3 Ocak 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

3 Ocak 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 hkincikümın 1006 y lâkin alnsanları yükselter iki bü - yük meziyet vardır: Erkeğin ce- Sur, kadının iffetli olması. Bu i meziyetin yanıbaşında — her iki cinsi, kadınla erkeği / şereflen - Sane z ikalenda. kartari derel - Güdeüz fede edecek kadar - baj İkolmak. Bu mesiyetler ve b f Silet'en büyük kakramanlığı; har a olanla, Bederie bartı Şüterez halmeyi ve ğ külire İerin acılıklarına göğüe germeği değene, ge Türkler. bu çoşid kahramanlardandır. ve ondan dolayı Türkler” öldürülebilirler, Tükin mağlüb edilemenler.> Nepelcen Bezapart Napoleon kimdir? Nat ükalliş aei beri vediz| ğ beden ÇAM ç ha bi a İimendi çe bata aet mahtir Terik Mf daek aai bop bir makmetie nn el seimani < yurmak ba örledir Hele okur yazar adan tarin ne Slla e düçaeaım de çe denk bi hd O n a b bi ŞK gll bal “iecimcii “üegiadi Ü ddd eç O, Ka v KanüAlai zi v 1740 y « Şutarunun o beşde değia. Babasının SA Ckele Harıman semünli aet din Ramolaa il. Dokur yaşında Fraz boyergla a rlagtine TÜ n düzak Tdiren et 1705 inci mülürim olarak dip BAAti ddi ae İ e afaktelek bir zabiti e eİeme NUN aö Todca yi baglllerde b GĞLLE fE llli Twnima aat d akardiklari bu Hüyük S e sekaldi (993) Arık Nai öi 1 Sülül vamele pi A Hi hdi aa Ğİ ga V İ bi eli eli aai a yla iala lt Gd et BD ilirden teğiimik İ - Si Haa Bmüyelk Dlamaye S eh İlasn llli Hüşiide Mücize, Vati Tod. Rivoli, Arcol, Cize, — Austerlitz, İöna, Eylan. Predlard, Ecdimüki Wasrom kazlleii kacmnd, Viyeneyi diz güktür GL Te gt Renr'de gçe Madidi kakani slume lli Mosbovaya ada GÜL Arnişamn 'dleni üzüm geh Gölk eli EKA uannı S li ön W vrem eee ç SN Ha gü hati naye #a BĞ Taeçelk vab çi ae GAİÜNK Mcrli yük.defen G “ale l K hira Aaraan e * İNAL Ü yürkerkğede Teti kemilliğinde ve çaratörlüende A T DDD Figta Ve el di el Hai mlesie Falar beklidii y Vatledarde Gi günü idak evi, öldü (I621). —| köprü yıklırı Bir rmağın yalağı yüz|nayı behane ederek, yadlkcini” İaten| » Türkçede Mize — Bisme, Tbesml, ni mananı ilade eden yalız Denie| * () Eğ: Sudur AO a a G AM B T aei Tnt Bi ada | | (3) Bdt ada Xöt Baeya dar. Fakat onun İtalyaya, Misıra, Avüs- köyler muvasalasız kalmıştır. Yeni çö-|dar kaptanla başçarkçı kendi başlarına | «Biere banda (manda)a: bir göl a- | de erijin manası, âdeta ebüyücek bir de- | vil eder. Haa M e | GEElü MÜSABAKAMIZ Tarihte Türkler Söylenen büyük sözler Napoleonun fikirleri «Türkler in mağlüb edilemezler» İmek için yaratılmışa İzesiş bir taprak kayması vukubulmüş| için öldürülebilirler, Napoleon - Bonapart çılışları ayrı ayıı birer tarihtir. Güzel bir dul kadın olan Josephinele evlenişi, « Ta ondan bikıp Âvusturya İmparatarumun kizı Marie Levise'i alışı; Romaya - be- gikteki oğlunu, - İspanya ve - Holandaya birer kardeşini, İsveçe bir jeneralini keal bu zincirleme tarih içinde birer Biz bütün bu tarihleri de bir yana b zakarak Napoleonun birer vecize savı sözleri üzerinde duracağız. Bu büyük ci- hangir, harbetmeği / bildiği” kadar söz söylemeği de bilirdi. Kalıcı ve kalemi e- gittiz bir kudretle kullanırdı. Onun heye Canlı sutukları, milletlerin ruhunu ince liyen sözleri ve yazıları vardır. M. Jules Bertaut, otuz yıl kadar önce nutukların ve