ae G ç a AA KUKU F A MA A LAT Bilb. baoda Ünberi kapanmış olan İtalyan e Alman konsoloshaneleri 'P' İmıştir. İtalyan konsolosu Tuttar, ks“"' Jean de Luz, 25 (A. 965 Haziran 937 SA İspan -ada kan ve ateş %'Madrid cephesinde kanlı ANADOLU muharebeler başladı llm ediyorlar Bilbao, 25 (Radyo) — Fran- tada Basklarla asi kuvvetler Murahhasları arasında cereyan den müzakereler neticesinde 4045 tabur Bask askeri silâh- n teslime karar vermiştir. Rus vapuru yakalandı Cebelüttarık, 25 (Radyo)— kİllılryı asi harb sefinesi Ko- ban — tevkif ve müsadere etmiş- &. Bu vapurda dört tayyare, 40 tank ve bir çok silâh ve adında bir -Rus nakliye- immat vardır. .“hııdı İtalyan ve Alman konsoloshaneleri tekrar açiıldı.. a0, 25 (Radyo) — Bil- Frankonun tanınmasın- gelmiş ve işe başla- )— Madritten bildirildiğine Nasyonalistlerin Santan- doğru ilerlemesine mani *İtak için Bilbaonun takriben î—ı kilometre garbında 65 u ,.::ıı:ıiıdiıine göre, — ordu kdar Te kadar tank vardir. kişiden imürekkeb bir or- tahşid edilmiştir. derde yeniden teşkil im olunmuştur. Lüzumu malzeme ve bilhassa Valünsiya hükümeti ,Bask iplerini müessir surette 'ğ:ııhıh takviye edeceğini İtmiştir. ây cebhesinde harb devam (ediyor g_x—o. 25 (Radyo) — Asi N erle Bask kuüvvetleri &'ı da Biskay cebhesinde devam etmektedir. Asi- ç Orpolesi ve sekiz k'i'l.’ etmişlerdir. &n / Milyon litrelik bir ben: ile birçok mühim- N .İllımııhı. ..ll. Frankoya tav- , Siyede bulundu '.k. Vatikan, 25 (Radyo) — Nli Müsteşarı Kardinal G llpuıyıdı Toledoya Tirat göndermiş ve ge- neral Frankoya, Bask papazı ve halkına karşı daha şefik ve mutedil hareket etmesini tav- siye etmiştir. Bask eyaletlerindeki muhtariyet kalktı Salamanka, 25 (Radyo) — General Franko bir emirname ile Bask eyaletlerindeki ikte sadi muhtariyeti iâğvetmiştir. Madrid cephesinde taar- ruz devam ediyor Paris, 25 (Radyo) — Yeni alman ajans haberlerine göre, asiler Madrid cephesinde şid- detli taarruzlar yapmışlardır. Gadalahara cephesinde asi- ler bazı mevzileri işgal etmiş- lerdir. Esköryal cephesinde, tayyare ve hücum arabalarının hima- yesinde yapılan taartuzda bazı köyler işgal edilmiştir. Aragon cephesinde şiddetli bir hava ve topçu bombardı- manından sonra asiler Karas- linin Beyuttan buraya gelmiştir. Norveç parlâmentosunda Şimal memleketleri hiç bir gruba mütemayil değildir Oslo, 25 (A.A.) — Mebu- san meclisinin dünkü toplan- tısında beynelmilel vaziyetten bahseden Hariciye Nacın B. Koht, İspanya meselesine de temas ederek ademi müdahale komitesinin bir uzlaşma un- suru olduğunu ve bir Avrupa harbine mani olmuş bulundu- ğunu söylemiştir. B. Koht, Norveçin |harici si- yasetinin esasları arasında hiç- bir harbe girmemek ve şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de daima yarım tatbik edilecek olan herhangi bir zecri tedbire iştirak etmemek bulunduğunu ilâve eylemiştir. Kont, nihayet şimal memle- ketlerinin Avrupa devletlerinin gruplarından şu veya bu grup aleyhine müteveccih bir siya- set takib etmekte olduğu hak- kındaki şayiaları yalanlamıştır. İşi gücü Yüksek zevat ve maka- mata mektup yazmakmış! İstanbul, 25 ( Hususi ) — Bir müddettenberi, durmak- sızın yüksek zevat ve maka- mata mektublar yazarak alemi rahatsız eden Asaf adında bir şahıs, zabitaca — tutulmuş ve adliyeye verilmiştir. Harp, Biskay cephesinde de devam ediyor. Alınan haberlere göre, ihtilâlciler hertarafta ilerliyorlar Basklar silâhlarını tes- kal - Similiya hattı üzerinde ilerlemektedir. Göğüs göğüse bir müsademeden sonra bazı siperler işgal edilmiş ve 300 esir alınmıştır. Yarama cephesinde taarruz ani olmuş ve mühim bazı as- keri mevkilerin asilerin ellerine düşmesine sebeb olmuştur. Balear kruvazörü bir gemi batırdı Paris, 25 (Radyo) — Kor- bu ve Koleras arasında asi İspanyol — Balcar kruvazörü İspanya Trimtat nakliye vapu- rünu - batırmıştır. Satanderden kaçıyorlar Laroşel, 25 (Radyo) — Bir Fransız vapuru Gihan mülte- cileri ile dolu olduğu halde Laroşele gelmiştir. Fransız Epnal vapuru da Sâtandere mülteci almak üze- re gitmiştir. Diğer bir vapur da çocuklarla dolu asi liman- lardan Birisine gitmiş ve mül- tecileri oraya bırakmıştır. — Suriye Başvekili İstanbulda — Hatayda yeni idare şek- ilânı Bugünlerde, Suriye Fevkalâde komi. seri de İstanbula geliyor. İstanbul, 25 (Hususi) — Suriye Başvekili B. Cemil, bugün B. Cemil, Başvekilimiz General İsmet İnönünü bekliyecek ve Pazar günü buraya gelecek olan Suriye Fransız fevkalâde komiseri Kont dö Martelle birlikte, Hatayda ilân olan yeni idare hakkında görüşecektir. edilecek Dış ticaretimiz İhracatımız, bu se- nede mütemadiyen artmaktadır Ankara, 25 (A.A.) — 1937 yılı İkincikânun; Şubat, Mart, Nisan ayları içindeki dış tica- retimiz etrafında bize verilen malümata göre, bu dört ay zarfında memleketimize yapı- lan idhalât 1946 nın ayni ay- ları içindeki idhalâta nazaran 1,868,465 lira bir artış ile 29,255,222 liraya, ihracat ise 1936 nın ayni ayları ihraca- tına nazaran — 15,889,609 lira bir artış ile 44,508,717 liraya varmış bulunmaktadır. 1937 nin bu ilk dört ayına aid idhalât ve ihracat kıyınet- keri arasındaki fark ise ihra- cat olmak üzere 15,953,495 liradır. İdhalâtımızın umumi kiyme- tinin yüzde 96 sını teşkil * et- mekte olan — 12,568,246 lira ve ihracatımızın umumi kıy- metinin de yüzde 50,16 sını teşkil eden 22,327,846 lira Almanya dış ticaretimizde bi- rinci derecede gelmektedir. Birleşik Amerika ise umumi idbalât kıymetinin 13,42 sini teşkil eden 3,926,153 lira ve umumi — ihracat — kıymetinin 10,31 ini teşkil etmekte olan 4,587,295 lira ile de ikinci derecede gelmektedir. Dersimdeki Beyte ( Eski İzmir hafriyatı ilerliyor Dünyada eşi olmiyan ye- ni kubbeler bulundu son zafer..| İzmir Agorası, siyasi, içtimat toplüluklar yapılan bir yerdi Dersimin tarihe dayanan, eski asırlar görüp geçirmiş, fakat, taşına, toprağına, orma- nına, deresin? insan eli dokun- durmamış olan mağrur ve bü- yük başı Mehmetçiğin postalı- nın alında şimdi yavaş yavaş eziliyor, yumuşuyor, pestilleşi- yor, bir kalıptan bir kalıba giriyor, bir hüviyetten bir hü- viyete geçiyor. Tepesine diki- len bayrak, cumhuriyetin, reji- min - kuvvetini, — medeniyetin vahşete galebesini ve bugünün maziyi fethettiğini dünyaya bil- diriyor. Türk tayyarelerini, Arapla- rın gönderdikleri kuşlar sanan zavallı sürüler, iki ay içinde olüp bitiveren bu muazzam değişikliği mağara diplerin- de, kayalıklar arasında korku- dan büyüyen gözlerle seyredi- yorlar.. Bu hayreti fazla görmemek lâzımdır: Onbeşinci, hatta ondördün- cü, önüçüncü asrın adamını yakasından tutar ve bir rüzgâr hızile yirminci asrın bugünle- rine fırlatırsanız, o hayretinden donup kalsa değil, ölse bile baklıdır. Hararda, Dessiye dağ- larında dolaşan Habeş cengâ- veri de ayakkabını gördüğü vakit, hayretle, uzun uzun, ona bakmiştı. Mizah muharri- rimizin kendi -sütununda can- landırdığı gibi, Dersim dağla- rındakiler de, gramofon plâğını midelerine — indirecekleri — bir nesne sanacak kadar zavallı ve geriydiler. Halbuki başla- rında kartal sürüleri halinde tayyareler dolaşıp, kulakları dibinde telsizler, telelonlar iş- leyip, aşılmaz sandıkları dağ- ların, girilmez — zannettikleri mağaraların lâalettayin birer şey haline düşüp herşeyin de- ğiştiğini görünce, onlar da şaşırdılar. Bu, onlar için, belki de kitapların bahsettiği kıya- met günü olmuştur. Koyu bir cehaletin, kör bir taassubun, derin, yırtılmaz bir şuursuzluğun içinde yuvarla- nan Dersim dağlısı, bu kızılca kıyametin arkasından döğacak sabahı görünce, ilk devirlerde güneşe tapan vahşi gibi, sec- deye ve imana gelecektir.. Çünkü anlıyacaktır ki, cumhu- riyet, sadece onu kurtarmak, onu şeyhin, sergerdenin, ipti- dailiğin, cehalet ve taassubun pençelerinden koparmak - için bu dağları çiğnemiş, çıkagel- miştir. Bu süretle, o da dağ- dan yarı vahşi bir mahlük halinde cemiyete, insanlık âle- mine, medeniyetin kucağına ve saaâdetine kavuşacaktır. Dağda, bir hayvan sürüsü halinde dolaştığı günleri, Mağara ağzında şeyhe tap: tiği ve onun' uğrunda ömür çürüttüğü yılları, Çırılçıplak, elde silâh, pusu kurup kervan ve insan soy- duğu geceleri anacak, kendi mâazisine, kalbinin en derin noktasından, en samimi bir dille lânet okuyacaktır. Dersim dağlarında, eski ve adı olmiyan bir saltanat dev- riliyor. Dersim dağlarında bir tarih can veriyor. Cumhuriyet, yedi yüz sene baş eğmiyen Dersimi de fet- hetti. Deftere onu da yazalım: Orhan Rahmi Gökçe Agoranın umumi görünüşü 2 İzmir şehri, eski İzmir şeh: rinin üzerinde bir bayat kay- nağı halinde yükseliyor. İzmir limanının eskiden bulunduğu Hisar camii ve Mezarlıkbaşı önünden ta Kadifekalesine ve Tepeciğe kadar uzanan sahada muhtelif medeniyet devirlerini yaşatan eserler, hep şimdiki binaların altında, toprağa gö- mülü duruyor. Busene İzmir, Halkevi mü- zeler komitesinin — yardımile Namazgâhda eski İzmir hafri- yatına devam edilmektedir. Hafriyata on iki gün evel baş- Tanmış olduğu halde birçok yeni eserler meydana çık- mıştır. Muharririmiz müzeler mü- dürile götüşürken Müzeler müdürü B. - Salâ heddin Kantarın nezateti al- tında yapılmakta olan hafri- yata dün gazeteciler daveltli idi. Eski İzmiri bulan ve bu suretle dünya — Arkeologları arasında mevki alan Salâhed- din Kantar, gazeteci arkadaş- larını güler yüzle, samimiyetle karşiladı, yeni hafriyatı gez- dirdi. Evelce meşhur Arkeo- lag Viegandı hayretlere dü- şüren ve teknik harici sayılan Beş kolonlu kubbelerden daha iki tanesi bulunmuştur. Bunlar da ilk bulunan kub- beler kadar mükemmel, hatta daha güzeldir. Eski İzmirin agorasının iki tarafında bulu- nan bu kubbelerin üzerlerinde muhkem iki kule vardı. Şimdi bunlar, tamamen harab olmuş hâldedir. Hafriyatta Adliye Vekâletinin müsaade ve em- rile gündelikle mahkümlar ça- lıştırlmaktadır. Yer altında moloz ve toprakla dolu olan birçok tonözlar meydana çık- mıştir. Bunlar tamâmen temiz- lendikten ve içlerinde elektrik Üai ai d ee A BŞ tit Üüi ÜZEEĞTEĞÜZEĞİĞŞEREŞEĞĞER ÜŞ ÇELEE Hi ——— Âf 5. B tesisatı yapıldıktan sonra halk ve seyyahlar tonozlarda geze- bileceklerdir. Halkevi rcisi Bn. Şehime Yunus, hafriyatı tetkik etmiş, meydana çıkan eserlerden do- layı memnun kaldığını söyle- mitir. Müzeler müdürü Selâ- heddin Kantar, bir seneden- beri genişliyen hafriyat mın- takasında meydana çıkan bir- çok. kolonları restore — e'miş, eski İzmirin agorası, ilk za- manlara naran bambaşka ir manzara iktisap eylemiştir. Şimdi restore ve tanzim edilmiş şeklile burası nekadar eneğe ve faaliyete sahne ol- duğunu gösteriyor. Eski İzmiri bulan ve şim- diye kadar nezaretinde yap- tırdığı hafriyatla onun mübim bir kısmını meydana çıkaran müzeler müdürü, hafriyat ve meydana çıkan eserler hak- kında gazetecilere aşağıdaki malümatı vermiştir: — Halkevinin yardımile es- ki İzmirin bu gördüğünüz mü- him kısmını 16 günde açtık. Büyük ve küçük kolonlar, kai- deler, heykel ve mimari par- çalar, mermer döşemeler bul- duk. - Fevkalâde olarak da hafriyatın garb tarafında ol- duğu gibi ondan daha mü- kemmel bir sistemde (beş parmak kubbeler) meydana çıktı. Bunların tarzı inşası tek- nik harici telâkki ediliyor ve bâaşka hiçbir yerde çıkmamış- tır. Çok garib sistemde olan bu kubbelerin yanında hal- riyat ilerledikçe daha başka kubbeler bulunması — muhte- meldir. Son defa meydana çıkan bu yeni eserlerden memnun olmamak mümkün değildir. Malümdur ki, eski tarihte İz- mirin üç agorası vârdı. Hal- buk! Efes ve Miletfe ikişer, Bergama ve Sartta birer agora — Sonu 5 inci sahifade— Rumi - 13553 | Arabi-1356 Haziran 13 | Rebiülabar 17 Haziran 1 1 9 9 ASN 7 2 Cumartesi Evkat Ezan Vasat Evkat Ezan V: Süneş 921 daddakşam 13 İK? 5,53 12,10 yatar — 1,50 22,06) di 8448 16,06imsak 724 - 2,4