2 Şubat Cumhüriyet KÜÇÜK KÖŞE: SON TELGRAFLARI Balkan Konteransında Murahhaslarımız teşriki mesai için müzaheret etmislerdir Atina 31 (Hususî) Balkan konferanst komisyonunda Türk .mürahaslarının irat ettikleri nutuklar Vunan siyasj raehafilinde derin intibalar uyandırmıştır. Gerek Türk heyeti murahhasası reisi Haasn Bey ve gerek diğer Türk murahhasları Balkan devletleri arasında tesriki mesai lüzmnundan babsetmisler ve Türkiyc'nin bu gayenin istihsali icin samimî muaveentini vadetmişlerdir. Selânik 31 (A.A.) Balkan konferansı nın bu sabah gizli surette yapüan ilk içti maı biter bitmez bir tebliğ neşredilmistir. Bu tebliğde konferansa iştirak eden hükumetlerin murabhas heyetlerinin faaliyet leri bakkındaki raporun dinlendiği. Balkan ittihadı yolunda atılan terakki adunlarından ve Balkanlardaki 7 devletin konferansa karşı gösterdikleri hüsnü niyetten tnemnun kaldıfı beyan edilmistir Selânik 31 (A.A.) Balkan konferansı meclisi. Balkan ittihadına dofru ilk merhaleyi teşkil edecek olan Balkan misakı mes'elesini tetkik etmiştir. Meclis, Hasan Beyin riyasetinde her millete mensup 12 murahhastan mürekkep bir komisyon teşkil edilmesini, bu komisyonun Balkan milIetleri arasında mukareent husulüne mâni olan engelleri ve bunları ortadan kaldırtnak çarelerini tetkik etmesini kararlaştırmıştır. Bu komisyonun vâsıl olacağı neticeler konferans meclisince tasvip edildikten sonra umumi bir içtimada müzakere mevkiine konacaktır. Medenî kanunların birleştirilmesi mes'elesinin ikinci konferans ruznamesine konmasına karar verilmiştir. Meclis. Balkan ittihadı fikrini yaymağa matuf bir takım tedbirler almıştır. Bu akşam şebir namına murahhas heyetler şerefine bir ziyafet verilmiştir. Be lediye reisi, heyecanh bir nutuk soylemiş ve bütün Balkan milletlerini birbirile hos geçinmeğe davet etmiştir. «Fiziyoloji» kitabı münasebetile: arlar ve artistler Osmanlı borçları tenzil edilebilir mi ? Hüsnü B., 107 milyon altın liralık borcumuz yarıya indirilebilir diyor Ankara 1 (Telefonla) Osmanlı [yapılmış olsaydı Paris mukavelesi 370 borçlarının tenzil edilebileceği iddi • milyon lira gibi bir fazla ile aleyhi • asında bulunan Himmet zade Hüsnü mize imzalanmazdı. Bunun iki yüz B. bu sabah Maliye Müsteşarı Ali Rı milyonu hakkındaki iddiamı tevsik za Beye raporunu ve raporun istinat ettim. ettiği vesikaları vermiştir. Hüsnü B., Mütebaki kısım üzerinde de tetkiAli Rıza Beye bu hususta şifahen de katıma devam ediyorum. Bu hususta izahat vermiştir. Maliyeden de bazı vesikalar alaca Verilen habere göre Hüsnü B. rağım. O kanaatteyim ki Paris mukaveporunda Paris mukavelesinin devleti lesinin akti sırasında daha esaslı tet370 milyon Türk lirası zarara soktuğunu iddia etmiştir. Bu rapor icap e kikat yapılmış olsaydı 107 milyon alderse bir komisyon marifetile de tet tın liralık borcumuz bu miktarın nıskik ettirilecektir. Hüsnü B. bu husus fına indirilmiş olabilirdi. Hüseyin Hüsnü Beyin raporunda 20 ta demiştir ki: « B«nde 150200 senelik mukavele milyon Türk altınına baliğ olan iki vesikalarmm kopyaları var. Paris büyük hatadan bahsediyor. Bu hatamuk&velesi aktedilirken bütün istik lar Osmanlı borçları tetkik edilirken mukavelelerinden ileri razlar Türkiye için birer borç olarak şimendifer kabul edilmistir. Halbuki iyi tetkikat gelmektedir. af B. M. Meclisinde Hint'lilerin sulh Bugünkü celsenin ruznamesı şartı budur Allahabat 31 (A.A.) Kongre liderleri siyasî mevkuflar hakkmda umumi af ilân edildiği takdirde sulh müzakerelerine başlanmasını iyi su rette karşılamağa karar vermişlerdir. Bundan başka liderler müzakerat devresi esnasında tuz kanununa mugayir surette vuku bulacak hareket lere memurların göz yummalarını ve ecnebi mali satan dükkânların önünde gönüllü nöbetçilerin sükun daire sinde nöbet beklemesine müsaade edilmesini de şart koşmuşlardır. Ankara 1 (Telefonla) Meclisin yarınki ictimaında, örfî idarenin bir ay temdidi hakkındaki Basvekâlet tezkeresi okunacaktır. Bu münasebetle İsmet Pş. nın izahat vermesi muh temeldir. Bundan sonra mütehassıs deniz zabitanına verilecek azmaim hakkındaki lâyiha hükumete iade edilecektir. Ankara tstiklâl mahkemesince on seneye mahkum edilen Süleyman Radi'nin sıhhî vaziyetine binaen bakiyyei müddeti cezaiyesinin affı lâyihası müzakere edildikten sonra sabık İs tanbul meb'usu Süreyya Pş. nın ziraat bölükleri teşkili;Belediyelerden yüzde 2 hükumet vergisi alınması; tarik bedelinin nısfının belediyelere ait olması hakkındaki teklifi kanunileri ve bunlara ait bütçe encümeninin ret mazbataları okunacaktır. Izmit 1 (Hu. Mu.) Bahçecikli Mehmet Çavuş karısı Fatma Bahçecik Döngel yoıu üzerinde Bahceciğe on dakika kadar mesafede karısım parçalamak. dişleri birer bi rer kırmakla. Gösünden ve karnının yanından açılan deliklerden barsakları dışarıya çıkarılmak surestile öldürülmüstü. Bunun failleri oldukları zannolunan maktulün kocası Mehmet, eniştesi Ahmet Müteakıben Menemen Divani harkayıkçı Yunus ve Mehmet asker Mehmet tevfcif olunarak Kocaeli müstantiklifincc bi örfisinin idam kararları müzakere edilecektir. Ruznameye alınan ölçüahtkikata başlanmıştır. «.Yarın» ın mes'ul müdürü tahliye lerin tevhidi lâyihasının da yarın müzakeresi muhtemeldir. edildi İzmit 1 (Hu. Mu.) Mahkum edilen Yarın gazetesi mes'ul müdürü Süley raan Tevfik B. bu kararın kat'iyet kesbetmesine kadar mahkeme kararı mucibince 200 lira kefalet verdiğinden dün akşama doğru tahliye olunmustur. Bahceçik'teki vahşiyane katil İzmir havalisinde feyezanlar İzmir 1 (Hu. Mu.)Taşhan, Gediz nehri, Manaz Armutalan. Tuzçullu, Musabey, Kösebey, ve seyrek köyünün ovalarını su altında bırakmıştır. Mezıuat hasara uğra nıış. nüfusca zayiat ohnamıştır. Ankara zabıtai belediye işleri Ankara 1 (Telefonla) Ankara zabıLondra 3E İngiliz mühendislerinden tai belediye vezaifinin. görülen lüzum biri tayyarelerc karşı yeni bir top keşfetüzerine. polisçe devamı ifasına Heyeti miştir. Bu top dakikada yirmi mermi atVekilece karar verilmiştir. maktadır. Harbiye Nezareti bu toptan iyi neticeler elde etmiştir. Heyeti Vekilede Ankara 1 (Telefonla) Heyeti Vekile saat 10 da İsmet Pş. nın riyasetinde toplandı. İçtimada vergilerde ve adlî kanunlarda tadilâtın gorüşüldüğü tahmin ediliyor. İngiliz'ler yeni bir top keşfettiler Valilerin