banÇekoslovakyadan atıcı ve atlayıcı, Yu dosu gidiyor, arkadan da açık otomobilnanistandan koşucu getirilecektir. lere yerleştirilmiş olan çelenkler geliyorLondrada yapılacak atletizm du. Merasimin başladığı vapurların se lâm düdüklerile etrafa ilân edilmiş; bu müsabakaları 17 temmuzda Londrada yapılacak olan sırada bir bahriye bölüğü de önde mızıİngiliz atletizm müsabaklarına atlet kası olduğu halde Kasımpaşadan Taksilerımizden sırık atlayıcı Galatasaraylı me hareket etmiştir. Alay, saat on buçukFethi de iştirak edecektir. ta Taksime gelmiş ve abidenin etrafına Bütün dünya atletlerine açık olan bu muntazam bir surette dizilmiştir. Saat müsabakalara Yunan atletleri de iştirak 11 de abideye merasimle bayrak çekiliredeceklerdir. ken h'mandaki bütün vapurlar düdük Bu müsabaklar vesilesile Atinada ya öttürerek kabotaj istiklâlinin tes'idi merapılan bir seçmede Yunanlı Sillas diski simine iştirak etmişlerdir. 49,58 metro gibi uzun bir mesafeye savurmuştur. Bayrak çekilme merasiminden sonra, Deniz Ticaret Müdürlüğü, Tahlisiye Su sporları hakemlerini davet idaresi, Denizyollan, Akay, Şirketi Su Sporları Federasyonundan: Yüzme ve kürek hakem kursuna işti Hayriye, Liman îşletmesi, armator Musrak eden denizcilerimizin 3/7/937 cu tafa Sadıkzade, Deniz Fabrika ve Hamartesi günü saat on üç buçukta C. H. vuzlar îdaresi ve sair deniz teşekkülleri P. İlyön kurul binasındaki bölge mer ve armatorlar tarafından gönderilen çekezine gelmeleri tebliğ olunur. lenkler abideye konulmuştur. Said Kaptan nutkunu söylüyor Büyüklere çekilen telgraflar Scotland Yard nasıl çalışır? Emniyet Umum Müdürlüğü mühim bir eser tercüme ettirdi Zabıta mensublarının meslekî bilgilerini artırmak maksadile bütün dünyaca tanmmış meslekî eserlerin, Emniyeti Umumiye Müdürlüğü tarafından dilimize tercüme ettirilmesine karar verilmiştir. İlk olarak İngiliz İntellicens Servis şeflerinden Sir Basil Tom'un İngiltere Emniyeti Umumiyesi hakkında yazdifi eser dilimize çevrilmiştir. Bu eserde (Scotland Yard) ın nasıl teşekkül edip nasıl çalıştığı ve ne gibi işler gördüğü izah edılmektedir. Bu gibi eserler parasız olarak yalnız meslek mensublanna ve rilecektir. V. B1RSON Dünya buğday fiatları yükseliyor Dünya buğday ihtiyacmm mühim bir kısmmı karşılıyan Kanadanm cenub ve garb kısmmda kuraklık olduğundan buğday mahsulü çok zarar gbrmüştür. Bu sebebden cihan buğday piyasası yükselmiştir. Bu yükseklik devam ettiği takdirde memleketimizdeki buğday mah sulıi mebzul olduğundan fıat farkı dolayısile ihracat yapabilmek imkâm hâsıl olacaktır. Viyana dönüşü Yazan: M. Turhan Tan Bir değil, on değil, yüz kere okunacak tarihî bir şaheser Çıktı Fiatı 150 kuruştur. öldürdü. Onun ölümile benim meşgul olduğumu görünce sizi tehdid ederek bir bu tehlikenin önüne geçmek, sonra hem bu ölümü, hem gelmişken boş gitmemek üzere sizden aşırdığı mücevherlerin hırsızlığmı bir kaçak olan oğluma yükletmek istiyor. Alçak herif... Feride Hanım, ellerini açarak ıslak gözlerile istimdad eder gibi: Ah ne alçak, ne hayâsız herif Sami Bey... Bir zamanlar böyle bir adamın kansı olmak ne betbahtlıkhr biliyor musunuz? Ben bu hayâsızlıktan nasıl kurtulacağım?.. Ben bu erzel herif in elinden nasıl kurtulacağım?.. Siddetli bir kin ve nefretle sarsılan Sami Bey hiddetten dişleri gıcırdarken kendisini tutmağa lüzum görerek bir lâhza bir heykel gibi durdu. Sonra kadını teselli etti: Merak etmeyiniz, sizin davanızla bizim davamız birdir, hep beraber kurtulacağız. Bu davada biz Nihad Beyi ve oğlumu da alarak birleşmeğe, belli etmeksizin hep beraber hareket etmeğe mecburuz. Belli etmemek için onun is tediklerini yapmağa, meselâ mücevherlerinizin hırsızı olarak oğlumu ihbar etmeğe mecburuz. Bütün Türk denizcileri namma büyüklerimize şu telgraflar çekilmiştir: Ataliirke Bayramlannı göğüsleri kabararak «vincle kutlulıyan denizci evlâdların candan gelen minnet ve şükranlannı Büyük ve sevgili Atalarına sunarlar. Başoekil Ismet İnönüne Lozan'da yarattığın varlığın 1 temmuzunu kutlulıyan denizci çocuklann sonsuz minnetlerini sevgili Başvekillerine sunarlar. Büı/ük Millet Meclisi Reisliğine Senei devriyesini büyük bir sevincle kutluladığımız bugünde kabotaj hattımızı bize tanıtan Büyük Meclise sonsıız minnet ve şükranlanmız. C. H. P. Yüksek Başkanhğına 1 temmuzun senei devriyesini sevincle kutluluyoruz. Bunu bize verenlere sonsuz şükranlarımızı sunanz. İkhsad Vekâletine Yüksek himayenizle hergün bir kat daBunu nutuklar takib etmiştir. Evvelâ, ha inkişaf eden denizciliğimizin biz menDeniz Ticaret mektebi talebesinden Alı sublan sevincle kutluladığımız bugünde Güner denizciler bayramının mana ve size sonsuz minnetlerini sunarlar. Radyoda verilen konferans mahiyetini canlandıran bir hitabe irad Kapotaj bayramı münasebetile dün aketmiştir. şam İstanbul Radyosunda, Deniz TicaBundan sonra, Türk Kaptan ve Maret Müdüriı Müfid Deniz tarafından kıkinistler Cemiyeti reisi Said kaptan bir sa bir konferans verilmiştir. Cumhuriyet nutuk söylemiş ve ezcümle demiştir ki: devrinde deıızciliğimud ve kabotaj ist'k« Asırlardanberi devam eden salta lâlinin ehenmıyetini anlatan Deniz Tinatın sakim ve fena idaresizliklerinin ne caret Müdürii, konferansını şu sözlerle ticesi olarak Türk milleti ölüme doğru bitirmiştir: sürükleniyordu. Fakat Türk, asil kanmın « Bugün, bizim de beynelmilel deve esaret tanımıyan ruhunun bütün ener nizlerde bayrağımızı dalgalandıran ti jisile silkindi, mütefessih saltanatın bo caret gemilerimiz, ticaret filosuna mes yunduruğundan kendisini kurtardı. Bü ned olan bir yüksek mektebimiz, geçen tün düşmanlarını yendi. Ve tarihin kay sene Gölcükte, bugün Halicde yapıcısı detmediği zafer şahikasını yarattıktan Türk olan tekneleri suya indiren tezgâhsonra, bu şahikanın yamaclan arasında larımız var. Arrupa şantiyelerine ısmarmağsub haklanm istirdad için Lozan'a lanan 32000 tonilâtoya varan gemile gitti. Türk, Lozan'da da muzaffer oldu. rimiz ve bunlan takib edecek yeni yeni Onun oradaki zaferlerinden biri de Tür teknelerimizle ticaret filomuz hergün kün kabotaj sularında tam hakimiyet ve gürbüz bir çocuk gibi biraz daha büyüistiklâlini temin etmesidir. İşte biz şimdi mektedir. bu şerefli günün yıldönümünü kutluluyoPek yakın bir istikbalde öyle günler ruz.» gelecek ki, Türk kıyılan güzel limanlarSaid kaptandan sonra Cumhuriyet la bezenecek, Türk ticaret filolan bu Halk Partisi namma Fehmi de bir hita yurdun her malmı ve her ihtiyacını kenbede bulunmuş ve bundan sonra yüzlerce di ambarlarında taşıyacak, aziz bayrağıkişi, mızıkanın refakatinde Denizcilik mız dünya denizlerine renk ve şeref vemarşını söylemiştir. recektir. Bize bu mutlu günleri (1 temmuz) ile Merasimin sonuna doğru büyüklere aşağıdaki tazim telgraflarının çekilmesi açanlar varolsunlar.» alkışlarla kabul edilmiş ve saat 12 de a Dün geceki donanma ve tenvirat bidedeki merasim candan tezahürat araDenizciler bayramı münasebetile dün sında nihayet bulmuştur. gece, limandaki bütün gemiler, KızkuleFeride Hanım hayret içinde yerinden fırlar gibi: Nasıl olur? Buna hangi vicdan razı olur? Dedi. Fakat Sami Bey onu teskine çalışırken içeriye Nihad Bey girdi. Pek az zaman sonra bu üç kişi aralanna asıl ismile İrfanı da almışlar, korkunc bir muadelenin halli için münakaşaya ve müzakereye dalmışlardı... Bu sual üstüne birs^ey hahrlamış gibi bir lâhza duran zarif adam elini çene sine götürdü. Gözlerini beş on sene evvel çok güzel olduğu anlaşılan kadına dikerek: Hem evet, hem hayır! Diye cevab verdi ve kadının hayretbi görünce izah etti: Oda aramaya değil, bir kiracmızı aramaya geldim. Amma boş odanız varsa onu da görebilirim. Boş odam yok, on beş gün sonra boşalacak bir odam var. Hangi kiracıyı anyordunuz beyefendi? Leylâ Hanımi. Ah, Leylâ Hanım şimdi dışanya çıktı. Maatteessüf göremiyeceksiniz. Zarif adam güldü, başmı salladı: Saklamayınız, Leylâ Hanım belki daha uyanmadı. îşi olmıyan genc kızlar için henüz pek erken demektir. Fakat zararı yok, hem şu bofalacak odanızı gö rürüm, hem de müsaade ederseniz bek lerim. Madam Roza, karşısmdaki adamı şoyle bir süzdü. Kıyafeti ve hali pek emni yet veren bu adamın isteğini reddetmek güçtü. Buyurunuz, oJayı görunüz ve İs Takas heyeti dün toplandı Kambiyo murakibi, Ticaret Odası umumî kâtibi ve Cvfmhuriyet Merkez Bankası müdür muavininden müteşekkil yeni takas heyeti dün ilk toplantısııu Türkofis müdürünün riyasetinde yap • mıştır. sı ve bütün deniz müesseseleri tenvir edilmişti. Tahlisiye İdaresile Liman îşletme îdaresinin donattığı iki duba Dolmabahçe açıklarında demirlemiştir. Geceyan • sma kadar bu dubalardan havaî fişekler atılarak tezahürat yapılmıştır. Akay ve Şirketi Hayriye îdareleri tahsis ettikkri birer vapurla kendi memurlarını ve ailelerini gezdirmişlerdir. Denizyollan İdaresi de kendi memurlarile davetlilerine mahsus olmak üzere İzmir vapurunda bir suvare vermiştir. terseniz bekleyiniz. Amma Leylâ H a • nım uyumuyor, bu sabah erkenden dışan çıktı. Öyle mi? O halde size inanmahyım. Müsaade ediyorsunuz demek..^ Yabancı adam, Madam Roza'nm Snünden geçerek içeriye girdi. Gösterdiği merdiveni çıktı. Merdiven başındaki odada lâübali ve alışık bir tavırla bir koltuğa gömüldü: Odanızı hemen görebilir miyim? Diye sordu. Madam Roza: Bekâr mısınız? Çünkü ben ancak' bekâra oda veririm. Bekârım ya... Evli olsaydım, siz de bir evliye oda kiralarnak prensipini kabul etseydiniz benim için ne felâket oluı> du!... Madam Roza bu sözden birşey anh • yamıyarak merakla sordu: Neden? Sizin gibi güzel bir kadının evinde başka bir kadına bağlı olmak felâket değil midir? Bu söz Madam Roza'nm ağzını t u * Iaklanna ulaştırdı. Fakat birdenbire heyecanını ve sevincini izhar etmekten pişman olarak kendini tutmağa çalıştı. Bahsi değiştirdi: (Arkast var) MACI RAŞİD «Cumhuriyet» in milli sergüzeşt romam : 3 9 «/ınce içeride onu buldum. Na ze neye mal olacağını lfestirmek de kolay * nereden girmiş bu mel'un? Bıl değildir. İyisi mi? Maksadını, hedeflerini görüp bileyim ki bir taraftan oğlumu kurtarmak, diğer taraftan sizi kurtarmak f Gayet kolay... Mahmudu asıl is için önümü görerek hareket edeyim. . arayıp beni bulmak üzere camiye Bundan sonra kadm, başına gelenleri lıyarak bahçe duvannı atlamak sureti olduğu gibi anlatmaktan başka çare bugirdi. Evet, sonra?... Sizden istediğı lamadı ve ilâve etti: Hr? Düşününüz ki çaldığı mücevherler Feride Hanım bir lâhza durdu. Bütün arasında Nihadın benim elimde hergün udünde bir ürperme vardı. Korkuyor, görmeğe alıştığı yüzükle bir iğne vardı. eceği sözlerin her biri bir gün kenBunlann artık benim elimde olmadığını •in ayn bir ölüm iskencesine vesile iki gündür gizliyorum. Fakat daha ne edecek sanıyordu. Sami Bey bu kadar gizliyebilirim? Onları çalan adamı yu sezerek: söylememek hakikaten zavalh MahFeride Hanım, merak etmeyiniz, mudu lekelemek demektir. Hatta ben itıerşeyi anlatınız. Görüyorsunuz ki ham etmesem bile... sıl saklıyacağmız şeyi ben çoktan Alcak herif .. Âdile kadm cinaye3um. Bu hayduda karşı nekadar ve dilediği gibi hareket ederseniz tini onun üstüne yükletmek imkânını gö., o sizi gene rahat bırakmıyacak rünce simdi de buradaki vaziyetten istiiz onunla tek basınıza mücadele ede fade etmek istiyor. Sabık kansı Nihali cek, onun her zaman ziyaretlerine evinden barkından ettıkten, sefil ve perii olamıyacaksınız. Bu ziyaretleri» si şan bir hizmetçi yaptıktan sonra nihayet A Bir mühendis ve bir âşık Galatasaraydan Taksime çıkan büyük yol üstünde, köşedeki tütüncülerden bi rine: Bursa sokağı hangisidir? Diye soran yakışıklı, orta yaşlı, fakat zarif giyinişile genc görünen bir adam Bursa sokağına saptı; yürüdü. Solda ikinci sokağa döndü. Kapıların üstündeki numaralara baka baka nihayet aradığını bulmuş gibi bir kapıyı çaldı. Neden sonra kapıya gelen tombulca, sanşın bir Ermeni kadına: Madam Rozanm evi mi? dedi. Evet efendim... Siz Madam Rozasınız galiba... Evet, efendim... Oda mı istiyor sunuz?