f, 2 r ATTILA Muharriri: Marcel Brion Mütercimi: Mustafa Namık Sehir ve memleket haberleri Esrarengiz adam Sinemacılar asabiyet içinde.. \ Siyasî icmal Mekke muahedesi Arap hükumetleri ve alelumum Arap anasırı arasında siyasf vifak ve ittihada dogru mUhim bir hareket vardır. Irak Başvekili Nuri Pş. beraberinde Erkânı harp Umutnî relsl (Taha) Pş. ve Irak Hariciye Müdürü Muvaffak B. olduğu halde gecenlerde Mekke'ye felmişl€fdi. Burada Hicas ve Necid'e ve civar memleketlere hâkim bulunan Veh habi hükurneti ile iki muahede im zalamışlar ve diğer muhtelif mu* hedelerin esasatım görüşmüşler ve bazı kararlar vermişlerdir. tmzalanan muahedelerden biri muhadenet ve iyi komşuluk ve ha kem muahedesidir ki bununla iki Arap devleti jrekdiğerinin nezdine »ef irler ve konsoloslar gönderecekler dir. Diğeri iadei mücrimin muahe desidir. Bu muahede hudutlan çel ortasında ve gayri mahfuz olan Arap hükumetleri arasında dostane münasebatın devamı için gayet lâsım ve mühimdir. Çünkü bir tarafın siyasî ve adlî mücrimleri çöl tariktle digvrinin arazisine kolaylıkla firar ederek tahrikâta devam edebiliyor. Basra körfesinde bir tngilim harp gemisinde iki sene evvel Kral Faysal iie Kral tbni Suut arasında husule gelen itilâfm şimdiye kadar hakikî bir dostluğa müncer olmamasına Ne cit usatından olup Irak'a iltica eden tbni Meşhur'un tnuahhâren Surî ye'ye kaçmasına meydan verilerek Vehhabi hükumetîne teslim edile memesi sebep olmuştu. tmsalanan bu iki muahtdeden başka harameyne ait Irak'taki «vka fa, pasaport muatnelâtma, gümrüklere ve Irak ve Vehhabi memleket lerinin müştereken alâkadar oldu • ğu ve mütekabil menfaatlerine ta alluk eden mes'elelerde umumî teşrîki mesaiye dair dört muahedenin esasları görüşülmüştür. Fakat Nuri Pş. Irak'ın dahilî ahvalinin karışık olmasından dolayı Mekke'de çok kaIamadığından mezk&r muahedelerin itmam ve imzası vakti ahara bıra • kılmıştır. Nuri Pş. Mekke'den doğru Bagdat'a dönmüş ise de Irak Erktm hrnıhi Umamİ rel»i ile Irak Haftetye MüdMrü Yemen hUkiimdaYr t(Mm Yahya ile görüşmek üsere dofruca Sana'ya gitmişlerdir. Bu teşebbüsattan Arap hükumetleri arasında dost luk ve ittifak husul« getirmega en ziyade çalışan hükumetin Irak ol dugu anlaşıhyor. Filvaki büyük devletlerin mandalart mevcut iken hakikî bir Arap ittihadının vücude gelmesine imkân yok ise de bunun için zemin hazırlandığı muhakkaktır. Gayet araelî dUşünen v* hareket eden Ibni Suud'un bu gibi teşebbüslere taraftarlık göstermesi her halde Arap ittihadının vücut bulmasına imkân gördüğüne delâlet ediyor. Bu siyaset, Asya'da büyük ve kwr vetli millî kütleler vücude getirmek ve Bolşevik'lere karşı bunlar ile ittifak etmeğe çalışan tngiltere'nin politikasına dahi mülâyim gelraekte dir. ~ 19 Bonifacius ikbalde Aetius'un Hün'lere ilticasıAetius büyük bir Hün ordumınun başında Ro ma'tja karğı yttrüyotl*. Roma siyaseti bir terazi: Aetius ] mandanlara mahsus istikbal merasiminden mahrum ediliyordu. ikbalde Maksat, yapılan hizmetleri takdir Roma siyasetinin mütemadi etmek olmıyıp, Roma'nın, med cezir ve metlerinden biri, onu, yunu şükran olması lâzım gelen gene iktidar mevkiine geçiyorbir çok hizmetler ve yararlıklarla du. Ancak Aetius, bu muvaffapek fazla yükselmiş olan (Aeti kiyetinden uzun müddet istifa us) * karşı bir müvazin kuvvet de edemezdi. Saraydaki hasım çıkarmaktı.. ları, imparatorun nezdinde te veccühe mazhar olacak ve Ae Hakikî hâdimlerine karşı nantuis'e rakip çıkabilecek bir şahkörlük göstermek, Roma'nın eski siyet aradılar. Mevcut simalar bir adeti, kökleşmiş bir huyu idi. dan hiç biri bu rolü oynıyacak Böyle bir fırsatta tezahür etme iktidarda değil idi. Bunun üze mesine imkân yoktu. Maamafih, r»te Bonfacius hatıra geldi. Bonifacius'a zafer atfetmek su • Raven sarayının, adiliklerine, retile tmparatorluğun haysiyetine çılgınhklarına artık payan yok karşı oynanmış bu derece müs tu. Aetuis, (Vizigot) ların bir kı tekreh sahnelere, Roma tarihinde yamı üzerine Gol memleketine bile nadiren tesadüf edilebilir. gitti. Asileri itaat altına aldı. Bu Meskukât üzerinde, tmparato • esnada, yaptığından pişman onın yanıbaşında, bu hain ve nan* lan, yahut, hiyanetine mukabil kör nazırın resmi de darbedilmiş Vandallardan umduğuna nail olması Roma sarayının düştüğü olamıyan Bonifacius Vandal'lara bunaklığın derecesini son haddikarşı döndü ve (Kartaca) da ne çıkarımıştı. tahassun etti. Afrika'yı Jizerik'e Aetiut, (Hün) lere iltica ediyor açan cinayetini bu mukavemet Aetius, bu hakaretlere zorla tateşebbüsile örtmek için son Rohammül ediyordu. Gazabını bir ma'lı kuvvetleri etrafında top müddet gizledi. Fakat, bir gün, lamıştı. (Jizerik) i ileri hareke kendi maiyet halkı ile nazırın ma ' tinde durdurdu. Onunla müza iyeti arasında, (Arminiom) dan 1 kereye girişti ve (Jizerik) in beş mil mesafede, bir müsademe terke razı olduğu bazı kasabaları oldu. işgal etmek şartile müsaleha yapMüsademe esnasında nazır tı. Aetuis'in hasımları, Roma için maktul düştü. Bu darbenin ki felâketli olup kendisini Afrika min tarafından indirildiği şaş • imparatorluğundan mahrum bıkınlık arasında anlaşılamadı. Tarakan bu harbin neticesini, Ro biî, bu cinayetten (Aetius) itham ma ordularmın bir muzafferiyeti gibi karşıladılar. Bonifacuis'un edildi. Naibe (Plasidi) İmparatorluğun bu sadık hâdimi, nazır «iyasî hayatma hateme yerdir (Bonifacius)' tfri vefâtından çok mesi lâzımgelen hiyanetine, müteessir oTcfu. Verine, oglu alelâde bir kabahat nazarile ba(Sebastlyahus) utayîrt ettf ve ona, kıldı. Bazı ehemmiyetsiz şehir (Roma) nın hâmisi unvanını verleri bu umumî bozgundan kur di. Ayni zamanda, naibe, failirt tarmak suretile yaptığı hizmet zâhire ihracı için tahkikat icrasını yanında (Afrika) nın elden gi emretti. dişi adi bir iş gibi telâkki edil Aetius, bir Hün ordusu kumandam mek istenildi. ' Roma sarayının bunaklığı Dün, mürtet ve hain addolıîhan (Bonifacius) bugün halâskâr telâkki olunarak tmparatorun tek rar teveccüh ve iltifatım kaza nıyordu. Ona tevcih olunan rüt beler ve şeref ler nisbetinde de (Aetius) un nüfuz ve itibarı kesredilmiş oluyordu. Partris yani reis rütbesine çıkarılan Bonifa cius, Roma'ya döndüğü zaman, büyük ihtifallerle, halkın sevinç tezahürleri içinde istikbal edil di. Sarayın entrikaları yanında, millî menfa*ate pek ehemmiyet veren yoktu. Afrika'yı Roma düşmanlarına satan adama, taşıya bileceğinden fazla rütbeler tevcih edildi. Halbuki, Aetius bihakkın liyakat kesbettiği muzaffer ku Aetius, tevkifi için entrikalar çevrildiğini öğrenince (Hün) lerin yanına kaçtı. Asil seciyesini ve askerî kıymetini takdir eden Kral Rua onu kabul etti. (Aetius) un, uğradığı hakaretlerin intikamını almak istediği takdirde kendisile birlikte (Roma) üze rine yürümeğe amade olduğunu söyledi. Sadakatine karş sui muamele görmüş olan ceneral, kendi şahsî ihtirasını tatmin için değil, Im • paratorluğun menfaati namına entrikacılarla ehliyetsizleri Raven sarayından defetmeğe karar verdi ve Rua'nın teklifini kabul ederek bir Hün ordusunun başında İtalya'ya hareket etti. Mabadı var Sahte bir doktor tevkif edildi!. M. Şevketpaşa vapuru doktorunun macerası!.. Mahmut Şevket Pş. vapurunun doktoru Rifat (Şevket) Bey dip lomasız doktorluk yaptığı için îzmir'de tevkif edümistir. Hayatının sırrını ifşa ederf $evket Bey demiştir ki: « 20 sene evvel İstanbul'da evlendim, Muallâ ismiâde bir kızım oldu. 6 yaşına gejdiği Slralarda bir ecnebi kaduıite sevişerek ailemi terkettin». Onunla Pâris'e kaotım. Dört sene evvel Türkiye'ye geldlgim zamao karıtn ölmlif, kızım 13 yaşına glrmif ve güzelleşmişti. Fakat kız kardefitn Fıtnat benim Paris'e kaçmami affetmedl. Çocuiumu göstermettlek Istedi. Aylarca omın yolunu bekledim. Nihayet gördüm, kendiml tanıttfm. Ona istikbal hazırla mak vazifemdi. Fratışa Darülfü • nunundan aldığım diplomayi kaybetmiştim. Vetıislnl vermediler. İstanbul'da birlsİne 80 lira vererek bir diptpma buldutn. Lâkin Fıtnat beni ihWar etti. 3^ «eneye mahkum oldum. Bir *f sonra vereme tutul dum. Cezatnı affettiler. Istanbul'* geldim, kızıma başımdan geçenlevi anlattım. fcızitn müteessirtii. Halasımın yaptıklarındaa inti • hara karar verdigmi söyledi. «Ben bir tecrübe daha yapayıni, tnuvaffak olamazsam intibar et» dedim. Mahmut Şevket Paşa vapurunda Rifat namı müstearile doktorluğa başladım. Fıtnet gene b'îni ihbar etti. Kızıma bir mekiup yazdım, mahvolduğumu, intihar etmesini bildirdim. Müsterih olarak tıapisaneye gidiyorum, Tavsiyem olsun, kimin Fıtnat gflbi b|r kardesi varsa alâkasını kessin, bafina felâket gelir.» Fazli B. i dava edecekler! Vali muavini: ((Sinemacıların feryadı haksızlıklarına delildir» diyor Vilâyetin sinemacılar* tamim ettiği emirname, büyük bir hoşnutsuzluk husule getirmiş ve biitün sinemacılar Vilâyete müttehit bir istida [ vermişlerdir. Sinemacılar, İstanbul Vali mu • avini Fazlı Beyin imzasını taşıyan bu tamim dolayısile Fazlı Beyi, ticaretlerinden menetmek ve »ararlarını mucip olmak noktalarından mahkemeye vermek istemektedir ler. Faslı Beyin gazetelerde intişar eden beyanatı da sinemacıları kızdırmış ve ekserisi avukatlarına müracaat ederek adlî müşaverelerde bulunmuşlar ve Vali muavini Beyi dava etmeğe karar vermişlerdir. Sinemacılar Vilâyetin ancak eğIence ve hususî istihlâk vergisi kamınunu tatbik edebileceğini, bunun haricinde mukarrerat ittihazına salahiyeti olmadığını iddia etmekte • dirler. Vilâyetin teblig ettiği emirna • menin kanun ile tezat teşkil ettiğini ve Defterdarlığın talep ettiği ka • nunî bir hakkı varsa bunu yeni mu» karrerat ile değil, kanunî mukar • rerat ile talep edebileceğini ilcri sürmektedirler. Diğer taraftan Vilâyet bugün, yarın sinemacılara teblig etmek üzere ikinci bir emirname hazırla • mıştır. Bu emirnameye göre gişelerde biletler satıldıktan «onra sinema başlarken bilet defterleri derhal imzalanacak ve müşterinin elinde kalan biletler de vilâyet memurları tarafından toplanacaktır. Bundan başka, gişeler kapanıp sinemalar başladıktan tonra müfettişler tarafından sinema dahilindeki müşterller uzaktan sayılarak kontrol edile cek ve şayet bileUi* girenler varsa sinemacılar hakkında kanun «hk&mı tatbik olunacaktır. Vttftyet bü mukarreratı ittihaz etmeden tetkikat yaptırmış ve si nema rütumunda büyük teneızüller gördükten sonra bu kararı ittihaz etmistir. Dün Vali muavini Fazlı Bey bir muharririmize demiştir kic <s Bu tedbirlerimizin sinema cılan telâşa düşüreceğini daha ev velden tahmin etmiştik. Halbuki bisim gösterdiğimiz tedbirlerden kendilerine bir larar gelmesi ihtimali yoktur. Her akli selim sahibi de bunu teslim eder. Sinemacıların fazla feryatları onların haksız olduklarına delildir. Bu tedbirler, seyircilerin fazla vakit israf etmemeleri gibi mUfit faydaları da camidir. Nitekim sinemacıların fer • yatlarını dinlemeden evvel, halkın da fikirlerini bir kere anlasak fena olmaz tanırım.» Diğer taraftan Opefa slnematı sahiplerinden Cemal Ahmet Bef bir muharririmize demiştir ki: « Vali muavini Fazlı Beyin sinemacılar hakkındaki beyanatını gördük. Bir sinemacı kanunu ihlâl ederek hükmetin hissesini çalmak isterse yalnız o sinemacı hakkında şahıs ve isim ifade edilerek soz soyleAek lâzimdır. Yoksa sinemacılar hırsızdır demek doğru bir söz de ğildir. Eğer bu ifadeyi Fazlı Bey fasdik ediyorsa kendisinden her halde mahkemede hakkımızı arıyacağız. Vilâyetin mukarreratına ge Iince; bunlar kanunlara muha Hftir. VHâyetin ayrıca ta4imat yapmağa hakkı yoktur. > Şık ve Alkazar «inemacı müdürlermden Cevat B. de şuntı söylemiştir: « Serbestii ticareti sektedar ediyorlar. Vilâyetin kontrol memurları vardır, istedikleri gibi kontrol edebilirler. Bu emirler kanunlarla tamamile tezat teşkil etmektedir.» Sinemacılar bugün Vilâyete müracaat ederek vertlikleri istidaların cevâplarınr îstiyeceklerdir. Muallım maaşları ^ MualKrtle*'«vv«ifc«<gün Birlürte toplanarak maaşlarında tenkibat yapılırsa çok mağdur olacakları için hükumet nezdinde teşebbüsatta bulunulmasını Birlik idare heye • tine havale etmişlerdir. Heyet Ankara'ya gönderilmek üzere bir ariza hazırlamaktadır. Hilâliahmer güıiu 23 mayıt Hilâliahner günüdür. Her derde koşan, her ya,rayı saran, her ve remliye bakan, aç çocukları doyuran, çıplakları giydiren Hilâliahmer Cemiyetîdir., Yarım asırlık çok şerefli bir ma} ziye malik olan bu sefkat oca Jj ğına yardım etmek, senede bir lira vererek cemiyete aza ol • mak herkes için bir borçtur, f vazifedir. Vatandaş, Hilâliah J meri unutma, ona «karınca ka ; „ derince» de olsa yardım et!.. h Hapîsanede para yapanlar yakalndı Dişarîya 9 bin lira suruldugu soylenıyor Evvelki gün tstanbul hapisane • sînde garip bir sahtekârlık vak'ası meydana çıkarılmıştır. Vak'a şudur: Sinop hapîsanesinden lstanbul'a nakledile* 10 seneye mahkum Lâz kaptan tlyas Ef. mevkuf bulunduğu günleri kârsız geçirmemek için evrakı naktiyeyi taklit etmeği düşünmüş ve bu husus için lâzım gelen eş* yayı da tedarik etmiştir. llyas Ef., 10, 50, 100 liralıklan taklit için hazırlanmıştır. Diğer taraftan mah • kumlardan Kadir pehlivan ile Misak isminde iki şahıs ta ziyaretçileri vasıtasile bu sahte paraları sürmeği kabul ve bu suretle üç kişilik bir kum> panya teşkil etmişlerdir. Fakat evvelki gün mes'ele ha pisane müdiriyetine ihbar edilmîş, yapılan taharriyat netlcesinde tlyas Ef. nin yatağı altında klışeler, mü • rekkep ve saire bulunduğu gibi Kadir pehlivanm üstünde de bir to mar sahte evrakı naktiye çıkmıştır. Rivayete göre bu paralardan 9 bin lira kadarı harice sürülmüştür. Fakat Müdeiumumî Kenan B. pa • raların sürüme çıkarılmasına mey dan verilmeden taharriyatın yapıl • dıgını söylemektedir. Tahkikat de vam etmektedir. Feyziati lisesinde Feyziati erkek lisesi onuncu «mıf talebeleri dün Arnavutköy'ünde mekteplerinin müsamere salonun da, son sınıf arkadaşları şerefine bir veda müsameresi vermişîerdir. Musamereye talebelerle velileri ve Maarif erkânı davetli olarak iştiralt etmişlerdir. Musamereye istiklâl marçile başlanmış, müteakiben talebe cazbandı bazı parçalar çalmış, ana sınıf ta lebeleri çocuk dansları yapmıştır. Bir efendi monoloğ söylemiş ve onuncu smıf Aman hanım biraz sus komedisini muvaffakiyetle temsil etmiştir. Son olarak onuncu sınıftan Bürhan Efendi mezun olacak arkadaşlarına bir nutuk irat ederek ken dilerine hayatta muvaffakiyet te menni etmiş, bu nutka son sınıf talebesinden Hüseyhı Mahmut Efendi cevap vermiştir. Müsamere alkışlar içinde nihayet bulmuştur. 11 meb'usluk MUHARREM FEYZİ Münhal meb'usluklara gösterilecek namzetler Ankara'dan altnan haberlere göre münhal (11) meb'usluk için natnzet göstermek üzere fırka yarın tetkikata başlıyor. Hafta zarfında namzetlerin tesbiti ve gelecek cuma günü isimlerin ilân edilerek ayın sonuna doğru intihabın yapılması muhtemeldir. Bütçe Mecliste IBirinci sahlfeden mabait) Kıyamet kopmadı, ama! Başdöndürücü sıcaklar devam ediyor, Rasatane bunu tabiî bulmaktadır Günlerdenberi devam eden kıyamet kopacak haberi nihayet evvelki gece bazılarına heyecan ve korku verdikten sonra umu • mî bir lâtife vesilesi oldu, geçti, gitti. Gece, zihinlerinde marazî bir vehimle «acaba?» diyen koca bir istifham ile yataklarına girenler sabahleyin dünyamn yerliyerinde olduğunu pekâlâ gördüler. tzmir'den verilen haberlere göre bu havadis orada da şayi olmuş ve dünyamn sonuna inti zar edenler bulunmuş! Kıyamet haberi böylece atladı geçti ama evvelki gün başlı • yan bunaltıcı sıcak ve lodos devam ediyor. Havaların ayni sı • kmtı içinde memleketin her yerinde hüküm sürdüğü anlasıh yor. de bütçe ve islahat kanun layihalarını bitirerek tatil kararı verecekth*. Müzakerat uzarsa tatil nihayet temmuzun ilk haftasm 'da vaki olacaktır. Diğer lâyihalar Meclisin gelecek devrei içti maiyesine kalacaktır. Encümenler mesailerine de • vam etmektedir, ellerindeki lâ • yihaların sür'atle ikmaline çalışıhyor. t ~ Bedeli affedilmiyeeek mallar İstanbul Vilâyeti son itkân tasfiye kanununa ait bazı hususatı ve bu meyanda iskânı âdf suretile alınmıs malların bedelinin diğerleri gibi affedilip edilmiyeceğini sormuştu. Dahiliye Vekâleti verdiği cevapta iskânı âdi suretile mal alanların taksitlerînin affedilmiyeceğini bildirmiştir. Asılsız bir şayia Cumhuriyet Halk Fırkasınm münhal meb'usluklar için Rum, Ermeni, Musevî ekalliyetlerinden namzet göstereceği tarzında ve tahakkukuna imkân olmıyan asılsız rîvayetler dolaşmaktadır. Ekalliyetlerin Millet Meclisine girebilmeleri için daha bir kaç nesil beklemek zaruretinin mevcut olduğuna şüphe yoktur. Bir daktUo bayıldı tzmir'de evvelki gün sıcak daha müthiş olmuş, vilâyet dakti • lolarından Mukaddes Hanım hararetin tesirile bayılmıştır. Za vallı kız 4 saatte zor kendine gelmiştir. Halk sıcağın verdiği endişe ile bir zelzeleye intizar etmiş, pek çok kişiler kalabalık yerlere çıkmamıştır. Bu endişe Istanbul'da da şayi olmuştu. Rasataneye müracaat ettik, şu cevabı aldık: « Sıcaklar mayıs ayı içinde tabiî bir şeydir. İki sene evvel ayni ayda 32 derece azamî ha raret kaydetmiştik. Halbuki bu sene azamî derece 30 u geçme miştir ve gün geçtikçe azalmak tadır. Evvelki gün 30 olan hararet dün 28 derece idi. Ihtiyarların endişesi gayrivarittir. Çün Vilâyetler kalkmıyor Dahiliye Vekİli Şükrü Kaya B. bazı vilâyetlerin lağvı habe> rinin henüz takarrür etmiş bir ka« rara müstenit olmadığını, bir vilâyetin lâğvı mes'elesinin o muhitin siyasî, iktisadî ve umran vazıyetile alâkadar olması itiba rile laalettaiyn böyle bir karar ve> rilemiyeceğini, binaenaleyn kararların muvafık olabilmesi için bütün esbap ve avamilin tetkik ve tetebbü edilmesi lâzım geldi ğini, vilâyetlerin lâğvı için mu • karrer bir şey olmadığı gibi 931 bütçesinde de bunun nazari itibara alınmadığım söylemiştir. Konservatuvar talebesiniıı deniz tenezzühü Konservatuvar talebesi dün bir deniz gezintisi yapmıştır. Sabahle yin sat 8 de Üsküdar iskele*inden Şirketi Hayriye'nin 67 numaralı vapuruna binilmiş, Adalar'da ve Boğaziçi'nde gezilmiştir. Talebe Adalar'da çıkarak dolasmış, eğlentili •e nezih bir gün gecirilmiştir. kü ilmî bir hakikattir ki sıcaklık, soğukluk gibi havaî âmillerle zelzelenin hiç bir münasebeti o lamaz.» Yeni tütünler Samsun'dan avdet eden Oda birinci reisi Nemlizade Mithat Bey Samsun ve havalisi tütün mahsulâtını bu sene ümidin fevkinde iyi bulduğunu, zürraın neticeden ç^ok ümitli olduğunu söylemiştir. öğrendiğimîze göre Tütün inhisarı Heyeti Vekilece verilen ka rara rağmen henüz Samsun ve havelisindeki stok tütünlerin müba yaasına başlamamıştır. fzmit cihetinde ve Çatalca'dan Edirne'ye kadar olan kısımlarda ecnebi seyyahlarm otomobil ile seyrüsefer edebileceklerine dair intişar eden kanundan sonra pek çok ecnebi seyyahlar Londra'dan otomobil ile kalkarak Filistin, Suriye, Irak ve Mısır cihetlerine gitmek üzere şehrimizden geçmektedirler. Dün aksi istikamette seyahat eden üç tngiliz seyyah Filistin'den otomobil ile şehrimize gelmişlerdir. Bunlar tüccardan Mister Vilyam ve binbaşı Robenson ve Madam Ro benson'dan mürekkeptir. Seyyahlar Filistin ile tstanbul arasındaki yolu kâmilen otomobil ile katetmiş lerdir. Bugün de gene otomobil ile Londr'ya hareket edeceklerdir. Otomobilli seyahlar çoğalıyor Kütahya'lıların temennisi Kütahya 21 (Hususİ) Kü tahya'nın Vilâyet halinde ipkasını temenni için bir heyet bugün Ankara'ya hareket etti. Nuri