salâhiyetinin tevsii Ankara Şehir Meclisi toplandı Ankara 1 (Telefonla) Tekirdağ meb'usu Faik Beyle arkadaşları tarafmdan vaproje F. Grubuna tevdi edilmistir. Gru proje fırka grubuna tevdi edilmistir. Grubun salı günkü ictimaında müzakere edilecektir. Ankara 1 (Telefonla) Ankara ŞeAnkara 1 (Telefonla) Ankara Valîsi hir Meclisi, bugün kanunl içtimaını ak ve Belediye Reisi Nevzat Bey, gripten maztetti ve encümenler intihabatı yapıldı. tariptir. Ankara Valisi hasta Ankara da her yer gibi bir aralık cbar salgmı > na tutulmuştur.Köşede, bucakta, sokakta, caddede. her yerde bir bar tü remişti. Daha geçenlere kadar bu bar ların sayısım belki Belediye bile bilmezdi: Yeni bar, Merkez bar, Tabarin bar, Yıldız bar. Palas bar, Şoför bar, Papa ğan bar, Elhamra bar, Türkuvaz bar, Ankara bar, Hâle bar ve gayrihüm... Şu fiziyoloji kitabı hakkında vaki Gün geldi, hayatm bir sam ruzgân olan neşriyat iki üç müderris beyninde esti. Sapır sapır dökülmeğe başladılar. cereyan eden münakaşadan ve kalem Kala kala bir iki tanesi kaldı. onlar da mücadelesinden çok şümullü bir mes'ecan çekişiyorlar. ledir. Bu bahls fakültelerimizdeki faaliBunun sebebi neydi? İktisadî buhran yeti ve zihniyeti irae eylediği cihetle rnı? Hayır. Ticari sarsmtı rrn? Değil. kemali dikkatle tetkik olunmağa şayanKambiyo, döviz karşılığı mı? Ne münadır. Mes'elenin mahiyeti hakikiyesi dahi sebet. Vergüerin çokluğu, kazançlann nazari dikkate alınırsa derin deazlığı, fırkaların tek oluşu mu? Bunlar rin düşünecek bir hâdise karşısında buda değil. lunduğumuza hükmeylemek icap eder. Bunu hayat, görüs ve seziş bu hale Evvelâ vak'ayı tesbit edelim: Tıp Fagetirdi. Bu işte ne iktisadi buhranm ne kültesinde tedrise memur, biri müderris malî işlerin, ne de kuponlar mes'elesi nin tesiri yoktur. Bir defa barlann mu ve diğeri muallim payesini haiz iki zat ayyen müşterileri vardı: Umduğundan tarafmdan bir kitap kaleme alınıyor. fazla kazananları, ummadığı parayı ce Bu kitap fiziyolojiden bâhistir. Ve tedris binde görenler, alışkanlar, kazanc haya için, talebe için tabedilmiştir. İntişar eokuduğumuz zaman tına henüz girmemiş gençler, şöyle vakit den formalarını geçirmek ihtiyacmda olan yabancüar. hayret içinde kalmamak kabil olamıyor. aylıkçılar. mirasyediler, gafiller ve akh O ne üslup, o ne Türkçe, o ne ifade ve o ne hazmoiunmamış anlaşılmamış fibaşlarında zevk sahipleri... kirler!.. İlk tesir şudur: Fransızca bil Bugün umduğundan fazla kazanan miyen bir zat anlamadığı bazı mühim lar gene var fakat gitmiyorlar. Umma fennî ve felsefi mesaili alıyor ve bunları dığı parayı ceplerinde görenler gene var, Fransıca bir ese^i^n kitabetine muk ıakat uğramıyorlar. alışkanlar eksik de tedir olamadığı bir lisana nakletmek ğil, fakat vaz geçtiler, henüz iş tutma istiyor. Burada üç vukufsuzluk karşısınmış gençler gene çok, fakat akıllarına da bulunuyoruz: Fransızcaya ademi vugelmiyor. Yabancılar gene geliyor, fakat kuf, bahsedilen mesaili anlıyamamak, girmiyor. Aylıkçılar gene tıkır tıfcır an kavrayamamak ve Türkçeye vukufsuzyorlar. fakat para vermiyorlar. Miras luk. Yalruz bizi müteessir eden bir