25 Ağustos 937 Filistin davası ne gekı'l alacak? Yahudilerin İngiliz plânı karşısında vaziyetleri Kudüs ve Telaviv içı'n,.î’;İı;iiler arasında da Siyonizm son zamanlar- da büyük bir buhran - geçir- mektedir. Bu buhranın iki se- bebi vardı: Da- ba maddi dü- şünen Siyonist- ler, an'aneleri- ne daha fazla bağlı olan eski kafalı Yahudi ler biribirile gün geçtikçe daha fazla anlaşamı- yorlar. Birinci sebep bul. İkinci sebep de, Siyonistle- rin Telavivi Ku- düsten — üstün tutmak isteme- leridir. Eski Yahudi- lik ve Siyonizm Yahudiliği arasında bu ihtilâf devam ederken, geçenlerde ınıiliılerin *“Filistini üçe tak. sim, plânı meydana çıkmış ve bu hâdise Yahudiler ara- sında derin bir tesir husule irmiştir. zeuI'liclı'biı' buhran şeklini alan bu tesir, Yahudilerin hepsini “Ağlamaduvarı,, dibinde ma- tem tutmağa ve ağlamağa ic- bar etmiştir. Bir kısım Yabudiler, Ku- düsde “Ağlamaduvarı, dibin- de ağlamakla ve Yehuyaya dua ve rica ile meşgul iken, daha maddi Yahudiler Zurihde bü- yük Siyonist kongresi şeklin- de toplandılar ve herşeyden evel “Filistini üçe taksim ,, pilânı üzerinde müzakerata ko- yuldular! Krereia1e aa rersramım e - , Kudüste ağlama duvarı Bütün cihan Filistinde bir kısım topraklarda müstakil bir Yahudi devletinin kurulmasını Yahudilerin büyük bır sevinçle kabul edeceklerini sandı ve aldandı! Cihanla beraber İn- giliz siyasileri de aldandılar. Çünkü bu taksim plâm Yahu- dilerce, Yahudilerin münevver- leri ve şövenleri tarafından hiç de muvafık görülmemiştir! Ve en maruf Siyonist lider- lerinden olan Dr. Veizman, siyonist kongresinde şu mese- leyi ortaya atmıştır: *“Ya Filistinde bir Yahudi ekalliyeti olmağı, yahud da müstakil Yahudi devletinde bir ekseriyet teşkil etmeği seçmek ve kabul etmek mec- buriyetindeyiz. Bu kongrede Sovyet tayyare-|Çin-Japon cilerinden bazı . işaretler alındı Moskova, 23 (A.A.) — Hü- kümet komisyonunun 22 ta- rihli tebliğine göre, Levanc- veskinin tayyaresindeki telsiz Postasının mevcesi üzerinden tekrar bazı işaretler alınabil- miş ve fakat yalnız birkaç harf açılabilmiştir. Bu tayyare telsiz postasının alıcı makine- sinin sağlam olduğu anlaşıla: rak Kutup telsiz istasyonu alınan araştırma tedbirleri hak- kında günde birkaç defa tay- Yare mürettebatı için neşriyat Yapmaktadır. Vilkinsin tayyaresi Koper- Min nehrinin ağzına varmıştır. Matzianskinin tayyaresi Nord- viçk yakinindeki Kolevnikofta taya inmiştir. Golovinenin tayyaresi Obe üzerinde Kary- de karaya inmiştir. Fairbanksdan alınan malü- Mata göre, Mattrne havada benzin verecek olan tayyare Sis yüzünden Fairbanksnin 4 Bil cenubunda mecburi bir iniş yaparken hasara uğra- Mıştır, kimseye birşey olma- Mıştır, Krasin buzkıran vapuru ağır tabakalarından çıkarak kendisine kömür getirmekte olan Behring boğazını geçmiş bulunan Mikoya — vapuruna ihtilâfı etrafında Eko Dö Paris gazetesinin yaz- ANADOLU iki ayrı nazar noktası görülüyor buna karar vermeliyiz!., Bir siyonizm lideri tarafın- dan, umumi bir siyonist kon- gresinde ileri sürülen bu me- sele esas itibarile Yahudiliğin bugünkü davasıdır. Yahudiler kahir bir ekseri- yeti İngilterenin taksim plânı- na muhaliftir. Nevyorkun Ha- hambaşı doktor Stefan Vise de doksan Amerikan Yahudi- si murahhası ile bu — taksim plâmna muhalif rey vermek için Zurih kongresine — gel-: miştir. Vaziyet, kongre reisi Bay Usisbkiniyede taksim plânma mümanaata icbar etmiştir. Nihayet 115 reyekarşı 283 reyle gizli bir müzakere yap- mış ve neticede taksim plânı- mn reddine karar — verildiği kuvvetle sanılmaktadır. Yahudiler, Filistinde akalli- yet halinde kalmağı, istikbal- leri namına daha muvafık bul- maktadırlar. Fakat bir takım eski fikirli, en koyu mütcas- sıplar, Yahudi ruhanileri Tel- avivin gün geçtikçe büyüme- sinden memnun görünmemek- tedirler. Bunlar, herşeyi Ku- düs için istemektedirler, Ku- düsteki Yahudilerin kısmı aza- mı bu fikir ve kabiliyette olan Yahudilerdir. Fakat — Tela- vivdekiler de — bilhassa — iş adamları, san'atkârlar, tüccar- lar ve müstahsildir. Bunlarda, an'aneye uygun fakat karma- karışık eski bir Kudüs yerine, zamana uygun daha plânlı yeni Telavivi tercih etmektedirler. YT a l a aa eee e e A LA AAA CA LA A AAA LALARAL . dığı dikkate şayan bir makale Paris, 23 (A.A.) — Japon Çin ihtilâfı hakkında Eko Dö Paris gazetesinde bir makale yazan Donuadisu diyor ki: “Almanya eğer harbin ca- buk bitmesini istiyorsa Japon- ların süratle muvaffak olma- sını istemektedir. Çünkü bu takdirde Japonya uzak şarkta bolşeviklere -karşı nöbetçilik vazifesine tekrar - başlıyacak ve Çin piyasasını muhafaza edebilecektir. Bu mülâhaza ile Tokyoya yardım etmek arzusunda bir adımlık yol vardır. Çinde müşterek bir harekete - geçilmesi — ihtimali mevcud olmadığ. için Alman- yanın kendi baş,ma harckete geçmesi lâzımdır. Berlin de Şanghay da faaliyette bulunan bir beynelmilel livanın mevcu- diyetinden ve Sovyetlerlerin Çin üzerindeki — nüfuzundan bahsedilmektedir. Bu ifade tarzı Madrid ve İspanya hak- 71 derece ilerlemektedir. Cenelef sefer heyetinin tay: yaresi dün kontrol uçuşları yapmışlardır. Tayyarelerin mü- kemmel bir halde oldukları görülmüştür. batıya — doğru kında her zaman kullanılan tedbirleri hatırlatmaktadır. Al- manya İspanyol asilerine yar- dım ettiği gibi Japonlara da yardım edecek midir?, Bu su- alime cevap vermak - için eli- mizde henüz lâzım olan ele- manlar yoktur. Her halde bu işte oynanacak oyun tehlikeli olacaktır. Petit Parisien gazetesi Mus- solinin nutku hakkında şöyle yazıyor: “Mutlakiyetle idare edilen devletlerin diktatörlüğünü müş- terek emniyet sistemine ithal etmek Üümidini veya çaresi var mıdır? Bu devletler müş- terek emniyet tabirinden hoş- lanmadıkları için bunun yeri- ne ÂAvrupanın heyeti umumi- yesinde devamlı bir sulh te- min edecek sistem tabirini de kullanabi Yegâne mesele budur. Mussolinin nutku bu meseleyi büsbütün karışık bir hale getirmemiştir. Ve buna da şükretmek lâzımdır. Fakat pek nikbin olmadan Duçenin | bu meselenin hallini hazırla- | mış olduğunu iddia etmek de müşküldür.,, Ç.” '-,_ LL. : DA Gazete başlıkla- İstanbul gazeteleri masanın üstünde duruyor. Dikkatime çarpan serlevhaları okuyorum. Bunlardan bazılarını enteresan buldum. Hem okudum, hem cevab verdim: Cumhuriyette Selim Sırrı- İdeal bir spor kulübünde neler gördüm?. — Senin ne gördüğünü bil- mem amma, ben birçok şeyler gördüm: Kolu, bacağı kırılmış dört beş oyuncu, gece barlardan kurtulub korkudan eve gide- mediği için kulübde koltukta sızakalmış atletler, kulüb rei- sinin karşısına dikilib: — Bu haftaki maça nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Pa- ram yok vallahi! Diyenler ve para almayınca oyuna girmiyenler, başka ku- lüb oyuncularının aşırılması (esbabının istikmalini ariz ve amik) düşünenler.. Son Posta — Talât paşanın son günleri! — Ne bitmek, tükenmek bilmezmiş o günler!. Merhum, mezardan kalksa da gelse: — Yahu, benim son gün: lerim neler de nelermiş de ben farkında değilmişim.. Deyib şaşıracaktır emin ol! Son Posta — Öpüşen ba- lıklar. — Eğer bunlardan biri er- kek, biri dişi ise kelime yan- liştır. Öpüşen değil, biribirini asıran balıklar, demek - lâzım. Maamafih balıklar öpüştükten sonra, yarın öbür gün develerin Çarliston oynamalarını, eşek- lerin sokak ortasında anırmağı terkederek onun yerinde kah- kaha ile gülmelerini bekliye- biliriz. Tanda Felek — harikayım.. — Aman Felek, böyle söy- leme; senin sporcu muarızların çoktur; yazının altını. okuma- dan Şeyhin kerameti kendin- den menkul! Deyiverirler. Tan — İzmirde bazı kızla- rın erkekleri kaçırdıkları söy- leniyor.. — İnanma azizim, ispatı çok kolay: Senin muhabir bile kaçırıl- madı, ben bildim bileli yerin- de oturub durüyor. Fuar gazetesi — Şimdiye kadar fuar için gönderilen Tango güftelerinin sayısı bine yaklaştı. — Sen sayıya bakma ar- kadaş, içinde bir tanesi olsun, maksada yaklaştı mı acaba? Ben bir Çimdik Yeni neşriyat: Yeni Adam 190 inci sâyısı çıktı. İçinde İsmail Hakkının Hulâsalar kü- tüphanesi, Benim terbiye düs- turum, Hayatım, H. Avninin Yerli mallar sergisi, H. Bozo- kun Çin-Japon, Dr. İzzeddinin akıl hastalıkları adlı yazıları, Esad Kâmilin Rüzgâr Ali adlı hikâyesi, Sovyetlerde sıhhat işleri, Çocukta dil adlı tercü- meler, iç ve dış sosyete, kül- tür, kısa tetkik ve tenkitler sayfaları vardır. Tavsiye ede- İ riz, Beyaz perdeden bir parça Miki Mavz nedir, nasıl doğmuştur? rına bir bakış |Billi Lamodölürse o"da artık sah- neden kalkıp € Son günler- | — de Pariste, bü- | & tün! çocukların “çok sevdiği Mi- kinin bütün ses ve — sadalarını taklid eden bir adam — misalir olmuştur. Malüm oldu- ğu üzere Miki- *ler, zemin ve İ zamana — görefli muhtelif şekil- lerle — görüşen sinema mahlü- katındandır. Mikilere ses ve söz kabi- liyetini bahşeden Billi Lamod adlı bir âdamdır. Bu Billi Lamod aslen Ame- rikahdır; fakat bu cevap kari- lerimizi her halde tatmin ede- edemez! Meşhur Miki Mavzu canlandıran, ona ses, şuur veren san'atkârdır. Bundan başka Mikinin hayat arkadaşı Minniye de ayni ruh ve kabi- liyeti vermiştir. Mike, İngilizlerin Mihail is- minin muhaffetidir. Mavz ise, İngilizcede findık sıçanı de- mektir. Şu halde Miki Mavz “fındık sıçanı Mihail, demek oluyor. Minni de Minanın başka türlü okunmasından ibaret bir isimdir, fakat bu izahatla da Miki Mavzı anlamak mümkün değildir, bazı izahata daha ihtiyaç vardır: gidecektir Ktam e : Mikiler, beyaz sahnede ta- mamile canlı gibidirler; fakat hakikatte canlandırılmış resim- lerden ibarettirler. Filim ma- kineden geçmedikçe, mikiler de cansız kalan mahlüklardır! Şu halde bir sual akla ge- liyor: Bu cansız resimlerle canlı gibi sahneler yaratan — filmler nasıl alınıyor? Cidden harikal! Beyaz sahnede tabii bir hare- ket için en az 15-16 resim lâzımdır. Hareketi canlandırır- ken sesi de canlandırmak zor- luğu vardır. Bunun için, bir Miki Mavz filimi, diğer tabii filmlerden çok güçtür, Miki, filimlerinin ruhu, şimdi Pariste misafir bulunan Amerikalı Bil- li Lamoddur. Öyle sanılıyor ki bu adam ölürse, Miki filimleri de kiymetini — kaybedecektir. Söylendiğine göre — Billi, Mikisini yapmak için sekiz se- neden fazla çalışmıştır. Ingiliz kabinesi mühim bir toplantı yapacak Akdenizde başlıyan denizaltı gemilerinin taarruzu ve son Şanghay hâdiselerini tetkik edeceği söyleniyor Londra, 24 (Radyo) — İn- giltere Başvekili B. Çember- layn, İskoçyadaki saytiyesinden Londraya dönmüştür. Bu mü- nasebetle, İngiliz kabinesi, ya- rın (bugün) toplanacak ve Şanghayda vukubulan hâdise- ler etrafında tetkikatta buluna- caktır. Kabine, bundan başka, Ulus- lar Sosyetesinin önümüzdeki toplantısında İngiltereyi tem- silen hazır bulunacak olan B. Edene talimat verecek ve Ak- denizde, meçhul denizaltı ge- milerinin son taarruzlarile de alâkadar olacaktır. Londra, 24 (A.A.) — Siyasi tebarüz ettirildiğine göre Baş- BAA CUUUTTA AAAT Di Doktoı- A.Kemal Tonay Bakteriyolog ve bulaşıcı, salgın|hastalıkları Birinci Sınıf Mutahassısı ve ki (Verem Basmahane İstasyonu ağır €ev ve muayenehanesinde sabah saat 8 den akşam saat 6 ya hastalarını kabul eder T L L , Dilsiz ve Körler mü- vekil B. Çemberlaynın bir iki gün kalmak üzere Londraya avdeti umumi siyasi vaziyetin fena inkişaflarını gösteren bir delil gibi telâkki olunmamalı- dır. B. Çemberlaynın bu avde- tinin sebebi kralın misafiri olarak Balmoral şatosuna gir- meden evel dahili ve harici vaziyet hakkında malümattar olmak arzusudur. B. Çemberlaynın Londrada kalacağı bu iki gün esnasında hiçbir kabine toplantısı yapıl- mıyacaktır. Nazırlar arasında yalnız B. Eden ve Lord Ha- lifaks bu haftanın ortalarına doğru Londraya döneceklerdir. a0 TNTDLİ KİKON III DA saire ) Dibek sokak başında 30 sayılı KLDKDRNTA DA AANAIN AAA . .. .. . w .. essesi müdürlüğünden: Okur yazar askerliğini yapmış bir bahçevanla ütü, dikiş ve ev idaresinden anlar okur yazar bir bayana ihtiyaç vardır. Bahçevan ücreti ayda 3000 kuruş çamaşırcı ücreti ayda 3500 kuruştur. Orta ve oda hizmeti ücreti ayda 2000 kuruştur. Karşıyaka Sağır, Dilsiz ve Körler mücssesesi müdürlüğüne müracaatları. 24 25 2928