S 2iKânunusani Camhuriyei SON TELGRAFLAD Amerika'mn ümidi yok! (Tahdidi teslihat konferansı esaslı bir iş görmiyecek)) diyorlar Vasington 20 (A.A.) Tahdidi teslihat konferann Amerikan heyeti reisi M. Stimson, Amerika'nın bu konfe • ransa atfetmekte olduğu ehemmiyetin bu konferansta baslıca bir rol oynamak niyetînde bulunduğuna delil olmadığını aöylemistir. M. Stimson, azimet îçin bir tarih tesbit etmemiş olup bunon için konferansın en ziyade alâka uyandıracağı zamanı intihap etmek istemektedir. Hakikatte müzakeratı idare vanfesi M. Gibson'a terettüp edecektir. Hariciye Nezareti, konferansm müsbet neticeler elde etmesine mâni olacak fevkalâde müskülleri takdir eder gorunmektedir. Kongfe, daha ziyade betbindir. Heyetlerin masraflan için kabul etmiş ol • duğu 450,000 dolarlık muvakkat krediyi Utiycrek kabul etmemisuY. Âyan •zasmdan bir çoğu, böyle fedakârlığın derpis edilen neticelerle mütenasip ol madığuu beyan etmişlerdir. BGtün bu muhtelif sebeplerden dolayı, Amerikan heyetine verflen tali • mat, müsbet olmaktan ziyade menfidir. Amerika'nın münferit bir vaziyette bulunmanna binaen beyet, Avrupa siya setine müdahaleden içtinap edecektir. Heyet, bflhassa her türlü emnii selâmet misakı fikrinden uzak kalacak ve tahdidi teslihata mukabil borçların tenkisi teklifinde bulunmıyacaktır. Çünkii kongrenin itilâfgirizliği bu projeyi terkettirmistir. Bilmukabele heyet, mutavassıt sıfatile hareket etmeğe amade olacak, bü • tün faideli teklifleri bitarafane tetkik edecek ve tahdidi teslihata mâni olan manialan kaldırmak için elinden geleni yapacakhr. Heyet, matlup neb'ceye vüsule medar olacak her türlü siyasî hal suretlerini mergup addedecektir. Umumî intiba, Amerika'nın asıl tahdidi teslihat bahsinde pek az ümitvar olduğu merkezindedir. Yalnız Amerika şimdiki seviyede istikrar husule getirilebueceğini tahmin eylemektedir. Bu da bilâhare tahakkuk edebilecek olan hakikî tahdidi teslihat! ihraz için mukad derne olacaktnr. Şair Marinetti geldi Maruf san'atkâr şehrimizde italyanca ve fransızca üç konferans verecek İtalya'mn maruf fütüsist şairi M. I Marinetti dünkü ekspresle Sofya'dan şehrimize gelmiştir. M. Marinetti istasyonda ftalyan sefiri Baron Pompeo Aloizi Cenaplarile Italyan konsolosanesi erkânı ve ftalyan kolonisi tarafından istikbal edilmiştir. İktisat Meclisi Nurullah Esat B Meclîsin neler yaptığını anlatıyor Âli İktisat Meclisi Umumî kâtibi Nurullah Esat, sabık Malive Vekili Saracoğlu Sükrü Beyle birükte Pa • ris'e gitmek üzere Ankara'dan ceh rimize gelmiştir. Nurullah Esat Bey, Âli İktisat Meclisi hakkmda bir muharririmize şu izahatı vermiştir: «Ali İktisat Meclisi mühim mes'e leler tezekkür etmiştir. Bunlardın biri«i 1929 tediye muvazenesi ve buna lâhika olan dünya buhranı ve bu buhranm Türkiye'deki tesirleridir. İkinci rapor Türkîve'd'Vi Hmanlar mes'elesidir. Bunda Meclisi alâkadar eden en mühim mes'ele İstanbul li manı olmuştur. Ücüncü iaDor da ihracat ofisinin tanzim ettiği bazı nizamnamelerdir. Âli Meclis limanlar mesVlesinde umumî bir anket açmıştır. Bu meyanda Akdeniz ve Karadeniz limanla ruun vaziyetleri dikkatle tetkik edilecektir.» Türk Bulgar Emlâk mes'elesi Bulgar'lar müzakereye girişecek heyeti seçtiler Sofya 20 (A.A.) Dostluk mu • ahedesine müzeyyel protokol mu • cibince Türk ve Bulgar emlâki hakkmda cereyan edecek müzakerata memur Bulgar heyeti murahhasası şu suretle teşekkül etmiştir: Reis eski Osmanlı meb'uslarından Pançadoref, aza hariciye nezareti birinci sınıf kâtiplerinden Ivan Dançef, sabık meb'uslardan avukat Boris Pavlof. Sabık hariciye nazırı M. Burof bu komîsyondan bahsederken iki memleket arasındaki samimiyet dola yısile ihtilâfların kolaylıkla hallo lunacağına şüphe etmediğini bütün mes'elenin 1925 protokolundaki bazı hususatın tashihinden ibaret olduğunu ilâve etmektedir. Ajansm notu: Malumatımıza göre mes'elenin protokol metninin tashihi değil nihayet tefsirinden ibaret olması lâzım gelir. San'atkârın beyanatt M. Marinetti dün kendisile görü • şen gazetecilere Fütürizmden bahsederek demiştir ki: < Fütürizm mazinin düşmanıdır. Eskilîğin muarızıdır. Bugün gençlikten orijinalite ve yenilik istiyoruz. Tarihî tedrisat talebe için çok muzırdır. Çünkii insanlara maziyi ha tırlatır.» Maruf ttalyan şairi M. Marinetti 1876 da Mısır'da doğmuş ve tahsilini Fransa'da Sorbon Darülfünununttalyan san'atkârı M. Marinetti ' da yapmış, bilâhare de Cenevre'de saat 18 de ayni yerde fransızca olahukuk tahsil etmiştir. rak«Fütürizm mondiale» mevzulu, paM. Marinetti bugün saat 11 de zartesi günü de Darülfünunda Tepebaşı'nda Casa d'ttalia'da ital • fransızca olarak «Aero penture ve yanca olarak «bugünkü İtalya ve ciAero poesie» mevzulu üç konferans han fütürizmi» mevzulu, cuma günü verecektir. Marinetti kimdir? Lehistan'ın ihracatı ithalâtından fazla Varsova 20 (A.A.) Ticaret mizanı ithalâtın 1,466,329,000 ve :hracatın 1,878,484,000 zilotiden iba ret bulunduğunu göstermektedir. Küçük esnafı himaye Ecnebilerin yapamıyacağı işler hakkındaki lâyiha tekrar tetkik edilecek Ankara 20 (Telefonla) Ecnebilerin hangi san'at lan yapamıya eaklan hakkmda hazirlanan lâyiha Meclis açılır açılmaz encümenlerde tekrar tetkik edilecektir. Lâyihaya yapılacak ilâvelerde bilhassa kü • çük esnafm himayesi mes'elesi na • zarî dikkate almaeaktır. İktsat Encümeni bu hususta ehemmiyetle meşgul olmuş, lâyihada e hemmîyetli tadilât yapmışb. Encümenin tesbit ettiği esaslar * ™ «Türkiye Cumhuriyeti dahilinde a]l aajnda,gqsteri]en san'at ve hütmet • leriıı ecnebi tebaası tarafından ya • pılması veya muvazaa suretile yap. tınlması yasaktır. cAyak satıcılığı, çalgıcılık, mat baactlık, oyıme»kçılık, gazete satı cılığı, simsarlık, tellâlhk, *lelumum borsalarda mubayaacılık, devlet inhisanna tâbi maddelerin satıcılığı, seyyahlara tercümanhk ve rehber • lik, umumî su ve tenvîrat ve münakalât ifleri üzerinde daimî ve mu vakkat işçilik, karada tahmü ve tahliye îşleri, şofÖrlük ve muavinlîği, alelumum amelelik, ücretler veya maaşlı bahçıvanlık, her türlü mebani ve müessesatta, ticarethanelerde, şir • ketlerde, otel, lokanta ve kahveha • nelerde, bekçilik, suculuk, gar • sonluk, bar oyuncu ve şarkıcılığı, kukla, karagöz oynatmak gibi bilumum esnaflık, küçük tacirlik ve küçük esnaflık, baytarhk, kirayagerlik. Bu kanunun nesri tarihinde icrası memnu san'atlar ile uğraşanlar ka nunun neşrînden itibaren 3 ay zar • fında işlerini terketmeğe mecbur durlar. Bunu yapmazlarsa mahallin en büyük mülkiye memurunun emrile çahsmaktan filen menolunurlar. Vilâyet ve kaza merkezi olmıyan mahallerde ecnebilerin alelitlak dükkân açması veya sair suretlerle icrayi ticaret ve san'at etmeai menmudur.» Memurin muhakemat Kanunu değiştiriliyor Ankara 20 Dahiliye Vekâleti memurin mubakemat kanunun da bazı tadilât yapmak tasavvurun > dadır. Bir çok cihetlerden tek&müle muhtaç görülen bu kanun ceza usulü muhakemeleri kanunu, memurin kanunu ve diger bazı alâkadar ka • nuniarla telif edilecektir. Memurin muhakemat kanununa bazı yeni ve mühim esaslar ilâve olunacaktır. Hazırlanacak proje için dîğer Vekâletlerin de mütalealan alınacaktır. DARÜLfÜNVN MES'ELESİ: Darülfünun mütehassısı! Bir kaç gündür gazeteler kahraman irade ve ruhun yaşadığı de memleketimize Darülfünu • bu devirde şuur ve iradesini kulldn • nu ıslah için bir mütehassısın masını bilmiyecek midir? Kahraman geldiğini okuyoruz. Biz Darülfünuruhun alnına istiklâl çelengi taktığı nun malum ıslahı ve tekâmülü mes'e Türk toprağının münevveri orijinal lesini münakaşa edecek değiliz. Yal memleketinin tetkikinden doğan Türk mz bir kaç gun bu Darülfünunu tslah ilmini yaratamıyacak kadar âciz bir ihtisastmn münevverlerimizde u • mahluk mudur? yandıracağı reaksiyonu bekledik. Artık fikrî esaret zencirlerîni kırMünevverler ve ü»tatlar sustular. A mak, hâdiseler ve memleket kacşısınnadolu Darülfünununu duymuş ve da müsbet usul ve müşahede yolu ile içinde yaşamış bir Türk vatandaşı Türk ilmini yaratmak, Türk armağasıfatı ile yazıyoruz: nını ilmin kutuplarına götürmek lâzımdır. Ve Türk mütefekkiri bunu j Yaşadığımız bu asırda darülfü yapacaktır. aunlan ıslah ihtisası namile bir ilim Darülfünun ilim ve ideal muhitidir. subesi olmadığı için tabiatile böyle Darülfünuna giden yol bir taraftan bir mütehassıs ta yoktur. Gazeteleorijinal koskoca ana vatan diğer tarimizde bu satır yazılırken Türk memleketinin beşerî ve bilhassa mil raftan da Kalp ve iman ateşidir. GözIerinde bu iki dünyanm alevi yanan lî gururu ve izzeti nefsi nazari iti her Türk münevveri Türk Darülfü bara ahnmalıdır. Biz Türk memle • nununun öz çocugu, Anadolu'da pr ketinin Darülfünunu nedir ve ne olabilir, bunu duymuyor muyuz? İlim liyacak ilim ufkunun yolcusudur. Biz kalbimizle bu dünyanm Tür" ve tefekkürün ne olduğunu bilmiyor memleketinde yaşadığını, yaşiyaca muyuz? Darülfünunumuzun genişlemesi ve ğını ve yaratacağını duyuyoruz. Bu zengin kabiliyetler ve istidatbereketli meyvalar verebilmesini el birliğile düşünmek için garpten muh Iar toprağma ancak kendi kafamı terem bir meslektaş gelmiştir. Onun zın kendi ideal imizin, kendi sevgi mizîn bereket ve ışık saçacağına i la hükumet, Darülfünun muhiti ar • man ediyoruz. kadaşça görüşecek, dertleşecek ve Dr. ŞEVKET AZtZ hayatın en ağır ve asil bir tecellisi italya'nın ithalâtı fazla Roma 20 (A.A.) Geçen kânunuevvel içinde ithalât 960,845,776 ve ihracat 996,474,424 liretten ibaret bulunmuştur. 1931 senesi zarfındaki ithalâf 11,624,296,098 ve ihracat 10,040,148, 358 lirete baliğ olmuftur. Darülfünunun ıtlahı için bir mütehassıs celbedilmiş olmast münasebetile Tıp FaküUen Antropoloji şefi ve Türk Antropoloji enstitüsü umumî kâtib'ı doktor Aziz Şevket Beyden aldığtmız afağıdaki yaztyt aynen dercediyoruz : olan ilim ve tefekkür sahasmda daha faydalı olabilmemiz için faaliyet plânları çizecektir. Bu çok makul ve mantıkî bir faaliyet sahasıdır. Fakat bu Darülfünunu ıslah ihtisası mes'elesi değildir ve olamaz. Türk mütefekkiri memleketinde ingiliz ticaret bilânçosunun açığı Londra 20 (A.A.) MüfrH mu . nafazakârlardaJi bir meb'us Bour . nemouth'ta bir ıtu'uk sö, ? ^ lî kabinenin tesekkiilündt nbnri Aü * kumetin iktisadî slahat fie«'elesÜM| şöylece temas etmekten başka bh k yapmamış olduğunu söylemiştir. Bir kaç ay evvel 246,021,000 İngl!iz lirasından ibaret bulunan tngiliz j ticaret bilânçosunun açığı, geçen tene nihayetinde dehşfct v«eici bir rakam olan 408,975,000 İngiliz lirasma baliğ olmustur. Urla yolunda 20 yoîcu soyuldu İzmir 20 Dün bir yoîcu kamyonu Urla ile Çesme arasmda 3 hay « dudun tecavüzüne uğraımştır. Haydutlar yirmi yolcudan 1000 küsur lira para alıp kaçmıslardır. . Ankara'da bir başkâtip Riişvet alırken yakalandı Ankara 20 (Telefonla) A n kara Tapu Baskâtibi Ahmet B. bugün bir if için Gigork Ef. namında bir zattan 400 Hra rüşvet alırken cürmümeşhut halinde yakalanmıstır. Almanya'nın ihracatı artıyor Berlin 20 (A.A.) Ticaret nizamı ihracatta 2,967 milyon înmrkbk bir te • zayüt olduğunu göstermektedir. t Amerika'daki Altınlar Fransız'lar altınlannı geri çekiyorlar Nevyork 20 (A.A.) Ptyasanın verdiği malumata göre, 2S milyon albn dolarm iki ayn harmıle olarak Nev • york'tan Paris'e sevki için ieap eden ittüırarat ikmal ednmistir. Bu sevkiyabn takriben 125 mflyon dolara balîğ olan Franaz altm istirdadı hareketinin îlk kumı olduğu ve bu miktarm 10 defa geri çekfleceği zannedfli • yor. Bu irsal&t, burada Frannziar hesabraa muhafaza edilen ve talep vuku vnda «evlri l&znn gelen altmlardan gönderümekte olduğnndan Cemahiri Müttahide'nin albn meveudanu möteessî«tmiyecektir. Altmlarm bu mtikali, Amerika'nm ucua para siyasetinin Cemahiri Muttahide'de mevcut Fraruız pa • rrncram faizlerinin sukutuna sebep olaeağma dair Frannz'larda vücut bulan kanaate hamledilmektedir. CUMHURIYET'İN TEFRİK**' 12 tspanya'da Yeni hareketler Dinî ıslahat için kararlar verildi Madrit 20 (A.A.) P Hükumet taraftndan tayin edilen adlî komisyon, kanunu esasisinin dinî tarikatlerin ilgasına dair olan 26 ıncı maddesmin «İsa tarikatini» istihdaf eylediğini mfisahede etmiftir. Bu itibarla, Adliye Nazmnın yakmda bu tarikatin lâğvedümis ol duğunu möbeyyin kararnameyi isdar eyIemesi ihthnali vardnr. Le Ferrol 20 (A.A.) Belediye meclisi, umomî yollardaki dinî tasvir lerle thnsalleri kaldırmağa, kilise çan • lanndan reshn almağa ve bunlann çalmacağı saatleri tesbit etmeğe karar vermiştir. Bilbao 20 (A.A.) Evvelki gece tneçhul bir takım şahıslar Gallarta Id lisesini yakmağa teşebbüs etmişlerdir. Polis, buna mâni olmuştur. Madrit 20 (A.A.) Hükumet EI Debate katolik gazetesinin derhal seddedilmesi kararını vermiştir. çenin çiçekleri kurumağa başladı. On iki yaşındanberi benim masum, tecrübesiz, olgunlaşmamış duygulanmı oyalamağa, aldatmağa çahşan süslü, yaldızh hayat şimdi karşımda karanlık bîr yüzle somurtuyordu. Hiç bir giinahım olmadığı halde bütün gençlik haklarından, heyecanların dan mahrum, kollanmda yedi yaşmda bir kız çocuğile hayatın ortasına yapyainız bırakılıvermiştim .. Ne annem, ne babam, ne yuvam, ne kocam, ne de istinat edebileceğim başka bir şey!.. Annem, babam, beni yapma bir bebek gibi, yalnız kendi zevklerini düşünerek yetistirdiler, kocam, benimle kendi zevki için evlendi ve bir yapma bebek gibi oynıyarak usandı, bıraktı... Nişantaşı'nda, küçük bir apartımanın köşesine çekildim. Kapımı herkese kapadım, dünyaya küstüm, kızımla başbaşa kaldım. lnci'nin masraflarını babası de > Prof. Malche Ankara'dan dönüyor Ankara 20 (Telefonla) Da rülfünun icin getirtilen mütehassu M. Malche bueünkü trenle İstanbul'a hareket etti. Mütehassıs fstanbul'da bir darülfünunun ne gibi esaslar üzerinde kurulması lâzım geldiği hakkmda tetkikat yapacak, müderrisIerle görüşecek, mart iptidasında memleketine dönerek raporunu yazıp gönderecektir. Hayat • Ansiklopedisi Avrupa'ya telefon Münferit hâkimleı Masrafı yarıya indirecek Liste Reisicumhur Hz. nin tasdiklerine arzedildi yeni bir yol bulundu Ankara 20 Şimdiye kadar Av rupa ile telefon muhaberesi Bükreş üzerinden temin ediliyordu. Buna sebep Yugoslâvya ile Bulgaristan arasında telefon olmaması idi. Bu su • retle Posta idaresi iki kat ücret ve « riyordu. Ahiren gelen malumata göre Yugoslâvya Bulgaristan telefon hattı yapılrnış ve ayın 18 inden itibaren işlemeğe başlamıştır. Posta ve telgraf idaresi, bu hattan :s^ifade edecektir. Ankara 20 Adliye İntihap Encümeni ihtisas mahkemeleri hâkimlerini seçmiştir. Hâkimler için tanzim olunan liste Reisicumhur Hz. nin tasdiklerine arzedilmiştir. Mahkemelerin merkezleri şunlardır: İstanbul, Izmir, Trabzon, Sinop, Kars, Van, Diyarbekir, Siirt, Malatya, Muğla, Balıkesir, Luleburgaz, Adana, Sıvas, Antalya. 3 askerî ihtisas mahkemesinin mmtakası da ayrıca tesbit olunmuştur. ŞUBAT Tarihinde çıkıyor ! I Ankara Halkevi'nde Ankara 20 (A.A.) Halkevle rine kayıt muamelesi hararetle devam etmektedir. En fazla kayıt faaliyeti Dil, Edebiyat, tarih subesile köylüler ve temsil şubelerindedir. Kaydolanlann ekseriyetini münevver ve güzide gençler teskil ediyor. Bi • an evvel çalışmağa başlamak için her kes Halkevlerinin açılmasmı iştiyak ve tehalükle beklemektedir. I MllııtıııııııııııııifiınıııııınııııııınııtMnınıınııınıınınıınııııııııılllr Kanunusani 21, Ramazan 13 Perşembe Tulu saat daklka Öğle ikindi saai daklka saai daklka 7 12 Maarif Vekili Mersin'de Mersin 19 (A.A.) Maarif Vekili Esat B. bu akşam Adana'dan şehrimize gelmiş ve istasyonda hara retle karsılanmıştır. Vekil B. yarın Maarif idaresini, mektepleri teftis edecektir. ruhde etmişti. Bana da babamdan epeyce para, annemden iki ev kal mıştı. Yaşamak için sıkıntı çekmi yordum. Bir sene böyle gecti. Bir kış günü, bir soğuk algmlığı yüzünden birdenbire hastalandım. Kırk dereceye çıkan ateşler arasında ancak doktora telefon edebildiğimi hatırlıyorum. Müthiş bir tifo nöbetine yaka lanmışım. Günlerden sonra gözlerimi açtığım zaman, yatağımın etrafında erkek, kadm, dost, akraba bir çok çehre gördüm. Hepsinin gözleri nemli, hepsinin yüzleri sarı idi. Hastahğı atlattım. Bahara çıkı • yorduk. Doktor tebdilhava lâzım olduğunu söyledi. Burgaz adasmda, camhk bir tepenin eteğînde ufacık bir köşke taşındım. Bu işlerle, annemin akrabasmdan Anadolu'dan gelmiş Haluk isminde bir genç zabit mesoul oluyordu. Haluk, kibar, tahsiü iyi, terbiyeli bir çocuktu. Haata • 2 7 10 21 14 25 9 14 45 56 czani sevalî Akşam Yatsı imsâk Hilâliahmer'in Urla'ya yardımı Ankara 20 (Telefonla) Hilâliahmer Urla f elâketzedelerine 500 lira naktî yardımda bulunmuştur. lığımda bir çok fedakârlık göstermiş, gece yarıları doktorlara koşmuş, i lâçlarımla kendisi meşgul olmuş, bana bir büyük kardeş gibi bakmıştı. Zaten kimsesizdim, onun bana bu yardımlarmı memnuniyetle, minnetle karşılıyordum. Adaya yerleştim, ben günden güne iyileştim. Haluk beni hiç yalnız bırakmadan eksiklerimizi İstanbul'dan getiriyor, sıkmıyayım, üzülmiyeyim dîye ne lâzımsa yapıyordu. Yaz öyle iyi geçiyordu ki! Sessis, heyecansızdım. Lâkin bu heyecansızlıktan şikâyet etmiyor dum. Burgaz, Marmara'nın mavi suları ortasında minyatür gibi înce işlenmiş bir adadır. Yeşil, taze çamlarile bütün adalardan daha gençtir. Tabiat, burada, fırçasını o kadar büyük bir san'at kudretile kullanmıştır ki... Hangî köşeden bakılsa san'atın yeni bir ibdaı gözü alır... İnsanı vecde düşürür. Recep Beyin seyahati Ankara 20 (Telefonla) H. F. umumî kâtibi Recep B. cuma günü seyahate çıkıyor. Burgaz, sabah başka, akşam başka, gece başka güzeldir. . Burgaz, günün her saatinde, ak şamın ve gecenin her saatinde her an değişen bir güzeldir. Gündüzün güneş, geceleri yıldız ve ay, genç, yeşil çamlı tepelere, mavi, lâcivert sulara gümüş, altm ışıklar serper. Burgaz tepeleri, Burgaz kıyıları mütemadi bir peri ayinî içinde gibidir. Ustüste yığılan felâketlerden, u zun bir hastahktan sonra, böyle bir tabiat köşesinde ruhumu tedavi etmeğe ihtiyacım varmış... Haluk'la bazı akşamlar «Kalpa zankaya» ya giden bir tarafı çam, bir tarafı uçurum ve deniz yolda, ıhIamur ve çam havası içinde gezinti yapardık. O, bir kardeş gibi, bir dost gibi kolunu bana verirdi, ben zayıf vücudümle onun kollarına asılırım, ağır ağır yürür, güneşin batışını seyreder, yıldızların altında dönerdik. İnci de dadısile kısa gezintisini aai dakika saat dakika >aat dakika 12 17 I I 18 36 46 12 5 26 36 ezanı zevali Şükufe Nihal Bu ayrılış beni üzmedi, değil. Bir defa, kocama, kocara, diye, eoeuğumun baban diye, «enelerce beraber oynadığım, gezip yürüdüğüra, alış • tığtm bir arkadaşım diye bağlı idim. sonra çocuğum, çok sevdiğim kızım babasız kalıyordu. înci'ye fenalık ediyorduk. Lâkin çare yoktu. Çocuk yaşımda beni ziyan eden bir erkek şimdi de bana hiyanet etmişti. Yuvamızın esasen kuruluşunda manasızhk vardı, o manasızlıkla nastl devam edecekti?.. Babam öldü... Bir sene sonra annem de onu takip etti. Yirmi beş yaşına gelmeden omuzlanm çoktü, içinde bahar günesleri tutuşan yeşil bah • yapmış, dönmüş olurdu, üçümüz beraber yemeğimizi yerdik. Haluk son vapurla dönerdi. Doktor geceleri bana gayet erken yatmamı sıkı sıkı ihtar ediyordu. Zaten bu ada saat dokuzda uykuya dalardı. Ben, nekahet devrinde bir hasta olduğum için, lâkin, başkaları da bilmem ne için, dokuz oldu mu, evimize, çekilirdik, Burgaz'ın şiir ve hulya dolu yıldızlı geceleri kendi kendine söner, gi derdi. Yatağımın içinde bir insan gölgesi dolaşmıyan kıyılara, ıssız çam diplerine, hazin hazin yanıp sönen yıldıza uzaktan hasret duya duya uyurdum. Bazı sabahlar Haluk erken gelirdi, beraber Hristos'a çıkardık, Bur • gaz'la Heybeli arasına küçük bir körfez gibi sokulan ışıklı deniz parçasına karşı otururduk. Ben ona çocukluğumdan, çocuk oyununa ben • ziyen evlenişimden, filân bahseder dün, o, bana, Anadolu ve harp menkabeleri anlatırdı. [Mabadi vari