Cumhuriyet *= '0 Subat 1934 CUMHURİYET in HIKAYESI Karilerimiz diyorlar Günün mühim. meseleleri hak kındaki fikirlerinizi bize kısaca bildiriniz, bu sütunda neşredsiitn. i k t o s a t Imlmrl RADVO T Ba akşamkî program j ANKARA: 12,30 plâklar 18 orkestTa kon • seri 18,45 alaturka saz 20 hava * disler. İSTANBUL: 18 plâk neşTİyah 19 Ajans, ço cuklara masal, Mes'ut Cemil Bey ta rafından 19,30 Eftalya Sadi Hanım grupu tarafından Türk musiki neşri yatı. (Eftalya H. kemanî Sadi Bey, tanburî Refik Bey, kılârnet Şeref B.)21 Ajans, Borsa haberleri ve muhtelif neşriyat 21,30 orkestra. VÎYANA: 18,20 konser saati (şaîkı, viyolon sel, piyano) 19,10 konferanslar. fransızca ders, havadisler ve saire..2O,3O (Rigoletto) Verdi'nin beş perdelik operası, Şehir Operası binasından nak * ledilecektir. 23,10 plâk konseri 23,30 Paris Konservatuvanndan nakili (fak''r taiebe) üç perdelik oDerakomifc' BUDAPESTE: 18,35 orhestra konseri 20,05 muhtelif 20,35 vivolonsel konseri 21,15 konferans ve tsigan musikisi 23,30 Paris Konservatuvanndaki temsilin n a t li (V'iyana programına bakınızl). VARSOVA: 18.151 piyano konseri 19.40 hafif musiki parçaian 20,10 muhtelif 21,10 (Cosi fan tutte) Mozart'ın o perası 23,45 dans havalan. Gençlik barı! Yeni açılan biiyük barın öniinde husosî ve lük$ bir otomobil durdu; iri yapıL, kumızı yüzünde kıranta bıyik lan bulanık bir madenî beyazlıkla parlıyan azametli bir adam yere indi ve arabanın içinde oturan genç, fazla siislü ve boyalı bir kadma seslendi: Sen biraz otur, Jale, ben içeriye bir bakayun, enteresan bir yerse gire. riz. Ve ellerini paltosunun cebine sokarak barm kapısma doğru mağrur, e • min adnnlar atü. Acayip! Hiç kimse onn karşdamağa koşmamıştı. Bu barda Beyoğlunun kırk yıllık Salâhattin Be yini, zengin ve para yiyici Salâhattin Beyini tanıyan yok mu? Kapıda sır vücutleri iyi terbiye görmemiş olan . lar, sakatlar ve hastahkh görünen in • sanlar da giremezler. Çönkü bar de mek; gençlik ve bahar demektir. Ben Isveç darülfünununda okumuş bir Türk genciyim. Memleketimde ırkımın be • denen mükemmelleşmesine taraftanm. Barlar bile bence iyi terbiye görmüş vücutlerin meşheridir. Salâhattin Bey kalm bir kahkaha ath. Buna kindar bir öksürük demek te miimkündür; ve bağırdı: Haydi oradtiuı, ukalâlığı bnak, öyledir de senin gibi kayısı kurusu suratlı, değnek bacaklı mendebunm bu. rada isi ne? Terbiyenizi muhafaza ediniz! Hayır cemiyetleri tevhit edilmelidir Memlekette muhtelif namlar altında çalışan ve değerli yardımlarda bulu nan bir t?kım hayır cemiyetleri var dır. Ancak bu tesekküllerin çoğalması ve idare sistemlerinin birbirinden farklı bulunması yüzünden mat'up o lan müsbet ve şeniş adımlar atılama maktadır. Hilâliahmer ve Himayeiet fal gibi büyük müesseseler müstesna olmak üzere diğer hayır teşekkülleri nîn bir çatı altında toplanmasmın muvafık olacağı ve bunun ic'.n de Hal kev'eri bulunan yerleTde Halkevlen içtimai yarc'ım şubelerinin bu işi pekâlâ idare edebilecekleri kanaatindeyim. Vsküdar: Hüccetoğlu tbrahim Hakkı SovyetJerin iktısadî hayatında büyük salâh Büyük komşumuzun ikinci beş senelik programırun başlıca gayesi nakliyat işlerini ıslahtır Rusyada hayat içm lâzım olan bilcümle esyanın kooperatif mağazalarından vesika mukabilinde a • lınmakta olduğu malumdur. 