ge — mükadderati ile birleştirdik, kardeş- y (SAHİFE 8 ) İngiüiz ozdusu 1914 e nâzaran yeni yeni şeyler var. Meselâ İngiliz - Fransız sıkı dostlüğu gibi! Bir gün Hitler: — «1914 de Alman zimamdarların- dan irtikâp ettikleri bir hata varsa, © da İngilterenin bitaraflığını temin etmeden harbe atılmalarıdır.» de- h Şimdi ise, Hitler emindir ki, İn- giltere ne bitaraf kalacak, ne de nlâ- kasız duracaktır. Acaba Hitler bir karar verecek mi? 14 temmüz bayramında iş birliği- Bİn iki tezahürü birden oluyor. İn- gilterede 34.000 kişi kışlalara gidi - yor , Sene nihayetinde.bu adet 200 bini bulacak, «Zavallı İngiliz ordusu» dedikleri ordu büyüyor ve bunu Almanya bü- yütüyor, Pariş - Sior ç Sulh v2 kuvvet Sulhdeki kuvvet harbde de kuvvet olmalıdır. İşte — bunün | biz mukadderatımızı İngilterenin lerimizin müşterek sulhe hizmet et- mesini istiyoruz. Birleşmiş ve sulheu bir birleşmeğe iştirak etmek istiyen milletler, şim- diye kadar bir çok defalar yaptıkları gibi, onlara doğru dönenlerle yum- rukla değil, fakat ellerinde sulh sem bolü olan zeytin dalı JTe karşılaşacak lardır, Paris - Sair Çember hikâyesi Parisin kutladığı 14 temmuz bay- ramı Romsnın ve Berlinin hoşuna — gitmedi. Çünkü bu bayram hayalen impa- ratorluk fikrini meydana çıkardı. İn Kiliz - Fransız birliğinin samimiyeti- ni gözlerde büyüttü. Bu totaliter devletlere çok görün- dü; gene çemberleme var! Diye ba- idırıp duruyorlar, Bu söz onların di- lihde artık bir nekarat oldu. Bu eski «çenberleme» sözü nere- denm geliyor ? - . aelliiği Bu kelimeyi 1913 - 1914 de Alman brokratları icat ettiler: Milletin üze rine saldıkları ağır vergileri «hakh göstermek» için, ©O zaman Londrada elçi bulunan prens Lichnovvshy, 1927 de neşretti. ği ehatıralar» ında bunu güzel izah eder: «Çenberleme» veyahut «Almanya düşmatnları tarafından kaşatılıyor» bu ve bunlara müşabih diğer for - müller hükümet muharrirleri tarafın dan bulunmuştur. Maksadları da , silühlanmalarım haddinden - fazla — arttrmak için halka — yüklettikleri vergileri meşru güstermek için onları — körkütmaktır.» Hikâye yeniden başlıyor. Bugün - kü Alman şefleri bizzat kendilerini | 'eT korkuya vermek için etratlarına ken- di dilerine çenber dıvarları çeki- yorlar, Paris - Sior artı seçimi Gizli reyle yapılan seçimde itti -| fakla belediye reisi B. Etem Men deres başkanlığa seçildi. Parti mü-| İfettişimiz sayın doktor Riza Le İvendden intibalarım sordüm, bi iğu beyanatta bulundu: « — İlk intibam çok iyidir. Esa- en Aydınlılardan bu suretle müd-| dehit ve müttefik hareket umuyor-| duk. Partide vazife alan arkadaşla- İrın hepsi uzun müddet parti İşle -| rinde çalışmış, proğram ve nizal İnamemizi iyi bilen arkadaşlardır. Haddizatında Aydamlılar öteden-| beri Cumhurlyet Halk Partisinini İprensiplerini tamamen benimsem'ş. . b_'unlınn kend; husust hayatlarına| ve içtima akidelerine uygun oldu-| ğu kanaatinde bulunduklarını her / İzaman filiyatla izhar etmşitir. Aydında oldükça — inkişafımmız| meveuttur. Alâkadarlarla yaptığım İtemasta, Aydinmm güzelleşmesi içini irlanmış projeleri ve kararları 'olduğunu görerek bir kat daha haz, duydum.> Müfettiş Aydından Muğlaya geç- andatir. r pavyonun birine nazaran diğerinden tinde herkes Nevyork (Hususi — muhabirimiz-| den) — 1939 Nevyork dünya sergisi- nin hâkim şiarı, (yarının dünyası) dir. Evvelki mektublarımdan birin-| de de yazdığım gibi, Amerikalılar| yârınin dünyasını ; her türlü terak-i kilerini sulh içinde İhsanların refah ve huzuruna tahsis etmiş, bir damok- rat milletler dünyası olarak tasav -| vur ediyorlar. Sergi bu Amerikalı ta-| savvurun her bakımdan parlak bir, ibdadır. dünya sergisi bir eğlence yeri değil- dir. (1) . Ziyalı, hareketli resim, ya- zı ve makaleleri ile daha fazla her hangi bir — üniversitenin kon- ferans salonunu bir Tâboratu - van, — bir müzeyi hatırlatır. Sergide; vaktinden önce doğmuş çocuk, ehli hayvanlar bakımnıdan, petrol, süt istihsaline, siyasi rejim lerden, terbiye işlerinden, ilmi ta - harrilerden, teknik inkişaflardan , gıda maddelerine, giyim tezyin eş- yasına, eğlence vasıtalarına, mutba- ğın, meskenin, şehrin tanzimine ka- dar, insan hayatının muhafaza ve i- damesine, insan cemiyetlerinin te şakkül devam ve müreffeh inkişa - fina müessir olan beşeri her türlü fa- aliyetler, Tarih tekemmüllerine, bugünkü va, ziyetlerine ve mukadder inkişafla - Tına göre, 63 devlet ve 500 den faz- a kültür ve sanat müessesesine bir. tetkik mevzuu olarak verilmiştir. Devletlerin ve mücaseselerii sanlarla ihtiyaçları arasındaki mü - nasebetleri, insanm azami refahı, dealine göre tanzim etmek için kat- imkân büdçe rakamları ile izaha yoktur. Bazı devletler, meselüâ lizler, Fransızlar, Amerikalılar, Sov| ** yetler, -Belçikalılar, Holandalılar hem sergiye iştirak için, dört milyon dan yedi milyon dolara kadar pa - ra sarfetmişler, hem de ayrıca mü- zelerinde, evrak haznelerinde, ga- lerilerinde, tiyatrolarında, bu büyük davanın isbatına yarıyacak ne kadar vesika, eşya ve eleman varsa hepsi- ni toplayıp sergiye getirmişlerdir. Hususi iştiraklerden bir çoğumun pavyonları, meselâ; General Motors, Fort müesseselerinin, nakliyat, tele- fon, telgraf pavyonları tek başlarına birer üniversite, birer müze gibidir- Bütün sergi İtalyan pavyonunun iskeletine bile değmezmiş! Ayıp! böyle bir cümle, ancak memleketi- nin hududları yabancı memleketler matbuatına kapalı olan bir İtalyan gazetesinin sütunlarında yer bula- bilir, 1989 Nevyork dünya sergisinde terbiyeti tesirleri bakımından hangi daha parlak olduğunu söylemek im- kânsızdır. En basit bir misal: Mese. 1 bir viski fabrikası! Beynelmile! bir sergide böyle bir fabrika nasıl bir teşhir yapar dersiniz! Hayalinizi yormadan size anlatayım: Pavyonun üzerinde büyük bir yazı; <Bu pav - yon dünyada sihhat işleriyle uğra - şan doktorlara, kendilerine cemiyet. lerin; idare salâhiyeti verilen devlet adamlarına ithaf edilmiştir.» Kapı- dan girince birinci plânda, resimle, yazı ile, maketlerle, insanların — ilk devirlerden itibaren içtikleri içki - ler, nevileri, istihsal tazzları, insan sıihhatine yaptıkları iyi, fena tesir - ler, ikinci plânda; içkilere karşı ah- nan tedbirler, içki yasakları, yasak- lara ait orijinal vesikalar, içki ka - çakçılığı, kaçakçılık devrinde içki - nin istihsal ve tevzü, gayri sıhhi i - malâthaneler, kaçakçıklığın sebeb ol duğu sıhhi ahlâki tereddiler (ista - tistikler , fotograflar, tablolar ve ma j ketlerle). — — yeri sergi sahasının . Merkezden otobüsle on () Türkiye pavyonunun muvaffakiye- st| Şimdiye kadar kurulan bütün ser- || , |gilerden ayrı alarak, 1989 Nevyork -| den bir buçuk i-|men, 30 nisanda sergide Türkiyeden (ANADOLU) Nevyork Mektupları : —a A n « 6). 4t müttefiktir Üçüncü plânda; i tihsal ve tevzü devri, İlâboratuvarlar, alkolün sıhhat üzerindek; fona tesiri ni azaltmak Için yapılan İlmi tahar- riler, alman netlceler, sarhoşluğun sebeb olduğu shhi, ahlâki tereddi - nin azaldığını göst istalistikler, | izahlar ve muazzam bir lâboratuvar Pavyönun çıkış yerinde şöyle bir cümle vardır: «İçkinin sıhhi zararı, içki yasağiy- la değil; insanlara içkisiz eğlence imkânları verilecek ve içki sıhhileş- tirilerek önlenebilir.» İtalyan pavyo- nunda, ne siyasi, ne içtimal, ne de| sıhhi veya ahlâki bu mahiyette bir cümle bile yoktur. İşte Türkiye 1989 Nevyork dünya sergisinde böyle bir âlemin içine gir- di. Maddi manevl kıymetlerini böy-| le bir âlemin içinde teşhir etti. Türki-| yenin bu teşhire nasıl, kaç para ile| tirak ettiğini ve ne kadar kısa bir zaman içinde hazırlandığını memle- keto gazeteci olan, olmuyan herkes bilir. 27 birinci kânan 1938 de Va -| şingtona Türkiyenin sergiye iştirak- ten sarfınazar ettiği bile yazılmıştı. Nevyork sergisindeki iki pavyo -| numuzun temelleri 28 ikinci kânun 1939 da atıldı ve pavyonlar içlerinin tefrişatı, teşhir malzemesinin inti - hap, nakil ve yerlerine konması da- hil, 75 iş gününden sonra açıldı. Istanbuldan gönderilen inşa mal zemesinin, ticaret eşyasıtın bir bu - Çük aydan önce Nevyorka varmadık- larımı, diğer devletlerin İnşaata biz- önce başladıklarını eki şartlara rağ- ve bütün bu ale, başka ancak beş devletin pavyonları- rok karatı siz.. Veriniz!.. Teşebbüs le de mer ? e verebilirdi, fırtına çıkar vapür| gecikir, kar, yağmur inşasta devamı | imkânsızlaştırabilirdi. Olmadı, pav- yonlar gününde açıldı, üstelik bir de, sergiye iştirak eden devleterden pek azına nasip olan büyük bir takdir ka-| zandı. Amerika devletin sergi murahhası İKİRLER beklenmesi zaruri hâdiseleri Maarif Şürası toplana dursun, bir buçuk ay sonraki vaziyeti şimdiden telâşla düşünmemeğe ömkân yoktur. Meketp kapılarındaki tehacüm karşısında mutlaka şağıracağız. Gene çifte tedrisat, gene bina, ge- ne talebe sıraları ders levazımı mese- leleri, tevil kabul edilmez ciddiyetler- le karsımıza dikilecektir. Çifte tedrisat!. Kim ne derse de- sin, bir koyundan iki posteki çıkar- mağı hatırlatan, yarım, âciz bir ted- biredir. Fakat bu tedbir «zaruri» keli- mesinin himayesine sığınmış'ır. Bel. ki de doğru, fakat bu «zaruret» ne vakte dek?. Bir de kitap derdi vardır: Kitap pahalıdır, hayret bir kargaşalık içinde devam e- dip durmuştur. Ders yılı - ortasında gelen kitaptan hayır beklemek iddia. “tep içi hayatının tezahür!lerini ve mu allimlerin de çektiklerini - bilm'yen Kmive talebeyi karşılıklı bir kolaylık, ve dersi, tam bir istikrera mazhar e- den. fakat tam tedris yılı başında ge- len kitap.. Meselelerden biri daha: Muallim azlığı.. Bugünkü muallim kadrosu, bütün mekteplerimizde — normal — tedris, sistemine bile cevap veremez. Hal- buki biz, çifte tedrisat denilen azaru- idari ve kırtasi bütün vazifeleri tek muallimin sırtındadır. Sonra randı- man bekliyoruz. Bu bekleyiş, fazla insafsızca, olamaz böyle sey!. Orta mektep ve lise muallimleri - nin bir çoğu, sabahın saat 6,5 undan itibaren akşamın saat 17 - 18 ine ka- dar, sınıftan sımfa, şehirin bir ucun. Fiynin resmi nutkunda, memleketi - min bu şeref dolu muvalffakiyetini; —Türkiye getirdiği fikri malzeme ile serginin terbiyevi gayolerine yar dim etti! Diye anlattığını evvelce yazmıştım, Yalnız resmi bir toplan- tıda, mesu) bir devlet adamının ağ- zından çıktığı için değil; Amerika devletinin resmi dosyalarına yerleş- trilen vesikalardan biri olduğu İçin daki mektepten öbür ucundaki mek- tebe, bir kalabalık dalgasından diğer bir kalabalık dalgasına karışıyor. ne âlemdedir: Muallim de bilir bunu, talebe de, ebevyn de, cemiyet te.. Vo, böyle şey olamaz.. Mesele mi istiyorsunuz: İşte hür inzibat sistemi!.. Bu bir sistemdir muhakkak.. Fa- ,, bon polisi tarafından tahrik ve taş. |hoşnutsuzluk cereyanı bulunduğunu bu cümle üzerinde ikinci defadır k!|kat el yordamiyle yakalanan hazır israr ediyorum, vaktiniz varsa bir|bir elbisenin bizim vücudümüze tıpa de, Fiynin serginin diğer pavyonları-|tıp rastgeleceği söylenemez. Göv- mn açılış günlerinde söylediği nu-|demizi inhinalara, gayri tab'iliklere tukları tetkik ediniz! Göreceksiniz |tabi tutmaktansa, onun normal in - Türkiyenin sergideki şeref hissosi ne | kişafı ve bütün şartlarına göre, elbi- kadar yegüne ve büyüktür. seyi (sistemi) tadil etmek elbetteki — Nümuneler açılış günü teşhir e-|aklın ve realitenin birinci plânima da. ilmemişler de on beş güjn, bir ay| hildir. sonra teşhir edilmişler! Bina dışın-| Mekteplerin açılış günlerini, ben dan bakıldığı zaman güzelmiş amma|kendi hesabıma, meraretle düşünü- içi kullanışlı değilmiş! yorum. Meğer ki, maarif şürası, bire Nevyorktan vatandaşlarına sergi|lilk ağızda, en zaruri ihtiyaçlarımızı bakkında, verecek bundan başka ha-|karşılıyan müjdeler getirsin. ber bulamıyan arkadaş, bereket ver- sin ki, ayni yazısında, yımı gürürlandıracak kadar — büyük — Bütün sergi İtalyan pavyonu-| bir muvaffakiyet kazanmış, bir kaç man iskeletine bile değmez! yıl evveline kadar renginden — bile Diyecek. Ben demokratım diyen|şüphe — edilen —Türk milleti , A- Amerikalı bir gazeteciye de, merikal , Asyalı altmış üç millet a. — Naziliği tavsiye ettiğini, itiraf |rasında sulh, demokrasi, terakki gi- edecek kadar açık kalbli çıktı. Mem-| bi büyük insani ideallerin, şerefli ve lekette sergiyi görmiyen vatandaş-|nadir mümessillerinden, bir; olarak Z8 dTemmuz 59 SALI İngiltere, Japonya Provokatörler ne der- Yakın günlerin larasındaki müzakereler lerse desinler: Uzak Şarkta bir Münih mevzuu ba- his mi, değil mi? Japon diş bakanı B. Arita ile İn-| tenmiştir. giliz elçisi arasında Tokyoda yapıl-| İngiltere Amerika ile-yaptığı gö- mış olan ilk görüşme Londranin çak rüğmeler nihâyetlenmeden önce U « canını sıkmıştır. zak şarkta kat'i bir hareketa giriş- Japonyannı tezi İngiltereden u -|mek istemiyor. Onun için, japan eko- zak şarktaki siyasetini tamamen de-|nomisi nleyhinde hazırlamış olduğu giştirmesin; istemektedir. Halbuki|plânları tatbike hacet kalmadan , İngiltere Tien - Çin işini mahalli bir| müzakerelerin uzamasmı tercihe şa- mesele şeklinde halletmek arzusun- | yan bulmaktadır. dadır. Filhakika İngiliz hükümeti pek Japonyada ve japon işgali altında | mühim bir plân hazırlamıştır. Bu îi Çin _gııhlıledııde Tagiliz elçilik ve| plânla bazı japon mahsulleri üzeri » onsolosluklarma karşı yapılan nü -İne (ipek, pamuklu) ambargo koya - mayişler İngiltereyi endişeye sevkot- caktır. Ve bu ami bi bargo yalnız Bri - mektedir. Çünkü bu nümayişlerin ja- tanya adal değil, fakat Avus- turalya ile Hindistana da şamll ola- caktır. vik edildiği anlaşılmıştır. Lomdradan alıman malümata göre, Tokyodan gelen raporlar şu dakika -| — İngiltere kendi eli altımda bulunan da japonyadan uzakta olan Çin har-|limanlardan, meselâ Singapurdan ja bine karşı halk arasında büyük bir/ ponyaya petrol ihracımnı menedebilir. İngiliz limanlarını japon gemilerine göstermektedir. kapıyabilir. Fakat bu plân İngiltere- japon hükümetinin tek bir düşün- nin büyük ticaret şirketlerinin za - cesi vardır: Halka bu harbin uza -|rarını mucip olacağı için Londra iş masının sebebi, yabancı memleket -| muhitlerinin boşuna gitmiyor. lerin ve bilhassa İngilterenin Çine — Bununla beraber İngilterenin bu yaptığı yardımlar olduğunu anlat -| plâmi tatbik mocburiyetinde — kal - mak.. |masn mümkündür. Çünkü uzak şark İngiliz elçilik ve konsolosluklarına ta yeni bir Münih mevzuubahis olm- yapılan bu nümayişler halkın hidde-| maz. İngiltere bunu herkesten iyi tini İngiltereye karşı çevirmek için bilir. Japon askeri partisi tarafmdan Ja -| Genevieve Tabouis L,Ocuvre LK KA G gu ak eC a a Bir Alman gazetesinin neşriyatı Onların nazarında Bul- garistan ve Yugoslavya Gazete, bunların vazıyetini Ttetkik Eder“, ken ipe sapa gelmiyen gülünç bazı telmihlerde bulunuyor: «Deutsçhe Diplomatisch - Politische|devletlere karşı memltketi şüpheh Korrtspondenz> isimli Alman res -|oyunlarda koz olarak kullanmağı, mi bülteninin 13 temmuz 1939 tarih| hulâsa -bir Yugeslav gazetcainin de- li nüshasından: diği gibi- memleketi şüpheli garan- Bulgaristan başvekili Köseiva -|tilere bağlamağı aklından geçirmt- nofun Berlin ve Bled ziyaretleri her | mektedir. Böylece bu memleketlerin ne kadar -muayyen bir siyasi karar -| aldığı vaziyet, daha ziyade bunların gâhta günün yapılacak ilk işi olarak | yalnız kendi menfaatlerine badim 0- telâkki edildiği tarzda- ahdi ve akdi|lan şeyi düşünmek ve ancak bu dü- ile neticelenmemiş ise de, yine bu si. |şünce ile mevcud tabil şartlara göre yasetin cenubi şarktnin iki Slav mil-|diğer milletlerle iş birliğini tanzim et- leti, yani Yugoslavya ve Bulgaristan|mek hususundaki arzularma diğ?r- bugün herkesçe muhakkak olduğu | lerinin hürmetini celp - etmektedir. veçhile- biribirine her vakitkinden| Yabancı menfaatlerin <oyun topu> daha sıkı bir tarzda bağlı olarak güt-| yahud «himaye emirberi> olarak is- tükleri istiklâl ve bitarflik siyaset “İtihda medilmek tasavvurlarına kar- lerine mutlaka sadık kalmak istedik- | $ı uyanık ve dikkatli bir halde bulu- lerini -arzu edilecek tam bir vuzuhla nan bu iki memlekete bu andan iti- beyan etmişlerdir. baren Balkanlarda <sevk ve idare Mihve rdevletleri tarafından ta -|edilen> değil, «sevk ve idare eden> mamiyle tasvip edilmekte olan bu bi-| yani mahküm değil, hâkim bir - rol taraflık noktai nazarının «sulh cep-| düşmektedir. hesi> nce inkisarı hayale uğramak- sızın karşılanması ihtimali yoktur. Her hıldehl:u iki Slav Bıllı'ıkn mem- leketinin bütün koraşuları ile iyi ve Öoslaae Miünsabetlarlak Gldeaki 4, programı tirmek hususundaki azim ve karar-| — — Baştarafı 7 nci Sahifede — ları, onların -ayni hayat sahasında-| retiyle başarılması imkânı olup olma yaşıyan milletler arasında mevcudi-| dığını anlamak üzere bir fen memv- <—0 YR ei Aydın'ın çalışma eden -böyle mesud bir rabıta ve iş, bîıliliıhhd mhkîl;lmykhnnı kâfi dereci ahla ç Ani uçrv:ıılırlapmümî“lıl'c gayret| kanal açılırsa Yenice ovasında bimr y bildirdim. : Jarına bambaşka tesirler de yapabi- lirdi. Nevyork dünya sergisi hakkında benim kanaatlarım şunlardır: 1 — Bu sergiye benzer bir sergiyi hususi mücsseselerinden en az 30 ta- nes; 7 milyon dolara kadar propa - ganda masrafı ödiyecek kabiliyette olmıyan Amerikalıların verdikleri kiymeti vermiyen bir memlekette ne kurmağa, ne de kurduktan sonra bir hafta devam ettirmeğe imkân yok- tur. $i— n * ğoiıldı Türkiye; vatandaşla-| ortaya çıkmıştır, öyle tanınmıştır. Kâfi değil mi? Ham madde teş- hirleri bir kaç gün geç kaldı, dışın- dan çok güzel olan, çok beğenilen binanın iç; pek kullanılşlı. olmadı diye — tek İtalyan pavyonu müstes- na, Türk payyonları dahil — bütün sergiyi yerin dibine sokmak, vatan- daşlarmın sergi üzerinde toplanan dikkatlerin; dağıtmak mı lâzım? Bu keşlikten âri olan bu gibi tek manali ve erkekçe bir politikanın bu iki dev- letin mevki ve itibarının hayli artma- sına müeesir olacağı tabüdir. Biribiri ile ırktas olan bu iki memleket arn - sında -hiç bir tarafın zatarıma olmak- Teketlerin harice karsı kuüdret ve me| fuzlarını artırmaktadır. bir iftihar mı , yoksa tenkit mi mev- zuudur? versinler., Bugün bu memleketlerde hiç kim- se memleketi her hangi hir «himavm: Hükümlerini muhterem karileril ' mevzım vapmavı vehud simdive ka- İdar aralarında x #yiltowab illa süry lar ganirys ee dostluk hüküm #sitren ea Ş ğ eT MUŞSİÇBA çit tali lerce dönüm pamuk tarlasının sulam ması mümkün olacaktır. ASAYİŞ ve İNZİBAT — Temas ettiğim köylülerin hepsi de asayiş ve inzibatın mükemmeliye- tinden şükranla bahsediyor. Rejitit ermın- gözle görünür dertcede kuv-)ve hükümetine sarsılmaz bağlılı vetlenmekte olan teşanüt, bu mem-|rını izhar ediyorlar.» 2 y yeti herkesçe lüzumlu sayılması icap| u gönderilmesini alâkadar daire < — Alacağızn vapör miüeeit olur've Bi * Savın valimize pazetem adına t7 — çekkür ederek ayrılırkeri şehrimi! imar projesi ve tatbikatı hakkın1dak! pörlüs ve mütalenlarını ayrıca llltf,d' rekleri vadini 2ldım, y ©. Becerlir — n ni tarşt c Ş