18 Agırios 1916 CUMHURİYET Dil Kurultayı içîn hazırlıklar ilerliyor Mesaiye iştirak edecek olan üç Rus profesörü dün şehrimize geldi Şam sergîsînde Türk paviyonu Fransızca bir Suriye gazef.esinm takdirkâr vazıları 35 yıl geri giden sürat! Idarei Mahsusa vapurları ara seferlerini 50 dakikada yapabiliyorlardı Ihtiyar bir Adalının intıbaları Ustad Mehmed Akifin yanında «L'echo de Syrie» gazetesi, Şam ser[Baştarafı 1 inct sahi1ede\ tarafından yarısı türkçe, yarısı rusça bir gisindeki Türk paviyonuna, iki gün arlemdağına, yakın ve pek yakaarkaya tahsis ettiği yazılarda, Türk Divanı intihab olunacak, reıslığe seçilen mecmua neşredilecektir. kın bir köşede otomobil sola kıvzat bir nutukla Kurultayı açacaktır. İlk Dil Kurultayında bu sefer hep bera endüstrisinin ve Türk ticaretinin cumhu, rıldı, sarsıntı büsbütün sezilmez önce Türk Tarih Cemiyeti namına ce ber, türkçe olarak, müşterek bir tez ser riyet rejimi sayesinde eriştiği terakki deoldu. Şoseden ham yola sapmıştık, kamiyet reislerinden biri kardeş teşekkül dedeceğiz. Tezimizin mevzuu «Türkiye recesini tebarüz ettirmektedir. nadsız bir uçuşla Baltacı çiftliğjne doğru Bu gazete: «Sam sergisini, hayalimizolan Dil Cemiyetinin Kurultayını tebrik Cumhuriyetinde ve Sovyetler Birliğinyükseliyorduk. maksadile bir nutuk irad edecektir. Bun de lengüistik esasları ve dil inkılâbının de, bundan yirmi sene evveline, OsmanBıze, ınsanî, medenî ve bedıî bir hac lılann icrayı hükumet ettikleri devre gödan sonra Cemiyet Umumî Kâtibi Ibrı faaliyeti» dir. yolunda kılavuzluk eden büyük filozof him Necmi Dilmen Cemiyetin bir evvclBunıın haricinde komisyona verilmek türecek olursak, Osmanlı paviyonunda Ferid, üç beş dakika sonra, yeşil bir ki Kurultaydan bugüne kadar geçen iki üzere ikişer tez daha hazırlamış bulunu bir parça tozlu kuru üzüm, bir parça zaBuk'a gösterdi: sene zarfındaki mesaisini ve elde edilen yoruz. Arkadaşım profesör Mesçaııino hire ve bir miktar da ham krom madeni görürüz. Belki birkaç tane de derviş küfun tezleri şunlardır: semereleri, telif ve tercüme suretile ve İşte, dedi, Akif burada yatıyor. 1 Azerbaycanda Het kültürüne a lâhı ile yeşilli kırmızılı padişah resmi buvücude gelen eserleri umumî bir raporla Eski edebiyattaki Kubbei hazra tabiri Akayın bugünkü vapurları lunurdu. Bugün, Cumhuriyet paviyonu, Kurultaya arzedecek ve bundan sonra id eserler, hatırıma geldi. Eslâf, yeşil çinilerle örtülii Doğma büyüme bir Büyükadah ile ki bunlar kalın denizlere, kötü lodos bize, mahsulâttan ve mamulâttan daha isimleri yazılı şu komisyonların intihabakubbeler altında uyuyan birkaç ünlü ö2 Tasrif tarihine bir nazar, karşı karşıyayım. Eskidenberi tanıdı lara daha iyi mukavemet ederlerdi. başka, daha fazla bir şey gösteriyor ki ğım bu zat şimdi mütekaiddir. Bazılatı yapılacaktır. İdarî komisyonlar: Ni Benim hazırladığım tezler de şunlarlünün ebedî aşiyanlarını tarif için bu taYazlan neyse, fakat kışın şiddetli loo da, köhne an'aneleri söküp atan, genc rı gibi yaz kış hergün şehre inmek külzamname, teklifler ve takrirler, bütçe. dır: doslarmda bir limon kabuğu gibi yal biri kullanırlardı. Şimdi bizim de gözüTürkıyenin yeni, taze, ateşin ve faal çeh fetinden kurtulmuştur. Bir ihtiyac o pa vuran şimdiki altı düz gemilere na müzün önünde kubbemsi bir yeşillık beliİlmî komisyonlar: Giineş Dil teorisi ve 1 Sovyetler Birliğinde türkoloji. dil karşılaştırmalan, gramer sentaks, lu2 Sovyet cumhuriyetlerinde millî residır» dedıkten sonra paviyonun muh lursa iner, canı istemezse haftalarca zaran o eskiler çok daha rahat ve em riyordu. Fakat bunun ötekilerden farkı telif ticaret ve endüstri şubelerine aid İstanbula ayağını atmaz. gat filoloji, terim komisyonları. pek büyüktü. Bir kere sun'î değildi, tabiî niyetli teknelerdi. dillerin inkişafı. kısımlarında teşhir edilen mallarımızın Bundan sonra Cemiyete gönderilen Bahçesine, karanfillerine meraklı, Bunların haricinde ben otuz, otuz di. Altında uyuyan da üstadlar üstadı Dil Kurultayında Japon nevilerini ve evsafını ayrı ayrı tarif et rendmeşreb dostumla İstanbula indiği beş sene evvelleri Adaların gün gün şair Akifti. ve tetkik olunarak kabul edilen tezler, delegesi mektedir. günler akşam altıyı beş vapurunda bu den terakki ve inkişaf eden vasıtalar sahibleri tarafından serdedilecektir. Al* * • Ankara 17 (Telefonla) îzmirde L'echo de Syire, sergideki mallanmızı luşuruz. Bazı akşamlar müstesna, a sayesinde bir sayfiye halinden çıkarak dığımız malumata göre bu tezler, Yusuf Terbıyelı bir uşağın delâletı bizi haslelekser şikâyet edilecek kadar kala bir kısım halkımızm kış yaz ikamet Ziya Özer, İbrahim Necmi Dilmen, tarihî eserleri tetkik etmekte olan Japon şöyle anlatıyor: tabakıcı bayana ulaştırdı. Onun kıla«Kapıdan girer girmez, teşhir edilen balık olmıyan bu doğru postanın bir edeceği güzel bir semt olacağını tah vuzluğu da heyecanlı bir iştiyakla çırpıHasan Reşid Tankut, Agob Di'açar, alimi profesör Okobo, Japonya hükumeNaim Onat, Muzaffer Fahreddin Dal ti namına Dil Kurultayında hazır bu mallarm tenevvüü karşısında şaşırmamak kusuru da Adaya giderken güvertede min ederdim. nan gönüllerimizi üstadın ellerine kavuşa m kabil değildir. 5 sergisinde Türk de iskele tarafındaki tentelerin de güneşSabah, akşam postalarını yapacak 18 turdu, sevgi, saygı ve tahassür, yüreklerikılıc ve Mehmed Ali Ağakaya aiddir. lunacaktır. Dil Kurultayımn tebliği legesi olan Bahaeddin Erkerin lutüfkâr li ve sancak tarafındaki tenteler gibi mil süratinde ve lodosa mütehammil mizde hemen birleşip riyasız bir puse şekEcnebi mütehassıslardan bazıları da Türk Dil Kurumu Genel Sekreterli delâletıle dolaştığımız paviyonda evvelâ sımsıkı kapalı bulundurularak insana daha büyük tekneier almarak İstan kendi tezlerini müdafaa edeceklerdir. li almış ve dudaklanmızdan o temiz ellecehennem azabını çektirmesidir. bulla Adalar arasmdaki yolculuk otuz Zonguldağın artık meşhur olmağa başKurultayın, mütemadiyen çalışmak su ğinden: Bu kadar kusur kadı kızmda da o otuz beş dakikaya indirilmiş olsaydı re dökülmüştü. 1 Üçüncü Dil Kurultayı 24 agus lıyan kömür nümunelerini görüyoruz. retile mesaisini ağustosun 28 inci cuma Şimdi zekânın, irfanın, hassasiyetin, lur diyenler de var. Geçen seneden halk Büyükadada yazlı kışlı oturmaz günü akşamına kadar tamamlıyacağı ü tos 1936 pazartesi günü saat 14 te Dol Suriye şimendiferleri, daha şimdiden bu belâgatin ve hakikî şiirin yere düşmüş bir biraz rahatız ya; sen ona bak di mıydı? mid olunuyor. O gün nizamname muci mabahçe sarayının ön salonunda açıla kömürden 100,000 ton sipariş etmiştir. yor ve geçiyorlar. Adalar kışları şehre nazaran çok da mihrab gibi döşeğe uzandığını görüyorBiraz daha ileride Türk İnhisar içkileri bince merkez idare heyeti intihabatı ya caktır. Fakat doğma büyüme Adalı dostum ha rutubetsizdir. Havası da çok mülâ duk. Cemaatsiz mabedlerin harab olmuş 2 Kurultaya girme kartlannın da vitrini var. Bu vitrinde Fransız likörlerinin pılacaktır. Bu yıl nizamnamede teklif eiçin vaziyet o kadar da şükredilecek yimdir. Bu itibarla yüzlerce, hatta bin mimberlerini andıran bu hasta mihrab rudilen tadilâta göre merkez idare heyeti ğıtılmasına başlanmıştır. Kurumda ad ayni likörlerden Türk rakısına kadar gibi değildir. lerce ailenin kış yaz seve seve otura humuza elem veriyordu. Fakat gene rubazı kolların birleştirilmesi suretile 8 den resleri yazılı olanlara kartları posta ile her çeşid içki görülüyor. Biraz daha öteAltıyı beş geçe kalkan doğru posta cakları bir yerdir. humuzla ona meczub idik, önünde diz gönderilmiştir. Adresleri olmıyanlar kart de halılar, daha sonra meşhur Türk çi6 ya inecektir. nın tam altmış dakikada Büyükadayı Şunu da ilâve etmeliyim ki böyle bir çöküp oturuyorduk. larını Dolmabahçe sarayının saat kulesi nileri teşhir ediliyor. Son zamanlarda tutuşu biz gencleri tatmin ettiği halde Dil Kurulu, Kurultay günü gelecek projeye karşı idarece büyük ve süratli Ömrümde hiçbir feveran, hiçbir tuğönündeki methali yanında Millî Saray Kahiredeki Mehmed Ali müzesinin du onu memnun edememektedir. azaya ve davetlilere dil neşriyatına aid postaların ekonomik olmadığı, hatta yan, hiçbir fırtma, hiçbir coşkun deniz, lar Direktörlüğü dairesinden alacaklardır. varlarına ve döşemesine çini kaplanacaAsgarî bir hesabla hayatının günde halkın kışları Adada oturmamalarına bazı eserleri dağıtacaktır. bu şahid olduğum mahzun sükut içinde Kendilerine posta ile kart gönderilen ğı zaman Kütahyaya müracaat edilmiş iki üç saatini 38 sene müddetle eski Sovyet alimleri geldiler sebeb olarak eğlence noksanınm ilerı yaşıyan belâgat kadar beni meşhur etmelerin isimlerile liste gazetelere verilecek ti. Bu müracaat, Kütahya çinilerinin ne îdarei Mahsusa ve yeni Akay vapurlaDil Kurultayına iştirak etmek üzere sürüleceğini de bilmiyor değilim. İs tir. Kartlar Millî Saraylar Direktörlüğü fasetine en büyük bürhandır.» rmda geçiren dostuma, bir gün bu tanbulda eğlenceyi gürültüsüz, asude di, heyecanlandırmadı. Ustad, doktorlageleceklerini evvelce yazdığımız Sovyet dairesinden alınacak olanların isimlerile «Echo de Syrie» muhtelif Türk mah memnuniyetsizliğinin sebebini sormak bir muhitte geceyi geçirmekte bulan rın tavsiyesine uyarak susuyordu. Lâkin alimleri profesör Samoılovıç, profesör müracaat saatleri de ayrıca ilân oluna sulâtını ve mamulâtını uzunuzadıya met aklıma geldi. Herşeyi beğenmiyen, binlerce değil, on binlerce aile vardır. yüreğimiz, kalbimiz, vicdanımız onun şu JVlesçaninof ve profesör Gabidullin dün herşeye kusur bulan ihtiyar tiplerin Büyük vapurların ekonomik bakımdan susuşunda cild cild «Safahat» ın gür ve caktır. hettikten sonra, Sümer Bank fabrikalarısabah şehrimize gelmişler ve Kontinan 3 