"Cumhuriyet = 30 Temmuz ı931 ^ ATTİLA Muharriri: Marcel Brion Mütercimi: Mustafa Namık *»* Sehir ve memleket haberleri Ticaret Odası Ellıncı yıidonumuni! tes'it edecek Ticaret Odası ntıeclisi dün saat 15 te reis Necip Beyin riyasetinde bir içtima aktetmiştir. Evvelâ Zahire Borsası idare he yetine gönderilecek iki azalığa si gortacı Hamdi ve Hüseyin Sabri Beyler intihap edilmişlerdir. Bundan sonra 1882 senesi kânunusanisinin ikisinde tesis edilen ve 2 kânunusani 1932 de ellinci se nesini idrak edecek olan tstanbul Ticaret Odasının yıldönümünde ya pılacak merasim hakkında müzakerat cereyan etmiştir. Neticede senei devriyenin merasimle tes'idine karar verilerek bunun için 2S00 lira tahaisat kabul edilmiştir. Bu para ile ayni zamanda Odanın tesekkülünden bugüne kadar geçirdiği tekâmül ve tahavvülâtı göste ren bir salname tertip edilecektir. Müteakıben Balkan memleketleri Ticaret Birliğînde Türkiye için teşkiline karar verilen komisyon aza Iığa Ticaret Odası reisi Nemlizade Mithat, Habipzade Ziya, Ticaret Odası umumî kâtibi Vehbi, Ticaret Odası raportörü Hakkı Nezihi, Furtunzade Murat Beyler intihap edilmişlerdir. Siyasîicmai îngiltere • Almanya İngiltere Başvekili ve Hariciye Nazırı Almanya Başvekili île Hariciye Nazırına iadei ziyaret için Berline gittiler ve fevkalâde hararetli bir surette karşılandılar. Bu ziyaret ile tngiltere ve Almanya Başvekilleri kısa bir müddet zarfında üç defa görüşmüş oluyorlar. tngiltere Hariciye Nazırı ise Paris mülâkatı ile birlikte Alman Nazırları ile dört defa görüşmüş oluyor. Sık sık vuku bulan bu temasların başhca ehemmiyeti Almanya ile İngiltere arasmdaki münasebatın tabiî ve dostane bir şekil aldığını isbat etmiş olmasındadır. Makdonald'ın Berlin'de şerefine verilen ziyafette ve irat eylediği nu> tukta maziyi unutmak lâzım oldu ğunu ehemmiyetle kaydetmiş olması ve ahirsn bir tngiliz filosunun Alman limanlarını ziyaret ederek dostane bir surette karşılanmış olması ırkan yekdiğerine yakm olan İngiliz ve Alman milletlerinin harbı umumiyi artık maziye karışmış bir hâdise telâkki ederek müstakbel münase • bet ve rabıtalarına ehemmiyet verdiklerine «üphe bırakmıyor. Harbi umumiden sonra yalnız ve yardımsız bırakılan Almanya'ya galip devletlerden ilk defa dostluk elini uzatan tngiltere hükumeti olmuştur. M. Makdonald, M. Brüning ile Dr. Curtius'u Cheguers sayfiyesine davet ederek ikram etmekle Almanya'nın etrafına çekilen tecrit ve boykot edilmesi gayesini istihdaf eden siyasî ve malî abluka parçalanmış. tir. Bu mülâkatın akabinde Amerika Reisicumhuru Almanya'yı bir sene için tamirat yükünden kurtarmıştır. Mr. Hoover'in bu teşebbüsü iIe Chequers mülâkatı arasında şüp hesiz irtibat vardır. Çünkü Amerika Reisicumhuru ile Mr. Makdonald arasında evvelki sene Vaşington'da yapılan mülâkattan sonra tngiliz ve Amerikan politikaları birleşmiş idi. İngiltere hüku • meti Almanya'ya karşı dostluğunu ve hayırhahlığını göstermek için Londra'da yedi devlet konferansını tertip etti. Filvaki bu konferans Almanya'yı maruz bulunduğu malî tnüş külâttan kurtaracak esaslı karar ları veremedi. Bunu tngiliz Başve kili dahi Berlin'deki nutkunda tasrih etmiştir. Maahaza Almanya'ya yardım için ilk ve mühim adım atılmıştır. Bunun için tngıliz'ler Lon dra konferansını bundan •onra ki içtimalar için yalnız bir mukaddeme telâkki etmişlerdir. tngiliz Başvekili Berlin'deki nutkunda Almanya'yı gayet müşkül bir anda ziyaret etmekten maksadı tngiltere'nin Almanya'ya karşı itimadı eksümediğini bütün cihana isbat etmek olduğunu ve işi ve gücile meşgul oldukça Alman milletinin ka nının emilmesine diğer milletlerin müsaade etmiyeceğine kani olduğunu beyan etmiştir. Bu suretle cihan siyasetinde yeni bir unsur peyda oldu: tngiliz Alman mukareneti. Her hangi bir cihan mes'elesinde bu unsurun tesiri görülebilecektir. tngütere'deki sosyalist hükume tinin naşiri efkârı olan gazeteler tngiliz Alman dostluğunun Rusya'nm, yahut Fransa'nın aleyhine matuf temayüllerle memzuç olmasını istiyen adamların Almanya'da da, tngiltere'de de bulunduğunu ve fakat sulha karşı ihanet addedilecek böyle bir şeyin yapılmasma milletlerin müsaade etmiyeceğini yazıyor. Bu kayit şayani dikkattir. Çünkü Alman tngiliz mukarenetinîn ancak Fransa'nın ve bilhassa Rusya'nm aleyhine olabileceği ötedenberi söyleniyor idi. Bu mukarenetin ileride Fransa'nın yahut Rusya'nm aleyhine tesirler hasü etmesi varit olabilir. Fakat hali hazırda böyle bir kasdin mevcut olmasına imkân yoktur. MUHARREM FEYZİ ' Halka eziyet etmiyelim! IHaydarpaşa'daki Seyrisefain iskelesi, Anadolu'nun Avrupa'ya açılmış ilk kaptn olmasma rağ men, dışarısı zevksiz bir süse boğulmuş, içerisi tamamen ihtiyaca gayrikâfi, dar ve fena bir binadır, Günün her saatinde tren dolusu halkın vapur beklediği ve vapura bindiği bu iskele binasınm kapıları o kadar dardtr ki iki kişi yanyana zor geçer. Halbuki böyle meba ninin kapıları geniş olmalıdır ki halk sür'atle ve sıktsmadan, Hi sip kaktsmadan geçip gitsin. Sonra intizar salonları da kapılar ka dar dardtr. Bilhasaa ktşın vapur bekliyen tren yolculart, muhak • kak yağmur, har ve fırtınada a çtkta kahrlar.'] Bu fıkra geçen tene bugün «Cumhuriyet» te intişar etmişti. Belki faidesi olur ve Seyrisefain idaresile Devlet Demiryolları idaresi müştereken bu vaziyeti ıslah ederler diye bu »ene de gene aynen tekrar neşrediyoruz. Ne yapahm? Müstesar Emin B. Vekâlet emrine ahnmasınm sebebi ne imiş? Ankara 29 Maarif Vekâleti Müsteşarı Mehmet Emin Beyin vekâlet emrine ahnarak hakkında tahkîkat icrasına karar verilmesinin esbabı hakkında Ankara'da şu malumat şayidir: Ankara orta muallim mektebine müdavira iki talebe hakkında mektep idaresi tahkikat icrasına lüzum görmüştür. Neticede bu iki talebenin mektep nizamatı ile telif edil miyecek hareketlerde bulundukları sabit olmuş, ellerine tasdiknameleri verilerek mektepten alâkalan ke silmiştir. Vaziyet ayrıca Maarif Vekâletine de bildirilmiştir. Hâdiseden haberdar olan Vekil Esat B. ayrıca bir müfettiş vasıtasile mes'eleyi tahkik ettirmiştir. Tahkikatı yapan müfettiş Vekil Beye izahat verirken Müstesar Emin B. içeriye ginniş, bu sırada cereyan eden muhavere Vekil Esat Beyi tatmin etmediğinden Müstesar Emin Beyin Vekâlet em . rine alınmasını bildirmiştir. Emin B. hakkında tahkikat icrasım icap et tiren sebepler malum değildir. * Ankara 29 (Telefonla) Maarif MUsteşarlığına henüz kimse tayin edilmemiştir. Emin Beyin tekrar vazifesine iade edileceği de şayidir. 96 Attilâ: Porta Nigra'dan mu zafferan» geçiyor Hün ordusıı 8Ür'atle üeriliyor Ju ra'dan Okyanos*a kadar Meç'in mukavemetL Attilâ muzafferane Üeriliyor Bir kaç gün sonra Hün'ler Trev etrafında ordugâh kurdu lar. Attilâ, Roma hükümranh ğının mağrur ve satvetli şahidi olan Porta Nigra takızaferinden muzafferane geçiyordu. Ehemmiyetsiz bir kaç kara kol müsademesi müstesna olarak Hün ordusu bu ileri hareketinde harp etmemişti Çünkü Roma muhafız kuvvetleri, münhezim ve perişan olacaklarını muhakkak addederek bilâharp ricat etmişler ve bu suretle serbest kalan Cermen'lerin müstevli Hün'lerle birleşmelerini mucip olmuşlardı. Cermen'ler, Hün'leri. Roma is tibdadmı ref ve defederek mazlum milletlere eski hâkimiyetlerini iade edecek halâskârlar nazarile bakıyor, onları derin bir iftiyak ile karsılıyorlardı. Bu harekât esnasında memleketin asayişi bozulmamıştı. Hiç bir tarafta yağmegerlik olmamış, kimseye karşı cebir ve siddetle hareket edilmemişti. Gol memleketine girerken Attilâ bir beyanname neşrederek verîi ahaliye hulâsatan demiştir ki: «Ben doğrudan doğruya Roma'lılarla harp ediyorum. Yer lilere. Goî'lölere hiç bir zeval olmaz. Onlar için korkulacak bir sev yoktıır. B'lp.kîs, ben Gol ahalisini zalim Roma boyunduru ğundan halâs etmek için geldim. Yerlilerin eski Krallarını taht larına iade edecegim » Muhavemet cdenin vav haline Bu bey«tmameye ra^men Bürgont'ların bir kısmı, bir kaç Sal frangına istinaden, Günthe«'in kumandası altında mukavemete çahştılar. Ancak bunlrfr inhizama uğratılmış ve Krjv'ları Şilderik te etir edilmiştir. Felâketi mucip olan bu mukavemet teşebbüsü, Vindiş, Spir, Vorm, Mayavs şehirlerinin tahrip edilmesne sebebiyet vermistir. Zira, Attilâ, mukavemet göstermeksizin inkiyat eden kavimlere en küçük bir ziyanın bile ?elrr>veceiiri vadediyorsa da ileri hareketine mu manaat edenleri mahvetmek niyetinde idi. Hün'ler Okyanos karşısında Hün hükümdarı Bal, Strasburg, cep olduğunu beyan etmişti, fakat o kafiledc bulunan zevat, bu reisin İp*iz Recep değil; Ömer Kaptan ol duğunu ve filvaki böyle bir şayianın kafile arasmda dolaştığmı söyle mişlerdi. Tabiî hain Oruç ile Ömer Kaptan arasında cereyan eden gizli mükâlemeyi bütün tafsilâtile herkes işitemiyeceği içîn serseri, bu hâdiseyi külliyen reddetti. Biz, hakikati ömer Kaptanm kendisinden sormağa karar verdik. Bu adamı aratıp boldurduk. Kaptanın kendi imzasile gönderdiği mektubu aynen dercediyoruz. ömer kaptan, hain Oruc'un kendisine böyle bir teklifte bulunduğunu açıkça söylüyor ve paraya ihtiyacı olmasına rağmen vatana hizmet için gelen vatandaşlan soymak teklifini nefretle red dettiğini de ilâve ediyor. Kolmar, Bezavson, Tongr, Arras şehirlerini zaptettikten sonra ordusunu Jura'dan Okyanos'a kadar uzanan vâsi mıntakada yaptı. Bu zafer bu muazzam müteharrik ordu, muntazam yürüyüşle çabuk ilerliyordu.â Süvarilr ve arabalar dört nala geçiyorlardı. Birdenbire Meç şehri surları karşısında ordu durdu. Nisan ayına giriknişti. Hün'ier üç ayda Tu na'dan Loren'e kadar uzanan havaliyi geçmişlerdi. Meç'in müdafaa ve mukavemeti Müstahkem Meç şehri bol silâh ve zahireye malikti. Ahalisi yiğit insanlardı. Şehrin valisi ve ruhanî reisi olan metrepolit, ruhaiî ev saf ile askerî meziyetleri nefsinde mezcetmiş cesur bir zattı. Kale kapılarını bilâharp açarak şehri Attilâ'ya teslim etmekten istinkâf etti. Asya'lı büyük ordu müstahkem kale duvarlarını mütemadiyen dövdü. Coşkun bir deniz gibi dalga dalga ilerliyerek geriledi ve surlara inat ve sebatla saldırdı. Attilâ, Meç şehrini zaptetmeden ileri hareketine devem edebilirdi. Fakat arkasında böyle müstahkem bir şehri bozulmamış bir halde bırakmak istemiyordu. Arkada müsellâh bir düsmanın vücudünü hissetmek tehlikesinden sarfı nazar, Meç şehrinin bu mukavemeti Attilâ'nm hiddetini mucip oluyordu. Hün'ler, süvarilik meziyetleri sayesinde ovada namağlup idiler. Ancak muhasaracıhkta beceriksiz askerlerdi. Kale bedenlerinin Snünde iskele kurmağa, tırmanarak sürleri aşmağa çalışıyor, kapıları kırarak şehre girmeğe cahdediyorlardı. Fakat, muhafızlar, muhacimlere taş atarak, üzerlerine kaynar zeytinyağı, su ve eritilmiş sıcak zift dökerek püskürtüyorlardı Hün'ler, bu mukavemet karşısında hiddetleni yor, çok asker kaybediyor ve sürlerin arkasında siper almış Meç'lilere karşı boş yere ok atıyor lardı. Meç kapıları önünde vaki olan bu intizar vahim bir mahi yette değildi. Fakat yürüyüşün ahengini, muvaffakiyetin usul ve neş'esini bozuyordu. Mabadi var Umit dünyası bu! Mübadiller Emlâkin iadesinden mu tazarrır olmıyacaklar Mübadillere verilmiş olan gayri • mübadil Rum emlâkinin istirdadile bulnara mezkur emlâkin bedelinin itası hakkındaki kanun Vilâyete tebliğ edilmek üzeredir. Aldığımız malumata nazaran yeni kanun muhacirler için faidelidir. Türkiye • Yunan itilâfnamesi mucibince hükumet Yunan hükumetin • den aldığı 160,000 tngiliz lirasını ya mal sahibi Rum'lara yahut bu mal kendilerine verilmiş olan mübadil • lere vermek mecburiyetindedir. Paranın itası emlâkin iadesinden daha faideli görüldüğünden bu suretle hareket edilmiştir. Bu suretle kendisine verilen emlâk iade edilecek olan muhacirlerin ellerine kâfi miktarda para geçmiş olacaktır. Diğer taraftan muhacirlerin istihkaklarmdan fazla olarak aldıkları mala mukabil borçlanmış oldukları miktar da yeni bir kanun mucibince zail olmuştur. Avrupa'da ne kadar talebemiz var? 213 ü Maarif Vekâleti, 89 u diğer vekâletler ve 28 i muhtelif vilâyetler tarafmdan gönderilmiş olmak üzere Avrupa'da tahsilde 330 talebe vardır. Bu talebe ana muallimliği, arkeoloji, bağcıhk ve meyvacılık, bahkcılık, baytarlık, bankacılık, beden terbiyesi, betonarme, coğrafya, çiftçilik, debagat kimyası, deniz haritacılığı, dökümcülük, elektrik, terzilik, inşaat, kâğıtçılık, konser • vecilik, kürkçülük, litoğrafya, ma den mühendisliği, makine mühen disliği, marangozluk ve mobilyacı • hk, mimarlık, modelcilik, muhasebe, musiki, nescî ve kimyevî sanayi, ormancılık, resim, riyaziye, sıhhî tesisat, demircilik, su mühendisliği, tıp, tabüyat, tarih, terbiye ve ruhiyat, tedris usulü, tesviyecilik, tezyinî san'atlar, ticaret, yol ve köprii mühendisliği, ziraat tahsil etmektedir. Maarif Vekâleti bu sene Avru pa'ya yeniden talebe göndermiyecektir. Mahkeme salonunda yankesicilik Birinci ceza mahkemesinde mu hakeme dinlemekte olan meşhur yankesicilerden Osman, gene muhake me dinlemekte olan Müskirat tnhisan memuralrından Mehmet Hasan Beyin cebinden para çantasile altın saatini aşırırken adliye polis memuru Necati Efendi tarafmdan cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Ne kadar otomobil var ? Belediyece yapılan yeni bir istatistiğe nazaran tstanbul'da resmî ve hususî otomobillerle