• Kftnunuev vei >. SON TELGRAFLAR Edebiyat, fen ve hakikat Iran petrolları Büyük bir Almanya'nın hukuk müsavatı mes'eleGaile açıyor! sinde ısrar edeceği anlaşılıyor rranatz, tngiliz ve Araerikan marahhaslan arasında saat 11/30 da başlamıs olan mükâlemeler, saat 13 te hitam bulmustur. Bu mükâle . meler, mfinhasrran M. Norman Da • WM tarafmdan yapılmış olan tekliflerin tefkikîne hasredilmistir. Amerikan murahhası, emnii selâ. met ile hukuk müsavatmdan ibaret olan Hri siyasî mes'eleyi hemen hal. letmenîn mümkün olmadığı mütaleasrada bulunarak konferansın elde edilmis olan neticeleri müddeti kssa bir mütekaddim mukavelena raeye dercetmesini istemistir. Bu mukaveleaame biibaMa khn . yevî harbin ve bombardıman tayyarelerinin kontroluna mUtcallik ola caktir. Fransız heyeti, bu u*ule muarız değildîr. Yalmz mütekaddira mukavelenamenin emnü selâmeti iblâl etmemesi şartmı ileri sürraektedir. Fakat bu plânın Aiman'larda naaıl bir aksiilâmel t«vlit edeceği ve M. Fon Neurath'm hukuk müsavatı hakkında âcil temraat verilmesi noktasında ısrar edip etmiyeceği tuale sayan görülmektedir. man Davi»'in bu izahatından anla sıldığına göre ayni zamanda daimi komisyon, bühassa hukuk beraberliği ve emniyet mes'elesi hakkındaki mesaîsine devam edecektir. Alman hariciye nazın M. Von Neurath, hükumetine danışmak için mühlet istemiştir. M. Von Neurath'ın uran üzerine M. Herriot, Fransa'mn hukukçe beraberlik esasına muanı olmadığını tekrar beyan etmiş, fakat umuml emniyet ve selâmetinin temin edil . mesini şart kosmuştur. tçtimaa, öğleden sonra devam olunacaktır. M. Herriot ile M. Mac Donald, bu aksara Cenevre'den hareket edeceklerdir. 5 devlet jaümessilleri arasmdaki müzakereler, kâfi derecede ileriler ilerlemez, tekrar Cenevre'ye geleceklerdir. 'Cumhuriyet BtR MÜNAKAŞA > «L, • B k II I GUNU İSLEÖ Beşler dün toplandı Ingiltere icap ederse kuv« vete müracaat edecek Londra 5 (A.A.) Hariciye müstesan M. Eden, tngiliz tran petrol kumpanyasına ait imtiyazın Iran hükuıpeti tarafından feshi hakkmda Avam Kamarasmda sorulan bir suale verdiği cevapta demistir ki: Tahran'daki tngiliz orta elçiai birincikanunun ikUinde tran hüku meti nezdme bu mes'ele hakkında şiddetlî tetebbüs ve itirazlarda bu • lunmus, Ingiltere hiikumetinin bu isi çok ciddi ve mühim «urett#t te lâkki ettigini ehemmiyetle kaydev . lemistir. Orta elçi bu mes'elenin sulh dairesinde ve iki tarafın rızasile halledileceğini Ingiltere hükume tinin hâlâ ümit ettigini, bununla beraber halkı ve mlinakaşa götürmeı menfaatlerini konımak için hüku • metin, lüzumu halinde her türlü meşru tedbirleri almakta tereddüt göstermiyeceğini sözlerine ilâve ey. lemistir. (Şiddetli alkışlar) Mevzuu bahis petrol kumpanya sınm menfaatlerine herhangi bir zarar verilmesmi veya bu kumpanya nın tran'daki faaliyetine herhangi bir suretle müdahale olunmasmı ln> giliz hükumetinin tecviz etmiyecegi de tran hukumetine ayni zamanda bildirilmiştir. Alman Hariciye Nazırı Cenevre*de Berlin 6 (A.A.) Wolff Ajansı bildiriyor: Merkez fırkalannin fikirlerini nesreden Germania gazetesi Cenevre'de yapılan müzakereler hakkm da su satırlan yazmıstır: «Hukukça beraberlik Almanya tçtima için milletin serefine taalluk eden bir rnes'ele, hakikat seklini altna»ı her. Cenevre 6 (A.A.) Beş devlet hangi bir teahhura müsah olmıyan ntUmessillerinm bugün yaptıkları içpek tabif bir talep ve sulhun yeni timada M. Norman DavU sene nihayetinden «vrel iptidat bir mukavele i temelleri üzerine kurulmati mes'e • kabulü maksadım bugünden plânı ] lesinin baslica bir noktası mahiye • hakkında izahat Tertnistir. M. Nor. ı ttndedir.