21 Ağastos 937 Aydır.da"A;ıadı:;!ıı,, San'atlar mektebinin aldığı iyi netiCelpg;r kısım Aydın vilâyetinde liğnit madenlerilinsanların aslı istihsal ve istihlâki artmaktadır.. San'atlar mektebi müdür ve muallimleri Aydın, ( Hususi ) — bölgesi san'at okulu, cumhu- riyetin Aydına armağanı olan ve her yıl daha ziyade tekâmül eden bir müessesedir. Okulun atölyeleri, ders malzemelerini çoğu yenilenmiş bir taraftan da inşaat ve ye- nileme faaliyeti sürmektedir. Aydının en iyi bir yerinde eski Tral şehrinin bulunduğu Topyatağında eski lisenin tek binasında kurulan okul bugün bir çok yeni yapılarla madiyen genişlemekte ve bir mahalle halini almaktadır Dört beş yıl önce mektep iş bula müte- ten yetişen gençler mamakta ve mezunlar muallim vekilliği ve memuriyet peşinde koşmaktalardı. İki Maarif Vekâletinin ve mektep idaresinin aldığı isabetli ted- birlerle, mezunlara daha imti- hanları bitmeden iş bulunmak- ta ve şehadetnamesinai doğru işine gönderilmektedir Bugün Sümerbank fabrikaları- nın mütehassıs ustalarının ço* ğunu sanat okullarımızdan ye- fişen gençlerimiz teşkil ediyor. Bilhassa Aydın sanat okulu ve talebelerinin; Na- inşa ve beri mezun zilli basma fabrikası montaj işlerinde değerli çok hizmetleri vardır. Yalnız me zurlar değil, müdavim talebe- ler bile tatil aylarında fabri- kada iş alarak bilgilerini ge nişletmişler ve yarın için yer- lerini hazırlamışlardır. Bu yıl Vekâletten gelen, bir emirle, leyli girme imtihanını kazanamayanların nehari ola- rak alınmasına müsaade edil- miştir ki, kadro darlığından mektebe alınamıyan bir çok sanat heveslilerinin bu suretle tatmin edilmeleri mümkün ola- caktır. 936 - 937 Aydın bölge sanat okulundan 60 şı tesviyeci, 44 ü marangoz, 29 u yılında Aydın | demirci, 74 ü inşaatçı levazım ve | alan ve Si de aülç üzere 215 telebe okumüş, 17 tesviyeci 8 marangoz, 4 demirci, 3 in olmak şaatçı olmak üzere 32 talebe mezun olmuştur. Maden ocakları: İlimiz toprakları yurdun en nefis ve eşsiz ürünlerini yetiş tirdiği gibi toprak altında da zengin maden - kolları vardır. Bilhassa Nazilli ve Aydın Göl- hisar liğnit madenleri, umumi harpte Aydın demiryolunun kömür ihtiyacını temin eden iki zengin cevherdir. Bunlar- dan Nazilli liğnit ocakları Sü- merbankça alınmış, — Aydın Gölhisar liğnit ocakları ise sa- hipleri tarafından işletilmekte bulunmuştur Bu ocaktan çıkarılan kö mürler il çevresinden başka komşu illerde de istihlâk edil- mektedir. Bundan ötürü istih- sal son yıllarda çok artmış ve daha artırılmak çarelerine baş vurulmuştur. Maden arama enstitüsü mühendislerinin yap- tığı tetkik madenin çok zengin olduğunu belirttiğinden sahip- leri yeni bir kuyu daha açmak, her iki kuyuyu asri nakil vası- tası ve vesaitle teçhiz etmeği kararlaştırmışlardır Bu ocağın imtiyazı 333 y lında alınmış ve o yıl işlemeğe başlanmıştır. 333 yılında 2,000, 334 yılında 3,000 ve 335 yı lında 1200 ton kömür çıka- rılmış, işgal senelerinde muat- tal kalan ocaktan 926 dan itibaren 934 yılına kadar bazı yıllar hiçbir şey çıkarılamamış ve bazı yıllar da 100-200 ton istihsal olunarak on yılda 700 ton alınmıştır. - Asıl faaliyet 935 de artmış o yıl 750, 936 da 2320, bu yıl yedi ayda 2200 ton kömür çıkarılmıştır. Cum- huriyet devri herşeyde olduğu gibi madencilikte de ilimizin ilerleme ve yükselmesini temin etmiştir. — ANADOLU vam geldiğini ve den bir ist ayak üsti geçiyor Darv. bir tarafta — bunu söylerken » bir başkası da, kuvvetli bir kinaye ile insanın dimağını harekete geçirmek için, ortaya başka bir iddia atmış. Bu iddiaya kalırsa, insanların —aslında — eşeklik, öküzlük, katırlık ve kazlık?ta varmış. Gülmeyiniz, bunun bir hikâyesi de vardır. Size onu aynen anlatacağım Allah, nu yaratmış. Arkasından eşek- leri ve sıra ile katırları, öküz. ilk defa insanoğlu: leri, kazları yaratmış Efsane bu ya, Allah bir gün bütün bu yarattığı mah- lükları, nasihatte için huzuruna çağırmış. Büyük, mahşeri bir kalabalık toplan- mış. Ön safta eşrefi mahlükat olmaları bulunmak dolayısile — insanlur bulunuyormuş. Allah, bu insan ve hayvan kullarına nasihatleriniğfyaptık- tan sonra, insanlar arasından biri - Yarabbi-demiş-kulunuza müsaade verirseniz, düşüncemi ve bir isterim Allah: — Söyle-demişne düşün- dünse söyle! İnsanoğlu: — Yarabbi-cevabını vermiş: sana hamdüsena olsun ki, bizi şu arkamızda toplanan mah- lükatın eşrefi, emekli olarak yarattın. him, bak, onlar bize nisbetle büyük bir kalabalık tutuyor- lar. Asırlar geçtikçe onlar ürüyecek, artacak ve nihayet bir gün, dünyayı doldurarak eşrefi mahlükat olan biz insan- ların kökünü kurutacaklar. Allah, bu söz üzerine: Haklısın-demiş-haklısın ya kulum.. Sizin daimi ekse- riyetinizi temin için başka bir çare var: Şu arkada gördüğüğünüz eşek, öküz, katır ve kaz gibi mahlüklardan bir kısmını in: san suretine - tahvil Bu suretle insan nesli, tehlikeye kurtulur. İşte hikâye endişemi — söylemek edeyim. kullarımın düşmekten bundan iba rettir. Bazı insanların kaz, vesaire olmaları ve yeryüzün de büyük bir kalabalık teşkil etmeleri de bundan ileri geli yormuş. Çimdik FO SiR L Kitapçı Hüseyin Avni Her lisandan eski kitablar, ga zete, mecmua ve Tor öküz ar alımır ve satılır. Sorulacak suallere veri- lecek cevablar için altı kuruşluk pol konulması lâzımdır. Hariçten Ege kitop evi Hisarönü Numara 4-6 künei | isbat stmiş olmak | cuttur. En güzel kum Fuar açılmadan evel Fuarda adım adım bir tetkik Vekilimiz paviyonları na sıl buldu, neler söyledi? İktısad Vekili B. Celâl Ba- yar, fuarı açtıktan viyonları ayrı ayrı dolaşmış, ekspozanlarla konuşarak ihti- yaçlarını, isteklerini sormuş, satış vaziyetleri ve muhtelif sonra pa- mahsullerimizin rekolteleri hak- kında malümat almış, paviyon sahiplerine hayırlı satışlar te menni eylemiştir. Palamut fabrikalarının pavi- yonunda dekorasyonda muvaf- fak olunduğunu kaydederek: — Teşhir tarzı çok hoşuma gitti. İhracat bu suretle teşhir, esaslı gaye- lerimizdendir. Dedi. Sırmalı — işlemeler - paviyo- nunda, bu çeşitlerin Amerikada mahsullerimizi ziyade Turistik mahiyette olan çeşitlerin Amerikaya gönderil- mesini işâret etti. İş Bankası paviyonunda: Büyük bir zevkle yonunda bankanın sermayedar bulunduğu fabrikaların mamu- lâtı da teşhir edilmektedir B. Celâl Bayar, bilhassa sşe fabrikasının tetkik ederek; — renkli takımlarının nefasetini anlattı ve - refakatindekilere söyledi — Bunları Beykozda Türk yapıyorlar. Fakat | fabrika şimdilik bunlara ehem- miyet vermiyor, Yalnız en gü- | zel kristalin yapılabileceğini şunları çocukları için imal Bütün cevher mev- bizde ediliyor. vardır. Vekil, yünlü mensucat fab- rikası paviyonunda, serbest id- halât rejiminin satışlar üzerin- | hakkında da tazla rağbet gördüğünü, daha | tanzim | edilmiş olan İş Bankası pavi- | mamulâtını | kristal | —— Vekilimiz ve Vali, Belediye reisinin nutkunu dinlerken deki tesirini sordu vabı aldı. ve şu ce- — İnce mallar üzerinde fiat düşüklüğünü ayni cins malların satışlarında da gösterdi. . Kaba mallara hiç bir tesiri olma- mıştır. Bu paviyonda halı vaziyeti malümat B. Celâl Bayar, Tu viyonunda müdürle görüştü ve mucip tesirini alan —Bu sene yağlar çok ola- cak. Ben Ayvalık mıntakasında dolaşırken mahsulün nefis olduğunu öğrendim. İh- racat için hazırlanıyor musunuz? Cenubi memleketlerine bol ve Amerikaya ve Şimal kündür, bura piyasalarıni tet- kik ettiniz mi? Diye sordu. Müdür, mühim miktarda sevkiyat yapıld şimal memleketleri için teş: büslerde bulunulduğunu söy ledi. İktisad Vekilimiz, sabun ihracatı üzerinde de durarak: — Sariye ve Irakta sabun- larımızın tahmin ediyorum İnbisarlar beyaz Avrupada büyük rağbete maz har olduğunu beyan - eyliyen Vekil, tütün rekoltesi hakkın- da şu malümatı aldı: - Bu yılki tahmini rekoltesi, Ege mıntakasında 16 milyon, Türkiyede 32-36 milyon kilodur. Mahsul az ol makla beraber, kalite itibarile çok iyidir. Brezilyaya rağbet Dedi pâviyonunu ge- zerken, B. Celâl Bayar, paviyonları | dalaşırken, daimi sergi sarayı lüözumundan bahis ile Belediye reisine: binasının oldu; | ihracat müm- göreceğini | şaraplarımızın | Veraldan Şarablarımız Avrupada iyi rağbet gördü. Vekil Turizm köşesini çok iyıf bulduğunu söyledi angiliz paviyonunda da iyi lzaı,sıİandı. Bütün mahsuller ve mamuller hakkında mufassal malümat aldı ve Fuardan bir görünüş - Sergi sarayı olsaydı, bu muazzam eser, bambaşka bir manzara arzederdi. Sergi sa- âzımdır. Se- başarmalı.., rayı her halde neye bu işi Diyordu. Trakya paviyonunu dolaştık tan sonra İzmir vilâyeti pavi» | yonunu ziyaret eden B. Celâl | Bayar, burada vali Bay Fazlı | pa- izahat aldı. köşesinin çok iyi tertib edil- Devlet paviyonunu ge- Deniz yollarında da fuara gelecekler t yaptıracağını vaid Güleçten 'urizm miş olduğunu söyledi Demiryolları zerken, gelecek sene için tenzil buyurdu. İngiliz paviyonunda İzmir fuarına ilk defa ola- rak iştirak eden dost İngiliz | imparatorluğunun - paviyonun- da, Vekilimiz çok samimi kar | şilandı. İngiliz Göneral kon | solosunun kızı Bay Celâl Ba- yara zarif bir buket takdim takdim etti İktisad Vekili, iştiraklerin den dolayı İngilizlere teşek- kürlerini bildirdi, Tariş paviyonunda Tariş paviyonunda bilhassa yaş üzüm — ihracatı ile alâka- | dar olan B. Celâl Bayar, Ku- rum müdürü B. İsmail Hakkı sevkiyat ve amba- lâj işleri etrafında ve ihraca- tın neticeleri hakkında malü- | mat istedi. B. İsmail Hakkı Veral şu hatı verdi — Birçok — tecrübelerden sonra Arjantin sistemi amba: lâjlarını kabule mecbur kaldık. Sevkettiğimiz yaş üzümlerin kilosu ilk partide 11,5, ikinci — Lütfen çeviriniz —