20 Hkincikâmın 183T Güzel San'atlarda Şeytan Rönesanstan sonra Şey- tan hangi tiplere girdi? Cummuntyaz Seine nehrinde aranan hazine |Buarada meşhur, Kraliçe nin gerdanlığı da varmış Telin ll 790 senesinde dan bir yelkenlinin cine Bebrinde | Bugünkü Şeytan fraklı, silindir şapkalı, beyaz T;Ldî.;;m.w ikenimdn içi ha - eldivenli, yakışıklı ve dinc bir erkektir. Yalnız |4i iezeye yakın bir zamandanberi su dir. fena huylarını terketmemiştir yön geytan — yavaş yavaş dini. süleler - den. çekilmeğe ve artitik husasi kan- küm 1790 senesi könunumanisinin ada kalan bu geminin kurtanlmanına di teşebbis edilmesinin sebebi, gemide zzam bir servet bulunduğu Tivayeti Mesele şadur: 3 ct d, bir gület ve Telemague adımı taşı-| ç direkli bir yelkenli Royen nhti - mından İngillereye mütevoccihen hareket ilerdi. Bunların yola çıktıkları hi ele ihbar edildi ve derbal durdurı in emir verildi. de yer almağa bar arı ğ İiyer Bu şeki l İlbar yapanlar, bu gemilerde, mu - defa Framsasla çıkı haceret edenlerin azineleri bulunduğu - yer, oradan. Fele : u iddin ediyorlardı. Bir rivayete göre, menk ve Jermanya- Telemague yelkenlisinde, kaçmağa ha -| ya yayılıyor. zarlanan Krelim şahif serveki bulunuyor: SŞeklini değitiren. du Daha fazla malümata sahib olanları çat — fenaliklarını bu terveti teşkil eden mücevherat meya Bülalra elen a l Hat ö Ka sayıyorlardı. Diğer bir rivayete bakılır da drdeir & B n bak K rer yklam ni A d KA Hdi eee Raavik, Hai 15 inci asuda cehennem — süğeleri en tepladıkları Bilseye aid suküd - ve mü - fazla resimlerde ve tablelarda görünü- nn ÜD BU yor. Arasıra kilitlerde yapılıyor, fakat Hatta bir takım kimseler, bu iddiaları eaniyei ha dlde. O aa ai Dal eee Bahan Ladat'a bit AA nn Tadec yatalarık alerı ve bazan l S ei a e aalalarn bulu tekid edecek tarıda Taşıdıkları hamule e oluna sehadetlerde bile| undular, olun, Ezemilerinin takihin. iki gemi, ihtili ) |den kurtukmak için pupayelken kaçma -| a kayuldular; fakat gület yakalandı. bırakarak bürbütün âik eh İçinde, mühacirlere aid mühim miktar- Bu srnlarda Felemenk - artistlerinden a evani ve üç fiçı dolusu para bulundu. Bach ve Brenghel şeylanı - süje alarak Telemague isimli üç direkli yelkenli, değerli fantari tesimler yaptıı Bach'ın #Les Diabl #i meşhurdur. 16 nci asırda şeytan yimal mermleketlerin tan'atından kaybeluyor.Bu de, akint bir İ ci bu takib emasında ele geçimediyse | nebri mansabında şiddetli bir tıya yakalandı ve Cummen iminde İngiliz olan kaptan —akınıı — yanp ralarda yalnız meşhur Rubens'in - son KAFAŞ mmız k"îı:h'!vw hwuııîı Cı e) zorgu süğeinde yeytamı tamamle deliş - zik devrinde Şeytar — | ea takiben 120 mebo açıkla ati mir görüyonüz. Bu, klisik yan Halyan klâzik devrinde Şeytan | “Oaaluncı Lovir'nin bu hüdreden a b SİYEDENİ Di yr Kama a aa gaa G der, Yi zaman v hzan, hai araşada, ğundan başka çirkinliğini de kaybetmiş- | PAfken seytamı bürbülün perişan elemagve — yelkenlisindeki — hazinenin b Şöklnde gönteriyer, Bundan tonra bi İkcıalın servetinden başin biryey olmade kaç Belçika ve Felemenk artisti muh » delif geytan rerimleri yapıyorlar. Halâ sağ olan rvesamı James Ensor'un geytanları Goya'mın esverleri kadar çirkin | e korkuncdur. Rut edibi Lermontoff'un Demon isimli töerindeki vevtan düşkün, güzel ve inke-| İber bir melek şeklinde 19 uncu asırda şeytan 17 nci asır, incelik ve zevki velimin bir, dönüm noktası olduğu için, şeytan sahne- deu çekiliyor ve süjelere iştirak edemiyor. 18 Helanıda arık tatamen değirr bir vaziyetterir. Hatta rahib ve paparlar n zevkinin incelmesi neticesidir ki ka: sedallardaki korkune — geytan — rerimleri| hoşa gimemektedir. Meshur- Autin ve Chartter katedrailarındaki şeytanlar mü- zebsir görülüyor. Bu aa sonuna doğru tersam Coya, zengin fanterisinin neticesi olatak ortaya Har: T ada «Fausta Counod ı şaylasını çıkarmıştı. Hazineyi b Ceminin ambarında hazine maksadile şirketler — teşekkül elti 1830 dün 1850 ye kadar, mühtelif ta/ mihlerde ç defa bu işe teşebbik - edildi. a bir defasında geminin yüzdürül « k kald. ve yelkenlirinin teknesi, al - gincirlerle / bağalanarak- yukan| kaldırlmıştı. 'Tam suyun yüzüne| çıklığı zaman zincir baklalarından birisi koptu, ötekiler de birer birer aynldı ve tekrar dibe daldı. çikardiğı. ortaçağlardakine - benzemekle | — *Damatlor de Fanst» Berlioz " yeraber bir kusoniyet arzeden Ler aMarthar Plotove bundan sonraki teşebbünten hayli Tn Tni bi gol düştüler, Demir gişle yapılan bir sondaj Ticer inimli bir seri şeytan eseri meşh ribir. 4Mefislofeler Boita «Demons Rubinstein Son zamanlarda yeylan bazan sinema Elimlerinde görünüyor. Fraklı, silindiri, beyaz eldivenli, yakışıklı ve dine bir er- | kektir. Barlarda, kumarhanelerde ve bi Tün fena yerlerde eaki çirkinliğini kaybet. mmiş, fakat fena huyunu muhafaza eder bir şekilde dolaşmaktadır. dbe dür. Bu esevin tevirile şeytan res kaç sene için moda oluyor. aa şeytan plâstik b gekiliyor ve edebiyı 4a giriyor. Bu sıralarda Milton'un everi-| le İngilterede yeni bir tip yeytan teli tine yel açılıyor. Düşmüş meleğin vempatizanları çoğı Bü sinde niaya çarpmışı ve tekr manue gemisinde bütün serveti saklı olduğunu söylemişti. liyesinde geminin güverleri delmerek kadar daldınlar siş madeni bir ma> çıkarldığı zar üzerinde 15 sanlimetre kadar allın görülmüştü. itün bunlardan başka, 1830 sene bir papaz, öleceği zaman, 'Tele » Jumitge manastınnın /mağa başlıyor. ZEYNEL AKKOÇ — hç Yılı&v:ıı ı!;';ıh ,A:ım bir zamandar Kunur ve- İrori sembolü, şehvetli ve <-sonu M a T fatal, inkilâber ruhlu ve melek şekilli yimdi meydana çıkarmağa karar vemmiy Hip yaratıyor. Bu sretle - yomantik- bir) teytan değuyar. Şair ve ressam William Blake, Dani'tan ve Miltan'dan ilham - Jarak neoklâsik, güzel ve tuhaf bir gey tüpi yaratıyor. Bu sretle gene yeytan memimi başlıyor ve bu hurusta - everler| göğalıyor. — Bu