13 Haziran 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

13 Haziran 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kimlere kızarım?. 1 — Çocuk doğurmak, hem vazifedir, hem zevkli, hem şeref wericidir. Fakat marifet, aynı zamanda, istikbal için iyi bir insan yetiştirebil- mektir. Doğurub — doğurtub sokak ortasında sefil sürüleri halinde çocuk — bırakanlara kızarım. 2 — Ben gazete okurken karş'dan gözle gazetemi takib edene kızarım. Hele ben ga- zetemi — cebime indirirken, “müsaade eder misiniz?.,, d- erek gazetemi istiyene büs- ütün kızarım. 3 — Kahvehane köşesine oturup, gözlükleri takıp devlet işlerini, şehir, memleket - işle- rini bilir bilmez, yakasından, Ppaçasından çekiştirenlere kı- Zarım, 4 — Kendi — yaptıklarını Unutup genç kızların aleyhin- de atıp tutan kocakarılara kızarım. S — Tenkidi — istemiyen, matbuatı kendisine -dalkavuk yapmak istiyen kafalara kı- Zarım. 6 — Hiç birşeyden anla- “madığı halde kendisini bilgin gösteren allâmelere kızarım.. 7 — Sokakta, — vapurda, tramvayda ve umumi yerlerde burnunu karıştıranlara kızanım, 8 — Kahvehaneye oturup, “yok kahve şöyle olmuş, yok bardak böyle imiş, yok pen- tereler niçin kapalı, yok tön- beki niçin taze değilmiş,, diye Agarsonu haşlıyanlara kızarım. 9 — İnsanın sözünü kesip kendisini dinletmek istiyen- ©, , 10 — Otobüste boş yer bfı"lııııııkeıı. kadınların yamına *gidib omuzomuza — oturmak Istiyenlere, ,1 — Memurların, vapurda bilet kontrolunda biletleri yolk Cu elinde zımbalam-larına kı- Zarım, 12 — Kazanç yok, diyen Zengine, -13 —Eskiyi hor gören, ye- liye ve aynı zamanda yeniyi kr gören eskiye kızarım. 14 — Bol bol yemin edip _k"'dl sözüne itimadsızlık tel- N edene, 15 — Vatandaşları “bugün “Rel, yarın gel,, diye atlatan Murlara, ,“ış — Sokakların bir . gün (k:"'— beş gün pis olmasına, _%i"'_llyıkılılın Yamanlar suyu ay rlerken, yükarı mahallele- Susuzluktan kırılmasına, ıbn — Bazan kendi akılsız- _:.. bazan — ukalâlığıma, .üın da akıllıca yaptığım Neticesine kızarım. x Çimdik Davis kupası Almanlarla Çekos- "“Vık'ır kazandı Ukun, 8» 12 (ALA.) — Davis ::—" maçlarında Çekoslo- YAZA Sıfıra karşı iki sayı ile & 'a “""tlı::ğı,y_' yenerek — başta | _k.n::liıı, 12 (ALA.) — Davis “'*w.'. Maçlarında — Almanya l YI sıhıra karşı iki sayı Enere başta gelmektedir. :lkeui köşesi ':h.m_'k-h Evimizde garden “ı.,:l“ldıı. 14 Pazartesi &m 'on yedide spor ko- a. b n l YENİ BİRMÜNAKAŞA ANADOLU — Sinemajve filımler (1 — Virginio Bruce ve Kent Taylor, “Henüz aşk taze iken,, rolünü yara'ırlarken), (2 — Hanri Fonda ve Annabella “Mukadderat körfezi, filiminde görülmeğe lâyık olarak yaşattıkları aşk parçalarında), (3 — Myran Loy ve Jorje Brentibir filimdes gyekdiğerine sarılmış en bahtiyar bir çift halinde), (4 — “Bounty asileri, filiminde Klark Gabel i'e Polonezyalı vahşi bir dilberin sevişmesi de sinemanın şaheserle- rindendir.) Pisikologlar, -son senelerde sinemanın terbiyevi rolü üze- rinde münakalar yapmaktadır- lar; beyaz perdenin bize coğ- rafyayı nasıl öğrettiğini, seyir- cilere seyahat zevki aşıladığını davalarımı isbat için ileri sür- mektedirler. Tarihin eski, fakat çok- şa- yanı dikkat sahneler'ni sine- ma kadar bize güzel göste- ren bir vasıta yoktur, demek her halde mübalega değildir! Bunların şimdiki âdetler üze- tine olan tesirleri pek büyük- tür. İngiliz kralı Sekizinci Hanrinin karyolasına benziyen karyolalarda — yatan binlerce Yeni plâj kıyafetleri Bol renk ve bol çiçeğe doğru gidiyor 1 —. Janic Jarrat, emprime pikelerle daha cazib ol- muştur, 2 — Sinema yıldızları Santa Manikada 8 aylık bir kaplan yavrusunun yardımile balık avlıyarlar, 3 — Emily Lone, böyle balon oynıyarak çevik endama sahib olmuştur, 4 — Genç yıldızlardan Jan Uyat, banyo kıya- feti üzerine beyaz bir manto giyer ve sarışın buklelerini da bir örme baslıkla tutturur. vi ABAOT Bir sinema mecmuası şöyle diyor: Şüphe yok ki, busene gü- neş ve rüzgârdan bronz'aş-, mış tenlerimize “tezad . teşkil | tünde güzellik ve caziblik ge- edecek en karışık ve en alaca çiçekli renkler ve — desenler göreceğiz! Evet, plâj âlemi şurada üç, beş senelik bir maziye ma:- liktir. Fakat moda âleminin nazımı olmuş - ve.... âyni za- manda en fazla genç görün- mek — ihtiyacını - yaratmıştırl!. Bütün kadınlar mayo model- lerini tetkik ederlerken, en hudutsuz ve en . geniş bir de- koltenin — voyahut vücudu en fazla kıvrımsız. gösterecek- şe- kil aramıyorlar mı? Bizden nasihat: Eğer genç iseni,.. Eğer vücudunuz ve en- damınız güzelse... Hiç tered- düt etmeyiniz... İstiyen - iste- diği kadar - tenkid etsin, ne Wı olacaktır. | ehemmiyeti var? Herşeyin üs- lirl. Bir güzeli tenkid en ziya: de kıskançlık ve husran ifade etmez mi? Eğer Diyan mabudunun ba- caklarına, Afrodit kalçalarına malik iseniz çok kısa mayo giymekte gene tereddüt gös- termeyiniz! Bu mayo, göz alıcı renklerle, adanakıllı olsun, daha iyidir!. Eğer, bacak-ve kalçalarınız? kadim Yunan ve Roma şekil- lerinden hariç ise... Uzun ve bol mayolar giymelisiniz! Maa- mafih bunda-da bol bol*renk ve çiçek lâzımdır. Busenenin yaz modası, yani asıl hakiki tabirile busenenin plâj modası bol renk, bol çi- çek ve güzelliği en ziyade cazib kılacak şekildir!.. çiçekli yeni evliler vardır! Maamafih şu da muhakkak- tır ki, sinemanın tesirleri en ziyade aşk ahlâkı üzerinedir! Verner Brders - stüdyoları direktörlerinden B. Sears bir nutkunda: “Sinema, cihanda şimdiye kadar görülmemiş derecede evliliği teşvik eden birşeydir. Filimlerin bir kısmı milyonlar: ca insanın kalbinde aşk, ya- şamak veya sevda ve izdivaç hisleri yaratmıştır. Bilhassa iktısadi buhranların hüküm sürdüğü - veya izdivaç aleyhine cereyanların kuvvet- lendiği sıralarda “filim,, evli- liğin hâmisidir.,, demiştir. B. Searsın fikirlerinin doğ- ruluğunu * veya aksini iddia edecek değiliz. Fakat sormak- tanıda kendimizi alamıyoruz!: — Sinema sahnesi tabiaten evliliği teshil ediyor mu? Bu. şuale- verilecek cevab, genç kızlar için başka, genç delikanlılar. içim gene başka, merdiveni — kırktan yukarıya dayamış olanlar için büsbütün başkadir. Bunun - için 'en iyi €evab elde etmek için: —Filim aşklarımız. üzerine te- sir yapmış mıdır? Nasıl? Ve hangi filimlerin tesirlerini gör- dünüz? Sualleri dahilinde bir anket ş | açmak İâzımdiır. Londranın en güzel kızı Esrarengiz şekilde kaybolmuştur Londrada Diyana Batti ve yakınları tarafından ekseriya Didi diye anılan güzel bir kız. vardır; Bu - “Didi,, nin Londrada az tesadüf olunur güzellerden olduğunu burada işaret etmek İâzımdır. Fakat, dostlarının çok say- diğı ve sevdiği — dilber Didi birdenbire kaybolmuş ve gün- lerdenberi de hayat veya ölü- mü hakkında en küçük bir haber alınamamıştır. Didi ne oldu?. Bu hususta müsbet - olarak hiçbir. şey dermeyân edile- memekte, fakat binlerce kor- kunç tahminler ileri sürül- mektedir. Didi, şen ve şuh, güzel ve mesud Londralı kız, - son za- manlarda azami mesudiyet ve sevinç içinde idi, çünkü — si- nema yıldızı olmak üzere idi! Bundan başka dilber Didi bir kaç güne kadar da Lâydi Kintya Askuitin oğlu Bay Mi- şel “Aoküit ile nişanlanmak üzere bulunuyordu. Kaybolan kız Fakat bu mutlak saadet dekorunun arkasında -en kor- kunç -bir -facia oynanıyordu ve Didi hergün tehdid mek- tubları alıyordu. 12 Mayısta Kral Altıncı Jorjun taç - giy- Sdiği gün meçhul bir adam “Yaşamak hakkına malikim,, Sayfa $ Macaristan fazla silâhlanmıyacak Viyana, 12 (Radyo) — Çe- koslovakya Hariciye Nazırı B. Darani beyanatta bulunmuş ve demiştir ki: — Küçük - itilâf devletleri Macaristanın — silâhlanmasına müsaade etmek kararını ver- mişlerdir. Maamafih bu haber henüz resmen neşredilmemiştir. Macaristan hükümeti - kâfi derecede tahsisata malik ol- madığı için makul bir hadden fazla silâhlanmıyacaktır. Bd ieleme Didiyi kucaklıyarak öpmeğe kalkışıyor, mümanaat göster- dıği için de, hain ve müte- caviz adam güzel Didiciğin güzel yanaklarını ustura ile arçalamağa teşebbüs ediyor, genket versin ki, yalnız elini paralıyabiliyor! Didi yüzü ve gözü - kanlar içinde, dostlarından birisinin evine iltica ediyor ve: — Korkuyorumki, beni da- ha korkunç bir intikam bek- liyor! diyor. Hâdiseye vazıyet eden za- bıta memurları, mütecavizin sarhoş olduğunu görüyor ve fazla ehemmiyet vermiyorlar. Nihayet bundan on yün evel, güzel Didi, bir telefon muhaveresini müteakıb eldi- venlerini, şapka ve el çanta- sını bile unutacak kadar bir acele ile bir yere - kalkıp gi- diyor. Nereye telefon” etmiş idi? Kendisini kim ve nereye davet etmiş idi? Ogün gibi, bugün de bu iki meçhulü halletmiş bir kimse yoktur. Bir rivayete göre Dididen nişanlısı bir mektub almıştır. Fakat bu haber henüz - teyid edilmemiştir. Didinin üzerinde ancak 5$ sterlin olduğu ve 50,000 frank kıiymetindeki — mücevheratını eşyasile birlikte - bıraktığı an- laşılmıştır. Anlaşılmıyan noktap dilber Didinin nerede ve ne oldu-: gudurl! Hanry Fonda ve Sylvia Sidney son filimlerinde Bu esere “Talihsiz sefiller, demek daha doğru olacaktır. Holivudun çok tuhaf bir âdeti vardır: Dramatik - eserlerden Holivud (sahne vazıları âdeta adeta korkmaktadırlar. Kendi- lerine werilen bir - dramatik mevzuun kabulü onda dokuz şüphelidir! Bunun - için “çok kıymetli olan bu esere “Talih- siz seliller, demek çok doğ rudur. Bu eser B. B. Gena Tovn ve G. Bekerindir. Friç isminde birisi sinemada alılâk müca- delesi yapmağa kalkışmış fa- kat linç edilmek - tehlikesine maruz kalmıştır. KĞU u Bu adam ayni zamanda ha- pisten çıkan bir Amerikalının kendisini toplamasının çok güç olduğunu da ispata uğraşmak- tadır. Bir kadın şefkat ve sadaka- tile beraber yürüyen : bu ma- cera o kadar feci bir halalı- yor ki, zavallı Friç hatta idam için elektrik sandalyesine bile sevkedilmiştir. Fakat / herşey- den evel ümid kesildiği bir sırada imdadına af yetişiyor, kansının yardım ve iyiliği sa- yesinde hayatını kazanmak için kendisinde yeniden — cesaret buluyor ve ölüyor! Hanri Fonda ve Silviya Sid- ney bu. filimi yaratan iki, sine- ma yıldızıdır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: