14 Haziran 1932 Camhuriyet SON TELGRAFLAR Elim bir ziya Şerifzade Süreyya Beyi kaybettik Iki Başvekil Paris'ten müşterek gaye ile ayrıldı^ M. Papen de Lozan'a gidiyor Parit 13 (A.A.) M. Herriot ta rafından Hariciye Nezaretinde M. Mac Donald ile Sir John Simon şeref ine ve rilen ziyafette Ingiliz diplomatlan ile Fransız Nazırlarından bir çoğu ve bazı yüksek memurlar hazır bulunmuflardır. sadile hali hazırda mevcut bütiin mesaili labırlı ve samimî bir surette tetkik ettik.a Cenevre'ye hareket Paris 13 (A.A.) M. Heriot, M. Mac Donald, Sör John Simon ve M. Paul Boncour saat 11,18 de Cenevre'ye hareket etmişlerdir. M. Von Papen Lozan'a gidiyor Paris 13 (A.A.) Berlin'den bildiriliyor: Lozan'a gidccek olan Alman he yeti ile Başvekil M. Von Papen yarm hareket edecektir. Mumaileyh müzakerat bidayetinde devlet adam ları arasmda vuku bulacak ilk temaslara iştirak erfebilmek arzusundadır. Almanya'nın dahilî siyasetinin altüst olması Büyük Britanya'da heyecan tevlit etmis olduğu gibi Ingiltere ile Fransa'nm mukareneti de Berlin'de oldukça heyecan uyandırmıştır. Paris'te Fransız'larla İngilizler arasmda cereyan eden müzakereler burada dikkatle takip edilmiş olup Lozan ve Cnevre'de Fransız larla tngiliz'leri birbirine düşürmenin kolay olamıyacağı Berlin'de anlaşılmıştır. Kısa vadeli umumî bir moratoryom ilânı imkânı mes'elesine gelince bu bidayette reddedilmiyecektir. Maamafih reddedilmemesi için bu usulün konferansın tamamen aka • mete ugramasına mâni olması ve her seyden evvel az çok yakın bir istikbalde tamirat mes'elesini kat'î bir hal suretine raptetmeğe matuf bulunması icap eder. Lozan'dan e v v e l İngilizFransız itilâfı ^»» Makdonald'in ve M. Heryo'nun nutukları Paris 13 (A.A.) Dün akşam Franssz ve tngiliz Nanrlarının birlikte bulunduklan bir akşam yemeğinden sonra M. Mac Donald gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur: « Fikirlerimizi karşılaytırdık. Lo zan müzakeratının iktisadî intizamsızlıkları tanzim için ameli neticelere vâ»ıl olması lâzımgeldiği hususunda muta bık bulunuyoruz.» Müteakiben söz alan M. Heriot ta söyle demiftir: « Mes'uliyet mevkiinde bulunan hükumet adamlarından iş ve soğukkanlılık istiyen pek müskül bir devrede bulunuyoruz. Bu fikirden mülhem olan, sulh davasına hâditn olmak arzusunda bulu • nan biz Fransız'larla İngiliz'ler bütiin kuvvetlerimizi bu gayeye tevcih ettik.» Paris 13 (A.A.) Hariciye N * zaretinde verilen öğle ziyafetinden sonra M. Mac Donald, mülikatların mevcut iimitleri teyit etmis bulunduğunu ve yakında vuku bulacak beyne]milel içtimalarda yapılacak olan müzakerelerin inkişafına faydalı bir surette hizmet edeceklerini be yan etmiştir. M. Heriot, bu sözleri teyit etmis ve şunları ilâve etmiştir: «Cihan sulhuna hizmet etmek mak Sovyet'ler Teşrifat Miidiri Umumisi Ankara'da •ınıuııımıımillllllllllllltllllllflllllillllllllllllllllinilllllllimmıımHHMn Suriye'de Yeni hâdiseler Halep meb'usları kortu • dan istif a ettiler Beyrut 12 (Hususî) Suphi Berekât'ın adamlarınm sokak ortasında güpegündüz öldürüldüğü, hii • kumet konagı civannda bombalar atıldığı malumdur. Bundan iirken ve hayatlarını tehlikede gören Halep meb'uslan istifalarmı hükumet reisine takdim etmislerdir. Meb'uslar istifanamelerinde sebep olarak roemlekette asayişsizlik bulunduğunu, halk nazarında itibar ve şereflerinin kalmadığını söyle • mektedirler. tstifa ili komiserliğe gönderil • miştir. Kar yağıyor Bursa 13 (Hu. Mu.) Uludağ'a 75 santim irti faında kesif kar yağmıştır. Yüzlerce koyunla bir karcı soğuktan ölmüştür. Tanmmış tüccarlarımizdan, Ticaret Oda sı ikinci reisi Şerifzade Sü reyya Beyin, tedavi maksadi le gittiği Nis şehrinden dö Dün buğday fiatlarında esash hiç nerken Pire'de bir tebeddül olmamıştır. vefat ettiğini Dün fstanbul'a 40 vagon buğday, teessürle haber iki vagon arpa gelmiştir. ald.k. Buğday fiatları cinsine göre 7 ile Süreyya Bey 302 senesinde Merhum Sureyva. B 7 buçuk arasında tahalüf etmektedir. Izmir'de doğmuş, lise ve âli tahsilini Borsada faaliyet pek azdır. Te ikmal ettikten sonra Istanbul'da zareddüt asarı gözükmektedir. hire ticaretine başlamıstir. On beş Umumî kanaat buğday fiatlarının senelik ticaret hayatında dürüstlü • normal hadde kalacağı merkezin • ğü, iyi kalpliliği ile mu • dedir. hitinin hürmet ve muhab • betini kazanmış, 931 senesinde ticaAlâkadarlar son buğday vaziyeti ret Odası birinci reis vekilliğine, 932 hakkmda şunları söylemektedirler. i Geçen sene ağustosundan itisenesinde ise ikinci reisliğine intihap baren satış ve istihlâki başhyan son olunmustur. Süreyya Bev ayni za manda tş Bankasile beraber (İş Limi rekoltenin o tarihten bugüne kadar tet) i kurmus, ve memleket malları mütemadiyen fiatın düşmesi yüzünden Anadolu tüccarı zarar etmişti. İlk nın ihracmı temin için çok faydalı defa geçen gün havaların iyi gitmeişler görmüştür. Kendisî son za mesi yüzünden fiatların yükselmek manda (Angine de poitrine'den) ihtimalinin görülmesi on aydır za muztarip idi; Viyana'da uzun müddet tedavi olunduktan sonra tebdili rara uğrıyan tüccarın birdenbire hava etmek üzere Nis şehrine gitmiş, bu zararı telâfi etmek imkânını meydana çıkarmıştı. Bu vaziyet karşı bir müddet orada istirahat etmişti. Şerifzade Süreyya Beyin vefatı ile sında mal sahibi Anadolu tüccarı malını İstanbul'da, yani Türkiye'de ticaret âlemimiz çok kıymetli bir buğday fiatını tayin ve takrir eden rüknünü kaybetmis bulunuyor. ticaret merkezinde mümkün olduğu kadar yüksek fiatla sattırmak için her türlü tedbire baş vurmuştur. TaBir iki gündenberi şehrimizde bu cirler bu meyanda buradaki mümeslunan Adliye Vekili Yusuf Kemal sillerine arka arkaya telgraf ve mekBey dün akşamki trenle Ankara'ya tuplarla talimat vermişler, malın hareket etmis ve Haydarpaşa'da îsmuayyen bir seviyeden aşağıya satanbul adliye erkânı tarafından teftılmamasında ısrar göstermişlerdir. yi olunmuştur. Bu yüzden buğday 9 kuruş on pa raya kadar çıkmıştır. Bundan bir ay evveC buğday fiatı beş kuruş 20 para ; di. Demek oluyor ki bir ay zarfında fiatlar yüzde 60 bir tereffü göstermiştir. Bu aylarca devam eden zaArvkara 13 (A.A.) Emir Fayrarın telâfisi için atılmak istenilen sal Hazretlerinin refakatlerinde îsadımın hayli kuvvetli olduğunun tanbul'a gelmiş olan Sovyet hüku delilidir. meti teşrifat Müdürü Umumisi M. Florenski vaki davet üzerine BaşveŞimdi hava haberleri vaziyeti yakil Paşa Hazretlerinin misafiri olatıştırmıstır. Bu vaziyet fiatlar üzerine rak Ankara'ya gelmiştir. tesir icra edecektir. Bugün 7 ve 7 kuruş yirmi para olan fiat takarrür etmiş bir fiat olarak kabul edilemez. Ankara 13 (Telefonla) Amerika Yeni gelecek hava haberleri bu fiatı Sefiri bugün Dahiliye Veküini ziyaret et yükseltebildiği gibi alçaitabilir de. etti. Buğday fiatının çıkması da, inmesi de mulıtemel.. yada alman tedbirleri anlatıyor İtalya'da hükumet buğday mes'e lesine büyük bir ehemmiyet atfetmiş ve buğday harbi ilân edilmiştir. Buğday vaziyetini ve ticaretini ıslah için bir çok tedbirler alınmış ve İtalya'da millî bir mahiyet iktisap eden buğ day ziraat ve istihsalâtı hakkında propagandalar yapılmış, halkı tenvir için konferanslar verilmiştir. Bir çok memleketlerde buğday ihracat tıcareti inhisar altına alın mıotır. İnhisar usulünü tatbik eden memleketler Bulgaristan, Yugos lavya, Estonya, tsveç ve Norveç'tir. Bulgaristan'da hükumetçe teşkil edilen bir komisyon buğdayı doğru • dan doğruya müstahsilden satın almak ve ihraç etmektedir. Bu usu lün Bulgaristan'da müsbet faideleri görülmüştür . Isviçre'de bu memlekete mahsus bir rejim ihdas edilmiştir. Burada buğday için tam manasile bir inhi • sar mevcut değildir. Devlet muay yen bir fiatla müstahsilden buğdayı mubayaa etmekte ve fakat ithalâtı serbest bırakmaktadır. Almanya'da buğdayı himaye için tedbirler ahnmıştır. Hali hazırda himayeyi temine matuf iki tedbirden biri gümrük resminin tezyidi ve diğeri de un imalinde bir kısım yerli buğday istimalinin mecburî tutul masıdır. Lehistan, Romanya ve Macaris tan'da inhisar olmamakla beraber buğday ticareti Ofisler vasıtasile tanzim edilmektedir. Avrupa haricindeki memleketlere gelince buralarda hükumetler buğday vaziyetini tanzim hususunda daha büyük müşkülâtla karsılaş mıslardır. Bu memleketlerde hükumetler mevcut istokların safrını ve zer'iyatın tahdidini istihdaf eden tedbirler aldıktan ve bu tedbirlerin maksadi temin etmediğini gördükten sonra müstahsilleri himaye siyasetini takibe başlamışlardır. Bu cümleden olarak Kanada müstahsillere 3 ni san 931 den 3 nisan 932 ye kadar 10 milyon dolar kadar bir meblâğ tevzi etmiştir. Avusturalya'da da buğday müs tahsillerine prim olarak mühim pa~ tevzi edilmiştir. Amerika'da buğday vaziyetile iş ' tigal eden ayrı bir teşkilât bulun maktadır. Fransa'da buğday mes'elesinde iki mühim tedbir ahnmıştır. Biri güm rük resminin tezyidi ve diğeri un imalinde bir kısım yerli buğday istimalinin mecburî tutulmasıdır. Fran sa kanştırılacak ecnebi buğday miktarım memleketin ihtiyacına göre değiştirmektedir.> IHEM • ^m m ^ NALJNA MIHINA * Kadıköy hali! I İhracat Ofisi buğday için bütün dün Kadıköy hâli, düşüncesizliğin muazzam bir âbid'esi halinde bomboş duruyor ve her gün biraz daha harap oluyor. Aldanmıyorsam, yalnız bir köşesinde Kadıköy itfaiyesinin oturduğu bu binayı mademki hâl gibi kullanmaktan ümit kegilmiştir. O hald'e, Kadıköyü'nde öteye berîye dağılmış olan maliye tahsil şubesi ve saire gibi ufak tefek ne kadar resmî daire varsa hepsini oraya toplayıp, hem bu koca binadan istifade etmek, hem de bu dairelerin eşhasa verd'ikleri kira ücretlerini belediyemizin tamtakır olan kasasına koy mak muvafık olmaz mı? Bu binayı yapmak için sarfedilen iki yüz bin küsur lirayı mes'ul ve müsebbiple rine tazmin ettiremedik hiç olmazsa faizini çıkarmağa çalışalım. * ** Sinek küçüktür ama... Yazacağım şey emsaline nazaran küçük ve ehemmiyetsiz ama sinirime dokunuyor. Haydarpaşa iske • lesinde biletinizi verip te parmak lıktan dışarı çıkar çıkmaz, iskelenin önündeki parke taşlarile şosenin birleştiği yerd'e iki karış murabbaı bir çukur vardır ki içi daima su dolu • dur. Kalabalıkta siz, siz değilseniz yanınızdaki arkadaşınız, yahut önünüzde, arkanızda giden yüzlerce yolcudan biri o çukura basar, ayağı burkulur, burkulmazsa çamurlu su ile sırsıklam olur. Bu çukurun yanından ve üstün • den her gün Seyrisefain'in, Anadolu ve Devlet Demiryollarının, Belediye ve Vilâ>etin bir cok rüesa ve erkânı geçer, fakat kimse şu gittikçe bü • yüyen iki karış murabbaı çukuru görmez. Ekseri yolları ve yaya kaldırımları köstebek yuvası gibi de • lik desik olan sehrimizde, benim bu iki karışlık çukuru görüşüm ve yazışım belki garibinize gidecektir ama o kadar ayak altında, o kadar çok geçilen bir yerde ki gözüme batıyor. Çukurun cesamet itibarile ehemmiyeti yok, fakat görülmeyisinin görülüp te ehemmiyet verilmeyişi nin ehemmiyeti var. Sinek küçüktür ama mide bulandırır. Bu çukur da küçük ama benim sinirime dokunuyor. İnşallah alâkadarların da gözüne ilişir ve sinirine dokunur. A d l i y e Vekili gitti •• • Amerikan sefiri 8 gün Okyanus Ortalarmda.. Tayyareci Hausner bitkin bir halde bulundu Nevyork 13 (A.A.) Yeni Jer • sey'den haziranın ücüncü günü *abahı Varşova'ya müteveccihen havalanan tayyareci Hausner, Ingiliz gaz gemisi Circeshellei tarafından sağ ve salim olarak kurtarılmıştır. Sefine süvarisinin telsizle verdiği malumata göre Hausner, cuma günü akşamı denize inmeğe rrtecbur kalmıs ve dün akşam mezkur gemi tara • fından müşahede edilinciye kadar suların cereyamna tâbi olarak sü rüklenmis gitmiştir. Tayyareci 8 gün zarfında yanınrfa bulunan sandviçlerle iaşeye ve radyotörünün suyunu kullanmağa mecbur kalmıştır. Hausner, bitkin bir vaziyette ve geçirmiş olduğu elim tecrübe hakkmda tek bir söz söyliyemiyecek haldedir. Maamafih yaralı değildir. Yavas yavaş kendine gelmektedir. Circeshellei gemisi Yeni Orlean'a gitmektedir. Karanlık tayyarenin kurtarılmasına mâni olmuştur. Fa kat cenubu şarkiye doğru suların keysen bizim millî edebiyatımıza yabancısın. Vaska Buşlaef hakkmda bir fikrin yok... Diyerek bir menkıbe anlatmağa başladı... Delikanlı: Aman dikkat, ben hareket et meliyim. Diyordu. Potugin'in gözleri dost • luk hisleriyle parlıyarak: Müsaade ediniz de sizi kucaklıyayım, öpeyim! Dedi. Litvinof onu bu kabil tezahürata az müstait zannediyordu, Meydanda bir sebep görünmediği halde samimiyet, şefkat ve muhabbet dolu bir derağus vukua geldi. Paketler toplandı... Size eşyanız için yardım edebilir miyim? Hayır, ben her şeyimi alırım, rahatsız olmayınız... Şapkasını giydi, eline bir canta aldı ve kapının eşiğinden çıkarken' Demek onu gördünüz? Mezalim haberi Bulgar dahiliye Nazırının beyanatı Sofya 13 (A.A.) Balkan mu habiri mahsusumuz bildiriyor: Bulgaristan'ın Kesareve isimli Türk köyünde Türkler'e mezalim yapıldığı ve Türk camisile mekte binin yakıldığı hakkındaki neşriyat iizerine Bulgar Dahiliye Nazırı ga zetecilere beyanatta bulunarak hâdisenin izam edildiğini, maahaza tahkikat icra ettirerek mes'ullerin ve mücrimlerin teczîye edileceğini söylemiştir. Tiran maslahatgözarı Ankara 13 Sabık Berlin Müstesari Basri Rash Bev Tiran'da maslahatgü • zar sıfatile hükumetimizi temsil ede • cektir. Buğday mes'elesi son günlerde ehemmiyet kesbetmiştir. İhracat Ofisinin Avrupa ve Amerika memle ketlerinde buğday vaziyeti ve alâ • Bulunan eşya hakikaten tayyareci kadar hükumetler tarafından alman tedbirler hakkmda hazırladığı bir Bertrama mı ait? raporu naklediyoruz: Perth 13 (A.A.) Yerliler, or manda Wydbam'ın 100 mil kadar Avrupa'da ve Amerika'da her şimali garbisinde cenuba doğru githükumet buğday mes'elesi ile ya mekte olan iki beyaz insanın izine kından alâkadar olmuş ve hükumettesadüf etmiş olduklarını söyle Terin buğday vaziyetini tanzim hu miştir. susunda muhtelif tedbirlere müra • Bu izin tayyareci Hans Bertram caat etmislerdir. Buğday mes'elesi ile arkadaşı Chautmann'ın izi ol • âdeta beynelmilel bir şekil almıstır. ması zannediliyor. Bunlard'an 14 26 mart 931 tarihinde Roma'da beymayıstanberi malumat alınmamış nelmilel ihzarî bir buğday konferansı içtimaa davet edilmiştir. Konfe idi. rans buğday vaziyetini tetkik etmiş, Yerliler, misyonerlerden rahip fakat müzakerat kat'î bir neticeye Cuberc'e bir mühür ile bir mendil vasıl olmamıştır. vermişlerdir. Mendilde H. B. markası vardır. Gene yerlilerin rahibe Fusya'da hükumet buğday istih vermiş oldukları sigara tabakası salât ve ticaretini tamamen kontrol üzerinde hakkedümiş bir takım aletmektedir. manca kelimeler vardır. Bu misyoner, almanca bilmedi • ğinden bu yazıların ne demek ol • Memleketimizle İsviçre hükumeti araduğunu söyliyemiyeceğini beyan etsında Ankara'da sktedilen ticaret muamiştir. hedesi 22 nisan 932 musaddak nüshaMumaileyh, kendisine verilmiş olarla teati edilmis ve muahede 10 ma • lan diğer eşya ile beraber bu sigara yıs 932 den itibaren mevkii mer'iyete kutusunu da Wyndham'e göndermiş girmistir. ve ayni zamanda yerliler tarafından Muahedenin ihracat tacirleriraizi alâverilen malumatı muhtevi bir de kadar eden noktalan hakkmda kendi • mektup irsal eylemiştir. lerine haricî ticaret ofisi tarafından icap Millî Müdafaa Nazırı, garbî eden malumat verilecektir. Avusturalya hava kumpanyasınm rahip Cuberc tarafından verilen malumata istinaden taharriyat icra etDün Borsada 47 kurus yirmi paramesi için mezuniyet vermiştir. dan 20 balye tiftik sablmıştır. fine tâbi olarak giden tayyarenin kurtarılması için vapurdan o civardan geçen gemilere telsizle rica edilmiştir. ihracat Ofisinin raporu Fazlı Bey gitti Buğday lâyihatı Ziraat Vekili bir gazeteciye, vekâletin hazırladığı buğday lâyihasını Heyeti Vekileye verdiğini söylemiş tir. Lâyihanın esası, buğday fiatlarının çiftçi aleyhine tecelli ettnemesi için Ziraat Bankasına mubayaa salâhiyeti verilmesine dairdir. Bu suretle spekülâsyona mani olunacaktır. isviçre Türkiye Bulgar millî bankası ticaret erbabı • na yaptığı mükerrer tebliğlerde bu sene yapılacak ithalâtın geçen senekinden çok az olması lâzımgeldiğini ve bu sene gecen sene verilen dövizin ancak yarısı verilebileceğini bildirmistir. Bulgar ithalâtı Fransa ithalâtı azaltıyor Fransa hükumeti ahiren Fötr şapka ve kundra ithalini kontenjana tâbi tutmustur. Bu tedbirden en ziyade müteessir olan Çekoslovakya hükumeti Fransa hükumeti nezdinde protestoda bu lunmustur. . Fazlı Beyin teşyiinden bir intıba Sabık Vali muavini Fazlı Bey yeni varifesine başlamak üzere dün şehrimizden ayrılmış ve İstasyonda Vali muavini Ali Rıza Beyle mülkiye müfettişleri, Vilâyet rüesası, ahbapları ve sair zevat tarafından hararetli bir surette teşyi edilmiştir. Fazlı Bey Ankara'dan Diyaribekir'e gidecektir. • Tiftik piyasası izmir'de zelzele oldu 1 »•• I îzmir 13 (A.A.) Bugün saat 630 da, sehrimizde oldukça şiddetli bir zelzele olmuştur. Hasarat yoktur. mamen sakin ve hatta şen olduğunu hayretlerle gördüm. Benim bu hiısimi şüphesiz sezen kocası: Bunda şaşacak ne var, karım şimdi kemik kesildi... dedi. Litvinof ta böylece kemik kesil mişti. Seyahatin ilk saatlerinde tıpki o köylü kadın gibi sakindi. Büyük bir yeis ve fütura düşmüş, tamamen bitmis bulunduğu halde gene tenef » füs ediyordu. Son haftanın bütün heyecanlarından.. bütün ıztırapların dan.. baçma birbiri arkasından inmiş olan bütün o mühlik zarbelerden sonra hâlâ teneffüs ediyordu. Halbuki darbalar ne kadar kuvvetle sarsıcı, yıkıcı idiseler, o da bu fırtınalara o kadar az mütehammil bir fıtratta idi. Artık hiç bir seye güvenmiyor, dayanmıyor, hiç bir şeyi hatırlamak istemiyordu; bir yere gitmek lâzımdı; Rusya'ya gidiyovdu! En küçük bir proje yapabilmekten te kalmıştı (Mabadi Var) CUMHURIYET'in DUMAN ^ 67 Muharnri Mutercımi /. Turgeniyef Havdar Rıfat Bugün hareket ettiğimi nasıl biliyorsunuz? Diye sordu... Potugin dikkatle yere bakıyordu: Görüyorsunuz ki, biliyorum. Son mülâkatımız pek acayip bir istikamet aldı. Size samimî muhabbet • lerimi söylemeden yakanızı bırak mak istemedim... Beni şimdi mi seviyorsunuz? Hareketim sırasında? Potugin, delikanlmın yüzüne ha • zin hazin baktı. Büyük bir mikyasta içbıi çekerek: Litvinof, Lîtvinof, aramızda artık mcelikler, perde arkası oyunları lâzım değil. Bana öyle geliyor ki, Diye sordu... ; Evet gördüm... ı Ne halde? Potugin birden cevap veremedi... Dün sizi bekliyordu, bugün de bekliyecek. Hayır, söylersiniz, faydasız! Elveda, elveda! Litvinof merdivenlerden çabuk çabuk indi. Bir arabaya atlıyarak trene yetişti. Yolda, hayatının mühim bir parçasını bıraktığı şehre dönüp bir kere bakmamıştı. Kendisini yakalayıp sürüyen büyük bir dalgaya teslim olmuş gibiydi ve ondan kur tulmak için en hafif bir harekette bile bulunmamağa azmetmiş gibiydi. Vagonda idi... ancak tutabilen bir şapka, rıhtım ü yordu... O, bu tereddüt anında iken zerinde duruyor, yarı açık gözlerle son düdük ile beraber tren sallandı, bakıyordu ve: sarsıldı... Dön, çık, dön, işte seni ara • Litvinof oturduğu yerde arkası üsmağa geldim! Demek istiyor ve neler neler vadet tü düştü; kadın meydanda bir ka napeye yığıldı. Orada tesadüfen domiyordu... Kadının kendisi mıhlan mış gibi kımıldamıyordu, söz söyle laşan, açıkta bir diplomatın fevkalâde meye takatı yoktu, bütün mevcudiyeti hayret nazarları kadının üzerine dikilmişti... af ve lutuf istida ediyordu... Kadına çok alâka gösterdi. Bayıl Litvinof yumuşamamak, inip kendini, onun kolları arasına atarak kal mış gibi bir halde gördüğünden sinir buhranına hükmetti. Yardım etmek maktan korumak için çok zahmet çekti; fakat delikanlmın teslim oldu istedi. Daha ilk kelimeyi sarfederken ğu halâskâr dalganın kuvvet ve ınek onun silkinip kalktığını, kendisine uneti galebe çaldı; vagonda yanındaki zatılan kolu reddederek sokaea fır ladığını ve sonbaharın ilk günle boş yeri gösterdi... rinde Baden'de o kadar «ık olan bcKadın bunun ne demek olduğunu yaz sisler arasmda silinip kaybol Arkasından, pencereden bir ses anlıyamaz değildi. Anladı. Henüz va duğunu gördü... yalvararak: kit te vardı. Bir adım, bir hareket bu Litvinof! iki hayatı birleştirecek... bunlara bam 25 Dedi. Delikanlı titredi, bu müm • başka bir ufuk, bir mecra tayin edekün müdür? tren! Hakikat o! Oda cek... bu iki vücut birleşmiş ve meçhul Bir gün pek sevgili biricik evlâdı hizmetçisinin şalına sarılmış, ba âlemlere doğru atılmış olacaktı... ölmüs olan köylü bir kadmın kulübe^ şında saçının çözülmüş büklümlerini Halbuki işte kadın tereddüt edi • sine girmiş bulundum. Kadının ta •