| Torbalı kazasının Çengele k Nalbant Mustafayı a kurşunile yaralıyarak nekle maznun Bekir oğlu hmed ve kardeşi Ali ile üseyin oğlu Cemalin muha- melerine dün şehrimiz Ağır- mahkemesinde devam Vedilmiştir. Bu esrârengiz ci- payet davasının son safhasın- bir nokta, mahkeme he- yetini isgal etmiştir. Maznunlardan Bekir oğlu Mehmed mevkuf, diğerl:ri sa: bulduğu y:ııle ktşıf yapmıştı. — Bu keşif esnasında maznun- — lar ve maktul Mustafanın ka: iönsı Hatice de hazır bulundu- ı ruluyorlardı. Mustafaya — silâh atıldığı yerle kendisinin düşe- Ö rek can verdiği yer tesbit edilirken maktulün zevcesi Ha- — Hüce, kocasının düşerek öldüğü — yeri göstermiş, fakat o sırada — maznunlardan Ali, birdenbire atılarak: — — Hayır, orası değildi, şu- Orasıydı. — Demiştir. Ali bu sözü söy- Teyince Hatice: " — İşte katil budur. Koca- — min düştüğü yeri söylüyor, şa: hitsiniz, değil mi? Diyerek vukuf ehline dön- müş, fakat vukuf ehli zevat: — — Bizburaya şahitliğe gel- medik, vazife görmeğe geldik. Diyerek bu itiraf hakkında — zabı- varakası tutmamışlardır. — Bundan evelki muhakeme cel- sesinde maktulün karısı Ha- — tine anlatmış ve orada bulu- nan köylülerin isimlerini bildi- rerek onların şahit sıfatiyle — dinlenmelerini istemişti.Dünkü — muhakeme celsesinde şahitler dinlenmişlerdir. Evvelâ dinle- — nen köy muhtarı B. Osman vak'ayı şöylece anlatmıştır: — Hâkim ile yanındaki ze- D vat keşif için köye gelmişlerdi. | bir taş koydular. | den atılmıştı. P tice, vak'ayı mahkeme heye. Ş | | | t Nalband Mustafanın öldürül- D düğü yeri evvelâ ben göster- dim ve oraya işaret olarak Tabanca, Bn. Adilenin evinin köşesin- Adile ve mak- Heyecanlı bir muhakeme Maznun Ali birdenbire itirafta mı bulunmuş Igirceza heyeti, dün bu mesele üzerinde fazla durdu ü İ nalband Mustafanın yaralanarak düş- tüğü yerleri ayrı ayrı göster- diler. Onların gösterdikleri yerlere de birer taş kondu, Haticenin gösterdiği yere taş konurken maznun Ali birden- bire atıldı: — Hayır, oraya düşmemişti, yaralı şurada yatıyordu. Diye bir söz söyledi, Ha- tice de: — İşte katil, kendisi itiraf ediyor. Hepiniz şahid olun dedi, fakat mazaun Alinin bu sözü, cinâyetini itiraf şeklinde ve bilmiyerek mi, yoksa baş- ka bir düşünce ile mi söyle- diğini bilemem. Bunu ben ta- yin edemem. Şahid Mehmed oğlu Arif ve Ahmed oğlu İbrahim de dinlendiler, bunlar da maznun Alinin aynı şekildeki sözlerini tulün karısı Hatice, tekrarladılar. Maznunun vekili kalktı: —Müekkilim, bu sözleri söy- lemekle — cinayette alâkadar olduğun söylemek ve göster- mek istememiştir. Yalnız evelce işaret edilen bir noktanın yan- lışlığını göstermek istemiştir. Davacı mevkiinde bulunan Hatice kalktı: — Kocamı ya şürdüğü yer orası mek ki, kalkıştı. Maznun Ali kalktı, bu şa- hidlerin akraba ve garazkâr- hk sebeblerile doğru söyle- mediklerini bildirerek ifadele- rini kabul etmedi. Maznun - vekili ehli layıp dü- imiş de- hemen göstermeğe de, vukuf olarak keşif esnasında hazır bulunan zevatın şahid sıfatile dinlenmelerini istedi. O vakit davacı karak: — Bizim de başka şahid- lerimiz var, Fakat yüksek mah- kemenizi fazla işgal etmemek için lâalettayin dört isim ver- miştik. Dolambaçlı yollardan yürümesinler. Ortada bir ölü ile dul ve yetim kalan kadın ve çocuklar vardır. Biz de baş- ka şahidler göstereceğiz. Demiştir. Mevkuf Mehmed, tahliyesini istiyen bir istida verdi, mahkeme heyeti müza- kereden sonra tahliye talebi- nin reddine, iki tarafın da gösterdiği yeni şahitlerin, âm- me hukuku şahidi sıfatile celb- vekili kal- DA 0 e Veti . MANADAR Sol kolundan yaralanmış Tuzcu Hasan mahallesinde oturan Kemahlı Mehmed kızı 65 yaşlarında Kâmile, ihti- yarlık sebebile mescidin mer- diveninden düşerek sol kulun- dan yar.lanmış ve hasthneye kaldırılmıştır. Şeni bir hareket Halil oğlu Lütfi adında biri, Burnavada belediye par- kında rastladığı Yusuf - kızi 6 yaşında Nerimanı para va- dederek — kirletmiştir. Lütfi zabıtaca tutulmuş, — adliyeye verilmiştir. Karşıyakada hırsızlık Karşıyakada Selimiye soka- ğındı öğretmen B. Osmanın evine hırsızlar girmiştir. Kapı- nın açık olduğunu gören bek- çiler ve polis, evin içini ted- kik etmişler, hırsızın evdeki eşyayı karıştırdığını — anlamış- lardır. Fakat öğretmen B. Os- man İstanbulda olduğundan eşyasının çalınıp çalınmadığı anlaşılamamıştır. Hakaret Karşıyakada Banka soka- ğında oturan işçi Jozef Man- ger, belediye tahsildan B. Süleymana hakaret ettiğinden tutulmuştur. lerine karar verdi ve muha- keme, başka bir güne bırakıldı Buca cinayeti Buca nahiyesinde Kocakafa Mehmedle Hakkıyı öldürmekle maznun Mustafa, Mümin ve arkadaşlarının muhakemelerine dün şehrimiz Ağırceza mah:- kemesinde devam edilmiştir. Maktulün veresesi, tahkikatın genişletilmesini ve şahitlerin biribirini tutmıyan ifadelerini tevhid için hâdise yerinde ke- şif yapılmasını istemiştir. Mah- keme heyeti, keşfin yapılma- sını kararlaştırmıştır. Bu kadın ortağını öldürmüş mü? Urlada ortağı Bn. Meleği kıskançlık yüzünden odunla başını ezmek suretile öldüren Eminenin muhakemesine dün şehrimiz Ağırceza mahkeme- sinde devam edilmiştir. Emine on beş sene ağır hapse mahküm edimiş, fakat temyiz mahkemesi, bu kararı nakzetmişti. Dünkü muhakeme celsesinde şahid — sıfatile din- lenen B. Ali demiştir ki: — Bu hâdisenin hukuku âamme şahidlerinden Bn. Ke- ziban vardır. Maznun Emine, bu kadının ahlâksız olduğunu iddia cdiyormuş. Ben böyle birşey bilmiyorum. Elektrıgın beher kilova- tı 16,5 kuruştur Şirket, halktan « almış olduğu faz- la parayı da ödiyecektir Bu meyanda, tramvay bilet ücretlerinde de tenzilât yapılmıştır Elektrik tarife komisyonunun son toplantısında, şirketin he- sabatı tetkik ve kilovat ücret- leri yeniden tesbit edilmiştir. Yeni tarileye göre, elektrik kilovatı 16,5 kuruştur. Bundan evelki devreye aid 17,5 ku- dik edildiği günden itibaren elektrik şirketi, halktan 18,5 kuruş olarak aldığı ücretin bir kuruşunu iade edecektir. Yeni tarife bir Temmuz 937 den itibaren mer'iyete gi- recek, şirket halktan evelce fazla olarak aldığı parayı, fedilecek - elektriğin kilovatını 15,5 kuruştan hesab ederek ödiyecektir. Tramvay ücretleri de indirildi.. Tarife komisyonu, clektrikli tramvay ücretlerini tetkik etmiş ve bunlar üzerinde de yeniden tenzilât yapmıştır. Ancak tram- vay bilet ücretlerinde yapılan bu tenzilât, Nafıa Vekâletinin Maznun Emine; hâdisede kullanıldığı iddia edilen ve kocası Mustafanın evinde bu- lunan oduna benziyen odun- ların herkesin evinde bulu- nup bulunmadığını bu şahide sormuş, şahide: — Evet, böyle odunlar her- kesin evinde bulunur. Demiştir. Müddeiumum! söz alarak eski iddiasını tekrar etmiş, maznunun Türk ceza kanununun 448 inci maddesi mucibince on beş sene ağır hapse mahküm edilmesini is- temiştir. Müdafaa ve karar için muhakeme, başka bir güne bırakılmıştır. Fas kapitülâsyonları Fransa, İnpiltere ile uzlaştı Londra, 30 (Radyo) — B. Eden ile Fransız seliri B. Norben arasında Fas kapitü- lâsyonları hakkında bir uzlaş- ma imzalanmıştır. B. Çemberlayn Rus sefirini kabul etti Londra, 30 (AA) — B. Çemberlayn dün öğleden sonra Sovyet sefiri B. Maiskiyi ka- bul etmiştir, Mülâkatın mevzuunu ademi müdahale meselesi teşkil et- EN5 — termeği kabul etmiş bulunu- yordu. Genç bir kadını ya- bancı gözlere arzetmek, bu " halde filimini aldırmak çok çirkindi. General Mars, uzun bir — zaman bu ıstırab ve düşünce altında kaldı. Bir müddet sonra profesör Roz ve emniyeti — umumiye müdürü — geldiler. Ellerinde dört büyük kutu ve — çanta vardı. Bunları yere bırakarak: — Burada kaç oda vardır? Diye sordular. - - n . Gizli Cihangir Nakleden: F.Şemseddin Benlioğlu görünmiyen bir şekilde gös- ; — İçeri geçiniz, dedi, ve büroluk vazifesini gören odayı gösterdi. General Mars: — Profesörüm, âletlerinizi biz de görebilir miyiz? Diye sordu. — General, bunlar benim esrarımdır. Maamafih esasının çok mühim olduğunu söyliye- bilirim. Âletim, sanki görün- mez parmak izleri alan bir âlettir. — Bu cihetten — muvaffakı- yetinizin çok büyük olduğunu kabul ediyoruz. mafih ne gibi esaslar üzerinde tetkikat ve taharriyata başlı- yacağımı size göstereceğim. Çünkü çok müsaid bir za- mandayız. Emniyeti umumiye müdürü: — Şu halde antroposkopi denilen bu âlet — her zaman kullanılamaz. — Evet, hâdiselerle şahıs- lar arasından çok zaman geç- miş olur ya.. Ne ise... Tecrü- besi kolay.. Bayan Lidyanın elbiselerinden bir tanesi ko- layda mıdir? Zaten makineyi buraya bunun için getirdim. General Mars: — Bayanın kimonosu var- dır!. Dedi. — Pek âlâ, getiriniz. Mars lıııdııınpçh ve pek bir şık ve zarif bir. kimono ol- duğu halde döndü. Kimono- yere aslı. Profesör Roz, elinde antro- poskopi âleti olduğu balde çalışmıya başladı. Âletin içine b,lun profesör kendi - kendi- sine: — Siılir, dört, sılır altı, do- kuz... Fakat makine göster- miyor. Bayan bu kimonoyu ne zaman giydi? — Evelki gün.. — Hayat şuaları 24 - saat- ten sonra sönmeğe başlarlar. Maamalih zararı yok, bugünkü hususiyetleri zaptedeceğim. Biraz sonra profesör: — Bana yardım ediniz. Ma- kineyi banyo dairesine götü- relim. ruşluk tarife de, Vekâletçe tas- mer'iyete girmiş addolunacak ve; yeni tarifeyi tasdikinden sonra mer'iyete girecektir. Yeni tarife şu suretle tesbit edilmiştir: Konaktan Reşadiyeye kadar birinci mevki 9,5 kuruş yerine 7,5 kuruş, ikinci mevki 6,5 kuruş yerine 5,5 kuruş, Konak- Karantina ve Karantina-Güzel- yalıya kadar da birinci mevki 6,5 kuruş yerine 5,5 kuruş, ikinci mevki 4,5 kuruş yerine 3,75 kuruştur. < 381 Temmuz 937 Bugünkü program İstanbul radyosu Gündüz: Saat 12,30—14 Halk türküleri, bavadisler, ha: fif musiki, Akşam: 18,30 Dans musi- kisi, 19,30 Güneş çarpması hakkında konferans. 20 B. Cemal Kâmil ve ar- kadaşları tarafından Türk mu: sikisi, 20,80. B. Ömer Rıza tarafından arapça söylev. 20,45 -Bn. Belma ve arka- daşları tarafından Türk musi- kisi, saat ayarı, 21,15 Orkes- tra, 22,15 Ajans ve borsa ha- berleri ve ertesi günün pro: gramı, 22,30 Öpera ve öoperet par- çaları. Kutuların muhtevıyaluıa bakınız! »- Telefon şirketinde hâdi- seler gittikçe artıyor Bir yevmiyeler meselesi, bir de evrak imhası meydana çıktı Telefon — köşkleri kutularında içindeki asıl otomat denilen kutu- Tarın bir müddet konmamanı su- cihet te ayrıca mesuliyeti mucib Mmı—uı rytile , bikilem. yacıları olmak ' me: |LJÜR veDüşeı Dükent selesi üzerinde yapılan tuhkikat sona ermek - üzeredir. Bazı kutula- rın anahtarları, sabıtanın elindedir. Kutular, evelce on beş günde bir açılırmış. Vasati 15 lira kadar bir poara getirilirmiş. Halbuki ilk gün- lerde kutuların muhteviyatının bo- şaltılmış olduğu hakkındaki tahmi- ne ryağmen, tahkikata el uzatıldığı 18 gün içinde 15 liradan fezla para çıkmıştır. Bir haf tada on beş lira baslat temin eden kutunun evelce aym miktarı on beş gün içinde çıkarabilmesi, meseleyi ol dükça aydınlatmıştır. Evelki gün şirket müdürü ile muhasebecisi B. Sukı, telefon köşklerini birer bi. rer gezmişlerdir. Suçlu olarak gösterilen Süley- manin çalışmasını kontrol etmediği için, kendisini kontrola memur ve aynı zamanda Süleymanın kardeşi bulunan Cemal Talo da mesul tu: tulmaktadır. Bir habere göre tabkikat di- Hamburga vardılar Berlin, 30 (Radyo)— Dük ve Düşes Dükent, dün Hımbıınl vasıl olmu|l.ırdır Çarpışmışlar Berlin, 30 (Radyo) — Res- mi Alman Ajansı Elbasette beynelmilel gönüllüler ile anar” şistler arasında büyük bir mü” ı:îcııe olduğunu bildirmek> tedir. Romanyaya gönde- rilen altınlar Bükreş, 30(Radyo) — Bank Dö Fransın gönderdiği altın” ların birinci kısmı dün gelmi$ ve devlet hazinesine kon” müştur. Kral Karol Zuriht€ Bern, 30 (Radyo) — ğer bazı safbalarda da gevişletile- | Karol bugün Zurihe vasıl ©F cektir ve genişletilmektedir. Kış vakti Karşıyaka ile İzmir arasın: | tarafından çıkarılan muştur. Kral, bazı gııew BerliP daki kablo bozulmuş ve işi süratle | seyahatini tekzip etmiştir. neticelendirmek için fazla mesai sistemi takib edilmişti. İşte bu Dost memleket mesaiye aid tediyat üzerinde de | Denizcileri Taksim abidö” — bazı şayamı — dikkat ihbarlar vaku- bulmuştur. Gene düydüğümüza — güre, gir: ketn vaziyeti, muamelât ve hesa: batı bakımıpdan daima saklanması ve arandıkça ibrar edilmesi lâzım gelen bazı evrak, yakılmak suüretile imha olunmuşlur — ve bu hareket, tesbit de edilmi ket hükü- miş olduğu söylenmektedir. — metçe satın alınacağı cihetle bu ' lenk koymuşlardır. gp Makineyi banyo dairesine | ve müsbet cevap vem:ekj | götürdüler. Profesör yu profesörün gösterdiği — bir | berabe- rinde getirmiş olduğu âletler ve eczalarla filimin banyosuna başladı. Profesör hem filimi yıkıyor, hem de makinenin hususi bir deliğinden filimi seyrediyordu. Birden: — Harikulâde, dedi, filim istediğimden harikulâde. Siz de görebilirsiniz! General Mars delikten bak- tı ve: — Hayretl! Dedi, Profesör: — Âletin fotoğraf çekme kabiliyetini de tecrübe etmek istiyorum. Siz ikiniz bitişik odaya geçiniz, rica ederim. Bay direktör, siz generale bir sual soracaksız. Siz de im, bu suale K sine çelenk koydular İstanbul, 30 (A.A.) — Düf hmanımıza gelen Yu, 'a nn Jadran gemisi tal bit silâhendazları başlarındâ bando muzika olduğu b” y Taksimdeki Cııınlıınyd desine giderek merasimle d Bundan sonra aynı ıııı.lO de yalan ve menfi cevap receksiniz. Dedi. Biraz sonra general vt ve e ıııyetı umumiye müdürü: Dedîlev. — Yözünüzü — bana j riniz! — General, siz W/ General do: Âletin arkasında Emniyeli umumiye '; tayyareye hıdınıı Diye — Evet, hem de n;. v defalar tayyareye bi cüetr mekte olan |