1933 senesi mahsulü gayet iyi olduğu ve Rusyanm hem dahilî, hem de haricî ahvalinde siyasî ve iktısadî ba • kımlardan salâha doğru ciddî bir inkisaf görüldüğü için, memleket dahilinde halkın istihlâk ettiği bilcümle eşya için tatbik edilmekte olan vesika usulünün kaldırılaca ğına dair mevsuk addedilebilecek haberler gelmektedir. Müddeti 1937 senesinde bitecek olan ikinci beş senelik programda her ne kadar buna dair sarih bir kayıt mevcut değil ise de, gerek gıda maddeleri, gerekse mamul esya istihsalâtının arttırılması ve 1937 senesinde zarurî havayiç istihsalâtının 1932 senesindekinin 2,64 misline çıkarılması hedef tutuldu • ğuna bakılırsa; nedreti karşısında 1928 29 senelerinde vesika usulüne raptedilen lüzumlu eşya azhğı nın pek yakm bir zamanda bütün Rusyada önüne geçilebileceğine hükmetmek iktiza eder. Nakliyat işlerinin ıslahı tkinci beş senelik programm başlıca gayesi nakliyat işlerini ıslaha matuftur. 1937 senesine kadar el yevm 19,500 e baliğ olan lokomo tiflerin 24,600 e iblâğ edilmesi, eşya vagonlarmm 552,000 den 803 bine çıkarılması; bugün 83,000 kilometre tutan şimendlferlerin 11 bin kilometre daha çoğaltılarak 94,000 kilometreye ulaştınlması mukarrerdir. Yeni demiryollarının Moskova ve Doneç havzası arasın daki hat istisna edilirse, hemen kâffesi Asya topraklarinda insa e • dileceğine göre; Rusya sanayii ö mimüzdeki senelerde daha ziyade şarka doğru teveccüh edecek de mektir. Ufa ve Magnitogorsk arasındaki hat, ikinci şehrin, demir ve çelik sanayii cihetînden ehemmiyetini arttıracak; Balkaş gölü civannda ki bakır madenleri Karaganda havzasmdaki kömür ocaklan demir yolile birleştirilecektir. Baykal gölünü takiben Amor nehrinden mü • him bir askerî hat mşa olunacaktır. Büyük Rus şehirlerinin nüfaslann da mühim değisiklikler Büyük Rus şehirlerinde nüfus tahavvülâtı şayani dikkat derece lerdedir. Birçok şehirlerde nüfus 1917 senesine nazaran 2, 3, hatta 8 misli artmtştır. Aşağıdaki cetvel bu hususta iyi bir fikir verebilir. 1917 1933 Moskova 1,701.000 3.572,000 Lenirgrat 2,165,000 2,839,000 Bakü 248,000 709,000 Harkoi 313,009 646,000 Klef 467,000 538,000 Teflis 246.000 414,000 Orozny 45,000 201,000 Nüfus tezayüdü daha ziyade petrol membalanna yakın olan şehir lerde, Harkof ve Erivan gibi bazı merkezlerde görülmektedir. Tıras bıcakları ve halkın sthhati Son zamanlarda. piyasada satılan tıras bıçaklan gayrisıhhidir. Bunun sebebi bir kısım satıcılann ^unlan kul Iandıktan sonra satmakta olmalan dır. Fabrikalann bu biçaklan emin o larak sablacak sekilde mahfazalar i çine koymalan cok muvafıktır. Bu vüzden Hr arkadatun tııun müddet tir ^ista ^ulunmaktatlır. Bu bususta raakamı aidinin nazan dikk?Hni cel betmenİ7İ rica ederim. ENİS NVZHET Kitaplar ve mecmuafar )) Bu suya sen de iğil! M. Esat Beyin şiirleri Ülkii Kütilphanesi tarafmdan nes roiunmuştur J5 kuruştur. Muharrir arkadasunız M. Esat Beyin şiirleri hakikaten zevkle okunu yor. Filhakika «Bu suya sen de iğil!» isimli 0k siir mecmuasile M. Esat Bey şüphe yok ki genç şairlerin en ön safta gelenleri arasma girmistir. Şair ifa • desinde cok samimidir ve duygulannı düzgün, ahenkli bir lisanla anlahyor. Meselâ «Bu suya sen de iğil» isimli siir mecmuasında ne güzel parçalar var. Bunlardan biri olan «Htrs» ı okuyalım: Gözümii alan ısık Gonlümu de burüyoT. Adımîarım çapraşık Ona doğru yuru>or. ^ Fakat ne mumkün v^rmak?. Benden önce çarparak. T;, «, »s, , ^ A ç netesim o parlak Işıgı sondÛTÜyor.. Valnız «Akşam ve Sen» isimli siir. de ban kafiye ve vezin hatalan göze çarpıyor. Bunu şairin eserlerini hiç gözden geçirmeden matbaaya verdiğine atfediyoruz. * M. Esat Beyi ilk eserindeki mu vaffakiyetinden dolayı tebrik eder ve gelecek eserlerini de bekleriz. * * Rusyada ikinci bes senelik plânın hedef i tkinci beş senelik plân esas itibarile halkın yaşama seviyesini yük seltmeği hedef ittihaz etmektedir. Bu, bhinci bes senelik plânın da istihdaf ettiği bir gaye idi. Fakat, b'w taraftan 1931 ve 1932 seneleri mahsulünün noksan olması, diğer taraftan eşya fiatlerindeki sukut tan mütevellit haricî ticaret kıymet açığmı kapamak üzere bütün kuv vet ve gayretlerin ihracatı teksife matuf olması ve nakliyat işlerinde zuhur eden bazı zorluklar gibi a • miller altında gayeye tam manasile vusul mümkün olamamıştı. Salâhattin Bey, eşiğe yaklaşınca zenci iki kolunu da yanlara nzatarak bar kapımnm tam ortasmda darda malı lâcivert esvabile Salâhattin B e y den daha azametli, daha iri yan bir zenc', kaya parçan gibi duruyor, la . mıHcmıyor. Salâhattin Bey eşiğe yaklaştnca, zenci, iki kolunu da yanlara uzatarak bar kapımmı tam ortasmda dwdu, yolu kapadı ve ingilizce fransızca • türk • çe bağırdı: Nooo!.. olmaz!.. Never... Yu... Old... Giremez... hnpasibıl! Neden? diye, bağırdı Salâhattin Bey. Fakat zenci, arbk, cevap vermeğe de Kizum görmüyor, koüarmı kapınm iki yanma dayayarak dimdik duruyordu. Kırk yıldır, kendisini Taksimle Tünel arasındaki diyarm imparatoru sanan ve kırk yıldır boyle muarnele gördüğünü hahrlamıyan Salâhattin Bey, zencinin arkasmda duran smokin. Ji adamlara haykırdı: Bu ne demek? Neredeyiz? Bu vahşiye de ne oluyor? Buranın lâkırdı anltyan bir direktörü filân yok mu? Beş dakika sonra karşısma ufaktefek, esmer, karakuru ve gözlüklü bir genç peldi: Ne istiyoreunuz? dedi, direk tör benim. Salâhattin Bey kiikredi: Kapmızm onüne Afrika vahşi • lerini koyarak müşteri tophyacağmızı nn umuyorsunuz? Bu ne rezalet! Herif beni içeri koymuyor. Genç adam, vücudündetı daha kuru bir sesle: Aldığı emri yapıyor, dedi, be men vahşüiğine hükmetmeyiniz! Salâhattin Bey kıpkırmızı kesilmiş ti ve gfttikçe etrafmı alan ahali arasm da müttefik arar gibi iki yanma bakarak bağırdı: Aldığı emir ne demek? Bu bara herkes giremiyor mu? Davetiye mi lâznn? Hayır? Davetiye değil, gençlik lâzım! Kırk beş yaşını geçenler buraya giremezler; hatta, genç olup ta Yoksa hemen zabıt tnttururum ve sizi icap eden yerde hesap vermeğe ça • ğınrım. Ben bu barm »ahibiyim ve gayem gençliğin hem eğlenmesi, hem yükselmesidir. Altmtş besük ağaba • balarla işim yok. Ve arkasuıı dönerek bardan içeri girdi. Salâhattin Bey kuduruyordu: Ahmak! diye bağırdı, sen gö rürsün! Umumî müesseselerin kanun karşısmdaki vteziyetlerini anlıyacaksm! ukalâVİ <• ı > • M>r' IMIISV* . i'u Bevneim;fel parhmenfo'ar kon/eransma hazırhk Beynelmilel parlâmetıtolar kon • feransı eylulde tstanbulda Yıldız sarayınm merasim dairesinde top lanacaktır. Bu dairenin tamir ve tefrişi Uleri için te^kil edilen ko misyon dün nvîlî saravlar müdürlüğüsde Büyük Millet Meclîsi ikinci reisi Trabzon meb'usu Hasan Be yin riya«*>tinde toplanrmşhr. Içtimada, merasim dairesinin tamî ve tefrişine aît münakarava istiralk edemlerin teklifleri tetkik edilmiş ve bunlardan maksada en ziyade elverişli ve uygun görülen tekiifin kabul edilmesin« karar verilm'stir. Teklif saiıiplerine bugün tebli gat yasılarak îhaie muıuneİ3«i ne . Ucelendirilecek ve süratle i«e ba^lanması temin edileoektir. Hasan Bey, Yıldız saraTinda yaTjılacak tamirat ve tefrivatm eylule kalar ye<iştirilece£ini söylemiştir. Abati gülüyordu ve Salâhattin Bey otomobiline girdi. Heyhat! Jafe d*.. gülüyordu! fakat bu, onun umumî mü. esseseler, kanun, terbiye, gençlik mevzulan üzerine Salâhattin Beyin dört öfkeli konferansını dinlemesme mâni oknadı. • •• Marmaradakî denîz canavan Ha5rvan ve nebat " hastalıkları Salâhattin Bey, günlerce bunu ha yatının en büyük me*elesi yaph, yeni açılan barı dava etti, gazetecilere ziyafetler verdi, kıyametler kopardı. Muhakeme günü salon hmcahmçtı. Bar sahibi genç davayı kaybetti ve küçuk bir para cezasma mahkura oldu. Ga zetelerde fotoğraflar, karikatürler, alaylar, fıkralar... Davayı kazandıktan sonra Salâhat. tin Beyin öfkesi biraz yabşmıştı; fakat bar sahibinden şöyle bir mektup aldı: <Beyefendi, tSize hassaten teşekkür ederim. Barımızın kapıstnda zattalinizle feserrüfümden evvel bir geceki hasılatımızla davadan sonra bir geceki hasılatımız arasındaki farkı gösterir mukayeseli cetoeli takdim ve hur met^erimin kabulünü rica ederim.* Bu cetvele göre, hâdiseden evvel barm bir geceki hasılatı 27 liradan iba • retken hâdiseden sonra bu rakam 8 7 0 küsur liraya fırlamıstı. Mektup zarfınm üstünde şu tm Beyefendiye.» ibare *** vardı: «Reklâm memurumuz Salâhat İ^mir Ticaret müdürü ba Bunîarla tnücadele lina cinsindendir, diyor lâboratuvarlar açılacak Geçenlerde Haydarpasa önünde bir kayığı deviren ve Köprü civa • nnda da görülen iri bir balıktan bahsetmistik. îzmir Deniz Ticaret müdürü Necip Bey Jstanbul balıkçılarıru telâşa düşüren bu balık münasebetile beyanatta bulunmuş ve korkmağa mah?l olmadığım söylemiştir. Necip Bey tstanbulda görülen balığı \z mirde söyle tarif etmiştir: « Vaziyetten anlaşıldığtna go re tstanbulluları pek çok alâkadar eden bu balık Orsinüs orikadır ve Balina cinsine mensuptur. Memeli olan bu hayvan çok canavardır. öldürülen bir Orsinüs orikanın karnmdan 13 Yunus balığile 14 Fok balığı çıktığı görülmüştür; fakat insana hücum ettikleri vaki de^fldir. Ancak bu balığı, Fok balıklan görünce kaçarlar. Balıkçılık kitaplan bu balığın Akdenizde bu lunduğunu, fakat şimdi soğuk de nizlere intikal ettîğini yazıyorlar. Bundan üç sene evvel böyle bir vak'ava tstanbulda tesadüf etmiş tim. Bu bahklardan biri İstanbul civannda iki Fransız kayığma hü cum etmişlerdi; fakat bana kahrsa hücum kayiğa değildi, Fok balık larına idi. Orsinüs, kayığı balık zannederek hücum etmişti; fakat kayık oldupunu görünce derhal oradan uzaklaşmıştı. Bazı fstanbul gazeteleri bu balığın Sapan balığı olduğıınu da yaz mışlardır. Sapan balığı kuyruğile vurur. Sırtındaki yelesi gayet yüksektir. Esasen bu bahklann Sapan balığı olduğu yelesinden derhal farkedilir. Orsinüs orikalar sürü ile gezer ler, gayet kuvvetlidirler. Çenelerinde 44 diş vardır. Dişlerinin uçları biraz geriye doğru meyillidir. İnsana hiçbir zararı yoktur, insandan korkar ve kaçar!» Bazı memleketlerde bilhassa deri ihracatımıza mâni olmak için çok ağır propagandalar yapıldığı gö • rülmüştür. Bu cümleden olmak üzere Türk derilerinin sarbonlu oldu • ğu da ileri sürülmüş ve ihracata sekte verilmek istenmiştir. Bu su • retle fiatlerin düşmesinden gene ecnebi alıcilar istifade etmekte, ucuza aldıkları derileri işliyerek, menfi propagandalar yaphklan memleketlere sevketmektedirler. Canlı veya cansız hayvan ihracatımızda da bu kabil propagandaların tesir leri görülmektedir. Hem bu propagandalara mâni olmak, hem de memleketin hayvan servetini arttırmak için, son zamanlarda mühim kararlar verilmiş ve cezrî tedbir ler alınmıştır. Hükumetçe Ziraat enstitülerine verilen ehemmiyet, bu sahada çahşacak kıymetli unsurlar yetiştirmek maksadiledir. Diğer taraftan muhtelif mahal • lerde hayvan ihtaç istasyonlan te sis edilmesi d« kararlaştırılmışhr. Ihraç edilecek hayvanlar bu istas yonlarda esash bir muayeneden geçecek, hastalıkh olanlann ihracına kat'iyyen müsaade olunmıyacaktır. Bu suretle birkaç hasta hayvanın bütün ihracatımızın kötülsnmesiae vesile vermesinin de önü alınmış olacaktır. Memleketin her tarafında, gıda madJelerinin tahlil ve muayenesi icîn lâboratuvarlar da açılacaktır. Şimdiye kadar yapılan muayenelere göre, hastalıkh görülen bir hayva mn etini imha etmekle iktifa olu nuyor, böylece insan sıhhati korunmuş olmakla beraber, memleketin hayvan serveti gözetilemiyordu. Bu lâboratuvarlarm hayvan ve nebat hastalıklarile daha esaslı mücade leler açılması işinde de mühim hizmetleri görülecektir. 