Irini, Prenses Dorotayı ziyarete ve *& T ondan izahat almıya karar verdi. aa — Evin heyeti umumiyesi hakkında fikriniz? — Bu ev, haricen eski, fa- kat dahilen bir saray.. ve bi- ze kalırsa burası, bir saray kadınının aşk ve zevk yuvası olacak. Evin içindeki koku bile bunu gösteriyor. büyük saraylarda işitilen ko- kular.. Şarab keza. Kadehler keza.. Herşey ipekli, herşey mükellef.. Zemin, gayet güzel halılarla örtülmüş ve anlaşılan burası sık sık - temizleniyor. Çünkü toz namına hiçbir şey de yok.. — Peki, gidiniz, fakat her zaman, her hangi bir iş için hazır olunuz.. Onlar çıktı, İrini de yalnız kaldı. Bu binaâadaki esratı öğren- mek İâzımdı. Bir hissikablel- vuku ona, Doğanın buraya girdiğini söylüyor gibi idi. Bu- rası ise Dorotaya aiddi. Do- rota da zevkperest, kibar fa- | hişelerin en zekisi, en yamanı, en korkuncu bir kadındı. İrini yumruklarını sıktı: — Bakalım, benimle aşık atabilecek mi? İrini buradan çıktı ve gene Kiyaranın yanına koştu. O Kiyaranın odasına girerken, üçyüz metre ilerideki prenses Dorotanın sarayına ihtiyar bir doktor girmiş ve bu zat, der- hal Dorotanın huzuruna çıka- rılmişti. Dorota, — sarışın bir ahu idi. Güzelliği, cinsi cazi- besi şaha kalkmış bir ahul — Nasıl, doktor, hastam pasıl? Doktor mütereddidane ce- vab verdi: — Kurtarmağa çalışacağız. Fazla asabiyet ve teessürden ileri gelmiş bir dimağ hâdi- sesi.. — Ya bir ihtikan, bir nezif olursa.. —İşte bendeniz de onu iza- leye çalışıyorum. — Buna muvaffak olursanız, sizi nasıl memnun edeceğimi bilemezsiniz. Şimdilik , şunu alin!. Ve büyük bir çekmecenin kenarına dokundu. Bir yay tıkırtısı işitildi. Kalın bir de- mir kapak açıldı. Dorota bir kese çıkardı ve doktorun önü- ne fırlatarak: — Göreyim sizil Dedi ve sırtını döndü. Bu hasta, Doğanın çarpıştığı hassa zabiti idi. Galiba, fazla hiddet ve teessür, bu genç zabitin evvelâ izzeti nefsini harekete getirmiş, sonra dimağına vu- rub kendisini yatağa atıver- mişti. Doroto da kendi dokto- runu onun tedavisine memur etmişti. Doktorun ona izahat verdiği dakikalar, tam | n Kiya- ranın odasına girdiği dakikaya tesadüf ediyordu. Kiyara, biraz meyva yemiş ve yeni doğrulmuştu. İrininin her girişi, onu evvelâ müthiş sürette korkutuyordu. Şimdi de öyle olmuştu. İrini bunu - bil- diği için girer girmez: Ancak | ninle konuşmağa, ve sana bazı | | şeyler sormağa geldim. Karşı kârşıya oturdular ve İrini, yaptırdığı araştırmaları | ve tahkikatı uzun uzadıya an- lattı. Kiyara, bir çocuk sali- yeti ile, masum masum ona bakıyor, hayretten hayrete dü- şüyor, gözlerini âçarak: — Fakat -diyordu- siz şaya- nı hayretsiniz Prenses.. Bana, bir kâdının neler yapabilece- ğini öğretmiş oluyorsunuz. İrini hikâyeyi bitirince: — Şimdi -dedi- size sor: mak isterim.. Bütün bu vak'a- lardan ne anladınız? Kiyara başını eğerek cevab verdi: — Hiç bir şey.. Anscak şu- | nu anladım ki, sevdiğim genç, bir tehlikededir. — Evet, netice odur. onu da kurtarmak lâzımdır. — Fakai nasıl?. — Nasıl mı? İrini ciddi, fakat ayni za- manda yarı müstehzi şekilde güldü: — Nasıl mı, göreceksiniz. Izmir Sicilli Ti- caret memur- luğundan: Tescil edilmiş olan Anesti Trifonidis ve Abdüllatif Deb- bas şirketinin 8-7-937 tarihin: den itibaren fesh ve tasfiye- sine ve şirketin İzmir şubesi için — şeriklerden — Abdüllatif Debbasın tasfiye memuru ta- yinine mütedair mukavele ti- caret kanunu hükümlerine gö- re sicilin 2056 — numarasına kayt ve tescil edildiği ilân olunur. 1—Mukavele İzmi Sicilli Ticaret memu- ru resmi mübürü ve F. Tenik imzası Feshi şirket muka. velenamesi Bir tarafton Bakır köyünde Ve Sakız ağacında 12 numarada oturan Anesti Trifonidis ve diğer taraftan Şişlide İzzetpa- şa sokağında kimyager Hulki apartımanının 4 üncü daire- sinde müsteciren oturan Ab- düllatif Debas aralarında mev- cut (Anesti Trifonidis - Ab- düllatif Debas)unvanlı kollek- Hif şirketini 8/7/1937 - tarihin- de birriza fesh ederek şirket | tasfiye muamelesini ahkâm ve şerâiti atiye dairesinde olmak üzere yine kendileri icra ve ikmal etmeyi kararlaştırmış- lardır. 1 — Fesih tarihinden iti- baren azami otuz gün zarfın- da tarihi feshe kadar cereyan eden şirket muamele ve he- saplarının — fesih tarihindeki hal ve vaziyetini müş'ir bir hulâsai hisabiye tanzim edile- cek ve varsa şirket emvali dahi bir defterde nevi, cins, mikdar ve fiatlarile birlikte alelmüfredat tesbit olunacaktır. 2 — Şirketin feshi üzerine gerek İstanbul ve gerek — İz- mirde başlıyacak tasfiye mu- 3 oariklardan Anaati Dorota ile karşı karşıya gele- ceğiz. — Siz ha?... Siz mi?. — Ona ne şüphe?.. — Fakat bu suretle ileriye gitmiş olmıyasınız. İrini tekrar güldü. Üstü ka- dife örtülü ve tam ortasında Prensesliğin elmas armasını taşıyan çantasını açtı. Bir men- dil çıkarıb Kiyaraya uzattı: — Buna nc dersiniz, çök bu | kimin mendilidir? Kiyara mendili — görünce; derhal: — Onun -dedi- Dorotanın | mendili.. — Halbuki bu mendil, onun | sevdiği erkeğin yanında bu- lundu. O erkek ise dün ak- şam, bizim Doğan olarak tah- min ettiğimiz erkekle çarpıştı. — Ya Dorota sizin sorduk- | larımıza fena bir cevab verirse? — O takdirde onu ayakla: rimin altına — alırcasına - rezil edeceğim. Şerefini, yırtık, ça- mura bulanmış bir bayrak gibi kaldırıb yere çarpacağım. — Sonu Var — Trifonidis İstanbulda, Trifoni- dis hanında 1 No. da diğer şerik Abdüllatif Debas — ise İzmirde üçüncü kordonda Al- yoti hanında icra ve intaca selâhiyettardır. Ancak bu mu- ameleler zımnında tanzim kı- lmacak her türlü evrak ve se- nedata şirketin (tasfiye memu- ru sıfatile vazi imza edile: cektir. 3 — Neticeyi tasfiyede usu: len ve tahakkuk - ve tebeyyün edecek şirket borçlarının eda- sını, her iki şerik yekdiğerle- rinin zimmetine müteselsil ke- fil ve müşterek borçlu sıfatile takkabbül ve teahhüt ederler. 4 — Münfesih şirkete ait bilumum evrak ve defatır şü- rekâdan Anesti Trifonidis ta- rafından on beşsene müddet- le muhafaza edilecektir. $ — İşbu — mukavelename sekiz temmuz dokuz yüz otuz yedi tarihinde İstanbulda bir nüsha olarak tanzim ve imza edilmiştir. İmzalar - 8/Temmuz/1937 Bu feshi şirket mukavelena- mesi altindaki imzalar, şahs ve hüviyetlerini — tanıdığımız Anesti Trifonidis ve Abdül- latif Debasın olup mündere- catını bilkabul huzurumuzda koydukları tasdik - olunur. 8/Temmuz/ 1937 Galatada Karaköy palasda üçüncü katta Büfeci Mehmed oğlu Pe- sende Karaköy palasda üçün- cü katta avukat Hüsameddin Ahmed Erduran kâtibi Ah- oğlu Hasan Gümüşata. İmzalar Bin dokuz yüz otuz — yedi senesi Temmuzunun sekizinci günü tarihli bu feshi şirket mukavelenamesi altındaki im- zalar, şahs ve hüviyetleri yu- karıdaki tarifden — anlaşılan Anesti Trifonidis 've Abdül- latif Debasın olup mündere- catını tamamen kabul ile ma- hallinde memurum huzurunda koydukları tasdik olunur. R/Tammuz/19 OLU Amerikan garibeleri — Başı $ İnci sahifede — ekseriya böyle yapar; kulübe- | sine gidelim! dedi. 1300 metre derinlikte bir geçitten geçtik ve 100 metre kadar şatonun solunda bacası tüten bir kulübe gördük ve hemen içeriye girdik; çok ba- sit, çok sade ve İakirane iki odalı bir kulübe, Milyoner Skottiyi yemeğini pişirirken bulduk. Arkasına döndüğü zaman hiddetle: — Neye geldiniz? Sizi ben mi davet ettim? Şatoda 40 bin kişiyi yedirdiğim içirdiğim yetiş- medi mi? Ban şaâtoyu bir da- ha açmamak üzere kapattım. Fareler, baykuşlar, varsın ora- da yuva kursunlar! Ben artık ötel idare etmiyorum! dedi. Ben sordum : — Altın madeniniz ne oldu? — Altın madenim mi? De- lirdiniz mi? Ben size böyle bir şey söyledim mi? Belki de madenim yoktur, belki yalan söylüyorum.. .. Hayret içinde bu kulübeyi terkettim! Mısır Buğday satacak Kahire, 10 (Radyo) — Mı- sırın; bu sene Almanyaya 58 bin ton buğday satacağı söy- leniyor. Buğdayın bedeli pe- şin olarak tediye edilecektir. Paris sergisinde yangın çıktı Paris, 10 (Radyo) — Paris sergisinde bir yangın çıkmış ise de, itfaiyenin gösterdiği gayret sayesinde etrafa sirayet etmeden söndürülmüştür. Tayyareci Lindberg Paris, 10 (Radyo)— Tayya- reci Lindberg, Morleye hare- ket etmiştir. Negüs Çok müteessir Londra, 10 (Radyo) — Ha- beşistan imparatoru, Habeş delegelerinin Uluslar Sosyete- sinden ihracı hakkındaki ha- berlerden çok mütcessir olmuş- tur. Böyle bir hal karşısında, kendisinin protestoda buluna- cağı söyleniyor. İmza ve takrirleri tarafımdan mahallinde alınmıştır imza: N. C, Enön Mühür; T.C. Beyoğlu üçün- cü Noteri Servet Yasarioğlu İmza: C. Enön Bu suretin dairede dosya- sında saklı 8/Temmuz/1937 tarih ve 5505/149 — numaralı daire nushasına uygun — oldu. ğu tasdik olunur. 17/Temmuz/1937 Mukabele - edildi. imza okunamadı T. C.Beyoğlu üçüncü No- teri resmi mühürü ve Ser- vet Yasarioğlu imzası na- mına C. Enön 20 kuruş harç pulu 20 kuruş harç pulu 30 kuruş damgs- pulu Hikâye | Küçük 4 İki arkdaş ilk defa Avrupa seyahatine çıkmış bulunuyor: lardı. Küçük bir vapurla, Ak- deniz yolu üzerindeki bütün limanları ziyaret ede ede, do- kuz gün sonra Marsilyaya var- dılar. Akşam üzeri idi, Vapurdan çıkarak — şehirle yaptıkları ilk temas, onlarda birden denize atılan bir insan gibi yepyeni ve sarsıcı bir tesir yarattı. Limandaki kalabalık, faaliyet, renkli renkli insanlar, şehrin büyüklüğü, muhtelif ağızlardan işitilen muhtelif diller onları şaşırtmış, sersem etmişti. Ge- ceyi küçük bir otelde geçir- | diler ve sabah, trenin hareke- tinden bir saat önce istasyona gittiler. Burası da onlara tasavvur- larının fevkinde kalabalık gel- di. Her ikisi de dil bilmiyor- lardı. Bildikleri beş on kelime ise, işlerine çok az yarıyordu. Yolda rastladıkları bir adama birşeyler soruyor, muhatapları derhal kısa bir cümle ile ce- vab veriyor, anlayıp anlama- dıklarını tetkik etmeden bıra: kıp gidiyordu. Büyük bir güç- lükle gişeyi buldular, fakat kolaylıkla biletlerini aldılar. Üçüncü mevki kompartıma- nına doğru ilerlerken, — salon: dan, birçok yolcuların - kolla- rında yastık ve battaniyelerle çıkmakta bulunduklarını gör- düler. Bünlar vagonlarına doğ- ru ilerliyorlardı. Belli ki her biri yolcu idi, Fransızcası daha iyi olan yolcu, bunlardan birine yak- laştı; — Bu yastık ve battaniyeyi nereden alıyorsunuz? Yolcu başile işaret etti: — Şu salonun yanındaki depodan. — Kaç franga? — Yastık iki ve battaniye dört frangtan. Yolcu uzaklaştı. Onlar bir müddet biribirine baktılar; bu ucuzluk kendilerine garip ve inanılmaz geldi. Fakat yolcu neden yalan söyliyecekti? De- poya giderek bunun hakikat olup olmadığını öğrenmek ko- laydı. Nitekim de öyle yap- tılar, depoya doğru yürümeğe başladılar. Battaniye ve yas- tıklar, denildiği kadar ucuz ise birer değil, her ikisinden onar, on beşer tane almağa da karar verdiler. Filhakika depoda herşey, arzuları gibi çıktı. İkisi de onar yastık ve on beşer bat- taniye aldılar. Bunlar iki de- fada iki hamal ile vagona nakledildi. * *. Biraz sonra tren hareket etmiş bulunuyordu. Onlar et- rafa bakmıyor, konuşmiyor, ter içinde battaniyeleri yoklu- yor, ucuzluğuna hayret ediyor ve onlardan, yalnız bulun- dukları, üçüncü sımıf vagonda | itina ile, gelin yatağı gibi, ŞERMEREEEENEM |Z MİR İzmirin en değerli YATILI Battaniye Ticareti kendilerine yatacak birer YE hazırlıyorlardı, Herşey bittikten sonra Yf taklarına uzandılar, Keyifli *'l neşeli idiler. Sevinçlerini yüzlerinde oku' mak güç değildi. Herikisi? de en çok düşündüren "_7' pamuk ve battaniyeleri Parif te sattıkları takdirde © edecekleri kârdı. Doğru # karsa, bilet parasını kârdüf temin ettikten başka ken' rine yüz frank ta kalacakti: * .* Tren ertesi gün saat sekif de Parise vardı. Onlar d#b? önce kalktı. Tedarik ettik iplerle ?yastık ve - bal lerden sımsıkı iki denk Yf tılar. Etrafta olan bitenle tiyen meşgul olmu)'orlıl’d"" sırada, başka bir yolcu Iâî_- cerenin önüne dikilmiş katli dikkatli onlara bakt ve gülüyordu. Denkler hazırlandıktan #i ra herikisi de oturdu. Yo da kendilerine yaklaştı v& — Bu battaniye ve ; tıkları neye bağlıyor ve mete katlanıyorsunuz? Dedi. Onlar cevap — İstasyonda güçlük miyelim, diyel.. — Ne güçlüğü? — ğ — Burada — bağlamıy! olursak orada güçlük çel’ — Bunları ne — ya sınız? İçlerinden biri kızdı raz asabi bir tavırla verdi: — Malımız değil mi, diğimizi yapacağız. — Neden malınız ol — Neden olmasın, p#' verdik te aldık. t Meçhul yolcu güldü: İ — Siz galiba AW'# ilk defa geliyorsunuz, siniz, hakkınız da var. "p bunlar malınız olamaz. * lar Marsilyadan Parise Fip kira ile size verilmiş © y Onlara tesahub euneif g kar ve istasyondan h: karırsanız - derhal — ket”ç karakolda bulmuş olursğ | İnanamıyorlardı. yekdiğerinin yüzüne lardı. Yolcu sözüne CĞ. etti: İ — Bakınız ben de bif Şp tık ve bir battaniye | Fakat burada bırakı; Tren istasyona Valizlerini — aldılar. Müteessir kazanç hu da bağlı denklerde bi istasyonun geniş cad! bir nehir gibi akan arasına karışlılar, & D Birinci Sınıf Mutâ” n Dr. Demil” Kamçı oğlu Cilt ve Tenasül ha$ li ları ve elektrik 187 aj İzmir - Birinci beyle Elhamra Sineması Telefon : MÜĞ —i Kültür Lisesi GÜNDÜZLÜUÜ B kıiz Kültür Bakanlığınca resmi liselere muadeleti kabul edilmiştir- — Orta ve lise sınıflarına yeni talebe kaydına başlanmıştır. ı 2 — 20 ağumtosa kadar kaydını yenilemiyon eski talebenin yerine yeni talebe alınır. 3 — Yatılı talebe ücreti üç taksitte 200 Hiradır. Memur ve mütekaid çocuklarından çocukların birincisindev tam diğerlerinden yüzde 15 tenzilât yapılır. 4 — Çocuklarımı sağlam bir Türk terbiyesi ve olgun bir malümat ile yetiştirmek kadar Beyler sokağındaki (Kültür lisesi) ne müracaatları. saat 9 dan 12 yazde 10 iniyenlerin b — |