30 Mayıs 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhurıyet 30 Mayu ATTILA Muharriri: Marcel Brion Mütercimi: Mustafa Natttık Sehir ve memleket haberleri Parülfünunda» Tibbiye hocaları muahaze ediliyor 25 Mühim bir kaçakçılık tahkikatı daha başladı Ticareti dahiliye beyannamesile Adalardan nasıl mal kaçirihyor? Dördüncü müstantiklik çok mü him bir gümrük kaçakçılığı tahkikatile meşgul olmaktadır. Aldığımız malumata göre hâdise şu suretle ce* reyan etmiştir: İstanbul ile Mersin arasında ti caret yapan bir ticarethane, tstanbul ticareti dahiliye gümrüğüne ibraz etmiş olduğu bir beyanname ile elli sandık şekeri Antalya'ya göndereceğini bildirmiştir. Ticareti dahiliye gümrük müdürü bu beyannaraeyi muayene memurlarına havale etmiş Ve memurlar da Hasır iskelesinde bulunan elli sandık şekeri muayene ederek sandıklârih üzerine ticareti dahiliye damgası vurmuşlar ve mallarin vapura yüklenmesine müsaade etmişlerâir. §6 ifthdık seker vapura yüklenecek yerde, tekrar mağazaya götürülmüş ve vapur manifestosuna tahmil edilhiİf gibi gösterilmiştir. Vapur Mersin'e hareket etmiş, niutat iskelelerden sonra Rados a dasına da uğramiftır. Oradan aldığı elli sandık şekeri, Antalya'ya ge tifıhiş ve bu ttalyan şekerleri, guya Istanbul'dan yüklenmiş şekerler gibi tstanbul ticareti dahiliye beyannamesile Antalya gümrüğüne çı karılmıştır. Bu şayani dikkat kaçakçılık vak'a sının îhbarı üzerine yapılan tahki katta bası gUmrük memurlarının bu işte alâkadar oldukları anlaşılmıştır. Evrakı tahkikiye, (1609) nu maralı kanun mucibince müstantikliğe t«vdi edilmiş ve dördüncü müstantik Salih Bey isticvabata başla mıştır. Şekerlerin muayenlerini yapan memurlara gümrük idaresî tarafından işten el çektirilmiştir. Muayene memurları kendilerini işten el çektiren makam hakkmda şikâyette bulunmuşlar ve ayrıca Müddeiumumiliğe de bir istida vermîşlerdir. Bu istidada: Ticareti dahiliye gümrük muamelâtının ne suretle icra edileceğine dair ne bir kanun, ne de bir talimatname olmadığı için muayene işlerinin ötedenberi teamüle göre ic¥h ediİdiği ve kendil#*i muayene ettikterl şekerlerin mal sahibi tara flHÖah vapura yüklenip yüklenme • nieâinden mes'ul dhtmtjracaklarm dan haklannda kanunsuz muartıele tatbik eden müfettişlerin cezalah • dlHİHiasıhl istemislerdir. 8ü litıd^alar üzerine yapllafeâk ffittâniele, müstantik tarafıridati yâPiİafl iâhkikatih neticesİne tâlik e ditmiştif. Difer taraftan ¥«Hleh hab^Fİe^e ftoe fe« iüfett« yapılan seker ka ŞâkeiJıfı senelerdenberi devaıh «t ülektedir. Mümasil vak'aların bil hâsSâ liftiir nâvâiislnde de yapildifı, fzmîr^^en cîvar cenup sahitierine giden motörlerin Yunan ve ttalyan adalarına uğrayıp ayni şekilde ha mule alarak küçük TUrk limanla rına götürmekte olduğu da bu cümUdendir. Siyasî icmal İngiltere'nin şark siyaseti tngiltere'nin vasatî Şark memleketlerine ait siyasetinin tarzı idare ve murakabesinde şimdi mühim bir tebeddül olmuştur. Basra körfe zine, Bahriahmer'e, Umman deni • zine mücavİr olan memleketler ile bütün Arabistan'cla, Irak ve Filis tin'de ve alelumufti vâiâtî Şark'ta tngiliz siyaseti şimdiye kadar muhtelif eller ve hükumet datreleri ta rafından idare olunuyor idi. Bir kısmı tngiliz himayesinde ve mandasında olan, bir kısmı da tn • giliz hazinesinden tahsisat alan yahut diğer suretle manen yahut maddeten tngiltere'ye merbut bulunan bir saha^a yakın zamana kadar bazı işleri Hindistan hükumeti, basi işleri de ya tngiliz Hariciy* Neza> reti, ya Müstemlekât Nezareti, ya Bahriye Nezareti, yahut Harbiyo Nezareti, yahut tngiliz istihbarat dairesi idare ediyordu. Bu idarelerin her biri müstakil olup biri diğeri ile temas ve istişarede bulunmıyordu. Son zamanlarda Hindistan'da milliyet ve istiklâl hareketleri ilerlemis olup bu memlekete hiç olmaz sa dominyon hükumeti salâhiyeti verilmesinc zaruret hasıl olduğuna kısmen hükumet Hindiye tarafın dan idare olunan vasatî Şark'taki tngiliz siyasetinin tarzı tedvirlni dah! değlştirmek lcap etmiştir. Hindls tan'ın mukadderatını tngiliı'lerin ilk defa Hintli'lerle birlikte mUza kere eyledikleri Londra Yuvarlak masa konferansınd» Birmanya'nın Hindistan'dan tefrikini talep v« bunda ısrar «tmişlerdi. tngiltere vaktile koca bir tmpa • ratorluk olan Birmanya'yı Hindistan'dan ayırmak ile Hindistan'ın şark cenahını kendi «line aldığı gîbi şimdi de vasatî Şark'taki tngîliz siyasetinden Hint hükumetinl uzak Iaştırmak ile Hindistan'ın garp cenahına dahi hâkim olmuştur. tngiltere'nin bu siyaseti Mısır'a karşı Sudan'da takip ettiği politika* nın aynldir. tngiliz'ler Sudan'da hâkim kaldıkça istedikleri u n t n Mısır'a dahi hâkim olabileceklari gibi Birmanya'ya ve vasatt Şark'a müstakilen hâkim olan tngiliz'ler her zaman Hindîstan'ı tazyik ede • cek bir vaziyette bulunabileceklerdir. Lortlar kamarasında müstemle • • kpt nazırının haber verdiğine göre bundan sonra vasatf Şark'taki tngiliz siyasetini doğrudan doğruya yalnız tngiliz kabinasi idare v« murakabe edacekth*. Asya'ya teveccüh Hün kabi leleri darmadağınık bir. halde Milletin birleştirilttıesi lâzım Roma'nın Omrünii ilme vakfeden telâştve fırıtdaklart Tıp Fakültesi müderrisler mec lisinin barem cetvelini tadil ettir mek üzere Ankara'ya bir heyet göndererek teşebbüsatta bulunmağa karar vermesi bütün Darülfünun mu hitinde teessür ve hayretle karşılanmış bir çok dedikodulara sebebiyet vermiştir. öğrendiğîmize göre bu murahhaslar Ankara'da şu esasm kabul edilmesini temine çalışacaklardır: Evvelâ, kabul edilen şekildeki kıdemli ve darülmesaili müderrislere uzun seneler mesaisinin mükâfatı oIarak verilen 400, S00 lira verilmiyecektir. Bütün müdcrisler, 288, muallimler 210, müderris muavin « lerî 160 lira alacaklardır. Bu şeklio kabulü ömürlerini derslerine vakfeMundzuk'un, Balamir'in ve da den diğer Fakültelerdeki müderrisIerin hukukunu ziyaa uğratacak ha evvelki Hün hükümdarlarının tır. sulbünden gelen (Hün) Kralı, Darülfünun divanı esasen bütün kendi hüküm ve idaresini, doğrubu ihtimalleri nazari itibare aldığı dan doğruya emri altında buluniçin mes'eleyi mümkün mertebe bimıyan Hün kabilelerine, cebren tarafane hailetmeğe çalısmıştı. kabul ettirmek teşebbüsünde buVakia divanda da Tıp Fakültesi lunmadıkça, onun saltanatını bümurahhasları buna itirazda bulun • tün Hün'ler, bilkuvve kabul edimuşlardı. Fakat kabul edilen diğer yorlardı. şekle ekseriyetçe muzaharet edildiği Işte busuretle, müteferrik bir için itiraz müsmir olamamıstı. halde bulunan Hün'lerin, bazan, Dün diğer Fakülte müderrislerî fttfp fFtip toplanarak bti mes'ei£yi muhtelif iki hasım millet hesabıtiztifi uzun münakaşa etmislerdir. na, birbirlerine silâh çektikleri Bir müderris, cereyan eden dedivakidi. koduların içyüzünü bize şu suretle Hün reiileri, kendilerine en ziizah etmiştir: yade ücret veren tarafın hizmee Yirmi dokuz kişilik bir ka<3tine geçer ve karşılarmda kendi röya malik olan Tibbiye müdefris lerî içinde mütekait olmıyan ancak "rklarına mensup insanlar çıkmış yedi hoca vardır. olsa da, onlara silâh çekmekte Hükumetçe otuz sene hiztnet etbir beis görmezlerdi. thif olanlar hakkmda tedabif alin Hün milletinin birleştiriltnest dlğı şu sırada senelerdenberi hera Bu kadar parçalanmış bir miltekaüİ maaJihı, hem de faal fîoca lette, hiç bir millî his buluna lardan farklt olarak tevkifatsi'z mümazdı. Her Hün rtisi, yalnız sahsî •azzaf maaşmı almış olşn bu ievatm bİraz Iranaâtkaf' HavrânİnlIarT' menfaatini düşündüğünden, Hün milletinin birleşerek müttehit bir Darüfünun yalnız Tibbiye de*rttek hareket cephesi kurması mümd«§ltâlr. Dlger Fakültes hocalari nikün değildi. Ana topraklarından çin haklarını Tıp Fakültesine ver • kopup gelen, ihtiyaçlanndan, sinler? Zaten Darülfünunun bütçesi keyif ve heveslerinden başka saik 9S0 bin lîra iken S00 bin lirası yalbilmiyen Hün'ler kendilerine pek nız Tıbbiyeye ayrılmıştır. Bundan fazlatını ittemek ne dereceye ka az menfaat getiretı muharebeler» dar doğrudur bilmiyorum. de kuvvetlerini israf ediyoTİardı. Bu karar Tıp Fakültesinde seneBidayettehİ bifligihe İrca edillerdenberi yapılması düfünülen tasmek ve kendisile karışmış milletfiyeyi tekrar canlandıracaktır. leri de millî camiaya almak şarZaten öyle zannediyorum kî Tıp tile, Hün milletinin, ne bUyük ve Dahilî siyaset Fakültesînin bu kararını Vekâlet naHüH'ler dağıntk kabileler halinde korkunç bir küvet olabileceğinij zari itibare alamıyacaktır. Çünkü Attilâ çoktan anlamıştı. Uzun müddettenberi, müstakil bütçeyi divan kabul etmiş Vekâlet Roma ve Byzans tmparatbrltik muvafık görerek bütçe encümenine küçük kavımlara ayrılmış olan vermiştir. Hün milleti, göçebelik yaşayışının lârı, şimdilik kendisine hiç bir En son olarak şunu söyliyebilirim endişe vermiyordu. O halde, Attesadüflerine uyup gidiyordu. ki eğer Tıp Fakültesi tarafından vetilâ, bütün dünyayı zaptetftek Htin'ler, tam manasile bir millet rilen bu karar muvafık görülürse için lâzım gelen rtiüeSsîr âleil hâllttde değillerdi. Irkî, lisanî, Darülfünun ailesi gücendirilmiş o • kendi kumandası altında mağlup an'anevî mizaçlarının benzerliği lacaktır.» olmaz Hün ordusunu meydana ile birbirine bağh küçük devletgetirmek vazifesine vücudünü Jerden terekküp etmiş bir mec hasredebilirdi. Fakat evvelâ: Bu mua idi. Tuna boyundaki Hün orduyu teşkil etmek, müstakil kaKralımn, Atya ve Rusya'daki bileleri itaat altına almak lâzımdı. Hün'ler üzerinde o kadar hükİktisat Vekâleti alâkadar daîreleBu emelin tahakkuku için ça • re gönderdiği tamimde idare mec. mü yoktu. Her reis, itaa lislerinde komisyonların hakkı hu • lışırken, bir çok engellere beheti altında bulunan aha zur tahsisatının kesildiğini bildir • mehal tesadüf edecekti. Nitekim liyi dilediği gibi idare ediyordu. miştir. Daire müdürleri ve Vekâlet Her reis, harbe ve yağmaya kendi ilk engeller ailesi efradı arasında memurları hakkı huzur alamıyacakçıktı. hesabına girişiyordu. Bir mıntalardır. Sigorta ve tasfiye komisyon Mabadi var kanın mahsulât menbaı tükenin ' ları azaları bu karardan kendilerinin müstesna olduklarım iddia etmişlerse de Vekâletçe kabul edilmemiştir. Attilâ'nın programında, garp memleketlerinin zaptı, katolunacak yolun bir merhalesi idi. Bu büyük sefer için lâzım gelen pa ra da Roma imparatorluğunun sukutu ile elde edilecek idi. Bun dan sonra Attilâ büyük gayesinin ikinci safhasını tahakkuk ettire • cek idi: Bu gaye: Asya'nın zap tıidan sonra, Afrika'ya te • veccüh etmek, orada (Jizerik) i ezmek, bütün Akde flll havzâsım ele geçirmek eme litfi ihtiva ediyordu. Attilâ bu suretle Çin denizinden Cebelüttarik boğazına kadar bütün Avrupa ve Asya'ya hâkim olacak, bu araziyi tek bir Hün imparatorluğu bay faği altında toplıyacak, bütün cihatia sultan olacak idi. İşte Attilâ'nın büyük emeli!.. Çocukken, ruhunu okşıyan, mb> hayyelesini kızıştıran, gençliği flln karanlık senelerinde zihttifl * de yer bulan büyük emeli şimdi filen tahakkuk ettirebilecek idi. Onu, kalıptan kahba giren mil letler üzerinde tatbik edecek, bütün bu muhtelif unsurlardan tek ve muazzam bir vücut meydana çıkaracak idi. Attilâ Şarklı'lara has usan • . mak bilmez bir sabırla, metanetle bu programı yavaş yavaş parça parça tahakkuk ettirmeğe çalısacak idi. Attilâ kırk yaşında idi. Gençlik mefkuresinin şevkine bugün bir de siyasî dehası ve uzun intizarlarda topladığı tecrübe inzimam etmişti. Margüs muahedesi fütuhatın ilk safhasını açıyordu. Roma imparatorluğunu ezmek için Hün'lerle Slâv ve Cermenler'den mü rekkep müttehit bir kütle vü cude getirmek en müstacel bir işti. Bunun için, kabilelerin alelâde l)ir yığın gibi toplanması kâf i değildi. Inzibat altına ahnmış mü tecanis bir millet lâzımdı. Garpte fimdilik hiç bir tehlike olmadığıf» gören (Attilâ), faaliyetini Asya kıt'asma tevcih etti. ce, başka memleketlere teveccüh olunuyordu. Hün reisine, halkı, arabalarile, kafile kafile nereye sevkettiğini hiç kimsenin sormağa hakkı yoktu. Bu mühaceretin nereye müteveccih olduğunu, bunun sebep ve hedeflerini kimse istimzaç edemezdi. Inkıyat altına aldıkları ırklarla Hün'ler arasındaki rabıtalar günden güne çoğalıyordu.Muhtelif kavımlar, birbirile, adeta mahlut bir hale geliyordu. Eğer, Hün'leri birleştiren kuvetli irade, kuvvetli millî azim olmamıs olsaydı, Avrupa milletleri arasında eriyip, millî mevcudiyetlerini çarçabuk kaybedeceklerdi. lere iflsaf etmek lâzımdır Kibrit fabrikası Şirket Büyükdere'de inşaata başladı Kibrit şirketi Büyükdere'de eski Nektar fabrikasının bulunduğu bîna ile arsaları satın almış ve kibrit fabrikası inşaatına başlamışhr. "" Şîriet, Nektar fabrika binâsını depo olarak kullanacaktır. Htiku • metle yapılan mukavele mucibince tayin olunan müddet zarfında fabrika faaliyete girmiş bulunacaktır. Bu fabrikaya Sinop'taki fabrikada bulunan makinelerle beraber, ts veç'ten getirilen son sistem maki neler konacaktır. Gerek tstanbul ve gerek tasra bayilerinin satmakta oldukları kib rit kutularındaki kibrit adetlerinin noksan çıktığına dair olan şayîalar şirket idaresince doğru bulunma maktadır. Anadolu'nun bir çok mahallsrinde yeni satış şubeleri açılmış, ve bu şubelerde uzun müddet kibrit ihtiyacına tekabül edecek stok mal buIundurulması temin edilmiştir. Memlekette çakmaktaşı kaçakçılığı ile hakkile mücadele edildiği takdirde kibrit istihlâkâtının bugü • ne nazaran daha çok artacağı ve hükumet varidatınm mühim bir mik • tarda fazlalaşacağı muhakkak addedilmektedir. Müsamerede Temsil esnasmda bir hanım talebe bayıldı Vefa orta mektep son sınıf ta lebeleri dün öğleden sonra Erkek Muallim mektebinde bir veda mü • sameresi vermişlerdîr. Müsamerede bir çok maarif erkanı, Darülfünun, îise, orta mektep talebelerı hazır bulunmuş ve programa son smrftan Halim Efendinin nutkile başlanmış* tır. Muzikten sonra üç perdelîk millî bir piyes temsiline baslanmıştır. Facianm tam ortasında bütün davet • lileri heyecana düşüren bir hâdise olmuştur. Talebeden Sıdıka Hanım isminde bir genç kız, temsilde kalp hastalığından ölen bir adamm haline acıyarak heyecandan bayılmıştır. Temsil on beş dakika tatil edildikten sonra devam edebilmiş ve mu vaffakiyetle bitmiştir. tntiklâl liaennde miisamere (tstiklâl) lisesi son smıf talebelerî de, dün Tepebaşı'ndaki kışlık ti yatroda bir veda müsameresi ver mişlerdir. Müsamereye istiklâl marşı ile başlanmış, müteakiben talebeden Ra • kım Efendi heyecanlı bir hitabe söylemiştir. Kırk kişinin «Koro» heyetinin çaldığı müntehap parçalar çok alkıslanmıştır. Rakım Bey, «air Nedün ro lünde çok muvaffak olmuştur. (Ah şu Nedim Efendi) ismindeki vodvil maharetle temsil edilmiş, umumî takdirler arasında müsame reye nihayet verilmiştir. MUHARREM ¥£YZ\ Bursa haberleri Bu sene koza ihtiyaca kâfi