3 Haziran 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran 1932 "Cumhuriyet SON TELGRAFLAR Alman fırkaları yeni kabineyi istemiyorlar Von Pepen kabinesi son şeklini aldı Reichstag meclisi feshediliyor Berlin 2 (A.A.) M. Von Papen, asağıdaki zevatın nezaretîere tayinine dair olan icararnameleri Reisicumhurun imzasına arzetmiştir: Dahiliye Nazırı Baron Von Gayl, Millî Miidafaa Nazırı Jeneral Von Schleicher, İktisat Nazırı M. Warmbold, Ziraat Nazırı ve Şark eyaletleri âli komiseri Baron Von Braun, Miinakalât ve P. T. T. Nazırı M. Von Rub«nah, diğer nazırlar, bugiin tayin edilecektir. Af. Von Papen'in müzakereleri Berlin 2 (A.A.) M. Von Papen, kabinesinde münhal bulunan nezaret lerin tevcihi için müzakerelerine bu sabah devam etmiştir. Yeni nazırlarm tayinlerine dair olan emirnameler, bugiin öğleden sonra Maresal Hindenburg tarafından imza edilecektir. M. Neurath, Hariciye Nezareti makamını resmen kabul etmiştir. Yeni nazırlar, meşrutiyet teamülü mucibince bugiin saat 17,30 da Reisicumhura yemin edeceklerdir. Yeni kabinenin iik celsesinin saat 18 de in'ikadı tahmin edilmektedir. Berlin 2 /A.A.) M. Von Neurath, bu sabah Berlin'e vasıl olmuş ve derhai yeni Başvekil M. Von Papen'in nez dine azimet eylemiştir. Berlin 2 (A.A.) Reichstag meclisinin pek yakında feshedilmesi mu • hakkaktır. Merkez ve ahali fırkası tarafından yeni Von Papen hükumetine karsı gösterilen hasmane hissiyat ve hareket kabine ile meclis arasında bir iştiraki mesai imkânını selbeylemek tedir. Gazi Hz. Temmuz iptidasında Istanbul'a geüyorlar Ankara 2 (Telefonla) Gazi Hz. nin temmuz iptidalarında Istanbul'u tesrif edecekleri tahmin olunmaktadır. Reisicumhur Hz. yeni yaoılan Riyaseticumhur saravında ikamet buyurmağa baslami1'' M. Venizelos, dostîuğımıı ısrarla teyit ediyor Sabık Yunan Başvekili bu yaz, Yalova'ya, Ismet Pş. ya misafir gelecek ( Birinci sahıfeden •nabail > İHEM NAL1NA MIHINA Hayatı ucuzlatmak için I Heryo kaomesı Yeni hükumet teşkil edilmek üzere... Taris 2 (A.A.) Meb'usan meclisi, riyaset divan> heyetinin kat'i intihabına tevessül etmek için cuma günü saat 14,30 da toplanacaktır. Ayni gün öğleden sonra da âyan ve meb'usan reislerinin intihap edilmeleri ihtimali vardır. Bu suretle reisicumhur, cuma günü akşamından itibaren müşaverelerine başlıyabilecek ve hükumetin teşkili vazifesini M. Herriot'ya tevdi eyliyebile cektir. Cumartesi günü, teşekkül edebilecek olan hükumet, en geç olarak salı günü medisler huzuruna çıkabilecektir. Reichstag meclisinin feshi Japon Başvekili Teminat veriyor Rusya'ya karşı hiç bir maksatları yokmuş! Tokyo 2 (A.A.) Başvekil M. Saito Ruiter ajansı muhabirine sureti mahsusada yaptığı beyanatta Japonya ile Rusya arasındaki tniinasebetlerde ehemmiyetli bir gerginlik mevcut olduğuna dair »ayi olan haberleri kuvvetle tekzip etmiş, Sovyetler Birliği hükumetinin Ak «ayişark'ta askeri kıtaat tahşidatma fasıla vermek suretile Japonya hakkında daha büyük bir itimat e»eri göstermeği imkân dairetinde gö» tereceğini pek ziyade ürait ettiğini beyan eylemişve Aksayişark'ta Ruslar'ın yaptıgı tahşidatın hiç bir asıl ye esasa miistenit olmıyan şayiaların ilk sebebi mahiyetinde görüldü > : günü »özlerine ilâve etmiştir. M. Saito, Rusya ile Japonya ara ' sınd'a bir ademi tecavüz misakı akdinin Kellog raisakını za'fa uğra tacağı ve «çok defa muaheze edilen hususî samimiyetler» tesisine mua dil olacağı kanaatini izhar ederek Sovyetler Birliğinin Şarkî Çin de miryollarında haiz olduğu menfaatin Japonya'nın Mançuri'deki menfaatlerine mugayir olduğu suretinde tefsir ve telâkki edilmediğini temitı etmiş ve Mançuri'de açık kapı siyasetmin milliyet düşüncelerinden âzade olarak bütün menfaatlere ria • yet gösterilmesine lüzum ha«ıl ettiğini beyan eylemiştir. M. Saito diğer milletlerin Şarkî Çin demiryoliarında sahip olduk ları menfaatlerden her hangi birine Japonya'nın malik olmaması arzu edilecek bir şey olmadığmı kaydetmistir. M. Saito Japonya ile Mançuri arasınd'a her hangi bir gümrük birliği yahut iktisadî bir fedrasyon vücude getirilmesi mes'elesinin derpiş edilmediğini ve Mançuri'nin yeni istiklâl rejiminin bu yeni hükumetin kendi vaziyeti ile yaşıyabilmek kudre tine bağlı bulunduğunu ve Japon • ya'nın Mançuri makamatı tarafın dan takip edilen siyaseti gayrika nunî bir surette murakabe etmeği hiç bir veçhile arzu eylemediğini söylemiştir. Amerika Lozan'a Gelmiyor! Cihan iktisat konferansî toplanacak mı ? Londra 2 (A.A.) Muhalif amele fırkası namına istizahta bulunan M. Lansbury'e cevaben Hariciye Nazırı Sir John Simon, iktisat konferansî hakkında şu beyanatta bulunmuştur: « Son zamanlarda zahirelerle iptidaî maddeler fiatlarının Sstikrarını temin edecek usulleri tetkike memur bir iktisat konferaisının içtimaa daveti hakkında tngiltere ile Amerika arasında noktai nazar teatisi yapılmıştır.» Fantız meclisinde Paris 2 (A.A.) Meb'usan ve âyan meclisleri, dün mutat merasimle ilk celselerini aktetmişlerdir. Bir çok müstafi nazırlar, meb'uslara mahsus sıraları işgal etmişlerdi. Radikal sosyalistler, M. Herriot'u uzun uzadıya alkışlamıslardır. Müteveffa Reisicumhur Doumer'in hatırası tebcil olunduktan sonra celse, matem alâmeti olmak üzere saat 15,15 te tatil edilmiştir. Zonguldak'ta bir kavası öldürüp 40,000 iira aldılar Zonguldak 1 Ereğli şîrketinin Gelik ocağında ameleye tevzi edilmek üzere 40 bin lira götürmekte olan iki kavas meçhul şahısların pu • susuna düşmüş ve atılan kurşurlırdan birisi vurulup ölmüştür. Diğ»r kavas kaçarak kurtulmuştur. Para mütecavizlerin eline geçmiştir. Ş:d • detli takibat yapılmaktadır. Londra borsası Londra 2 (A.A.) Amerika'nm cihan iktisat konferansına iştiraki kabul etmesi dolayısile dün esham borsası sağlam olmuştur. Nevyork 2 (A.A.) Âyan meclisinin mukarreratı ve beynelmilel iktisat konferansına karşı gösterilen hüsnü niyet, daha açılışta Nevyork piyasası üzerinde tesirini göstermiştir. Vaşington 2 (A.A.) Cemahiri Müttehide hükumeti, Sir John Si • mon'un telkinatına rağmen Lausanne konferansına iştirak etmemeğe mutlak surette karar vermiştir. Polis müdüriyetinde bir tayin Ankara 2 (Telefonla) İstanbul Polis müdiriyeti birinci şube müdür muavinliğine şube başmemuriarın dan Sadullah Bey tayin olunmuştur. Bütçe encümeni Bütçeyi ikmal ediyor Ankara 2 (Telefonla) Bütçe encümeni 932 bütçesinin müzakeresine devam etmektedir. Encümen bütün bütçeler üzerinde işlemiş vaziyettedir. Encümenin bütçeyi ge lecek hafta heyeti umumiyeye sevketmesi muhtemeldir. Bütçe tah minen 167 milyon lira olacaktır. 6 milyon çuval Kahve imha edildi Rio de Janeîro 2 (A.A.) Hükumetin stok teraküm ettirmenin mahzurlanna mâni olmak için 6,565,641 çuval kahveyi tahrip etmiş olduğu haber verilmekted'ir. riciye Nazırı ve esbak Başvekil Mi • r halakopulos takip etti, ve çok gecmeden ikseleye gelen bir otomobilden M. Venizelos'un dahi çıktığını gör dük. Geçen defa buradan geçerken rahatsız olan ve Başvekilimiz tara fından evinde ziyaret olunan M. Venizelos üç beş gün zarfında iyiieşmis ve İsmet Paşayı vapurda ziyarete şi , tap etmişti. ' Yeni Yunan Başvekilinin o gün öğle için tertip etmiş olduğu ziyafeti ' kabul etmekten başka çare bulun madı, ve geminin hareket vakti ona göre tanzim olunarak şehre gidildi. Ziyafet Grand Britanya otclinin büyük salonunda hazırlanmıstı, ve sarnimî dostlar arasında pek şen ve şatır geçti. Yunanistan bütün halkı ve her çeşit hükumetlerinin bütün er kânile Türk dostluğunda olanca hararet ve ciddiyetile devam ediyordu. Ziyafetten sonra hemen hareket etmek mecburiyetinde olduğumuz için hiç vakit kaybetmeksizin sofrada yakın komşum olan M. Venizelos'un hemen koluna girdim, ve bana Yunan vaziyeti hakkında biraz malumat vermesini rica ettim. Gördüğünüz veçhile, dedi, yeni hükumet teşekkül etti, ve tamamen bizim müzaheretlerimize istinat ederek. Papanastasiu'nun şahsiyetini tanırsınız. Türk dostluğunda benim kadar sam mî bir adamdır. Zaten Yunanistan'da bu siyasete muarız a dam aramak beyhudedir. Ben bu siyasetle bütün hayatımın en iyi si • yasetini yapmış olduğuma kaniim. Size bu cihetleri bir iki sene evvel Berlin'de görüstüğümüzde ve geçen sene burada olanca vuzuh ve sarahatile isbata çalışmıştım. Evet, dedim, geçen sene hatta bu siyatetin cihan tarihinde diğer devletlerce ve büyük devletlerce bile misal ittihaz oiunacak bir siyaset olabileceğini heyecanla anlatıyordunuz. Hâlâ, dedi, hâlâ o kanaatte • yim. Dünyanın ahvali gittikçe içinden çıkılmaz kargaşalıklara doğru sürükleniyer, ve bizim tuttuğumuz itilâf yolunun isabeti gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Ekselâns, dedim, sizin son buhran da dünya buhranile alâkadar, yani malî ve iktisadî mes'elelerden mütevellit bir manzara arzediyor. Her halde komşu ve dost memleketin bu müşkülâtı bizleri müteessir etmekten bittabi hali kalmaz. Hatta bu hal doğrudan doğruya kendi menfaatlerimiz itibarile de böyledir. Çünkii sizin iktisadî zorluğunuz fazla olduğu nisbette size satmakta olduğumuz eşyanın ihracı da zorlaşabilir de onun için. Hissiyatınıza teşekkür ederim. Ve ilâve etti: Hassaten Yunus Nadi Beye ve onun Cumhuriyetine gerek şahsan ben ve gerek diğer vatandaşlanm hep müteşekkiriz. Bize taalluk ede biiecek mes'elelerde daima kıymetli hakikî dostluk göstermek için haydi hazır bulunuyorsunuz. Ekselâns, dedim, bu hissiyat yalnız benim hissiyatım değildir. Onda Türk millet ve hükumetinin de benimle müşarik ve hatta bana mukaddem olduğundan emin olabilir siniz. O hususlarda dahi zerre kadar şiiphemiz yoktur. Geçirdiğimiz müskülâta gelince, bu her memîeketin geçirmekte olduğu müşkülâttır. Bizde fazla olarak matbuat hürriyetinin eşhasa taarruzda tuğyan seklini alan taamızları da işe karışarak buhranı vahimleştirdi. Ben bu şerait içinde yeni bir matbuat kanunu projesi hazırlamiftım. Bu proje şiddetli bir mukavemete maruz kaldı. Ben de hiç olmazsa yeni intihaplar neticelemeli idim. O kadar saf ve bakir bir ruh huzurunda sahtekâr rolü mü oynamalıydım? Yahut farzedermiydin ki....? Bir şey farzettiğim yok. İtiraf edeyim ki onu pek az düşünmüsüm. İki kişiyi birden düşünmek sırrını bilmem. Yani? O saf ve bakir ruh gidiyor ınu? Onu bilmem. Ben kendisini gene görmeğe mecburum. Fakat dur maz .. Allah selâmetler versin. . Hayır, kalmaz. Zaten benim del onu düşündüğüm yok. Benim düşün i düğüm senin bana verdiğin sözdür, senin bana karşı taahhüdündür. Kadın gözünün ucile bakarak: Nankör! Daha memnun değil misin? Hayır, memnun değil im. Sen beni anlarsın. Yani ben... Evet, anhyorsun. Bana ne de sine kadar hükumet başında kalmakta mazur oldueumu söyliyerek çekildim. Doğrusunu itterseniz son senelerde çokca da yorulmustum, fırsattan istifade ederek bir müddet pek muhtaç oldu ğum istirahat halinde bulunmak ta doğrusu isime uek iyi gelmistir. Biz buradan geçerken diğer fırkalarm meciisi feshettirmek istedik leri göülüvordu. Övle idi ama, o yol asla muvafık değildi. Başlıca şunun için ki bütün fırkalar benim Lozan konferansında Yunanislan'ı temsi' etmekliğimi istiyovlardı. Ben Lozan'da iken sizin burada intihap yaptırmanız nasıl olur, dedim. öyle ya, ben yok ik^n herkesin kendi hesapla rına alabildiğine faaliyette bulunmalan benim icin ve fırkam için hem mühim bir noksan, lıem büyük bir haksızlık teskil ederdi. Nihayet benim bu noktai nazanm ga'ebe ederek intihabat vakti merhunu olan eylul nihayetlerine bırakıldı. Şimdi demek Lozan'a gidecek siniz. Evet *vvelâ Lozan'a gideceğim. Bir ay o. Bir av da bir su şehrinde istirahat ve tedavi. Sonra da bir hafta Istanbul'da Yalova'da İsmet Pasaya misaferet. Ondan sonra buraya peleceğim, ve intihabat, ki takriben eylul sonlan demektir. Ne. programda îstanbul'da mı var, hem de Yalova ha! Venizelos bütün tatlı tebessümlerini alabildiğine nesrederek: Evet, dedi, îsmet Pasaya bu yaz bir haftalık misaferet vadettim. Kendisile büyük dcstluk isini kurduğumuz bu aziz ve muhterem arkadaşunın nezdinde bir hafta gecirmek benim için büyük bir saadet olacaktır. Evet, yazın Avrupa dönüsü. galiba Bükreş üzerinden ve galiba Köstence tarikile Istanbul'a geleceğim ve Yalova'da İsmet Pasanm yamndcı cok kıymetli aziz bir hafta geçireceğim. Mosyö Venizelos'la tekrar tstanbul'da görüsmek üzere vedalaştık. Arabalar hazırdı. Atladık ve vaoura yetiserek İttanbul'a yollandık. YUNUS NADİ Hayat, umumi harpte pahalandı, sonra, bir daha ucuzlaraadı. Gerçi, harp içinde ve harpten sonra çıktığı yüksek paye de kalmadı, tenezzülen biraz indi ama, gene çok pahalı olmakta devam etti. İtiraf etmek lâ • zım gelir ki bizim memlekette hayatı ucuzlatmak iiçn şimdiye kadar, müsbet olarak hiç bir şey yapılmamış, hatta, şüphesiz ki bilmiyerek aksi bile yapılmıştır. Şimdi teşek kürle görüyoruz ki, hayatı ucuzlatmağa doğru bir hareket başlamıştır. istanbul Liman Şirketi Müdürü Hamdi Bey arkadaşımız, yanılmı yorsam İstanbul'un ilk kooperatifini teşkil etti. Allah zeval vermesin iktisat ülemasına nazaran, hayatı ucuzlatmak için en iyi çare kooperatif teşkilâtı imiş. Muhterem kariler, zannetmeyin ki arkadaşım ve dostum olduğu için bu vesileden istifade ederek Ahmet Hamdi Bey hak kında methiyeler, kasideler yaza cağım. Benim fikrimce bir kooperatif yapmaktan ziyade bunu muvaf fakiyetle yaşatmak marifettir. Hamdi Beyin eseri yaşadığı veya yaşıyacağını isbat ettiği takdirdedir ki onun müessisini bol bol methede • rim. Maamafih, İstanbul'un ilk kooperatifini açmağa muvaffak olduğu için, Hamdi Beyi, alelhesap biraz tebrik etmezsem haksızlık etmiş olurum. Bir çiçekle yaz olmaz dedikleri gibi bir kooperatifle de hayat ucuzlamaz. Fakat görüyorum ki Hamdi Beyin faaliyeti, belediyemize de örnek olmuş, onlar da bir kooperatif açmak istiyorlar. Darısı, bizim matbuat cemiyetinin başına... Gazete ciler kooperatifinde gazeteleri de piyasadan ucuz, meselâ dört ku ruşa satmak suretile halka bir iyilik etmek kabil olduğu gibi, rahmeti rahmana intikal eden arkadaşlar için ehven fiatla hazır çelenkler de bulundurulabilir. Şaka bertaraf, bir iki gün evvel, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyin hayatı ucuzlatmak hususundaki tamiminin suretini gazetelerde okuduğum zaman, artık bu sahada d* ciddî teşebbüsatta bulunulacağınm kani oldum. ÇUnkü eski mektep arkadaşım olan Şükrü Kay« Beyin yapamıyacağı işlere el uzatmadığım bilirim. Bu itibarla hükumetin, hayat: ucuzlatmak için her tedbire baş vuracağını istidlâl ediyorum. Esasen yeni vergilerin halkın omuzlarına yüklettiği yükü azaltmak hükumetin vazifesidi. Bunu da ancak hayatı ucuzlatmak suretile yapabilirdi. Ayni malın tstanbul'un muhtelif semtlerinde bazan yüzde yüzü geçen farklarla satılmakta olması gibi gayritabiiliklerin önüne geçmek bile hayatı bir miktar ucuzatabilir. Kooperatifler teşkili ve diğer bazı makul tedbirler ittihazı sayesinde, hiç şüphe yok ki hayat, en az, yenî vergilerin halka tahmil ettiği yüke muadil bir derecede ucuzlıyabilir. Mali ve iktisadî buhrana mukavemet ede bilmek ve bu mücadeleden muzaffer çıkmak için, halkın maddî ve ma nevî kuvvetlerini, tahammül kabi • liyetini artırmak, en mühim iştir. Dahiliye Vekilimizin hayatın ucuzlatılmasını istiyen tamimini, bu işin mukaddemesi addederek seviniyor, bu sahada ciddî ve muvaffakiyetü bir faaliyet bekliyoruz. İsmet Paşanın beyanatı (Birinci sohi1trf" r •mn'bait's / talya'nm çok kıymetli Hariciye Nazırı Grandi Hz. le görüşüp anlaş mak için fırsat bulmustur. İtalya ile emniyet ve samimiyete müstenit ciddî bir dostluk siyasetinden memleketlerimiz müstefit ol muştur ve olacaktır. Beynelmilel sulh mefkuresinin bu siyaset saye sinde istifadesi ise asikârdır.» Atina temasları Başvekil Hz. avdetlerinde Yu • nanistan'dan geçerken Yunan rica 1 ile vaki temaslarına nakli kelâm buyurarak demislerdir ki: iSeyahatim esnasında, giderken ve gelirken, dost Yunanistan'ın sa • hiline uğramamız tabiî idi, ve iyi oldu. Giderken M. Venizelos ve M. Mihalakopulos ile ve gelirken yeni Başvekil M. Papanastasiu ve arkadaşı M. Bakalbaşı ile görüşmek ile bahtiyar oldum. Yunanistan'ın kıymetli devlet adamlrı ile temasları • mız iki memleket arasındaki derin dostluğun sağlamlığını görmek ve göstermek için her iki tarafa iyi bir vesile teşkil etmiştir.Î> Bombay'da kargaşalıklar Bombay 2 (A.A.) Cumartesi günü zuhur eden kargaşalıklar esnasında 13 kişi ölmüş ve 170 kişi varalanmıştır. Maamafih her tarafta vaziyet salâh bulmustur. Valii umumi, vaziyeti tetkik et • mek için âcilen Bombay'a avdet et miştir. Mumaileyh, bu kargaşalıkların arkasmda fena maksatlar besliyen bir takım teşkilit mevcut olduğuna ve bu teşkilâtların iğtişaş unsurlarına para tevzi etmekte bulunduğuna kail olduğunu söylemiştir. Mecusiler, hükumetten umumî bir siyasi beyanname istemekte devam ve ısrar etmektedirler. Bombay 2 (A.A.) Dün gece bir şahıs, otomobiline binmek üzere olan Sir Thakurdas'a taarruz etmiştir. Sebebini sormadt mı? Başka bir kadını sevdiğimi ve kendisiyle ayrılmamız lâzım geldiğini saklamadım. Peki razı oldu mu? Ah, İren! Ne pırlanta kız! Ne derece ferağat sahibi, ve ne derece necip! İnanırım, inanırım. Fakat başka da ne yapabilirdi? Hayatını berbat eden, kendisini aldatan, bilâmerhamet ortada bırakan bir adama karşı tek bir tektir, tek bir acı kelime kullanmadı. Kadın dikkatle tırnaklannı mua yene ediyordu. Seni seviyor muydu? Eevet seviyordu. Kadın sustu, esvabını düzelttı. itiraf edeyim ki, onunla izah ve istizaha girşmeyi iltizam etmeği anlamıyorum. Naaıl? Neden? Yalan mı s ö y Meclis icra lâyihasını Dün de mıiyakere ettî Ankara (Telefonla) Meclis saat 2 de toplandı. îcra ve iflâs lâyihasının müzakeresinc devam etti. Meclis cumartesi günü tekrar toplanacaktır. Kibrit Şirketi ile uyuşuluyor Ankara 2 (Telefonla) Kibrit Şirketi murahhasları ile Maliye arasında cereyan eden müzakere müsbet şekilde neticelenmek üzeredir. Şirket hükumete vereceği parayı kasasındaki hazine bonolarımızla b'diyecektir. kaside tutturdu. Delikanh kalabalık arasından silindi. tki saat sonra lren delikaniıya: Söyle yavrum, nen var? Hazır yalnızken çabuk söyle.. Diyor, delikanlı cevap veriyordu: Bir şeyim yok, bahtiyarım. Kadın gözlerini indirdi, gülüm sedi. içini çekti. Bu cevap değil! Dedi. Delikanlı daldı. öyle ise bil, mademki mutlak öğrenmek istiyorsun... Kadının gözleri büyüdü, vücudü hafif surette geriledi bil ki bugün nişanlıma her şeyi söyledim. Nasıl? Her şeyi mi? Benim ismimi de verdin mi? Delikanlı silkindi: Böyle bir şeyi nasıl hatırından geçirebilirisin ? Ben... Affet, affet. Peki, ne söyledin? Kendisini artık sevmediğimi söyledim. Siiat Beyin Paris Sefareti Sabık Roma sefiri Süat Beyi nParis sefaretine tavini Paris gazeteleri tarafından memnuniyetle mütal^a edilmektedir. Fransa'ya karşı te veccühkâr olan sabık sefir Mürir Be yin Londra'ya tahvili de teessilrle karşılanmıştır. diğini, ne yazdığını hatırla. Ben senin üzerinde bir baskasile ortaklık kabul edecek adam değilim. Ben, her şeylerden sonra merhamete lâyık bir rol oynamağa rıza gösterebilecek bir adam değilim. Ben senin ayaklarının altına yalnız kendi hayatımı değil, baska bir masumun da hayatını atmış bulunuyorum. Her şey den ferağat ettim. Her şeyimi feda ettim. Hiç bir esef duymadan, ricat kabul etmiyecek surette feda ettim. Fakat bilmukabele kat'iyyen o ka naatteyim ki, sen de taahhüdünü tutacaksın, hayatın benim hayatıma raptolunacaktır... Yani seninle kaçmamı mı is tiyorsun? Hazırım! Delikanlı kendini kaybetmişçesine kadının ellerine atıldı Hazırım, sözüm sözdür: dönmem. Fakat maniaları düşündün mü? Çareler buldun mu? Ben henüz hiç bir şey düşün müş değilim: bir hazırlamış değilim. Fakat senin bir işaretin, bir kelimen Fas'ta müthiş Bir infilâk oldu Fas 2 (A.A.) Taza cîvarında Cheddıt'te Fas Oudja demiryolunu inşa eden şhkete ait bir barut deposu infilâk etmiş ve yerlilerden 5 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Yaralanan diğer 10 kişiden beşî Avrupa'lıdır. kâfi. Emrin tarihinden itibaren bir ay içinde her şey yoluna girmiş, bitmiş olur. Bir ay mı? Fakat biz on beş güh. sonra İtalya'ya gidiyoruz. Bana on beş gün de elverir. İren! Teklifimi soğuk bir surette karşılıyorsun. Bu, sana belki bir hayat gibi geliyor. Fakat ben artık o saf ço* cuk değilim ve hulyalarla yaşamağı adet edinmedim. Böyle bir adımın ne hatalı olduğunu takdir ediyorum. Üzerime aldığım mes'uliyetin aza metini müdrikim: fakat başka çıkaf yol yoktur. Düşün ki, mazi ile ne kadar rabıtam varsa bilâistisna hepsini kırmak mecburiyetindeyim, ta ki sana eli ayağı bağlı bir kurban halinde teslim ettiğim şu genç kızm nazarında olsun bir de yalancı mev • kiine düsmiyeyim. Kadın kalktı, gözlerinde alevlerl* mukabele etti: Mabadi var, f Dahiliye vekili seyehate çıkıyor Ankara 2 Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey yakında Anadolu'da bir tetkik seyahatine çıkacaktır. CUMHURtYET'in tefrikası: 58 DUMAN Muharrlri Mütercimi /. Turgeniyef Haydar Rifat Kadın delikanlınm simasmdaki garip manayı okuyuvermiş olacak • tı. Hemen Kara Orman ismindeki saat mağazasının öniinde durdu, bir baş isaretile delikanlıyı çağırdı. Uzerine bir Kuku kuşu oturtulmuş bir saatin renkli minesini gösterdi ve sesini hiç rfeğiştirmiyerek guya saate dair başlanmış bir mükâlemeyi ikmal ediyormuş gibi: Bir saat sonra geliniz, yalnızım. Dedi. Ayni dakikada yanlarında Verdie peyda olmuş ve esvabının sararmış yaprak renginin ne kadar çairane olduğundan... kaşlarma kadar düşen şapkasının vecdHi istiğrak verecek zarafetinden baslıyarak bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: