V1 Mayıs 938 B. Esfendiyarın beyanatına”göre | iran, dünya buhranından Müteessir Taç 8iyme merasiminden sonra Parise olmamıştır gelecek olan Bay Esfendiyar, burada Paris, Teti ve ta, dan E: 9 (A.A) — Paristen © Eiyme merasiminde İre ölendiyari Havas Ajansına şu — İran mümtaz bir vaziyettedi. Tandan hemen hiç mütecesir - ol Yarı sayesinde iktısadi vaziyeti Münasebatı gayet iyidir. — Esfondiy daha ozun bir müd de d Yemen de Âkidler, Mısır :ştırakı için sarfı landra, 9 (A.A.) — Irak hükü rak hük donl;'klıııllıııı Yemen İmamı da uı; alüm olduğu üzere bu pakt huınm_yıf diğer Arap mcınVı*lıcllı-:?n pakta iştirak ettirmek için Bayre Hariciye Veki gitmek için İs gelmekte iyme merasiminden #onra det kalacağını itâve İrak-Hicaz m uzun müddet kalacaktır olan İran mebusan a meclisi ni temsil olan heyet azasın- beyanatta hulunmuştur; r. Çünkü b edecek sütün dünyay san bul lmamıştır z sın istik üzelmiş sun komşularile tekrar Parise gelerek etmiştir. iltihak etti ——— ile Suriyenin de bu pakta mesati ediyorlardı meti ile İbnissud arasında akdedilen tihak etmiştir. akdindenberi gerek Irak g ü ve bilhassa Masır ile Sur sarfediyorlardı. limiz, Cenevreye tanbula geliyor. B. Tevfik Rüşdü Arasın Bağdad seyaha. tine İktısad İstanbul, Ü A, yolu ile Cenı—vreyc gidecek ve Mumi içti ü Üü Vrı:: içtimada hazır ';hm'm gidecektir. Ce|"1 evfik Rüşdü Arasın bu Si DA ş._"î'ld“ iştirak edeceği : Vekilimiz de iştirak edecek saşul, 10 (Hususi) — Hariciye Vekil & Yarın (bugün) Ankaradan imiz B. Tevfik Rüş- buraya gelerek, Bükreş Uluslar sosyetesi asamblesinin bulunacaktır. limiz, Cenevreden avdetinde Bağdada ve ora- eyabatine İktisad Vekilimiz B. söyleni,or. Baskla_ırın son taarruzları da bir netice vermedi —. -— ”ltilâlcı'lerir: tayyareleri, Bilbao üzerine mMütemadiyen bomba yağdırmışlardır Par_ıs. 10 (Radyo) Ha- | vas ajansının Gernikadaki mu- i irine göre, Bask kuvvetleri ir çok mükabil taarruzlar | Yapmışlardır. Asilerin Monte Soluyede işgal ettikleri yer lere tevcih edilen bu mukabil | taarruzlar bir netice Miştir. Asilerin to altında Bask kuwc't)lçrı:i çekilmeğe mecbur ır, verme- âteşi geri € kalmışlar- ücum sahasında bir çok Maktul ve mecruh u X kalmıştır. Asi tayyareler Bilbao mü- dafaa siperleri üzerine müte- Madiyen bomba atmaktadır- ıf'v_ Franko karargâhı umumi- tinin tebliğine göre, Toledoda Milislerin taarruzları akim kal- Miş ve asiler fırsattan istifade ederek altı kilometre yer ka- Zanmışlardır. ANADOLU Günlük siyasal gazete Sahip ve başyargi rHlyd.ır Rüşdü ÖKTEM Ttımf neşriyat ve yazı işleri Tüdürü; Hamdi Nüzhet Çançar !dı"h.n”ı_ B Smir İkinci Beyler sokağı C. Halk Partisi binası içinde - ANADOLU İ 'osta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç ylığı 500 kuruştur. Yabancı memleketler için senelik aboöne ücreti 27 liradır Her yerde $ kuruştur Milisler, asilerin bu ani ileri hareketlerine karşı bir çok defalar hücumlar yapmışlardır. Suriye Baş ve Dış Bakanları Ankaraya geliyorlar İstanbul, 10 ( Hususi ) — Suriye Başvekili ile Hariciye Nazırının, yakında Ankaraya gelerek ricalimizle konuşacak- ları söyleniyor. Katiller Nasıl kaçtık- larını anlatıyorlar.. İstanbul; 10 (Humij — Gar lata postanesi veznedarı Hü- seyinin katilleri firari Tevfik ve Abdullah, evelki akşam Adanadan getirildiler. Bunları görmek için Haydarpaşada Uahedesine Tahşidat yapıyormuşuz? Bazı gnı;!er,—bizmı. Hatay hududlarında tahşidat yaptı- ğimizi yazıyorlarmış. Bazen gazete ve gazeteci mantığı, cambaz kumpanyalarında bir takım artistlerin yaptığı gibi tepetakla yürür. Bunu, itiraf ederim.. V 1 .— Biz harp istiyor de- j ğiliz. Loid Corc, “güneşte harp olsa Türkler merdiven kurar da çıkar, harp etmeğe çalışırlar,, demiş, fakat nafile., Biz ancak, harp ayağımızın dibine gelirse, reddetmeyiz. Bundan ibaret! 2 — Hatay meselesini, ica- bında, halletmek için tahşidata lüzum yoktur. Karşıdan ıslık çalarak geçer, gideriz.. Bu böyle olduğuna göre, tahşidat meseleri nereden çı- kıyor? Hududlarda neler gör- müşler acaba? Ben bunu, bir evhama, bir kâbusa, korkunun verdiği bir yanlış görüşe — atfediyorum. Çünkü başımdan geçmiş çok kuvvetli bir tecrübe vardır, Yunanlıların Tireyi terk ettik- leri günün sabahı idi. Güneş henüz doğmuamıştı. Ben de henüz çok genç ve tecrübe- sizdim. Komşularla beraber sabaha kadar uyumamıştık. Trenler gelip gidiyor, Yunanlı halkı İzmire taşıyordu. Sabaha karşı, gürültülerin ardı kesil- Şehri yakacakları sırada birisi: kalmıyam, ” çünkü ” rurker şehre giriyorlar. Tireyi yaka- bm derken, - kılıçların altına düşeriz. Halbuki, ne Türk askeri Üvar, ne de milli kuvvetler (çeteler).. Nitekim, asker, şe- hre ancak iki gün sonra ye- tişti. Anlaşılan, herifi, — kuvvetli sarmış.. Uzatmıyayım: Ben, komşularla beraber oturuyordum. Şafak söktükten sonra, sokakları çarşıyı dolaşıp vaziyeti anlamağa ka- rar verdim. Bu tehlikeli karar, bilhassa çocukluğuma istinad ediyordu. Annem yakamdan tutmak istedi, fakat ben fır- ladım, çıktım. Çünkü balkın yüzde doksan dokuzu, 'ordu- muzun — muvaflakıyetlerinden habersizdi ve binaenaleyh, ne olup bittiğinden — habersizdi. Ben Bedestanağzı denilen ye- re İgelmiştim. Burada, Türk mahallesi içinde çalışan bir söyliyen evham bunu bir ve binlerce halk toplanmıştı. Ka- tiller, istievaplarında, bir fır- sat bularak hapishanenin cümle kapısından — sıvıştıklarını — ve | Adapazarına geçerek - oradan trene bindiklerini, Eskişehirde bir - tanıdıklarından -tabanca tedarik ettiklerini, kısmen oto- büs ve kısmen trenle Adanaya geçtiklerini ve orada otelde yakalandıklarını beyan ettiler. İnfilâk Kazadan leri geldi Ankara, 10 ( Hususi ) — | Dahiliye Vekilimiz B. Şükrü | Kaya, Kamutayın — bugünkü toplantısında infilâk hakkında ! beyanatta bulunmuş ve bunun, İSünü geçmiş nüsbalar 25 kuruştur| — HöYMİş nüshalar 25 kuruştur. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR bir kaza neticesinee olduğunu, | kimsenin kabahati olmadığını | iki kişinin öldüğünü söyle- " miştir. fırıncı Filip vardı. Fırının üst katı, onun evi idi. Ben, oraya doğru — yaklaştım. Telâşla fırın kapaklarını - indiriyordu ve üst kattaki karısına bağı- rıyordu: — Ulan ayı karı, Türklerin elinde bırakıp kaçacağım seni, çabuk ol! Kadın da yukarıdan cevap veriyordu: — Erkek müsveddesi herif, inersem aşağıya — gösteririm sanal, Bu kadın, bizim Köse Os- man tipinde birşeydi. Ben firınciya yaklaştım, kavganın, telâşın sebebini sordum. Bana ANADOLU d n e SA DD İsmet İnönü Pariste iken AAA e ELC | Başvâimiz, B. Blumla saatlerce konuştu Pakt hakkındaki münakaşalar, çak sa. mimi bir hava içinde cereyon etmiştir Paris, 9 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi mubhabiri bil- diriyor: Başvekil B. Blum tarafından verilen öğle yemeğinde Fransa âyan ve mebusan rceisleri ile Nazırlar davetli idiler. B. Blum İsmet İnönü ile saatlerce görüştü. Öğleden evel Eliza sarayın- da Fransa cumhurrecisi tara- fından kabul edilen Başveki- limiz B. Lebrunun yanında bir saatten fazla kalmıştır. Akşam saat 18 de refaka- tende Büyük Elçi B. Suad Da- vazla Konsolos B. Firuz oldu- ğu halde İsmet İnönü Placede FEtoile De Arede Triomche altında yatan meçhul askerin kabrine giderek merasimle bir çelenk koymuş ve Çanakkale muhariplerinden bir grupla cumhuriyet muhafız kıtaların dan bir müfreze tarafından selâmlanmıştır. Kendisini bu merasim esna- sında istikbal eden general Gourand Geliboluda hastane- lere ateş açmamış olan Türk- lerin civanmertliğini ve harb- deki kahramanlığını söyliyerek buna karşı hayranlığını bildirdi. Paris gazeteleri Türkiye Baş- vekilinden büyük ehemmiyetle bahsetmektedirler."Türkiye Baş- bakanı Fransanın misafiri,,başlığı altında Pöti Parizyen gazetesi İsma' barü ve hayattaki muvalfakıyetlerini yazdıktan sonra onunla konuş- malardan Türk-Fransız dostlu- ğgunun kuvvetleneceğini yazıyor. Saint Brice Le Journalida Atatürkün çok değerli arka: daşı ve yeni Türkiyenin yara- tıcılarından biri diye selâmla- dığı İsmet İnönünün Pariste bir günlük konuşmaları San- cak işinden çıkan sui - tefeh- hümleri dağıtmağa kâfi gele- ceğini yazarak bu büyük dev- let adamından sitayişle bah- sediyor. * Paris Soir buradaki mü lematın siyasi ve iktısadi mi nasebatın takviyesi Üüzerinde olacağını yazıyor. Dün mebusan reisi B. Her: yo büyük elçiliğe gelerek B. İsmet İnönünü ziyaret etmiştir. Akşam Hariciye Nazirı ta- rafından 80 kişilik bir ziyafet verilmiştir. ernlive aana, y Tn m eli Tepelere doğru baktım, bir şey göremiyordum: İşte, — geliyorlar, yorlar.. Ne demek istediğini anla- miştim. Fakat tecahül ettim: - Kimler bu gelenler? — Görmüyor müsun; sizin- kiler!.. İşte bak, ayak sesleri bile duyuluyor. Bak, bak, bir müfreze, şu tepeden koşarak iniyor| Ben onun gösterdiği istika- mete, içimden kakahalarla ve çılgın bir sevinçle gülüyordum. Dağların yeşilliği, zeytin ağaç- ları, oncağıza böyle görünü- yordu. Evham kafayı sarmıştı ve binaenaleyh, ormanlar, onun nazarında süratle ilerleyen bir geli- Yunanca: — Görmüyor musun? - de- | di - görmüyor musun dağları! piyade alayından başka birşey değildi. Hataydaki tahşidatımız da işte buna benziyor. w* | —Paris, 9 (AA) bildiriyor: Başvekil B. Blum ve refika- ları Matignonda Başvekâlet konağında Türkiye Başvekili İsmet İnönünün şerefine bir öğle ziyafeti vermişlerdir. Bu ziyafette Türkiye büyük elçisi B. Suad Davaz ve Bayan Da- vaz, Türkiye Hariciye Vekâleti siyasi B. Numan Menemencioğlu, Fransa âyan meclisi reisi B. Jeanneney, mebusan meclisi başkanı B. Heryo, Nazırlardan - B. Del- bos, Daladier, Vincent, Auriol, Spinasse, eski Başvekillerden — Havas ün Müsteşarı Sayla 3 Bence ÇamaRARAN Bir “tatil,, İ Si ea * İlge .. 'gününün tahlili —İ— — Herkesin bildiği kırk yıllık, belki kırk asırlık | tatil gününüân tahlili de ne | | olacakmış sanki?.. İ Dersiniz mutlaka. Amma, herkesin kırk gıl-| lık, kirk asırlık bildiği, gördüğü, olıştığı şeylerdir ki; en evel tahlile ve ma- | hiyetinin incelenmesine ih- | tiyaç gösterir. 5 Cemiyet içinde en evel sorguya çekilecek müesse- seler, insanın körükörüne, düşünmeden, üstünde dur- | mağa — ihtigaç — görmeden | bağlı oldağu, alışık olduğu | müesseselerdir. | Pol Bonkur, Saro, Hariciye Nezareti umumi kâtibi Leger, Başvekâlet hususi kalem mü- dürü Blumel, hariciye hususi kalem müdürü Rochat hazır bulunmuşlardır. Reisicumhur Lebrun, İsmet İnönünü Türkiye büyük elçisile birlikte kabul etmiştir. Paris, 9 (AA) — Le Jo- urnal gazetesinde Saint Brice Türkiye Başvekili İsmet İnönü ile mülâkatını neşretmektedir. Bu mülâkat esnasında İnönü ezcümle demiştir ki: —Başvekil B. Blum ve Ha- riciye Nazın B. Delbosla ko- nuşmalarımız esnasında umu- mi siyaset meselesini gözden geçirdik. Bu meseleler üstünde bağlı olduğumuz beynelmilel müessesat kadrosu dahilinde politikası takıb ıçın bir itilara vardık. Bu arada Sancak me- selesine aid müşküllerin halli çarelerini de aradık. Bu müş: külleri Cenevrede ittihaz edil- miş olan prensib kararlarına tam kuvvetlerini vermek sure- tile bertaraf etmek icab eder. Bizim bir tek gayemiz vardır. O da Türk milletinin barış içinde inkişafına çalişmaktır. Türkiye sulha ne kadar samimi surette bağlı olduğunu bütün komşularile — ezcümle Yunanlılar 've Bulgarlarla an- laşmak suretile ispat etmiştir. Madam Tabouis, Övr gaze- tesinde diyor ki: *Dünkü konuşmalar Fransa Fransa -Türkiye münasebatının atisi hakkında falihayır addo- lunacak bir mahiyettedir. Mü- him olan nokta Fransa ile Türkiyenin * bütün - siyasi me- sailin esaslarında ve harici siyasete hâkim olan fikirde kâfi derecede bir mutabakat zemini bularak Sancak mese- lesi dolayısile bir Fransız-Türk karşılıklı mazaharet — paktı aktedip edemiyecekleridir., Bakın şu “tatil, güniü denilen ve “kör kör par- mağım gözüne,, kabilinden | herkesin sanki bildiği şe- gin tahliline... ö * 4| Tarih: Haftanın altı günü çalı- şıp yedinci günü istirahat etmek efsanesi dinidir. — Bize kıirk asırdan öte zamanın mirasıdır. bu ef- sane.. Mezopotamyada otu ran eski milletler kurak ve temiz havanın apaçık | gösterdiği gökyüzünüş tet- | kik ederlerken yedi sey- yareyi — buldular. Ve bu. “yedi, remzi onlarda dl! bir kudsiyet aldı. “Hafta,, bu yedinin timsalidir. Haftanın güönleri de bü Zevi Ki gu ; Yöa vv yer, tabiri de oradan ka mıştır. Ş Babil kulesi de yedi kat-| di idi. Her katı bir yıldız mabuda tahsis edilmişti. Uzatmıyalım, bu dinli an'ane Sami ırklar içinde yayıldı. Asürilerden Yahue) dilere, Yahudilerden lara geçti. ğ Bütün “kitab, larda müş terek olan “hilkat, “tekvin,, efsaneleri ile lâmlıkta, Yahudilikte Hıristiyanlıkta kökleş'i, Bu “yedinci gün,-. ıu.h insanların dinlenmesi konulmuş bir gün değii Bilâkis ilâhın dinlendi; günü takliden insanlai sâyü amelden meneden di bir yasak günü idi. Dr. Necati Ket Korferans Sağır ve dilsiz mektebi d rektörü değerli mütefekkirle mizden Dr. Bay Necati Kü önümüzdeki Perşembe Halkevinde ( Alkolizm ) hi Monolart Ami, Du Peuple gazetesinde diyor ki: *Türkiye Başvekili ile Fran- sız Başvekili ve Hariciye Na: zını Milletler arası bütün me- saili ve bu arada Balkanlar ve Akdeniz meselelerini gen!s bir şekilde gözden geçirmiş lerdir. Siyasi ufuklarda yapı- lan bu teklifler Fransayı 'lwıı kiyeye — bağlıyan do_stlı:ık.îu sarsacak mabhiyette hiçbir ih tilâf mevcud olmadığını gös termiştir. » Pöti Parizyen gazetesi de şu mütaleayı yürütmektedir: *En samimi bir dostluk ha- içinde yapılan dünkü ko- yası İnönü, Blum ve Delbos kında çok istifadeli bir kâ ferans verecektir. nuşması iki memleketi alâ dar eden bütün meseleli üzerinde dolaşmak ve siyaş umumiyeye aid mühim me ilde ve ezcümle Milletle miyeti ile müşterek emni hususunda tam bir fikir tabakati olduği anlamak imkânlarını verm Fransa- Türkiye- Suriye sında hududların masuni için aktedilecek pakta gelil buna dâir münakaşalar da| samimi bir hava içinde miş ve müzakerelerin p kında mesud bir netici racağı ümidini vermiştir. | mevcud