gelmiyecek Bursa muhabirimîzden: Geçen sc< ne kozanm kilosu altmış ve yetmif kuruş arasında idi. Bu sene koza f iatının 120 kuruştan yüksek olacağı tahmin ediliyor. Çünkü: Dut yap raklarının yanması ve kozanın ge çen sene gibi para etmiyeceği düsünülerek az tohum açılması bu sene mahsulünü ihtiyaçtan az çıkaracaktır. Bu itibarla kozanın azhğı gayet tabiî olarak bir fiat tereffiiü tevlit edecektir. Bu sene Avrupa'ya da %mr> kiyat yapılamıyacak, hatta koza mahsulü ne kadar ümidin fevkinde çıkarsa çıksın, Bursa fabrikalanna yetmiyecektir.. „ Zira: Bursa fabrikalan çoğalmış ve mevcut fabrikalar da teşkilâtım tevsi etmiştir. Son günlerde Bursa fabrikalarının bir (tröst) yaptıkları söyleniyor. Kaplıcalara rağbet Bu sene Bursa kaplıcalarına pek çok misafir geliyor. Bu tehacümü tevlit eden gayri müslimlerîn kaplıca şehirlerine serbestçe seyahatle rine müsaade edilmesidir. Daha ban> yo mevsimînin başlangıcında otel lerin kısmı azamı dolmuştur. Bilhassa cuma günleri Çekirge'nîn ziyaret çileri pek kalabalık oluyor. Maale sef buradaki otobüs firketlerî cu « ma günleri Çekirge yolunda pek az otobüs bulunduruyorlar. Bu yüzden halk gece yarılarına kadar Çekir ge'de vasıta beklemeğe mecbur kahyor. Cuma günieri şirketl«rin bu hatta da ehemmiyet varmelcri lâ zımdır. Uludağ oteli de tefriş edilmekte dir. Yakında misafirlere açılacaktır. Yeni bir banka Şehrimizde bir kaç ay evvel açı Ian (Adapazarı Emniyet) Banka sından sonra şimdi de (Adapazarı Tîcaret Bankası) burada bir şube a« çıyor. Bu iş için banka müf«ttlşle • rinden Asaf B. buraya gelmiştir. Mtua Altıncı fasıl Hakkı huznr yok! Romen gemileri geçti Romanya'nın Karadeniz filosuna mensup iki torpido dün sabah saat dört buçukta Boğaz'dan geçerek Akdeniz'e gitmişlerdir. Borçlar müzakeratı nasıl cereyan etti? 60,000,000 çiroz! Balıkçılar cemiyetinîn yaptığı bir hesaba göre bu sene tstanbul'da 60,000,000 adet çiröz kurütülmu| tur. Maahaza bu sehe çlrox tieare • tinin ümit edildiği kadar k&flı oifftadığı söylenmektedir. Sandalcılar hottİröltt Mazirandan itibarert tstahbul'dâ mevcut 5,000 sandalcı Tiearet mü • dirlyetince tescil edilec«k, iihhât ¥e. sikası ve ruhâatiye rerilefcektir. S«y. rüsefer memurları sâhdalcllari ilfeı bir kontrola tâbi tutaeafclâf) deri anlamtyanları vesikasi ları ticaertten menedeceklerdif. Dünkü nüshamızm t»iriflfei sinde Meclis haberlerine konan d3ft resmin sahibi nlan her zata ait isitiller soldan sağa konmak lâzım gelirken sağdan sola doğru konmuş ve yerlerini değiştirmiştir. Gene ayni sahifede Saracoğlu Şükrü ve maliye muhasebatı umumiye müdürü Faik Beylerin klışeleri yekdiğerinin yerlerine konulmuştur. Karilerimize beyanı itizar ederiz. [BâğHtahaleden mabdlti • Bu müşterek tebliğinizi pek = galip bir ihtimal ile Pendik'te alacağımız gazetelerde okuyacağız. 