Ellerinde beyaz ve pembe renk nın muhtelif mamulâiından bahsederek den olmadığı için yeni vapurlardan şi idare etmiyeceğine gelince, buna da beliğ sayhalanm duyuyordu, vecde dütal oteline inmişlerdir. Bilginler otelde li davetli kartlarile yeşil renkli üye kart diyor ki: «Daha ileride ipekliler, kumaş kâyetine bir mana veremiyordum. inanamam. Kömürün tonu şimdikinin şüyordu. bir müddet istirahatten sonra DolmaKendisine vapurların çok pis olmadı iki misli iken ayni fiatlara seyahat ettiları ve mavi renkli ve fotoğraflı basın Iar bir ev kadını icin en büyük zevk teşAkifi ziyaretimiz, eski tabirle, bir iyabahçe sarayına giderek Dil Cemiyeti Ur kartları olanlar doğrudan doğruya Ku kil eden bu mamulât görülüyor. Hereke ğını, yandan çarklılar müstesna, sürat ğimizi hatırlatmak ve o zaman da za detti, iyadetlerin ise ibadetler gibi zamanmumî Kâtibi İbrahim Necmi Dilmeni zirultaym toplanacağı ön salona alınacak kumaşlan Ingiliz kumaşlarile rekabet e itibarile de pek o kadar sıkıcı bulun rar edilmediğini gözönüne getirmek ları mahduddur, mukayyeddir. Bu sebebyaret ederek görüşmüşlerdir. Profesör cnadıklarını söylediğim zaman: kâfidir.> lardır. le çok oturmadık, bediî haccın hazzmı decek nefasettedir. İpeklilerin yanında lerden ikisi îkinci Dil Kurultayına da « Dur, sana işi baştan anlatayım! İhtiyar dostumu daha fazla söylet benliğimize sindire sindire oradan ayrılEllerinde kırmızı ve sarı renkli dinle yeni Kayseri fabrikasının, bu Türk gelmişlerdi. Gabidullin bu yıl ilk defa sem eminim ki söyliyecekleri vardı. dık. yici kartları olanlar muayede salonuna «Liverpool» unun pamukluları var. Da diye söze başladi. gelmektedir. Kendisi şimal Türklerınden Bundan otuz otuz beş sene ev Fakat bence o söyliyeceği en mühim girecekler ve Kurultay konuşmalarını o ha ötede ham pamuk ve eczalı pamuk Akifi yalnız bıraktığımız için hayıflaolup Moskovada Şark Enstitüsünde provelki şikâyetimiz devam ediyor da o şeyi söylemişti. Otuz beş senede Bü nıyorduk. Lâkin onu kendi içimizde buradan radyo ile dinliyeceklerdir. Bun göze çarpıyor. Bütün bu mamul ve ham nun için canım sıkılıyor. Bilmem siz 3'ükada doğru postasmı beş dakika gefesördür. Sovyet alimleri Dil Kurultayından önce de bir kaç kere ilân edildiği giesya Sümer Bank ısmindekı büyük en cAydın» vapuruna yetiştiniz mi? O ri bırakan idarenin evvelâ sürat mef lup seviniyorduk. 5jC îjî îjî da müşterek bir tez müdafaa edeceklerdir. bi dinleyicilerin Kurultay salonuna alındüstrıyel banka tarafından fınanse edi zaman İdarei Mahsusa İngiltereden humunu takdir etmesi, sonra da buna Âlimlerin beyanatı malan, salonda boş yer kalmasına bağŞoseye çıktığımız zaman Alemdağınlen sanayi eserleridir. Dün kendilerile görüşen bir muhar Fenerbahçe ve Haydarpaşa vapurlannı göre tedbir alması icab etmez miydi? hdır. Yalnız eski Adalıdan bir noktayı da dan dönüş başlamıştı. Sıra sıra öküz araPaviyonu dolaştıkça, Sümer Bank getirerek Adalar seferine tahsis etmişririmize profesör Samoiloviç şunlan söy4 Beyaz, pembe, yeşil ve mavi Beykoz fabrikasının ham derilerini, va ti. Bunlardan akşamüstü doğru Büyük ha tavzih etmesini rica etmekten ken bası, sıra sıra otobüs, sıra sıra otomobil lemıştır: renkli kart sahibleri ön salondan girince