sıralarda meşhür Delae roix, Goethe'nin Fasst'u için resimler yar | Akından Akına | A Turban Tanin n güzel ro> mmarlarından bir Yeni ç Te | Tikle gü sahllelerinde İnctk we | zi Yarıtan bir şaheseedir. Kem eV hem bilgi temin etmek İt | Zenler ü nefir Tamini Mt Sremabdir b bi ltadir çekip den dabili 'nında bunla caktır. dör. Modern aletler için, bu ge vi sudan| çıkarmak çocuk oyuncağı kabilin-| bir iştir. Yapılacak münaksaa neti cerinde İşi üzerine alan müteahhid, gemi linde bulunacak servetin bir. kumını hükümete terkedecektir. Bunlar meya - darihi kiymeti hai eşya varsa, v da tamamen hükümete aid ola -| ağırlığımı telâkki etmesi gerektir. M HUKUK — KÖŞESİ Otomobil kazalarından doğan hukuki mesuliyet Gerek kasden, gerekse ihmal, teseyyüb veyahud da tedbirsizlik neticesinde kazaya sebeb olanların | hukuki - vaziyetleri nedir? —i—E) Huset otemubillerin adedi zamanı -| kazanı nelicetinde ciman! bir zarara uğ: mızda hergin / artmaktadır. — Fiatların düşmesi, ödemede gösterilen — türlü ko » Jaylıklar ve insanların ba husuttaki inhi - maki zihi sebehler hususi otomabil ade düni hayrete şayan bir nibette çeğeli -| maktadır. Dünyanın bazı tanınmış şehir-| lerinde her n kişiye bir otomobil isabet| ettiği gibi vükmları da zaman zaman matbunt yaztasile öğrenmekteyiz. Fakat bu çoğulma ve tesahub havasile - beraber, kazalar da arımaktadır. Bilhatın bay - vam günlerinde kazaların adedi kalbleri eleme garkedecek rakamları orlaya at - maktadır. Meselâ Fransızların snilli bay- amı olan 14 temmuz günündeki kazalar| adedi cidden yürekler ezicidir. Kazalar daki hakiki sebeblerin ekseriyetle anlaşı: İamaması ve tesbit edilememesi he mah- kemelerin kanunları tatbik vazifelerini ve takdirlerini zorlaşarmaktadır. Otomobil kazasından zarardide — olan gahis bu zararının tazminini borelar ka - Bununun 4T ve mütenkıb maddeleri mu | b cibince taleb edebilir. Zi sözü geçen AD inci madde çu şekilde tedvin edilmiş: dir: «Cerek kasden gerek İhmal ve teseye yüb ve yahud da tedbirsizlikle haksız bir sürette diğer kümeye bir zarar ika edem fahis o zararın tazminine mecburdura» Kanuni hükümlerimiz mucibince za - rara İspatı külfeti davacıya siddir. Za yarın hakikf miktarını tesbit etmek müme kün olmadığı takdirde - hükim ahvalin mulad cereyanını ve mutazamır olan ta- rafın aldığı tedbirleri gözününde bulun -| dararak merzuabahis nikları / adalete| muvafık bir sretle tayin eder, Kezalik hâkimin zarar ve ziyan mikları Taran kimse külliyen ve kumen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride ikt -| seden maruz kalacağı mahrumiyelter ter) vellüd eden zarar ve ziyamını ve - bütün masratlarını da imiyebilir. Dahanı Hikim hurusi halleri gözününde tutarak| cismani zarara uğnyan kimseye ve yahud| da adam öldüğü takdirde ölünün silerine | mmanevi zarar namile adalete muvafık bir| dazminat verilmesine karar verebilir. Maneyf tazminatın — verilmetine amil| olabilecek vaziyetler — dalayisle - birkaç, mitalz Zarara uğryanın kazanın vuku ynda hişbir kusuru olmadığı, bilâkis ver| bebiyet verenin sarhop olduğu / tahakkuk | ederse ve yahud da olamobilcinin kaza-, ın vukuuna kardi olarak <zarara uğruyan| kimseyle arasında meveud kinden ötürür ği pat ediline, kezalik kazaya tebebiyet verenin zengin, zarare dide olanın mazum ve fakir ” bulunması gaha cismen eza yerecek veya — sihhatini İN edecek bir zarar iray eder yahud melekâti akliyesinde teşevyüy — hunulüne | sebebiyet verinse failine üç aya kadar hapis cezanı verllir, (Ceza kanunu mad-| de; 459) Kaza neticesinde ölüm vaziyeti hâdis oluna bu takdirde ceza” kanununun 455 inci maddesi tatbik olunur: Teebir- mir ve talimata rüayetsizikle bir kimsenin " İölümüne sebebiyet veren gah bir sener den dön seneye kadar hapte ve otuz İ radan iki yüz elli naktiye mahiküm alur, Mağdurların adedi birden ziyade y ceza nisbeti daha fazladır. (Ceza kar) aunu madde: 455. Fıkra: 2) Gelecek yazımda bu husustaki mah » istihadlarından bahtedecedim. Binnenaleyh hükimz Zarara sebebi - yet veren nakil yayılaı zilyedinin normal Vbir vala arabasını sürüp sürmediğini - ve ba hususla merzu beledi nizamata vin- yet edip etmediğini tetkik- etmelidi Hatta hâkimin kazanın vuku - bulduğu eler vaziyetini de- gözü İ i zünde bulundurması ve şayed - otomobil -D Münib Wayei Ücgüktü zilyedi kalabalık bir zamanda - alelâde| | () Ba yazımın iemi (Otomobil keze-| değil de yavaş olaral Tuarından doğan kukuk! mes'uliyete tir Baş İ YA Fakat İzahatımdan da anlaşılacağı veç-| hile bu mer'liyet esasları diğer her| hangl bir nakil vamtam dolayiste de| ” İtatbikı kabil olan hüküümlerdir iyetin tesbitinde otom Jan gidiş ve gelirlerdeki kametle Sağ ve sol bti takib edip etmediğine de Gik- kat etmek icab eder. Kendisine ter bir Eski Şark Demiryolu memur- larına verilecek ikramiye istikamet yokı çizmiş olan otemobilci el het ki ağır bir ihmal irtikâb eylemiş ve kazanın vukuuna sebebiyet - vermişti Sarhoş olduğu halde otomabil vevketmi bulunan ve bu halde iken kazaya seber biyet vermiy olan - kimsenin - mev'uliyeti derecesi ise güphesiz ki çok ağır olarak şerk Demiryollarının Türk memur - recektir. Türk memurları bunu da kâfi ar ve ziyanın defin mastaflarını etmesi tabiidir. Ölüm — derhal| vuku bulmamışsa zarar ve ziyan tedavil nt ve çalışmağa muktedir ol mültevellid zaranı da ka Cer datresi âmiri 1 açılıyor Şehrimizde bir ampul fabrikası ku » rulması için İkasad Vekiletine bir grü pur müracantte bulunduğunu yazmış dik. Vekklet ba fabrikanın kurulmasına müsmde etmiştir. rak diğer kimseler ölünün — yardımından mahrum kaldıkları takdirde - onlarm bu zararımı da tazmin etmek lüzmdır. Ke « zalik gene borclar kanunumuzun bir hük- mü mücibince nadde 46- bir otamobil| BZ İlmi dedikodular in ve neden profesör olduğu l adı da belli olmiyan ferant veriyor ve akadınların erkekler « den daha çok yaşadıklarınım. söyledikten sonra bunun — eçek konuşmaktana - ileri geldiğini iddis ediyor. Bilmem neden, b haberi ekur oku * maz gözümün önüne Çırpanlı Abdülke- rim Nadir Paşanın termi geldi. Resmi, diyorum. Çünkü o, benim doğumumdan çak evvel Gldüğü için clmi görümün ö nüne gelemezdi, Her neyse, bu ünlü sere darın fikti, kalemi ve kolet nekadar aye nak, kiyrak ve çalkkın dili « kadar dür. gandu. erelden yorgun gibi görünündü. kapandığı sözm İçinde uyur, dururdu. Hatta meşhurdur? Yüksek rütbeli in latdan biri bir gün onu ziyarete gider, kargıına oturur, ka ve çok km bir hoş, beşlen sonra mütahabeye, venile olmealk bir sör hekler. Fakat Çırpanlı serdar hi oralarda olmaz, mutadına uygun bir bir. çimde surar. Müsalir bir çeyrek, üç çeye zek, bir aat ve hatta iki 'e zanır, yutkunur. Lükin ev kelime dahi lemyieceğini de anlayınca - ister istemez kalkar — Müvandenirle paşa hazretleri, der, gidiyorum. Sizi rahatsız ettimse «£ bu * Ş | yuran. Beriki, ancak gü veda Üzerine kendini toplar ve yerinden fırlıyarak misafiri ve- Yümlar — Niye acele ettiniz, konuşuyarduk. İşte bu sükât adam, Abdülmecid dev rinden Abdülüziz devüine, ondan beşinci Murad ve ikinci Abdülhan intikal etmiş, uzun ve haş mmür sürmüştü. Çok söylemenin fazla yaşamak — için bir sebeb teşkil edemiyeceğini yu tar Yübi örnekle tevsik ettikten - sonra bütün ömürlerini lâfla, bağınp çağırmakla ge der, tallı tatli | i|çiren meşhur batiblerden de birkaç nü » mune vereyim: Meşhür Demosten 59, Liziyar - 60, Eshinis 57, Hiperidir 65, Lycurgue 62, Dinarhus 50, İzokratin 70, Çiceron 64 yaşında ölmüşlerdi. Bunların hepsi yemezler, işmezler; oturup dinler mezlerdi, boyuna konuşurlardı. Her bi - - hele Demosten'le Çiçeran'un « hut beleri cildler doldurur. Öyle iken senede ber buçuk kelime söylemiyen Abdülke * rim Paşa kadar yaşamamışlardır. Adı bilinmiyen seyyar profesörün id- düasınt — hayvanların hayatı - bakımından. tetkik ederek ortadaki imbetsizlik bür - bütün meydana çıkar. Çönkü hayvanlar — içinde en çok konuşan — serçe, bülbül ve kanaryadır. Serini, kendi kulağına bile duyürlmak istemediğini sezdirecek mret te somurtean olan da Akbabadır. Hal buki © zavallı gevezeler, sevlerile ördük- İi lnmaldır. Te aa aeti anş İ S Tunlum el b Ka öetümeinl d SAİLER MA İt ae Anto İmeğe zaman bulmadın - ölürler, akbeba ire yüzlerce yıl sükün içinde yaşar, Bununla beraber profesörün bir nake tada hakkı var: Kadın. erkekten daha İçok yaşar, Lükin bunun sebebi kadınları daki gevezelik iştidadi ve - erkeklerdeki nisbi sükütilik değildir. Belki erkeğin kar dian ahretle hicfân ae çektirmemek için centilmence davranın eşinden, dostundan daha önce ölmeği vazife saymandır!.. M. TURHAN TAN *i Gi bir y yor. İaz daha Cumhuriyetin Hilmi Ziya özlerini yumuyor, zihnine — takılan| ığın karışık fikri deletmeğe çalıpı - Çölde, kurtulmağa savaşlıkça kum gömülen seyyah gibi her seferinde gok kurunluların uçurumuna dalı yordu. Ve bütün o fikirler yumağı için: *Oraya von defa gidiyerumla Ve enu| kafkehalar saonu doldururken, - Demir 'den sabit bir hayal beliriyor. gitgide bi gemek istediğini gösleren kindar bir ba - |bir kenara çekilmiş. Neron'un " sofrasını | yüyüp canlamıyordu. Bu onun - tarlada kale teyreden Seneka gibi bakıyordu. ubayuna yattığı zaman kızgın bakı -| T Arlanlan, birlikte gidiyoruz! de -| — Ne / Ferihanın hsin tebemümüne, ne / file tepesine dikilen köylünün bayalinden| & Azminin kahredici istihranına aldırıyor: | bi İ Ayni yürük csvablar, Geceyi Ferihada geçirdiler, Salon ka-|dar Para kadehlerden oluklarla akar. | ayni nasırlı ayaklar, bir an nefretle bak- dizin nişanlın, mahrem misafirler ve kuz |kem, o kapıyı vurun gidecek yerde gür. tıına kani olduğu ayni çalık kaşlarla bu| Jarla doluydu. İçlerinde umulmıyan yüz. |nahlarının wtrabını duymadan zevk a - vefer kımıldamadan, gene gözlerini di - ler İngiliz zabiti ve hüviyeti beliniz bir| hyarmış gibi bu manzarayı seyretmede kerek, nereye dönse tekib ediyor histini tele fiçagi var, Piyano çalıdı, Dane çdildi. Poker ve briç partileri yapıldı. Viki, şampanya içildi. Davetliler saba: Ja yakın / döndüler. Geceyarı bütün inad ediyordu. Ferihanın #neden ara - mmıza kanşınıyonun?o. diye kukaneliğini uyandırmak için Ömmalle - söyleyiverisini, © nezaketi unutacak kadar haşin, ka bir husumet heykeli gibi karşısın - da durüyordu. Bu şekil, zihninin izadı olan bir ha yal olmaktar çıkıp gittikçe büyüyar ve mecliş sarboştu. Cene kadınlar davetlile- | lvor, İçinden eşüphe yok! İkhi de Ku - bülün başka vehimleri 4ülp. gölürecek vin dirindeydi. Köyelerde fımle ile ku -| kandığımı sarıyor veiye döründüğü hal- kadar cenli bir eğim haline - geliyordu saklarmalar var, Ev sahibi güya ken -| de, bu zanmı bozmayı aklından geçirmi -| Şimdi ark, her zaman yaplığı gibi yata: dine hâkim olduğu halde. herbirine yordu. #andan fırlıyarak bu müz'iç hayalleri ayn ilkfatı unulmuyor. — Henüz - başlar| — Meclisten, Ferihadan, kendinden iğre- | Koğmak kuvvetini - göşteremiyor. - Sanki ginmeden, içeride heryeyden bahtedildi. /'niyordu. Nihayet mükavemetin son bad |her an yanıbaşıda olduğu halde farkını Fakat Yatanın östünde fırmalar gezdi - |dice gelince kimseye görünmeden çıkı |da değlmiş t birden varlığını anlamış Hönden habertiz sibiydiler. Sefahetin son | Geç vakit yatada girdiği - zaman “bagı bi örkek, hala yilgın dürüyordu. haddinde düşünce “imkânları " bürbütün humma nöbelile yanıyordu Buhranlı gecelerden çıkığı gibi per tüliniyor. - Şampanya- kadehleri boşalıp| — Sabaha kadar, uykusuzlukla pençele İsaa olarek değii, Bayalımnı yolunu değir direcek kadar kat'i bir karara sevkeden nedamet hisi içinde kalktı kın jestlerle ikidebir kalkıp oturuyor, te- Jüpını kederle gizlerken, fazla sakin d ran Demiti teselli için - boş yere - nüma: yiler yapıyordu. Öleki cevab vermeden dinler gibi baş salladığı halde, yalnız zihnini kaplıyan sabit bir fikre daliyor » di Ardısıra sokağa — filadı. Topkapıya giti. Tarlalar arasında santlerce dolaştı. Tırarla, zihnine vaplanan köylüyü aradı. Ona benzer kimseye raslamadı. Bostanlara girdi. Çamarlu — yallardan uraklara açıldı. Şehri gözden kaybede cek kadar ilerledi. Tarlada çalışan vençe berlere eğilip bakıyor, yoldan geçen köye İstanbul sokaklarında görülmemiş bir| telâş vardı. Saatte bir, gazete - ilâveleri çıkıyordu. Yunan. ordusunun Hayma, aya yeniden tarraz - havadri - ortalış bilbütün germişti. Rumlar, - seyinclerini amarkça dişan vurmağla başladılar, «Kuvayı Bağiyen aleyhindeki bir kr| sm gazeteler velveleyi göke çıkarmak için bu haberleri fırsat bildiği halde, el leri bağlı fakat her zaman hücuma hazır İateşli gazeteler de derin yeis içindeye Saltanatın dört / yanından - kazazede gibi müman memurlar, günden güne se - Jülerin yüzüne gözlerini dikiyor. Nasırlı İaletin basamaklarında alçalıyordu. Fub- ' N İalern bazamalarında alçalyorcu Fubr İayaklı ve bakır vengi yüzlerde kafasına Ha arlan intihar ve çinayetler hayatı ce-| Ktzaİt tekli anyordu henneme çevimişti. Üç yılın tahribini üç | Burada Balkan muhacirleri Anadal- asır temizliyemez. Bu sabah ilk haber, |u rençberlerle kanşan bir yığın halin gezeterin kapatıldığını bidiren tezkerey-| deydi, Anadolu uyakları kelimenin t6 (di. Bu havadsin yıldının gibi tesir elmesi|nunu yatup yuvarlıyarak, Rumeli dayı Tüznken, Demir tmamen alâkasız kak | Ja hecelere basıp uzatarak — konuşmuş ubu getien Arif onun - böyle : bürbütün başkasına aid bir hikâye dinler| STt yüzlerini güneş öyle yakmış ve gibi kayidele dürününn gaştı Ehmmnla Stilarını toprak öyle kendine — çekmişti Beraber heyecasını saklıyamadı, Samtimi |ki. alan birbirinden ayırmak kabil ol - Tağın devamından başka birşey değilmiş gibi omuzları bükük, gözleri verde gezen bu gölgeler, hpkı etraftaki kuru gaplak sırilar gibi vessiz, ikâyetsiz sürü #idiyorlar. Kaldırm taşlarım söküp bortan kenaz vına yığan bir gölge önünden geçti. Bir haşkanı, su birikintilerine basp yürüyor. Allı morlü basma kumaşlar / sırtlarında toprak rengini almış, Büyle giderse, Har dımköyüne kadar seyrek tarlalar araum da renkleri uzaktan farkedilemiyecek gi bi tabiate karışmış ve güphesiz tabintten ayrı olduğunu bir an aklından geçirmik yen bu gölgeleri - göreceğini - düşündü. Arkaında, korkoca — yaylanın — kannca yüvan gibi bu - gölgelerle - kaynaştığını hatırladı, Orasını bilmiyordu. Toprağa imek ve insanları tanımaktan bahseden Birçok Hitablar hatıladı. Tabiati içine vindir İmek, tabiatle bir olmak istiyen Geetl düşündü. Burada verdiği derslerin ha - Taretini, ve bir gün erkenden kırlara a - uldığını, toprağın nemini ve yaprakların kokumunu teneffihle tabiat içinde kay » bolmak istediğini düşündü. inmek istediği zamanlara mahams taşe, miyacak, Toprağın üstünde, sanki top < Tarkası varl