8 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet '• Içtimaî musahabe Sir Con Simon, Moskova ve Varşovaya gidiyor îngiltere, Berlin seyahatinin teahhur etmesinin bu ziyaretlere mâni olamıyacağını kararlaştırdı Londra 7 (A.A.) M. Hitlerin rahatsızlığı, îngiltere hükumetinin Moskova ile Varşovaya mümessiller göndermesine mâni olmamaldır. Bu karar, dünkü kabine toplantısında aluımştır. Eğer M. Hitler bugünlerde iyi leşir ve Sir Con Simonla Edeni kabul edebileceğini söylecse, arzusu yerine getirilecektir. Esasen Sir Con Simon, bu hususta Berlinle görüş • mektedir. Dîğer taraftan resmî tngiliz mahfillerri, Berlin tarafından Almao tngiliz görüşmelerinin tehiri için i • lerî siirülen sebeblerden şüphe et • l Gençlik var! asamın üzerinde duruyor: Otuz iki sahifelik, filizî kapaklı bir risalecik. Ü zerinde Millî Türk Talebe Birliğinin ay yıldızlı, güzel remzi var. Bu risaleyi neşredenler, gönülleri yurd sevgisi ve inanc dolu bir avuc genc. Varlıklarını inkâra kalkışan köhne zihniyet sahiblerine haykırır gibi, eserlerine gür bir ad koymuşlar: Genclik Var! Sahifeleri, her birinin üzerinde dikkatle durarak, çeviriyorum. En başta, Atatürkün gencliğe olan hitabı, bunun da altında, Türk demokrasisinin en güzel prensîplerinden biri oîan: ((Ben, sen yokuz.. Biz varız!» düsturu yazılı. Bu asil başlangıcdan sonra, ad larını ve şahıslarını tanımadığım, fakat cevherlerini cümlelerinde sezdiğim bazı genclerin özlü yazılannı okuyorum. Her biri, münhasıran gencliği alâkadar eden heyecanh mevzular üzerinde, yepyeni olduğu için temiz de olan kalemini denemek is« temiş. Bunlan okurken, üslubdan, yazı kaidelerinden, ifade tarzından sarfınazar ediyorum. Onlar da, esasen, anlaşıhyor ki bu yazılarını edebiyat yapmış olmak için değil, gönüllerinde coşan arık duyguları yaymak, kendi yüksek heyecanlarını başka gönüllerde de uyandırmak için yazmışlar. Rüknettin Fethi Olcaytunun 3'azısından şu fıkrayı alıyorum: «Emanet taşıyan omuzlar, elbette böyle sağlam ve dik görünür! Var olan genclik, Büyük önderin yüklediği emaneti kanında eritmiştir. Kanını da emanet uğruna eritecektir!» İsmail Hakkı adındaki genc de: «Türkün varhğıdır ki, diyor, u • lusların selâmetini elde edecek tir.» Tunçer isminde bir diğeri, Devrim içe giriyor başlıklı yazısında, gencliğin inkılâb karsısındaki du rumunu izah ediyor. Hangi birini sayayım? Hangi bir yazıdan vazgeçeyim?. Hepsi, yurdun istikbaline, temiz alınlarını uzatarak, dik bakan, \qlerinde kaynıyan yurd sevgisini, inkılâb heyecanını, asnn en bü yük sevgi ve heyecan kaynağı olan Atatürkten alan erdemli bir gencliğin idealine tercüman olan değerli haykmşlardır. Isterdim ki, bu sütun müsaid olsun da, her birini burada uzun uzun mevzuu bahsedebileyim. Ve Türk gencliğinin cevherini inkâr edenler hâlâ varsa, hâlâ, bu yurdun yannından şüphe edenler bulunuyorsa, onlara, gencliğin var olduğunu, gene o gencliğin bu otuz iki sahifelik amentüsü ile ispat eyleyim. Evet.. Genclik var!. Ve olmamış olsaydı.. Mevcud gencliğe güvenmeseydi, bugünkü memleketi yeni baştan Tturan Ulu Kudret, onu bu emin ellere emanet eder mivdi?. Ercumend Ekrem TALU Hem savaş yaparlar, hem sulh isterler! Yazan: Ağaoğlu Ahmed vrupalılann karınları, dibi delik fıçılara benzer. Ne kadar versen yutarlar, ağızlarını geniş açıp gene! Gene! Diye bağınrlar! Dikkat ettiniz mi? Yüz elH senedenberi bütün savaşlar Avrupadan çıkar, beşeriyetin bütün musibet • lerine onlar sebeb olurlar! Yalnız şu asnn başlangıcından • beri çıkan savaşları hatırlayımz. Asnn başlangıcı arifesinde Boksec hareketleri ve Avrupalılann Çini istilâları ve bölüşmeleri: Asnn tam başlangıcında, tngi • liz Boer muharebesi, onun arka sınca Rus • Japon muharebesi. Bu aralık trandaki inkılâb akınlarına Rus ve tngilizlerin kanşmalan ve lranın 1907 de yapılmış bir muka • velename ile Rusya ve îngiltere a • rasında bölüşülmesi, bir yıl sonra Osmanlı inkılâbı, Avusturyanın Bosna Herseği zaptı, 1910 da Balkan devletlerinin Osmanlılara hücum • lan, o esnada ttalyamn Trablusgarb seferi, nihayet 1914 te bütün beşeriyeti kasıp kavuran musibet! Fakat bu musibetin sonu bile gelmeden Fransızlann Fası istilâları ve Yunanilerin küçük Asyaya se * ferleri vâki oluyor. Şimdi bütün bu vak'alan yanyana koysanız, göreceksiniz ki bu insan kırgınında ve ocaklar söndü • rülmesinde Avrupalılann hakaretle ecnebi dedikleri budunlardan hiç birisinin zerre kadar kusunı yoktur! Bütün bu vahşetler o medenî Avrupanın istegi ve teşebbüsile yapılmıştır! Halbuki ayni Avrupa hep sulh • tan bahseder, insanlar arasında kardeşlikten dem vurur. Gazeteler, mecmualar, devlet adamlan, hep bu nağmeleri terennüm ederler. Uıtıumî Savaşın sonunda Vilso • nun mahud on dört maddeli beyannamesini, kanlara boyanmış beşe • riyet bir halâs beratı gibi karşıla • dt. Artık kurtuluş çağı geldiğine inanmak istedi. Her budun kendi varlığını kendisi kuracak, büyük küçük hepsi beraber olacaklar, ter» sine hareket edenlere karşı bkrlikte çıkılacak, ve bütün bu büyük insanî dÜMİnceleri yerine getirmek için bir «Budunlar Birligi» kurula • cak!! Ah! Ne yüce ve asil düşünceler! Artık tnsanlık, savaş denilen musibetten kurtulacak! Artık yer yü • zünde zorlunun zorsuza karşı te • cavüzlerine son verilmis olacaktırü Fakat biraz geçmeden bile bütün bunlann serabdan ibaret olduğu anlaşıldı. Versay andlaşması, ve ondan sonra gelen bütün andlaşmalar, eski Vei Vici! (vay olsun ye nilmiş olanlara) feryadının gene yerinde kaldığını gosterdi. Vilso • nun vaidlerinden bir teki bile mağlublar hakkında yerine getirilmedi ve Sevr andlanmasma karşı elinde silâh çıkıp haklannı geri alan Türkten başka bütün mağlub budunlar eskisinden daha zilletli, daha acıklı muamelelere tutuldular! «Budunlar Birliğl» kuruldu! Fa • kat küçükler ve zorsuzlar için! Zorlulara söz dinletemedi ve bunlar işleiine geldiği zaman onu terket mekte tereddüd etmediler: Meselâ Japonyanın Çine tecavüz ve Mançuriyi istediği tarzda yutmak için yaptığı gibi! Bugün de sıra ttalyaya gelmiştir! Koca Afrika kıt'asında, kıt'anın şark köşesine s?ğınmış küçük müstakil bir devlet kalmıştı: Habeşistan! Bu devlet bugünkü ttalyadan ve hatta Avrupa devletlerinin birçoklanndan daha eskidir! Hıristiyandtr. tlk islâm an'anelerinde de hatırası vardır. Malumdur ki «Hicreti suğra» adı ile meshur olan ilk is • lâm muhacereti buraya yapıldı. Mekkede ölüra tehlikesine maruz kalan yetmis kişiyi Peygamber bir mektubla Habeşistan hükümdan Necaşmin yanına gönderdi. Mekke büyükleri arkalannca ayni hükümdara adamlar göndererek bunları ge ri istediler. Necaşi reddetti. Kendisine sığmmış olanlan büyük bir itina ile himaye etti ve sonralan islâmiyet kuvvetlendikten sonra onları hürmetle Mediney gönderdi. Bu münasbetle Peygambere gondermiş olduğu hediyeler arasında islâm an'anelerinde yer tutmus olan «Düldül» adlı katır da vardı! tşte asırlardanberi kendi kendine yaşıyan, kimse ile işi olmıyan bu küçük devlettir ki şimdi kabarmış bir istihanın loktnası yapılmak Uteniyor! Musolininin hakkını vermelidir: Avrupa devlet adamlarının en sa mimisidir! Sulhtan, uhuvvetten birsey anlamadıgını, savaşın, kan akma • smın beşeriyet için daima bir sağlaşma, bir temizlenme, bir yükselme yolu olduğu kanaatinde bulunduğunu, hiç saklamadan sözlerüe, yazılarile meydana koymustur! Ve bu kanaatini bütün ttalyan budu nuna. altı yaşından askerliğe alış • tırdığı bütün yeni ttalyan nesille • rine telkin et mektedir! öteki taraftan ttalyan halki dehşetli derecede evlenmiştir: ttalyan toprakları onu besliyemiyor. Musolini gece gücıdüz çalışıyor, batak • lıklar kurutuyor, yeni köyler kuruyor, fakat bütün bunlar kâfi gelmiyor! Içeride havasızlıktan, işsizlikten, gıdasızlıktan boğulan Ital • yanlar için akın yerleri hazırlamak lâzim! Bundan evvel ttalyanlardan her yıl yüz binlerce kişi Amerikaya gidiyorlardı, Fransaya, Fransamn Afrika müstemlekelerine akın ediyorlardı. Şimdi her taraftan kapılar kapandı. Musolini ne yapsın? Yakında güzel yerler yok değil: tsviçre var, Fransa var, lllirya var! Fakat bunlann hududlan üzerinde kelli felli zorlu ve becerikli bek • çiler de var! Kolay kolay adamı bırakmazlar! Sonra da buradaki insanlar da bizün gibidirler, fazla istismare gelmezler, kendileri kul lanmak için adam anyoclar. O halde haydi Habeşistana? Kim onlar? Hem yenmesi kolay, hem de aşağı takımdan! tnsandan ziyade maymuna benziyen, kapkara mahluklar! Tabiat bile bunlan kullanmak, çaIıştınlmak için yaratmıştır. Reva mıdır ki bu kadar süflî varlıklar bunca geniş yerlerde yaşa • smlar da, dünyanm en asil kanını taşıyan, güzel yüzlü, yüksek di • mağlı, beşeriyete bunca san'atkârlar, bunca mütefekkirler, bunca âlimler vermiş olan ttalyanlar, sı • kısık bir halde boğulup kalsınlar? Bari hiç olmazsa bu kapkara mahluklar bulunduklan yerleri işlese • ler, feyizlendirseler, kendileri ve başkalan için faydah yapsalarü Hayır bunu da yapmazlar! Kendileri gibi oturdukları yerleri de âtıl, batıl rutarlar! Buna haklan var fhıdır? Akde niz çevresıni, tabiat bu çevre içinde yaşayan milletler için yaratmamış mıdnr? Ya kendin çalı?ıp baş ka larını da feyizlendireceksin ve yahut başkalarına yer vereceksin! tşte Musolininin yürüttüğü dü • şünceler, kurduğu nazariyeler! Bütün bunlar onun nazarında Habe şistam zapt için en me'ju ve en e* sash sebeblerdir! Fakat bir iki engel vardır: «Uluslar Birligi» ve Habeşistanın yanı başinda yer tutmuş olan lngiliz ve Fransızlar da, Habeşistan da Uluslar Birligi azasındandır. Gidip oraya şikâyet edebilir! Fakat bu engelin ehemmiyeti yoktur. Çünkü şimdiye kdar bu birliğin zayıflara hak verdiği gorül memistir. Vermeğe kalkışsa bile birligi terketmek tehdidi onu yola getirmek için kifayet etmez mi? J tkinci engel ise daha ciddidir. Fakat Habeşistan hakkında karar, Fransız ve tngiliz ricalinin Roma seyahatlerinden sonra vaki oldugur.a hakılırsa, Musolin;nin bu engeli de bertaraf etmis oldi'ğunu kabul etmek lâzım gelir! Zaten Avrupa iîlerile bu kadar meşgul olan Faansız ve tngilizler için Romanın müştereken hareket etmesi o kadar kıymetlidir ki, Habesistandaki men faatleri ne olursa olsun, ikinci de • recede kalnr. Bu meselenin bu kısmı cok ehpmmivetlidir. Yalnız Habeşistam alâka''ar e>mez. AĞAOĞLU AHMED İHEM NALINA MIHINA Ikisi de propaganda! ikkat ederseniz goröreiJ* nüz ki her devlet, kendi askerî kuvvetlerinin azlığından, başka devletlerin ve bilhassa bugünkü gizli, yarınki açık düşmanlarının mükemmelen silâhlandığından bahseder. Fransıs gazetelerini açmız. Hergun çöyle yazılar görürsünüz: Almanya dur» madan silâhlanıyor, bize ansızın hücum etmeğe hazırlanıyor, ordusunun mevcudu simdiden 400 bin kişiyi geçti. 1935 ilkbahannda bu mevcud 650,000 kişiyi bulacaktır. Bizim ordumuz ise 250,000 kişicikten ibarettir. Hemen askerlik hizmetini bir seneden iki •en»ye çıkarmalıyız, falan filân! Evet Almanya silâhlanıyor ama, Fransa da maşallah hiç silâhsız değildir, bakınız, bir Alman istatiatiği de Fransız millî müdafaa kuvvetleri için na9il rakamlar veri yor: Barış ordusu: 630,000 kişi; ilk seferber edeceği kuvvet: 5,000,000 kişi; makinelitüfek: 40,000 tane; top: 3500 tane; tank: 4000 tane; harb filosu: 628,000 ton; harb tayyareleri ihtiyatlarile beraber 4500 tane. Sonra da ilâve ediyor: Belçika, Küçük Itilâf, Fransanm müttefiki ve yardımcısıdırlar, hatta îngiltere bile... Ondan sonra, Alman istatistik kitabı da Almanyanın barış zamanında yalnız 100,000 askeri, 2500 makinelitüfeği, 250 topu, 150,000 tonluk donanması olduğunu yazıyor. Boynunu bükerek tankımız, harb tayyaremiz, denizaltı gemimiz hiç yok diyor ve cetvelin, Almanyanın harb zamanında çıkaracağı asker hanesine de bir «?» işareti koyup geçiyor. Fransamn da, Almanyanın da kendilerini silâhsız ve hasımlanru tepeden tırnağa kadar müsellâh göstermelerine mukabil ttalya gögsünü gere gere bağırıyor: 18 yaşından 