İKİNCİ SULH KONGRESİ Birkaç sene evvel Rusya Çarı'nın teklif ve davetiyle Lahey'de bir sulh konferansı in'ikad etmişti. Bu konferansın, yani o konferans müessislerinin maksadı, bütün milletleri bir sulh-u umumiye bağlamak, arz üzerinde yaşayan insanların kaffesini bir kardeş gibi yaşatmak, topu, tüfengi, askerligi kaldırmak idi. Hatta bu konferansa hükumet-i Osmaniye dahi iştirak ile, mümtaz vüzeramızdan Turhan Paşa'yı ve Ferik Abdullah Paşa'yı meb'us göndermişti. Bu konferansdan hiçbir karar-ı samimi ve siyasi hasıl olmadan meb'uslar dağılmıştı. Ma'mafih bu konferansa gelen meb'uslar da, anları gönderenler de, bunun böyle olacağını bilirlerdi. Sulh konferansı, sulh-u umumi lafı, bir şairi ateşinin: Islah-ı hal ma'şer'ül insan emelleri Mevkuf imiş muhalat-ı besteye Ey eşk-i merhamet akacaksın ilanihaye Yokdur şifa ümiti bu umman-ı hastaya didigi gibi, beni beşerin min'el ezel meftur olduğu meyl-i riya ve şeytandan bir numune idi. Hülasa-yı kelam Birinci Sulh Konferansı'nı te'sis eden Rus Çarı hazretleri konferasdan biraz sonra sulhperverliğini aksa-yı Şark'da gösterdi. Koca Çar! Avrupa'nın nısfına bedel olan o koca memleketlere, o koca bilada sığmadı. Çar ailesinin debdebe ve daratını te'min içün lazım olan rubleleri, ta aksa-yı Şark'da aramağa başladı. Fakat felek Çar hazretlerinin saha-yı amaline de bir diken,bir bela, bir Japon çıkardı ki, o dahi neye uğradığını şaşırdı. Rus-Japon Muharebesi betti, Avrupa siyaseti sahneden sahneye geçdi. Şimdi ikinci bir sulh konferansı lafı daha devrana başladı. Bu konferansın gelecek bahar mevsiminde yine Lahey'de in'ikadı musammem imiş. Birinci Sulh Konferansı'nın müessisi Rusya Çarı idi. Halbuki Rusya Çarı'nın bugün şu vaziyetde alemi sulha davete yüzü yok. Çünkü mülkü dahilinde kanlar içinde yüzen bir hükümdarın bu teklifine, gayrı alem güler. İkinci konferansının müessisi Amerika Reis-i Cumhuru olacakmış. İngiliz ve Fransız gazeteleri bu konferansın in'ikadı içün müessisilik şerefini Amerika Cumhuriyeti Reisi'ne münasib görüyorlar. Olabilir ki, bu konferans yine in'ikad ider. Fakat netice acaba ne olabilir ki? Netice evvelden 'ayandır. Sulh-u umumiyi imzalamağa gidecek devlet meb'uslarının, aynı zamanda dakikada binlerce insan telef idecek toplar, tüfenkler keşif ve sipariş ideceklerine yine şübhe yokdur. Çünkü beşeriyet anlamıştır ki, dünyada, hak kuvvetle tecelli ider. Anınçünkü kuvvet-i ekseriya hakka galebe ider. Kuvvetsiz hak, ekseriya zail olur.