20 2 934 sah günü akşamı saat 20 de istanbul Belediyesi Tasarruf haftası yazı müsabakası mDSâfatı Dördüncü tasarruf ve yerli malı hal tası münasebetile tasarruf ve iktısat msvzuu etrafuıda mekteplerde tertip edilen tahriri müsabakalardan, müdür. ler tarafmdan idare olunan orta mek teplerin müsabakalannda Heybeliada orta mektebi ikinci smıf talebesmden 70 numarah Sadi, Gazi Osman Paşa orta mektebi üçüncü smıf A subesi talebesinden 306 numarah Nihat, Gelan bevi orta mektebi A 3 smıf talebe . sinden Fuat Efendiler ve Çamlıca kız orta mektebi ikinci smıf talebesmden 29 numarah Emel Refet Avni ve Cun huriyet orta mektebi Hdnci smıf C şubesTiden 3 6 2 numaralı Nafıa Hanım • lar ve Eyüp ortamektebi üçüncü smıf B subesi talebesinden 179 numaralı Saüh Efendi ve Nişantası kız orta mektebi talebesinden 209 numaralı tkbal ve Uluköy orta mektebi ikinci s nıf A şubesmden 122 numarah Ze . kiye, tstanbul kız orta mektebi B 3 talebesinden 306 numaralı Nazmiye Hammlar ve Davutpaşa orta mektebi A 1 suuf talebesmden 266 Fuat E fendi birinciliği kazanmışlardır. Bu yavrulara Millî iktısat ve Tasar • ruf cemiyeti tarafmdan yerli mahsul • lerimizden birer sandık portakal hedi. ye edilmiş ve bunlar talebelere verO mek üzere mezkur cemiyet tarafmdan m»ktep müdürlerine gönderilmiştir. Palıkcıîar arasında dava Balıkçı Raifi yaralamakla maz nun bulunan balıkçı Mahmudun muhakemesine dün ikinci ceza mah kemesinde baslanmıştır. tddia edildiğine göre Raif ile Mahmut bir gece Beykoz önlerinde ayrı ayn ağlarla avlanmaktalar iken her ikisinin de ağına bir kılıç balığı düs • müş. Mahmut bunun pay edilmesini istemiş, Raif ortaklığı kabul etme miş. Bu yüzden kavga çıkmıs. Neticede de Mahmut, Raifi yarala • mıştır. Dava gelmiyen şahitlerin celbi için talrk olvmdu. Müptelâ olduğum amipli dizanteri hastalığmı kısa bir zamanda hazika ne tedavi eden Dr. Hafız Cemal Beye alenen teşekkür ederim. Fatih Altay mahallesi Sadettin Ef. sokak No. 17 hanede Saime Teşekkör FREDER1K MARCH KARY GRANT KAROL LOMBARD Frartsızca sozlfi büyük fiim PERŞEMBE matineierinden Kartallar İPEK gibi 3 büyük artist tarahndan temsii edi'en Uçarken /e arkadaşlarınm 3 üncü konseri Klâsik eserler Yeni şarkılar, yeni halk turküleri ve aynca pro ?rama ilâveten "LEYLA,, şarkısı Yarın akşam Münir Nurettin B. İPEK ( Eski Etual) Bugün mevsimin en güzel Iılimlerinden Bin leyllk Rumen" kâğıfları haNhnda Borsa ve Osmanlı Bankası fcomtserliğinden: 31/1/1934 tarihine kadar teda vülde bırakıldığı bildirilen mavi renkteki (bin) leylik Rumen kâğıt paralannm bir ay daha yani 1 mart 1934 tarihine kadar teda vülde kalmasma karar verildiği Rumen Millî Bankasmın tamiminden anlaşılmıştır Alâkadarlarca malumat hasıl olmak üzere ilân olunur. SiNENAS itibaren sinemaunch Hilctier şirndiden a1ıpabi1ir »• Y 1 L O 1 Z s^neması ^ Yataklı Vagon Cilveleri SAADET YUVASI Meşhur Fransız artisti FLORELLE'in güzel şarkılı opereti üâvetenî F O X J O U R N A L Jacqtıes Catelairte Yarın akşam S A R A Y (Eski G.orya) da 5ehirTıyatrosu Üsküdar HÂLE Sinemasında ^enenin cn güzel fimi KüRTLAR Piyes 3 perde Yazan: Cevdet Kudret Muallım ve taieheye Himayeietfal balosu 22 subat akşamı Tokatbyanda Himayeietfal gibi hayırlı bir müessese menfaatine verilecek olan bu kostümlü balo, balolarm en eğlencelisi olacaktır. v6 Lucien Barroux Eransızca özlü muazzam fi>m. Ma am Bu t^rHey Uâveten. Dünya haberleri Mumessilesi. Sllvya Sidı.ey tenzilât vardır