55 yaşına kadar 37 sınıfı silâh altına çağırır ve 7« 8 milyon asker çıkannm. ltalya, on gün evvel, kara ordusunu böylece reklâm ettikten sonra, dün de durup dururken donanmasının bir bilânçosunu yaptıt Şu kadar zırhhm var, şu kadar kruvazörüm, ilâ... Yann, öbürgün de ttalya hava ordusunun, bilmem kaç bin tayyareden mürekkeb olduğunu bildi ren bir Roma telgrafı okursak şaşmıyalım. Bazı devletler mazlumane bo • yunlarım büküp silâhlan olmadı * ğından bahsederken ttalyamn, mevcud riyakâr teamülün aksine olarak adeta resmî bir dille silâhlarının çoklugu ve kuvvetlerinin fazlahğı ile övünmesi garibse de, bunlann her ikisi de propaganda» dir. Z^ayıf görünüp silâhlanmak için propaganda, kuvvetli görünüp korkutmak için propaganda.. mek istemiyorlar. Bununla beraber, tngilterenin ulusal koruma büt • çe tahminleı inieı neşri münasebetile Alman matbuatmtn hücumlarından hayret edümektedir. Bu münase • betle Almaeılann tekrar silâhlan masına dair bazı rakamlar, ağızdan ağıza dolasmaktadır. Ezcümle, 1934 yılı sonunda, Almanya, askerî kuvvetler ve yardımcı kuvvetler mas • raflaınnın 1933 yılına nazaran 605 milyon mark artacağını, bütçede tahmin edilmekle beraber, biitçe, tahminlerin iki misli olarak 1100 milyon mark artmiftu !l!linillllllllll!inıılııııım<uınw...m Lehistan ve Ceyhan ırmagı Baltık hükumetleri gittikçe yükseliyor Leh generalinin sevahati Seyhanın taşması 7 köye ne netice verdi? zarar verdi Varşova 7 (A.A.) General Gonsiorovskinin Baltık memleket • lerine yapmış olduğu seyahatten, bahseden askecî mehafilin naşiri efkân, Polska Bcojna gazetesi, bu seyahatin Lehistan, Letonya, Es • tonya, Fenlândiya arasınd&ki mevcud rabıtalan kuvvetlendirmiş ol • duğunu yazmakta ve şöyle demektedir: «Lehutanla bu memleketler arasındaki teçriki mesai • ber tarafın hususî menfaatlerini gözetmek şartile • şu iki prensipe istinad eder: Mutlak müsavat ve serbestçe ve müsbet surette haklarında bir ka rar verilmesi mümkün olmıyan meselelerîn müzakeresinden istinkâf. Lehistanla bu memleketler ara • sında bir guna ihtilâf yoktur. Bilâkis tam bir mukabil anlaşma vardır. Bu sebebden dolayı Generalin seyahati ve bu memleketlerde maz har olduğu iyi kabul Lehistanda çok sempatik akisler hasıl etmiştir.» Acfana 7 (A.A.) Seyhan ve Ceyhan ırmakl?nnm taşması hakkında son gelen duyumlar şunlardır: tki gün içinde Seyhan bir metro kadar inmiştir. Seyhan keninnda Mi • dikla ber'ber 7 koy se'den zarar gor • mü*tür. Arazüerini su basmıştır. Ceyhan ırmagı gittikçe yükselmek • te devam ediyor. Ceyhanda Hamid • bey bucağındaki h~!k orada bulıman bir hSyiige sığmmış!»rdır. Şehrimîzden çadır, kayık, diğer yardm vesaiti gönderilmiitir. Gerek Ceyhanda ve gerekse bur?da sele karsı tertibat alırmıştır. Irmak boyıın3'ki koylere uyamk bu • lunm'ian için lâzun gelen tenbihat verflnrv'tir. Adliye ayırma ercilmeni işe başlıyor Ankara 7 (Telefonla) Adliye ayırma encümeni mevcud hâkim lerin eski kanunda kazanılmış derecelerini yeni kanuna göre, uydurma işini yapacaktir. Encümenin ça • Iışmasının 15 gün kadar sürmesi muhtemeldir. Encümen hâkimlerin derecelerini, hizmetlerini, ehliyetlerini terfi hakları bakımından tetkik ederek yapacağı listeyi Vekile verecektir. Vekil açılmış ve açıla • cak münhallere tayinleri bu liste • den seçecektir. Yeni kanunun tatbiki tarihine kadar başlayıp ta stajlarmı bitirmemis Hukuk mezunlarının mükteseb haklarının tanmıp tanınmaması Vekâletin içtihadı dahilinde bulımmak • tadir. Bu münasebetle Vekâletin bu husustaki kacacını encümenin işi bittikten sonra vermesi muhtemel dir. Netîce alımncıya kadar miinhallere kimse tayin edilmiyecektir. Ankara t {TcUf» n l*> M > . *« kova büyük elçimiz Vasıfm bu hafta içinde buraya gelmesi beklen • mektedir. Moskova Eiç'S'nin bu hafta gelmesi muhlemel Dış İşleri Rakan'ıgında yeni tayin'er Ankara 7 (Telefonla) Haleb fconsolosluğuna Dış İşleri Bakanlığı memuclarından İdris Sabih ta yin olunmustur. Moskova elçil'ği ikinci kâtibi derecesile merkeze a • lınmıştır. Sorbonda dil inkılâbımıza dair konferans Paris 7 (A.A.) • Anadolu ajansinio hususî muhabitri bildiriyor: Sorbonda, Türk etiid merkezi tarafından dün yeni bir konferans verilmiştir. Dil ikılâbımıza dair o • lan bu konferans, pcofesör Jandeny tarafından verilmis ve dinleyiciler arasında büyük bir alâka uyaadırmıştır. Adlıye tayin'.eri Ankara 7 (Teîefonla) Tem yiz ikinci reisliğine eski Temyiz reislerinden Fahri ve azalığa da gene eski Temyiz azalarmdan Osman Nuri tayin olunmuşlardır. r Erzurumun kurtuluş günil Erzurum 7 (A.A.) 11 mart, Erzurumun kurtuluş bayramı olduğundan simdiden hazırlıklar yapılmaktadır. O gece Fırka tarafından Belediye salcmlannda bir balo verilecektir. Bir halta içindeki kaçakçı'ık vak'aları Musiki müsabakamız M. Hitlerin hastalıgı Pari* 7 (A.A.) M. Hitlerio mesai arkadaslanndan bieri, Daily Mail muharrirlerinden Vard Pricee: cBaşvekil Hitlerin soğukalgınlığı, Sir Con Simonun Berlin ziyaretini münasebetsiz kılmağa başlıbaşına yetecek kadar vahimdir. Oeıun için daha sonra gelmesiai dilemek iyi olur> demiştir. Ankara 7 (A.A.) Son yedi gün içinde muhafaza teşkilâtı ta • rafmdan 42 si ölü ikisi yaralı ol tnak üzere 43 kaçakçı ile 929 kilo Gümrük 1^çağı, 237 kilo tnhisar kaçaği, 68,587 defter sigara kâğıdı, 15,299 çakmak taşı, iki tabanca ile iki kaçakçı hayvanı ele geçirilmiştir. Italyan Habes konusmaları Bi1:araf mıntaka itPâfı imzalandı. müzakere basîıyor Roma 7 (A.A.) Habeş hükumeti ttaîyanra ilerî sürmüş olduğu şartlan kabul etmiş olduçundan Alual hâdiselerile onu takib eden hâdiseler yiizünden ortaya çıkan ihtilâfm halli için icra edilecek müzakereler esnasmda karakol müsademeleri vukuuna mâni olmak maksadile Somali hududunda bir bitaraf mmtaka ihdasına müteallik muvakkat bir itilâfname imzalanmış • tir. M. Musolininin Başbakanımıza gönderdiği telgraf «ltalya, Türkiyedeki ya oicı eserin inkîsafını mu habbetle takib ediyor» Ankara 6 (A.A.) Basbakan tsmet tnönünün Başvekilliğinin o • nuncu yddönümünden ötürü ttalya Basbakanı M. Musolininin gönderdiği tel yazısı ile Başbakanımızın cevabı asağıdadır: Başbakan General tsmet tnSnü Ankara Zatı devletlerinin deruhde bu yurduklan yüksek vazifede on seneyi ikmal etmeleri münasebetile, samimî tebriklerimi ifade ve yeni Türkiye önderinin idaresi altında zatı devletlerin» riyaıet ettiği hühükumetin yapıcı eserinin inkişafl Faşist hükumeti tarafından decin bir muhabbetle takib ediltnekte olduğunu teyid ederim. Zatı devlet Bestelerin kabul müddeti 30 mart aksamı bitecektir. Eser o güne kadar «Cun>huriyet müsabaka memurluğu» adresme gonderflmelidir. Evvelce de yazdigimu gibi müsabakaya marş ve dans havaları dahil değildir. Besteler garb tekniğine gö • re yapilmiş olacak ve piyano 3e çahnacaktir. 30 marttan sonra gelen eserler kabul olunmaz. Mükâfatlar: Brlndye tönclye ÜçCncttye 100 50 [ngiliz amele fırkası Beyaz Kitsb aleyhinde Londra 7 (A.A.) tşçi fırkası nın parlâmento grupu bugün top Ianarak beyaz kitab hakkında müzakerede bulunmuştur. Müzakera « ta silâhsızlanma konferansı reisi M. Henderson da iştirak etmiştir. tçtimada, bu kitabın silâhsızlanma konferasmın muvaffakiyeti ihti mallerine mühim surette zarar vermekte olmasmdan dolayı fıckanın teessüfletrini bidiren bir karar su reti müttefikan kabul edilmiştir» 25 liradır. lerinia daha uzun müddet memle • ketinin nef'ine olarak velud mesa isine devam edebilmesi temennile rile kendilerine dostane selâmla • rımı gönderırım. MUSOÜNl Batbakan Af. Musolini Roma Başvekilliğimin onuncu yîldönU» mü münasebetile zatı devletleri tarafından irsal buyurulan nazik telgraftan dolayı pek mütehassis o lacak en hararetli teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. Zatı devlet* lerinin memleketim hakkında se vimli sözleri Türk ttalyan müna sebetlerini ihata etmekten hali kalmamış ve Türkiye hükumetinin Faşist hükumeti ve onun mümtaz şefi hakkında beslenen hissiyata tamamen uygun bulunan dotane ruhu aksettirmektedir. İSMET İNÖNÜ Sellerin Aydın demiryollarındaki tahribatı Denizli 7 (A.A.) Sellerden bo • zulan Aydın demiryolundaki bozuk luklann tamiratı henüz bitmemiştir. 3 marttanberi tzmirden posta gelmetnisüV. Asker sevkiyatı devam ediyor Mesina 7 (A.A.) «Ganj» va pumı Şarkî Afrikaya bir piyade alayı, birçok batarya top, bir istihkâm bolüğü ve mühimmat gotür müştür. Cenova 7 (A.A) Torîno ve MMânodam 900 tayyare askeri gelmiş ve California vapuruna bin • miştir. Bu vapuc saat 22 de Airi • kaya hareket edecektir. Siyamın yeni kralı Bangkok 7 (A.A.) Resmen büdirildiğine göre, Prens Ananda Ma • hidol, Siam Kralı ilân edilmiş ve bir de niyabet meclisi vücude getirilmiştir, 9 yaşmda olan Prens, sabık kraliı yeğeni olup halihazırda Lozanda bu lunmaktadır. Ispanyada feci bir tayvare kazası Madrid 7 (A.A.) Bir hmzm tayyaresi bir mektebin uzerine du> •lüftur. PUot ölmüf ve 14 yolcu ya

Bu sayıdan diğer sayfalar: