Mtart san Aziz Şehidlerimizin makberesinde Burada 7000 Türk eri tıb- kı cephede gibi yanyana, omuz omza yatıyor Şehidlikleri imar gibi ulvi bir vazifeyi omuzlarına almış olan bu cemiyete yardım etmek madeni varmış! Altın madenini bulan zat Vilâyete müracaat etti İzmi ÇHumuat) — Karaburunda çit | T bulunan Faik Cenksoy, altın madeni balduğunu sddia e Vükyete müra -| aat elmiştir. Keyfiyet tetkike başları Kalştır. Vilayetimizin diğer bazı y tinde de altın medeni bulunduğ! vet edilmektedir. " Fak diyor bi ea Dü medeni baluşiüm eskkliri T Z| mumal Harb sıralarındadır. Çok geniş bir. dakaya yayılmış bulunmak'adır. Fakat Edimekapıyı geçtik. Şehir bitt. Ve bir mamürenin kapıında durduk. Bu eşikte bütün emeller, arzular, hi 1r, henti, herşey durüyor. Köme servilerin - noktaladığı. - beton eeöstntillerin satırladığı bir tarih sabife -| fine bakıyanuz. Burada yedi bin Türk eri, tpkı Ça -| makkaledeki gibi. tpkı döğüşürkenki gibi, yle yanyana, öyle beraber, öyle omuz| ommuza, yatıyor. Güneş, nemli toprağı öpüyor. Ve toprak, boydan baya bir buhur - dan gabi tütüyar. Ve biz, açik alınlarımıza dik dürma akkı verenlere, sade onlara, sessiz, son- suz bir saygı ile iğiyoruz başlarımızı Anafartalar, Anbumu... — İnönleri Sakarya ve te Akdeniz kıyılarına kadı uaman bir zafer alanı. Ve daha geriler Ge, uzaklarda, çok uzaklarda kalan, ad- Jarm bile güç hatırladığımız er mey danları. — Sonra — bunların — unutulmuş, metnik mezarları — Demek ki, diyorum dortuma, on l evvelin bir bayarlı teşebbüsü olmasayı- di Bugün, — İstanbuldaki - şehidlerimizin bile yetlerini bilmiyecektik. Ve ne zamandenberi kendi kendile - Hine bu içi üzerlerine alarak çalışan ve bu gehidler diyarını — mükemmel, tertemiz, Tauntazarı bir bahçe haline - getirenlere gükran dolu bakışlarımızı çeviriyoruz. işimiz bitmedi, diyorlar. dar bir bütçe ile bugüne kadar ancak bu ka- dar yapabildik. Fakat asla yılmış, usun: amuş değiliz. Cörüyorunuz ki bâlâ du —| rup dinlenmeden çalışyoruz. “Türkiye Büyük Millet Mechisinin şe bidlerimize gönderdiği muazzam çelenk, biç salmiyacak bir hatıra. Sonta, soldaki tarafta taze bir mezan görteriyorları — İşte, on iki tene evvel bu fikri or taya atan büyük asker General Şükrü Naili de burada yatıyor. Evet, 1924 sonlarında Üçüncü Kol - ordu kumandanı bulunduğu zaman şe - hidlikleri imar Fikirini ilk ileri idi. Onun teşebbüsile kurular Sehidlikle Cumhuriyetin e hepimizin en mukaddes bir vazifesidir :e bir bütçe de en sene sarfında etcde Zülrnekapı Şekaiği bir ce- di İmar komieyonu iki sene son! miyet halini alımış ve anıl Faaliyetine baş- Bu hetabla cemiyetin tam on senelik bir mazki vardir. Cemiyet işe başladığı zaman ük mer z olarak Çanakkaleri ve Çanakkalede Faralarıp 1 İatanbul ve civan hastana” İrinde gehid olanların gönüldükleri E - dimekapı ve Karacaabmed sebidliklerni ee almıştr. İkinci olarak ta yurdun ğer yerlerindeki şehidliklerle - yard diy Tebidliklerini döşüümek olmuştur. Cörüyorunuz ki mevzu