BİRAZ DA HASBİHAL Mübarek Ramazan; Günler ne hoş, ne kadar samimi geçiyor. Her ruhda bir şetaret, her nazirede bir halavet, hülasa her şeyde bir güzellik revnümadır. Ramazanü'l mübarek bu kudsiyetiyle, bu ulviyetiyle dinebilir ki, ehl-i İslam içün intibah günleridir. Eyyam-ı sıyamın ehl-i İslama emr ü tenbih eyledigi imsak ve riyazatın feyzi, ma'nen daha ziyade tecelliyab olur. Ramazanü'l mübarek hürmetine ahali fevcen fevc cami'lere toplanır. Kur'an-ı Kerim okunur, ümmetin mürşid-i agahı, verese-i intibah olan hoca efendilerimiz, halka vaz' u nasihata başlar. İşte mağfirete has olan feyz-i ma'nevinin en hoş tecellisi bu halde, bu manzaradadır. Bu halde büyük bir feyz var. O da ehl-i İslamın bütün dünya emellerini, dünya nefsaniyetlerni unudup, her türlü fısk ve fesaddan tezkiye-i ruh ile, cami'lere toplanmalarında, hoca efendilerin vaz ve nasihatindedir. Cami'e toplanmaktan murad, yekdil ve ruh olarak huzur-u ilahiye teveccühdür. Böyle bir dakikada evamir-i Kur'aniyeyi, ehadiyet-i nebeviyeyi tefsir ve telkine muvazzaf olan verese-i enbiyanın, hoca efendilerimizin işte bu noktada vazifeleri cidden büyük, cidden ulvidir. Dimek olur ki, hoca efendilerimiz vazifelerinin kudsiyetine şayan bir suretde ümmete telkinatda bulunacak olurlarsa, ümmet içün bu telkinatda çok büyük, ma'nevi tesirat ve füyuzat var. Fakat bu feyz ve vazifelerinin kudsiyetini bihakkın takdir eden, ciddi, fazıl, kamil, müntesibin-i ilm ve faziletin vücuduyla kaimdir. Mesela bugün Bulgaristan'ın kasabalarına akın akın hoca efendiler gelür. Bunlar içinde ümmete lazım fuyuzat-ı lisaniye ve ilmiyeye malik olamayanlar mevcud olduğu gibi şübhesiz uyanık, Kur'an-ı Kerim'in ve şer'i şerifin nisyan eyledigimiz mukteziyatını müdrik fazilet ehilleri de var. Eski bir hırka, üryan bir kisve altında kim bilir ne ali ruhlar da var. Biz böyle ruhlara irae-yi tarik-i hak ve vazife eylemek gibi had naşinaslıkdan teeddüb iyleriz. Ancak yine o hoca efendilerimize, şu Bulgaristan kasabalarında meskun ehl-i İslamı mahv ü perişan eden ve partizanlık denilen nifak ve şikakdan men'e salih bir yolda ictihad eylemelerini temenneden de kendimizi alamadığımız içün hulus-u niyetimize bağışlanacağımızı zan ideriz. Millet nifak ve şikak içinde yanıyor. Bulgaristan'da hukuk-u İslamiyeyi mahv eden partizanlıktır. Her türlü nifak ve şikak, fesad bundan çıkıyor. Ey hoca efendiler, dest-i kudret ve faziletinizdeki berat-ı necat-ı ümmet ki, Kur'andır, şeri'atdır; Ümmeti bu kötülüklerden men eden şeri'atın tercüman-ı lisan-ı kudsiyeti sizsiniz. Siz tarik-i hakda, bu yolda ictihad eylersiniz tevfik-i ilahi şübhesiz nasır-ı hakikidir - - - «oOo» - - -