*Cumhariyet ^ " Zavallı dostum Hep böyle şeyler de benim başın u gelir. . Dtyordu. Evet, hep böyle seyler de onun, zavallı dostumun başına gelir. Kaza, belâ mı? Hayır, kaza, belâ değil; tuhaf, can sıkıcı veya garip, kiiçük kücük akail&ler, münasebetsiz likler... Zavallıcık, mütevekkil ve tatlı bir gülüşle bana bunlan anlatır ve boynunu bökerek: Hep böyle şeyler de benİTn başıma gelir, der. Yeniye karfi susuzluğumu teskin edeceğfni büdiğim için bu dostuma tesadüf etmek, bence belki bîraz hainfakat hoş birseydir. Geçen gün de ona rasladun ve sordum: Ne var, ne yok bakalım, hazret? tyisin va? lyi mi? dedi, alay m ediyorsun kuzurn? lyi! lyi! Ne deraek bu? Be • mm lugatimde böyle söz yok. Sen nastlaın? Gayet iyiyim, dedim, lâyık oiduğumdan fazla iyiyim. Âfiah versin! tyilik bana nasip olmuyor, veaselâm! Gene ne var? Canın pek nk • lnn jörünuyor. Benim canım sıkılmasm da khnra rkılsın? Düşün ki birkaç gece evvel karako'da sabahladım! Karakolda nn tabahladm? Sen! Sen! Dünyanm en saknt, en nsln ada mı! Evet, ben, karakolda sabahladtm, diinyanın en sakin, en uslu adann! Sebep? Sebep nedir? Sebep: Alenî sarhoşluk. Aleni sarbofhık! Sen! MutedH •dam! Ben, raotedO adam, alenî sarhejluk yüzunden, birkaç gece evvel, karakolda sabahladım! Etme, yahn? Evet... Gayet basit... Geçen •faam on dört senedir yurunu görmediğim bir dostuma rasladnn; Avru • paden yeni geliyordu; beni Beyoğ lunda alafranga btr meyhaneye götürdü. Hani cu yüksek iskemlelerin üs • tünde oturur da viski, cin falan gibi münasebetsiz bir takım içkiler içîltr. Dostum da bir cfn soda ıtrnariadı. Ben bu tngihz içkilermden birşey anlam«m ve korkarım. Bari sade bir vermut içevim, dedim. Tam bir saat son*»• züzuma sarho», Darülbedayim pannakhğı önüne yıkılmısım. Zilzurna sarhoş? Bir kadeh vermotla? koyarlar. Ben bunu şu zannetmişim, büyük bir bardağın içinde vermutla kanstırmışım. Ben vermuta bile çok su katarım. tçerken farkında olmadm mı? Olmaz olur muyum? Kendi kendime: «Artık bu vermutlann da tadı kalmadı. hersey bozuldu.» diyordum. Oradan çikınca dostumdan aynîd'.m. Birdenbire kaldmmlarda sıçramağa, kadm, erkek önüme çıkan herkesî kucaklamasa, naralar atmağa ve şarkılar söyiemeğe baslamışım. Zavallı doshnn! Hep böyle şevler de benim başıma frelir. Ya evveüa gün? Basma birşey daha mı geldi? Terziye ısmarladuhm bir esvabı evvelki gün fcittim, üstihne giydim. Fevkalâde!.. Bir saat sonra, Bağlvbaşı 5l yolımda bir yağmnra, bîr s» »nağa tututulayım! Aman Aliahım! (Heo bövle şeyler de benim basuna gelir!) Kendimi bir kahveye dar attun ve saç *obanın yanmda esvabmn kuruttum. Fa • kat, buyurun bakalım, elbise öyle bir daraldı, öyle bir daraldı ki on yasmda bir cocuğun kısa pan*»lonlu mek tep esvabma dömnez mi? Canım, bu herkesin basına gelir. Evet ama herkesin basma gei • miyen bîr tarafı daha var. O gün ts tanbula mince hemen