8 Eylâl 937 Uzak Şark'ı'glen' : Japonyanın .taçsız hükümdarı: Micuyi Baron Mı'cuyi, Japonyada Mika- dadan sonra herşeydir Japonyanın mut- lak hükümdarı Mi- kadodur; güneşin doğduğu — memle- kette — semavatın vekili ve mümessili Mikadodan — baş- kası değildir. Mi- kado, her - Japo: nun hayat, saadet ve servetine tesür hüb edebilir; fa- kat Japonyanın mutlak hâkimi Mi> kado ise de- tica- retinin, büyük sanayiinin ve şimendiferlerinin daha sair birçok şeylerinin hâkimi baş- kasıdır. Japonyanın en işlek liman- larından olan Yokohamaya ilk giren bir yabancı vapur bacalarında, büyük mağaza- larda, şimendifer vagonlarında goıun: şu üç hııf ilişir. “M. M. K.,! Bu üç harf muazzam bir sermayenin, büyük bir serma- yedarın isminin yani; Buron Miçuyi — Boyzhan — Kayzha daha doğrusu Japonyanın taç- sız hükümdarının ilk harfleridir. Evet, Mikado bütün Japon- yanın, fakat Baron Miçuyi de Japon parasının, Japon - tica- retinin, Japon ziraatinin ve Japon sanayünin sahibi, ma- bududur! Bu adam Tokyonun Ame- rikan usulü inşa edilmiş 15-20 katlı binalarının diktatörüdür. Japonyanın bütün servet mem- baları Baron Miçuyinin ve evlâtlarının elindedir. Bu adam, Amerikanın — Roktellerinden, Morganından, Astorundan, For- dundan dâ meşburdur. Onlar- dan belki de daha zengindir; serveti ancak - milyarlarla öl- çülmektedir. Formozada - ol- duğu gibi Sahalinde büyük ziraat ve iş sahalarına malik- tir. Korada, Çinde plânlı bir ticaret ve para işleri şebekesi vardır. Ayni şebekenin - bir kısını da- Mançuride kurulmak- Otadır: Mançuri — şimendiferleri şimdiden bu ailenin eline geç- miş haldedir. Harbin ve Mük- dende- kuvvetli Miçuyi mü- esseseleri Japon ordusundan daha kuüvvetlidir. Miçuyi sade bir zengin mi- dir? Hayır, Miçuyi ve ailesi Mikadonun €n büyük bir kuv- —öl> müddet geçti. Nihayet tatlı bir sesle, Lidya: — Tecrübeye bışlıyıbıle- ceğimizi sanıyor musunuz? Diye sordu. Bu sual üzerine başını kal- dırdı, Lidyanın yüzüne baktı. Garib bir tebessümle: — Hemen başlıyabiliriz, bayanl. b Dedi. Profesör Roz bir masa üze- rindeki manivelâlardan birisini tahrik etti; evvelâ bir elektrik motörü işlemiye başladı. Bun- dan sonra, odada muayyen yerlerde bulunan irili ufaklı, GÜ z Gizli Cihangir Nakleden: F.Şemseddin Bınliuw Miçuyinin oğlu ve gelini veti, Japon emellerinin en kuvvetli bir piştarıdir. Miçuyi- lerin gerek Japonyada, gerek Uzak Şarkın herhangi bir ye- rinde ticaretten başka en bü- yük Japonyayı kurmak; Asyayı İngiliz-Amerikan tahakkümün- den kurtarmak gibi ikibüyük vazifeleri vardır! Baron Mi evvelâ: Çini Avrupa ve Aînuey:ıkının boyçıun- duruğundan kurtarmak istiyen Japonların başındadır; askeri partinin bu siyasetine bu banker de mali ve ticari cepheden yardım etmektedir. Bu siyaset hulâsatan şudur: Çinden sonra Sibiryayı, Mo- gölistanı, Tibeti, Hindiçiniyi ve Hindistanla Cava ve civarı adaları kurtarmak ve müttehit bıı Aıyı kuvveti hımıle ge .;'ı. keAlania ron ııı Ahvalin inkişafına bakılırsa Japonya yarım asır evel başladığı siya- setinde daima hedefe yaklaş- mış ve son senelerde hamle- lerini - korkulacak derecede - sıklaştırmıştır! Mütevazı — bir yazıhanede, masası üzerinde bir Asya hari mali bir iş blânço- sunu zamanda tetkik eden ihtiyar, işte bu Baron Miçisgidir; Japon istilâ siya: setinin ne kadar kuvvetlendi- ğini bu hâdise gösterdiği gibi bir mektebin umum çocukla- rına sorulan: — Ne olmak — istersiniz? Sualine müttefikan verilen: — Japonyayı - büyültmek yolunda ölmekl Cevabı mü- kemmelen gösterir! Evinde esrar varmış Tepecikte hamam sokağın- da seyyar - elbiseci Süleyman oğlu - İsmail ve İlyas. oğlu Süleymanın evinde bir miktar esrar bulunmuştur. renkleri biribirinden Ayrı am- püller yanıp söndü. Profesör: — Bu lâmbalar, istasyonları gösterir. Lidya zaten kulaklarına tat: bik ettiği ahize ile bunu a lıyordıı Tecrübe cidden şaya- hayretti. E.peyce bir müddet tecrübe devam etti, nihayet Lidya: — Hiçbir cevap. yok.. Dedi. Profesör Roz da: — Hiçbir şey işitilmiyor, dedi. Bu_ool: garibdir. Alette bir bdıg !-’ok » Fakat.. Du- muhtelif Bileğinden yaralamış Sebebi evdeki geçimsizlik Karşıyakada Soğukkuyu ma- halesinde Zeytinzade sokağın- da 32 numaralı evde bir vak'a olmuştur. Kasap Alinin karısı, kocasile larındaki — geçim- sizlik yüzünden jilet bıçağile kocasının üzerine hücum etmiş, fakat sağ elinin bileğinden ya- ralanmıştır. Kadın, hastaneye kaldırılmıştır. Yankesicilik Kemer istasyonunda dola- şan - sabıkalı Salim kızı Emine adında bir yankesici, tren bekliyen Saffet oğlu Muzaffe- rin dört lirasını çalmıştır. Kaçan iki hırsız Gazi bulvarında 37 numaralı bakkal dükkânına girmeğe te- şebbüs eden iki hırsız, dükkâ- nın kapısındaki kilidi demir parçasıle tazyik ederek kırmış- sa da bekçi yehşlıâ için bir- şey çalmağa muvaffak olama- mış ve kaçmışlardiır. Hırsızlık İkiçeşmelikte Azizler soka- ganda bir hırsızlık vak'ası ol muştur. Ali kizı 15 yaşında Fatma ile Süleyman kızı Kâ- niye sandalyeci - Mehmedin dükkânından beş lira çalmış- lardır. Bir daha Karantinada Mısırlı cadde- sinde Giridli Hasan ile ber- ber Baha, İbrahim bir dükân- da otururlarken Hasanla Ba: ha, arkadaşları İbrahimin. ce- binden on lira çalmışlardır. Bu da hırsızlık Alsancakta- Şark — Sanayi oturan Afyonlu Rıza ve İştipli Kâzım ayni yerde oturan Ali- nin sandığına anahtar uydur. mak suretile altı lira para çalmışlardır. Bir kavga İkiçeşmelikte — Kireçlikaya mevkünde hamal İbrahim ile fenerci Nuri evde rakı içer- lerken - aralarında kavga çık- mış, dövüşmüşlerdir. İbrahim, şişe ile Nuriyi» başından ya- ralamıştır. Hakaret İkiçeşmelikte Kahraman so- kağında — kunduracı - Âmir, evinde kiracı olarak oturan Mehmed oğlu şişeci Mehmed ve karısı Nefiseye hakaret etmiştir. Kız kaçırma Kemalpaşa kazasında Emine adında bir kızı kaçırmağa te- şebbüs eden Hasan oğlu Meh- med şehrimiz: Ağırceza mah- kemesinde sekiz ay — hapse mahküm edilmiştir. yuyor musunuz?. Ne garip, ne garip... Bütün istasyonlar- dan cevap almadım; - nihayet hiç beklemediğim bir yerden bu hal... Lidya, profesörün sözünü serek: — Anlamadınız mı? Dedi ve profesöre daha fazla yaklaştı. — Evet, o, odur! Diye ilâve etti. — Acaba ne oluyor? — Ne olacak? Onu davet ettiniz! — Hayır, henüz davet et- medim; şündi davet edeceğim, Kendisini nasıl davet: edeyim, bayan? — Adı ile. Ona: “Böris, Lidya seni istiyor!, deyiniz! Fakat bunu birkaç defa tekrar ediniz!. siz IS A masına başlanıyor.. Kızılçulluda açılacak Köy öğretmen okulu hakkında dün Kültür - Bakanlığından - şehri- mizdeki alâkadarlara yeni bir emir gelmiştir. Bu emre göre açılacak Köy öğretmen okulu- na üç vebeş sınıflı köy okuk larından çıkan köylü çocuklar alınacaklardır. Bu çocukların aileleri, yal nız bir defaya mahsus olmak üzere mektep — müdürlüğüne otuz lira veya aynı kıymette ayniyat vereceklerdir. Çocuk- ların, bütün mektep masrafla- rı, elbiseleri, hatta yılda bir- kaç defa köylerine gidipgelme masrafları mektep idaresi ta- rafından verilecektir. Bu okulda yetişecek müsteit çocuklar, bilâhare liselerin ve öğretmen okullarında okuttu- rulacaktır. Tayyare ile koyun nakliyatı Türkistan Sovyet cumhuri- yeti sivil tayyarecilik filosuna mensub ağır tayyareler, Sovk- hozlardan Taşavuz miıntakası kolhozlarına sevkedilmekte olan| 10,000' koyunu, Karakum çölü üzerinden hava tarikile taşı- ların hava - yolile nakli, kara: yolile naklinden daha ucuza ve sağlama ve kolaya gelmek- tedir. Zira, kara yolile nakli,; uzün müddet aldıktan ba; hayvanları Karakumda doyur- mak ve muhafaza etmek için büyük masrafları icab etmekte ve fazla olârak ta hayvanların yolda ölmesi ihtimallerini ber- taraf edememektedir. Halbuki tayyareler, koyunları - hiçbir zayıat verdirmeden Aşkabâd- dan Tâşavuza 550 kilometrelik mesafeye daha ucuz ve emni- yetli olarak ikibuçk ilâ üç sa- atte götürüb bırakmaktadır. Fuar telgraf gişesinde faaliyet.. Fuar telgraf gişesine memur tefrikinde müşkülâtla karşıla- şılmıştı. - Telgraf şeflerinden otuziki yıllık emektar memur B. Refet, merkezdeki vazilesi- ne inzimamen fvar şube mua-> melâtını deruhte etmiş ve her midörde kadar yalnız başına bilfül çalışmıştır. İş sahiplerine fevkalâde ko- laylık gösteren bu çalışkan ve gayretli memuru tebrik ederiz. Sandıklıda müsamere Sandıklı, ( Hususi ) — 26 Ağustos perşembe- akşamı evimiz salonunda temsil kolu üyeleri tarafından ( Yalnız bir kelime) adh piyes oynanmıştır. Profesör Roz âletini yeni- den tanzim etti. Âni bir ses Lidyayı korkuttu; profesör: — Korkmayınız, bayan! Dedi, Bu ses devam - etmedi, bir müddet. sonra: — Gene birşey yokl Dedi. — Rica ederim, — devam ediniz. — Fakat cevap gelmiyor. Başka- bir. zaman. - tecrübe edelim. — Hayır, tica ederim, de- vam ediniz! Profesör Roz, artık tecrübe- yi'bırakmak-üzere-idi. Fakat: birdenbire- hem kendisi hem: de Lidya- irkildiler. Şiddetli ve madeni bir gürültü duyul- du., Banu sert, sarih ve — tan- nan bir ses takib etti ve: arşı tedbirler Müuhbirlere verile- cek peşin ikra- miye usulü.. Gümrük ve İnhisarlar Ba- kanlığı, kaçakçılığın azalması için aldığı tedbirlerin çok kısa zamanda tesirlerini göstermiş ve hududlardan Vekâlete ge- len malümata göre bilhassa cenub mıntakalarımızda - ka- çakçılık azalmıştır. Bakanlığın bu yolda aldığı tedbirlerin bi- ri de “peşin ikramiye,, usulü- dür. Gümrük idareleri kaçak eşyaya ait peşin ikramiyelerle, tahsil olunacak para cezaları- nın istihkak sahiplerine sürat- le - dağıtılabilmesi lüzumuna büyük ehemmiyet vermekte: dirler. Peşin ikramiye Tutulan kaçak eşyaya ait peşin ikramiyelerin derhal tev- rinden bulunmaktadır. Fakat bazı müstesna- hallerde ikra- miyeyi kazanana verilmesi u- zamaktadır. -Bunun. için ba- kanlık, haberdar edilir edilmez havale göndermek - suretiyle vaktin uzamasını onlemche- dir. Peşin ikramiye, tutulan ka- çağın cezasiyle sit kıymeti tu- tarından muhbirlere ve müsa- dere eden memurlara ©© 25 nisbetinde verilmektedir. An- cak bu miktar tutulan malın maliyet — kıymetinin — yarısını geçmiyecektir. Eğer vak'ada muhbir. bulunmuyorsa buna ait hissenin üçte ikisi de ya- kalıyan memurun ikramiyesine ilâve edilmektedir. Meselâ bir ihbar neticesinde tutulan 10 kilo kaçak tütüm için bir kilo tütün 40 kuruş ve bir kilonun cezası 5 lira olduğuna göre, muhbire ve müsadere edene 13,50 lira ikramiye- verilecektir: Ve bu nun 4,05 lirası derhal tediye edilecektir. Hemen tahsil edilen cezalara gelince.. Yakın zamana kadar hükmü mütcakıb derhal tahsil edilen paralar önce büdceye irad kaydedilmekte, sonra hak sa-> hiblerine dağıtılmakta idi, Fa- kat bu usulün tereddüdlere ve gecikmelere yol açtığı görük- düğü için başka bir şekil bur lunmuş ve uzun - formaliteye lüzum görülm »den tahsil edi- len paranın derhal tevzi edi- lebilmesi imkânları temin edil- miştir. Gümrük memurlarımızın va- zifelerini kolaylaştırmak ve ala- caklıları parayı, - aylarca bek- — Beni kim- istiyor? Diye sordu. Lidya, heyecan ve helecanı azami haddi. bulduğu: halde: — Odur, odur! dedi. Roz da korku, ile: — O mudur?. Diy sordu. Lidya, profesörün elini asa- bi bir halle sıkaraki — Söylei.. Onu, Lidya isti- yor diye söylel dedi. Profesör bu suretle hareket etti; bu garib- kadının ismini alette tekrar etti. Aradan bir kaç saniye sü- küt ile geçti; Lidya ve Roz çok büyük bir heyecanla Ba- risin cevabını beklediler. Gene derin bir süküt hasıl oldu. Biraz. sonra: Kü pesaki Kizileeln. aK açakçılığa Cezireliler müte- madiyen hicrette Kamışlı mıntakası boşalıyor Halep — Şimali Suriyedeki anarşi nihayet bulmuş, isyanın önü alınmış değildir. Halk artık burada bu şera- it altında yaşayamıyacağını an- lamış bulunuyor. Bu husuta Vatani gazeteler bir çok telfsirlerde bulunmak- tadırlar. (Elkabes ) gazetesi dünkü sayısında şu haberi vermekte: dir: Cezire hâdiseleri ve Amude ile buna tabi köylerin vurul- ması ve yağma edilmesi üze- rine bura halkından bir çoğu Türkiye topraklarına iltica et mişlerdir. Türkiye hükümeti bunların iaşesi için tahsisat vermekte- ve Suriye tebaasından kim. olursa olsun kendi arazisine — bilâkaydüşart girmesine müsa- l ade etmektedir. İşte bu yüzden bir kaç gündür | hicret artmağa başlamış, bir | çok aileler Suriye topraklarını terkederek Türkiye hududunu | geçmeye başlamışlardır. Şimdiye kadar bu suretle- giden - aileler - evelce - iltica edenlerden maada - kırkı bul- — muştur. de-Kamışlı kasabası boşala: — caktır. | Şunu da — hükümetin nazarı dikkatine koymak isteriz ki, Türkiye hükümeti hicret eden- lere bütün suhuletleri göster. mekte vehatta ticaret maksa: düe dahi ohı hicret edenle: oldukları eşyalara- bile dnluın- mamaktadır. lemeden ellerine geçirebilme- bu yeni usulün ne kadar ye- rinde olduğu, derhal tesirini göstermesile sabit olmuştur.. Taksitle tahsil edilen lçınde bulunduğumuz mali yıl zarfında tahsil edilip t büdce gelirine alındığı halde hak sahiplerine dağıtılmamı; olan cezalar vakit geçirilmeden müstahaklara tevzi edilecektir. Bundan sonra tahsil olunacak lar da- ayni- basit usullerle memurlara verilecektir. Bunun için benim vazifem ni lıqıtlıılııwl Rudı hem iğbirar hem de ciddiyet! Ve ymıd kalkarak. kenara- çekildi.. Y nız Lidya Roza: — Bana dikkatle- b Bir gün gelecek- beni anlı caksınız. Bıııyıphğııııı meteçokteıekküı L*ı“ptuı profesör- bu eli sıktı. tuttu. — Fakat Lidya elini dırdi, profesörün- düd kadar götürdül Protesör bütün asabınin eri” — yecek kadar gevşediğini — Muvaffak olduk. Artık | rülen bu — güzel sizinle görüşecektir, sanırım! —-ıİı-vı' *i