mes'yediler başka yol tuttular. Gafiller gene tesine mensup, Tıp Fakültesi tedris heçok, fakat barlar da pek az. Akıllı zevk ele varsa o da bu eserin Tıp Fakülsahipleri gene yaşıyorlar. fakat bar ha yetinden iki zat tarafmdan yazılmış olricinde... masıdır. O halde bunun sebebini kime sor Fakültemizde pek muktedir müderrisdumsa dedi ki: lerin, muallimlerin mevcut olduğuna Gma ve ikrah geldi de ondan. kanaati kâmilemiz vardır. Bunların kıyBu gına ve ikrahı peyda ettirenler ar metli eserler vücude getirdiklerini ve tistlerdir. Hep ayni şey. aynl bayağılık. fennî tetkikat yaptıklarını dahi biliriz. ayni maskaralık ve ayni soygunculuk. Fakat maalesef aralarında bu kıymette Bir defa Türk artistine buralarda yer kimselerîn mevcut olduğunu dahi gör ve itibar yok. Olsa da bir dilim pastır mek bizi müteessir ediyor. maya. Eh! Bir dilim pastırmaya tutulan Tıp mektebi bizde bir asır evvel açılzavallı bizim kızcağızdan da hayır bekle! mıştır. Bir asır, yani yüz sene evvel!.. Yabancı artistlere gelince. bunların da O zamanlar Navarin'de Yunanistan'm dişili erkeklisi arasında bir ideal ve bir hürriyetini kazandıran toplar patlıyor kanaat hâkimdir; diyorlar ki: altında nim vahşi bir memleket idi, o Türkiye'de çabuk elden yagma edi zaman Belgrat'ta Türk askerleri ordu lecek bir mühim para vardır. Onu yağ du, o zaman Romanya bizim idaremiz ma etmeğe memuruz. kurmuştu, o zaman Bulgaristan'ın ismi Bu memuriyetlerin de o kadar fazla iş bile mevcut değildi. güzarlık, gayretkeşlik gösterdiler ki çok Bu bir asır zarfında Yunanistan görşükür vaktinden evvel gma ve ikrah gedüğümüz şu hale gelmiştir. Atina tirdiler. Gafiller ayıldı. Gençler durgunda bir darülfünun açılmış ve bu laştı. Aylıkçılar düşündü. Zevkçiler madarülfünun cihan fen ailesi ara kulleşti... sma gitmiştir. Romanya istik Sapır supur dökülmiyecekler de ne o lâl kesbetmiş, ayrı bir devlet ve hükulacak? met olmuştur. Hali hazırda üç ve hatta Yalnız burada işaret edilecek bir nok zannederim dört darülfünunu vardır. ta var: Barlar böyle amma artistler yer Romen âlimleri fen âleminde cihan lerinde.. şümul bir şöhret kazanmışlardır. Eski alışkanlardan bir dostum geçende Sırbistan kesbi istiklâl etmiş, hükumet bana şunları söyledi: olmuş, büyümüş ve şimdi üç darülfünuna Sana bir hesap vereceğim ki Ta maliktir. Zağrep, Belgrat ve Üsküp. Son sarruf Cemiyeti, Kambiyo Komisyonu, zamanlarda açılan Üsküp darülfünunu serbest kadın nizamnamesi. realist ve cidden şayani dikkattir. Ve Sırp'lılarm millî romancı ve hiç kimse bunu akıl Balkan politikasını pek âşikâr surette edememiştir. Dinle beni: gosteren bir eserdir. Halefini, selefini, girenini çıkanını Bu hâdisat karşısmda yegâne Türk birbirine kat. Hatta iki selef yerine dört Tıp Fakültesinde tedris için böyle bir halef katabilirsin. Bu vatanda bir sene eserin intişar etmiş olması tabiî bizi zarfında belki vasatiden aşağıdır am müteessir eder. Ayni teessürün Darülfüma sen vasatı al her gün bin tane ar nun muhitinde ve Maarif Vekâletinde tist vardır. Sen bunların memleketle görüleceği dahi muhakkaktır. rinde bulaşıkçı kızı, trotöz. ikametleri gayricaiz olduklarmı hesaba katma. Bin mi? Bin. Bunlar gecede en az altışar lira alırlar. on beş alanları daha çoktur ya, ne ise, sen altıdan hesap et. Gaj namı altında gecede binden altı bin lira eder. Her biri asgarî onar lira cilve bahşişi alsa altmış bin de o. altmış bin etmez mi? Pek âlâ. Konsomasyonun ondalığı olarak avrat başına en az iki lira ( Birinci sahiiedcn mabait ) koy, iki bin zammet, ne etti? Altmış sekiz bin.. Tatlı dil ile aşırdıkları çorap, is mütecaviz, Lâz Mehmet Ali hoca 65 yakarpin. çanta, manto, rop için de artist şını mütecaviz, Erbil'li şeyh Esat 90 yabaşına bir sene hesabile günde iki şını mütecaviz. lira düşür. İki bin de o. Cemet. Altmış 15 seneye mahkum olanlar sekiz bin, iki bin daha, yetmiş bin. Öte15 sene ağır hapse mahkum edilenler sini berisini caba et te yalnız gecede şunlardjr: bu yetmiş bin lirayı hesapla. Seneden Horoz köyünden Salâhattin oğlu Xa altmış gününü de hesaba katma, 300 şit. Yakup oğlu Ali, Muhittin oğlu Ali, günden tut. Yetmiş bin darp üçyüz. NeHacı Hasan oğlu Abdül, Necip oğlu mevçıkar? lut, Ratip oğlu Osman. Mümtaz oğlu Ha Müthiş be! Dedim. Yirmi bir mil şim, Haşim 65 yaşından fazla olduğun yon lira ediyor! dan cezası tabfif edilerek 12,5 sene ağır Bunların, yarım milyonunu mem hapse mahkum edilmistir. lekette sarfettiklerini farzet. Etmezler 3 çer sene hapse mahkum olanlar ya. Kalır yirmi buçuk milyon. Yarım Süleyman oğlu Murat Mustafa, Kara milyonunu da pastırma ile tutulmuş Ahmet oğlu Ali, Hasan oğlu Mehmet, Pabizim yavrucuklara verilmiş say. Ver şa köyünden Mehmet oğlu Abdürrah mezler ya. Kalır mı yirmi milyon? Peki. man, Hoca Hasan oğlu Hüseyin, RamaBu yirmi milyonun yarısıru da yalan zan oğlu Bekir, Ferit Ahmet oğlu Eyüp, söylediğimi farzet. Gene on milyon ka Bozalan'dan Hacı İsmail oğlu Hasan, lır. Muhtar Ahmet oğlu Mustafa, azadan Şimdi bu mendeburlar için senede kaç Mehmet oğlu İsmail, aza Mehmet oğlu milyon liramızın gittiğini söyle bana. İbrahim, aza Halil oğlu Hüseyin, bekçi On milyon. Ahmet oğlu Hüseyin, Rahmanlı köyün Yarısıru da iktisatcılara bağışla. den Hacı Hafız Ali. Kalır bes milyon. / seneye mahkum olanlar Yarısıru da denize at. Manisa'dan şeyh Hacı Hilmi, Horoz Kalır iki buçuk milyon. Yansını da eşi dostu kızdırmamak köyünden Ömer oğlu Ahmet, Ahmet oğlu İbrahim. Mustafa oğlu Sadi; Zeno oğlu icin hesaba katma. Kalır bir milyon iki yüz elli bin Hasan, Arslan oğlu Şaban, Muslih oğlu Halit, İbrahim oğlu Mustafa. Abidin oğlira. İki yüz elli bin lirasını da hatırım lu Tahsin, Osman Paşa köyünden Mehmet oğlu Ahmet, Salih oğlu Osman, Boiçin minha! zalan'dan, Ahmet oğlu Mehmet, Osman Kalır bir milyon. Ey! Rica ederim, söyle bana şimdi, oğlu Hasan, Sait oğlu İbrahim, Ahmet Mustafa, bunların dövizini, kopunlannı. çanta oğlu Mehmet, simsar kâtibi Hasan oğlu larını havalelerini kim temin ediyor? Mehmet oğlu Ali, tarakçı Sonra kalmışınız politika gürültüsü e İbrahim Ethem, kurabiyeci Hacı Hüseyin. dersiniz... Vaziyet hakkmda nazari dikkati cel Şeyh Esad'tn mektuplart bederim. İzmir 1 (Hu. Mu.) Üremi hastah AKA GÜNDÜZ ğından ölen Şeyh Esad'm cenazesi dün Belediye tarafmdan şehit Kubilây'm Rıhtım şirketine ikinci protesto medfun bulunduğu umumi kabristana Nafıa Vekâleti geçenlerde taahhüdatını defnedilmiştir. Cenaze namazı kabristan ifa etmiyen Rıhtım şirketini protesto etmiş yakininde kıhnmıştır. Şeyb Esat ölü idi. Şirket bu protestoya cevap vermiştir. Nafıa Vekâleti kanuni bir esasa istinat et münden bir saat evvel üç mektup yaz miyen bu cavaba ikinci bir protesto ile mu mıştır. Bunların biri Divani harp reisi Mustafa Paşaya hitap etmektedir. Diğer kabele etmiştir. Darülfünun mes'elesi [HEM göre ıslahı lâbüttür NAUNA MIHINA Darülfünunun ihtiyaç ve iktidarımıza Bu nasıl zihniyet! tayiç çıkar. Bu taksimat nisbeten teTevekkeli, millî emlâk harap olup rakki etmiş, medeniyet sahasmda iler gitmiyor! Bu zihniyet varken, Düyulemiş devletlerde mevcuttur. Fransız'lar nu umumiye gibi binaları yıkılmaktan da. Alman'larda. İngiliz'lerde olduğu kurtarmak için, onları Vezirhanı gibi gibi. oda oda kiraya vermek daha makul Bizim gibi fakir ve vesaiti noksan mil olur! letler ise bütün kuvvetlerini bir noktaya Bu suretle hiç olmazsa irat getiritesbit etmelidirler. Onların ayrı ayrı yorlar, diye tamirlerine karşılık butetkikat ve taharriyat ile iştigal edecek mütefenninleri azdır.Sonra fenr.î müesse lunur. sat vücude getirmek kolay bir iş değil1 Bir fena reklâm daha! dir. Paraya, bilgiye ve çok çalışmağa ih1 Son zamanlarda, İstanbul'un bazı tiyaç vardır. Bu sebepten elde bulunan kuvvetleri taksim ederek dağıtmaktan fotoğrafçılarında zevksiz bir reklâm Baktiriyoloji 2 haldeuHcf kgzev düşkünlüğü peyda oldu. Gazetelerde ise mevcudu bir noktaya teksif eylemek neşredilmek üzere verdikleri resim en muvafık hereket tarzıdır. İşte bu se lerin en göze çarpacak yerlerine imza beple Darülfünunumuz kabiliyetli fen atıyorlar. Meselâ büyük bir devlet aadamlarının bir mecmaı olmalıdır. damının çenesinin altına yahut dekolVe işte böyle bir mecma. bir Darül te bir kadının çıplak omuzlarma kosfünun teşkil ettikten sonra bundan diğerleri dahi tedricen doğacaktır. Faali kocaman, sakil bir imza... Reklâm yetimizde esaslı kaide iktisada riayet olsun diye atılan böyle yersiz ve çir olması icap eylediği cihetle fazla tecrü kin bir imza görünce bende şu kanaat belere kalkışmak ve büyük proieler pe hasıl oluyor: Bu fotoğrafçıda kat'iyşinde koşarak elde bulunan ve ıslahı yen bir san'atkâr ruhu yoktur. Çünkabil vesaitin Damüre düçar olmasına kü hakikî bir san'at adamı, vücude sebep olmak bizce şayani tecviz olmasa getirdiği güzel bir eserin köşesine gerektir. mahviyetle imzasını veya markasını İstanbul'da veyahut başka bir raa koyar; ancak san'at hissinden ve behalde teşkil edilecek ciddî bir Darülfü diî zevkten mahrum olanlardır ki yapnun muntazam fennî bir sây ile mem tıkları resimleri çirkinleştiren koca • lekette daha hâlâ tesir icra ettiğini görman imzalarla kendilerine sözde reküdğümüz cehaletle müe.adele ortprek VP münevverler yetiştirecektir. Tedrisat sa lâm yapmak isterler. Benim gibi düşünen ince hisli ve hasmda. memlekete ilim ve fen ile mücehhez, şuurlu ve seciyeli eşhas yetiş yüksek evzkli kariler pek çoktur. Otirmek Darülfünundan beklenen gaye nun için kendilerine reklâm yaptık nin birini teşkil ettiği gibi diğeri de larını zannederek gazetelere verdik • fen sahasında çalışmak olacaktır. Ciddî leri fotoğrafların üstüne at nalı gibî bir sây, ilmî tetkikat, memlekete temas imza atan resimcilermiz, bu hareketeden mesailin mütaleası ve bunlardan lerile kâr değil zarar ediyorlar. Çünpratik neticeler cıkarmak. sonra neşriv yat... İşte Dariilfünundan beklenen di kü iyi değil fena reklâm yaı?' orlar. ğer vazife de budur ve ancak bu sayede medeniyet âleminde şerefli bir mevki işgal etmek kabil olabilecektir. Bugün, bizim gazetenin mütefer rik haberler kısmında şöyle bir haber okuyacaksınız. Düyunu umumiye binasının sakfından bir kısmı son yağBir memleketin hayatında. mevcudi murlarda çökmüş ve tamiri için tah yetinde en büyük rol oynıyan o memle sisat istenilmiş ise de irat getirmiyen ketin manevi şahsiyetidir. Bu manevî emlâki milliyenin tamirine karşılık şahsiyet ise, edebî ve fenni âsar ile olmadığı beyanile tahsisat gönderil meydana gelir. Zaten diğer milletler memiştir. > arasında ona mevki verecek cihet dahi Ne âlâ! bu âsardır. Sonra bir milletin faaliyeDemek ki o canım Düyunu umumitine, tarzı sâyine bir istikamet vermek icap ederki bu da ancak münevverler ta ye binası, yağmurlar ve karlarla her rafmdan yapüabilir. Münevverlerin yol gün biraz daha harap olacak ve irat göstermesi sayesinde fikirler bir kuvvet getirmiyen emlâki milliyenin tamirine haline inkılâp eder ve bu kuvvetten karşılık olmadığı • beyanile tamir pahars (kültür) ve iktisadiyat doğar. Mü rası gönderilmiyerek nihayet büsbü nevverleri bir araya tophyacak olan mütün yıkılacak, öyle mi? Tabiidir ki bu essese ise Darülfünundur. İşte arülfünunun bu kadar yüksek ve bu kadar saçma sebep, İstanbul'un en güzel mehayati bir mevkii ve ayni zamanda bir banisinden biri olan Düyunu umumiye vazifesi vardır. J binası tamamen çüküncüye kadar deAvrupa'da mevcut müessesatı ilmiye vam etmiyecektir. Fakat bugün beş yi nazari dikkate alırsak bunların iki yüz lira ile yapılabilecek tamir, yarın beş bin liraya bile yapılamıyacak ve nevi olduğunu milşahede eyleriz: Bir kısmı tedrisat ve ayni zamanda «irat getirmiyen emlâki milliyenin tailmi taharriyat ile meşguldür. Diğer bir mirine karşılık olmadığı için tahsisat kısmı ise yalnız taharriyat yapar. Mem vermemek>< zihniyeti, milletin hazineleketin hayatma, iktisadiyatma. ede sine karşı irtikâp edilmiş bir cürüm biyatma ait mesaili alır, tetkik eder ve bunlardan maddî istifadeyi mucip ne teşkil edecektir. I Kararlar bugün mecliste tasdik edilecek mektuplardan biri kızına. diğeri de hapisane heyetine aitir. Şeyh Esat hapisane memurlarına hitaben yazdığı mektupta kendisine gösterilen ihtimamdan dolayı teşekkür etmektedir. Oğluna yazdığı mektubun bir kısmı Mustafa Paşa'ya aittir. Bunda: «Paşa hazretlerine söyle: Bir fakir müftü değilim ki emri şerifi, şeyh değilim ki talimi tarikati, oğluma tevdi eyliyeyim. Pederlerimizin cümlesi ehli şerif olduklarından kendim dahi o mesleki takip ettim. Şimdi de size tevdi ediyorum. Şahsımızı sade tarikatten ve şeriatten harice çıkarmaym. Karahisar'daki Haci Ali Efendi ile hiç bir alâkam yoktur. Bir defa olsun kendisini görmüş değilim. Bunun mektubuna da hayret ediyorum. Olsa olsa mektubun tarihinde bir yanlışlık olacak. Manzuru âliniz olan son iki mektupta daima hükumetin emrine itaat ve hilâfı emir bir şey yapılmıyacak, vesayası ihtar edilmistir.» Şeyhin mektubu çok uzundur. Bunun bir kısmında tercümelerinden bahset mekte, bunların gizli olmadıklarını, ki tapçılarda satıldıklarını yazmaktadır. Kızına yazdığı mektupta bazı nasi hatler vermektedir. Şeyh Esat zevcesine de bir şiir yazmıştır. Bu şiirde kendisine karşı olan muhabbetini bildirmekte, kendisinin «Bağı canan» a gitmekte olduğunu, orada buluşacaklarını, zaten kendisine «Bağı canan» vadolunduğundan üzülmemelerini bildirmektedir. Esat, ölümünden yarım saat evvel kendisini tamamen kaybetmiştir. Yatağı yanında bir telgraf müsveddesi bir de Erenköy'undeki köşkünün krokisi bu lunmuştur. Telgraf Erbil'de Şeyh Mehmed'e aittir. Bunda «Merak etmeyiniz, afiyetteyiz» cümlesi ve altında imzası vardır. Paris'te 15 milyonluk bir dolandırıcılık Paris 31 (A.A.) 15 milyona yakın para dolandırmış olmakla maznun bir kimse tevkif edilmistir i Madrit 31 (A.A.) 15 şubatta çıkan ihtilâle iştirak edenler divani harbe verile ceklerdir İspanya ihtilâlcilerinin muhakemesi DOX işaretli Alman tayyaresinin seyahati Las Palnıas 31 (A.A.t Dox işaretli büyük Alman tayyaresi saat 14 te Las Pal mas'a gelmiştir. Genup hududunda şekavet Urfa 1 (Hususî Muhabirimizden) Hududumuz dahilinde fesat cıkarmak kasdilc beraberinde Beğere aşireti rüesasından İsa ve Süleyman olduğu halde 25 avenesile gelen Drei'nin oğlu Abdülkadir'in dağlarda oldukları haber alııımış ve vilâyet jandarma kumandanı tarafmdan bunlara yataklık edenler yakalanmıştır Jandarma ile Dugerlin ve Seyhan milislerinin bu hu susta fedakârlıkları görülmüştüv. Bütün milisler cenuba karşı müttehit ve her an hükumetin emrine amadedirler. mircili Hacı Bekir oğlu Hafız Ali, kardeşi Hafız Hüseyin. Hasan oğlu İbrahim, Tenekeli Kulalı Ali oğlu Halil hapishane önünde kurban kesmişler ve namaz kılmışlardır. Bundan sonra kimler muhakeme edilecek Menemen 1 (Hu. Mu.) Divani harp bundan sonra Alaşehir'de yakalanan 25 kişilik grupu muhakeme edecektir. Bundan sonra Akhisar'h maznunlann muhakemeleri görülecek ve en sonra da Bahkesir'li mevkuflar muhakeme edilecektir. Bunlardan Balıkesir'lilerin mu hakemesi ehemmiyetli telâkki ediliyor. Şeyh Esad'a mektup getiren talebe delirmis! İzmir 1 (Hu. Mu.) Son zamanlarda Bursa'dan İzmir erkek muallim mekte bine gelen Şükrü îsminde bir talebenin bazı arkadaşlarma Menemen'de bulu nan Şeyh Esad'a Bursa'dan bir mektup çeldiğini söyiemesi üzerine talebenin dolabuıda taharriyat yapılmış ise de bir şey bulunamamıştı. Şükrü'ııün yapılan muayenesinde cinnet çetirdiğî anlaşıl mif Te hastaneye kaiaırıltnwtfr. Tahliye edilirken kurban kesenler Menemen 1 (Hu. Mu. ) Divani harbe gönderilen ve müstantiklikçe tahli yelerine karar verilen Armutlu köyünden Hacı Emin Efendi zadelerden Hacı Süleyman, Şakir, Ahmet, Hüseyin Efendiler ve Parsu köyünden Emin h«ea, De>