yazıların içinden en canlı olanlarımı eçti bir kitab halinde bastırdı. Bertatt: mun eserinde çok canlı vecizeler sıralan: mış olup içinde: «Müsavat, ancak güzel bir düşüncedir. Onun hakikat olabilmesi- scayalizmi balta- adamının ne imkân yoktura ibi bıvan hükümler, — aHükümet kalbi başında olmak gerektie gibi deve Tetçilik bakımından değerli mülâhazalar, altnlyanlar, Avusturyadan dayak / ye ıdir. Onlara — harb zevkini ve kabiliyetini verebilecek bir ka- zuncumun dünyaya — gelmesini / asırlarca beklemek lâzmdir gibi siyasi / şakalar yatdır. Napeleom, — Minitdan Süriyeye ptğı akında Türklerin rubi küdretle- vini tanımak fasatını elde ettiği için mil Tetimiz hakkında çok iyi kanaatler hasıl etmişti. Hatla 1806 da Muhib Efendi - ni rekliği allında - İstanbuldan — Parise gelen Türk eli heyetini kabul - ettiği Zaman: «Türklere gelecek - hayrü şer, onlar kadar Fransızları da sevindirir ve: yadüzere diyerek büyük bir sempati göntermişti. Yukarıya koyduğumuz vözler | 'de Onun Türkler bakkındaki düşünce Terini belli eden verizelerdendir. MT T. ransada büyük bir toprak çöküntüsü Grenoble <Pramsadas 2 (AA) — Ra- sans ve Eygulsans köyleri arasında çok far. 230/000 murabba metroluk bir sahal üzerinde £ mülyon mikâb metrodan faz Ja toprak kaymaktadır. Şese yolunun 500 metro uzunluğundaki bir kısmı t bize 'wa;ı üzerinde çalışmalar B Z Fo — PEREkCEMİZi BUcünEBU Yılbaşı gecesi, en çok göre - çaman geylerden biri de Tayyare piyangosu bi Tetleri satan dükkânların önündeki ka - dabalıktı. Denebilir ki bütün İstanbul halkı bu Tisle meşguldü. Piyangonun çekileceği si 'nema Binası vaktiden çok evvel dol | muşz kapının önünde polisler - vaziyesi güç idare ediyorlardı. Orada ve dük - kânların önünde toplanmıyanlar da, ev- lerinde radyalarının Başındaydılar. Neticede ne olduğ Beş on kişi para kazandı, yüz binler- ce kişi de boşuboşuma, vakit - kayl oldu. Amma diyeceksinir ki / bu - piyango glelide bi piyanas değilak, gayeri va - Ben piyange wulile vatana hizmet el- ameyi anlamıyorum ve bunu tenkid edi - | — Bir menfaat — karşılıı - olarak devlete yapılan yardım, tam yardım de Çüldi. Bunun manevi bir kiymeti ola < Maddi kiymeti olmadığını da aşağı da göstereceğim. 2 — Tahb oyunlar, umumi ahlâk ü zerinde fena tesirler yaparlar. 3 — Halkı bu gihi eyunlara tepvik elmek, onun müspet tahadaki faaliyetini geşelir. 4 — Bilhasa bizim gibi, müspet sa- halarda çalışmıya çok ihtiyact olan ce - İmiyetlerde, bu gevşeklik ferdlerin — kâli derecede kazanmasna engel olur. 5 — Neticede vergiler verilemez ve- ya sıkmntı ile verilir. Devlet ziyan eder. «Vatana hizmet> herhangi bir men fant karşilığr olarak yapılmaz. — O, bir ecburiyettir Tayvare için nekadar para Tazımsa, münasib bir vengi konarak temin edil - selidir. Bilmem siz ne deniniz? Bulgaristandan ana yur- da gelmek- istivenler Pulgarltarden Hüdirldiğe vöre Fartlzme vile sebell a B Hklenen Hi l VNai b çah ü yan seğekedDE. Bi Kekiediler. Tadik detan “semaiz düşalş; Zit Banküm'de. ha bi v n eee ç eee -a n S eee el Biş değiar 'nice köyünde muallimlik eden. Vidinli| Osman Hidayetle yumurta toplamak ü- zere eraya gitmiş olan Kadıköylü Ma. mini köyün muhtarı Dimitri Gnomenot| muhtarlık dairesinc çağırtarak fena hal de dövmüştür. Yedikleri dayaktarı ölme derecesine gelmiş elan bu bi Türkten Osman, Rus çuk hastanesine gimiş ve mütecevize de hiçbir şey yapılmamıştır. Başmültülük tarafından Türk köyle- rine saldırtılan yobazlar alabildikderine hezeyanlar savurarak biçare halkı irti | a sürüklemekte Ve ana vatana karşı bağlılık besliyenleri tehdid. etmekte - irler. Tayfası isyan eden İtalyan gemi Venedik 2 (AA) — Liman reisi, Kös tenceden gelmekte olan Korona Ferea adli sacnıç vapurunun tayfası hakkın -| da, seyahat esnasında İsyankâr haz kellerde bulunduklarından dolayı dah- | İmefhumun, muayyen ve mürpet bir sa -| |-Türkçemizle Indo- Öropeen ve semitik dillerin münasebeti manasında başka türedileri vardır: Baray: Yakut dilinde bir göl der J). Bere (Mere) : Göle bitişik diğer kü - çük bir göl (8). Aynı kelime Vilyuyık ulusunda göl adıdır 191. (Bara-lağan) : eşiddetli su akın - teır demektir I1O), (Borü & lah) Taman adı ÇN Böğr, Biar: Gun manasınadır LİZİ. «Büör kölüye — bir gölün adın. Ay- a kelime, biribirine yakm iki gölden kü- göğünün adıdır. Kelimenin den başka biney değildir. «Pınars de - mektir. Bu söze, Arap dilinde de tesa üf ediyoruz. (Bara b tiüindendir. «Yağmur edemel kurtarmak lâzım! çförlerle, etomebil sahibleri tüze Otomobi Ş İamyorlarmışı. eİş göremiyor. para - kazanamıyorur. — Bendi pahalı, vergilerimiz ağır: halk eakii gibi Bol harcamıyor: nöbet yerlerinde bazan tek müyeri bidirmeden günler geçidi #imiz oluyor, Bize Belediye izin - venin de, on kuruşa adam taşyalımla. Geçimlerini bu yüzden temin eden bu yurddaşlarımın dileklerini ben de haklı bulurum. Kendileric. bu kadar barit ve İmeyra bir kazancı Belediye - Tztldir Hek dinnları likam ati finde, yüz etomobilin bindireceği min Haytilmecmu beş yüz müşleriden tramvay kumpanyasının edeceği zarar kiç merter besindedir. Esaven bu beşvüz kişiden, hiç olmazsa yarı, tramavay bekliye ' bekliye yzanm ta yürümeyi tercih eden takımdır. Trmvay arabaları şehrin - münakalükı temine mademki yetmiyor, vanın birkaç toför de bu yüzden ekmek yesin - Hem Samıdan temizlensin, hesm de pilâr yağlamı adı - Framszca #denizn Omanasna — gelen «Mer> kelimesinin eriğini İâtince <V- veb olarak göslerilir. Halbuki lâtince 18 gatte (T) bu kelimenin hizasında (mot tedir. Bu keltçe keli- menin, «Güneş - Di teorisie göre eti - mmolojik şekli şudur: ()(2) 3) 4) 6) (Gü-tam-bağ-bar-Heğ) (3) ve (5) mumaralı () Ik ekler, lâ- tünce şeklinde (a) ve (e) üzerindeki v zatma işaretleriyle gönterilmiştir. () Ağ: ana köktür. Burada (su) anlamınadır. (2) Am: birinci köklerdendir. Buruda, mefkumunu, kendinde temsil eder, () Ağı (-Fü) veklir. «Sü mefhir munu tamamlar ve isinlendiri:. Adiç nehrinin t0l ko- derecede - yadikal 'ana kökün esum aran) sözü de aym o ir. Bu vö- (Ağ—am-bağ—ağamağ): ana kök,| ze de fagsçada tesadüf ediyoruz. B radikal kökün vokaliyle büleşerek dü SN . ya eee a yalnınle. MEİLEĞE yer. kelime (mağ) olur; () vin 69 y — Almanen edeni aalamına gelen bul d pineklemekten kurtalalım tebedkili l Cray) çei de vardır. Her) nekeik çai şadarı Y | ç eterlerin hai gervekten acnacak gi isi #suo demektir. (Bu kelimelere aynı | *ÖtÜN etimolojik şekli sudur: sidir. Ve kendilerini düşünüp — dururken manada Arap dilinde de tesadüf olu - T hatıramı bundan birkaç yıl evveline irca | tğry (cütemeğ) | ettüm; ve gözlerimin önüne o vaktin kupa: () &ö eu demeküir. (2) esi coldkça geniş bir sahar i - fade eder ve suyun v saha ile münace betini gösterir ()' vür Kelimeyi tamamlar, isimlen- di (eöterkek —eşesğm sğm 5e) aeniş sun, yani ederizn demektir. Türkçe Sa, enehir» demekir (131. Sadece eu manasına - kullandiğımız| Su, Suv, Sun sözleri de aysı manada ol mak üzere malümder. TENGİR Macares. edeniz manasına gelen kelimenin etimalejik şekli sudur: (D () 6) (4) 6) ü-hetbenmegbir) () cör eu di denilen kapalı ve paylan adımı taşıyan'az Yak'aabeları gll ği Şehrin kenar semilerinde bâlü bunları dan tektük, rasladığım elüyor. Bu başka bir demi nakil vantalarına binenler var Di? Va aeaba inlerdez Pek mesak Vakt, bu arabaların da zevki yök de. ğildi. Bazt yaz akşamları. hayvanlan e) ve tuvana, dötemeri yeni, aralacın fipir kah bir paytona binip te, töyle Kağıdkır ne tepesine değru vzanmak keyilli. bir seydi. O zamanlar, hayat bu kadar hara retü, vaktimiz bu. derece dar değildir Bir yerden öbür yere gitmek için kayber deceğimiz yazım vaate acımazdık. Öplm. aç verdiğimiz zibi. meşin, yakadki pö ) Arı (.4r): kendüinden evsel-| ki kelime mefbumunun muayyen ve mür İpet bir sahada kat't olarak varlığına i aet eder ektir. (5) Cü: Burada köklür ve egenişlik anlamınadır. Kendinden evvelki - (ar) ekinin, suyun takarrür ettiğine işaret et GĞi sahanın egeniş> olduğunu ifade e - der, (Mağarey—mare) : geniş sim — yani| denizn demektir. MIRA Sanıkrit dilinde edenizn demek olan| v kelimenin etimoloik şekli yudur: D(2) 6) (4)(5) Götim-bğtar—ağ) (T) Ia: Ana köktür. Burada türkçe maanası eu dur. b () im: Birinci derecede tadıkal| — (2) et: (bt), Burda ektir. «Ya -| lüt döşemelerin er. ağakları: köklerdendir. Burada ana kökün — &u» pcilık, yaptarıcılık ve yapılmış olmak -| Mizi karşıya uzatır, « oe !ı meflumunu kendinde temsi eder. —— |hk> mefhumların jfade eder. / Yapığı| id verlerinde akomp hallaal pan yağin () Ke: (eFB). ektir. a mefha -|i suyu bir kara parçasımın — ititalinde| D noktada dakikalarcn mihlarımak a | /munu tamamlar ve isimlendirir. uzatmaktır. Kara parçasını gösleren ke-| Kütu olmadan, etrafi v od () he Çekr). bendinden ervllki| lime vancu, (4) numarak (eç) d Bar| e Ve 'ma yapışık olarak uzayan sahayı gör < teren (3) numaralı (en) dir. (5) inci ek olan (ir). suyun kara ittralinde te - kartürüne işaret eder. O halder (eğe - deneşir — tençir): abir sahilden Bakıl diği zaman uzayıp giltği görülen eu dur, Buşünkü türkçemizde ufak bir farkla kelime aynıdır. Araba, atlı tramyayıs yanında | rat katarı idi. Onun içindir Bi aöi olanlar arabayı t hada kat'i olarak varlığına işaret eder) ektir (5) Ağ: Burada köktür ve egeniş - Tik> anlamınadır. — Kendinden - evvelki (ar) ekinin. suyun tekartür ettiğine işa Tet ettiği sahanın egeniş olduğunu ifade eder, yokuşlarda direnir, kalırlardı. O |arabacı sandalyesinden İner, — terbiş eline alır, çalatdı kırbacıl, Ve tuhaf değil mi? Ekseriya bu (izmğrağ - miağ — mia): &çe yelle sabımzlanmaz, paytonun içinde hiş n yani edeniza demektir. TENGİZ mütevekkilane beklerâi Bebeli Not: 1. — Framsızca (mer), lâtince (Deniz, Deniz) edecek yaktimiz ve dayanıklı sinirlerimiz » Bu kelimenin etimolejik şekli yudur: () (2) 6) (0 6) Ceürbet-tenbeg-biz) Burada bütün unsurlar, macarca ke - Timenin unsurlarının ayandar. Rolleri de| birdir; yalnız (5) inci ekler - farklıdır: ). (İz). bilindiği sibi, — soldukça geniş ve uzun bir sahayı gösterir. O hab: vardı. Yahad ki bazı günler, kilemetia Jarla yol katedip takatten düşen - zavallı hayvancıklara acırdık. Otemebil arabayı öldürdü. -Anlaşilım öldürürken ahmı almış olacak ki, bagüin de ra ona geldi.. O da can çekişiyor.. Şoförlerin dileklerini yerine getire de, bati gnn kurtaralım! ve keliçe (mâre), sanıderitçe (mira) lerinin orijinalinin, türkçe olduğu wörü - lüyor. Türkçenin Yakut dislektinde, kelime 'nin Mürü şekli, Yakutıki / mıntakasının Boragon ulusnda bulunan büyük gölün adıdır. (2). Mür aymı lehçede, eyosunlu bataklık, çahlarla “kaparmiş aBai yere - İ3l| de'Deniz sörünüm ieanen eeeni vahiler Hü meaasi Tandh n l | KA ll Breümend Ekrem TALU bier'das, TAL.TMoreF), vrgürcada | Neve'le -— Bu gn kelineye. badır —— aa yazalım: fik şekillerini al (1) (2) ) (4) ) yukandanberi etimolojik analizlerini yap- hğımız kelimelerin hicbiri tam manasiyle) enehir> demektir. Türkçede n) tözü de enehire demektir 15). «Yağ- (Müre- Han Zwelg Küçük ro: Kapı aralıklarıdan — dinliyor anah -| far delklerinden - gözetliyor, - odaların ve yataklerın içini araştırıyor ve yeni bir admivdi merdivenlerde koşuyordu. | >Men bir vevi sokulyar delasında, >nun deima sünu acayib ince cırlak hdaki sığır lerinden bir İ Alıma » kaybeden Bununla be h. Çecuklu - Crescence derinliklerinden LEOPORELLA Çeriten E.Ekrem Tal bin güçlükle aydırlığa çıkan bu sarsak nağmeleri dinlemekle müteheyyiç oluyor: dü. Bu fevkalâde değişikliğin istemiyerek mükebbibi bulunan Baron bunun farkım daydı. Zira arkasma dönüp te gölgesine mkan, acaba kim vardır? bu gölgenin, sadakatle- fakat seniz sizi bbb eti » ğini, yahud ki henüz tebellür etmemiş bir çu gibi önünüze geçtiğini hiseder, 5- kin onun gülüne şekline dikkat edip, o karkatürde kendinizi tanımazsınız! Ba- ron da yalmz Crescencein kendisine hiz. met etmeğe daima amade bulunduğunu, tamamile ketum bulunduğunu ve ondan hertürlü fedakârlığı bekliyebileceğini bil mekle iktifa ediyordu. Ve bilhasan, ho. (a giden birey vama, o da en nazik bildiği ir küpek yorda; vaziyetlerde muhafaza/ etmesini sükütlikle sayeiydi. Bazan, okşar gibi, ona birkaç tallı söz onunla şakalaşıyor. kulağını çek buzan da, yeleğinin cebinden şöylece çe kip çıkardığı bir tiyatre biletini ve yahadı ki bir banknotu veriyor ve onun için de- ğemiz olan bu şeyleri, Crescence dinda - Tane bir itina ile çekmecesinde saklıyor- “Zamanla, onun önünde lemeğe ve Hatta ona bir takım güç iiler| O havale etmeğe alışti. Ve kendinine karşı itimadını izhar ettikçe, Crescence de © derece buna Tâyık olmağa / çalışıyordu. Yavaş yavaş onda garib İbir serkitabi terdi: Koklıyan, anıyan ve elen - disinin arzularını sezen bir köpek tabisi. Baronun gördüğünü görüyer, i gittiklerini işitiyor gibiydi. Onun bütün hazlarından, bötün aşkane muvaffaki yetlerinden marazi denecek bir heyecan İa, ayni derecede mahzuz oluyordu. E - vin kapısından içeriye yeni bir kadın gir- dikçe yüzü murlanıyor, Baron şayed bir akşam yalmız dönecek oluma sukutu ha- yale uğrüyor ve hati boşuna beklemiş olmaktan iühirar duyuyordu. Evvelce © kadar uyuşuk zihni, © ana kadar yalnız | ellerine vergi olan çılıncasına bir faali yet sarfına haşlamıştı. Gözlerinde ise ye. hi müteyakkız bir işk parlamaktaydı Tabütevanı kesilmiş © eski yük hayva - aandan beyeri bir mablük doğmuştu; bir mahlâk ki inadcı, kumaz, ekini belli et ömez, kuşkulu, mühakemeli çalışkan, vin Vzbeli kızcağız, kızarmış yanakları ve « Buraya kadar kelime Dere'dir. Dere ya kelimesinin sonunda () Ağı eSahar mefhumunun ebü « yüklüğünür ilade eder Derya: ebüyük sahada toplanmış sun dlur OKİYANOS Kelimenin etimolojik şekli yudur mayacak oldu. Fakat o, manidar bir ise ticalle çoktan mutfağına dönmüştü. Ar- tik, bu macemaya düşürülmüş - bulunan kıza, ba tehlikeli daveti kabul etmekten başka yapacak biyey kalmıyordu. Şa var ki tabiat isticalle iş - görmez. Gerçi kazanlık ve müphem bir ihtirasın #i ve tehlikeliydi. | Ve bir gün, he dönen Baron, a yakitkinden erken eve| ya ayak - ataratmaz, hayretle dürükladı.. Mutfaktan — doğru, kulağına boğuk gülüşmeler aksediyordu. 'anda, Leoporella aralık duran kapı: dam, ellerini önlüğüne slerek çıktı ve yan' Sıkılgan, yarı cüretkâr bir tavıda; — Affedersiniz mösyö., dedi. İçeri- İ tesiri alında, Crescencein zekâsında aNT aa GUN zL S cağız.. sizi o kadar tanımak istiyor ki'. | kö, onun, rabıtasını el'an muhafaza ey- | — ()) Öke Si lediği hayvanların sevkitabülerinden ö -| teye gitmiyordu. Sevdiği efendisine bir| köle gibi hizmet etmek emelinin büsbü-| tün etiri olan hizmetçi kanı, uzaktaki ha-| mamını taramile unutmuştu. Onun için. dir ki, intibah bir kat daha feci oldu: Bir sabah, Baran elinde bir mektub ve anık, bir çehre ile gelip te, ertesi gün için ka nnn avdet edeceğini bildirdiği ve ev- de temizlik yapılmasın teribih ettiği da, Crescence beklenmedik bir mumiber| Baron bu İsübakliğe karşı kızmak ı yeksa tellâl ruhlu karının Tütufkârlığın dan hoşlanmak mı Tâzım geldiğini kesti- temiyerek, mütehayyir yüzüne baktı. Ni- hayet, erkeklik merakı galebe eti — Gölir bakayım!. dedi. Leoporelların — gurürunu — ekgyacak özlerle usul wsul kendine celbetmiş ol duğu, on altı yaşlarındaki, sarışın ve e- (2) İy: Radıkal köktür. «Hareket ve uraklaşmak> anlamımadır. ) A Evveli kendi mühitine ve (4) Os: Yani daha geciş sahalara Ghareket ve uzaklaşmayı ifade edere. Okiyancs: «Kendi mohitinden - daha Tuzaklara yürüye yayılan umumi Anlamlı abüyük denize demektire. () Güleherat Daverluy et Chatelala: Dictlonasine Latin Frangais, hılgan bir tebenümle mutfaktan çıkıp, hizmetçi tarafından isle, katıla geldi; ço:| karısında kalmış gibi afalladı. Bu ha - Teukca hir hayranlıkla, - karıki - gekerci| ber, bir hançer gibi yüreğine — işlemişti | Gi ()- (0 / Pekaraldi - Yakuk Di dükkünmın camundan, filhakika - birkaç| Yüzünün rengi uşmuş, korkudan ağzı a Y a D Dastanı, defa gözetlemiş olduğu zarif mösyönün |çık, kımıldamaksırın, ve anlamamış gibi Yakut Dili önünde durdu. Baron kendisini beğendi |dimdik önüne bakarak, mihlamdı. kaldı. İL egi ve bir arada yatak odasına çıkıp çay iç-| Çehresinin çizgileri öyle tagayyür etmit- | — (9), (ID, (1H), (X) Pekaraklı Yakul melerini teklif etti. Ne cevab vereceğini |& ki ,Baran kendisini teekin etmek ihti- 'Dili i4fenti bilemiyen kizm nazarları Crescencei a-İ yacını daydu, TArkanı var) — (i9) Hadlott L, «Şar Tehçesin. (6), (, () Pekarek

Bu sayıdan diğer sayfalar: