« 4 Mart 1931 Cumhuriyet Ankara Mektubu Muameie vergisi ve sanayi erbabı Sanayi Birliği verginin ilgası için Ankara'da tesebbüsata başladı Divanı harpte Bayram tatili mes'elesi Tifo derdL. Ankara, 1 mart 931 mes'ele karşısmdayız. Ve bunu esasın dan halletmek bir çok zihinleri muhteHf sebep ve vesilelerle kurcalıyan bazı tereddütleri ortadan kaldırmış olacak, çok faideli bir iş teşkil edecektir. Bizim bu hususta başka milletleri nümune tutmağa ihtiyacımız yoktur. Çünkü en âik görünen bazı garp hükü metlerinin bu yolda bizden epeyce geride oldukları muhakkaktır. Meselâ Fran sa'nın papas ııüfuz ve tesirinden kurtulmuş ilduğunu bugün kim iddia edebilir! Her ne ise. mevzu münakaşaya mütehammil olabilir. Fakat en doğru hareket, münakasayi dallandırıp budaklandırmadan bir hükumet işi olarak düşünmek. daha esaslısı da bir fırka mes'elesi halinde tetkik edip bir karara baflamaktan ibarettir. H. Fırkasının önümüzdeki umumî kongresinde bu vaziyetin şu veya bu şekilde, fakat her halde bir madde halinde tesbiti çok temenniye şayandır. Ankara'da Gazi'nin beklendiği günler Kirpiklerinin gölgesi Ta kalbe dayandı!.. Bir kaç sene evvel Eihamra'da seyrettiğim Salâmbo isimli filimdeki kadın artistin kirpikleri, avam arasında kullanılan. «süpürge gibi kirpikler» teşbihine gayet uygundu. Kirpiklerinin uzunluğunu bilen artist, her vesile ile önüne bakıyor, sonra, fırça gibi kirpiklerini yavaş yavaş yukarı kaldırarak hançer müjgânım seyircilerin kalbine saphyordu. Doğrusu, o artistin kirpiklerine hem hayrette kalmış, hem de bayılmıştım. Son senelerde, bütün sinema artisiîerinin kirpikleri Salâmbo'yıı oynıyan kadının kirpikleri gibi uzun ve kıvırcık olmağa başladı. Artık kısa kirpikli artist kalmamıştı. Zâhir. diyordum, Avrupa ve Amerika'lılar, kirpikleri uzatıp gü zellebtiren, besleyip sıklastıran bir i l â c , r>ir ko»TT»>tiI^ Ir.»»^'' 1 .. HEM NALINA>i Ankara'yı bilmiyen muhterem okuyuBugün askerlerin nıuha • jI culara arzedeyim: Gittikçe güzellesmekte merkezimizin. kemeleri yapılacak , yinolan hükumetyerden bakılmcagecele yüksek bir gözleİzmir 3(Hu.Mu.) Divani harp yarın «bugün» Menemen hâdisesi esnasında vazifelerini yapmıyan askerleri muhakeme edecektir. İdari örfiye mıntakası âmiri Fahrettin Paşa bugün Afyon'dan geldi. Menemen'de Divani harp reisi Mustafa Fevzi Pş. ile görüşerek malumat aldı. Ankara 3 <Telefonla> Dahili sanayi nesi bütçe projesinde muameie vergisinin den muameie vergisinin kaldırılmasını te sınai müesseselerde ihracat mevaddından min için hükumet merkezinde tesebbüsat kâmilen kaldınlması cihetine gidildiği ve ta bulunmak üzere tefrik edilen İstanbul bu suretle yapüan vait icra edilmek üzere Sanayi Birliği heyeti buraya gelmiş ve bulunduğu bildirilmiştir. faaliyete başlamıştır. Maliye encümeni bu 1931 senesinden muteber olmak üzere gün muameie vergisi üzerindeki tetkika verginin ilgasına dair olan kanun lâyihası Divani harp vazifesini bitiriyor. tına devam etmiş ve Sanayi Biriiği heye bu devrei içtimaiyede mecîisi âMye takdim tinin mütaleasını diulemiştir. Heyet vergi edilecektir.* şeklindeki resmi tezkereye hakkmdaki noktai nazarını bir broşör ha rağmen • muameie vergisi kanununun yedahili linde tabettirmistir. Bu broşörleri hüku ni projesinin muameie vergisinin harici siyaset met erkânına ve meb'uslara tevzi etmek sanayiden kaldırılmasına itibarüe imkân görülemiyor. Kauun ve ah Ankara 3 (Telefonla) Adliye Vekâtedirlerdi bir çare hal görülmedb şeklinde tan letince hazırlanmış olan tebeddülât lîsRisale muameie vergisinin ilgasını leap tesi âli tasdika iktiran etmiştir. Yapılan ettiren bir çok resmî vesaiki ihtiva et ziminden şikâyet olunmaktadır. tebeddülât şunlardır: mekte ve bu mes'eleyi diğer komşu devletBundan sonra 2,900.000 lira tutaıı muaErzurum Ağırceza mahkemesi reisli lerle mukayese etmektedir. meie vergisinin rpsmi devlef müesseseleriRaporda Lozan ahitnamesinin 929 da hi ne isabet eden rniktar cıkavüdıktan sonra fine Remzi, Elbistan müddeiumumiliğitam bulan beş senelik mecburi devresin ferdi müeseeselpre ait 100,000 lirahk mu ne Urfa müddeiumumisi İsmail, Aziziye de bile tecil hakkmın hükumete ait oldu amele vergisinin affedilmesi istenilmek hâkimliğine Ereğli müddeiumumisi Sedat, Palo hâkimliğine Kilis müddeiumuğunu kaydetmekte ve 4 teşrinievvel 930 ta tedir. Raporda muamele vergisinin maliyet misi Abdurrahman. İzmir icra başme rihli Mület Meclisi içtimaında Maliye Ve fiatını artırmak suretile pahahlığa ;ebe murluğuna mahkeme azasından Kadri, kilinin muameie vergisinin primlerile kıs biyet verdiğiru ve bu suretle mamulâtı ecmen mahsup edilmek suretile azaltüdığı nebiye ile rekabet edilemiyerek milli sa Ereğli müddeiumumiliğine sulh hâkimi beyan etmlş olmasına rağmen 1927 senesi nayiin sönmeke olduğu kaydolunmak Cevdet. Bergama asliye mahkemesi azalığına Tokat müddeiumumisi Necmettin, nin yüzde beş nisbetinde olan primin 930 ve tadır. Tokat müddeiumumiliğine Gaziayıntap 929 senelerinde sıfıra müncer olduğunu ve Rapor Şu cümlelerle bitmektedir. Sa ağırceza müddeiumumisi Naci, Kemaliye binaenaleyh erbabı sanayiin bu senelerde nayii asırların verdiği tecrübe. ihtisas hâkimliğine Erbaa müddeiumumisi Mehmuameie vergisini tamamen ödemek mevve sermaye yüksekliğinin verdiği kuv met Rüştü. Maraş asliye mahkemesi aza kiinde kaldığı zikredilmektedir. vet ile muazzam tesisler doğuran büyük mülâzimliğine Cide sabık mahkeme azaAyni zamanda 25 eylul 930 içtimaında milletlerde bile yüzde ikijv tahammül e sından Yusuf Ziya, Beyobalı sulh hâkimMaliye Vekill tarafından muameie vergi dilmezken Cumhuriyetten sonra yeni doğ liğine hukuk mezunlarından Fehmi, Bitsinin devlete irat temin eder bir yekun de maya başlıyan Türk sanayiinden, bu ktt lis müddeiumumiliğine Siirt müddeiu ğil, memlekete khalât imkânmı azaltan çük nevzattan kayden yüzde 6 fakat ha mumisi Cevdet Ali, Milâzkirt sulh hâmâni bir tedbir olduğu beyan edilmesine kikatte yüzde 12 vergiyi kaldınnak dahili kimliğine hukuk mezunlarından Hüserağmen muameie vergisinin bılâkis sanaie sanayii ölümden kurtarmaktır. yin, Diyarbekir sulh hâkimliğine hukuk ağır bir darbe vurduğu çünkü hariçten geHeyet netice itibarile arzularmı şu se mezunlarından Cemil Beyler tayin edfllen mamul eşyadan alınan yüzde 6 muamişlerdir. kilde hulâsa etmektedir: meie vergisUe dahili sanayiden alınan yüz1 Yeni muameie vergisi kanununun de 6 muameie vergisinin ayni şeyler olma2 inci maddesine dahili sanayi erbabı kayıp dahili fabrikalar için imalât noksan ile nıuafiyeti rüsumiyeye lığı, tesisat darlığı, mevaddı iptidaiyeye i unu mahsus mazhar olduğundan muameie vergisinden lâve olunan icar. amele. amortisman. faiz. Adana 3 (Hususî muhabirimiz veresiye dolayısile ademi tahsil sebeplerile ıstisnası hakkında bir fıkra ilâvesı. den) Meclisin manevî şahsiyetini Bu cihet mümkun olmazsa kabaran satış yekunu üzerinden verilmek 2 Teşviki sanayi kanununun 7 inci tahkir mahiyetindeki neşriyatmdan mecburiyeti hasıl olan muameie vergisinin binnetice yüzde on ikiyi bulduğu kayde maddesine bir fıkra ilâve edilerek (bu ka dolayı mevkuf Yeni Adana sahibi Ahdilerek ecnebi mamulâtının hükumetlerin nundan istifade eden müesseselerin mua met Remzi ve Muzaffer Beylerin ikinfiyelerine muameie vergisinin de ithali, ci muhakemeieri yapıldı. Ahmet Remden prinv alrfıkları ilâve olunmaktadır. F^isalede bundan sonra 20 nisan 930 ta Bu cihette mümkün olamaz ve beheme zi Bey kefaletle tahliye edildi. rihinde aktedilen milli iktisat ve tasarruf hal dahili sanayiden vergi ahnması icap cemlyeti kongresinde muameie vergisinin ediyorsa teşviki sanayi kanununun 11 inci ilgası hakkında izhar edilen umumi arzuya maddesine tevfikan verilmesi lâzım gelen işaret edildikten sonra Maliye Vekâleti ta primin her aylık tahsilâta mahsup edil rafından stanbul milli sanayi birliğine mesi ve sene nihayetine talik edilmemesini İzmir 3 (Hu. Mu.) İstanbul'dan bu17ai/930 tarihinde gönderilen ve 1931 se erbabı sanayi isirham eyler. raya gelen Enis Fahri Bey bugün tevkif !""iHiıımıııniinillllll!mnHII!IIIIIIHIIiniinnilllinmmımHi1ıı edilmiştir. Enis Fahri Bey bazı papazları dolandırmaktan maznundur. Adana'da ayetli bayrak muhakemesi Adana 3 (Hususî muhabirimiz den) Mefsuh S. Fırka binasına asılan ayetli bayrağa ait ilk muhakeme görüldü. Adliye memurları Arasında tebeddülât «Yeni Adana» sahibi kefaletle fahliye edildi Enis Fahri B. İzmir'de tevkif edildi Veraset vergisi Memurlar Adliye Encümeni lâyihayı kabul etti Kanunda yeni tadilât yapıldı Lağvedilecek vilâyetler Ankara 3 (Telefonla) Adliye Encümeni veraset ve intikal vergisi lâyihası hakkmdaki müzakeratı ikraal etmiştir. Encümen lâyiha üzerinde ufak bazı tadilât yapmıştır. Bu tadilâta göre kıymeti 3000 liradan fazla olan eşyadan veraset ve intikal vergisi almıyacaktır. Bu hususta bazı münakaşalar cereyan etmiş ve bazı meb'uslar bunun kabiliyeti tatfcikiyesi olamıyacağını ve eşyaya kıymet takdirinde müşkülât çıkacağım söyle mislerdir. Bu meyanda evvelce bir ecnebiye intikal eden 3000 lira kıymetinde hediyeden misal olarak bahsedilerek malmemarlarımn böyle hediyeler arkasından koşamıya«ağı beyan edilmiştir. Neticede kıymeti ne olursa olsun hediyclerin veraset ve intikal vergisinden istisna ediJmesi karargir oîmuştur. Cumhuriyet'm tefrikası: 3 Ankara 3 (Telefonla) Verilen habere göre Burdur, Isparta, Hakâri, Kırşehir, Ordu vilâyetlerinin lâğvile civar viIâyetlere raptedilecek, Çorum. Amasva, Tokat, Aksaray vilâyetlerinin şimdiki 1 Umumiyetle memurların lâik vaziyetleri tadil edilecektir. ve Cumhuriyetçi olmaları şarttır. Elçiler valiler gibi devletin ve hü Madrit 2 (A.A.) Hoya Official de kumetin mümessili olanlarla inzibat Lunes gazetesine nazaran bir kimyaker ve asayiş işlerîni görenler hükumetin cıva ile altm imal etmiştir. Kimyakerin ve hükumet azasının icraat ve hare yapacağı yeni teknik tecrübeler memnukâtını tenkit edemezler. niyet bahşolduğu takdirde bir İspanyol 2 İlk ve orta tedrisat ve lise rau bankası kendisine nakti muavenette bualliraleri ve derecelerinin onlara mu • Iunacaktır. adil olduğu Maarif Vekâleti tarafınMaamafih ne olursa olsun, görülüyor Adana'da bir cinayet gelen dan tayin edilecek diğer muallimler, memurlarla valiler ve onların salâhi ki cidden halledilmesi lâzım Adana 3 (Hususî muhabirimiz hükumetin prensipleri aleyhinde te • yettar kılacakları memurlardan mat*] Bu mektup dün Ankara'ya muvasa den) Ahmet isminde bir çiftçi bahada diğer memurlar beyanatta bulu • lat eden Gazi Hz. nin seyahatten avdetle çesinde ba?lanarak esrarengiz bir suzahür ve telkinde bulunamazlar. 3 Vekülerin mer.un kılacakları namaz* rinden iki gün evvel yazumıştır. 'rette ö'dürülmü'îtür. Ankara 3 (Telefonla) Memurin kanununun 9 uncu maddesinin tadili lâyihası meclise gelmiştir. Lâyiha şu dur: Sun'i altm ri okşıyan bir manzarası vardır. İnsan kendisini bol elektrik ziyaları içinde yüzen bir şehir karşısında zanneder. Arazinin meyilli olmasınm buna bittabi çok tesiri vardır. Fakat geçenlerde bir gece bana An kara bu güzelliğini kaybetmiş, biraz karanlıkta kalmış gibi geldi. Bu hissimi j'anımdakilere söyler söylemez, beş ya şındaki kızım derhal atıldı: Tabiî baba. dedi. bugün Gazi Pş. gitti de ondan! Çocuğun söylediğinde iki hakikat vardı. Filhakika Gazi, o gfün tetkik seyahatine devam etmek üzere Ankara'dan ayrümıştı ve Gazi'nin her gidişinde Ankara'ya bir hüzün, manevî bir karanlık çöker, bir sessizlik. neş'esizlik ârız olur. Bu hal bu defa her zamandan daha fazla hissolundu ve olunuyor denilebilir. Bunun bellibaşlı iki sebebi vardır: 1 Ankara Gazi Hz. nin bu mevsimde j Ankara'nın İstanbul'la müşterek bir böyle uzunca seyahatlerine alışmamıştır. I derdi vardır: Susuzluk! Yalnız arada ba2 Bu tetkik seyahatindeki ehemmi ! zı farklar vardır. İstanbul sularının teyet bütün nazarları Büyük Reisin yoluna | miz olup olmadığında herkes müttefik bağlamıştır. | değildir. Hamidiye suyunuu bile temiz Bilhassa bu ikinci nokta. üzerinde çok | olraadığını yalnız Celâl Muhtar Beyden işittik. Halbuki Ankara suları hakkında tevakkuf edilmeğe değer. Hükumet makinesi durmadan işliyor. herkes muktesit doktorun Hamidive suFakat bugünlerde esaslı hangi bir mes'e yu için söylediğini söylemektedir. İstanleye temas etseniz muhatabınızın size bul'u susuz bırakan bir sirkettir. Ankara'nın su derıîinin tek sebebi narasızlıksarahaten veya zımnan: Durunuz bakalım, bir kere Gazi tır. Yeni bir hükumet merkezi yapıyo gelsin de... Dediğini veya demek istedi ruz.ihtiyaç çok büyük, para çok az! Ankara'daki su derdinin daha yaz gelğini görür ve anlarsımz. Bunda da herkesin yerden göke kadar meden günün mes'eleleri sırasına geçhakkı vardır. İzmir, Adana ve Konya nu mesine «tifo» sebep oîmuştur. Ankara'da bugünlerde tifoya tutulantukları Reisicumhur Hz. nin bu tetkik seyahatlerindeki müşahede ve intibala lar çok oîmuştur. Fakat salgm halinde rını birer vecize halinde hulâsa etmek midir, değil midir, anlaşılamadı. Resmen tedir. Bunlardan Gazi'nin maarif siya kat'i bir şey söylenmedi. fakat bazı sersetimizde. adliye siyasetimizde. dahilî, best doktorlar şehrimizdeki tifo musapolduğunu iktisadî. içtimai sivasetimzde nasıl isti larının dört bes yüz kadar kametler takip edilme'sini muvafık eör söyliyorlar. Bu tahmin doeru ise sehrin mekte olduklarını istidlâ! etmek müm nüfusuna göre yüksekce bir nisbet teşolan bir kündür. Fakat tatbikatta fırkaca ve hü kil eder. Bu nisbette musabı kumetçe tutulacak yol ne olacaktır? hastahğa sıhhiye lisanında salgın derler Ben de burada aziz okuyuculara, burada mi, demezler mi, bilmiyorum. Bildiğim bugünlerde herkesin birbirine verdiği bir şey varsa o da herkesin kendisine ve ailesi efradına ya tifo aşısı yaptırmakta cevabı vereyim: Hele durunuz bakalım, bir kere Gazi ve yahut üç aylık bir muafiyet temin ettiği ve yeni çıktığı söylenen hapları kulgelsin de... Hakikat te bundan ibarettir. herkesin, Ianmakta olduğudur. Su derdi defedilmedikce hükumet hepimizin gözü şimdi yolda. büyük numerkezimizin nıevsim mevsim tifo sal^ıru, büyük ışığı bekliyoruz: nı tehlikesine maruz kalması tabiidir. Hele bir kere ırelsin de. . [ • ] =• Ankara Belediyesi şehr? hem temiz. hem kâfi su temin edebilmek icin senelerdenberi uğraşıp durmuş ve bu uğurda bir çok ta para sarfetmiştir. Esaslı bir tetkiBu sene de her sene olduğu gibi bay ke istinat etmediğim için belki hata eram tatili yaptık. Meclis işlerine devam decesrim, fakat şimdiye kadar edilen etmeğe başladı, hükumet daireleri, mek masrafı iki milyon Hraya yakııı tahmin tepler tekrar açıldı, hulâsa tatil bitti. etmekte büyük bir isabetsizlik yoktur Fakat Yakup Kadri B. arkadasımız bu zannederim. Şu kadar var ki bu para beş tatilden bir mes'ele cıkardı. Bu mes'ele altı sene gibi uzunca bir zaman zarfında, ise henüz muallâktadır ve etraftnda bir âcil ihtivacları hemen karşılamak gav hayli söz söylenmektedir. Mevzuu da ha retile bölük pörçük sarfedilmiş. bu yüzkikaten enteresandır: den de bugüne kadar esaslı bir netice el Lâik bir Cumhuriyetin re^mi dai de etmek mümkün olmamıştır. releri bini bayram günlerinde tatil ediŞimdi tifo hükmünü yaDin gececek, lir mi, edilmez mi? ondan sonra da su kıthğı hüküm sürmeYakup Kadri Beyin, makalesinde mü ğe baslıyacaktır. Hatta başlamıştır bile! Eski Ankara'lılar iki arşın bovunda dafaa ettiği fikre göre lâik bir Meclisin, hükumetin bayram tatili kabul et kar yağıp on on beş gün yerde durmamesi ve yapması sözle hareket arasında dıkca suyun bollanmıvacağını söylerler. bir tezat teşkil eder. Binaenaleyh bu u İki üç senedenberi olduğu çibi bu sene de böyle kar yağmadı. Havalar birdenbisulü kaldırmalı. Bu bir fikir, bir mütalea. bir içtihattır. re açıldı. BövJe çiderse Ankara'yı tescir Ancak aksi mütaleada bulunanlar da icin sarfedilen bir çok hususi emekler vardır. Filhakika lâisizm dini ret ve in ffene boşa gidecek, inşaat müteessir okâr etmek demek olmadığına, hükume Iacak. bilhassa sehir içinde icecek su bitin dini itikadı karşısında bitaraf kilma le zor bulunacaktır. sı, dini kaide ve esasların devlet idareH.M. • «I» l sinde âmil ve müessir olmaması demek olduğuna göre halkınm, heyeti umumiyesi denilecek kadar büyük ve kahir bir ekseriyeti ayni dine mensup olan bir Terkos Şirketinin fabrikasmdaki terfi memlekette bayram gürüerinde tatil borusu patlamıştır. Bugün hiç bir verde yapmak neden lâiklikle kabili telif ol su akroıyacaktır. Şirket. patlıyan boru yu tamire çalısmaktadır. masın? Su derdi ve tifoî Bayram tatili Bir gün, gene sinemada meşhur Fransız san'atkârı (Marsel Şantal) Marcelle Chantal'ın kirpiklerini gördüm. Uzun, yüzüne baktığı insanların ta kalbine dayanan upuzun kirpikler Ertesi gün Fransız gazetelerinde ayni artistin şu krokisi gözüme ilişti, kesip sakladım. Çünkü Fransız san'atkârının kirpikleri uzunluk rökorunu kırmıştı. Eski bir sporcu sıfatile rökorları pek severim de bu resmi ondan sakladım. Krokinin altıaa da merhum Tahsin Nahid'in, bilnıcm kim için yazdığı şarkının şu mısraını karaladım: Kirpiklenivn golgesı ta kalbe dayandı Fakat geçenlerde Majik sinemasında gördüğüm yaramaz ve şirin Colleen Moore (Kolin Mor ) un bir filmi, beni sükutü hayale uğrattı. Bu çapkın Amerikan artisti kıyafet ve sima sını değiştirirken perükâr, gözlerine yapışkan bir madde ile süpürge gibi sahte kirpikler yapıştırmasın mı? O zaman anladım ki sinema artistlerinin o uzun kirpikleri tabiî değil, ekme imiş. Salâmbo'y^ oy nıyandan Marcelle Chantal'a varıncıya kadar, bu güzel mahluklar o takma kirpiklerle bizi aldatıyorlarrruş. Bir iki gün evvel bir gazetede okuâuğum bir ilândan anladım ki Bevo^lu berberlerinden biH, istiyen müsterilerine takma saç gibi takma kirpik te yapıyormıış. Şimdi artık yalnız filimlerdeki uzun kirpiklere değil. hakikî hayatta gördüğüm uzun kirpiklere de inanmıyorum. Her uzun ve sık kirpik gördükçe içime bir şüphe dü şüyor• Sakın takma olmasın? Diyo rum. Geçen yaz, bir gün Haydarpasa treninde karşımda oturan karagözIü, harikulâde uzun kirpikli, tanımadığım genç kızın kirpikleri de acaba sahte mi idi, diye düşünn yordu.m. Peruka takarak kelini örten, ruj sürerek dudaklarını kızartan, pudra ve boya ile renğini tatlılaştıran, cilâ ile tırnaklarına gülgun bir parlaklık veren, Alman kimyakerleri nin himmetile saçlarınm rengini deşiştiren, sürme ile gözlerini ve gözlerimizi boyayan hulâsa sun'î va sıtalarla mevcut veya gayrimevcut güzelliğini artıran kadm, nihayet takma kirüikle de füsununu çogalttı. Halbuki biz zavalh erkekler, hâlâ, çıplak kafalarımıza bir tutam saç ekemiyoruz. Terkosun borıısu patladı Yazan: İKLİMLER Andre Moruva Terceme eden: Haydar Rifat Onun hakkında, önümde, âşık • larak kendisine kapısına kadar refa iarı olduğundan bahsedildiği za kat etmeme bir çok defalar müsaade man Don Kişot'u, Lanselo'yu düsü etmiştir. nür, bu şom ağızlı müfterilere mızraklarla hücum etmek isterdim. Madam Yaz gelince teniste daha kolayhkla Obrî bize yemeğe geldiği günler, ben görürdüm. Bir aksara hava çok gü »a"en... korkularla ks»ısık bir zeldi, bir çok çiftler orada taam etsaadetten mestolurdum. Yanında ne meğe karar verdiler; deü sevdamı söylesem münasebetsiz düştü, zanne pek iyi se^diğinden benim de kalmaderdim. Bir porselen fabrikası i?leten, mı istedî. Yei" ~ neş'elerle geçti! akk ve kendi halinde hayırhah bir adam o şam basmıştı; herkes şuraya buraya lan kocasını can düşmanı gibi görür • serilm'rti; ben çimenler üzerinde, ka<iüm. Mektep dönüşlerinde, sokakta, dının ayakucuna doğru uzanmıştım. akhm fikrim hep o güzel kadında, bü Elim topuklarını buldu, onları öper tün ümniyem ona rasgelebilmekte idi. gibi okşadı, o da çekmedi, arkamızda Farketmiştim ki öğleye doğru, filân kuvvetli kokulannı hâlâ duyduğum sokağa çiçek ve pasta almağa çıkıyor.. yabani yaseminler vardı. Yıldızlar Ne yapar yapar, ayni sokakta, çiçekçi yaprakların arasından görünüyordu. ile pastacı dükkânlarının arasında bu Bu nefis bir saadet anı olmustur. lunurdum. j Her taraf iyiden iyiye karardığı bîr Mektep çantam kolumun altmda o Ihengâmda Limoj'da zekâsile maruf yirmi yedilik bi rdelikanlınm yerde olduğunu şimdi de tecrübemle öğ sürünerek bu güzel kadına yaklaştı • rendîm. Deniz Obri vak'ası beni şiir ğını keşfettim ve aralarından yavaşça uykusundan kurtarmıstı. Hovardahğa geçen bir sözü istemiyerek duydum. girmiş, ve bunun gurur ve yeis verici Delikanh Paris'te bir adres verdi bir kat'iyyetle muvaffakiyet verir bir ve orada buluşalım, dedi. O «susu yol olduğunu görmüştüm. nuz!» diye mukabele etti; fakat gi III deceğini sezdim; midem bulanmadı, Ertesi sene çoktanberi umumî mütopuklarını bırakmadım. O da mes'ut, şavir olan babam âyân azahğına alınlâkayt beni kendi halime bıraktı. Fadı ve bizim hayat tarzımız değişti. Ben kat elim artık mihaniki bir halde bir Paris lisesinde felsefe imtihanımı oynuyor, oksamıyor, öpmiyordu, na verdim. Gandüma ailemiz için artık gihan bütün kadmlara karşı vahşî bir yazlık bir ikametgâh olmustu. Bana nefret duymuştum. hukuk tahsil ve askerliğimi ikmal etŞu dakika masamın üzerinde bu tikten sonra bir meslek seçilmesi kalunan mektep hayatına dair hatırat rarlaştırıldı defterimde şunları görüyorum: 26 haTatillerde Deniz Obri Limoj'lu haziran [D harfi küçük bir daire içinde, lazadelerimle beraber Gandüma'ya altında Barres'ten almmış şu cümle]: geldi. Böyle bize gelmek üzere hala«Kadmlara işi temin edecek dere zadelerime refakat etmeğe onun ta • cede ehemmiyet verilmelidir. Fakat lip olduğunu ' 3şfettim. Bir sırası dükendilerini temaşa ile mütelezziz o! şünce kendisine Parkımızı göstermeği mak ve bu kadar cüz'i bîr şeyden de teklif ettim, ve geniş bahçelerin bir Iâtif bir intiba almamızdan dolayı köşesinde kâin «rasatanem» dediğim kendimize hayran olmak becadır.» bir köşke zevk ve helecanla sevkettim. Netice şu oldu ki bütün o yazı genç Onu sevdiğim tarihlerde bu köskte bir kızlara kur yapmakla geçirdim, iki çok yaz günlerimi müphem hayaller i tarafı ağaçlarla bezenmiş karanlık cinde geçirmîştim. Köşkten ilerilerde yollarda onları bellerinden kavramak. köpüklere müstağrak kayalıklara ve öpmek, vücutlerini okşamak mübah üzerinde fabrikanın yükselen duman ları görünen derin derbende meftuniyetle baktı. Ayağa kalkıp ta uzaklarda amelenin çalışışlarına bakmak ü zere öne temayül ettîği bir sırada elimi omuzuna götürdüm, güldü, kucaklamak istedim, elile hafifçe itti, üze • rinde unf ve huşunet peyda olmadı, birinci teşrinde Paris'e döneceğimi, nehrin sol sahilinde hususî küçük bir apartımanım olacağını, adres şu ol duğunu, orada kendisini bekliyeceğimi söyledim. «Bilmem, güç şey!» dedi. 19061907 kışına mahsus hatırat defterimde D. ile bir çok mülakat işaretleri görüyorum. Deniz Obri beni inkisara uğratmıştı, fakat haksızdım. Çok sevimli idi, ben, neden bil mem, onlarda hem bir mütalea arka Çeşit çeşit boyalar sayesinde daşı, hem de metres bulmak istiyor renksiz kadın görmediğimiz gibi dum. O beni görmek için Paris'e gel takma kirpikler sayesinde de artık diği zamanlar hemen kollarımın ara çipil kadın gözü görmiyeceğiz ama sına girer ve kurtulur kurtulmaz es • bundan sonra da hiç bir şair çıkıp vap pruvasına, şapka intihabına ko • severilisi için: şardı. Bu halinden tiksinirdim. Ben kiKirpiklerinin gölgesi ta kaTbe dayandı taplara garkolmuştum, dünyada benDiyemiyecek! den farklı suretle düşünüp yasanabilmesini anlıyamıyordum. Mabadi var