lizlerini, el çantalarını, para çantalarını, ada postasmı yapanları bugünkü va dimi alamamıştım. Emniyet mesele Taşdelen ve Tefne suları başmda geçen « Türkiye Cumhuriyeti hükumeti tarafından tertib edilen Dil Kurultayları önce kitab ve zarf dağıtma odasına uğ erkek ve kadın kunduralarını, Viyanadan purlardan biraz daha seridi. Büyüka sü... Bu vapurlar lodoslu havalarda uzun bir neşe gününün sekri ile evlerine tehlikeli olabilir miydi? dönen yüzlerce yurddaşın kahkahalarıru beynelmilel ilim dünyasmın nazarı dik ramalıdırlar. Orada kartlarile birlikte gelmiş sanılacak kadar zarif ve sağlam dayı ekseriyetle 55 ve bazan da 50 dasunulan numaraları kâğıda mukabil ken surette yapılmış eldivenlerini görüyoruz.» kikada tuttuğumuz olurdu. Beş daki taşıyordu. Gözüm bu şen alay önünde ihŞunlan söyledi: katini celbedecek bir mahiyet almıştır. kalık bir fark gerçi büyük birşey ifade dilerine Kurultay için dağıtılan kâğıdiar tiyarsız Baltacı çiftliğine döndü ve ka< Bu vapurların kuvvetli lodosa taGazet, bundan sonra şu sözleri ilâve Bu seferki Kurultay daha ziyade teori ve ılmî bakımdan çok mühım olacaktır. ve kitablar verilecektir. Bunlar arasında ediyor: «Paviyonu hakkile dolaşmak i etmez amma; ne de olsa otuz beş sene hammül etmekte olduklarmı şimdiye famda tabiatin yarattığı bir yeşil kucağa de beş on dakika ileri gitmemiz lâzım kadar Allaha şükür bir kaza çıkmıyı gömülen o beliğ sükut titredi. Bir çok yabancı alımlennin Kurultaya bulunan Kurultay kılavuzu ile tezlere a çin birkaç saat dikkate ihtiyac vardır. Pagelirken tornistan etmemiz beni üzü şından anlıyoruz. Hem bu bir teknik İşte o vakit, gene ihtiyarsız: «Utandım iştirakleri, bu toplantılara ne kadar bü id örneklerin ve söz isteme ve takrir kâ viyonun nihayetmdeki rakamlar ve istayor. Hem de otuz beş sene evveline nayük bir ehemmiyet verildiğini isbat et ğıdlannın Kurultayın sonuna kadar el tistikler çok beliğ. Türkiyenin, bütün bu zaran vapur seyahatlerinin hemen he meseledir ki fazlasına aklım ermez. Fa ağlıyarak, ağladım utanmıyarak!.» de tutulması rica olunur. faaliyet sahalarında iki misline, beş miskat..^ mektedir. M. TURHAN TAN men yarı müddete indiğini düşününce 5 Önceden müracaat ettiği halde line çıktığı görülmektedir. Sovyetler Cumhuriyetleri Birliğinde Uzun bir fakattan sonra dostum e bu gerilemeye büsbütün canım sıkılı Türkiyede toplanan Dil Kurultayına listelerde isimleri çıkmıyanlar olursa te Ve nihayet, bütün paviyona hâkim o yor. limden tutarak beni Heybeliada vaputtalya ticaret anlaşması büyük bir ehemmiyet veriliyor. Mosko lefonla Genel Sekreterlikten sormalan, lan, modern Türkiyenin yaratıcısı AtaSonra o zaman daha rahat şartlarla runun salonunda asılı Liman fen heyeuzatılıyor rau? vadaki îlim Akademisi tarafından neş yahud ilân edilecek saatlerde Millî Sa türkün muhteşem bir büstü ile karşılaşı seyahat ederdik. cNüzhetiye>, «Ferah» tinin imzasmı taşıyan bir levhanın ö raylar Dkektörlüğünde bulundurulacak yoruz. Orada, yeniden yarattığı insanredilen mecmua, Kurultayın mesaisı hakDün piyasada deveran eden bir şayiave tKadriye> gibi vapurlar daha lüks nüne götürdü. Bu levhada vapurun 4 kında muntazam surette mufassal iza kurum işyarına başvurmaları rica olunur. ların eserine, kendi eserine çelik bakışya göre, Türk İtalyan ticaret ve klering tü. Oturacak yerleri, sallantıları bizle ağustos tarihine kadar sefere mezun hat vermektedir. Geçen Kurultaydan son6 Kurultaya pek az zaman kalmış larile nezaret ediyor. anlaşmasının yeni anlaşma için yapılan olduğu yazılı idi. Bu paviyon, sırf Atatürkü, Onun büs ri çok memnun ederdi. Maltepe ve ra, Kurultayın mesaisi hakkında hazır ve bütün tertibler alınmış bulunduğun müzakerelerin neticelenmesine kadar iki Elimdeki gazeteye baktım. Bugün aladığım uzun rapor dahi bu mecmuada dan artık ne Kurultaya gelmek ve ne de tünü, bakışını ve eserini görmek, takdir Pendik vapurlarınm alt kamaraların ay temdidi takarrür etmiştir. Fakat bunu neşredilmiştir. tez vermek için müracaat edilmemesi rica etmek için bile defalarla ziyaret edil da şimdi mebzulen görülen tahtakura ym 17 nci pazartesi günü idi. teyid eder resmî bir haber henüz gelme ları yoktu. Kışlara gelince, muhakkak meğe değer.» NÜZHET ABBAS mistir. Yakında Moskova îlim Akademisi olunur. sından geçen yola girdikleri zaman, çi yürüyor, onları çilyavrusu gibi dağıtıyor çin açılmış küçük derelerden sular şıpırdıyarak akıyordu. Yerleri kaplıyan ye çek açmış ağaclann içinde kendilerini a du. deta bir cennet bahçesinde sandılar. BaşSaniha. delikanlıya hoşnudsuzluğunu şillikler arasında papatyalar ve kelincikler vardı. Şeftalilerin pembe, ayvaların larından aşağı bir çiçek yağmuru yağıyor gösteren bir sesle: du. Saniha, Bugün neden bu kadar sert ve beyaz çiçekleri üstünde fıstıklar yeşil ve Edebiyatı Cedide tabirile, «baranı hiddetlisiniz, dedi, eski mekteb mubas hareketsiz bir şemsiye gibi duruyordu. ezhar» dedi. Bu manzara bana, merhum sırlanna benziyen halinizle bu güzel gü Nar ağaclannın tepeleri taclı küçük ye"Cumhuriyet,, in tefrikası Ahmed Hikmet Beyin «Haristan ve Gü nün neş'esini kaçırıyorsunuz, zevkimi bo şil meyvaları, cilâlı yapraklar arasında Abidin Daver DAV'BR minimini turunç ve portakallar, sallanı ~ listan» mdaki Gülistan adasını hatırlattı. zuyorsunuz? Mahzun mahzun başmı salladı: Ben de istediğim yere giderim, yordu. Ercümend de teyid etti: Zevkiniz mi? Sizin zevkiniz te Aşkta hiç birşey hakikatin yerini istediğim gibi gezerim. Sonra, İstanbulda Evet, siz de o adadaki genc kıza mizdir hanımefendi. Bu çocukların pis Topraktan mis kokan, uyuşturucu akocam bana mutlaka ihanet edecektir. tutamaz sevgilim. Ondan ötesi şiir ve edebenziyorsunuz. liğini görmüyor musunuz? Nazarlarını ğır bir koku yayılıyordu. Saniha, derin Ben de o zaman büsbütün sizin olurum. biyattır. Genc zabit, ağaclardan çiçekli dallar zın, ellerinizin bu sümüklü ve bitli ço bir nefes alarak: 16 Delikanlı şikâyet etti: Herşeye rağmen güzel bir yer, hoş •Saniha, şimdi köpeğıni daha çok sevi kopararak Sanihaya veriyor, o da, bü " cuklara süründüğünü görünce tahammül Ne uzun ve ne uzak!.. İstanbula bir gün, dedi. benim gelmem en az altı aya bakar. O yordu, çünkü Pırlanta doğuracak diye tün bu çiçeklerle göğsünü, şakaklannı edemiyorum. Konuşurlarken biraz geri kalmışlardı. süslüyordu. Ercümend de onun fikrine iştirak etti: vakte kadar siz beni çoktan unutursunuz. Süha, bir gün daha kalmağa karar verSaniha yavaşça sordu: Dörtyolun civarında, bağları bahçe Evet, fena değil; fakat iyi bir intibaBen ise altı ay asla bekliyemem; İstan mişti. O gün cuma idi, bir gün evvel u Neden bu kadar huysuzluk edi la dönebilmek için, sol taraftaki şu pis ahıbula gelip te size kavuşmadan burada mumî teftis te yapılmış, bitmiş, Ercümen lerile meşhur bir çiftlik vardı. Oraya giryalnızhktan, kıskanclıktan ve hasretiniz din vekâleten kumanda ettiği bölük ku diler. Burada çiçek açmış ağaclann taze yorsunuz. Benimle beraber bulunmaktan ra, şu çarpık ve kadid bacaklı ihtiyar dilenmandamn hassaten takdirini celbetmiş, dalları, kenarları oyalı yeşil yemenılere memnun ve mes'ud değil misiniz? den ölürüm. ciye, sağ taraftaki şiş karınh sıska veledle Mes'ud mu? Yarın gideceğinizi yanındaki uyuz eşeğe bakmamah. însanı Saniha bir anne şefkatile onu teselli Paşa Ercümende teşekkür etmışti. Cuma benziyordu. Her taraf renk ve koku i bildiğim halde mes'ud olmamı istiyor parahyacakmış gibi bakan bu yabani kögünü, Ercümend kışlaya gitmedi. Erken çinde idi. etti: Saniha gelip geçen köylü çocuklarını sunuz öyle mi? Son günümüzü, yalnız ve den hep beraber yemek yediler ve porta Hayır, hayır yavrucuğum. Birbiripekleri de hesaba katmıyorum. Istanbulun mize mektub yazarız; uzun, nüvazişkâr, kal bahcelerinin güzelliğile meşhur Dört durduruyor, onlarla konuşuyor, bazıla başbaşa geçireceğimiz yerde, böyle ka sokak köpekleri sanki hep buraya toplanateşli aşk mektubları. Göreceksiniz, ben yola gittiler. Kafile, Saniha, Süha, Er nnın boyunlarındaki muskaları, nazar iabalıkla ve arsız çocuklar arasında öl mışlar... size ne güzel mektublar yazacağım. Bir cümend, yüzbaşı Rifat Bey ve kâtibden lıkları tetkik ediyordu. Süha da boyuna dürürsek ben nasıl mes'ud olurum? Iğildi, yerden bir taş aldı, köpekler Genc kadın hemen cevab vermedi. birimize mektublar yazarak sevişiriz ve mürekkebdi. Cenub ikliminin erken gelen resim çekiyordu. Ercümend küskün ve hakikattekinden daha iyi birbirimizin o fakat pek çabuk geçen sıcak ve fani ba neş'esizdi. Çocuklar, Sanihaya lüzummr Kumruların boğuk sesi, kuşlann cıvıltı kaçıştılar. Ercümend sinirli ve müstehzi harı gelmişti. Dörtyolda bahçelerin ara dan fazla sokuldukları zaman üzerlerine larına karışıyordu. BostanUrı sulamak i devam rtu': luruz. Buranın güzellikleri kadar çirkin likleri de var. Umumî manzara, her halde hoşa gider birşey değil. Manzaranın mahdud bir kısmmı ve yalnız güzeîlikleri görebilmek için, araba beygirleri gibi, gözlerimize gözlük takmak lâzım gele cek... Saniha güldü: Güzel askerim bugün alaycılığmız dehşetli üstünüzde... Size çiçekler ve ydpraklardan iki tane at gözlüğü yapayım da çirkin şeyleri görmemek için gözleri * nize takınız. îster misiniz? İsterim... O vakit sizden başka hiç bir şey görmem... Sonra durdu: Sormak ayıb olmasın ama böyle ne dolaşıp duruyoruz? Gezmeğe mi geldik, keşif yapmağa mı? Oturacak bir yer yok mu? Şu ağaçların altına oturup dinlenecek bir iki kütük bile koymamışlar. Belli ki burası bir âşıklar yuvası değil. Köylülerin hassas olmadıkları ve çiçek açmış ağaçların altında kumrular gibi muaşaka etmedikleri, portakal bahçelerinde arasıra öpüşmedikleri anlaşılıyor. Saniha, çapkm bir eda ile cevab verdi: lArkası var] crrrıamu