ve emel bü yük ve geniştir. Bu gayeye varmak için der ai vantalar Biç denecek - kadar| ada Buna rağmen çeniyet, emah bir ibide kurulineya kadar Anbumundaki Mekmed Çavı abidesini ve Kırklare - Tideki şehidliği de unuumamır. Fakat bilhasse vedi bi Mehmedcifin yatığı Edimekapı Şehidliğile meşeni ol s bünlerce fldan dikerek bıştanbaşa Tadlediği b sehay beş Bi meko u 2 Talığında divarla çerimik güzel Hir Sbide kurmuş, bir Fen heyetine yaptırdığı Şlina göre munlarem batoa yollar. ve kergiinde yümü şehid bulunan betondan 4 mezarları t etmiştir. — Har tarata birden yekiemediğimiz için eli Buzayı yüzümüzü eöarlacak bir hale getimeği itiyoruz. Ondan tan-| Ta rüile diğer şehidliklerle meşel ol — Varidatiniz? demeğe dilim varmır yer, Biliyorum kiş yud içde ve dişm ai bütün şehidlikleri inar iini özerine alma olan bu cemiyetik yıllk geliri topv Topu o üç bin Tradı. Mezar ve lâhid hanlatı, evet hanlat saml ve henai müciserelerin yardınlanı bi Takrim ve muhtralar -| dan gelen para ve nihayet rozet... Bu son madde, yani rozet, hepimizin gekidliklere verdiğimiz parayı ifada ettiği çin. omun özerinde bi durbiliriz: Yilde bin li Dikkat ediyor musumüt? Biz İatanbul- ulaz, sehidlikletimizi imar - için, adam huma yılda beş para bile vermiyoruz! Halbuki hepiniz, muntazaman beşer, oe debi tefrikası: 11 BiZ iNSANLAR B Orban alikata, merdiven başada, köçük, dar ve uzun bir odaya aldı. Per, deler inikti. Karaalık ve soğuk bir hava içinde yüze haf bir livanta siçeği koke| a yunyordu. Ortan, kapının hüzanında, önüne gelen bir kararlmın tandalye olde.. Şunu farketmek için biraz iğilmeğe mee | bar olmuştu. Hizmetçi perdeyi açt Buram, bir tek genceresinin önünde) beyaz örtülü iki eeki koltuğu, bir Amer ziken yazıhanei ve tü kapılı bir pirine| manglile büyük evlerin maktadar. ve Tatecle döşenmiş, lürumeze odllarındın birine benziyordu, Koltuklardan - bitinin| önüne kunu lâvanla çiçekleri yığılmışı Oihan oturmadı. Sağ tarafına gelen yar azalik di bir kapıdan, biraz ermel d sanda birici kat pencenesinden gör yemek sakmunun masası güre çamıyor- d Hizmetçi odadan çıkıı ve kapıyı ka: badı Yazikanenin kapağı da örtülüydü ve Yazan: Peyami Safa içinde duvara “bir fotoğraf — asılmıştı; Ayakta, bir eli cebinde ve bir eli aat Kösteğinin üstünde, kırkını geçkin, mazca, biyıklarının ucünü / sivrilimiş ve saçlarını ortadan ayırmış, ablak yüzlü bir adam resmi, Çerçevenin üstüne takılı, ke- 'nanı sarma işlemeli gehiş bir çevrerin ucu açılarak sgekmiş, resmin bir gözünü ka: Orhan bu fotoğrafa bizmetçinin cöleli| hanidiz..> diye bahteltiği inan olup ol madığını düşünerek bakarken, merdiven| tarafının kapısı açıldı ve içeriye gene bir| kaz girdi. Âcele iki adım atmışti, fakat| Orhanı görünce şaşırarak durdu. Gözle- vini kırımadan ona bakıyordu. Orhanın bakışları da kızın beyaz kemerli, bal ve kısa etekli elbisesinin lüciverdi - Üstündel biraz daha yukanıya kalkabilmek cesa -| tetini arar gibi gezindikten sonra yüzü- ne kadar çıkabildi. Koyu sarı saçlar a| -| kelime mınldanarak pencereye kadar bi genişliği şimdilik söyliyemem. YAt < miz madenin'çok zengin olduğunu söy Tiyebilirim. İngiltere ve Fransaya 300 kadar nümüne gönderdim. Tahli neti - cesi binde 20 - 20 çıklı, Rusyada Öre fığları altıs madenleri nikbeti 10 - 15 ir ve n madenlerin, dünyada en e gin madenler olduğu 'Şu hal Öz benim madenlm, tükermez bir Ba yine Gemektir. Bu maden, her şeyder Grvel bllkümete alddir. Mnder Araştır. a Erstitüsile beş avdanberi temas ha muhakk indeyim. Bane. Sadenin yerini ve hu kaki yaziyelii Sardıdar. Harta esika Salmak niyetinde olp olmadığımı da Başurtlar Faket ben herşerden evsei Süktiyetier bir sat göndeziimesini b İüiyazumn Ban şertlarin madenin yerini Şönlermele haftım ve çüphesiz bun - Bim Gükümet isifade edecektir. Bu bur Taşuma aulkabil bir şeref hissesi tete * ek kekikimdir. Maden çok zenglndir ve) Tülmadiyen işlenme ” Gitmiyecedeiz Yaktile Cümhuriyet Merker Barkasına Kierikeden lelerla ait getirimişik Kat gltimi beriden - getlrmeğe e| klnm var, işte medeni K aa lalai İnar kuruş olsun versek birkaç sene içinde, Temlekctin her tarafındaki şekidliklerin at edilmiş olduğunu görebilir gimiz şebidlerimize karçı kendii” h himiyonuz. ve hangimiz - bu Selilak 8 eh ©'halde bu cemiyetin aza tenkbödler nedea. yılda (60) İirayı zeçmiyor? Cemiyetin mastaf fashır gözden ge çiriken () 'da duruyorum: S çin de para mi veriyomnmuz? — Alıyorlar Fakat hayır, bu işte büyük bir yanlı: ik ol gerek Bi şebir, birçok sebeblerle hiçbir yar da bulunamaza: bile, şehiliğine ver. Ş vudan para alamazi e ecnebilerden mürekkeb bir erap. yankıları ellerinde, bir mabedde dolanır bi ağır aö sükün içinde“ilerliyerek Türk şehidlerini siyare ediyorlar. Abidenin etrafında toplanmış bir mek- tebli kafilesi, burada yatanların niçin can. verdiklerini — anlatan — müllimlerini dinliyor. Şu gene kadın bir mezar taşina iğil İmiş gözyaşı döküyor. — Kimindir hemsirez Göğrü, dudakları, sevi titriyor: — Hiç kimem değil... Yüzünü gör mediğim babam da Çanakkaleden dön- Ve Biraz daht iğilerek hıçkınyor: — Belki onun bir arkadaşıdır.. Belki beraber can verdiler, Doğru. Kimbilir hangi — ermeydanında kalınış eşinin, yavrusunun ve babasının meçhul İmezanmı bayalinde anyan ana, dul ve yetim, zaman zaman gel, şu taşların bi rine öğil ve birak — gözyaşların — akun. Bi ki bunun altında yatan da, seninki gibi, ayni emel, ayni aşk peşinde koşar. ken can vermiş bir Türk çocuğudur. KANDEMİR 'aadlar dar ve yapışık, ufak bir burun. Dudakları kalınca ve biraz kabarık, fa: kat biçimli ve güzel bir çenenin derhal Tashih ettiği bliyücek bir ağız, Kız, Orhanın dikkati karşısında başı | dönüyormuş gibi sallanarak bir adım ge- dire ha bi ddi karak kumap kadar halif ve gerlek duruyordu. Önüne baka baka ve pardana henzer bir elbisesinin tür koltuğun üvtündeki İâvanla - çiçekle- mini akdıktan sonra yemek salonuna açılan| kapıya doğru hizla yürümüştü; topuzu| çevitirken Orhana yan gözle bir daha baktı, kapıyı açtı ve bir elile - kemerinin| arkasmı düzelterek bir uçtayışta uzak - lart, Orhan onun uçücak gözden kaybor. eteğinin bıraktığı başluktan görlerini bir müddet —ayıramamışı. / Birdenbire kendisini bu yalıya getiten sebeble şimdi. içinden geçen duygu aravındaki münase betin abesliğini farkederek - doğruldu. kaşlarını çattı ve başını önüne iğdi. Faki ve çamurlu ayakkabları gözlerine ilimiş dü. Bunları daha kuytu bir yerde saklıya- bilmek ümidine benzer bir hile yazıhar 'menin koltuğuna doğru yürüyordu. Merdiven tarafındaki kapıdan içeriye tanda pembe ve taze, renlli bir yüzdü bu: Sahibi nefes alırken büyüyen ve nefesini) barakırken slüzülen yesilimsi &ri gözler. | Tit taralında, yaldızlı büyük bir çerçeve | Ucu sivri ve biraz yukarı kalkık, ince ka- | uzunbayla bir kadın girdi. Adeta koşa koşa Orhanın üstüne geliyordu. Ar pencereye dönük duran muallimin karan- ikta kulan / yüzünü iyice - görmek isler ” Balkanlar Cuwmuniyez | İzmirde bir altn | Balkanlar arasında bir otomobil müsabakası Yunanlılar haziran ayında yapılmak üzere çok meraklı bir müsabaka tertib ediyorlar Si MA nn E münatehet aranmasın, Malüm olduğu ür f Bizim Ahfeş debiyat Ve Gi tarihinde - bir büzi ahfeş varda, şimdi onun şöhretine bizim Ahfeş “varla d Büre bizim kelimeleri arasında ee Büz, keçi demektir ve tarhe ge T gegen sönelerde fatandmlda yaşıtan etomodui müsabakalarından bir mansara Atima (Hususi — mubabirimizden) rasında bir otomobil müsaba- kan (Raliye) yapılmanı için burada te-) şebbülere giripilmiştir. -Bu / teyebbürün uvaffakiyetle neticeleneceği — burada kak sayılmaktadır. Yunan etome-| bil ve sırizm kulübü / birkaç / aydanberi| mevzuu bahsotan bu fikir üzerinde bizçok tetkiklerde bulunduktan sanra (Rallye) in tahakkuk edeceğine kanaat getirmir| ve idare heyetinin son toplantısında Bal- kanlarda şekil itibarile ilk defa — olarak yapılacak olan bu müsabakanın tertibini alınıştır. 4 her ne de ol bir takım zorluk- dara tesadüf eden bu müsabakanın yapıl- mması pek te kolay olmıyacaktır. Birinci mesele olarak mali müşkülât başgöster -| mmektedir. Otomobilcilere nakdi mükâfat-| Jar verilmesi mevevubahiz değilte de ve çen Büzi Ahfoş, Arab diyarında di sliz ini olarak şöhrel kazanan bir Türküm hayvantağızıdır. O keçinin, sahibile yap Büğ olduğu müsahabeleri gene bu el rilecek hediyeler ve 5 him bir mavafi göz ye dolayısile mü> almak lüzemdi Mütehasımlar, bu . mastafın / 200.000 drahmiden aşağı olmayacağını tahmin et mektedirler. Müsabakanın müvaffakiyeti için e mühüm merele, Balkan — memleketlerinin geniş mikyasta müsabakaya iştiraklerini Teminidir. Yıman Otomobil ve - Turizml kulübü reki Statates müsabaka projesini görle anlatmıştır Önümüzdeki haziranda Balkar lar arasında bir otemebil (Rallye) mü -| sabakası yapılmasına karar verdik ve bur| mün için çalışıyonuz, Fakal bu kararımı| zan tahakkuk için iki şeyin temini lzıme| & H — Yapılacak masrafa mukabele e-| decek paranın tedariki, 2 — Müsabukaya iştirik edecek Bal-| kanlıların mümkün olduğu - kadar fazla| olmasıdır. Eğer kifayet edecek - derecede bulunmaz ve iştirak - edeceklerin miktanı da kâfi derecede olmazsa teşebbüsümüz- den sarfınazar etmek mecburiyetinde kar lacağız.a Kulübün umumi kâtbi - müsabakanın bütün plânlarını hazırlamış ve takib ede- ceği yolları tayin etmiştir. Bu plân teknik heyet tarafından tetkik - edildikten sonra Balkan memleketlerinin otomobil kulüb- lerine götürülecek ve onların da fikirleri alınacaktır. Şimdiden Yunanistandan — on bey ote-| imebilcinin mi iştirak — edeci anlaplımıştır. Eğer diğer Bu ketlerinden de bu misbetle *alib olanlar bulunursa iştirak edeceklerin miktarı hunusundaki mesele - halledilmiş olacaktır. Plüna göre müsabakanın sonu Azinada bitecektir. Müsabakaya girenle- yin lk hereket olmak - Üzere seçe -| bilecekleri mahaller de şunlardır: Belgrad. Ösyek, Nij Sofya, Varna, Gibi, kaşlarını çatarak ona doğru işilirken bağırdı: — Siz kimsniz? Muallim mi, mu bassır mi? Ne eldü. çocuğuma? / Yü -| zünü, — gözünü — kim Tahsin yümurc, v çocuğu da lerinin mektebde uzun yözlü, boyı ba ökelerinin sabit olmasa, hâlâ güz dindi. önek için ihtar ye Jayı sesiz bir tel) le dedi ki: bağırdı: — Şayanı ter Hem de o haydı çıkasıca. oğlu tebden, maa dür uzun ve üstünde kalm damar ın, fakat yüzlünde eski ve yeni bütün Orhan karşısındakine ( uzalmıya mirvaffak ole fazla ihtiyat ve korku yüzen hafif bir ves-| — Şayanı teesüf bir hâdir Kadın birdenbire onun sözünü keserek | letl Kafasını paralamışlar çocuğumun. patçaladı? O Haydudla olur. Böyle - işi ne? Bu ne rezaletl ağı n haydud Sinitli parmaklarını açarak birer yen- gece benziyen zayı£ ellerini Ori u sallıyordu. Kırrkına yakın, çekik ve| na doğe 'nu da göze çarpacak ka- ve hareketli buruşakları| izel sayılabilecek bir ka-, atını bissettir- verine geçebilecek bir sil- kât içinde yutkunduktan sonra, bu fas- İkinin icab ettirdiği kadar ayarak, içinde elf ne demek? Rera> ludun oğlu yapmış, gözü Onü kovmazsanız mek- ar kar İi - |oğlu o mektebde imiş, tapı atan da ©. Rurçuk, İstanbul, Edime, Brasova, Bük-| 1 Tiran ve Selünik. Fazla numara kazandıran büyük me- feler de yunlardır:. Atina - Özyek 1588 kilemetto, Var-| 'a - Atina 1832 kilemetrn, — Brasova Azina 1548 kilemetra, İstanbul - Atina lemetro. Bütün bu mahallerden gelenler Sofya- da birleşecekler ve oradan Atinaya ka- dar hepsi birden geleceklerdir. Tehüş merkerleri de yunlardır: Tiran, Niz, Sofya, Bratova, / Bükreş, — Sofya, Oryek, Belgend. İstanbul, Edire, Ve 'ma, Rurçük. Balkan memleketleri içinde ençok e- temobili bulunan Romanyadan müsaba -| kaya işlirak edeceklerin fazla olaceğı| gannerlilmektedir. Türklerle yahların da iyi otomobilcilerinin müsaba-| kada bulunacakları muhakkak sayılmak- tadır. Tecemmü merkezinin Sofya olması| dolayvile Bulgarların buna fazla alâkal gösterecekleri umulmaktadır. Bu ilk mü-) Sabaka tahakkuk ederse Balkanlılar ar sında nik vk böyle müsabakalar tertib e- dileceğine şüphe edilemez Başvekilimiz bir tetkik seyahatine çıkacak Ankaradan verilen bir habere göre, Başvekll İsmet İnbnü, bir ci güne ka -| dar orta Anadoluda ksa bir tetkik ve -| yahatlne çıkacak ve bu arada. Ereğli do kuma fabrikasının açılış törenini yapa: caktır. Yugoslav-| İskân işleri hakkında istenen Tapor Hükümet, lskln işi, verleştirilen mü- kacirler ve dekân işlerinde / yapılması Yözen gelen 1stehata dalr vilyetlerden birer zapor istemiştir. Yunan topraklarından geçen demiryolu Bdirneye giderken Yunan toprakla -| zardan geçen 33 kilometro demiryalun- da, tetbik edilecek kanunların tesbitil hakkında alâkadarlar arasında cereyan| etmekte olan müzakereler bitmiş, bir| taresinden başka bütün noktalar üze < rinde ddt hüsıl olmuştur. Müzakere - terin netlcesi hükümet merkezine bildi- ilmmiştir, İtilA£ hâsıl olmayarı nokta hak- kırda da merkezden gelecek cevaba g-| e hareket olunacaklır. - Nizamnamede| Yunan topraklarında Yunan kanunları-| nan ve Türk topraklarında du Türie ka-. nunlarının tatbilc esas kabul edilmiştir. Yeni nizamname her iki tarafça tasdik edildüten sonra tatbika başlanacaktır. lara söyletirim, kapatınm mektebinizl.. Orhan bu kadının tehdidlerine o hay- dud..* sözünün delilet etiği ve bul Yak'a haricinde başka neviden öfkelerin | de kanştığını anladığı için elini uzattı, önünde duran yazıhane koltuğunun ar- kasını tuttu ve başmı önüne iğdi. Çocur iün annesine sükünet gelinciye — kadar susmanın bir kiymet olduğuna iaanmıştı. Kadın titriyordu; odada başka bir me-| hatab arar gibi etrafına bakındıkta dışanlara duyurmak ir derece daha yüksele| — Söylediler de inanmadınız. Ben - den başka künse inanmadı. O eşkiya he-| mfin oğlunu mektebe parasız almışlar di- Nanlmış? doğru iştef Orhana bakarak tordu: — Parasız okuyor, değil mi? Orhan cevab vermedi. Odadan içeriye hırmizi ablak yüzlü, çenesine kadar boy nunü kapatmış, dik yakahı, siyah bir elbi- se içinde şişmanca bir kadın girdi ve ağ| dr yürüdü. Çocuğun annesi ona dönerek, franuz-| — Gdf Sofi, dedi, bak — Mustafana| aştim, tekrara lüzum göze viş getirmesi de yözmak şeklinde lecelli edegelmektedir. makteraı! İBizim Ahieç boyana konuşur, boyuna 1565 kilemetzo, Tiran - Atina 1640 kis v müyarum. ahat bizim Ahfeş, Beni AÂr dem zümresine mensubdur. ” edibdir. müzekkiddir. dil meraklisıdır, nükte düşkünüdür. Melemesi konuşmak, Re - Büzi Ahfeş » hükati konuşmazdı, sade dinlerdi. İyazar ve asla dinlemez, eğer sörlerinde farisk smakl ve hatta münkemik görüne mese kendisine bir şey demeğe hakkı < z olimasdı, olamazdı. Lâkin Ahfeşi - Tmütenddi. dir de. Büzi Ahfeşin Şaprağa reva gördüğü - hücumları bizim Âhfeş, muharrirlerin seza görürt Ora sorarsanız bü hücumların denkide dir. Lükin biz, aeri Ahteşin yazlarında tenkidden farla tahrib gö rüyoruz. Sonra 6, gezçekten garib meş- zebli bir edibdir. Bolağate değil, gaa » bete laymet verir, nitekim intikadi larının başına bile fasih olmuyan bir kelime kondurmuştur. herkesin müsa - abe mretinde kullandığı Yügati gah » bele çe nt ip makalelerine başlık yap - - İdığına zahib olur. Fakat helvaş Gerçi Ahfeşimiz, arabea müennes bir. lsim olan söhbetin aslmda - arkadaşlık İmanasına geldiğini ve fransızca com - inle kelnesinin tam mukabili aldu.. kuma bilmez. Helva sohbeti tabirine bar karak onun müsahabe mefhumu taşı - izate dilmiş olmasına zağmen o tabirdeki Sokbetin - Iügat bakımından - tatsız ol duğunü düşünmez. Bununla beraber kasrih etmeğe mecburum: Ahfeşimiz makalelerini fransızca yazsa emiserle yerine compagnle - kullarımaz. Çünkü gökbetle murahabenin fransızcada far. Sanı bilirt Bizim Ahfeşin üzerinde dolaştağı sü- tunlar biraz kuytu yerdedir. O sebebler “Kendi çalar, kendi oynar» sözüne uye gan bir mevkidedir, dinleyicisi elmiyan bir lisan eazendesidir. Öyle iken talsalı İnağrnelerini arasıra duyuyoruz ve güli yoruz, işte onlardan gelişigüzel bir ikl örnek 1 — Hiç şüphesiz ki Türk muharriri » İnin hai açıkla bir haldedir. Onun hali - eNiçin okuyorum, 'ten Bü cümle bizim kalemimizden çıksa Ahfeşimiz <balden anlamıyan muhar - zirler» diye bizi hırpalamıya koyulurdu. Biz onun halden anlamadığını söyle - başlikli “ <aahbeta mekle İktifa ediyoruz, biraz do gülüyos —— 2 — <İSTİKİNİ marşi elbette kaldırıla « — İmaz, İkülb tarininin bir anını göste « Tir. Öyle amma müli marşlardan bizi - darak kaliria “Gene Akif başlıklı «tohbet ten — Amma, ekseriya tafsil, bazan istidrak ve madiren istiğrab, istihsan için kullar milan bir edetlir, (fakat) Je, (ilkin) le, Tancak) Ja Birleştiği, aşrıldığı. yürler Sardır. Şu Tharede acaba ne edati ol rak kallanılmıştır? Böyle bir vüale Büzl Ahteş başını sallaşıp susardı, hizim Ahı Te te bilmem, öyle yapar mı? 3 — <Türkçe hoşlanmıyanları.. «Son sahbetlerden birinin başlığı — Ba, bizim İsrncında bir ya İçenin zevkine varmak için «Türkçeden. Koşlanmamızı Mlzmler. Şüyle bir Iâtife ile dostumu sühumüm. 'a selâmlamak fırsatını yarattığımdan. dölayı kavanç düydüğumu da kaydedip susuyorum, M. TURHAN TAN 'Türkçe meselesi hakkında ya- pılan neşriyat tesirini gösteriyor. Vapur, şimendifer, sinema ve saire gi bi umumt! yerlerde türkçeden başka dile le konuşulmaması hakkında son gün - lerdeki neşriyat kendiliğinden tesirini İgöstermeğe başlamıştır. Bu neştiyat, bu. Yatandaşlardan mühim bir kısmını ken- Gliklerinden türkçe konuşmuya sevket- İmiştir. Filhakiza so9 günderde bunun hilifina hareket eden saygısızların ade- di azalmıştır. Birçok hirlstiyan mağaza- Jazının sahibleri de, müstahdemlerimi irkçe konuşmiya mecbur. etmişlerdir. Vetandaş'arımızın hükümet meeburl İyeti olmaksızın bu suretle hareket et - arşılarız. Müsteşarı Sabri - kendisile görüşen gazetecilere! — Bütün vatandaşların türkçe Ko « nuşmaları şayanı temennidir. Bunun b İçin şimdilik mecburiyet katarı verilmiş Orhana döndü, kısılınıya başlamış bir| gikâyet ederim, nazır- tarkası varl eğildir. Bu daha ziyade költürel ça - lışmalarIn tahakkuk edebilir, demiştir.