terziye koftum. Dedim ki: «Yahu! Şu esvabm haline bak... iir ya&morda dasdaraak oldu.. Ne bicim kumat bu? Yüzde eHî kücüldü!» Tern ne dese begenîrsin? «Peki ama, beyefendi, bu bir tesadüf! Ya elbiseniz daralacagı yerde bollassay • dı fazla farkmı verir miydrniz?» Ne dersin buna? . . Zavallı dostum, hJç! Hep böyle şeyler de benim başıma gelir. Kadmlaria ne alemdesn? Hah! Tam üstüne bistm! Geçen gece bir yere dovetlrydhn. Ev sah<bmm büvük knraa deficesine âşk oldum. Ertesi gece ona başka bir mecliste rasgeldîm. Kendismi evinde bîr gün sonra ziyaret edeceğtmi söyledün. «Niçin?» diye sorma» mı? Sorar ya! Ben de ne cevap vereyim? «Efendim, sizin evinizde birsey btrakmışun.i» dedim. «Ne btrmkhnız?» d?y« sordu. «Kalbimi!..» cevabnn verdira. Parlak bir nükte degil ama... Sami miydîm. ' »•»•»» ' = " • •••* Karilerimiz diyorlar ki' Günün mühim meseleleri hak fandakl fikirlerinizi bize kısaca blldlrlniz, bu sütunda neşredelim iktıssıit IfAIIYO f Bu akşamki programj ANKARA: 12,30 gramofon plâklan 18 or kestra konseri: 1 Ouverture He roîqe (Haendel); 2 Le Domino Noir (Auber); 3 Preiude (Albeniz) 18,45 alaturka saz 20 hava disler. VtYANA: 18,25 konser saati: (Strauss'urr, Verdi'nin, Çaykovski'nin eserleri) » 19,15' konferans, fransızca ders, ha vadisler 20.40 Liszt'in bir senforisi Cbüyük konser salonundan nakil) 21,45 muhtelif progTam 22,25 ha vadisler 22,45 akşam konseri. BUDAPESTE: 18.05 orkestra konseri 19,05 fransızca ders 19.30 piâk reşriyah 20.05 tefrika 20.35 opera b'nasmdan naklen: (Saba Kraliçesi) Goldmark'm operası . mütealcıben: Tsigan konseri. VARŞOVA: 18 oda musikisi 19,40 plâkiar 21,05 orkestra keiseri: (RTS'Üİ, Leoncavallo, Verdi. Bi^et) 22,05 edebiyat bahsi 22.20 hafif musiki par çaları 23.05 Dİâklaria ibranî hava • lan 23.20 dansing. BÜKREŞ: 18.05 orkestra konseri 20.05 konferanslar ve ulâk neşrivatı 21.05 şarkı konseri 21,25 serfonik musiki 22,05 bir konferans müteakıben: Setv fon'k konsere devam. ROMA: 18,15 orkestra konseri 19 havadisler müteakıben: Plâk'ar 20.55 muhtelif 22,35 komedi 23.20 bir opera nakli, yahut, korser 24,05 havadisler. fi Sukat Tüccar müşterisinden ölçü parası alır mı? Olçülerin değişmesi dolayısile şir ketlerin saatlerinin de muayenesine karar verildiğini gazetelerde okuyuruz; bu pek musip bir karardır. Fakat bundan daha mühim birşey var ki sene lerdenberi halkımızı ızTar etmekte o lan bu garip hikâyeye de artık bir niha' yet verilm#»8İ zamanı gelmiştir. Şirketler saat kirası bedeli namile ha'ktan fuzuli olarak para alıyorlar. Vakit oluyor ki bu saat kirası bedeli sarfolunan elektrik, gaz, su bedeline müsavi bir yekun tutuyor. Bakkalın terazi veya kantarile bu şirket satıtîerinin acaba ne farkı vardır? Bakkal sattığı malı terazisile tartıyor, fakat yalnız malın bedelini alryor, terazi, kantaT parası almıyor. Tıpkı bunun gibi şirketler mallan olan elektıik cereyanını, gazi, suyu saatierile olçü yorlar. Saatierin gpsterdiği miktaTİarm bedelini almağa hak kazanryorlar. Fakat ölçü olan saatler için neden para alıvorlar? Buna bir türlü akıl ermivoT. Şirket saatini müşterisinir evine koyuyorsa, bu saati o müşteriye emanet «diyor, demektir. Ne vakit o müsteTİ • sile kat'ı alâka eder, saati oradan alır ve saatinde bir hasar t;Srecek olUTsa o vakit saat için para aimak hakkı olabilir. Ufacık bir hesap yapılmış olsa saatin bir eve konuiduğu zamanla oradan alındığı zaman aTasında şifketîn saat kirası bedeli namile istifa ettiği para nm saat bedelinin yirmi otuz mîslini bulduğu görülür. Bundan baska şirketleT makbuzla nnda bir de şube tesisat bedeli namile bir masraf daha {jösteriyorlaT ve bunu da halktan gene fuzuli olarak alryorlar. Malım satmak için başka brr yerde bir şube açan ve burada da icrayi ticaretç başlıyan bir raerr müşteTİlerinden şube tesisatı bedeli namile para airr mı> Şirketlerin de müşterilerinden boyle bir para almağa haklan yoktırr. Fakat alıyorlaT ve aldıklan bu rtara ye kunu da müruru zamanla o tesisat bedelinin belki otuz krrk misline baliğ oluyor. Vaktile her nasılsa yapılmış olan bir mukaveleden halkın mutazamr olduğu görüKince o mukavelenfn tashih ve tadili herhalde gayrimümkün birşey •Imasa gerektir. Halkın Vitınez tükenmez olan bu zararlardan vikayesi lâ • zımdrr. Sultanahmet Dîspanser karfimnda All Futtt Ergani bakır madeninin temin edeceği faydalar Bakır istihsalâtına elektrolîz ameliyesinin tatbikı bize senede 500 kilo altın da verecektir Cumhuriyet hükumetinin son zamanlarda miUî servetleri işletmek hususunda gösterdiği faaliyet sükrana sayan dır. Millî servet dedigimiz vakit, aklımıza Ok gelenler memleketin nehirleri, ormanları, madenleridir. Bu sonunculara verilen ehemmiyet herkesin dikkat ve alakasın celbetti. Gerek Zonguldak kömur madenleri ve gerek Ergani bakır madenleri, günun şayanı dikkat mevzularını teskil etmektedir • ler. Ergani bakır madenlerinin işletî lebflmesi için hukumetimizin almakta olduğu tedbîrler arasında bakır yolu • nun inşası için açnğımız istikraza halknrHzm gösterdiği tebalük te milletin millî mevzulan benimsemis olduğunu isbata kâfidir. Bu münasebetle hem ba kır isHhsalvtmdan, hem de ba made nin elektrik'e olan a'âkasmdan bah • setmr4c isteriz. Yirmînci asnn en bariz terakkfya tırtdan birisi, belld de en muhîmmi elektrik kuvvetinm cemivet hayatrmızda aldığı mevkidTr. Bugün bir mHle • trâ derecei teralHdslm o mffletin bîr sene zsrhnda sarfetmekte oldnğu elektrik miktanndan anlıyabiüriz. Avrupada ftazı memleket'er, meselâ Fransa ile tsviçre, elelrtrik kuvve tini ticarî eşva gibi birbîrlerme ih • rac ehnektedîrler. ElektriSin en calibi dflfkat has^ası ha lnrvveti istedİTÎmn sekilde kuîlanabimıemiz icin bir yer den di?er brr vere kolavlıkla nakledebilmem<zdir. Nakii vasıtasi olarak ktr'lanılan madde ekserivetle bakırdır. Elektriğin muvellitiermde de ayni ma den esashr. t^te burrnn îçindir ki dîn»yada demîrden »opra en çolc istihlâk edilen madde bakırdır. Dünyanm senevf baktr îstihsalâh takrihi olarak 1,500,000 tondur. Tabiatte balor füizlerine üc halde tesadüf olunur. Humazlukor, karbo natlıîar, kuknrtluler. Humozlular nad^rdrrier, iki kisma aynlırîar: 1 «Cuprite» bunlar O rallarda Şili ve Peruda bulunur. 2 «Molhite» bunlara da Avusb" ralya He Siii de daha ziyade tesadüf OİUTVUT. çirirsek milhin madenim nakıs kutupta toplanmış görürüz. Ham bakın da hamızı kibrkte erittikten sonra elde edeceğimiz mahlulü bir elektrik cereyanma tâbi kılarsak nakıs kuhiDta saf bakır e'de ederiz. Bövle bir bakırm terkibah şudur: % 99,99 baktr, % 0,0001 arsenik, % 0,0001 0,0004 gumüi, % 0,0008 stronsiyum altın, % 0,01 0,004 demir, % 0,0002 bizmut, % 0,01 0,001 kurşun. Yalnız bazı Udnd derecedeki hâdisderm tesirile bir miktar bakuia mevaddı ecnebiyenin bir kumı çamur halinde + kutupta toDİanır. Bu çamuru toplar, kurutup t%hlU edersek alaea ğımız netice su olur: % 57 % 11 bakır, % 55 % 12 gümüş % 5 0,534 altın. Bu maddelerden baska bazan bir ; miktar da plâtin bulabil riz. 1915 senesî sırf baktr tasfîyesmden elde edi len dünva alhn reko'*eî<i 14 000 kHo dur. Altmm kflosunu 1200 lira ola rak kabıH edersek bu miktar 16800.000 Türk Iirası eder. Bugün dünyada istihsal edilen 1,500.000 ton bakırm 800,000 tonu saf bakır oîarak niyasa'ara esvkedilîr. Bakırm tasfivesinden elde edilen yüksek menfaatler saf îstihss'e doğru san*"î erbnbtnı svnîMemektedir. Fransa her nekadar bakır isb'hsal eden bir memleket değilse de burada tasfiye dolayısile elde edflen kıymet • lerin yüksekliği s<rf bu işle mesçul olmak üzere iki fabrikanm knrul • ımsıra sebeo olrr»"«ror. Pala>* fabrkan ttaman taşıyan birindsini Fransada tahsilde bulunduğum esnada ziyaret etmiştinv. Bu fabr%amn SHi^'n getirt*îği mevaddı iptidaiye %9598 arasmda bakm havidir. Tasfiyie netioesinde 99,53 derecesinde saf bakır elde et • mektedir. Senevî isbTısali 14 15000 tondur. Beher tonda vasatî 25 gram akın 1000 gram gümüş elde etmek • tedh*. Elektröviz ameKyesrnî temin i • çin de cereyam da'mî Canvertisseur lan kullanılmaktadn'. BTT ton saf bnlcır istihsaK îön tak ribî 500 kflovat saat elektrik sarfolunur. Şhndiye kadar verdiğimiz mahımaıtı Ergani madenine tatbik edersek elde edebileceğimB netice şu olabilir: tşittiğimîze göre ba madenin filîz leri bakır cihetinden son derece zen gindır. Binaenaleyh altın ve gümüş nisbetirin de diğerlerme nazarao o derece yüksek olması lâzundır. tlerideki senevî istihsalâhmızı 20,000 ton ham bakır olarak kaibul edersek, beher tonda vasatî b;r hesapla 25 gram altın 1000 gram gümüs elde etmek şarti le lenede 500 lcflo altm 20,000 kilo da gümüs istihsal etmif oluruz. Bir ton saf bakır için 500 kilovat saat elektriğe ihtiyacımu olduğuna gö • re 20,000 ton için senevî 10,000,000 kilovat saate ihtiyaç vardır. Yardımcı hidematı da naazn itibara alacak olursak bu adede % 2,5 5 nisbetinde bir miktar ilâve etmeliyiz. Bu kadar azün elektrik sarfiyatmda ilk düsünülecek mesele elektriğin mali yet fiatidir. Vatanunızın sn kuvveilerinin istisman bu müskülü halleder. Bu halde elektröviz ameliyesi bize iki türlü fayda temin eder. Birincisi bakırlanmızı kıymetlendirip daha fazla müşteri celbetmesidir, ikincisi altm ve gümüşten elde edeceğimiz 900,000 lira sayesinde tasfiyenm sebep olacağı fazla masarifatı koruduktan sonra e • limizde oldukça mühim bir kâr bırakmasıdnr. Müher d?s Abdurahman Ağaoğlu Himayeietfal balosu 22 şubat perşembe akşamı veri • Iecek olan kostümlü Himayeietfal balosu, bu sene şüphesiz ki bütün balolann en eğlencelisi olacaktır. Kostümlü balo, tstanbulda senede bir yapıldığı için pek hoş olmakta • dır. Himayeietfalin gecen senekî balosunda bulunanlar, çeşit çesit kostümler giymiş olan hanımlarla beylerin teşkil ettikleri mansarayı h&lâ unutmamaktadırlar. Gecen sene, ilk olduğu için birçok kimseler kıyafet değiştirmekten çekin mişlerdi. Bu sene baloya kostümlü olarak geleceklerin adedi daha fazla olacaktır. Bir güzel kostüm müsabakası vapılman da düşünülmektedir. Bu takdirde ya bir hak%nt ^neyetİTiin, yahut ta baloda hazır bnlunanların reyile en zarif surette tebdili kıyafet eden seçilecektir, Evet! Hep böyle şeyler de benim başima gelir! Bak, ne olmuş! Bi Zavalİ! dostum! liyoarsun ki o alafranga meyhanelerin Hep böyle seyler de benîm ba bazılan, châ surahi üe insamn önüne İ «una gelir. *** Peki, ne cevap yerdi? Sorma... «Beyefendi, dedi, evde, bahsettiğinîz seyi görmedim, bulmadtrrı. Fakat bu gece eve gidince hizmetçiye tenbih edeyim, arasın, çop tenekesine baksın!» demez mi? Otomobil kazalanna karft çare buldum Harbi Umumî esnasında Cava, Mısır, Hindiçinî gibi yeTİerde bulundum. Ticaret ve soförlük yaptun. Buralarda edindi&im tecrübe ile otomobîl kazalanna mâni olacak, hiç değilse bunlan azaltacak çareler kesfermiş bulunuyo» rum. Bu husustaki fikİTİerimi anlat mak, bildiğim ve düsündüğüm sevleri söylemek istiyorum. Bunlan mütehassıs bir heyet huzurunda nakledeceğim. Buluşlanmın faydalı olup olmadığı tatbik edilince derhal anlaşılacaktır. Belediyenin nazan dikkatini ceibet menizi istiyorum. Japon Ticaret Sergisimemurlarından M. Celâl Karbonatlılar hunassa Sibiryadadırlar. KfikürÜâVsr nç k»ma aynferlar: Chalcosme, Chalcopyrîte, Phillipsite. Tabiatte en çok tesadüf edilen bakırlar kukürthiierdîr. Bunlardan Chalcosine nev'i en fazla bakır cevherirr" haizdir. Meksika, Peru ve Cemahiri Müttfika da bnlımor. Baktr füizlerini işletmek için iki osul vardır. Kuru ve yas usuller. Kuru usul % 4 derecesinden ziya • de bakır cevherini haiz füizlere tatbik edilir. Burada iki metot vardır. Mer • kezî Avrupada kullanılan VVaterjake* ve yahut Ingilterde istimal edilen Reverbere metotlacı. Her iki usulde istihsal edilen ham baJarm terkibah söyledir: % 98,86 bakır, % 0,392 arsanik, % 0,109 gümuş, % 0,345 stronsiyum, % 0,0007 altın, % 0,056 devur, % 0,099 bizmut, % 0,076 kur§un. Yukanâaki cetvel bize ham bakırın terkıbinde % 1>5 kadar mevaddı ecnebiye bulunduğunu gösteriyor. Fakat elektrikce kullanacağımız bakınn na kiliyetmin yüksek olması Bu matluplur. miktar ise bakınn nakiliyet hassa Vapurlarda kaçak maddeler Romanyadan gaz ve motorin a larak limanımızdan geçen Çanka ya vapunmda, gümrük resmi verilmemis gaz ve motorin istihlâlk edildiği gümrük muhafaza teşkilâtı tarafından haber alınmı«, müsebbip leri hakkmda takibata girişilmiştir. Usulsüz olarak kullanılan transit mallar da müsadere edümiştir. Karadenizden gelen Dumlupınar vapunmda da oıman resmi verü meyen keresteler buiunduğu öğre • nilmiş ve kanunî takibata başlan mıstır. Bunlardan bafka, konvansiyonel kontrol memurlarından Efendinin üzerinde de Süleyman muhafaza Yarın akşam A R T i S T i K S neması Şen ve şuh artist L I P E V E L E Z ile EDMOND I,O\VF. ve VİCTOR MAC LAGLbN taratından temsil edilen KARABiBER L*'ransızcH sözlii ve Şarkılı îilraini takdim ediyor. MARY GLORY Bflyfik ve muhteşem mizansenli, FRANZ LEHAR'ın meşhur operet' Belediye oe otobüsler Kadıköyle Suadiye arasında araba işleten otobüscülerin yaptıkları yolsuzluklar bu hat boyunda oturanlarm ta hammüliinü aşmağa başladı: 1 Belediye otobüs fiatlerini in dirdi. Bu tenzile bir türlü razı olmak istemiyen otobüs sahipleri hemen bir çaresini buldular: Bütün otobüsler daimî müsterileri için bir karne verirler, bu karne alelâde fiatlerden biraz ucuzdur. Otobüsçüler evvelâ bu karne usulünü kaldırdı •lal Ç A RE V iÇ Namaralı koltuklarınızı şimdiden aldınni7. Telefon 40868 ELHAMRA sinemasında: Perşembe macinelerden ıtibaren Bugüne kadar yaptığı en güzel eseri memurları tarfından yüz tane ka çak çakmak taşı buluncnustur. ^ MELEK Sinemasında MORO'NUN sözlü. Duhuliye 3O kuru tur Aimanyada mahpuslara m . iis seiâm Berlin 5 (A.A.) Havas ınuha bi. en: Mahpuslara Alman tarzında selâm vermek yasaktır. Hitler selâmı serbest kimselere mahsıntur. Binaenaleyh mahpuslara sapkalarnu çıkararak veya hazıroi vaziyeti a larak selâmlıyacaklardır. Mahpusaneler müstahde minine de hapisleri kollannı kaldıra • rak selâmlamalan yasskhr. DOKTOR Fransızca ADASI ^™^* Bu ptrşembe a şam * " * ! 8 ŞUBAT PERŞEMBE akşammdan itibaren TÜRK S'nerrnsırda Eski ( G k ı y a ) da Meşhur Venedikli Kazanovanıa hayatını ve aşk raaceralannı musavver SARAY KAZANOVA film nin ilk ıraesidir. 2 Son vapur otobüslerini bit ko layını bulaTak kaldırdılar. Bu sıiTetle müşterisi az olan bu otobüs sefeTİerinden tasarruf ettiler. 3 Halka birçok müşkülât çıkanyoTİar. Yolda bozulan bir otobüs müşterilerini diğer bir otobüsr nakletmeği hiç düşünmeden yan yolda bırakmakta dır, bu daha evvelki gün 62 numaralı otobüs yolculannın başma gelmiştir. Yoldan gecen diğeT otobüsler bu yol ortasında kalan halkı yerlerine götürmeği akıllarından bile geçirmemisler dir sım yarı yanya düşürmeğe kâfidir. Binaenaleyh onu saf bir hale getirmek )âzımdır. Bunu da b ı e elektröviz ame liyesi temin eder. Elektröviz ameliyesi malumdur. Herhangi birmiihi su içinde eritir ve bu mahlulden bir elektrk cereyanı ge Beş Kocalı Kadın MARÎ GLORY RAİMU Bu film mevsi.Tiin en miihım ve en mütenevvi sahneli fılmidir. Oynıyanlir: ÎVAN MOSJOUKİNK ve |. AN,\K BOJTEL 4 Ihtiyat benzinlcri olmadığı içir bu otobüslerdeki halk sık sık yarıyolda bekîemek ve vapuru kaçırmak tehlikesme maTUzdurlar. Belediye bu otobüs işlerile yakmdan alâkadar olmahdır. Suadiye: İ. K. Saat 14 te yaimz liîonbul Belediycsi temsiü vardır. Her akşam .saat 19,S0 da MAKStM Flemming's Bir tnuvaffakiyet, hir hadisedir Her s^ansta saionu lebalep doldurtmakta ve seyırcıleri sonderece mptnrun etmektfdir Otobüs kaza an hahhnda Natia da tetkkat yaptırıyor Mülkiye müfettişlerinden Faik ve Haşim Beyler Maslak faciası ve dolayısile otomobil ve otobüs nizam namelerinde yapılacak tadilâtı tetkik ile meşgul olmaktadırlar. Nafıa Vekâleti şoseler umum müdürü de Nafıa Vekâletince mülkiye müfettişlerile birlikte tetkikata me • mur edilerek şehrimize gelmiştir. Müfettişler ve müdür yerinde bu işleri tetkik ettikleri gibi seyrüse • ferden ve Belediye umum müfet tişliğinden de icap ettikçe izahat almaktadırlar Nafıa şoseler müdiriyeti işin fennî cihetini tetkik etmektedir. Müfettişler raporlarını bir haftaya kadar hazırlayrp Dahiliye ve Nafıa Vekâletlerine göndereceklerdir. VEF A T Selânik eşrafmdan Konya def • terdarı merhum Hacı Celâl Beyin haremi, Konya meb'usu Tahsin Beyin teyzesi, Divanı muhasebat reisi sabıkı vergiler temyiz komisyonu azasınd'an Cemal, esbak emlâk müdürü umumisi ömer Lutfi, Etfal hastanesi sertabibi merhum Şevket Celâl, tnhisarlar idaresi memurla rından Hikmet ve Tayyare cemi yeti müfettişlerinden Kemal Beylerin valideleri Tekeli oğhı ahfadın dan Hacı Kerime Rabia Hanım vefat emiştir. Cenazesi bugün (salı günü) saat 11 de Arnavutköyünde iskele civarındaki yalısından kaldırılarak Rumelihisarında aile mezarlığma defnedilecektir. Merhume çok hasa natperver, zahid'e, saliha bir hanımefendi idi. Cenabıhak gariki rahmet eylesin, (13000) ve tr. pu . n numaraları Parisle hasııat rekorunu kıran filim!... (Bir Pathe Natan fıllmidir) ve CHARLES 80YER Pek yakında şehrimize geliyorlar. ANNBELLA JehirTı'yatrosu Veni pfagramını gidip gofir.iiz LIT1LE IUDLA SAM P1XANIE CHARL1E KiNG ve IONY and MARK CoVILÜlh; Mact Cuma ve pazar LÜKS HAYAT operetı Yazan : likrernve Cemsl Reşft Bevlcr MATıNE giinleri 17,5 ta