> Peyami Safa Beyefendiye Geçenlerde «Cumhuriyet» te çı kan (Bana fenden bahsetme . yiniz) baslıklı makalenizi okudum. Düşünce ibrenizde iki ay evvelisine nazaran 180 dereceye yakın bir inhiraf gör düm. Makalenizi Hamlet'in su sözlerüe karsılaşhracağım. Şekspir'in ölmiyen eserindeki melânkolik Danimarka'h diyor ki:How weary, Stale, flot and unprofitable seem to me all the uses of thi» world! Fie aut; nh fıe! it is an unweedcd garden that growes to seed; things rank gloss in nature possess it merely. ( * ) Bu sözlerüe Hamlet tabiate ve in • sanlara çabyor, siz de fenne ve mede • niyete. Ben edip değilim, fakat edebiyat ve san'ata bayılırım. Fakat şunu da söy • lemeliyim ki edebiyatçılar, şairler, ressamlar, hasılı bütün san'atkârlann mu vaffakiyetlerinden biri bir hâdise veya vak'anuı bir tarafına fazlaca ehem • miyet verip diger taraflaruu atmak br. tşte bundan dolayı siirler bize tath gelir, resimler hoş görünür. Makalenizde bu edebiyatçılık görülüyor. Fennin terakkisini gözden geçirirken neden misal olarak Amerika'yı ahyorsunuz? Fen ve teknikte Amerika kadar üerde olan diğer memleketleri, meselâ Ingiltere veya tskandinavya'yı nazari itibara ahnıyorsunuz ? Amerika'nın içtimaİ bünyesinde bir hususiyet aramak lâzun değil mi? Bunu siz benden iyi bilmelisiniz. Amerika öyle memlekettir ki Nevyork'un Mulbery sokağmda açlıktan ölürlerken öbür tarafta tarlalardaki buğdaylar yakıhr ve Holivut'ta şampanya ile banyo yapılır. Makalenizde ortaya atbguuz fikirlere harpten sonra sıkça sıkça tesadüf ediliyor. lngiltere'nin maruf tiyatro muharrirlerinden ve ediplerinden Ejalsworty on, on dört sene evvel yazmıs olduğu bir makalede, sizin gibi, fennin fena taraflannı sıraya dizmif ve fen aley • hinde bulunmushı. Nature mecmuası kendisine lâzun gelen cevabı vermisti. Size de cevap vermek bana düşüyor. Kusura ^«inTM""*111*1 rica ederim. Neden fennin fena taraflannı alıp iyilerini atayorsunuz? Siz hiç bir berbere dis çektirdiniz mi? Bir de rontken cihazı ile mücehhez bir dis kıliniginde yeni vasıtalarla diş çektirdiniz mi? Cerrahideki terakkiyata bir baktmız mı? Bakteriyolojinin meydana koyduğu kesifleri bir düsündünüz mü? Kristof Kolomb'un Amerika'ya ayak basmj^smdan ev vel ve hatta daha sonraları Londra'da vebaya tutulanlan sokaklarda açık kuyulara diri diri atarlardı. tlim tarihini bir gözden geçiriniz; hükümlerinizi sonra veriniz. Diyorsunuz ki fennî icatlar fani ve edebî eserler ebedidir. Acaba fen diye nefret ettiğiniz seyin içinde Oim de var mı? Zannetmem, sizin gibi bir münevver edipten bu kadar hata sadır olsun. Edebiyat mes'elesine gelince, kadime rücu edip ta Omiros'a kadar gidelim. Sizin tlyadı okuyup okumadığmızı bflmiyorum. Fakat Oklit hendesesini okudugunuz muhakkakbr. Âlimler smıfına giren Eflâtun, Aristo, Tales te bu kadar eskidir. Elbette bunlardan da bazı şeyler okumussunuzdur. Şekspir'in eserleri ne kadar lâyemut ise Deskarte'ın ve Newton'un eserleri de ölmez seylerdir. Fennî icatlann daima değiftigini düsünerek fenni hakir görüvor ve fennî icatları fani buluvorsunuz. Ne yapalım? Dokumacılıkta Hargraves'ten evvelki devirlere mi gidelim? Elektrik tenvi ratı yerine petrol lâmbası, mum, meşale mi kullanahm? Tramvay ve otomobil yerine kagnı arabası mı, tren yerine kervan, transatlantik yerine Kolomb'un yelkenlerini mi îkame edelim? Hikâye kitaplannda Kolomb'un gemisinde tayfanın isyanmı okumussunuzdur. Bu gün transatlantik vamırîarında bu şekilde isyan isittiniz nv ? Şekavet ve hvtızlığtn fennin terakkiyatilo arttığını [*•] Bu dünya isleri bana ne kadar yorueu, ıssız, düs ve faidesiz görünü yor! Rezalet; ah rezalet! Yosunlan toplanmamıs, tohuma kaçan bu bahçede tabîatin bütün fenalıklan, adüikleri en üstte görünüyor. riyor. Beybabam, uykusunun arasında bile, kapının çmgırağmı duyuyor; kim geldi? diye soruyor. «Şirkete bir kâğıt bıraktım; gelirse, veririz! dediler. Beybabamı; ağabe • yim, hafta içinde gelecek! diye oyaladım... Geçen gece, sizi rüyasmda görmiiş; Macit galiba hasta! Çehresi bana pek san göründü. Hasta olmasa, kalkar gelirdi! diye tutturdu, saatlerce ağladı... Pek saşırdım, ağabey! «Bir hafta geçti, gelmedin... Bey babamın hastalığı a&ırlaşıyor. Tekrar şirkete uğradım. tstifa ettigini söylediIer. Dondum kaldım. Bize bir adres bırakmışhn; kâgitlanmı kanşhrdım, o adresi buldum, bu mektubu yazıyorum. «Kulun kölen olayım, ağabey, bizi bekletme, gel, emi? bir gün, bir ge • cecik gelemezsen, bir saatçik olsun gel, uğra, hastanın gönlünü al... «Korkuyorum, ağabey... Niyazi de pek korkak oldu... Neden bilmero, evimize ugnyan da yok artık... Yahuz Bütün Yunanistan'da Münakalât grevi Atina 5 (A.A) Tramvay müstahdimlerinin grevi devam etmektedh*. Kotnünist fırkası ile sözbirliği ettikleri meydana çıkanlan tramvay sirketi memurlan idare heyeti aza sınm mevkufiyeti idame edilmistir. Rilopasvis Umindeki komünist ga. zetesinin çıkan nüshalan musadere edilmiş tahrir heyeti azası ve mürettipleri tevkif edilmistir. Borçlar ve Tasarruf ve Amerika kongresi Yerli malı haftası Taksitin tediyesindt ısrar edecekler Nevyork 5 (A.A.) New • York fimes gazetesinin Vaşmgton muhabi • rine nazaran M Hoover, kongreye gönu^cvegi senelık beyannamestnde narp borçlan mes'elesine dair bir hnada bolonacak fakat birinci kânunun 15 m • den evvel bu mes'eleden etrafh bir surette bahsetmiyecektir. Gene bu muhabirin yaıdığına göre M. Hoover o tarihte borçlarm yeni • den tetkikî ile mükellef olmak üzere bir komisyon teskilini tavsiye edecektir. Parlâmentodaki fırkalar Kderlerinin mütaleasma ve tefsir tarzına göre bu hal M. Hoover'in 15 kanunuevvel tarihine ait tediyatın yapıhnasmı beklediğini gostermektedir. Ismet Pş. nın mühim bir nutkile açılacak Ankara 6 (A.A.) 12 birincikâ. nunda bafhyaeak olan üçüncü ta»arruf ve yerli malı haftaaının geçen ytU» «Uuftu «il>i ba yil da Bafvckil t»met Pasa. Hz. Halkevi'nde a%at 15 te vereeekleri mühira bir nutukla açacaklardır. Bu nutkun memleketm her tara fından dinlenebilmeai için lizımge. len radyo tertibatı almmıstır. Tasarruf vc yerli mallar haftası nın birinci günü olan pazartesi ak • şamı »aat 20 de B. M. MeclUi Reisi K&zım Paşa Hz. radyoda bir kon ferans vereceklerdir. Haftanın diger aksamlan sırasile Maarif Vekili Reait Galip, tkttsat VekiK Celâl, Ziraat Vekili Muhl», Adliye Vekili Yıuuf Kemal, Dahi . liye Vekili Şükrü Kaya, MUİÎ Mü dafaa Vekili Zekâi Beyefendiler gene radyoda birer konferan* vereceklerdir. tsmet Pasa Hazretlerinm Halke . vi'nde vereeekleri nutuk münasebetile millt ikhsat ve tasarruf cemiyeti büyük bir müsamere hazırlamif br. Hafta içinde tsmet Pasa Kız ens. titüsünde açılacak olan «evde tasarruf > sergisi büyük bir alAka ile beklenmektedir. Hafta içinde Ankara ticaret mektebinin emtîa liboratuvan da açıla. eaktnr. Ankara'da vitrin müsabakasına 40 camekftn istirak edecektir. Birincikanunun 16 meı cutna gtinÖ Ankara'da da hafta münasebetile büyük bir miting hazırlanmaktadır. Ankara'nm bütün mekteplerinde hafta münasebetile müsamereler ya. pilacaktır. sanın üstünde buzlu yemis kâseleri, viski, şarap, IflcSr kadehleri, dolup tasmı» sigara tablalan, agıztarafma havlu sanlı sarap binligî yatan kova, sigara paketleri, kibrit kutulan, buruşnkhavlular, elbezleri, çöp atılmıs, sigara basnnlmıs kirli tabaklar, hepsi, bîrden sır oluverdiler. Masanın üstü, bombof... Süheyl Münir'in sesi ağir ağır sonüyor. Salondaki cazbant, sanki bu odada çalmıyor... Davulun tokmakları bu odanm tavanma, duvarlarma vnruiu • yor... Tramoetin depnekleri, görün mîyen kadehleri, siseleri coşturuvor, çm çin öttürüyor... Peter'in kaleminrn Itursunu ne kadar sert; Kâğıdı yırtacak gibi... Anna'yı patron çagırdı... Arkadaslar da birer birer çıktıTar... Oda, bo^alıverdi. Bekçhun düdügu çınhyor... Kapıdan çıkarken Jülretta'nın omuzlan hınckmr gibi sarsılıyordu... Beni, yalnız bıraktılar... Yepmden fırladım... Evde eoeuklar, vmlnızlıktan korkuyorlar... Belki de hangi istatistiğe atfen yazıyorsunuz? Vaktile kervanlar makineli tüfeklerle mi soyuluyordu? Deniz korsanlan torpido mu kullanıyordu ? Kabil Habil'i rovelverle mi öldürdü? tnsanlar eşkiyalığı, hırsızlığı fennin terakkisinden çok evvel öğrenmişlerdir. Taş devrinde taç, Tunç devrinde tunç ve Çakmak devrinde çakmaktaşlı ok larla birbirlerini ve hayvanlan öldür müslerdir. Harp aletlerini fabrikalar ve fen adamları yapar; fakat taarruz harplerini sivfl hükumetler ilân eder ve harp propagandalannı gazete edebiyatçılan yapar. Görülüyor ki mukaddes harp diye başkalarına taarruz maksadile ilân edilen kavgalarda bile edebiyatçılarra rolleri fencilerden daha îlerdedir. Buyurdugunuz gibi medeniyet çok fettan ve hatta kancık bir dosttur. Böyle olmaması lâzım ama, insan dediği miz garip ve acip mahluk bunu böyle yapıyor. Ne diyelim? Ekmek bıçagı adam öldürmekte de kullanılabilir ? Bunda bıçagı icat edenin ve bıçağuı ne kabahati var? Her fırsatta hakikat peşinde koştugunu iddia eden insanlar daima hakikati gizlemeğe çalışırlar. Saç ve sakal bah çrvanlığı nedir? Her gün sakallanmızı neden kirizma ediyoruz? Sırtımıza giydiğhniz elbiseler neler? Kadınlarm dudak boyalan, pudraları, rastıklan ve sürmeleri nedir? Hep birbirimizi aldatmak, doğruyu göstermemek için değil mi? Bir taraflan harikalar yaratan bir okkalık beynin