Kânunuevvel Camharîyet' SON TELGRAFLAO Türkçemiz... Çok düşünülecek iş Ankara'da «Hâkimiyeti Milliyo, burada bizler, Türkçenin kendi başına bir dil olması için ne düsünebilirsek, ne öğrenebilirsek yazıyoruz, çaJışıyoruz. tsbiyoruz ki Türkçe, Türk gibi kendi başına buyruk olsun; bu is ne kadar olabilirse, o kadar ça • buk olsun. Bîz, yuce Gazi'nin gösterdiği, Dil Kurultayının dilediği biçhnde bir Türk dili için çırp'nır ken, ortada bir çok kiçd: «Dil kendi kendine düzeliyorj onu, sadelik namma yavanlastırmıyalun. Bıraka lım yavas yavas düzelsin> diyorlar. Gazeteler haberlerini, mecmualar makalelerini hep o ecki biçimde yazıp duruyorlar. Çocuklarımızın el lerindeki okuma kitaplan ise, tanrım saklasın, yenir yutulur seyler değil. Bunlan çocuklarnnıza öğre ttp duracaksak, Türk dili haç bir vakit, kendini bulamıyacak. tşte size ilk mekteplerin bir okuma kitabından parçalar: «ölmiyecek milletin bu ebedi mekânı üzerinde baykus feryadmı bülbül »esi boğar, alil ihtiyarlann son iniltilerini cenk havası içdnde bir kastrga gürültüsü koparan geoç, Anadolu çocukları dindirîr.» «Medenî ihtiyaçlar medeniyet de • receaile mütenasîben arttığı için hangi memlekette medeniyet flerlemis, maarif terakki etmisse orada diğerlerine nazaran daha çok gazete çı Ağaoğlu Ahmet Beye Cevap 8 KiSLERi Büyük tehlike! Dün, inkılâbın şehidi Kubilây'ııı dünyaya gozlerini yumduğu günmüş. ölümün ne korkunç şey olduğunu, bana bu yıldÖnümünün nankör sükutu kadar hiç bir perişan söz, hiç bir hazin yazı, hiç bir divane feryat anlatamamiftır! Menemen'de hortlıyan irtica yılanım, boynundan akıttığı taze kanla boğan Kubilây'ı, kim derdi ki bu kadar çabuk unutaca ğız? On iki ay içinde izi belirsiz olan bu hatıra, daha bir yıl evvel] yureklerimizde kanıyan sıcak bir yara idi! ölüm, gerçi bir varlıgın yok olusudur. Fakat, olümlerile bhr emeli, bir maksadı, bir gayeyi yaj şatanlar, hiç bir diriye nasip ol. mıyan bir hayata kavuçpıazlar 1 mı? lşte biz, boyle bir ölüyü b yilda unutuverdikl Toprağın Ostfinden »Uinmek... Bu, hepimizi bekliyen bir akibet!. Fakat, gonüllerden, hafızalardan] silinmek... Hangi ölüm bununl kadar korkunç olabilir?. Kubilây'in genç başım kopa ran irtica kılıcı, on dört milyonun boynuna sallanan bir hıyanet silâhıydı... Kimin aklına gelebilirdi ki, bu ölümün daha İlk yıldönümünde, kalemler «usa cak... Ağızlar susacak... Mek tepler susacak... Halkevleri susacak! ölüraü bu derece korkunçlastıran vefasızlığımızdan, utanmalt değil, ürpermeliyiz! Kalanlann, gidenlere karçî ba nankörlüğü, yarınm bagnndakî bütün fedakârlık kaynaklanm kurutacak büyük bir tehlikedir! Rozvelt'le Hoover ttalya ile Yugoslavya ArJaşamadılar! Mükâlemeler acı bir tarzda nihayet buldu Ağaoğlu Ahmet Bey «tnküap ve Kadro» nun «plânı ve teşkilâta dev letçilik» fikrini kendi anlayıs tarzına göre manalandırdıktan sonra bu mevzu üstünde bilhassa duruyor. Filhakika bir cemiyetin devlet sk • temi o cemiyetin mukadderahna, * hiç bir TnP'^n bugün olduğu kadar yakın • Paris 23 (A A.) Meb'usan mecBundan sonra M. Boncour hüku • dan bağh bulunmamıştır. Bugün, bfllisi, iükumetin umumî siyaseti hakmetin haricî siyaseti hakkında gös hassa bir ideoloji miinakaşasında butün kmdaki istizah takrirlerini müzaketerilen endişelere temas ederek detez ve anbezlerin, munhasıran bir devre etmiş ve mutedil cuTnhurîyetçi miştir kî: let nizamı bahsinde teksifî, pekâlâ mümIer«en M. Fabry'nin beyanatını din «Cenevre konferansının akamete kündür, denilebilir. ler»i«tir. uğramasina mani olduk. Almanya Fakat Ağaoğlu Ahmet Beyîn bu baM. Fabry, sosyalistlerden yardım konferanstaki eski yerini tekrar is» histe de bize tekrarladığı seyler, yeni gören Boncour kabinesinin silâhlan gal etti. Bu hal tulb için çok esaslı olan, yani bizim sarüannuza uygun obırakma husurunda sosyalistlerin isbir âmil raahiyeüni haizdir. lleride lan seyler değil, bir takım hayatiyettmat ettikleri noktai nazarlan be yapılacak mukaveleyi Almanya'nm ten kaünıs bflgiler ve kaidelerdir. Bu »imseyip benimsemiyeceğini sormuş, da hnza etmeti kat'î »urette lâzım > bahiste de Ağaoğlu Ahmet Bey, ancak bn noktai nazarların emniyet ve sedır.> İâmet davasına pek az ehemmiyet bir takım «donmus» ve «realiteden M. Boncour silâh kuvvetlerinin verdiçini söylemiştir. uzaklasmıs» doğumlann passif bir nâumumî bir kontrola tâbi tutuimasına M. Fabry, sözlerine su »uretie dekili vaziyetinde kalnustır. taraftar olduğunu, ancak böyle bir vam etmîştîr: Bunun sebebini anlamak guç değO » kontrolun EÎzli surette silâhlanmağa «12 senedenberi Alman ordusu de raanî oiabHaceğmi tasrih etmîştîr. dir. Çiinkü Ağaoğlu için asıl olan ancak vamlı »urette yükselip ilerlemekte, bilinen Örnekler, yahut «emri vaki» lerM. Blutn, sortalistlerin yeni hü buna mukabil Fransız ordusu yokuş dir. Kadronun miidafaa ettiği millî iktıkumete rauzahir olacaklarım soyleaşağı inmektedir. Sulh yeni temel sat rejimi ise henüz hiç bir yerde örneği dikten conra radikat sosyalistler küler üzerinde kurulmadığı müddetçe olmıyan, yani «emri vaki» haline gelhükumete itimat edilmesi talebini kuvvetlerimîzi el değmemi* bir halmiyen bir seydir. Yüksek mübadele ve tnutazammm bir takrrr vermişlerdir. de muhafaza edelitn.> istihsal tekniği devlet teşkilâtı içine ahnMeclis bu takriri 166 muhalif reM. Fabry, hükumetin malî siya nuş ve ayni zamanda millî esaslar üzeye karsı 379 reyle kabul etmiştir. sctinin sosyalizm akidelerinden lti rine kurulmus bir iktısat devleti rejimi, Boncour kabinesinin meb'usan zumundan fazla ilham almasindan ancak, yeni bir hâdise olan millî kurtumeclisinde tetnin ettiği ekseriyet •©*korktuğunu da beyanatına ilâve etluş hareketinin nizamıdır. yalistlerle radikal sosyalistlerden ve Asaği sozler de bir hesap kitabınmNtir. ...Btnaenaleyh Ağaoğlu'nun vâkıalarm bunlara yakın gruplardan mürekkep dan alınmıstır: Başvekil M. Boncour, verdiği ceve hâdUelerin önünde koşan değil, bulunmaktadır. «12S Oe kabüi taksim, sonv sıfır . vanta hükumetin nüfuz ve kuvvetinin ancak peşinde gelmeğe alışan, tefekkür Sol cenah radikallerî ve merkez sız, bes mertebeli bir adet yazınız.> eski haline geüribnesi çok lüzumlu tam için, bu essiz ve ömeksiz devlet sisfırkaları azası arasında müstenkif olduğunu açıktan açığa soylemis ve <... gibi hububatı ölçmek içinkul* temi kabili idrak değildir. Âdeta tabikalanlar evvelce tahmin edilen mikdemistîr ki: lanılan ölçülere, (Utiap m3cyaslan) ati eıya haricinde bir seydir. tardan fazla çıkmıştır. denir.» «Bu cihet, sendiValizme zrt ve muHalbuki bize göre, evvelâ bizzat inSağ cenah muhalefeti hafif m <Yalmz dort hadden îlbaret olan gayir değildir. Hükumet, sendika Inlâbınuzm mahiyeti bize has, yani tarette merkeze doğru genislemiçtir. bir tenasübe, (mürekkep etnasüp) Iizme istinat etmek »uretile umumî rih içinde henüz eşi ve örneği obnıyan, Bu ruretle Boncour kabinesi evvelve yahut (selâseî mürekkebe) namı hizmetlerde büyük değiaiklikler yapbeBd kendisinden sonra gelen diğer milki kabineden bîraz daha fazla sola mak ve çok Iüzumlu tasarruflan te verilir.> mevki almıa bulunmaktadır. lî kurtulus hareketlerine örnek olan bir min etmek niyetindedir.» Şunlar da bîr tarflı kitabından: cemiyet hidisesidir. Bunun içindir ki, !M<ı.!it>uiitımnmnı «Hukuku beser beyannamesi> bize gore, inkılâp "•"nnmnni hukuk «tnsanlann hukuku şunlardır: p Hürriyet, taarruzdan mastmiyet, ve devlet tarzmı, ancak bize has olan, zulme karsı mukabele ve mukave • yani essiz ve örneksis bulunan bir prenmet.» npler sistemi seklinde terkibe çahsmak «Serbestu mflbad>e1e> tabiati eşyaya tamamOe uygundur. <Sair hükumetleri de mamulâtmi, Ef ve örnek, ancak ayni mahiyette omensucatmı teshdr etmek icin bu lan seyler arasmda aranabOir. Ne esassergflere davet ediyorlar.> lan, ne de inkisaf istikametleri birbiriBir de eşya dersleri kitabından: ni tutmıyan, birbirinin zıtfa ve nakızı clan cemiyet tarzlan birbirine omek ola«Arzı ihata eden hava tabakasıParis 23 (A.A.) Havaa ajansı Vaşîngton 2,3 (A.A.) M. Rozvelt maz. Fakat Ağaoğlu Ahmet Bey bu nra kalınlığı deniz sathından itibabildiriyor: Temps gazetesi, baçmaharp borçlan mes'elesini tetkik etmek ren 80 kilometre kadardır. Deniz davayı ancak söyle koyabiliyor: kalesinde îtaly»" Yugoslav mfin«icîn murahha* «rSndermesi hakkında M. kenanndn bnhmanlar havanm tek « Bizîm bOdi^îıiku, bir Avrupaî Hoover'in yapnğı davete birmcikânumfl t»K»lf laniMTt tazyHdne maruzdur sehetlerinin bugünkü va«iyetinin bademokratik devlet sekli vardır. Haydi nun 19 unda verdiği cevapU bu daveti n «ndiseler uyandırmaktan hali kallar.» bir de sosyalist devlet alalım. Çiinkü o kabul edemiyeceğini, çünkü idare mevmadiğını yazd/ktan sonra diyor ki: da madem «emri vaki» haline gel • Bunlar, kîtaplara söyle goz gezkiine geçerek salâhiyet ve kuvvet «a «Açık bir surette diisunup goren miştir. Şu halde makuldür. Haydi bir dirilerek bulunmuş sözlerdir; içle hibi olmadıkça hiç bir mes'uliyet kabul akıl Iki komsu milletin her türlü made faşist rejimine razı oluverelim. Çünrinde daha biçimsixleri, daha Türkeyliyemiyeceğini bildirmiştir. kü bir taknn çürümüş ölçülerle mu ceraperestlik fikrine karsı gelmele çe olmıyanları vardır. M. Rozvelt, cevabına şu turetje dekayyet olmıyan meçhul bir adam buna rini ve umumi faaliyetin bütfin M. Soranm: cEbedî mekân», «Alil», da vücut vermiştir. Fakat «inkılâp ve vam etmiştir: halannda geniş mikyasta elbhliğile «mütenasiben», «diğerlerine naza • Kadro» nun mfllî inkılâbımıza has deçalişmak için bir anlaçma zemini bulran> ve ckabili takshn», <mertebe>, «Borçlu hükumetlerin ber hangi bidiği devlet nazariyesine ne diyelîm? «adet», «hububat», «istiap>, «mürekri bizimle müzakereye girismek arzusunu mağa doğrulukla çalışmalannı icap Ağaoğlu'nun idraki bu noktada dukep tenasüp», «selâsei mürekkebe>, ettirmektedir.» gösterecek olursa ona bu hususta bir an ruyor ve bize soruyor: «hukuku beser», «taarruz», «masur evvel müsait bir imkân verraek l|zım Bu sozlerden sonra Temps gaıe Peki ama, siz tngîliz, Fransız deniyet», «mukabele», «mukavemet», gelir. tesi Belgrat konferansı hakkında t«serbestii mübadele», «mamulât», mokrasüeri gibi klâsik nizamlan tenkit İktnadî konferansa gelince, bStun talya matbuatinda gorülen mütalea cmensucat», «teshir», «davet», «arz», ediyorsunuz. Smıf mücadelesini bu dedünyaya şamfl olacak devamh bnr ü|ve tefsirlerin Prag, Belgrat ve Bük«ihata», «tabaka», «satıh», «itibaren», mokratik nizamm bir mahsulü görerek ttsadî programm suâhlan bırakma ve re« arasmdaki rabıtalann kuvvetlen«tazyik», «maruz» gibi sözleri tutreddettiğiniz için sosyalist > değilsi harp borçlan mes'eleleri hakındaki mümak ne işimdze yarar? Tutalım, <adirilmesinin if ade ettiği manantn Roniz. Fakat tnkılâp ve Kadro'da da fakâlemeier arasında boğulun kaybohnadet» sozü isknize yanyor. Bu söz, ma'da pek iyi anlasilip kavrandığını sizm, ancak bir idari reaksiyon, yahut dilimizin konetiğine uymuyor bir; man lâznn geldiği fikrindeyim. Maa kâfi derecede gosterdiğini kaydet bir sui • temessüle oğramıs emperyalizm yalnn kalmıyor, «tadat», «tadut», mafih bu mes'elenin birbirile münasebeti miştir. gibi sayıkyor. O halde siz nesîniz? «müteaddit» gibi en asağı dört bes olduğunu pek tabiî olarak tasdik ediyoMuhterem müderrisin, tenkitlerinîn Bu gazete makalesm! su mütalea sözlük sürüsüne de birlikte ahkoyuyor rurn. hemen her noktasmda tebaruz edegeile bitirmektedir: iki. Sonra bunların hemen hepsinin Işte bundan dolayı bu mukâlemeleri len bu sualine derhal cevap verelim: bugünkü rfîlnnizde kullanılan karsi«Küçük ttilâf hükumetlerinîn, sulidare edecek knmelerin şimdjki adamlar Evet, bize göre cOıanm bogünkü Iiğı var. Onlan neye kullanmıyalım? hutt gerçekten yeni temeller üzerine obna« kap ettiği yohmdaki telâkkiyi sartlan içinde cereyan eden bir miHî kur Bir taknn sözlerin karsılığı henüz kurulmasma, atlanması çok müşkül tasvip ederim. Btnaenaleyh, daknî m » tuluş hareketi ile, size ilham veren li bulumadise, bulunnuncıya kadar, bir mâni teskil edebilecek bir itimatrahbas tayini ve üctnadî konferansM beral ve ferdiyetçi kaohalizm birbirinin yabana kelimeleri konuk edinebfliriz. programm kat*i surette tesbiti mes'ele sızlık havası vücude getirmek tehlitamamile nakızıdır. Ve birincisi diğeriMeselâ, su «meselâ» sözünün karsıkesi gosteren ve zihinleri pek ziyade lerinin gelecek martan dordüneü gününe nin zıtb ve reaksiyonudur. lığı geçer düde bulunamıyorsa, ye kadar muallâk bvakümasuu teklife mec kanştıran bazı hal ve alâmetler karBize göre, liberal ve ferdiyetçi kapinisi bulununcıya, yahut eskilerden buriyet duyuyorum.» çıkarılmcıya değin, bunu pek güzel sısında endişeye kapılmalarmdan talizmin tnhilâl ettiği bir zamanda tekullanabiliriz. Bu bahse gene döneM. Hoover ertesi gün verdiği cevapta hayrete düşmemelidir. kevvün eden millî kurtulus hareketiceğiz. tîmdiki hükumetin, muatakbeî kJareyi miz; liberal ferdiyetçi kaphalizmin gayri cltalya Avrupa âleminde hakikî «Hâkimiyeti Müliye» arkadaşi bir t*ahhüt ahma sofcmak niyetinde olbir siyasî kuvvet olduğu îçin her türliyebüiriz. Okurlanmızdan gelen mız, tstanbnl gazetelerinin dil işile madığını, M. Rozvelfin 4 mart ta iktidar yazıları basmıyacak olursak bile lü macera cereyanlarma yolu ka " uğraşmadıklarmı Ueri sürerek ya uevküne geldiği zaman vaziyet hakkmne yazıldığmı söylüyor, lâznn olurpamak ve itimat havasım eski haline nıp yakılıyor. Başkalarmı bilmeyiz da tam malumata sahip bulunmasuun sa cevabmı da veriyoruz. ama, biz kendi hesabımıza düseni getirmek hususunda pek çok seyler büyük bir ehemmiyeti hak bulunduğun KkZIM NAMİ yapmaktan geri durmadığunızı soyyapabilir.> bfldirniştir. Şık, kutu gibi bir ev buluruz, olBu, ev bize büyük... Ayda, kuk Uykunuz kaçbysa, size bir kahve CUMHURlYETin tefrikan: 26 maz mı? beş lira da veremeyiz, kmm! yapayım, beyefendi evlâdım. Olur, Müzehher... Kira zamanma Müzehher, içi yanık yanık bakryor: Teşekkür ederim, zahmet etme • daha vakit var mı? Knt bes lirayı verip vermemek yinız! Müzehher, düsünmedi; oyle alışmış, güç değfl... Ev sahibinin, vakaf vergi Ne zahmeti? Aşağıda, belki lâvak'alann, hâdiselerin içine öyle kanşsine borcu varmif. Ayhğı Evkaf baczetznn olur, diye mangala ateş gömmüsYaztm: MAHMVT YESARl ti; her ay, Evkaftan gelip sîryorlar. Hem mıs, onlarla öyle yuğruhnuş ki hepsi, her tüm. Şimdi yapanm. şey ezberinde: h>ç lâkırdı dinlemiyoriar, hemen imaRakı sişesini aynanaa arka<nna sakGece, geç vakit, ne için sofaya çık mı, polisleri getinp esyalara haciz ko Daha on iki günümüz var... ladım, kapryı araîaytp çıktnn. Sorada tnn? Odamda tek başıma oturup neler yuveriyorlar... On iki günün içinde de taşmınz. yapıyorum? Girip, gorüp anlıyacak... bir gölge karşıma dikildi. Evkaf memurlan, bizden sonra gelecek Müzehher, ellerimi tuttu. Fakat be Hayn, hayır... Yatacağun... Kim o? yaz güvercm yavrusuna benziyen eller, kiracılann eşyalarmı haczetsmler! Suthala Ayss Hantnna tesi, bu\ak Odama girdim. buz gibiydi: Müzehher'i çenesinden tutup çek lanmm zarma yaptşrverdi: Siz bilirsiniz, beyefendi evlâdnnî Hasta rrasm, Müzehher? tim. Gülüyorum: Benim, beyefendi evlâdım... DeFakat sesinde hıncını alamtyan bir ti Ev kirası, haciz, dendi mi, yüre Sen, şimdiden ufak tefeği topla • mincek bir oda kapun açJdı; merdiveBtizlik vardu Bu gece, kendismi kapığim oynuyor; elim, ayağım soğuyu mağa başla... Artık, ev hanınn olduden biri iner, çıkar gibi oldu da merak lan dinlerken yakaladığun, kapıyı açro veriyor... tki aydnr, bu dert basnmz ğunu göstereceksin! ettim. Hastalanan mt var, bir şey mi odamı da göstermediğim için, bu kada... Ev sahibinin borcu, bitti mi, bflistiyorlar? diye cıktım. dm, beni affetmiyecek... Müzehher'e vadettim ama, bir ev namiyorum... Eğer bitmedise, gene ge Bu kadnun, kapı dinlediği muhak Bu hiddet, bu merak, onu artık sabasıl kalkar, nasıl, ne fle tasmır? Hiç lirler... kaktı. Fakat soğuk kanhlıgraı t&kdir etha kadar uyutmaz... Bu kadm, dünyabir fikrim, bilghn yok. Evden çıkalım, Müzehher... Kenmekten kendimi alarmyonım: da beni affetmiyecek... Körlemeden is RÖrülmez bflen biri dimize göre derli toplu, ufacık bir ev Benim de kulağana oyle bir ses ne danışmalı... Cebimde yirmi küsur bulahm! Müzehher, eve kırk bes lira kıra geldi, kediymis... A*ağ«ya koğdum! lira para var. Bu kadar para fle göç eMüzehher, sevindi; sıçnya sıçnya elveriyoruz, degil mi? thtiyar irin sorath kadra, yan utanır, dflir mi? Gün gectikçe de bu para eklerini çırpıyorı Evet ağabeyj p n aor gibi gulönMnyorı Yeni Fransız kabinesi reye karşı 379 reyle itimat edildi Devletçilik bahsî olan bir millî ikhsat nizamuun pren • siplerinî, esas itibarile ihtiva etmek • tedir. Bu yeni olan, yani liberal cemiyet nizamından gayri olan mfllî ikhsat nizamı, ancak plânlı ve teşkuatb bir iktısat nizamı olabüir. tkhsatta plân, cemiyet ister bizde olduğu gibi millî, bter başka yerde olduğu gibi sosyalist esaslar üzerine kurulmus olsun bütün yeni doğan cemiyetlerin tabiî ve za rurî nizamıdır. Türk millî iktısat bünyesi de, cihanın dünkü değil, hatta bugünkü değfl, yannkî şartlanna uyraak ve inb'bak etmek mecburiyetinde bu • lunduğu için, onun ikhsat ve cemiyet kaidelerinin de ancak yeni bir taknn esaslara göre tanzimi sartbr. Zaten bu • nun haricinde bir tecrübeye ne millî ne de beynelmilel sartlar müsaittir. Kaldı ki, bu plân ve Iktı.adî tefkflât mefbumlannın da, ya soayalist lehçe sinde yesıyan, yahut bugünkü buhran edebiyafanda modasını bulan plân ve teskflât mefhumu ile de kansbnlmaması lâzımdır. Çünkü onlarda bu mefhum ya bir smıf ihtilâlinin remzi, yahut tezatlar elinde parçalanan bir cemiyetin, bir takım müdahalelerie tezatlanm devam ettirme tedbirlerinden başka bir şey değüdir. Halbuki bir yan müstemlekeden baska bir şey olmıyan eski Osmanh Türkiyesi millî iktısat bünyesinden esasen mahrum bulunduğu, ve yeni Türkiye ise böyle bir rejimi yeniden kurmak mevknnde olduğu içtn mfllî bizim plân ve teskflât davamızm tamamile konstrüktif bir manası vardır. Böyle bir man», geçen yazıda tesrihme çalışbğımız «mfllet mefhumunu telâkki tarzı» na da gayet uygun düşer. Bu suretle bizim devlet telâkkimiz, yeni ve tezatsn bir mület bünyesi üstündeki hükümlerimirin real bir hukukî ifadesi olur. Ağaoğlu Ahmet Bey yazıiarmm bir yerinde, bizim, Avrupa'nm liberal devlet bünyesinde de kuvvetle sectiğimiz müdahaleci karaktere hayret ediyor. Filhakika tnkılâp ve Kadro'da bu devlet «zahirî bir ahenk altında gizlenen şiddetli ahenksizliğin ideolojik bir maskesi» olarak tesvh olunmoş [ 1 ] ve bu devletin yalmz bir smıf lehme aldığı müdahale tedbirlerinin bazı misalleri kitapta tasvir olunmustur. Binaenaleyh bu noktada aynca tevakkuf etmiy ğiz. Fakat orada devletîn, muayyen bazı menfaat zfimreleri lehine müdaha • lesîni nasıl korTnmç hudutlara kadar götürebileceği hakkında yahuz unramî harbtn tarihi bize binbir misal verebflir. Hulâsa bize göre, bugünün hayat şartlan içinde doğan yeni Türk devletine, bir geniş vazife düşüyor. Bu vazife, Türk vatanuun ve Türk cemiyetinin bugünün şartlanna, yeni esaslara göre tanzim ve teşkilidir. Yarraki Tür kiye'nin flcnsadî manzaran şaphe yok ki, bütün ziraat işleri bir iptîdaî toprak esaretinden ve butün sanayu kifayetsiz ve geri bir teknikten ibaret bir manzara arzetmiyecektir. Bütün yaylalanmızm iyi cins hay • vanlaria dolması, bütün topraklarmnzm çok ve mütecanis mahsul veren bereketli bir tarla haline gelmesi, sanayumizm, nakfl vasttalarmra en yeni teknik şartlara göre kurulması, hulâsa Türkiye'nin bütün iktısadî kuvvetleri mütevazin ve bütün içtimaîflletlerdenmasun bir yurt haline gelmesi, öyle bir davadır ki, bunu ancak, plânlı ve teskilâth bir iktısat devletçfliği başarabilir. Kadro'nun ideali de budur. Gelecek yazıda bu münakasaya ait son sözlerimizi söylemeğe çalışacağız. ŞEVKET SÜREYYA [ t ] İnkılâp ve Kadro Sayfa 104. Başvekil M. Boncour'a 166 muhalif Fransiz'lar iki tarafın arasını bulmak istiyorlar YUSUF ZIYA Terkos alınıyor IBirtneî sahiteden ma'batt'i Istanbul Belediye Reisi ve Valİ Muhittin Beye müracaal ettik. Muhittin Bey ajansıraızm bir muhabirine su beyanatta bulundular: «Hükumetle su firketi arasmda bütim esas tam mutabakat hâsıl olnmştur. Itilâfnamenin imzası için şirketm Paris'teki mecnsi idaresi tarafmdan buradaki mümessiline salâhiyet verflmesi beklenmektedir. Imza isi gecikse bile hâsıl olan Hüara göre tstanbul Belediyesi ikinci kânnnun birinden itibaren Terkos idaresini eline alacaktn. Buna muhalif olarak gazetelerde çıkan haberler tamamen asılsn • dır.» Kapalıçarşı'nın tamiri Şehir Meclismin şubat içtima devre» sinde kapah çarştnm tanMri i?î bir karara bağlanacaktır. Çarşı'nm çatı ve sair kısnnlarmm tamiri 200 bin liraya mfitevaldafbr. Belediye Şehir Meclisinden karar aln almaz derhal tamirata başlı yacak, yapılan ma«raflar, bflâhare Çarsı'daki dükkân sahipkrindm azar azar tahsS edflecektir. 1 Cumhuriyet ^ ^ ^ ^ i ^ ^ ^ ^ Nüshası 5 Kuruçtur Tokyo'da şiddetli bir yangın Tokyo 23 (AA.) Tokyo'nun basık mahallelerinden Fukagawa'da çıkan bir yangm neticesinde 14 kisi ölmüs, 4 kişi ağu surette yaralanmış, 32 kisi de ortadan kaybohnuştur. Bir çok ev yanıp harap ohnuftur. sflecek ve eksfliyor. Müzehher'e; paramz var mı? diye sormağa utanryo • rum... Bu kararsızlık, uzun süremez. Bir ev bulup taşmsam, vaziyete hâkim ola cağnn... Tekrar sirkete girerim, olmazsa, başka bir iş bulurum, çalışınm. Her seyden evvel, göç etmeli; yerimizi bflmeliyiz! Arhk bu süthalalar, ayyaş hatimcfler, horozdan kaçan eski kalfalar; bu konak tortusu temizlenmeli; bu paşa döküntülerinden kurtul mah... Galip Bey, aklıma geliyor, Müzehher*in metedeede bitiremediği iyi kalpli Galip Bey... Müzehher, Galip Beyin evini tarif etti, elimle koymus gibi buldum. Galip Bey, uzunca boylu, kesik kn* bıyıklı, gözlerine kan oturmuş, sert bakışlı bir adam... Bu shna, bana yabancı gelmiyor. Çocukluğnmda, babam, Sirkcei'de bir gazinova ?ider, bazı beni de götürürdü. Galip Beyi, o dekor içinde hatırlıyorum. şeraiti Senelik Altı aylık 0ç ayhk Bir ayhk Şaşbm, beni görür görmez tanıdı: Buyurunuz Macit Bey, evlâdım... AHah size, kardeşlerinize uzun ömürler versin... Ziyarette kusurum var, araym sorraak bize düşerdi... Karsumdakinm vereceği cevabı beklemeden söylüyor: Dünya ahvali, siz de meşguliyet dolayufle olacak, merhumun son de minde bulunamadmn. Nihayet insamz efendim... Eh, bendeniz, işt« elimden geldiği kadar vazifemi ifaya çahftnn. Çok samimiyim, hiçriyakârukebmyorum: Sizin insaniyetinizi ölünciye ka dar unnUnıyacağun... Eüerini, inkâr vaziyetinde açıp geriliyor: Yooo, bunu kabul etmem... Da ima, bir müşkülünüz oldu mu, beni tarlıyacaksnuz! Snrası gelmeşken açddım: Evden de taşmmak iatiyoruz» (Mabcuü i Tipı Dindi!