ASN ç ÇAM NLN 18 Ağustos 1989 PAZAR TARİHİ ROMAN | KANLI ÇÖL | Nakleden: xx Paşanın ilk merhalesini teşkil eden Kudüs kaleleri görünmüştü Genç İbrahim paşa bu hareketiyle'kes tereddüd ve endişe içinde idi. devlet hazinesini parasızlık 1stırâ-| Bilhassa erkekler harp için hazırlan- bından kurtaracaktı. Ayni zamanda dıkları halde takip edecekleri hattı Mısırdan pek geri kalmıyan bu eya- bareket hakkında amirlerinden tali- letin senelerdenberi toplanmıyan res-|mat gelmediğinden kararsızlık için- mf aidat ve tahsil işlerini yoluna ko-|de kıvraniyorlardı. yacaktı. Meselenin daha mühim ci-| — Bu eyaletleri Osmanlı saltanatı- heti vardı: nın hükümdarlığı altında be; ir Sevdiği $ Ayşeye * kıymetli idare ediyordu. Burların hiç biri Os- .ıedıy.ı.ıh.;::mîf manlı devletinden memnun değildi. ahim paşe yıldırim sür'atiyle Mısır ordularını hazırladı ve Kahire- lilerin mutantan şenlikleri arasında yola çıktı. ğ İbrahim paşa Gazzeye giderken, Yollarda toz bulutları kaldıran ordu- larının geçtiği her yerde, gerek şah- Sen, gerekse ordusüu — azami- iltifat tgörüyorlardı. Erzak ve bilhassa su Varilleri " yüklenmiş olan' develet kumlu çölleri zahmet çekmeden aşa-| rak geçiyorlardı. Ordu cehennem gibi yanan çöl- lerin içinden yavaş yavaş ilerliyor, tesadüf ettiği gölgeli yerlerde istira| hata çekiliyordu. İbrahim paşa yük- rinden Osmanlı devletine karşı harp imkânını bile “bulamıyorlardı. 'Bu yüzdendir ki, birer birer İbrahim pa- şaya müracaât ederek arzı ubudiyet ediyorlardı. İbrahim paşa da müracaat eden- leri mutad merasimle kabul ediyor- du. Bu suretle hem taraftar temin ediyor, hem de nüfuzunu artırıyor- du. İbrahim paşaya —arzı ubüdiyet edenler üç emirdi. Biri İbni Mansur bü adam fermanı şahane ile Trablus tek zekâsı aayesinde ordusnu bü-|şam merkezini ve vilâyete merbut Yük bir itina ile idare ediyor. Kuvve-|bir sancağı idare ediyordu. lbııi_Man tini boğucu sıcakların tesirine kap-|surun müttefikleri olan iki emir da-) fırmamak için elinden gelen bütün|ha gelmiş, İbrahim paşaya arzı ubu- tedbirleri sür'atle alıyordu. Bu suret-|diyet etmişti. İbrahim paşa bu emir- k ordu mücadele kabiliyetinden en|leri hususi merasimle kabul etmiş, kücük bir zerre bile kaybetmeden| bizzat istikballerine çıkmış, devlet| ilerlivordu. hezinesi için İstanbula — gönd. İbrahim paşa akşam istirahata|parayı çalanları ve müfrezeyi öldi gekilmeden ordusunun vaziyeti, ihti-|renleri tesbit etmek onları günlerce Yaçları vesairesi ile alâkadar oluyor-|misafir olarak kabul etmişti. — du. Bu teftiş onu bir zaruret haline| — Nitekim vaziyeti tesbit edince er- irmişti. Askerleri birer birer tef-|tesi gün derhal hareket emrini ver- Hiş ediyor. Bazan çadırlarına bile gi-| miş, ve muntazam ordusu, arzı ubu- Terek hatırlarını soruyordu. - diyet eden emirlerin verdikleri altı İbrahim poşa bu arada sevgilisi-|bin Arap askerle takviyeli - olarak Hlnrena Âvseyi de hatırdan çıkarmı.| Yla çıktı. —— Yordu. Paşa her yaptığı teftişten son-| N Ta çadırına dönüşte prens Âyşe için 1505 senesinin termmuz a.yxnd;ı hazırlamış olduğu kıymetli bediyele-|idi. Bahçelerin açılmış güllerinden, Fi de kontrol ediyordu. Ve onları ta-|çıkan kokular, açık mavi ufukları hamen yerinde, hem de istediği gi-| baştan başa kaplamıştı. Tarlalarda bi güzel ve şaşalı bulunca müsterih| buğdaylar kemale ermiş, köylüleri *larak yatağına giriyardu. faaliyete geçmişti. Fakat bol ve be- İbrahim paşa ordüsiyle beraber|reketli zahirenin kendilerine kalıp $ölü aşarak Gazzeye varıncaya ka-|kalmıyacaklarını bilmiyorlardı. Cev- Sar tam on iki gün uğraştı. Çölde bir| Yal gençlerden mürekkep en iyi si- lakım Araplar esrarengiz bir şekilde| lâblarla techiz edilmiş yirmi bin kişi- kumun altından meydana - çıkıyoı-|lik büyük bir ordu o civarı istilâ et- t. Çehreleri yarı kapalı olduğu|mişti. Esasen Araplar için «Türk or- Mue paşanın çadırına kadar - geli-|dusu geliyor» kelimesi, Arapları ma- Yor, arzı ubudiyet edererdi. Ondan|nen bozmak uğratmak için kâfi idi. Yonra kısraklarına binerek tekrar es-|Korku, sari bir illet gibi her tarafı Tarengiz bir şekilde kayboluyorlardı. |kaplamıştı. Arzı ubudiyet etmek için Paşanın ilk merhalesini teşkil|İbrahim paşaya vaki olan müracaat- Men Kudüs kaleleri, nihayet, ufuk-|ler her gün çoğalıyordu. İbrahim pa- :;iı görünmeğe başladı. Gerek Ku-|ta bıî:un bu ;nüııı:nıtlui kabul e'ıâı- ve gerekse civar kasabaların aha-|yor, hepsini huzuruna çağırıyor. Kı- B a ae nn ağla eadıda mvadikap önceden haber almış olduğu için or-|sonra iltifatta bulunuyordu. Fakat düların muvasalâtını hem korku,|emirler ayrılırken tekrar sert lisanla, hem de heyecanla bekliyorlardı. dakdk&mmğqı karşı h;ıekl:tne k A ek cesaretini gösterecek olan- %w;nm":nî y Bibiklerii z bi ee İslif ova ve yaylalardaki kabileler bir|mis olduğunu hatırdan çıkarmamın- k'iıı Ka olarak ayrı ayrı yaşı-|larını tavsiye ediyordu. ’“tlııd,_ Maamafih emirlerden iki kwh::e Ti e Dd nüz gelmemişti. Bunlardan i mmim':" "'E Ciddeyi idare eden emir Şerafeddin, ği devleti Cebeli Lübi idiğeri de Korkmaz ismini taşıyan kısım arazisini idare eden bu emir, © civarda istihsal edilen ipeklerden azami istifadeler temin etmiş, cok zengin olmuştu. Emir korkmaz Os- manlı devletine itimad beslemiyen ve daima şakiliğe kaçan anarsist bir adamdı, bilhassa Osmanlılar babasını öldürdükten sonra büsbütün emni - yeti kaçmış, şüpheleri uyanmış, yu- vasında kurd gibi beklemeğe barla- Erkekler yalnız muharipti. Amir| Tti- yalnız muharipti. Amir ü e L l siratetirler Berabe: 1 — İbrahim paşa bu vaziyet karşısın- AA gee ha Ti zalin ah Salikyayandi, Heç bi di :“.b.&kmılı bıçak ve yatağanlarla| elçiler gönderdi, ve arzı ubudiyet Gi ; İiçin bizzat öordugâha gelmelerini bil- .,Nil:ukuu sarılarak harbe ko- Ü gâha g ğ K z ündi. . —: Ğ.him pasanın idaresindeki Os- — Devam edecek — lkmcz L eeT DD AD Ordül Kudüs şerife mu- Sumefb 3k Köylü giyim oçvası — satışlarına etrafındaki — kasabalarda Eıııuw&. İstifade ediniz. HĞ d i geçimsizlikten daima istifa- hi Eniştir. Bu diyarda en çok hâ- ş.d_-lu müslimanlardı. Bütün ka- Mü,©” hep onlardan korkuyorlardı. | iultlimanlar - tarlalarını * serbestce L Üat ediyoclar.-bühasesi içek böcek- F ,:_"ıthbmün bu işleri kadınilar görü- ——&? bir korku uyandırmıştı. Ka- ll gitmek için bileev-| Bala çıkmıyorlardı. Her- | 25 yıl sonra Fakat aralarında ittifak edemedikle- P*-Tyalistik harbin alevleri düfyanın değil, yerlerinden bile k.m,]dm“k;qulll mütecavizler, ikinci bir emper sebeblerle mihvere göre artık başla- emperyalistik harbin bir taraflı ma- hea ve hemen hemen yegâne harp yordu. Bazı sindedir. daki casusluk ve bozgunluk faali- (ANADOLU) İtalya ve Balkanlar İkinci bir emperya- listik harp Müthiş teknik Sinyor Gayda gene yumurtluyor sürprizleri gös-| Jtalya, Balkanların en terece Moskovada çıkan İzvestia gaze- tesi (25 sene sonra) başlığı altında neşredilen bir makalede şöyle denil- mektedir: <1914- 1918 emperyalistik cihan harbinin patlak verdiği o müdhiş günden bu güne kadar 25 sene geç- miş bulunmakla beraber, bugün ge- ne başlamış bulunan ikinci bir em- Muharrir, aklı sıra Londrada müntşir «News Chroni- eler in İstanbul muhabizı 31 tenjmuz tarihiyle gazetesine gönderdi telgrafta Reisicamhur İsmet İn nün amiral Cunninghamı - karşıla- mak üzere İstanbulu ziyaret edece- Kini bildirdikten sonra diyor ki: İstanbul matbuatı italyanın oniki adadaki Türk ahaliye karşı ettikleri fena muamaleye karşı asabiyetle mü- cadele etmekte ve Oniki adanın Tür- kiyeye iade edilmesini talep etmek- tedir. Bu mücadele hükümet yardımı görmemekle beraber son zamanlar - da Hatayın elde edilmesi ile hoye- canı artmy olan halk tarafından töş- kun müzaheret gösterilmektedir. Matbuat «İtalyaya, ancak Türki- ye üzerine yapılacak bir taaruzda üs olarak kullanılmaktan maada bir kıymeti olmıyan zavalh Oniki adanın iadesini talep etmekte ve: «Biz bu adaları kendi emniyet ve huzuru kalbimiz için istiyoruz. Bu adalardaki hakkımızı ilk olarak ta- nıyacak, Tunus, Kors'ka ve Nis diye haykıran İtalya olmalıdır.» Giornale d'İtalia yazetesinde İtal- yanların malüm muharriri V. Gay- danın imzasını — taşıyan başmakale şöylede şöyle demektedir: Çemberleme siyaseti ve Balkanlar İngiltere ve Fransanın, Balkan dev letlerini çenberleme siyasetinı üyü kbir sahasını kavurmaktadır. yalistik harbin artık başlamış olduğu, bu harbin ki arzdaki halkın dört. te birini kendi içine aldığı, bu harp neticesinde şimdiye kadar dört dev- letin istiklâlinden mahrum kaldığı ve ikinci emperyalistik harbin Cebe- lüttarıktan Şankhaya kadar olan sa- hadaki muhtelif cephelerinde 6 - 7 milyon askerin çarpışmakta bulun- duğu keyfiyetini her türlü yollarla hâalktan gizlemiye çalışmaktadırlar.» Makalenin bundan sonraki kıs- mında 1914 cihan harbini doğuran miş bulunan ikinci cihan harbi 8- beblerinin uzun ve mukayeseli bir tahlili yapılmakta ve şöyle devam edilmektedir: Ademi müdahale siyaseti ikinci hiyetini tayin etmektedir. Lâkin ge ne bu siyaset, ya” "makta olan har- bin umumi cihan Jarbine münkalib olmasına yardım edici bir faktördür. Hiç şüphe yak ki, ikinci emperyalis- tik harp 1914 - 1918 harbinden da- ha muazzam bir şekil almaktadır. Birinci emperyalistik harpte baş- al i-| vaş ve metodik şekilde in! Ut ehemmiyetsiz harekât| mektedir. Bu meseleden evvolee de hesaba katılmazsa, Pasifikte ve uzak| bahsetmiş idik. Bugün gene bum, şarkta hakikat halde harp olmamış-|avdet ediyoruz. İngiltere ve muavini tır. Şimdi ise Uzak şark artık şiddetli| Fransanın, Bulgaristanı — tocrid et. bir harbin sahnesi olmuş bulunmak-|Mek ve italyan ve A__h'f“ nüfuzunun tadır, ve hiç şüphe yok ki, bütün Pa- | Balkanlarda — tabii inkişafına sed sifik denizi müdhiş bir deniz ve ha-|Sekmeyi istindaf eden Balkan an- va harbinin sahnesi olmak tehlikesi |tsntını her suretle takviye etmeğe ça karşısındadır. hıştıklarına şüphe yokiu;. i Bu cümleden olarak İngiltere söz- üa':anâıî;d:'ü?ğıî,uzfîî de bir cömerdlik göstererek ikraz- muştur. O zaman Akdenizde ancak| !*”da bulunuyor. Türkiyeyeye 17 mil- antant filo hâkim bulunuyordu. Hal-| Y91 sterlinlik bir ikrazı kısmen te- buki şimdi Akdeniz şiddetli bir deniz| diye ve kısmen vaad etmiş bulun- ? E ike | Maktadır. — Romanyaya beş buçuk ve hava harbi sahnesi olmak tehlike- Saninie ZEdakilainda GA myok iki yüzbin sterling verilmiştir. Bu ik. razlarda, çenberleme syasetinin mü- tecal faaliyetini Avrupa Balkan- larına kadar tevsi etmesine yaraya- cak olan siyasi ve askeri paktlar, bi- lüteral ve ünilateral garantiler de ilâ ve edilmektedir. Bu muhtelif garantilerden doğan vaziyet şudur* Şüphesiz ki Türkiye, İngiliz siya- setini en gürültülü şekilde kabul e- Harp tekniğinin ve bilhassa tay-İdvn memlekettir O bunu gizlemiyor yareciliğin fevkalâde inkişafı da| Hi 11a gazetesinde, bünu bir bayram 1914 - 1918 senesine nazaran harp Eibİ gösterip — öğünetek bazalı bir sahasını genişletmektedir. Cephe ile keyon teskil sdacek dereced cephe gerisi arasındaki fark gitgide tiriyor, Vakıa 190 yenin silinmektedir. Şüphe edilmemelidir kârı: bir şek'lde boşladığı ki, ikinci emperyalistik harbin cere-| y yanı esnasında harp tekniği daha faz la inkişaf edeceği gibi, 1914 - 1918 harbi «sürpriz> |. ok geride bır rtakacak mühtelif «teknik sürprizler> in alması da muhtemeldir. İkinci emperyalistik harp bütün cihanı ihata etmek tehlikesini gönter- mektedir. Bolsevikler 1914 - 1918 de pasifist değillerdi ve bilhassa bu- gün asla pasifist değillerdir. Onlar sulh işini kahramancasına müdafan etmekte, fasistik tecavüzün bundan böyle — genişlemesini durdurmıya muktedir umumt bir sulh cephesinin yani tam bir mütekabiliyet. tam bir müsavat ve mühlik «Bitaraflık» yasetinden namuskârrane, samima- ne ve kat'i bir surette - vazgeçilmie esarlarına kurulacak bir sulh renhe- sinin taraftarıdırlar. Onlar 170 mi- n yonluk Soövyet milletinin hasında ola|sokmaza yeltenecek her hangi bir rak -Sovyetler Birliği hududlarına|faşist kundakçısının kafasını parça- ikinci emnervalistik harbi yangınınıİlamıya bazırdırlar.» dt Mütecavizlerin Amerika kıtasın-| yetleri ve mütecaviz devletlere mu- kabelede bulunulmasiyle - Birleşik Şimali Amerikanın doğrudan doğru- ya alâkadar olması, Amerikanın İkin ci cihan harbinin birinci merhalesin- de bile, birinci cihan harbindekine mazaran, daha faâl bir rol oynıyabi- leceğini göstermektedir. Tüccar zihniyetiyle hareket ede- rek bir taraftan İskenderunu temin ve diğer taraftan, techizatını tamam- lamaya, ekönom!sinin Mkişafına ve muhtelif siyasi ve malf apekülâsyona yarayacak olan büyük istikrazlar e- de etmiş oluyor. Fakat Türkiye bu yeni istikameti ihtiyar etmiekle Ata- türkün yapıcı görüşüne tevarüs et- miş olmaktan ziyade Abdülhamid &- yasetinin varisi olduğunu birden ifşa etmiş bulunuyor, (ANADOLU —- Zavell italyan mu harriri! Ebedi Şefi, İtalyaya dost sa- nıyordu galiba.. O, fani gözlerini ki.- parken bile Türk suları içindeki İta yan faaliyetinin singi ve habis teza-) hürlerini görüyordu. Bugün sağ ol- saydı, gene bu siyaseti takip edecek- büyük devleti imiş!? Türkiye, Yunanis- tan ve Romanyayı tehdid ediyor ti İngiltere ile mesai teşriki Abdül. hamid siyaseti ise, İtalyanlar, bu si- yaseti Çok tecrübe ettiler. fakat bu iyasetlerinde — ahlâk ve dürüstlük| olmadığı için foyalafı çabuk meyda- na çıktı.) Türkiye, hakikatte, Fransız - İn- giliz politikasına hizmet etmek için para almış oluyor. Tarih bu yolun iyi bir istikamet olup — olmiyacağını — gösterecektir. (Onu hiç şüphe yok Gayda efendi.. Hem de size gösterecektir). Fakat bugünün tarihi, Türkiyenin memle- tini tehlikeli taâhhüdlerden, uzak bulundurmıya, 'erle esasen Os- manlı imparatorluğunu — parçalarmış iki emperyalist demokrat devlet ara- sında müuvazeneli bir siyaset muha- faza etmeğe çalışan ve memleketin. hakiki menfaatlerini ileri görüşiyle Bören Atatürkün çizdiği yoldan şid-| detli bir surotte itiraf ettiğini göster- mektedir. Diğer taraftan, Türkiyenin eski hegemonya tasavvurlarına avdet et- tiği muhakkaktır (!) Bir taraftan çenberleme siyasetimi takviye ede- cek olan askeri anlaşmalar, berri ve bâhri antantların akdiyle ve silâh ve ordu hazırlıklariyle meşgul olunur- ken Ankara hükümeti Fransa ve İn- gilterenin yardımına güvenerek eke- pansiyonist mahiyetteki polit! avdet etmektedir. Bütün wwvw #iyaset takip et -| Hlün, Balkan antantı. na bağlılığını teyid etmekte, fakat tarzı hareketiyle Arap âlemi, ve ni- hayet Romanya ve bilhassa Yunanis- tan için yeni tehlikler me-dana koy- maktadır. Daha şimdiden Türkyenin Haleb hakkındaki müddeiyatından bahsedilmekte ve Avrupa kıtasında da canlanmakta olduğuna dalr ems- reler kaydedilmektedir. Türk siyase- tinin Balkanlarda uyanmakta bulun- duğu, muhakkaktır ve yeni mesele- ler ve ihtilâflar doğuracak olan bir hüdişedir. Harplerin kahramanca — misalini takiben Romen ve Yunanlıların Türk lerin ağır hâkimiyetinden kurtulmak için kalkındıkları henüz 1821 tari- hindedir. Yunanistan istiklâline an- cak bir asır evvel kavuşmuştur. Ro. manya ise daha yakın bir atide müs- takli olabilmiştir. Ve her ikisi de bu- na merhalelerle, ancak Avrupa dev- letlerinin Türkiyeye karşı bir ittihad yaptıkları zaman vasıl olmuşlardır. Ş$Ş'mdi Türkiyeyi Avrupa kıtasının nihayetindeki hudutlara kadar püs- kürtmüş olduktan sonra gerek Ro- manya ve gerekse Yunanistan, çen- berleme politikasına ve rekabet ha- tasına yeniden düşmekte olan İngi- tere ve Fransanın — fanl yardımı sa-, yesinde — Türkiyeye ekspansyonun yolunu Balkanlarda bir kere daha açmaktadırlar. Yunanlstan ile Tür- kiyenin arasında asırlarca süren ih. tilâfın halli İtalyanın, her iki devleti anlaşmaya sevkeden teşebbüsü neti. cesinde vukubulmuştur. Bugün, Akdenizde İtalyanın hine müteveeccih olân çamberleme yaset', ise çok geçmeden — Balkan memleketlerini ve en evvel de Yu- nanistan ile Türkiyeyi karşı karşıya Ketirecek olan karışıklıklar — tevl'd etmeğe mahküm bulunmaktadır. Garangiler meselesinde Yunanis- tanın vaziyeti de kayda — şayandır.! Bu memleketin b'r kere daha hakikf menfaatlerini nerede temin edeteği- fark etmediği ye bilhassa coğrafi | yast, tarihi ve Iktısadi sebepler do- layısiyle yakın bulunduğu Akdenizin büyük devlet' İtalyanın dostluğunu takdir etmediği zannı hasıl olmakta. dir, Çoktanberi Yunanisten, İtalyanın aleyhine olan bir yol tak'p etmek. M (SAHİFE 9) * tedir. Habeşistan seferi esmasında cezri tedbirlerden maada, sahki şar- ki Afrikada bizzat kendi.menfaat. leri tehdid altında bulunuyormuş |&ibi İtalyanın aleyhine deniz Bloku- 'na dahil olmuştu. Sonra İspinya har- bi esnasındaki anlaşmalarda İtalya. nn aleyhine cephe almıştır. Şimdi İngilterenin bir taraflı ga rantisini kabul etmiş bulunmaktadır. Yünanistanın, mali taarruzları, tari- hi ve milli menfaatlerinin fevkinde tutmakta olduğu zannedilebilir. Romanyanın vaziyeti de şayanı dikkattir. Harici siyasetinde daha müdebbir — davranmaktadır. Vakın Türklerin tahrikâmiz bir şekilde te- barüz ettirdikleri memnuniyetleri ve İngiliz politikasına boyun -eğdiği halde bunu itiraf etmeyen Yunanlı- ların tarzı hareketleri gibi hallerden içtinab etmektedir. Fakat Romanya da İngilizlerin bir taraflı garantisini kabul etmiştir. O bunun hakiki ma- nasını — İtalya ile Almanyaya karşı muhtelif dostluk tezahürü sayesinde gizliyerek kendi istiklâline sahip bu- lunduğunu müsirrane bir şekilde id. dia ve iki mihver devletiyle münase. betlerini takviye etmiştir. Bugün gerek Romanya ve gerek diğer devletler için yaziyet, acı dahi olsa şu merkezdedir: Muhtelif Bal- kan dev!etleri politikalarmın esaslart ve mesu'iyetleri şu veya lm şekilde kabul e*tikleri garantilerle taayyün <amsatadir. Bu garantiler. » manası aşikârdır. Bu yerantila; garanti ale tına alınar. cevletleri,. — çülter Fransanın :eekvüzkâr 41171 imeki, İspanya onlara iltihak etmiş öyle mi?.. Vah vah vah!.. Ve mih- ver devletlerinin aloyhine olan bir bloka ithal etmektedir. Bu. iyice tes- bit edilmesi lâzımgelen esaslı - nok- tadır. İngiliz ve Fransız faaliyetine kendilerini kaptırmadan evvel ga- ranti altına alınmak istenen ve alı- nan devletler, evvelce Asya, Avrupa Afrikada böyle garantilere mazhar olmu şdiğer memleketlerin do ispat ettikleri veçhile bu teminatların kiy- met ve salâbetlerini nazarı itibare almaları ve düşünmeleri lâzımdır. Vakia — Romanya ve Yunanistan bundan böyle himayekâr bir garan- tiden sarfınazar edemiyeceklerini söyliyebilirler. Fakat bu teminatların hakiki karakterletini ve italya ve Almanaya; unutuyor gibi görünüyorlar. Bu hu. susta Baltık devletlerinin tarzı ha. hasmane olan gayesint reketleri çok beliğdir. Bunlar, mih. ver devetlerinin aleyhine olduğu ka- dar kendi milli istiklâllerine ve men- faatlerine muhtelif olan teahhüdata girmiş olmak şüphesini üzerlerina celbetmemek ve sürüklenmiş olma- mak için başkalarının garantilerini katiyet ve azimle reddetmişlerdir. Netice itibariyle şunu söyliyelim: Biz bu müşahedelerimizden faciaen. giz bir netice çıkarmıyoruz. Balkan- larda ne vukua gelen ve ne de gele- tek olan hâüdiseler İtalyayı, kuvvet ve kudrete sevketmekte olan politi. kasını tak/binden hiçbir zaman me- nedememiştir. İtalyanın vaziyeti sa- rihtir ve ingiltere ve Fransanın ken- di hodbinlikleri uğruna bazı Balkan memleketlerini bi'vastta veya bilâ vasıta sürüklemek istedikleri komp. romisyonları — ihbar etmektedir ve italya bu devletlerin — istiklâllerini, kuvvetlendirmelerini, ve terakk! et. melerini istemektedir, ve arzu #Amck- tedir. Balkanların mühim devleti Yugose lavya, tarıhin ortaya koyduğu haki- kati farızvtmeye Va mihLer devlatle- Fiyle çonderl v iR arü- sındaki tezadı poli; hiyetin keşfetmeğe muvaffak olmuş. tur. Bundan dolayıdır ki. mihver dav letlerinin de lehine olan bitaraflık politikasının seyrinj değiştirmemiş ve harici atazyik Ve dalkavukluklar kendisini kaptırmamıştır. Fakat şunu da söylemek lâzımdır ki, bundan büyle en büyük Balkan' — devleti (7!) olan İtalya, biribirterin: zıd menfaatleriyle hak ve müstaka — bir sulh için olan revizyon temayü! — leriyle bütün Balkan hâdiselerini-v: inkişaflarını, dikkatle ve takd'r hu susunda büyük bir vuzuhla taklo et mektedir. İtalyanın teşriki mesai &i. yaseti için bazı memleketlerin tarzmı hareketlerini nazarı itibare almarın. sının imkânı yoktur. İtalya ingil z ve Fransız siyasetinin bazı Balkan memleketlerin: müşkülâta sevketimiş olduğunu — takdir etmektadir. Bu memleketler de İtalyanın Balkanlar. da olun bitenlere lâzım gelen kıye —Devamı 10 cu sahifzde —« T _;_