3 Haziran 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

3 Haziran 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 3 Haziran 1937 Küçük hikâye Gölgesiz kadm Bibliyoğrafya Kadeh ve Bardak İçkileri Geçen gece başıma öyle birşey geldi ki hâlâ düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Merak mı ettiniz? Durun size de anlatayım: Efendim, benim Sarıyerde bir am cam vardır. Ne zamandanberi beni davet eder durur. Ben de bir türlü yolu gözüme alıp gidemem. Geçenlerde ba bam bana bir küçük spor otomobil he diye edince, hem gezerim hem de am camm gönlünü yaparım diyerek pazar akşamı Sarıyere gıtmeğe karar verdim ve gittim. Benden başka birkaç misafir daha vardı. Güldük, eğlendik, velhasıl gü zel bir vakit geçirdik. Ne ise sözü uzatmıyayım, amcam, gece kalmam için çok ısrar ettiyse de kalmadım ve on birde evden çıktım. Güzel bir mehtab vardı. Zaten birkaç bardak da şarab içmiş clduğum için pek neşeliydim. Sakm sarhoştum zannetmeyin; öyle olsa Maslağm dolambaclı yollarmda otomobil kullanmağa cesaret edemezdim... Gece sakin ve yollar tenhaydı. Arasıra geçen otomobilerden başka ortada tek bir canlı mahluk yoktu. Kendi kendime şarkılar mırıldanarak rahat rahat gidiyordum. Hatta bir aralık ağacların tepesinde bu kimsesiz yollara bekçilik e den aya karşı bir şiir uydurmağı düşünecek kadar kendimden geçmiştim ki.. bir virajı döner dönmez büyük korku ile kendime geldim.... On beş metro ö tede, tam yolumun ortasında bir kadm duruyordu. Geceyarısı bu ıssız dağ ba şmda bir kadına tesadüf etmenin insanı nekadar hayrete düşüreceğini tah min edersiniz değil mi? Üstelik bu kadm yerinden de kıpırdamadığı için büsbütün şaşırdım. Az kalsın bir kaza yapıyordum. Bereket versin çabuk dav randım ve bütün kuvvetimle frene bastım. Bastım amma kadmla otomo bilin arasında da ancak iki metro kadar bir mesafe kalmıştı. Fena halde sinirlenmiştim. Derhal otomobilden inerek bu münasebetsiz kadına adamakıllı bir çıkışmak istedim. Fakat hiddetim pek kısa sürdü. Şimdi, gittikçe artan bir hayret ve şaşkmlık içinde durmuş ona bakıyordum. Bana arkası dönüktü. Amma herhalde fenerlerin ışığını görmüş, frenlerin gıcırtısmı işitmiş olması lâzımdı. Halbuki hâlâ yolun ortasında duruyordu ve bir kere bile başını çe virmemişti. Dalgınlığın bu derecesine hiç rasgelmemiştim. Yoksa sağır ve kör müydü? Burada, bu vakitte ne işi vardı? Gidip konuşmak, bu muammayı halletmek istiyordum. Bir adım atarak şöyle bir öksürdüm ve birdenbire içimde, sebebini anlıyamadığım tuhaf bir endişe ve rahtsızlık duyarak durdum. Kadınm halinde, hareketsizliğinden başka hiçbir gayritabiilik yoktu. Üstünde spor bir tayyör, ayaklarında ökçesiz spor ayakkabıları, ve başında saçlarının yarısını örten şu mahud küçücük be relerden biri vardı. Biraz daha dikkat edince bir elile yüzünü kapatmakta olduğunu farkettim. Galiba ağlıyordu. Böyle bir vaziyet karşısında insanm içinde doğması lâzım gelen en tabiî his ya artan bir merak, yahud da merha mettir. Halbuki ben içimde bir türlü silkip atamadığım ve izah edemediğim sıkmtıh ve endişeli bir iç ezintisi duyuyordum. Bu kadmda muhakkak gözlerimin görmeden şuurumun hissettiği bir fevkalâdelik, bir acayiblik vardı. Neydi? Ne olabilirdi?.... Birdenbire tüylerim diken diken ve saçlarım dimdik oldu. Gözlerim yerlerinden fırlıyacak sandım. Şakaklarımdan yanaklarıma doğru küçük küçük ter damlaları sız mağa başladı.... Bu kadının gölgesi yoktu! Evet, otomobil fenerlerinin tam ışığında durduğu halde yere en ufak bir gölge bile vermiyordu. Bu vaziyette nekadar zaman geçti bilmiyorum. Ka dm yavaş yavaş bana döndü. Eğer kuruyan boğazım sesimi boğmasaydı a vazım çıktığı kadar haykıracaktım.. Bu kadın yalnız gölgesiz değil ayni za manda şeffaftı da. Tam önümde bulunmasına rağmen arkasmdaki yolu ve a ğacları mükemmelen görüyordum. BaHalk Basımevi İstanbul 1937 na doğru birkaç adım attı, ve ben ba Fiatı 200 kuruş caklarımm bütün kuvvetile kaçmak istediğim halde çivilenmiş gibi olduğum Sudan başlıyarak her mayi bir içki yerde dondum kaldım. olduğu halde «içki» der demez derhal O, sağ elinde tuttuğu küçük mendil sudan başka mayiler hatıra gelir. Bü le sağ gözünü oğuştura oğuştura bana tün bu içküerin ise kadeh veya bar yaklaştı ve ağlar gibi bir tebessüm ve dakla içilmesi pek tabiî olduğundan tatlı bir sesle: serlevhadaki bu iki kelime bize zaid Ne olur benden korkmayımz, diye görünmektedir. yalvardı. Kimseye fenalık etmek isteYurdumuzun mütenevvi suları hak mediğim halde herkes benden korku kmda şimdiye kadar üç beş eser neşreyor. Halbuki benim yardıma o kadar dilmişse de içkilere dair, belki şurub ihtiyacım var ki! yapma usulleri müstesna. gerek bir kiBilmiyorum nasıl oldu. İçimdeki çıl tab, gerek bir risale basılmamıştır. Bu dırtıcı korkudan artık eser kalmamıştı. sebebden dört yüz sahifelik kocaman Hatta gülerek: bir kitab olan «Kadeh ve bardak içki Ben hiç korkmuyorum, dedim. E leri» ni elimize alır almaz bile <zaika ğer size bir yardımda bulunabilirsem mıza güzel bir serinlik» geldi. Kabmdaki üç dört satırdan <48 şurub çok memnun olacağım. ve şerbet, 78 mütehammir ve 8 mu Benim bu sözlerim üzerine rahat bir nefes aldı. Kederli yüzü aydmlandı. Ve kattar içki, 97 likör, 98 punch, 999 cockkendi kendine: «Allahım, çok şükür» tail reçetesini havi» olduğunu anlar andiye mırıldandıktan sonra tekrar bana lamaz bu sarp yolda sarfedilen gayre tin derecesini takdir ettik. dönerek: Kitabın müellifi K. Öner de, tasav Bilmezsiniz, dedi, şimdiye kadar vur ettiğimiz gibi çektiği müşkülleri kime yaklaştımsa korkup kaçtı. Onlar kitabının başındaki «Bir itizar» da gübir türlü derdimi anlatamadım. Siz çot zelce anlatmaktadır. iyi bir insansınız. Ricamı kabul edece Kitabda sudan, sun'î içkilerden, içki ğinizden eminim. Evvelâ size hikâyem ve hıfzıssıhhadan da umumî olarak anlatayım: Ben bu dünya ile alâkam bahsedilmektedir. Hıfzıssıhha cihetini birkaç ay evvel kestim. Yoksa birka unutmadığını müellif, bu eserini sınıf sene miydi? Artık zaman hakkında hiçarkadaşı ordüıaryüs profesör doktor bir fikrim kalmadı. Hem de tam bu Mazhar Osmana ithaf ederek, ayrıca noktada.... Bir otomobil kazası... Yammgöstermiş olmaktadır. da bir arkadaşım daha vardı. Ben di Bununla da iktifa etmiyen K. Öner reksiyonda oturuyordum. Otomobilimi kitabından öğrenilecek içkilerin kari açıktı ve hafif bir rüzgâr vardı. Tam bu noktaya geldiğimiz zaman gözüme bir lerine mazarratı dokunmaması için şu şey kaçtı. O kadar canım yanmıştı k tavsiyede bulunmaktadır: «Herhalde önümü göremez oldum. Karşıdan da bi itidali aşırmamak şartile içkinin vücu kamyon geliyordu. Direksiyonu ne ta de getirdiği tatlı uyuşukluk hayatta rafa kıracağımı şaşırdım. Kamyon da mevcud zevklerden biri olduğu gibi alkaçamadı, ve herşey o kadar çobuk ol kolün kavurucu ve sert lezzetini n a du ki! Benimle beraber arkadaşım ds sıl olsa kullanacaklar için tadil ede bu dünya ile alâkasmı kesti. Onun göz rek ona hoş bir koku ve zevke gider bir den kaybolduğunu gördüğüm halde ben çeşni vermek umulduğu kadar fena arkasmdan gidemedim. Sanki bu yer< birşey olmasa gerek. Ben karilerime yalnız içkide değil, herşeyde itidal tavzincirlenmiştim. O gündenberi de zin cirlenmiş gibiyim. İşte sizden beni bu siye etmekle günah ve kabahatimi afradan kurtarmanızı rica edeceğim. Biı fettirdiğime kaniim.> kere gözümden şu çöpü çıkarabilsem Fenerbahçe sahillerindeki biliyorum ki rahat edeceğim. O zaman ruhum serbest kalacak ve buradan ko deniz hamamları layca ayrılabileceğim. Ne olur, siz bu Fenerbahçe sahillerine yapılan eski çöpü gözümden çıkartır mısınız? tarz bir takım deniz hamamları evvelce kaldırılmıştı. Bu sene buraya bazı kimEğer bir saat evvel birisi bana, sen bir hortlağın gözünden çöp çıkartacaksın, selerin gene deniz hamamı yapmak is deseydi muhakkak aklî muvazenesinden tedikleri görüldüğünden Belediyeye şişüphe eder ve ne yapar yapar kendisin kâyet olunmuştur. Belediyece şikâyetler bir doktora götürürdüm. Halbuki işte tetkik edilmektedin ben bunu yapıyor ve bu yaptığım şeyde Belediye bütçesi ve inşaat hiçbir fevkalâdelik bulmuyorurdum. Belediyenin yeni sene bütçesile mü Hortlağa yaklaşarak gözlerine bak him miktarda inşaat yapılacaktır. Buntım ve nasılsa, arkadaki yolu görmem lara başlanmak için bütçenin tasdika lâzımken çöpü gördüm. Mendilimin te iktiran etmesi lâzım gelmektedir. Be miz ucunu şöyle bir dokununca çöp çık lediyeye gelen malumata nazaran bu ay tı. Kızcağız, daha doğrusu hortlakcağız nihayetine doğru bütçe tasdiktan geleaz kalsın sevincinden ağlıyacaktı. Üst cektir. Bütçe gelir gelmez işe başlan üste teşekkür ederek ve elini sallıyarak masını temin için işmdiden tedbirler gözden kaybolmuştu. alınmaktadır. *** Nasıl, başıma gelen şey insanın tüy lerini diken diken edecek kadar müthiş değil mi? Ne o? înanmadmız mı? Hakkınız var. İnanılacak şey mi bu? Ne yapayım bu da bir huy. Arasıra böyle yalanlar uydurmazsam içim rahat etmi yor. Arkadaşlarım bu tabiatimi biîdik leri için artık beni dinlemiyorlar. Ben de ne yapayım. ne yapayım diye düşünürken aklıma siz geldiniz. Maamafih biraz evvel de dediğim gibi hikâyeme inanmamakta yerden göke kadar hak ısınız. Bu seferki pek yaman gıtti. Amma sonuna kadar okudunuz ya, benim de istediğim buydu zaten. Suriye hükumetinin RADVO garib bir hareketi Bu aksamki program J 1921 Ankara ve 1929 protokollarmın hükümlerine muhalif olarak hudud boyundaki Türk mahsulâtından ağır vergiler almağa kalktılar Kilisten otuz yedi imza ile aldığımız bir mektubda şöyle deniyor: «1921 tarihli Ankara itilâfnamesinin 13 üncü maddesi Türkiye Suriye hududunun iki tarafında ikamet eden ahalinin her türlü tekâlifini ikamet etmekte olduğu hükumete vermesi esasını vazı ve kabul etmiş ve birkaç sene bu yolda muamele cereyan etmişken bilâhare tanzim edilen 929 tarihli protokolda itilâfnamenin mezkur 13 üncü maddesi beş ve on kilometroluk saha diye takyid edilmiş ve Suriye hükumeti bundan bilistifade arazi vergisi namile Türk emlâkinden âşar almağa kıyam etmiştir. Fakat şim • diye kadar cereyan eden muhabere ile âşar ciheti henüz kat'î bir hal şekline iktiran etmemiştir. İşin son vaziyeti bu merkezde bulunduğu ve 1 kânunusani 930 tarihinden itibaren tatbik olunacak olan 1929 tarihli protokolda hudud hattmdan itibaren beş kilometroluk bir saha dahilindeki gayrimenkullerden yalnız arazi vergisi alınacağı musarrah olduğu ve âşar için zımnî ve sarih hiç kayid ve işaret olmadığı halde Suriye hükumeti hudud hattından itibaren azamî iki kilometroluk saha dahilinde ve Şimerin köyü civar ve etrafında Kilislilere aid dokuz yüz küsur parçadan ibaret bulunan bağ ve zeytinliklerin terbi usulile 936 ve 937 seneleri âşarı namile (2320) küsur Suriye lirası istemektedir. Bu parayı tahsil için Şimerin köyü muhtarı marifetile halk tazyik edilmekte ve tımar için bağ ve zeytinliklerine giden halkm ellerinden hayvanı haczen alın makta olduğundan hiçbir mal sahibi kendi mülkünün içerisine gidemiyor. Zaten o mevkiin bekçileri de bu âşar parası Bursada umumî bir teessür uyandıran hâdise İSTANBTJL: 12,30 plâkla Türk musikisl 12,50 havadis 13.05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 son 18,30 amatörler dans orkestrası 19.00 plâkla dans musikisi 19,30 spor musahabeleri: Eşref Şefik 20,00 Sadi ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafmdan arabca sö^lev 20,45 Safiye ve arkadaşları verilmedikçe halkı kendi mülkünün içe tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıla21,15 ORKESTRA risine sokmamaktadırlar. Bir çoğu fakir rı rsaat ayarı) haberleri ve ertesi 22,15 Ajans ve Borsa günün kimselere, dul kadınlara, yetim çocuk programı 22,30 plâkla sololar, opera ve lara aid olan bu bağ ve zeytinliklerin tı operet parçalan 23,00 son. VİYANA: marsız ve yüzüstü kalmış olduğundan 18,35 İSVİÇRE MUSİKİSİ 19,05 kanşik bu sene yüz binlerce kütiık ve ağaçlara yayın 20.30 MUSİKI EĞLENCELERİ baliğ olan mezkur bağ ve zeytinliklerden 21 25 kısa piyesler 22.05 musikill piyes bir semere istihsaline imkân kalmamıştır. 23.15 muhtelif haberler 23.25 orkestra konseri. Suriye hükumetinin şu muamelesi gerek BERLİN: Ankara itilâfnamesinin ve gerek 929 18 05 PİYANO VE KEMAN KONSERİ i tarihli protokolun sarih ahkâmına aykı 18 35 kuklalar, gramofon, günün akisleri 20.25 TAYYARECİLER MUSİKİSİ 21,05 rıdır. haberler 21.15 ORKESTRA KONSERİ Mezkur bağ ve zeytinliklerin bilumum 23 05 hava, haberler, spor 23,35 eğlenceli konser. hasılatı mevsiminde tamamen Kilise nak PEŞTE: ledilmekte olmasına göre halkm Suriye 18 05 amele şarkılan, hlkâyeler 19,25 hükumetinin tazyiki karşısında kendi ÇİNGENE ORKESTRASI 2005 konfe mülklerinin içerisine gidememeleri hem ranslar 20,35 BALET MUSİKİSİ 23,40 halkın hukukuna, hem de memleketin gramofon 24 05 CAZBAND TAKIMI 110 ?on haberler. iktısadiyatına mühim bir darbe teşkil eBÜKRES: decektır. Geçen sene vâki olan müracaa18.05 ORKESTRA KONSERİ 20.05 kontimize cevaben Hariciye Vekâletinden ferans 20,25 ÇİFTE PİYANO KONSERİ 21 konferans KONSERİ varid olan tahriratta Türkiyeye nakledi 22 35 haberler 21.15 AKSAM GECE KONve sairp 22 50 lecek mahsulâttan âşar alınmıyacağı ve SERİ 23 50 muhtelif dillerde haberler. BELGRAD: yalnız Suriyede sarfolunacak mahsulâta 19.05 ŞARKILAR 19,25 konferans, grabu muafıyetin teşmil edilemiyeceği tebliğ mofon ulusal yayın, eramofon, haberler edilmişti. Şu halde Suriye hükumetinin 22.15 SARKTT.AP 23,05 haberler 23.25 bu mallardan âşar almağa kıyam etmesi DANS MUSİKİSİ LONDRA: ne ahdî ne de hükmî ve ne de mantıkî 19 05 PİYANO MUSİKİSİ 19.20 piyes ve makul bir sebebe istinad etmemekte 20 05 haberler ve saire 20 35 ORG KONdir. Binaenaleyh hilâfı ahid muameleye SERİ 90 55 havadi* 21.10 OPERA YAmeydan verilmemesi ve hukukumuzun YTNI FİGAR^'NTN İ7DİVACI 22,05 VİYOLONS^. VE PİYANO KONSERİ 22.45 sıyaneti için vasıta olmanızı riza ederiz.» kıraat ?3 05 haberler. sr>or. konusma ve Suriye hükumetinin tamamile mantık saire 23.30 DANS ORKESTRASI 24,35 hsberVr VP saire 24 45 gramofon. siz ve saçma olan bu müdahalesi bizi PAPİS FPT.T.l: 18 05 ORKFSTRA KONSERİ 19.05 ORG hayrete düşürdü. Alâkadar makamların KONSERİ 19.35 haberler 20,05 ŞARKIşiddetle nazarı dikkatini celbederiz. Der LAR 20 20 gramofon, haberler ve saire hal harekete geçilmeli ve Kilisli vatan 21 35 karışık yayın 23.35 haberler, gramofon. daşlarımızın gasbedilmek istenen hak ROMAları kurtanlmalıdır. 18 20 RİO DE JANEİRO'DAN NAKLEN KONSER 18 55 kansık vaym 21,45 KARTSIK ATURTKİ 22.05 komedi 23,20 ODA MURTKİSf 24 P5 haberler ve saire 24 20 DANS MUSİKİSİ. NOBETCİ ECZANELER Bu akşam sehrin muht«lif semtlerinde nobet<;i olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Eminönünde (Sallh Necati), Beyazıdda (Haydari, Kücükpazarda (Hikmet Cemil), Eyübsultanda (Hikmet Atlamaz), Şehre mininde (Nâzım Sadık), Karagümrükte tSuad», Samatyada (Rıdvan>, Şehzadeba şmda 'Üniversite), Aksarayda (Ziya Nu \ Fenerde (Hüsameddin), Alemdarda (Esad), Bakırköyde (Merkez), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Bostanbasında (Itimad), Galatada Mahmudiye caddesinde (İsmet). Taksimde (Nizameddin), Kurtuluşta (Necdet), Kasımpaşada (Va sıf). Hasköyde (Barbuti, Beşıktaşta (Sü leyman Receb), Sarıyerde (Nuri). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda ÇarşıbojTinda (Ömer Ke nan), Kadıkoyünde Yeldeğirmeninde (Üçler), Büyükadada (Halk), Heybellde (Tanaş). Ç YENİ ESERLER Lokman Hekim ") Beyza Birson Dans dersleri Hususî ve münferiden (asrî dans dersleri) Beyoğlu Karhnan karşısında eski Polonya Nur Ziya sokak No. 3. Müracaat saatleri: (1214), (1720) ye kadar profesör Panosyana. Londrada otobüsçüler grevi Londrada başlıyan otobüsçüler grevi bu büyük şehrin hayatını zorlaştırmıştır. Halk metrolara, trenler ve otomobillere hücum etmektedir. Resmimiz hususî bir teşkilâtın otomobillne saldıranları gösteriyor. Maruf doktorumuz Hafız Cemal tarafından çıkarılan ve her evde mutlaka bulunması lâzım gelen tıbbî mecmuanın 11 inci sayısı da çıkmıştır. Bu sayıda Dr. Hafız Cemal Lokmanhekımin «Komür sergisi ve demiryolları neler yapacak, neler?» ve «Ah mubarek çilek, guzel çilek, kokulu çilek», Cevad Nuri Tinin «Esrarkeşler denizin dibinde spor yapmağa çalışıyorlars, Lok Zahire Borsasındaki dünkü manhekimln «Güzel kokulu çilek reçeli ve vaziyet çilek şurubu yapınrz», Perihan Şadinin «Frengi en belâlı bir hastalıktır» mevzulu Dün İstanbula Trakya ve Anadoludan yazıları, Lokmanhekimin öğüdleri ve sair 743 ton buğday, 45 ton çavdar, 20 ton arbirçok Lstifadeli yazılar vardır. Hararetle pa, 29 1/2 ton susam, 19 ton bulgur, 30 tavsiye ederiz. ton un, 14 ton mercimek, 62 ton mısır, 8 1/2 Yürekler acısı ton nohud, 14 ton da zeytinyağı gelmiştir. Genc ve kıymetli şairimiz Necdet Rüştü İstanbuldan harice 280 ton çavdarla 100 nün muhtelif zamanlarda neşrettiği man ton arpa gitmiştir. zum hikâyeler bu isim altında toplanarak Dün İstanbul Borsasmda şu fiatta satışkitab halinde çıkmıştır. Hikâyeler çok selis ve güzel bir üslubla yazümıştır. Içlerinde lar olmuştur: Yumuşak bugday kilosu 6,05 kuruştan çok eğlenceli olanları da vardır. Karileri6.15 kurusa kadar, sert buğday 5,35 kuruşmize hararetle tavsiye ederiz. tan 6,12 kurusa kadar, arpa 3,30 kuruştan Avcılık mecmuası 4,05 kurusa kadar, mısır 4,35 kuruş, kuş Avcılık ve Atıcılık mecmuasmın haziran 937 ayına aid 14 uncü nüshası neşredilmiş yemi 9,30 kuruş, ince afyon 540 kuruştan tir. Hergun ileri gittiğini gördüğümüz bu 580 kurusa kadar, tatlı iç badem 96 kuruş, mecmuayı okuyucularımıza tavsiye ederiz. pamuk 50 kuruş, kaşar peyniri 40 kuruştan 48 kurusa kadar, beyaz peynir 23,35 Hukuk Gazetesi Üç senedenberi kıymetli zevatın ve pro kuruştan 28,10 kurusa kadar, beziryağı fesorlerin yazılarıle Cevad Hakkı Özbey ta 34,20 kuruştan 42,20 kuruşa kadar. Dün yabancı borsalarda şu fiatta alivre rafmdan nesredilmekte olan (Hukuk Gaetesij nin ikinci cild 21/22 nci nüshası çık satışlar olmuştur: mıştır. Büyük şair Abdülhak Hâmidin bu Buğday kilosu 5,32 kuruştan 6,29 kuruşa gazeteye aid bir makalesini de ihtıva eden kadar, arpa 4,90 kuruş, mLsır 3,86 kuruş, bu sayıda Universite ord. profesörlerinden ketentohumu 8,12 kuruş, iç fmdık 94,26 kuErzurum saylavı Saim Ali Dilemrenin ruş. typologie ve adlî tıbba, profesör Mustafa ^ Reşid Belgesayın Türk Temyiz mahkemesi kararlarına, profesör Hirsch'in ticaret hukukuna, Cevad Hakkı Ozbeyin Şurayi DevŞubeye davet let kanunlarına aid yazılarile, Antalya aylavı Ahmed Saki Derlnin, Giulio MonKadıköy Askerlik Şubesinden: jeri'nin ve sair değerli zevatın makaleleri, Bedel erlerinden olup 1 mayıs 937 de taetüdleri vardır. Tatbikat kısmında da Lsti lim için kıt'aya verilmesi lâzım gelen Kadıadeli içtihadlar. tefsir ve tebliğler bulu koy Zuhtüpaşa Bağdad caddesi 17 sayılı nan bu ilim gazetesini okurlarımıza tavsi evde oturan Ahmed Zahid oğlu 331 doğume ederiz. lu Mehmed Garan yapılan araştırmalarda bulunamamıştır. Kendisinin çabuk şubeye Ülkü Ülkü mecmuasınm 52 nci sayısı zengin gelmesi ve dışarıda ise adresinin bildirilir programla çıkmıştır. Ülkü mecmuası mesi. nın bu son sayısında, Dahiliye Veküi ve arti Genel Sekreteri Şükrü Kayanm 19 SAMSUNDA mayıs günü Ankara stadyomunda söylediHalk Kitabevi ği güzel nutukla Bolu saylavı Cevad AbCumhuriyet Gazetesinin ve bübasm «Tarihî gune bir bakış» adlı konferansile doçent Ali Nihadin «İran edebiyatün mekteb kitablan, kırtasiye, mda roman», doçent Ziyaeddin Fahrinin mecmua ve gazetelerin tevzi yeriFelsefe kongresinde Türkiye», Ragıb Ködir. En son model daktilo ve fo se Mihaloğlunun «Belâlbartuk aramızda» toğraf makinelerini de burada buisimli yazılarmı da ihtiva etmektedir. 19 lursunuz. mayıs 1937 gencllk bayramına aid bir çok Samsun Gazi caddesi esimler de bu sayıyı süslemektedir. Bursa (Hususî) Vilâyet Orman müdürü Zühtünün genc kızlarla bazı kadınları evinde toplıyarak âdaba mu ğayir hareketlerde bulunduğunu ve bunun için cürmü meşhud mahkeme sinde muhakeme edilerek iki sene 9 ay bir gün hapse mahkum edildiğini bil dirmiştim. Bursada büyük bir alâka ve heyecan uyandıran bu muhakeme devam ederken Adliye meydanı ve Hükumet civan binlerce halkla dolmuş bulunuyordu. Umumî ahlâk üzerinde fena bir tesir yapmış olan hâdisenin uyandırdığı hassasiyeti gösteren şu resim o gün Adliye kapısmda almmıştır. (Çajjrılar, Konferanslar, kongreler) Konser Şişli Halkevinden: Haziranın 4 üncü cuma günü akşamı saat 21 de Halkevimizde Konservatuar talebeleri tarafmdan bir konser verilecektir. Herkes gelebilir. P A RiS SERGİSİNE herkes için elverişli NATTA'nm seyahat programlan SERBEST SEYAHATLERÎMİZ (Sergi müddetince bugünden iti baren her cuma İstanbuldan va purla hareket.) GİDİŞ: Atina, Brendizi, Roma, Milâno, Lozan, PARİS. DÖNÜŞ: Marsilya, Montekarlo, Nis, Kan, Genova, Roma, Brendi zi İSTANBUL. PARİSTEKÎ OTELEER DAHİLDİR KAFİLE SEYAHATLERİMÎZ 1 temrauz İstanbuldan hareket 14 temmuz şenliklerinde bulunacak bu grupun pasaportları yapılmağa başlanmıştır. Acele kaydolunuz. Milâno ve Belgradda ikamet. 23 temmuz İstanbuldan hareket edecek ikinci seyahatimizde yer kalmamıştır. 30 temmuz İstanbuldan hareket: Atina, Brendizi, Venedik, vapurla, Vcnedik'te ikamet ve Lido'yu gezme, Paris. Londra. Plymouth, Manhattan transatlantiğile iki gecelik sürpriz seyahati, Hamburg, Berlin. Bükreş ve avdet. Bu üçüncü seyahat için mahdud bulunan kamaralarınızı derhal kapatınız. Mimarların kongresi Türk Mimarlar Cemiyeti İstanbul Şubesi Başkanlığından: 4/6/937 cuma günü saat 18 de şubemiz kongresi kat'î olarak toplanacağınddh mezkur günde bütün üyelerin Alayköşkünü teşrifleri rica olunur. İçtimaa davet Türk Mikrobiyoloji Cemiyetinden: Memleketimizde 1887 de kuduz aşısı istihzarile başlıyan ve ulusal fen alanımızda buyük bir yer tutan bakteriyolojinin 50 nci yıldönümünün kutlulanması için 5 haziran 937 cumartesi saat 16 da Cağaloğlunda Etıbba Odası salonunda yapacağımız ilmî toplantıya, cemiyetimiz üyelerile, hekim ve veterinerlerin ve tıb talebesinin gelmelerini dileriz. Program: 1 Açış. 2 Yurdumuzda bakteriyolojinin tarihçesi. 3 Kuduz müessesesi çalışmalan. 4 Bakteriyolojiha neden hatıralar. 5 Kuduz hakkında etüd. ( flSKEBlİK İSLERİ Türkiyede bakteriyolojinin 50 nci yıldönümü Türkiyede bakteriyolojinin 50 nci yıldönümü dolayısile 5 haziran cumartesi günü saat 16 da İstanbul Etıbba Odasında bir toplantı yapılacaktır. Toplantınm programı şudur: I. Açış: T. M. C. Başkanı Dr. O. Şerefeddir. Çelik. II. Yurdumuzda bakteriyolojinin tarihçesi. Prof. Dr. Refık Güran. i n . Kuduz müessesesi çalışmalan üzerine: Dr. Zekâi Muammer Tunçman. IV. Bakteriyolojihaneden hatıralar: Dr. İhsan Sami Garan. V. Kuduza aid bir etüd: Dr. İhsan Şükrü Aksel. NATTA seyahat acentası: Beyoğlu, Telefon 44914 Telgraf NATTAİSTANBUL Usküdar Hâle Sinemasi ŞAHANE MELODİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: