A a Kızilçl!u Kızılçulluda Köy Öğretmen okulunda derslere 1 İkinciteş- rinde başlanacağını yazmıştık. Kültür ve okul direktörlükleri Köy Öğretmen okulunun ha- zırlıklarına ehemmiyetle de- vam etmektedirler. Bu okulda çalışacak talebeye gösterilecek muhtelif sanatlara mahsus âlet- ler tamamen tedarik edilmiştir. Okulun çiftlik arazisinde muh- telif ziraat dersleri görecek talebe için de hazırlıklar ya- pılmaktadır. Kültür. Bakanlığı Vilâyeti- mizin muhtelif köylerinden bu okula alınacak talebenin isim- lerini - İzmir Kültür direktör- lüğüne bildirmiştir. Bu talebe- lerin velileri, çocuklarını mek- tebe verirken bir defaya mah: sus olmak üzere otuz İira vereceklerdir. Buna mukabil çocukların mektepteki bütün masrafları, hatta senede iki defa köylerine gidip gelme yol ücretleri mekteb idaresine ait olacaktır. Manisa Vilâye- tinden de bu mektebe 30 ço- cuk gelecektir. Eski Amerikan Kolleji bina- sında bundan sonra memle- kete nur saçacak müsteit köy çocukları yetiştirilecektir. Bu çocuklar, mektepte edinecek- leri bilgilerle bütün köyleri- mize ışık ve bilgi saçacak- lardır. Köy okullarında üçüncü sı- nıfı bitirenler dördüncüye, dör- düncü ve beşinci sımıfları bi- tiren çocuklar da daha yüksek sınıflara kabul edilmişlerdir. Köy okullarındaki en zeki ve müsteit çocuklar seçilmiştir. Kızılçullu Köy Öğretmen okulunda ayrıca bir de Köy Eğitmenleri kursu açılacaktır. Buraya orduda çavuşluk vazi- fesi görmüş, köylerine dönmüş gençler ders görecek ve sonra köylerde eğitmenliğe başlıya- caklardır. Yeni açılacak Kızılçullu Köy Öğretmen okuluna vilâyetimi- zin muhtelif köylerinden alı- nacak talebelerin adlarını aşa- ğiya yazıyoruz: Okulun " dördüncü - sınıfına alınacak çocuklar: , Bayındırın Çıplak köyünden Mustafa Temel, Menemenin Köse köyünden Mustafa Ata- lay, Balatçık köyünden Ali Aytekin, — Alaniçi köyünden Veli Yıldırım, Kuşadasının Bur: $ gaz köyünden Nureddin Ulu- taş, Bergamanın Yukarı Besi köyünden Abdullah Yılmaz, Kaplan kövünden Hakkı Tan, Urlanın Yelki köyünden Ah- med Görgülü, Karaburunun Çatalkaya köyünden Hilmi Uzan, Çeşmenin Birgi köyün- den Osman Öztürk. Okulun beşinci sımfına ka- bul edilenler: Foçanın İlipinar köyünden Ali Bodur, Ödemişin Kay- makçı köyünden Şeref Zengin ve Mustafa Topçu, Bayındırın Çıplak köyünden Mehmet Gö- nül, Bergamanın Bölcek kö- yünden Fuat Altındağ, Kadı- köyden Ali Fehmi Aras, Me- nemenin Türkelli köyünden Ali Kırlı, Alaniçi köyünden Fettah Uyanık, Foçanın Yeni TTEETETRRD ĞA Kor Üğrülmen Ukalana "T Köylerden alınacak ; € çocukların isimleri| şifreleri çıkaran casus Okulda bir de köy eğitmen kursu açılacaktır köyden Mustafa Uçtu, İlipınar köyünden Hamdi Karasu, Ödemişin Bey köyünden İbra- him Şentürk, Kaymakçı kö- yünden Raif Gezer, Bergama- nın Yukarı Beyköyünden Sabri Savaş, Koyunili köyünden H. İbrahim Gençer, Karaburunun Eğnehoca köyünden İsmail Aras. Okulun orta kısınına birinci sınıfına kabul edilenler: . Çeşme — Uzunkuyu köyün: den Hamdi Özer, Karaburu- nun Mordoğan köyünden Ni- had Şengül, Selerihisarın Ula- miş köyünden Necati Özsu, Urlanın Özbek köyünden Ah- med Özbek, Karaburunun Saip köyünden Bekir Aykut, Eğlen- hoca köyünden Ömer Yenier, Bergamanın Zağnos köyünden Mehmed Ali Ural, Yaya kö- yünden İsmail Tıknaz, Poyra- cik köyünden Enver Ötnü, Sucaklı köyünden Rahmi Şim- şek Özdemir, Kemalpaşanın Üren köyünden Ahmed As- lankıray, Kuşadasının Güzel- çamlı köyünden Mustafa Man- diracı, Selçük — nahiyesinden Mustafa Akanvardal, Karabu- runun Barbaros nahiyesinden Bekir Taşkın, Sarpıncık kö- yünden Alâeddin Oksay, Öde- mişin Halı köyünden Mehmed Emin Dal, Bu çocuklar 12-16 yaş ara- sındadırlar. !zmirde_l-ıaşlıyan Ve Parsada biten bir vak'a.. İzmirde oturan Bay Atıfın kızı Rahşanı Kemalpaşa kaza- sının Parsa köyü kooperatif kâtibi Bay Hüsnü kaçırmış ve kirletmiştir. Kemalpaşa zabı- tası, Hüsnü ile kızı bulmuştur. Adliyece hâdise tahkikatına başlanmıştır. Bir kız kaçırma Cumaovası nahiyesinin Yeni köyünde bir kız kaçırma vak'. ası olmuştur. Ali oğlu Bay Ahmedin kızı 16 yaşında Fat- mayı Hurşit oğlu İbrahim ka- çırmıştır. Zabıta İbrahimi ya- kalamıştır. — © Kızılay en şefkatli bir ana- dir. Yaralı askerin yarasını sarar, fakir çocuğu giydirir, dül kadını isıtir. Yurddaş, inanın ki, Kızılaya yapacağınız yardım, en yerinde olanıdır. En yerinde zekât Kızılaya verilendir. Kızılaya ayda en az yarım lira vermekle üyesi olan, bu- nun manevi hazzile sevinir. —* Üzüm piyasası Sakin- devam ediyor Üzüm piyasasındaki durgun- luk ve fiatler üzerinde başlı- yan sukut devam etmektedir. Dün borsada yapılan satış- larda umumiyet *itibarile 20 pgrı_hk düşüklük — kaydedil- miştir. Tayin ehrimiz ihracat gümrüğü mıîııibi Rıza Kars ;.ı'immg muhasipliğine, Kilis gümrük muhasibi Emin de İzmir ihra- cat gümrüğü — muhasipliğine tayin edilmişlerdir. — Başı 1 inci sahifede — Orada demir bir sandık buldu ve alıp yakarıya çıkardı. Bunların içinde birçok del- terler, kitablar ve kâğıtlar vardı. Bu defterlerden birisin- de, Alman bahriyesinde kul- lanılan iki gizli şifrenin anah- tarı bulunuyordu. Bunu clle- rine geçiren zabilterin ne ka- dar - sevindiklerini düşünebi- lirsiniz. Bir tancsi de büyük deniz filolarile yapılacak mu- harebelere mahsus bir şifre vardı. Ele geçirilen kâğıtlarda da üç gün evel döşenmiş tor- pil tarlalarının krokisi bulu- nuyordu. Millerin bu keşfi üzerine İngiliz sahillerine yakın yer- lerde batmış olan Alman de- nizaltı gemilerinde araştırma- lar yapmak üzere dalgıç ter- tibâtını havi bir deniz tayyare filosu teşkil edildi. Bundan birkaç gün sonra Yorkşayr sahilleri açığında bir Alman gemisi batınca bu filo var süratile oraya gitmişti. Bu gemide yapılan — tetkiklerde ufak bir delik bulunmuş, bu- radan içeriye girmek imkânsız görülmüştür. Miller bunun üze- rinc, geminin kulesini atmayı düşündü. Yanına fitil, dinamit gibi malzemeyi alarak denizin dibine indi; tertibatını aldı ve suyun yüzüne çıktıktan sonra elektrikle dinamiti ateşledi. Tekrar aşağıya indiği zaman külenin açılmış olduğunu gör- dü, Orada bir Alman bahri- yelisinin cesedi, sanki yuka- rısını tarassud ediyormuş gibi duruyordu. Ondan sonra ge- minin içine girdi. Elbisesinin havasile sürüklenen — birçok cesedler etrafında toplanıyor- du. Bunlar — işlerini güçleştiri- yordu. Nihayet bin müşkülâtla demir sandığı buldu ve onu yukarıdan aşağı uzatılan halata gene güç belâ bağlıyarak yu- karıya çekmeleri için işaret verdi. Bu sandıkta iki şifrenin anahtarı ile yeni torpil tarla- larının plânı bulunuyordu. Baş amirallığın bu yeni keş- finden sonra duyduğu sevinci, güç tasavvur edebilirsiniz. On- dan sonra artık nerede bir Alman denizaltı gemisi batsa hemen dalgıç Miller oraya gi- diyor ve denizin dibine dalı- yor, onun içinde bulduğu de- mir sandığı alıp suyun yüzüne çıkarıyordu. Dalgıç Miller tam 60 sene batmış Alman denizaltı gemi- sinde araştırmalar yapmış ve bunlarda bulduğu demir san: dıkların içi boşaltılarak Al- manların daima değişen şifre- leri, torpil tarlalarının plânları ve donanmaya verilen gizli emirleri öğrenilmişti. Bir defasında Miller, Dover açıklarında batan bir denizal- tının yanına inmiş ve kuleyi söylediğimiz usulde attıktan sonra içeriye girdiği zaman orada yatan cesedlerin hâlâ sıcak — olduğunu — görmüştür. Miller, bunun hakkında di- yor ki: “—Makine bir isabetle ça- lışmaz bir hâle gelmiş, gemi- nin teknesine birşey olmamış, bu yüzden denizaltı, denizin dibine inmek mecburiyetinde kalmış, tekrar süyün yüzüne çıkamamıştı. Vaziyeti anlıyan geminin nefer ve zabit elli Cihari Sharbinde kişilik mürettebatı arasında bir panik başlamış ve kurtu- luş çaresi olmadığı görülünce bunlar biribirlerini öldürmüş- ler, arkaya kalanlar da intihar etmişlerdir. Manzara gayet korkunçtu. - Bazıları ailelerine hitaben Mmektublar yazıp bı- rakmışlardı. Bunların bir kıs- mint alıp çıkardım. Zannede- rim ki bunlar, sonradan akra- balarına teslim edilmiştir. Bu- rada gördüğüm çehrelerdeki ihtilâç ve dehşet izlerini öm- rümün sonuna kadar unuta- mıyacağım., Bir gazeteci, bu meşhur dalğıça şöyle bir sual soruyor: — Batan denizaltı gemile- rinin içinde balıklar yuva ya- piyorlar mı? Miller şu cevabı veriyor: — Evet, birçok iri balıklar, deniz dibi hayvanları, istakoz- lar gördüm. Ben inince bun- ların rahatı bozuluyordu. Bun- ların arasında beni ısırmağa kalkışanlar da oldu. 210 Kademe kadar varan derinliklerde dalgıç Millerin karanlıklar içinde elleri ve dizleri ile sürünerek ilerilemesi, batan denizaltını bulabilmek için torpillerin arasından geç- mesi, herhangi bir korkunç macera romanını yazan bir muharririn muhayyilesinden bile çıkamıyacak derecede heyecan vericidir. İri deniz hayvanlarınin, müt- hiş nebatların, kumların, ka- yaların arasında — yapayalnız geçen bir hayatın tasviri ka- dar enteresan birşey tasavvur olunamaz. Tabii burada adım başında türlü tehlikeler dal- | gici beklemekte idi ve Miller, birkaç defa ölümün elinden güç hal ile yakasını kurtara- bilmiştir. Miller, içine girdiği deniz- altılardan birkaçında, dışan kaçmak isterken aşağıdan atı- lan tabancalarla öldürülmüş kaptanlara da tesadüf etmişti. Miller, Orkeny açıklarında batan bir denizaltının içine girdiği zaman gayet esraren- giz bir keşifte bulunmuştur: Bu geminin bütün mürettebatı zabitlerden ibaretti. Bu gemi- nin içinde bir takım bavul- lar da bunları açınca içinde sivil el- biseler, gömlekler, kravatlar ve bir miktar da para bulun- duğunu görmüştür. Herbalde bu zabitler İngil- terenin bir yerine gizlice çıka- cak, orada sivil elbiselerini giyecek, gemilerini bırakacak- lardı. Fakat bu hareketin ne maksatla yapılacağı hâlâ sır halinde kalmıştır. Acaba bu, yarım kalmış büyük bir casusluk darbesi miydi? Dalgıç Miller, mütareke ilân edilinciye kadar batmış düşman denizaltılarının — ziyaretlerine devam etmiştir. Fakat bir ta- raftan bu işle -uğraşırken bir taraftan da Laorentikte batmış bulunan 5 milyon İngiliz lirası kıymetindeki altının çıkarılma- sına yardımda bulunuyordu. Miller ve arkadaşları, düşma- nn devamlı bir surette torpil dökmelerine rağmen bu işde üç sene çalışmışlar ve dört milyon İngiliz lirası değerinde altın çıkarmağa muvaffak ol- muşlardır. DA c bulunuyordu. Miller, | Amerikalı profesör şehrimizde Batan denizaltıları içinde Profesör, İzmir Agore na hayran oldu Muhtelif harabelerde gördük hakkında gazetemize beyan 4 —— İ ğ Âsartatikamızı ve tarihi yer- | mize bir çok turistler çel lerimizi görmek ve tetkikat yapmak için birkaç hafta evel Amerikadan — memleketimize gelmiş olan Amerikada Blu- mingtonda İndiaâana üniversi- tesi tâarihi kadim profesörü B. Towsend sırasile İzmir müze- lerini, İzmir hafriyatını ve Efez, Belevi Mozolesi, Priyen, Milet, Didim, Sart, Lârisa, Bergama vesair harabelerimizi gezip tet- kiklerini yaptıktan sonra dün bu ilmi seyahatinden dönmüş ve İstanbul yolu ile Ameri- kaya gitmek üzere şehrimizden ayrılmıştır. Ankara antikiteler ve müze- ler dairesince profesörün refa- katine verilen Ankara tarih, dil, coğrafya fakültesi arkeo- loji şubesi talebesinden B. Necati Dolunaz profesöre kı- lavuzluk ve arkadaşlık etmiştir. Dün İzmirpalasta kendisine mülâki olarak ilmi seyahati hakkındaki - intibaatını soran harririmize profesör şu dikkate şayan beyanatta bulunmuştur: “—Görmüş olduğum hafri- yatlar arasında en enteresan olarak bu yeni İzmir agora bafriyatını - buldum. Rumen devrine aid ağoranın azameti eski İzmirin ne kadar büyük ve ne kadar ehemmiyetli bir şehir olduğunu mükemmelen gösterebilir. Bilhassa ağoranın üst katını tutan beş parmak- ları *bu şekilde kubbeler,, ilk defa görüyorum. Müzeleri, hafriyat yerlerini gezip gördükten sonra ziyaret çok daha alâkalı oluyor. Grek ve Rumen mimarisile alâkadar kimseler için müzeleriniz fay- dalı bir membadır. Şimdiye kadar gezmiş oldu- ğüm memleket ve - şehirler içinde İzmir ve civarına yap- miş olduğum — seyahat: kadar beni çeken bir gezinti daha yapmadım. Türkiyedeki bütün seyahat- lerimde olduğu gibi İzmirde de müze idaresinin bana karşı gösterdikleri samimiyete ve misafirperverliğe candan teşek- kürler ederim., Izmir hafriyatı İzmir — hafriyatına — devam edilmektedir. Bir kaç hafta içinde bir iki bin metre mik- abı toprak kaldırılmıştır. İzmir hafriyatına diğer haf- riyatlarda olduğu gibi toprağı bir ameliye ile bir taraftan kaldırıp diğer tarafa atmak imkânı olmadığından kazı işi çok yavaş gitmekte ve toprağı dört defa elden geçirip biribiril üstüne yığmak — mecburiyeti hasıl olmaktadır. Hafriyatta mahküm amele çalışmaktadır. Emsali içinde bir eşi daha olmadığı mütehassıslarca söy- lenen ve ileride memleketi- ZEREUCD oi YT AEMDRRAE KETU'AT Bir gün dalgıç Miller, ka- rısı ile birlikte kralın- emrile Bukingam sarayına — girmiş, orada beşinci Corca yukatrıda anlattığımız maceralarını an- latmış, kral da bunları büyük bir alâka ile dinlemiştir. Kral, sonra bu dalgıcın ce- sâretini takdir ederek kendi- sine iki nişan vermiştir. âmil olacak İzmir hafri) muvaffakıyetle — başarıl dileriz. Otomatik Telefon şirke — Başı | inci sahife ya gidecek olan girket n Nafıa Vokületinde satış mı sini imsalıyacaktır. Bu satış. muamelesinin sine kadar Nafız Voklletince bazı semilerine yeni telefon ti yapılmasına ve şebekenin masına müsaade — edilmemel Satış mukavelesi imzalandıl otomatik telefon şirketi ve hükümete geçtikten sonra bu nuiyet tamamen kalkacak v ke ihtiyaç olan yerlere caktır. Kordondaki | mobil kaza —— Yaralılar, dav. olmadıklarını s lediler Evelki gece Birincikor Karşıyaka vapur iskelesi saport arasında bir oto kazası olduğunu ve şofö catinin idaresindeki Ber 26 numaralı kamyonetin babalara çarparak parça. ğını yazmıştı. Kaza esna otomobilde bulunan iki hafifçe yaralanmışlardır. med ve Hüseyin isminde yaralılar, şoförden dava: madıklarını — söylemişler ifadeleri alındıktân sonra lerine dönmüşlerdir. Kazanın, şoför - Neci sârhoşluğu yüzünden ol anlaşılmıştır. İdaresindeki mobili tehlikeli şekilde : şoför hakkında müdüci milikçe takibata devam mektedir. Gene define hikâ Urla kazasında bir d mevcud olduğu hakkında Emlâk müdürlüğüne — ihb bulunulmuştu. İhbarı yapan zat, şir kadar Konyada ve İzmir İstanbulda müteaddid de define aramış, fakat bul, mış olan bir Yunanlıdır. ! da bulunduğunu iddia « define için Maliye Veki nin müsaadesini aldığıı bugün Urlaya gidecek, heyet önünde kazma ma mubbire aid olmak şı araştırma yapılacaktır. Negrin ve Kompı Cumhuriyetçi İspan: vehdete davet ediyo. Madrid, 23 (Radyo) — ( huriyetçi İspanya Başveki Negrin, dün radyoda bir. lev vermiş ve bütün cuml yetçi İspanya kuvvetlerinil araya gelmesini ve hüküz zahir olmasını beyan | miştir. 5 Katalonya - sabık reisi Kompani de ayni bir söylev vermiş, partile sındaki noktai nazar nin atiye talik edil düşmana karşı —müttel cebhe kurulmasını tav,