1"eb liğin kendisini görmedim ama umu~mî hatlarından haberdarım. Yaml mıyorsam bu tebliğe nazaran mü zakerelere inkitaa uğramış nazarile bakmamak lâzım gelecektir. Dedim. Evet, dedi, Syledir. TebHğ (şimdilik bir netice istihsal edile metniş) olduğunu ifade ediyor. Bu ifade tarzı inkita fikrini bertaraf eden bir şekildir. Bunu bilerek ve iki tarafça da istiyerek böyle kaydettik. O halde ve bittabi ikinci hîr içtima ile müzakerelerin devamı ihti malini kabul etmek lâzımdır. Dedim. Burada M. Dekloziye gözlerini biraz ufukta gezdirerek: Mantıkan öyle olmak lâzımdır, ve tabiî öyle de olacaktır ama düc kât ederseniz tebHf de bu hıisusa dair bir sarahat koyamamış olduğu • muzu gorürsünüz. tkînci bir telâ kinin nasıl ve ne zaman vuku bula cağını şhndideti tâyine imkân yoktur. Öedi. Murahhaslar aralarmdaki müzakerelerin mahrgm tutulmasını ka rarlaştırmışlar. Bu ciheti bir gütf evvel görüşttiğüm bizim murahha sımiz Saracoğlü Şükrü Bejrden de böyle oğrenmiştim. Bu noktada M. Deklozîye'yi sıkı suallerle beyhude yere rahatsız etmek istiyemedim. Kendisile borçların alâkası dolayısile Türk malî ahvali hakkmda konuş tuk. M. Dekloziye bu hususta malumat ve mütaleatını samimiyetle izah ve tafsil etti. Bunlara nazaran Os manlı borçları murahhaslannın bu defaki tetkikleri ile de müeyyet olduğu üzere Türk maliyesinin vazi yeti kolay değildir, ve Türkiye devleti bu bahiste her türlü teshilâta mazhar olmak mevkiindedir. Meselâ borçlarda gerek miktar ve gerek kısmen tediye iiibarlarile tadilât icrası yapılmıyacak şeyler değildir. . Pekî bütün bunlar böyledir de ne iÇin müsbet bir neticeye varılama • mıştır? tçtinabı kayrikabil olan bu sual karşısmda M. Dekloziye'nin diyebildiği yegâne söz şu oldu: thtilâf noktası her hangi bir miktar mes'elesi değil, belki bir prensip mes'elesidir. Biz tiiuvakkat Itilâflarla vaziyetin kolaylaşıtırıl . ması esasını kabul ediyorduk. Cumhuriyet hükumeti ise şimdiden kat'î bir hal neticesi istihdaf ediyordu. Anlaşılan hükumetimiz dahi şimdiden bu eski Osmanlı borçları mes'elesinin kendi istitaatımızla müte . nasip kat'î bir hal ve tesviyesini kendisi için prensip ittihaz etmişti ki bu fikrin lehinde dahi kuvvetle söyle • necek sözlerin az olmadığı malumdur. eırdle ınnıs İlk mektepler tatil tlk mekteplerin ilk sınıf talebelerı yarından itibaren senelik tatil lerini yapacaklardır. Diğer sınıfların imtihanı haziran içinde ikmal olu nacaktır. Bu sene leylî mekteplerdeki talebelerden zayıf olanlar (prevattoryom) a gönderileceklerdir. Maarif idaresi, sıhhiye müfettislerine verdiği bir emirde talebe arasında kaç tane zayıf, istirahat ve tedaviye muhtaç talebe mevcut olduğunun bir hafta zarfında tesbit edilmesini bildirmiştir. Bu sene muallim ve maarif müfettişlerinden bazıları ailelerile birlikte Maltepe'de bir kamp kuracaklardır. Mercan idadisi Maarif idaresi 22 senedir muhterik bir halde duran Mercan i'ladisi • nin ciheti askeriyeden devrile tamiri ve mektep haline getirilmesini tasavvur etmektedir. YUNUS NADt

Bu sayıdan diğer sayfalar: