aZ Vdi Emil '» Zamanların en meşhur F.,:"h"' Fransız - edibi i Zolanın hayatı , dir. ** büyük edibi Pariste bir e .asında beraberce se- 9 'î_mde geçirdiği Paul Ce- v ile bir sokak kızını din: G? başlıyor. Cezanne genç Portresini çizerken o da MaL ! dinliyor ve meşhur 'Simli hikâyesini yazıyor. aya ” ONün ilk şöhret va- Sene sonra artık Zola, L? edebiyat âleminin bir idır. Mürefleh, zengin a) Süd. Eski arkadaşı Ce- .ğn.u ziyaretinde — kula- k' san'atkâr fakir kal- ğ F aksi takdirde onun |.: Ve kudreti midesi gibi [)i"': Yağlanır. ti e Zola, omuzlarını sil- Mukabele ediyor. Zola, g öda, Pransız ordusunun tak 'ehç ve yegâne Yahudi k*:'hh Alfred Dreyfüs ve a “Yile dosttur, beraber * Yüzbaşı Alfred, Er- h.'biyu:e bazı — ifşaatta “Ğu için orduya ihanet vek suçile Şeytan ada- “,ilünce. Fransa; bu ö ğni':' Çalkalanıyor. Herkes Suçlu mu masum mu?) t or. Cumhuriyet bile De, , tehlikesine maruz- ': ua karısı geliyor, müdafaasını istiyor. 'q'ddüt ediyor. Tp (V '& hücum etmek, bü- kay, #at yazıyor. Bu YI yerinden sarsı- 'a dünyanın en bü- Zolanın ilimde Dreyfüs müdafaası üeîZoIanın:şı;İı—sî;;E büyük muvaffakıyetle yaşatıldı.. Emil Zola, Dreyfüsü müdafaa ediyor ŞLE yük şöhretini getiriyor. Fakat Dreyfüs gene Şeytan adasında sürgündür. Zola, İngiltereye kaçıp öra- dan da Dreyfüsü müdafaada devam ediyor. Tam o sırada Fransada vukubulan bir hü- Alfred Dreyfüs Şeytan ada- sında zındanlarda kümet değişmesile Dreyfüs kurtuluyor, bir - kahraman ol- rak Parise dönüyor. Onun masumiyeti anlaşılınca, Zola da Fransaya geliyor. Fakat az za- man sonra odasındaki sobanın fina yanmasından zehirlenip ölüyor. Cenaze merasimi çok büyük oluyor ve Anotole France onun için şöyle diyor: *“Zola şöhreti fethetmiştir. Şan ve şöhret Zolanın hak- kıdır. O çalışmalarının kıymetli meyvalarını tatmıştır. Zola bü- tün varlığile çalışmıştır. Müca- dele etmiştir. Çünkü o iç ra- hatlığının, asude hayatın ancak adalet ve hakikat mefhumla- Anatole France, solda Emil Zola arkadaşı Ce- #anne ile birlikte sokak kızile konuşuyor hayatı rında bulunduğunu biliyordu, Onun cesur sözlerinin akisle- rile Fransa uykusundan uyan- mıştır. Ona ıstırap çektiğinden do- layı acımıyalım. Ona - gıpta edelim. Çünkü onun yüksek kalbi kiylerin en büyüğünü, en asilini kendisine kazandır- mıştır. Zolayı filimde Holivüdun en büyük simalarından Paul Mune yaşatmış ve harikulâde “ANADOLU Hırsızlar Hırsızın - biri mahkemede: — Ben bu caketteki parayı evelki gün çalmadım. Caketi bir kapı önünde buldum; bundan ibart! Deyip yakasını muhtemel bir cezadan kurtarmak iste- miş. Bu gibi hâdiselere sık sık tesadüf edilmeğe başlandı.. Herifçioğlu, ilin kızını tarla ortasında saçlarından yakalıya:- rak, beline tekme vurarak sü- rükleyip götürüyor da mahke- meye gelince, meselenin rengi değişiyor. Ve mağdur, mazlüm kız: — Hayır; diyor, ©o beni kaçırmadı, ben onu kaçırdım. Böyle bir cevab karşısında: —İyi amma a kızım Şu saç- larının bir kısmını kim yoldu? muvaffak olmuştur. Ba artist, Belini ne diye doğrultamıyorsun? yaşatacağı şahsiyetlerin kalı- bına girmekte emsalsizdir. Ken- disi — Avusturyalıdır. Meşhur Fransız alimi Pastörü canlan- dırmaktaki muvaffakıyetinden akademi mükâfatını bile al- mıiştir. Zolayı tanıyanlar, Mu- neün portresi karşısında, mü- şabehetten hayrete düşmüş. lerdir. Amğada Bir kocanın şenaati Ti eee Başkasını severek karısıntı nasıl öldürmüş? Nevyork civarındaki Tren- ton şehri zabıtası, bir. maki- nist tarafından ika edilmiş fakat epeyce zamandanberi gizli kalmış bir cinayeti mey- dana çıkarmıştır. Makinistin adı Ramon Ko- tadır. Bu adam yaz mevsimini şehirden yarım saat kadar bir kır evinde geçirmektedir. Kırk - yaşlarında — bulunan *Ramon Kotanın zevcesi, genç, uysal ve tam bir ev kadını Meri Maylerdir. Bu bahar, sayfiyeye nakil- den iki gün sonra, her gün bahçesinde İsveç usulü - ve... yarı çıplak bir halde - jim- nastik yapan komşu bayan, Ramonun nazarı dikkatini cel- betmiştir. Ramon nihayet bu çok ser- best ve cinsi cazibeye malik kadına âşık olmuştur. Genç kadın da ayni alâkayı göster- miş ve aralarındaki münase- bet süratle kuvvetlenmiştir. Fakat bu münasebete karşı bir engel vardır: Ramonun zev- cesi. Bu sebeble Ramon, karısı: na düşman kesilmiş ve çok fena muamelelere başlamıştır. Sevgilisi Meri de bir gün kendisine: — Ramon, seni seviyorum, fakat evlisin, karını başından Dememeğe imkân var mı- ur? Fıkrayı bilirsiniz: Bir gün Nasraddin höcanın »bahçesine gelen bir hırsız, merdiven kurup duvarı atlamış içeriye girmiş.. Taşıdığı çuval- ları doldurduktan biraz sonra Hoca gendisini görmüş ve enselemiş. — Ulan -demiş- sen ne ma- rifet işliyorsun burada.. — Bilmem.. — Nasıl bilmezsin kazık herif, buraya nasıl girdin? — Ben kendiliğimden gir- medim Hocam. — Ya nasıl girdin? — Şiddetli bir rüzgâr esti, beni buraya attı. — Merdiveni kim getirdi ? — Onu da rüzgâr getirmiş olacak.. Haoca başını sallamış: — Ulan maymun - herif; » demiş - haydi diyelim ki mer- diveni rüzgâr getirdi. Seni de rüzgâr tutup benim bahçemin içine fırlattı.. Şu nesneleri çu- valların içine tıklım tıklım kim doldurdu, ona ne dersin? Herif boynunu bükmüş; — Doğru söylüyorsun Ho- cam -cevabını. vermiş- ben de zaten onu düşünüyordum. Çimdik B. C. Öktem Turgutlu, 28 (Hususi) — Ankarada Belediyeler Bankası kongresine murahhas sıfatile davet edilen Belediye reisimiz B. Cevdet Öktem, memleke- timize ait bazı mühim işleri de ait olduğu Vekâletlerde hal ve intac ile avdet etmiştir. defettiğin gün senin olacağım. Deyince o da karısını orta- dan kaldırmak şeklindeki müt iş kararını vermiştir. Bir gece, maşukası bahçe- nin kenarında Ramonu bek- lerken korkunç bir feryad duymuştur. Bu feryad bir ka- dınındır. Ve Ramonun evinin alt katından gelmektedir. Fa- kat çığlık kesilmiş ve az sonra Ramon görünmüştür: Benzi sapsarı olan Meri sevgilisine: — Kanm gebedir? Doğur- mak üzere Aamcasının evime Şikagoya gidecektir. Benim tahminime göre, karım benim fena hareketlerimden bıkmiş- tır, bir daha da dönmiyecek- tir. Bunun üzerine ben de hakkında talâk kararı alaca- ğım. Demiştir. Komşu kadın bu sözlere tamamen inanmış görünmüş, 48 saat sonra Ramonun evine yerleşmiştir! Fakat vaziyet komşuların Göklerden düşen bir nişa Sabık Mısır Baş- wekili Nesimi paşar nın 17 yaşında Avusturyalı bir dil- berle - nişanlandı- ğını ajanslar bil- dirmişlerdi. Avusturyalı — ve henüz 17 yaşında olan matmazel Mari Hoyner tay- yare ile Kahireye vasıl olmuştur. Nesimi paşa ha- len yetmiş yaşın- b da, fakat çok zengin bir zattır. v Resmimizde Nesimi paşanın nişanlısını istikbal ettiğini görüyorsunuz. Akhisarda jandarmalara silâh atan katil Kız kardeşinden yemek istemiş . Zonguld;k hapishanesinden ka- çan Kahraman tutuldu Akhisar, (Hususi muhabiri- mizden) — Zonguldak hapi- sanesinden kaçan Akbisarlı Kahraman adında bir katil, Akhisarın Şeyhler mahallesin- de gizlendiği evde jandarma- lara silâh atmışsa da mermi- leri tükenince teslim olmuştur. Vak'a şu süretle olmuştur: Katil Kahraman, bundan 9 yıl evel Akhisarın Süleymanlı köyünde parasına tamah ede- rek analığını öldürmüş ve ya- şının küçüklüğünden - istifade ederek idamdan kurtulmuş, 24 yıl ağır hapse mahküm edilmişti. Mahkümiyet müd- detini doldurmak üzere Zon- guldak hapishanesine nakledi- len Kahraman son zamanlarda bu hapishaneden kaçmıştı. 12 Eylüldenberi aranan Kah- raman zabıtaca bulunamamıştı. Katil, doğruca Akhisara gel- miş ve Şeyhler mahallesinde bulunan kız kardeşi Haticenin evine gitmiştir. Hatice, ağa- beysini karşısında görünce şa- şirmiş, ne istediğini sormuş ve, onun analığını öldürdü- günü düşünerek kendisine bir fenalık yapması ihtimalinden korkmuştur. Kahraman, kız kârdeşi Haticeden yiyecek is- teyince Hatice: — Komşudan — getireyim, Bizde yok. Demiş, komşusuna geçmiş, oradan bir çocukla karakola haber göndermiştir. Az sonra bir müfreze jandar- ma, gelerek evi muhasara etmiş: — Teslim ol, diye bağır- nazarı dikkatini celbetmiş ve Bayan Ramonun ne olduğu sorulmağa başlanmıştır. Ramon, komşulara mahud masalı tekrarlamıştır. Fakat hakikatte kadın kocası tara- fından öldürülmüş ve evin zemin katına gömülmüş imiş. Katil koca, zavallı kadının mezarı üzerinde komşusu ba- yanla balayı yaşamaktadır! Bu aralık Ramonun karısı- nın amcası çıkagelmiş ve ye- ğeninin îikıgoyı gelmediğini nerede olduğunu bildirmesini Ramondan istemiştir. Hâdise esasen komşuların da nazarı dikkatini celbettiği için zabıtaya da — aksetmiş, taharriyat neticesinde evvelâ Merinin kanlı elbiseleri ile kanlı bir balta bulunmuştur. Zavallı kadının yarı tefessüh etmiş cesedi de, katil koca ile sevgilisinin yatak odası altından — çıkarılmıştır, yakalanmıştır. katil mışlardır. Kahraman, bulunduğu evin jandarmalar. tarafından sarıl- dığım görünce tabancasını çe- kerek ateş etmişse de bir müddet sonra kurşunları tü- kenmiş ve jandarmaların ken- disini pusuya düşürmeleri ne- ticesi olarak tutulmuştur. Kahraman, buradan Zon- guldak hapishanesine gönde- rilecektir. Sıtkının suçu sabit oldu Karşıyakada Yamanlar su- yunu şehre indiren şirketin mü- hendislerinden Jozef oğlu Yu- sef Ruslap ile borucu Meh- medi öldürmek maksadile si- lâh atmaktan maznun Sıtkının muhakemesine dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede bazı talimat- lar okunduktan sonramüddei- umumi iddianamesini serdet- miş ve maznun Sıtkının mü- hendis ve borucuya öldürmek maksadile silâh attığı sabit olduğundan Türk ceza kanu- nunun 62 ve 448 inci madde- leri mucibince cezalandırılma- larını istemiştir. Muhakeme, karar için başka bir güne bırakılmıştır. Pazar maçları Pazar günü şild maçlarına başlanacaktır. Evvelâ Alsancak takımile Demirspor, bunu ta- kiben Üçok, Doğanspor takım- lam karşılaşacaklardır. Alsancak kulübünde Alsancak İdmanyurdu aza- ları, pazar günü akşamı saat 19 da kendi yurd binalarında toplanarak bir hasbıhal yapa- caklardır. Doğanspor kulübü başkanlığından: İdare heyeti intihabı yapıl- mak üzere Doğanspora kayıtlı bilümum azanın 2-10-937 Cu- martesi günü akşamı saat yir- mide kulüb binasında hazır bulunmaları rica olunur. Mehmedi kirletenler Mahküm oldu İmariye mahallesinden Meh- med adında bir çocuğu Ka- difekalesine götürerek zorla kirleten Hasan ve arkadaşla- rımın Ağırcezada devam eden muhakemeleri neticelenmiştir. Bunlardan Hasan üç sene, arkadaşı Ahmed üç sene iki ay ağır hapis cezasına mahküm edilmişlerdir.