takside çalışan otomobillerin mecmuu 1778 dir. tstanbul'da iki bin kiisur da bisiklet vardır. Viyana Darülfünunluları geldi Lepolis vapurile Viyana DarülfUnunu profesör ve talebesinden mü rekkep 94 kişilik bir seyyah grupu dün şehrimize gelmiştir. Hint rüesasından ve maruf zen • ginlerden Ağa Han'ın oğlu Ali Han iki gündenberi şehrimizde bulun • maktadır. Hint'li milyoner dün şehrimizin görülmeğe değer yerlerini ziyaret etmiştir. Ayakkabıcılar cemiyeti Dünkü gazetelerde Ayakkabıcılar Cemiyetinîn dağılacağı hakkında bir haber vardı. Bu hususta yaptığımız tahkikata nazaran bu haber asılsızdır. Cemiyet mehafilinde, heyeti idare azası ile cemiyet mensubini arasında tesanüt mevcut olduğu beyan edilmektedir. Ağa Han'ın oğlu şehrimizde Şişli nahiyesinin deniz tenezzühü Dolandırıcılıkla iftihar eden adam Şaşkın ve şaşkaloz serseri kafa sına indirdiğimiz mütevali yum ruklarla öyle sersemledi ki artık ne söylediğini, ne de yazdığını biliyor. Yaptı ğı vatan hiyanetlerini yüzüne vuruyoruz, vatanın en tehlikeli zamanında cephe gerisinde, memleketin ifçilerini ifsat ederek Bolşevikliğe ve kıyama teşvik ettiğini birer nüshası tstiklâl mahkemesi dosyala rında dutan vesikalariie isbat edi yoruz. Evvelâ, vesikayı bizim basıp uydurduğumuzu söylüyor, (çünkü kendi daima uydurma vesikalar neşreder de ondan) sonra, bu yaptığı vatan hiyanetile iftihar ediyor, ye nilerini yapıyorum, diyor. Başka bir vesika neşrediyoruz. Onun dağıttığı gene İstiklâl mahkemesinde sabit olan bu vesika da, Arif Oruç ve hempa ları Gazi ile onun teşkil ettiği millî hükumetin Hürriyet ve ttilâfçı'Iardan farkı olmıyan muğfil bir hükumet olduğunu iddia ediyorlar. Bu yumruk sersemi büsbütün şaşırttı, o kadar şaşırttı ki basılmasım baş kalarına atfettiği ve kendinin dağıttığını meskut geçtiği bu beyannameyi, kendi arkadaşları vasıtasile 200 liraya Yunus Nadi Beye sattırdığını ve bu paraları afiyetle tıkındığını bile iddia ediyor. Bu vesika onun söylediği gibi Bakü'da basılmış değil Eskişehir'de gizlice Arif Oruç ta rafından tabı ve neşredilmiştir. Fa kat budala sersem, bu yaptığım iddia ettiği işin bir dolandırîcıhk olduğu nu bile anlamıyacak kadar kendini şaşırmıştır. tşin garibi, arkadaşları vasıtasile Başmuharririmizi dolan dırdığını iftiharla söyliyen Oruc'un her sözü gibi bu da, yalandır. Herkes, hatta dolandırıclar bile dolandırıcıhk cürmünü kabul etmez, reddederken bu herif ben uydurma bir vesika satarak Yunus Nadi Beyi dolandırdım, diye bir yalan uyduruyor ve bununla iftihar ediyor, seviniyor! Halbuki 200 liraya sattığını iddia ettiği bu vesika, bize o serserinin dolandırıcı çömezlerinden değil ; çok emin, namuslu bir elden hain Oruç serserisinin ne mal olduğunu pek iyi bilen muhterem bir şahsi yetten gelmiştir. Bu zat mevzuu bahis vesikalart bizzat yakaltyan heyet arasında ve hatta başında bulunan zattır. Eskişehr'i Bolşevik yapmak istiyenlerin bu türlü neşriyat ile cephe gerisini hercümerç etmek iste dikleri zaten malutn ve mu»eeeel bir hakikattir. Babıali caddesinin meşhur dolandırıcısı da kendi suratına C. H. Fırkası Şişli nahiye heyeti idaresi bugün için bir deniz tenezzühü tertip etmiştir. Tenezzühe erkânı Yunan milyonerlerinden M. Benahükumetle fırka erkânı davet edil kis hususî yatile ve ailesile birlikte mişlerdir. Tenezzüh için tahsis edilen Sey • Pire'den şehrimize gelmiştir. M. Benakis Trabya önünde 15 gün kala • risefain idaresinin Heybeliada va puru saat 7 de Köprüden hareket e caktır. M. Benakis vücude getirdiği Bi decektir. Vapur Kadıköy'üne uğra zans âsarı kolleksiyonunu geçen sedıktan sonra Ada'ya gidîlecek ve o ne Yunan hiikumetine hediye etmişrada bir kaç saat kahndıktan sonra Marmara'da ve Boğazîçi'nde mehtap ti. Yunan hükumeti de bu eserlerin teşhiri için Benakis israinde bir müze âlemi yapılacaktır. Vapurda caz tesis etmiştir. bantla dansedilecek ve gece ikide iskelelere uğranılarak köprüye av det edilecektir. Bir Yunan milyoneri geldi Amerika sefiri Mister Grüv dün zevcesile beraber ikinci defa olarak Yalova'ya gitmiştir. Âmerika sefirî Irak sefareti mösteşan Irak sefareti müsteşarı Ata Emin Bey dün akşam Ankara'ya gitmiş tir. Ata Bey yaz mevsiminde tstanbul'da bulunan Irak sefiri Naci Şevket Beye Ankara'da vekâlet ede cektir. İsparta'da Gazi heykeli inhisarların tevhidi düşünülüyor Haber aldığımıza nazaran hükumet inhisarların tevhidini düşünmektedir. Bu suretle pek mühim bir ta sarruf icrası kabil olacaktır. Esasen eski Düyunu umumiyede şimdi inhisara tâbi olan mevadı bir elden idare ediyordu. Yalnız bu işlerden anlar mütehassıs, müdiri umumî ara nılacaktır. Son zamanlarda Tütün İnhisarının şekli idaresi pek şayani memnuniyet bir halde değildir. Müskirat tnhisaruun vaziyetinin tama • mile itminanbahş olup olmadığmda da tam bir kanaat mevcut değildir. Bu sebeple Maliye Vekâleti Mecliain tatil devresi esnasında inhisarların tevhidi hakkında tetkikat icra ettirecektir. Tevhit mes'elesi mu karrer addedilmektedir. kendi kara elile bir de dolandırıcılık damgası yapıştırmakla kalmıştır. Serseri, bugünkü nüshamızda çıkan ve seni yerin dibine sokan ömer Kaptanm mektubunu da Başmu harririmizi aldatmak için sen uydurup gönderdin değil mi? Midyat'ta su! Habere inanmıyan halk menbaı ziyaret ediyor tsparta'da Yeni parkta rek zedilen Gazi heykelinin büyük mearsimle küşat edildiğini ge çen gün telgraf haberi olarak yazmıştık. Heykelin dikildiği park, zafer abidesinin konulması münasebetile yeniden tanzim edilerek havuzlar yapılmış, tarhlar güzelleştirilmiştir. Küşat me Susuzluğu ve kurakhğı ile dillere dastan olan Midyat'm halkı 930 senesi kuraklığmda içecek su bile bulamadıklarından kasabayı bırakarak su başlarına hicret etmişlerdi. Midyat'a getirilmek için ahiren bulunan mebzul su Baleiş mevkiinde günde iki yüz amele çalıştırılmak suretile sekiz gün devam eden ameli • yat neticesinde membadan bir bu çuk saat mesafede bulunan Bahanar köyüne kadar açılmıştır. Halk böyle bir su bulunduğu havadisine inan • madığmdan en uzak köylerden suyu rasiminde zabitan, halk, memugörmek için kafile kafile ziyaretçiler gelmektedir. Suyun bulunduğu rin hazır bulunmuş, bir askerî mevki Midyat'tan 130 metre mür kıt'a tarafmdan resmi selâm ifa tefi olduğundan isale ameliyatmda edilmiş ve vali Ahmet Durmuş güçlük çekilmiyecektir. Suyun Midyat'a kadar getirilmesi için 90 bin Beyin güzel bir hitabesinden lira sarfı lâzım gelmektedir. Ahali sonra heykeli saran örtü açıl bu paranın 30 bin lirasını altı ayda mıştır. Bu münasebetle heykelin ziraat Bankasına tevdi edecekle rinj taahhüt etmişlerdir. bir resmini dercediyoruz.