J ^Cumhariyet' SON TELGRAFL;AQ Alman gençlîği «Nankör müttefikler» in Türkler aleyhindeki tezahüratına iştirak etmiyor 250 sene evvel Viyanarnn muha • saradan kurtuluşu münasebetile Avusturyalılann yaptıklan bayram hak . kinda gazetemizin «hem nalına hem mıbına» sütununda «Nankör Müt • tefikler> serlevhasi attmda bir yazı çıktnıstı. Talebe Birliğinin naşiri efkân olan «Birlik» gazetesi de bu yaziyı aynen iktibas etmişti. «Nankör Müttefikler» serlevhalı yazinm Al manyada büyük bir akis yaptığı Berlmden gelen bir mektuptan aniaşi • lıyor. Nasyonal sosyalist Alman Yüksek Tahsil Talebesi Birliği ReUi Dr. Von Leersten gelen bu mektupta deniliyor ki: «Bir Alman katolikleri kongresJ namı altinda, Viyananm Türkler ta rafından muhasarasmın asker kuv veti île bundan 2S0 sene evvel kal • dınlmasa şerefine Avusturya hüku meti Viyanada merasim yapmakta ve bu merasim Türk matbuatımn da nazan dikkatini celbetmelttedir. «Cumhuriyet» gazetesi ve Türk yük sek tahsil talebesmm aylık mecmuasi olan «Birlik» gazetesi «Nankör Müttefikler» serlevhası altmda bir makale neşretmektedirler. Bu makalede Avustury» Başvekili Dollfuss ile taraftarlannm bayramına karşı yapılan hücumlar tamamile yerindedir. Dollfuu Efendi ve kabînesi Türk milletîne karşı ne Alman milletinm ve ne de Avusturyada yaşıyan Almanlann hissiyatma hiçbir surette tercüman olatnaz. Dollfnss Ef endi ve kurduğu nükumet olsa olsa talihıiz Avu*turyah Abnanların üzerînde hüküm sürmektedir. Ba bayramı tes'it etmelerine sebep, A vusfturvalılann. bütün kalplerîle A dolf Hitlerin idaresînde btılnnan Almanyaya iHihakı îstemelerîne rağ • men, halk arasında hiçbir zaman mevcut olımyan bh* Avtısturyahlılt zihnîveti yaratmaktır. Türklerle Abnanlar arasında Vîyana için yapılan savaslann üstün den iki bucuk asır geçımştir. Fakal Türk ve Alman askerlermin «flâh arkadaşı olarak yanyana saTaşihk • lan zamanlar daha hephnizm hatı • rasmda yaşıyor. Alman gencliğî, Türk tnilletmm Ulu Kurtancısı Mu«tafa Kemalin perestişkând • Bu »ebeple Alman nasyonalsosyalist yüksek tahsil talebesinin reîsi sıfatil* bilhassa «Birlik» teki makaleye ce • vaben, Dollfuss hükumeti ve bu hükumetm eski müttefikhnize karşı takrndığı tavır ile hiçbir zaman münasebettar olmak istemediğimizi gayet açık olarak sövlemek ibJtiyacım duvmaktayım. Bilhassa Avusturya kabinesinin, bîr taraftan «Avrupa mn Asyalılann vahsiVğînden kurru luşunu» tes*it ederek gr**e*elermde bundan bahsederken, diğer taraf tan da bizzat kendîsî tarafmdan Avusturyanm milliyetçi sosyaiist hal kma karşı tarihte işidilmemiş mua • meleleri reva görmesî doğru değil dir. Ta Büyük Fredrik zamanmda» şhndiye kadar Türk Alman müna sebatı daima dostane kalmıştır. Bu münasebat bizim tarafınMzdan da samimî surette devam ettirilecektir. Avusturyanın hakimleri asırlarca sürmüs samitniliğe istinat eden bu münasebetleri bozabilecek bir va • Celâl Beyin tetkikatı İktısat Vekili dün vapurculuk işlerile meşgul oldu, sanayicilerle görüştü tkhsat Vekili Celâl Bey, dün sa bah DenizyoIIarı îsletme idaresine gitmiş ve öğleye kadar orada meş gul olmuştur. Celâl Bey, vapurculuk ve nakliye işleri hakkında izahat almıstır. İktıs&t Vekili husust vapur cuların son vaziyetleri hakkında da tetkikat yapmaktadır. Deniz ve Hava Mürteşan Sadullab Bey de, Celâl Beyin bu tetkikatı esnasında, idarede bulunmuştur, lktıtat Vekili, öğleye kadar deniz işlerile meşgul olduktan sonra, saat 15 te Sümer Banka giderek sanayi cilerle görüşmüştür. Sanayicilerin vaziyetleri ve ihiyaçlarile son alman tedbirler hakkındaki mütalealarını dinliyen Celâl Bey, kendilerile tek rar görüşeceğini bildirmiştir. İktısat Vekili bugün İhracat Ofi sîne, Ticaret Müdrriyetine ve Ticaret Odasına gidecektir. Vekil Bey, Ti caret Odasında, müşterek tütün ofisi teşkili için yapıltnış olan müzakereler hakkında da izahat alacaktır. Küçük itilâf konferansı Konferans diin Bükreşte açıldı, Yugoslâvya Kral ve Kraliçesi de Bükreşe gittiler Bükreş 24 (A.A.) Rador ajansı bildiriyor: Küçük itilâf konferansı iç • timalarmt Pelesh şatosunda aktede cektir. Bükreş 24 (A.A.) Küçük itüâftn programmda dört celse derpiş edilmiş. tir. Birinci celse pazar günü, ikincm talı ve diğer ikisi de çarsamba günii ak tedSecektir. Pazartesi günü ile salı sabahı Pelesh şatosu şenliklerine tahsis e. dUmutir. Konferans kapandıktan son ra Titulesko ile Benes ve Yevçiç mat buata beyanatta bulunacaklardır. Bene» çarsamba aksamı Bükresten Cenevreye hareket edecektâr. Belgrat 24 (A.A.) Yugoslavya Kralı Aleksandr ve Kraliçe Marie, Romanya Kralı Karolun davetini kabul ederek Pelesh şatosu şenliklerinde bazır bulımmak üzere Romanyaya hareket etmişlerdir. Saray nazm M. Antiç, saray müşürü jeneral Dimitriyeviç Kral ve Kraliçe ile birlikte bulunmaktadırlar. Romanya Krahnın kardesi Prens Nikola da bu trenle hareket etmiştir. Haridye Nazm M. Yevçiç kalemi mahsus mü dürile beraber ayni trenle bareket et miştir. M. Yevçiç küçük itilâf müzakerelerine iştirak etmek üzere Sinaiaya gitmektedir. NALINAİ MIH1NAÎ Ah, propaganda yapmağı bir öğrenebilsek!.. vveBd akşam, Italyan koneo • loshaneskıde Italyan Universi . te talebesi serefine verilen çay ziyafetmde bulundum. Vaktile Avu» • turya sefarethanesi olan Venedik sarayanm salonlannda, bahçelerinde ttaL yan talebesmm Türk arkadaşlarile, d2 kibarile değilse de, gençliğe mahsus samimiyeüe pek iyi ankşbklannı gör . düm. ttalya sefareti maslahatgüzan, kendisile görüşürken bana şu sözleri söyledi: < Türk UaJyan gencliğini tenms ettirmek suretile Türk ttalyan dort luğuna takviye etmek, dostluk htslerini genç nesfllerip kalbine sokmak ntiyo • ruz. Sevişmek için tamsmak lâztmdv. Bu gibi temaslar arhnlmelı, Türk b . eüeri ve Üniversite talebeai, sporcu • lan ttalya dan gelen arkadaşlarmm rf" yaretlerini iade etmek üzere Itelyaya gehnelidirler. ttalyan gençKğinm « A Türk misafirlenni «amimtyetle göğsüne bastıracağına emin olunuz. Böyle bir z§> yaret ttalyada büyük memnuniyeti mocip olaeaktır.» Temas ettiğim Türk Talebe BJrfiJI azası da, birKirm böyle seyahatJer ter. tîp etmek emelmde olduğunu söyledi ler. Eski bir soz vardv. «Gezen okoyandan çok bilir.» Bu atalar sözünü rnn» mî bir kaîde otarak hakikatin la kendni diye kabul etmemekle beraber, o . rmjmiyetle seyahatm ve talebe seya • hatlerinin çok faydakn vardr. Hefe bmm gibi kendini göstermeğe, ma§a muhtaç ve mecbur olanhur Venedik saraymda gorerek iftihar ettiğim gibi Türk gençngİ, fıtrt v« vkf kibarlıgt, vakan, terbryesfle böyle grap baliade ziyaret ettiği memleketlerde, muhakkak, pek iyi btr tesir bnkacak r» ve Mustafa Kemal Türkiyerf lcin çol canh, çok kuvvetE bir propagandtt V«H Mtaoı olacaktr. Nkekim, (talyan tale besmm seyahatmde, Musoîmi ttalyasH na uropaganda yapmak maksadı vardir» T»lebem«, bu •eyalıaderde yamiî memMcete propaşranda yapmakla kelmryacak, perfo görmek suretile birçolc şeyler de Sğreneoektir. Gençliğin dîmagî inkrşafma da çoS yardımı dokunacak olan böyle seva • hatler tertibi hususunda, Talebe BirPtîne matbuat, Ünfversîte. demiryoDan ve denrâvolîan îdarelerî, Devtet te yardmi etmelîdrr. Türk bayra^mm asVı frorün. medîği Rmanlarda «rüzel b»r Türk va • purumaı Türk talebesmî, Türk izcne • rmî, Türk soomrfanm, (meselâ adaıi Rvresçilerimîzi) hâmilen çelmesî ve Türk «senclik kütlesinin bütün güzer ifâhmda Türk bayrajrmı gostos IIKM, Türlnyeden ve TörkJükten bahsettir mesn. Wrkac bin îrra serhna değmez mi1 Ah, nropagenda yapmağı bir 5ğre . nebilsek!... ((Almanya gizlice silâhlanıyor!) Lehistan konferansta id diaları ispat edecekmiş Londra 24 ( A A . ) Sunday Refereeye göre Polonya hükumeti, nlâhlan btrakma konferansmda, Almanya. m gizb" gizK suaMandığmı ispat etmek niyetindedîr. Polonya hükumeti, bu arada Litvanya topraklarmda bulunan İd büyük fabHkanm Almanya hesabtna çahfbgmt da ispat edecektir. Ba fabrikalardan birâi Almanya heaabma top ve tayyare, ötekisı z«hirli gaz yapmaktadır. Silâhları bırakma müzakereleri Abnan ve îngiliz ricali arasında mülâkatlar Cenevre 24 (A. A.) Sir John Simon ve M. Eden, dün akşam geç vakrt Von Neurath ile temasa geç mişler ve kendisîni Paris görüşmelelermden haberdar ederek sîlâhlan bırakma konferartsmın umumî va ztyeti hakkmdakî noktai nazarlannı karşılaştırmışlardır. Her îki taraf görüşmelerinden hoşnutsuzluk göstermektedirler. Bununla beraber Von Neurath Almanyanın alacağı vazîyeti İngtliz lere bildirmekten ve Paris görüşme leri hakkında bir hüküm vermekten çekinmektedh*. Gebzedeki hâdise Dahiliye Vekâletinin nesrettiği tebliğ Ankara 24 (A.A.) Dahiliye V«kâletinden resmen tebliğ edilmiştir: 1 18 eylul 1933 akşamı gruptan evvel isten dönen bir amele grupu Gebze ile Dil îskelesi arasmda bir rayın cıvatalannm söküldüğünü âmirlerine haber Termişlerdir. Bu haber üzerine mahallinde yapfanlan tahkikat ve Demiryolu fen heyeti üe zabıta tarafm • dan yapılan teknik tecrübeler netice . sinde hiçbir raym sökülmediği tesbit edümiştir. Bir raym üzerindeki crvata lardan bir ikismin sökülmesi ameleden isimleri malum bir kaçınm âmirlerine vazifelerine dikkat ettikleri hissînî ve . rerek kendilerine bir ikramiye temm etmek maksadile olduğu kendilerinden müevvel itirafiarile anlaşılmış ve key fiyete mahallî adliyesi vazıyet etmiştir. 