bazan o kadar budalalığı görülüyor ki hayret etmeraek kabil de • ğil? Bütün bu yalancıhğı, bu dolapçı lığı görürken kabahati fenne neye yükletelim. Fen ilmin pâk mahsulüdür. Fensiz flim şiirsiz edebiyata benzer. Biliyor musunuz, fennin terakkisi nice canlara maloTmustur; biz her fırsatta bu yüksek adamlan hürmetle yadederiz. Bugün cemiyette bozukluk gö rülüyorsa kabahat fende değil, belki fennin terakkisi karsısmda hukukçular, iktisatçılar ve idarecilerin kanunlarmı, idare sistemlerini buna uyduramamalanndadır. Bunlarm aczi karsısmda fenni geri getirmek büyük bir irtica olur ld ben bu irticaı size yakıshramam. Bırakmız fen terakkisinde devam etsin, bir gun gelir bu sayede bir çok nrasi • betlerin önüne geçilebilir. Baki hürmetler. SALİH MURAT Bir vehmin faydalan Eski Maarif ^Vekili Necati Beyin, yirmi dört saat içinde, apandisitten, atesi tükenmiş bir ya nardağ gibi sönüverdiğini gazeteler yazmca, herkesi bir telâştır almıstı. Yolda kimi görsem, sağ eli karnının altında, kaslan korkunç bir endişe ile bükülmüş titriyordu: Şuramda bir sancı var!... Bu endişe ile uykusu kaçanlar arasında kendimi de sayabilirim. Aylarca, doktor doktor, operatör operatör dolaştım.. Her gün bir dostumun ameliyat masasına yattığını işitiyorum... Bu korkunun sıhhî faydasını, şahıslar körbağırsaktan kurtul makla gördüler. Beyoğlu'nun yüksek ve boş sırtlan da bir mı mureye dönmekle gördü! Son hafta içinde, bir kaç ri ve san'at adamımn kalp durma • sından ölüşü, yeni bir endişe yandırmıştır. Şimdi, kimi gör sem, sol eli sol memesinin üst de, benzi uçmuş, gozleri kot dolu mmldanıyor: Çarpmtım var!... Bu yeni endişeden de şahıs lar ve memleket namına seviı meliyiz: Bir çok kimseler bu vc sile ile sıhhî bir muayeneden çecekleri gibi, inşallah bu sefc de şehrimizin henüz yangın ye lerile, viranelerle çevrili olan tanbul yakası bir mamureye doı necektir!. YUSUF ZIYA Çin, Mançuri hükumeti nin yıkılmasını istedi! Cenevre 6 (A.A.) Milletler miyeti büyük meclisi, saat 11,10 açılmıştır. Reis M. Hymans, Çin . Japon ihtrlâfmda takip edile»« usnl ve hareket tarzı hakkında izahat vermdstir. Bundan sonra M. Yen, Qin hükumetinin noktai nazanni anlatmıstır. M. Yen, Millet^eroiyetmm büyük meclismin, Lytton komisyonunun yaptığı tetkik ve tahkikler esasına istinat ederek, Japonya'nm Milletler cemryeti misakinı, Paris misakını ve 9 devlet muahedesini ihlâl ettiğini beyan etmesini istemis ve demistir kîı « Çin hükumeti, Mületler cemiyeti büyük meclisinin evvelce Milletler cemiyeti konseyinin kabul ettiği karar sureilerî mucibmce Japon askerlermin tamamen geri çekile* cekleri tarihe kadar simdilik demh yolu mmtakan dahiline almmalanna Japon hükumetmi davet etmesini ve vücudü iddia olunan yeni Mançuri hüVumetmin dağıtılmasını istemektedir. Milletler cemryeti büyük mediaî, yeni Mançuri hükumetini tanımıyacağım ve bu hükumeti e hiç bir mü"nasebete srırismiyecegini resmen beyan etmiştir. Müsademeler Atina 6 (A.A.) Grevcilerle polis arasında müsademeler olmuştur. Grevciler müteaddit defaJar tram vaylara ve emniyeti umumiye müdiriyetme ateş etmişlerdir. Polis, ha. vaya silâh atmak suretile mukabelede bulunmustur. Bir kaç yarah vardır. Bunlardan bir amele ölmüstiir. Şimendifer a melesinin grev hazırlamakta olduğu söyleniyor. Dün tevkif edilmis olan memurlar komünist azası açhk grevi Uân et mislerdir. M. Çaldaris, yann saat 6 da işe baslanuyan ameleye yol verileceği. ni beyan etmiştir. Dahiliye nazın, bütün bu hareketlerin bir komünist hareketi olduğu ve hükumetin bunu siddetle tankit edeceğini söylemiştir. Troçki Fransa'dan Hareket etti Dünkerk 6 (A.A.) Trotzky, saat 5,15 le Bermstoff vapurile Dünkerk'e gelmiştir. Trokzky üe yanında bulunanlar, bir kira otomobiline bindirilerek sahilde bulunan istasyona götürül müsler ve trene binerek Paris'e gitmislerdir. Trotzky, tahrirî bir beyanname smde hiç bir kimse ile görüsmediğini ve Stalin aleyhimtfe kaba beyanatta bulunmadığını temin etmiştir. Amerikan hukâmetinin kanaati Nevyork 5 (A.A.) Oriada dolaşan bazı sayialara nazaran hükumet, birinci kânunun 15 inde ödenmesi lanrn gelen taksit hakkında kongreye isdiğini soyleyip yaphrmak hususundaki her hangi bir tesebbüsünün • tngiltere hakkmda da olsa • akim kalacağı neticesine varmıshr. Yeni hakumetin ffldr ve kanaatine gore kongrede bu mes'ele hakkında fimdnik etraflt bir müzakerc açdman harp borçlannm yeniden tetkiki hakkrada Reisicurahurun girisecegi her hangi bir hareket ve tesebbüse karşı mtıhaIefeti arturacaknr. Troçtn Paria'te Paris 6 (A.A.) Troçki ile ya mnda bulunanlar saat onda şimal istasyonuna gelmisler, Paris sehrinden hiç bir hâdise olmaksizm geçerek saat 11/10 da Liyon istasyo . nunda trene binerek Marsilya'ya gitmişlerdir. Grev sirayet ediyor Atina 6 (A.A.) Münakalât grevi Yunanistan'ın baslıca merkezle rine sirayet eylemiştir. Adana'da 11 şaki Imha olundu Adana 6 (A.A.) Bir müddet vilâyet hududu haricinde gizlenmeğe muvaffak olan şaki Mehmet ve aırkadaşları bu kere Kadirli kazası yaylalarmda takîp müfrezeleri tarafina*an sıkıştınlmıs, vuku bulan çarpısmada sakilerden on biri ölü olarak ele geçirilmistir. Fazla yağan kardan istlfade ederek kaçmağa muvaffak olan eşkiya bası Mehmet takip edOmektedîr. Robert kollej müdüru Ankara'da Rusya'ya iltica eden Çin Jenerali Moskova 6 (A.A.) Citadan bildsrildigine göre Japon'larm takibm: den kaçan Jeneral Supingwen î* taraf tarlarmı hâmil 43 vagonluk bir tren Sovyet arazisine gitmislerdtr. Sovyet memurlan Jeneral Supingweı üe taraftarlarmı •ilâhlarmdan tecrit ederek nezaret altına almışlardır. Supingwen'in esiri bulunan Japonya'nm Mançuri raemurlan memleketlerine »önderilecektir. Ankara 6 (Telefonla) Robert Kollej'in yeni müdürü Ankara'yı zi yareti münasebetile bir cok maarifçi ve Maarif erkâmna Ankarapalas'ta bir çay ziyafeti vermiştir. Beddvin Mellon mülâkatları Londra 6 (A.A.) Son zaman • larda M. Baldwin ile M. Mellon ara • srada vuku bulan mülâkat hakkında halâ buyuk bir sükut muhafaza edfl • mektedir. Unramt mütalea, tngfltere fle Amerika arasmda itflâf hastl olduğu tak • dirde bundan diger boreln devletle • rin de tnastefh olacağı merkezindedir. Yeni Raichstag meclsi reisi Berlin 6 (A.A.) M. Goehring, Reichstağ meclisi reisliğine tekrar inti • hap edilmistir. Berlin 6 (A.A.) Wolff Ajansından Reichstağ meclisindeki gruplann liderleri meclisin bugün yapacagı içtimada reis, riyaset divam ve baslıca encümenler intihabab yapılmasma ka« rar vermek hususunda anlasrruşlardır. lıktan bunaldık... Eskidenberi evimize gelip giden doktorlar da uğramaz, hastamu olduğunu bildikleri halde, ara • maz, sormaz, oldular. Çağırdığımız zaman da, pek nazla geliyorlar... Onlann dillerinden bir sey anlarmyorum. Fa • kat yüzlerinden, pek ümitsiz görüyo • rurn... Sen, bir kaç gün basımızda buhınsan, ne iyi olacak!... Sana yalvanyorum ağabey, bizi kırmazsm değil mi?. Beybabamın, gözü hep kapıda, seni anyor...» Mektup yazılalı dokuz gün olmus... Dokuz gün geçmiş!. Çocuklar, bu do kuz günü nasıl geçirdiler? Göğsümden bir hmltı koptu; gözpınarlanma kızgm şişler saplanıyor... Kapıya vuruluyor. Kim acaba? Urkek ürkek duruyorum. Marika, elinde rakı şisesile girdi: Buyurunuz Macit Bey! Size, beyaz peynir aldım, seversiniz! Osman Rakım'la Ali Fasih söylemis olacaklar. Madam Eleni'nin, nezake Ankara hapisanesinde bir cinayet SSz derfeme talimatnamesi Ankara 6 (Telefonla) Söz Derleme Birliği talimatnamesi tasdik edi Ierek bugün mer'iyete girmiştir. büsbütün yalnız kaldılar. Mektubu bîr nefeste okudum: «Ağebey, «Beybabam hasta. Ağır basta... Sana, bunu, göreceğimiz geldi, bize gel, dîye yazmıyorum. Hem çok ağır hasta.. Seni görmek îstiyor. Kaç gündenberi seni sayıklıyor... Ağabey, pek yalnız kaldık... Korkuyoruz. Bizi yalnız bı • rakma... AHah aşkına, bir iki gece için olsun gel.» «On beş gün evvel, Beybabamı, Niyazi'ye emanet ettim, sizi aramağa çık tım. Şirkete uğradım; gelmiyor! dediler. Gazetelerde çahsan bir arka • dasımz vardı. Tesadüfen onu gördüm. Sordum; bflmiyorum, çoktandır gördüğüm yok! dedi. «Beybabam tuhaflastı, ağabey. Yalnız seni, değil; bu son günlerde, bü • tün tanıdıklannı, eskiden yeniden, *evdiği sevmedi$i bütün bildiklerini, hısım akraba, eş dost, kimler varsa, hepsini gSrmek istiyor, ayn ayn soruyor... Sokak kapısi çalınacak, diye yüregim tit Ankara 6 (Telefonla) Buguq Ankara hapisaneainde mahpuslardan biri kavga neticesinde diğer bir mah • busu Sldürmüş, başka bnini de yara • lamıstir. tini, iltifatmı, uysallığnu; Marika'nm mahzun durusuna, şikâyet etmeden is görüfünü, hepsini şimdi anhyorum... ölümün, mesafe tanımıyan soğuk ve ağır eli, Madam Eleni ile Marika'yı terbiye edivermis! Hayat, ebedî olsa, insanlar, daha mütecaviz, daha küs • tah, daha saygısız, daha az insan ola • caklar. Belki de insanhkiannı bütün bS«i tün unutacaklar; insanlıklanm hiç hahr] Iıyamıyacaklar! (Mâbadi var'i CUMHURlYErin tetrihan: 9 Tipi Dindi! • »I» « Yazan: MAHMUT YESARt Ceketin sol cebinde mendflin yanında bumsmuf bir kftgıt var... Bir mektuba benziyor! Hemen açtyorum: «Ag.b«y, «Beybabam hasta...» Diderim lovnlıverdi. Şezlonga çöktum... Şimdi füim tamamlanıyor... Osman Rakım'm Madam ElenPye, nicin, beni erken kaldmnasmı tembih ettigini anhyorum! ™ Süheyl Munir, Ferit Hikmet, Marosa, Ahmet Vahit, Jülyetta, Safder, Anna, birer birer gözümün önüne geliyorlar. Süheyl Münir'in sestni duyuyorom: «Aiabcy, «Beybabam hasta... Ağir hasta...•» Peter, defterini çıkardı; herkes hetap gSrfiyor... Odanm ortasmdaki ma Cumhuriyet Nüshası 5 Kunıştur Türkiye Hariç î ç i n şeraiti Seneiik A!tı ayhk Üç aylık Bir ayhk i ç î n 1400 Kr. 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur