18 Marl ai Akdenizde lia_kimiyeî İtalyanın Pantelleria adasını tahki Britanyada fırtma kopardı. İngiliz denizcileri <İtalya belâsını - bulacı aktır» - diyorlar Taoştarağı * ci sahiyeder tararladığı Akdeniz plâmnı ikmali için yaptırmış olduğu hakkında burada büyük güpbeler uyanmışl. İngilizler Akdenizin öbür venndaki Arablar Taran İlalyanın tahrik etmekte olduğun dan şöphelenmektedirler. İtalyanın Pan dellerin adasımı - tahkime - kalkışması bu) öleleri daha ziyade takviye etmiş ol - du. Bu adanın takikimi, İngiltere için pek Cüi bir tehlike teşkil etmektedir. Bura - da yapılacak tayyare - ve - deniz iileri Maltadan sonra Akdenirdeki İngiliz ge- Çidini kal'i olarak tehdid edecektir. Nesyork Taymisin muhabirine — göre İngikerenin ansızın böyle simdiye kadar görülmemiş ve işilmemiş bir mrette si - İshlarını artırmasının en / biyük sebebil budur. İngiliz deniz mahtilleri <«Muto - dini müstahak olduğu belâyı bulacaktırı demeğe Başlamışlardır. Amerikalı muh bir, İngiliz silâhlanmasının ikinci bir se - bebinin Almanların Fransa veya Belçi - kaya hücumu ihümaline karşı olduğunu| yazmaktadır. Le Temps gazetesinin mütaleaları Pariste intişar eden Le Tempa gazete- sinin Roma hasasf mühabiri. İtalyanın Akdenirdeki üsühahrisi olan Pantelle - Tn adası hakkında u haberi veriyor. İtalyan - hükümetinin, — tayyarelerin Pantellerin adası - üzerinden uçmalarımı yasak etmesi, bu küçük adayı, beynel önilel hâdielerin birinci plânına geçir - mişir. Geçen seneye gelinciye ka 'ada, gazetelerde nadien mevzuu bahic- dilirdi; hatta, İtalya halkı bile, oranın din, meşbur olan mirket şarabını methet, mek veya kürek mahikâmmlarının cezaları M o adada görmeleri dolayısile buna her.- hangi bir telmihle bulunmak vesilesile mardı. İngiltere ile İtahya arasndaki asır. | hk dottane münasebetlerden dolayı, bu | iki memleket aranında bir Akdeniz me- selesi mevzun bahsalmadığı için, bu kür gük ada hiç kimenin aklından bile geç - Aniyordu. Pantellerin imi--İtaiyar yanız dan bududların aşmağa, ancak Habeş harbi esmmsinda başlamıştr İagilterenin, Süveyg kanalını kapamak tehdidi karşı oedla, İtalya, Pantelleri adı hizler bâkimesin nin projeler'ni ceye kadar bozmağa elverişli bir müde fan vanılası olabileceğini üşünmüştü. Panlellerin, Sicilya zeğazının ortanın- da, Marsaoa'ya takriben 55 mil ve Tur musun Bon burnuna 50 mil mesafededir. Uzunluğu 14 kilometro, genişliği 8 kilo - yetro olan ada 800 metrodan biraz fazla yüksektir ve hatta bir de küçük gölü var dır. İki limanı varsa da vüzgârlara karşı pek muhafazalı değildir. Nüfus 10,000 d İngillere, Akdenizin şarkındaki deniz ye hava dlerini tahkime karar verince, İtalya, tedbir almanın elzem olduğunu düşündü. Çünkü, tasavvur ettiği Akdeniz atatükosu ancak karaya şamildi, deniz ve- a hava üzlerinin inkişafını hiçbir süretle | tahdidi etmiyordu. Ada üzerinde uçuş yapmağı meneden san kararnamenin de gösterdiği gibi, İ - talya, Pantellerin'yi müstahkem deniz ve ha dadır. Adanın müstahkem mevkie kalbi, 1 isü olarak kullanmak tasavvurun Cumhuriyetin e İplidai kumin inzıbatından — esasen ymemnun değilim. Bu gidişle baş ta yan: İm, çene de patlar, göz de çıkar, ” Beni Hakkında vereceğim kararda mazur gör rünün. Düşüneceğim.) demişti müdür. Ne düşünecek? Bunu " şimdi. müdü kadar Orban da biliyor. Asıl - düşünmesi izım gelen biri vana, © da Orhan gali- ba, Saatinin kaç ayar olduğunu düşünü- 'yer. Ön dön İki &y evvel bir “arkada. aından on Tiraya almıştı. Bugün de me. zâdda kaça gider? Beş, altı, yedi.. Faz. Ja değil, On, cn beş günlük geçim Pal 10? Keza, Eti bir ay. Bu bir ay içinde bir yere kapılanmak şart, Yoksa iştirliğin ne demek olduğunu bilir a; gömleğinin artık iğne — tutmyan yartıklarım kapamak için, yaz orlasında ceketinin yakasını kaldırarak bep arka #okaklardan yürüdüğü, hergün bir tanesi boşa çıkan tümidlerin pejine düştüğü za- mandanberi ünutmaz 9. Öyle günler olurdu ki, o, demir par- auklıkları tazdan bemheyaz kesilmi Filistin. Arab - | bidayetin debi tefrik: BiZz iNS etmediği için emallubunun is'afına sim dilik imkân olmadığını töyliyecek memunu beklemek ve yanına girmek için İyanın sevkalceyş siyaretinde — ahati bir inkişaf teşkil citiğinden, bu babi hemniyetidi. Akderizn büzün / döve ile itibat vazileri gören muvasala, yolu naktak nazanından İç mühin geçidi var İöm Cebelitark, Sicilya ve Süveyş bo - kineları. Bunlardan biriscisle ikincisi İn- iterenin elindedir. / Şeyed - İtalyanlar Bantelers'ni hakiki . bir münahkem merkie kalheimeğe muraffak - olurların, a hödre, Akdenizin garbi ile garkt ara: sadaki muvasala baltı üzerinde, tahkim Zülmiş bir İtalyac kontrolu manası ifade Eebili. Maamafih, bu ehemmiyette bir itihar e uzan 'bir zamana mütevakkıftr. Pa: tellerie'mn küçük mikyasta bir Cebe — Tüttarık haline gelebilmesi, çok para ve VZu zaman meseleridir. Adanın, hiçbir| Tabi limana sahib olmamaı kefiyeti, bu ildlayı bpata kâbidir. Mübim bir deniz ünsünün inças muszzam meblâğinın mal olacaktır. Fakat, Pantelleria'nın. şimdi- den, mndbtelif deniz müdafasları için kul Tanıknasına mâsi yoktur. Ada, Sicilya desının ortanında bulunmak itbarile, son derece kullamışlı ve Tahat bir / taraseud oktasıdır. Oruda bir tayyare meydam vücüde geüimek kabildir. Fazla olarak Sicilya ile ada arasındaki sahada deni - zin dibi, mayin yerleştimeğe müstiddir. Ne olura olsun, İtalyanın, Pantelle - vin Üzerinde uçuları menetmiş olman keyfiyeti manidardır. İlalya yanmadası. vın müdafan tentbatı, Akdenizin en her sas noktalarından birinde, gayrimütehar. bu |rik fakat hiçbir Rlanun batırmağa muvaf- fak olamıyacağı mükemmel bir zırhl takyiye edilmiş bulunuyor. İngiliz bahriye bütçesi kabul edildi Londra 12 (A.A.) — Dün akşam Avam Kamarasındaki müzakerelerin so- 'nunda Bahriye Nezaretinin parlamenta müvteşan Lord Stanley, bilhassa kollek - Hf emniyet sittemini ihata eden şüpheli vaziyetler üzerine nazarı dikkati celbet - Bu nutuktan sonta- Bahriye Nezareti bütçe kanun projesinin beyeti umumiyesi müzakerelerine nihayet verilerek ve mad- deler geçilerek kanun projesi nihayet S7 veye karşı 152 veyle tasvib olunmuz” Çörçilin beyanatı Londra 12 (ALA.) — Avam Kama- zasında Churehil gu beyanatta bulunmuş-| e— Deniz ingaat programı, İngilterer nin yaşamak hakkındaki azminin Büyük Harbin sonundanberi en kat'i surette he liren bir tecellisidir. Bu, ayni zamanda, İngilerenin, Mülletler — Cemiyeti — paktıl mucibince rolünü oynayarak - Avrupada istikrarm ve nizamın büküm — sürmesini temin etmek ve büyük bir devlet kalmak yolundaki kararının Avrapaya karı ve dilmiş bir teminatıdır.» İngilterede vergiler artacak Londra 12 (AA) — Eiki Maliye Nazırı Sir Robert Home, dün — akşam Glasgow'da söylediği bir antukta, nisan kört ahiling 9 pence - olmak üzere bir İngiliz lirası başına alnan ver ginin yakında 5 ehillinge baliğ edilece: öi bildirmisi Çocuk 28'Nİ: 16 ANLAR Yazan: Peyami Safa de sönük bir gaz ıi yanan, tek katlı fakir evler önünden akşamüzerler ge - çerken, bumuna gelen balık kızartımaları kokularile, bu kulübelerde yaşıyan in sanların küksüne imrenirdi. Bir. bildiğe Taslamak ve onun artik mev'ini tahmin € demediği bir yardınına kavuşmak ümi - dile kahvelerin önünden, içerilerine baka baka, ağır ağır geçtiği günler: hata bu yatdımın bazan bir sigara, sadece bir tek siğara olmağa İnhitar etmesine karşı da büyük bir mimet duymağa hazırlandığı günler; sabahları, en büyük — ikmamiyesi peynir ekmek olabilecek bir piyango bile- ti çeker gibi tekviminin yaprağını kopar- diği günler; Nezaretin karanlık koridee- larında, nihayet, darülmua'limini — ikmal Te delikleri örümcek ağlarile tkalı, içine — aantlerce ayaküstü merdivenbaşile halâ arasında gidip geldiği günleri soğuklar - umbiz, çeneye igan, kürek kemiklerine CWmuriyEr |Avrupada yeniden Silâh yarışı dinen od bimeyler yapacak tu ootn kiz Tapınıya hüdveyi tâyik olduğu ehemi yelk Kamlıyanak hâlü” banun Kendiinin 'zeler yapmağa mecbur oldu öi tetlik smekle vakk geçiriyar. İn giliz karar ve kareketinden " pek ziyade öi di Te kaailirde vi müdafan hekmazını böyük - tantanalarla Bd halbus uöğtürüe İaralaraalak dir. Almanıyanın şimdiye kadar takib et ği yaldı var kuvvetile devam etmeği doyolaay bulmdağum söylemleşe bacıt bile yoktur. İngiliz kararmm acak kanh bir cerub memleketi olan İtalyada busule kelirdii akselümeli büyük faşint mec Tiznin aradlarında gördük. İtalyada bu münasebetle müzellüh miller döruru ilin Olandır. ve fazla Olarak İspunyada nar Şanalas Kermlerik İakmcirdarı olan Ce deral Franko'ya bir de beraberlik birle- Fini ifade eden bir telgraf yollandı. Manzara öyledir ki bütün Avrupada pletler di seradeyi tegüdek var ha gikacak yeni bir İzabin ailcindey » Mmişler gibi bir ki> ve heyecan içinde yar| Şamaktan kurtulamazız, belki bu yolda Ki azablı ve Bümabli hayatlannda deha ziyade fanliyele sevkedilmiş - bulunuyor. har. Bugün Avrupa başta olarık büsün Gönyanın en mahtar ökleğu tey vulh ve Süküne kavuşmaklır. Ayrupa başta ola Tak bütün düryanın en mahrum olduğu Yev de baştin işte bundan ibarettir İapanyada yanmakta olan ateş bir harb iareli gibi parlamakta — devam - ediyor. Müdahale etmemek tedbir Öi öpita Tzi var mı? Çak Jaçk H Fiknaafa e İlya İapmeradı Te Tünlerin kazanımasından gayri bir şekil ve| netceyi kabul edemiyeceklerini her ve hareketlerile hergün iyet edip dunr- yorlar. Orada dabili cidalin uzamsaı bile aşlbaşna bir tehlike tepkil etmekte de- * Timdir. Bir hiçten dünyayı ateşe verecek yeni ve kocaman bir yangın çıkması hti li mütemadiyen Avrupa — ufuklarında bir kuyrukluyıldız. şenmetile dolaşıp dür güyor. Ve şimdi hazb yapamıyan millet- der alabildiğine harb hazırlıklarına germi vermiş gidiyorlar, ve Avrapa hâlâ ken- disine nisbi sükün verecek büyük adamım bekliyor. Denebilir ki Avrupa imanlığa ar ve rahat temin edecek biyük a bugün olduğu kadar - hiçbir Zaman mahrum olmamıştır. Öyle görünür or bi bu gidişle bu Avrıpanın başına bir gelecek vardır. Meğerki silâh yarışlarının Müvazeneti cesaretleri / hiratak - herketi kendi kabuğundan taşmağa mecbur eyle- miş olsun. Bu gürültü içinde Akdenize müteallik centilmen anlaşması tekrar suya düşmüş kibi bir manzara göstermekten kurtular Madı, ve bütün milletlerin alâkadar ol- dukları bu geçid üzerinde imparatorluk- Jarın çarpışmağa — müheyya - vaziyetleri tekrar nazanı dikkati celbetmeğe başladı Halbuki insanlık geçen Büyük Har- bi felâketlerinden henüz kurtulmuş de- Çüldir. Ortada, tarlacak hâlâ b kadar yaralar kanarken. milletlerin — yeni / bir harbe girişmeğe muadil / olacık / kadar giddetii ve kuvvetli silâhlanma külletleri içinde yüzmeleri hakikaten dünyanın en garlacak hüdisesini teşkil ette yeridir. Ne Yapanın ki temenni ile dünyaya — iyilik gelirmeğe inkân yokbur. Hâdiseleri çıp- İak hakikat halindeki mahiyetlerle göre İtek dikkatle takib etmek ve mümkün ol- duğu kadar tehlikenin hududu haricinde kalmağa bakmak bize göre bugünün ya- palabilecek en doğru iidir. Tabüi ara yer- de her ihtimale karşı ve ezcümle kendimi zi kanımak ihtiyacile hazır / bulunmağı İasla unutmiyarak, | YUNUS NADI h, bele ürperme, dizkapaklara tekme ve Tuba bap döndürücü bir sereemlik kalinde vuran tefaletin ölümü aratığı, fakat ek - mek gibi onu da'ele geçmez bir nimet ha- ine soktuğu günler, berbiri Wmutulmafi anlarile ve sahnelerile, kimi berrak, kimi de silik ve yarımyaz çabuk ve bazıları d ker görlerinin önünden gı Onu bu hayata, Tahsini de, geceleri içinde açaçına yattığı kayıkların çukumu- na yollıyacak meş'um karar, -müdürün kafasında nihaf şeklini çoktan alımış olsa gerekti. “Ayni ” hödie b çocukla kendi — isntikbalini birbirine nasi da ek- Tiyordu. - Ona, / kendi. vaziyetini unu - tarak, aradaki y farkının - verdi - ği bir nehe itimadla; «Korkmala de - mişti. Halbuki elinden ne gelir, ne geler cek? Müldin — anlattıklarım — düşündü. Bütün o « neydi adı? - Halim Bey mi? » Halim Bey galiba... - Halim Bey aile- #ire. Eviye Franuız bayrağı çeken kadın, anası kayıkcısına, oğlu da - irsiyele mi, terbiyeye mi, sirayete mi atfedleceği he nüz belli oluyan bir tekrarla - onun oğ. İuma geşek Türke diyen hu Türk düş -| amani acayib ev, orada bir Rum kadını -| zan bile » mürebbiye midir, nedir, belki de bir terzi - çocuğun anasına dinini ve kulunç, yüreğe baygıalık, mideye bulan- , milliyetini hatırlatması, Vedianın teessü- | pılan ha Pazar günü Yeşiköy hava meydanın- | da yapılacak olan hava bayramı için ha- arlıklara devam edilmektedir. — Halkın gerek gidip gelirken gerekse hava bay - Tamı srasmda her türlü ihiyaclanımı kar- yılamak için Hava Kurumunca tedbirler Bayramın bir kat deha parlak olmanı için meşhur paraşütçülerimizden Bayan| (Yildizla Hüseyin ve Hikmet dün An karadan şehrimize gelmişlerdir. Pa eabah emniyet altıncı şube müdürü Faik ile Türk Hava Kurumu / İstanbul İvilüyet merkezi reisi İsmail Hakkı Yeşil köye giderek nakil vası yircilerin duracakları yerleri tebit ede-| klerdir. | Sabahleyin Tümkuşu tayyareleri şehir) üttünde uçarak halka beyannameler ata- zaklardır. Bu beyannamelerde: «Türk gencil. Uçmasını: bilmiyenleri, — bütün düm kötürüm sayıyor. Vakit geçirme. Tükku- şuna yazıl. Atatürk netlinin bürtün çocuk- Tarı uçmasını bilmelidir. Sporların en heyecanlım en eszibi ve) yard için n faidelisi hava sporudur. 'Türk çocuklar; Türkkuşunun kanadları altıma koşumuz, Kanadlanınasını bilmiyen genclik Atatürk Türkiyerine - yaraşmaz, Cumburiyet geneliği, toprak sporlarını İyerini arlık hava sporuna vermelidir. Ha Va eporu, iradeyi demirleştiren, karakteri yamaşaklıktan - kurtaran - bir pordur. denilmektedir. Diğer bir beyanname ile de İstanbul hular hava bayramına davet edilmekte -| dürler. Hava bayramına talebelerin parasız olarak iştirak etmeleri için Üniverite Rektörlüğüne ve İstanbul - Kültür Mü - dürlüğüne Hava Kurumu tarafından İmeccani gidip gelme tren biletleri yol lanmıştır. Halk için de gidip gelme - biletlere 96 50 tenrili yapılmışı Pazar sabahı aat 8 den itibaren Tal sim, Eyüb, Sirkeciden camlarında «Tür kuşu hayramın yazıl otobüsler hareket edecekler ve halktan gidip gelme 60 ku- Tt üeret alacaklardır. 'Taksi otomobilleri de Beşiktaş, Sirke- çi Beyanıd, Taksimden dört yölcu ile hareket edecek ve gidip gelme olarak - dam Başına 125 kuruş alacaklardır. Bu Hava bayramı için ya- Bayrama iştirak etmek için Ankara- | dan yeni paraşütçüler geldi zırlıklar kupu bayramın. eziketleri konmuştur. Hava bayramı tam saat T de baş hıyacaktır. Tzenler Sirkeciden Yeşilköyel saat 7.35, B B30, B.50, 9AD 9.40, 10.05, 10,30 da hareket edecektir. Yeşilköyden dönüy için de saat 14,20, 1430 14445, 15.05. 15440. 16.10' d tenler hareket ettirilecektir. Hava bayramında tehrimizde bulunan Vekiller. meb'uslar, İstanbul / Valisile Vilâyet ve Ordu erkânı hazır bulun! çaktır Şehrimiz - kordiplematik mehefilinde) bava bayramı büyük bir alâka uyandır -| açt Tükkupı umumi müdürü Zeki, mu -| allim Vecihi ve Türkkuşu İstarbal u - besi vebi Nuti dün öğleden evvel İstanı bulun muhtelif yerlerinde bir tetkik ge zinEsi yaparak - Türkkuşu — için tatbikat yapmağa yarar saha aramışlardır. Heyet | dün bu iş için - Zincirlikuyu - harincinde Ayazağa çiftliği cirarmda Talimhane 'namile tanılan sahayı, Yenibahçe stad - yomu ve bir de Erenköyünde Merdiven köyü civanında Fikir tepesini beğenmni Bayrama iştirak edecek yeni | #ilolar “Ankara 12 (Telefonla) — Bu pazar gönü Yeşilköyde yapılacak olan büyük Türkkuşu bayramında - bulunmak üzere yeni bir file at 12 de Ankaradan ha teket etti. Bir Gudtan tayyaresile yede- iönde bir plânör bulunan Ela bugün Ev Kişehire varmışır. / Evvelce yola çıkmaş| iken Eskişehirde kalan flo ile beraber yarın sabah İstanbula hareket edecekler-| teksi otomobillerinin camlarına da «'Türk- v E V Ajanılar beş en gün evvel sn Habey mücahidi Rar Desta'nın da evir edilerek kurtuna dizildiğini bildirmişti. Yuk: ki vesim Tueci kolu tarafından esir edilen Rar Desta'yı kurşuna dizilmesinden bir Tü, unutulmaz bir incelik ve hafiflikle dü- Tuşu, Celâlin - ne heriftir o ne herifl - simi hali ve müdürün ahakkında verece- Tüm kararda beni mazur. -.» Kapı vumuldu. Yeni bir hidise korku- sile yatağının içinde — sçmyarak — başını| dümdik yukanıya kaklıran Orhan, —ekim 999 diye bağırdıktan vonra gece bekçi inin sesini duydıı — Çocuklardan biri bağırdı, diyor 9, var geh bu yana, Orann yataktan atladı. terliklerini ve paltosunu giydi. kapıyı açtı. Gece bek -| çisi, elinde bir idare kandilile, iki üç a-) dim uzakta dünüyor ve çocuklardan biri- nin bağırdığını tekrar söylüyordu. Orhan dişarı çıkt: — Bağırdı ne demek? Dedi ve yürüdü. Elindeki Tâmbanın| sönmemei için, arkadan ve daha yavaş kinci yatakhar Orlan, yatakhanenin eşiğinde, — idare) dâmbasını eline alarak durdu - ve bütün karyolalara bir göz atlı. İşık, - bekçinin parmakla gösterdiği yatağa kadar gitmi- yordu. Orhan içeri girdi. pencerenin yar nanda, kendisine sorulmadapı birbirine ni- çin bitiştirildiğini anlamadığı iki karyolar, man ayakıcunda durarak, el işaretile, ve- 'vın hangisinden geldiğini bekçiye tordu Son Habes mücahidinin ölümü Bunlardan birinde Tahsin yahyordu dir müddet evvel görtermektedir. or yaklaşan bekçi de, bir baş hareketile bağıramın o olduğunu işaret et- & Tahsin yüzünü yavığa — kapamış — ve Sit açık kalmıştı. Örkün ona yaklaştı, oĞi tutarak üstüne eğildi. baktı, çıktı ve kapının önünde ona sordu: — Nasıl bağırdı? Bağırdı. Ben içinde dönüyordu şöyle, diye - karyolasını / ötekine yanaştırdım. Bekledim. Biraz şonra gene bağırdı, Eve ham geldi gayrik bana, seni uyandır. dim. — Bu havagazi niçin yanmıyor? — Gönlek bozulmuş. Kiletin anah İçeriden bir çığlık daba koptu. Orhan hemen yataklaneye girmiş ve idare ü at avucile himaye ederek 'Tahsinin karyo- astna kadar hizla gitmişü, Çocuk tektar yorganı üstünden atmış, bu sefer başını yastıktan aşağı kaydırarak, yüzü şiltenin| ürtüne kapaamış ve bütün vücudü kanl- maş bir halde yatıyordu, Orhan bir mü şahede safhası geçirmeden müdahale et memeje karar verdi. Hâdisenin geçici bi kâbus olup olmadığını anlamak istiyordu. Vstçirmiş yurddaşlardan oldu aahsinin arkasımı örterek bekledi. Çocuk- Aa hiçbir sev ve harekcet yoktu. Bekçiden izahat almak için sürüle yatakhaneden koştum. — Vatağın düymesin yere Bahar müjdecileri: Cemreler! di sekiz, e hatta ön on bir yaşlanındayken aklıma siğeni < yan işlerden biri de - yürüünü görmediğim, evini bilmediğim - Cemile ae kizın her yil suşa düşmesiydi. B garib hâdiseye o kadar sınmuştım ki her gabat ayı geldikçe kulağımı kabar namın, yahd babaram ağzından Cemile- vin saya döşüğünü İlimeğe bazılamır — Zaman geçti. Cemilerin cemre oldur gum, cemrenin de cevvi bir. hâdiseden İaret bulunduğunu öğrendim. Ceçen gün sivil mütekaidi E. Bi imza- sile bir mektub aldım. Hayli gün görüp anlaşılan bu zat cemreyi şöyle tarif ediyor: «Val tile kayunlar, keçiler yaylalarda bırakılıp üçer kapılı ve yarı örtülü ağıllarda kı İattırlırmış. Davar sahibleri — bur sira ağaıl kapıları önünde ateş 'ateşin içeriye ekseden sıcağile hayvanları Sandındlarmış. İlkbahar yaklaşınca ilkin cenub, bir hafta sonra cenubu yarki - ve daha sonra şimal cihetine düşen kapı öne Terindeki ateşler söndürülmüş. Üç cemre 'i halk ağcında dönen hikmet ve illeri budı Mektubun sonunda; Acaba doğru mu, düye bir soro da var, Onun için kamına baktın, gu izahi buldum: «Cemre ateş koruna, küçük çakıltaşına ve hac menas sikinden olan taş atma rasimesine denilir. Bir de Arab cemreleri tabiri vardır ki üç büyük kabilenin adıdır. Rivayete göre o kabilelerin ilk başbuğları oları adamların anaları birdir. Bu kadın bir gece müya- sında mesanesinden üç taş düştüğünü gördü, sonra birbiri ardınca üç kocaya vardı, herbirinden bir cölan doğurdu ve bu oğlanlar, ayrı ayrı birer kabilenin başı oldu. Kamus, görülüyor ki. / cemrelerin | cevvi mahiyetleri hakkında biney vöyler amiyor. Fakat (Bürhamı Katı) da üç beş kelime vardır ve şu şekildedir:. «Cemre, gamze vezninde ol buhar ve hararete de hür ki subat ayında ç defa zemin'n heyecan eder. İlkin © ayın birinci het sında kalkar, toprağa sıcaklık gelir'£ > Ta ikinci haftada peyda olur. sular e- Ürşüncü haftada zubur edişinde ağac — otlara hararet sereyan eder.- Cemrelerin sakutu, bir ivayetle, —ay — menzillerinin değişmesinden ibarettir » En vakul söz de, şu 30n Tivayet olas çak, Fakat bu menzilleri - ki cephe, züb- e. sırfa adlarile anıyorlar - hakkile izah etmek benim haddim değil / Otüz yedi | milyon, beş yüz doksan üç bin kilemetro murabbar büyüklüğünde bir küre olan ve bizden üç yüz veksen dört bin dört yüz üç kilemetro uzakta olup saatle iki yüz elli kilometro yol alan bir tayyare ile an- cak iki aylık fasılarız bir uçuştarı sonra kendisine ulaplabilmek mümkün görü - mayül ettiğini ölçmek, biçmek hem yorur cu, hem faydasız bir İş. © sebeble. yavaş yavaş İehçemizden uzaklaşmak üzere bulunan cemre hak - kırda İügat kitablarının yazdıklarım oku- mmakla iktifa etmek bana münasib görün. 'dü. Zaten yeni nesil, baharm geldiğini zemreden, nevruzdan, hidirellezden değil bayanların güller gibi açılmağa, plâjların zanlanmağa başlamasından anlıyor, Biz |neden baş yere çene yoralım? İ M. TURHAN TAN ayanan bazı çacuklar da islim saliverme- ye benziyen seslerle derin nefesler alarak yorganlarının altında donup durüyorlar. d Birkaç' tanesi açıldı. Orhan bekçiye onları örtmesini işaret ederken, “Tahsin birdenbire nçrıyarak, canne!.» diye ket Fin bir çağlık daha kopardı. Orhan ği yaklaşberken çocük yalaz gnn içinde oturmuştu. Yamruklarını gözlerinin üstüne bastırarak, hıçkıra hiçe kıra ağlıyordu. Ellerini yüzünden çekti, fakat gözleri hâlâ kapalıydı. Bütün vü - cudü tiriyor ve ürtünde gecelik namına hişbir şey olmadığı için, fanilâsınm — sol tarafındaki büyük bir yırtiktan zayıf om- 'zu görünüyordu. Orhan onu birdenbire yayandırmaktan çekinerek, omuzlarının ü İtüne, karyolasının ayakucuna asılı ceke- düni örü. Hâlâ görlerini açmıyan çocur Şun yüzü sapsan — ve dehşet - içindeydi. Korkunc bir manzarayı görmemek için gözlerini amskı / yummuşa - benzin Yanaklarını ve almını ter kaplamıştı. İne ce ve boğuk bir sesle yarı vazıh, yarı da 4 Lanlaşılmaz şeyler söylüyordu — Baba, vallahi babacığım, gözüm çıksın eğer... yedinin — üstünde, başaşağı... Değil, gözüm kör olsun. İstek ir|mem, olmaz, olmaz, Üstemem, anne, an- neciğ Yirmi Yandaki yataklarda gürültüden | ; j N ü nen ayın hangi menrillere ne suretle tes