2 Basvekü Pasa Hazretlerinin Derincede trenden mmeleri hatfan bozuk olmasmdan değil, yatla Derinceyi teş tit buyuran Reisicumhnr Hazretlerine mülâki olmak içindir. Nitekim tsmet Pasa Hazretlerinin aüeleri ve maiyet . Iermdeki zevat ayni trenle seyahatle . rine devam ettikleri gibi Ankara eks presmden evvel ayni hat üzermden mu. tat trenler ânzasıı geçmiştir. Vak'anm cereyan «ureti btmdan ibarettir. Japonlar Çin şimendiferlerine para vermiyorlar Moskova 24 (A. A.) Kaba rovskdan bildirildiğine göre Çin şark demh*yollannın malî vaziyetini vahim bir şekle sokmak için Japon ve Mançuri makamatı tarafınaan yapı • lan mufctarıt teşebbüsler devam et mektedir. Japonlar, kendi askerle • rinin nakli ma&raflannı mezkur de miryollan idaresine tedtyeden îmtina ediyorlar. Tediye edilmiyen yekun 30 milyon yene varmaktadır. Birinci »ahifeden mabot lamut hulâsası, kereste, travest, ma . denkömürü hariç olmak üzere maden ~ lerle 930 senesi ve ondan evvelki se. neler mahsulünden tütün ve peynirin yeni karamamenm neçri tarihmden StL baren eenebi memleketlere ihracı ve sabş mukabiÜnde kontenjanda yazJı eyyadan ihraç kıymeti nisbetinde kon • tenjansız ithalât yapılabilecektir. Ba saretle taka* hakkmdan istirade edebilmek için neşir tarihinden itibaren 20 teşrinisanî 933 tarihine kadar ihracatın nsulü dairesinde yapılması Iâzımdır. 2 Madenler müstesna olmak üzere birinci fıkrada zikredilen eşyaya verilen taku hakkı 20 teşrmisamye kadar ihraç kaydüe muteberdir. 20 teş • rinisaniden sonra bu maddeler ta • kas mevzuundan hariçtir. Yalnız maden kömürü müstesna olmak ü zere dijsjjnadenlerin ihracı muka bilînde takastan istifade bir sene müddetle devam edecektk. 20 teşrinisam 933 ten sonra yapılacak maden ihracat mukabilinde ancak ih • raç edilecek kiymetin yüzde ellisi nisbetinde takas hakkından istifade edilecekth*. Diğer yüzde ellinin dö viz olarak memlekete rthali mecburidir. 3 Takastan btifade için yuka nda ismi geçen maddeler ibraç edilecektir. 4 thraç edHecek malların rouayenelerinl yapmak, fcjymetlerinl tesbit etmek üzere tstanbvl, tzmir, Yeni takas talimatnamesi Antalya, Mersin, Samsun, Trabzon, Fethiye, Milâs, Silifke, Çanakkale, Bandırma, tzmit, Kars, Edremît, Ardahan, Artvin, Enez, Edirne şehir lerinde en yüksek mülkiye âmirinin veya muavtnrnm riyasetinde mahal lin en yüksek maliye memurundan ve merkezden gönderilecek bir aza ile mahallî Ticaret Odasmdan mün tehap iki murahhastan mürekkep beş kişilik birer heyet teskil oluna • caktır. Bu heyetler, eski tetkik he yetlerhvm meşgul olduklan işi gö • receklerdir. 5 Bazı devlederle aktedtlen ticaret anla«ma1anna tevfOtan yapılacak ihracsftm Inymetlerintn tesbiti işi ve diğer muameleleri de ba heyetler ya . pacaktır. Evvelce yapthnu takas ı m kaveleierine göre yapılacak ihracat ta ba heyeHerden geçecektir. 6 Eski talimatnamede Tîcaret odalarma tahmil edilen bazı vazifeleri de badetna bu heyetler tarafmdaa gS rüfecektir. 7 thracat mokaUindeki Mtalarn, IhracRi vukuundan itibaren a!b ay zarfmHa vuku bulması şarttır. 8 Takas tarikile yap^an khal&tm dovizlermin vernebilmesi. îhracat dS . vnlerinin memleket dahîline ithal edümiş olduğunun ispati hakkmdaki eski talimatname hükmü baki kalacaktv. 9 Eski talimatnamede oldugu gibi rîkredilen seldlier altmda ibrac ve ît hal mnameıelerînm ayn avn güııvük lenfnn vaoılnw«t ctsrz. Harp Akademileri Başmahaleden mabat tarih, idarecilik, pisikoloji, iktısat, içtimaiyat, sanayi, ziraat, hulâsa her medenî bilgi, askerlikle olan alâkaları nisbetinde bir erkânı harbm ve bir kumandanın bilmesi lâznn ge • len ilimlerdir. tşte, Harp ve Deniz Harp akademileri, millî müdafaamızı, karada, denizde, havada idare edecek baş • lan, dünyanm en büyük imha mey dan muharebelerini vermîş olan Türk ordusunun müstakbel kumandanla ruu yetiştirmek üzere açtlmış birer irfan yurdudur. Türkiyenin en büyük adamlarmı yetiştiren ve yetiştîrecek olan bu müesseselere, Cumhuriyet idaresi lâyık olduklan fevkelâde ehemmi yeti vermiş, oralarda okuyacak erkânı harp zabitlerinin, memleketin müdafaası gibi, bir hayat ve memat işrnde, vazifeler deruhde edecekle • rmi düşünmüş ve onlan, bu vazife lerin tam eri olarak yetiştîrecek her tedbiri almıştır. tlim ve fenne, garp tekniğine dayanarak çalışan ve onım için daima muvaffak olan askerliğimiz, bu gü zide erkânı harp lerin tecrübe ve zamanla artan kıymetli bilgilerile danna yüksek mevküni muhafaza edecek, vatam koruma vazif esinde da • ima Dumlupmarlar yaratacaktır. Harp akademisinde dünkü, bu günkü ve yarmki büyük kumandan nesilleri arasında geçirdiğimiz bir iki saatten sonra, Türkün dünyalara göğüs geren bilgili kahramanlığm dan yeni bir kuvvet ve iman aldık. Millet, varlığjmn müdafaasını bu yüksek insanlara en büyük emnîyet ve Himatla teslhn ve emanet edebi • lir ve rahat uyuyabilir. ABÎDlN DAVER liyor. Bunun dedikodusu bile çtk • madı. Evet, topal birgün çocuğu düşürdü. Bunu biliyorum. Ameli yat yaptılar mı, pek akhmda kal mamış. Şükran Hanım meselesi nedir? A... Doğrusu bak, orada küçük hanıma hak vereceğim geliyor. Muhakkak o kızcağız Nafiz Beye gönül vermişti. Salih dedi ki: Kendisi de onu gizlemiyor zaten... Bana mektubunu da okudu. A... Vallahi merak ettim ayol... Benim de gözüme uyku girmiyecek. Serkomiser orta parmağınm orta mafsalinı masaya vurarak: Küçük hanım, dedi, bunu anlamak... Bence bu işi kapatmali, olan olmustur. Zaten şimdi kim kime, Salihin babasını soran var mı? Kütükte ne yazıh ise odur. Kadın iki elini de yukan kal dırdı: Yoo, dedi, bende Çerkez kanı Gümüş paralar Birinci sahifeden mabat vazryeft takdir edilerek eski gümüş paralan hükumete satmak üzere hararetli müracaatler başlamıştrr. Bir seneye kadar yeni gümüs paralar çıkacak, o zaman eski rne*kukât tamamen tedavülden kakıirılacak ve bunlan sürmek istiyenler hakkında takibat yapılacaktir. Bu itîbarla alâkadarlann zarara uğramamalan için şimdiden eski gümüs paralan elden çıkarmak lâznn gelmektedir. Hükumetin tesbit ettiği fiat beynelmilel gümüş piyasasma uygundur ve Şark vilâyelerinde de gü • müş paralar bu fiat üzermden geçmektedir. Alâkadarlara kolaylık olmak üzere eski gümüş paralar, vergi karşılığı olarak malsandıklarmda ka bul edilmeğe başlanmıştır. Gümüş paralann azamt haddi on iki milyon liralrk olmakla beraber bunlarm ihtiyaç nisbetinde çrka nlmasi mukan'erdir. Gümüşleri müteakip şimdiki nikel ve brons paralar da kaldrnlarak yerlerme yenileri çıkanla caktır. Kübada bir tüfek 4 dolara satılıyor La Havane 24 (A. A.) Bütün Câba silâhlanmakta gibidir. Bir paket fişek ile bir tüfek 4 dolara, fiseklerile beraber bir mitralyöz 40 dolara satıh. yordu. Bir tnguız kruvazorS sahüden birkaç mil açıkta durmakta ve Amerikjt amiral gemistle daimî muhaberede buhmmaktad*. •» f * Tarihî tefrikamız! Büyük Türk İmparatoru Cenubî Amerikada harp devam ediyor Assomption 24 (A.A.) Harbiye hezaretmm bir tebKğine göre Paraguay kuvvetleri, Bolivyahlann Zenteiw ve Manavaya yaptıklan îfci hticırmu püskürtmüslerdir. Bolivyalılardan 70 81ü vardır. Karısını ve beş çocujjunu öldüren baba Cengiz Han Yazan: M. TURHAN Yeni tefrikamız, bu büyük ci • hangirin zekâstndan doğan hârikalan canlı ve güzel bir üslupla okuyucularmuza hikâye edecek tir. ihracat ofisinin bir tebliği tatanbul 24 (A. A.) thracat Oflsfnden tebliğ edilmistir: 30 eylulden itibaren Suriyedeki TürIdye mevaridatmda Cemiyeti Akvam azasına mahsus normal tarif e tatbik e • dflecektir. Alâkadarlar işbu normal tarifeyi ofisten öğrenebilirler. Atina 24 (Hususî) Atinaya » • k n Liyosya köyünde ba köylü geceya. n a kansım ve bes çocuğunu bilâsebep öldürmüftür. Köyiümm ba faciayı cinnet buhram esnasmda yapıms olduğtı • hbbı adlî tahkâcatüe meydana çknaf • br. Mületler Cemiyeti nin bOtçesi Cenevre 24 (A. A.) Milletler Cemiyeti umumî kâtipliği Milletier Cemiyeti azalanna bir muhtıra ver • miştrr. Bu muhtıra Milletler Ceml • yetinm 31/8/933 teki malî vaziye tme aifctir. Milletler Cemiyeti aza • lan arasmda takshn edflmesi icap e • den bütçeden, yani 33,429,132 altın franktan, geçen sene kabul edilen bütçenin yüzde 3 ü, yani 14,409,157 frank tahsil edilebilmiş olduğunu göstermekedir. var'dedün ya, Salihe doğrusu hak veriyorum, elbette oğlum bunu öğrenmedikçe gönlün rahat etmez. Ah o Ayşe hınzırmı bulsak. Mahmut sen onu polisle aratamaz mısın? Serkomiser dudağının ucile lâ • kaydî hareketi yaptı, başını sallı yarak: Saı*ı çizmeli Mehmet Ağa, dedi, kim bilir ne cehennemdedir, hem bulmuşuz ne olacak? Farze deyim ki bu oğlanın babası Nafiz Bey, yahut, doktor Macit Beydir, sonra? Dava mı açacağız? Salih rüştünü ispat etmiştir. Bundan sonra babasından hiçbir hak... Salih komiserin sözünü kesti: Ne davası be ağabey? Ben bili rim ne yapacağımı... Ne yapacaksın?.. Salih derin bir soluk aldı ve nefesini şişkin göğsünün üstünde tutarak başını önüne iğdi ve kaşlarını çattı: Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur I Türkiye Hariç Karahan yoldaş Tahrana gidiyor Moskova 24 (A.A.) Tas Ajaneı bildiriyor: tran hükumetinm davetei üzerine Karahan Tahrana hareket etmiştir. Ken . disi istasyonda Türkiye, îran ve Efga nistan büyük elçilerile Hariciye Komi . serliği erkânı ve bir takım zevat tesyi etmiştir. Cengiz Han Tefrikamız roman şeklinde yazilmış tarih olaeaktır. M. Turhan Beyin kuvvetli kalemi karileri mizm malumudur. Muharrir, bu yeni eserini büyük bh* îtina ile ve bilhassa Cumhuriyet karileri için yazmıştır. Karıkoca ona dikkatle bakıyor i lardı. Anladılar ki Salih için bu, hayat memat meselesidir ve ser • komiser düşündü: «Oğlanda hem aMe necabeti var, hem külhanbeylük; ruhu> zihnine koymu* bir kere...» Ve hatırladı: Kiliste Arap Yahya nın oğlu gene bunun gibi bir me sele yüzünden asıl babası zaıraet • tiği tahrirat kâtibini vurmamıs m ı y dı ? Fakat on beş senelik zabıta hayatmda buna benzer vak'a yok gibi. Her ne ise. Bu çocuğun zihnin • den bu sevdayı çıkarmak lâzim, Ka« rısına işaret etti, sonra Salihe dö nerek: Sen bu sevdadan vazgeç, dedi, zaıten lâkırdıdır o... Hakikt babanı bulsan ne yapacaksın? En daniskası sunturlu bir ağız kavgası... Belki herife iki de tokat •avuruı*' sun. Ne çıktı? Hiç... (Mabadi var) Senelik 1400 Kr. 170Ö K Altıayhk 750 1450 Üç aylık 40Q 800 Bir aylık 15Ö yoktnr madı ki... Zihnimi toplıyabilsem ben de bir şeyler bulurum... Durun a ma, acele etmeyin... vallahi ben bir şeyler çıkaracağım, göreceksi niz... Meraklandım doğrusu... Ay içime fenahklar geliyor. Kadın su içti. Salihin gene gözleri yaşarcak gibi oluyordu. Mahmut Bey başmı sallıyarak Salihe dedi ki: Bizim hanunm fenaama gitti. Ne pırlanta yürekli kandır be!.. Serkomiser kansına döndü: Hele, hele, dedi, şu zihnini eşele bakalım. Hatırlıyacaksın. Evvelâ en mühim mesele: Bu oğlamn kulağı doğduğu vakit nasildı, hele bir düşün bakalım. Kadın gözlerile yanm daireler çizerek hatırlamağa uğrasıyordu: Bir kış sabahı. Cenan küçük ha • nımın odasına girerken Ayşe dışarı çıkıyordu. Sevinçle: «Oğlan!» di • ye bağırmıştı. Cenan Hanım mınldandı: Kulak, kulak!.. Vallahi efem benim hep aklıma baska feyler ge şeraiti I **» *«» Tefrika: 55 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Bende zîhîn kaldı mı?.. ötöy gün yorgan iğnesini yakama iliştirmi şim de saatlerce fıldır fıldır iğne aradım. Nerede eaki Cenan?. Bak dünya nekadar değişmiş te haberi miz yok... Seninle her zaman söyleşirdik: Ne oldular diye?.. Bak neler obnuş ta haberimiz yok... Küçük hanım doktorla evlendi ha?.. Hem de bu kadar sene sonra!.. A... Yallahi bu çocuğun hakkı var... Elbet... Babasmi anyacak zâhir... Ben de olsam beni bu hale koyanlan parçak purçak ederim... Bende çerkes kanı var... Bu dünyada ne gördük ki?.. Her gün bir keder... Vah evlâdım, vah tosunum... Gözlerim dolu dolu oluyor... Vah yavrum, sen meraklanma... Anan senin benim bundan »oııra.„ Vallahi eteğimi belime takar, seninle bucak'bucak dolaşır, seni bu hale koyanlan ararız... öyle ya, insan meraklanır doğrusu... Bak şimdi benim de içime kurt girdi. Hangisi?.. Aman Allahım!.. tn san yirmi yaşında kendine baba anyor... Olur, olur, herşey olur!.. Doktorla sevişiyorlardı. Bilinmez ki... Paşa Nezaheti şimarttı. Küçük hanım alıp başmı giderdi. Nereye?. Kiminle ne yapardı, bilinmez ki... Doğrusu... Belki de Nafizin hakkı var... öyle ya... Bahçivan doktoru yakalamış, dovmüş... Biz o zaman evlenmiştik. Fakat duymadık mı?.. Paşaya selâmün kavlen geldiği zaman ben gîttim, iki gece köşkte kaldım... Damat ortalarda yoktu. Ayşe bana anlattı. Hınzır... O daha iyi »ind bilir... Bende de akıl, fikir kal