4A 11/3/931 $e tTunus'tarumumi yam başlamıştır. Ecnebi bir devlet, Arap'ları ihti- | lâle teşvik etmektedir. İstanbul, 16 (Hususi) — Tunus'ta, umumi bir kıyam başla- mıştır. Alâkadarlar, Tunus Arap'larının, cenebi bir devlet tara- fından ibtilâle teşvik edildiğini buşla siliyallar. Mahalli hükümet, kıyamı hazırlıyanların bir kısmını tevkif etiniştir. Mevkuflar, yüzlere baliğ olmaktadır. Paris'ten gelen haberler, Tünüs ihtilâl neticeler verecek mahiyette olduğunu bi İstanbal, 16 ( Hususi ) — siyasal mehafilinde derin akisler husule getirmiştir. , Fransa için fena mektedir. Tunus ihtilâli, Paris ve Londra Sofya'da talebe tezahü- ratı henüz bitmedi Şumnu ve Filibe mıntakalarında yapılan belediye seçiminin Sofya, 15 (A.A) — Bulgar Ajansı bildiriyor: Dün Filibe ve Şumnüu mınta- Arap'lar Yeni taarruzlarda bu- lundular. Berut, 16 (Radyo) — Ku- düs'ten alınan haberlere göre, Arap'lar 10 muhtelif yerde tecavüz ve taarruzda bulun- muşlardır. Bu taarruzlar Na- zaret ile Tiberyot arasında yapılmıştır. Belçika Lokarnoya iştirak etmezse| *iddetli tedbirler bunların da- Paris, 16 (Radyo) — Bay Delbos, dün Belçika sefirini kabul clniştir. Bu kabul Prau- sa'nın Belçika siyaseti ile alâ: kasının büyüklüğünü göster- mektedir. Fransa, Belçika yeni Lokar- noya iştirak etmezse, Belçi- ka'nın hududlarını - bilmuka- bele tekeffül etmiyecektir. Manevralar başladı Honkong, 16 (Radyo) — Bugün İngiltere'nin Şark kuv- vetlerinin büyük — manevraları başlamıştır. Bu manevralara 25,000 kara askeri, 25 harb sefinesi ve mühim bir hava kuvveti iştirak etmiştir. Afyonlar Doğrudan doğruya müstahıllardan alınacak Ankara, 16 ( Hususi muha- birimizden ) — İktısad Vekâ- leti, müstahsıllarımızı - daha çok kazandırmak ve aradan mMutavassıtları kaldırmak için bundan sonra satın alacağı afyonları müstahsıllardan satın almıya karar vermiştir. ANADOLU | Günlük siyasal gazete Sabip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar — İdarehanesi : İsmir İkinci Beyler sokağı C, Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telelfon: 2776 « Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yilliği 1200, altı aylığı 700, üç ayliığı 500 kuruştur. Yabansı memleketler için senelik aböne ücreti 27 liradır He: yerde - ü geçmiş müshalar 25 kuruptur, 5 kuruştur ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR. muvakkat neticeleri kalarında belediye seçiminin | muyakkat neticelerine göre rey- | lerin yüzde sekseni halen mer'i seçim kanunu mucibince par- tiler harici gösterilen namzet- lere verilmiş, yüzde yirmisi de boş çıkmıştır. Sofya D.N.B. Ajansı bildi- | riyor: |— Günlerdenberi devam eden | ve şurada burada polisle kav- | ga çıkmasına sebep olan ta- lebe tezahüratı henüz tama- men nihayet bulmamış ve fa- kat hükümet tarafından alınan | ha tehlikeli karışıklıklar haline gelmesine mani olmaktadır. erRöm hedenevek derilere fek- rar başlamak mümkün olmı- yacaktır. Fransız istikrazı İkinci kısım Üç milyar franktır. Paris, 16 (Radyo) — Mali- ye Bakanı Bay Vensan Ori- *yol'un nezdinde gece yarısına kadar devam eden - bir içti- mada istikrazın ikinci tertibi üç milyar olarak tesbit edilmiştir. Resmi gazete bugün kararı neşretmiştir. İkinci kısım istik- raz, birinci kısmın aynidir. Bi- rinci kısma iştirak edemiyen- ler bu sayede vatani vazifele- rini ifa fırsatını bulacaklardır. Maliye Bakanı mali vazi- yette büyük bir salâh oldu- ğunu bildirmiştir. Bay Heryo radyo ile istikraz lehinde bir ir:kı- | 16MART ee R A Gayan ü 'ara günün hatıras İstanbul, 16 ( Hususi) — İstanbul'an - işgali gildö- nümü münasebetile onaltı Martta İstanbul'da şehid edilmiş olan Türk asker- leri için bugün Eyub'da büyük bir ihtifal yapıl- miştir. Önbinlerce halk, ihtifale iştirak etmiş ve bu kara günü hatırlamış'ır. Atatürk Japon sefirini kabul buyurdular.. Ankara, 15 (ALA) — Ja- ponya'nın yeni Ankara büyük elçisi Ekselans Toshihio Ta- ketomi itimatnamesini takdim etmek üzere bugün saat 16 da Atatürk tarafından mutad me- rasimle kabul buyrulmuştur. Kabul esnasında Hariciye Vekili Dr. Bay Tevfik Rüştü Aras da hazır bulunmuştur. Güreşçilerimiz İstanbul'a döndü İstabul, 16 ( Hususi muha- birimizden) — Avrupa'da muh- telif memleketler güreşçilerile boy ök şen ve iyi neticeler alan Türk pehlivanları, bugün İstanbul'a gelmişler ve spor- cularla halk tarafından karşı- lanmışlardır. Kamutay Pa- zartesi açılıyor.. birkakara; 16 (Husagi yphaç Meclisi önümüzdeki Pazartesi günü toplantılarına başlıyacak- tır. Meclisin muhtelif encümen- lerinde 21 kanun lâyihasile 8 tefsir kararı vardır. Kömür sergisi 23 Nisan'a kaldı Ankara, 16 (Hususi muha- birimizden) — Ankara kömür sergisi, memleketimizin birçok yerlerinden sergiye teşhir için getirilecek kömürler geç kab dığından sergi 23 Nisan'a te- hir edilmiştir. B. Grandi İtalya hariciye nazırı mı oluyor.. İstanbul, 16 (Hususi muha- birimizden) — İtalyan'ın Lon- dra sefiri Bay Grandi'nin, hitabede bulunmuştur. Paris, 16 (A.A) — İstikraz lehinde radyoda bir nutuk söyliyen B. Heryo istikraz tahvillerinin birinci tertibine iştirak etmekle Fransız'ların maddi menlaatten başka bir hisle hareket etmiş olduklarını söylemiştir. B. Heryo demiştir ki: — Fransız'lar bu hareket- lerile memleketin emniyetine hizmet etmişlerdir. Milletler bir kere daha silâha sarı!mış- lardır. Dünya müdafaa vasıta- larile taarruz vasıtaları arasın- da bir mücadeleye - şahid ol- maktadır. Fransa vakti gelince silâhları terketmeğe hazırdır. Fakat şimdilik hareketsiz ka- larak kendimizi hulyalarla avu- tamayız. B. Heryo - silâhsızlandıktan sonra tekrar silâhlanmağa baş- lıyan İngiltere'yi ve bitaraflığı temin edilmiş olan İsviçre'yi misal olarak göstermiştir. İtalya hariciye nazırlığına geti- rileceği kuvvetle söyleniyor. İngilterede havacılık Londra, 16 (A.A) — Bay Şaşson Avam kamarasına ha- va bütçesini verirken bütçenin bu seneye nazaran 36 milyon bir fazlalıkla 82 milyon 500 bin İngiliz lirasına yükseldiğini ve havacılık için zabit ve mü- rettebat kaydı neticesinden memnun olduğunu bildirerek demiştir ki: — 1936 da hava servisi için 11 milyon kişi almayı ta- savvur ettik. Projelerimiz ta- mamen tahakkuk etmiştir. 1200 zabitle pilot derslerine devam etmek üzere 235 kişi alınma: sını derpiş eden programımız ise fazlasile tahakkuk etmiştir. Önümüzdeki sene içinde 1175 pilot yetiştirmek niyetindeyiz. B. Şaşson tayyarelere (ko- nulmak için iki yeni tap tipi- nin kabul edildiğini bildirmiştir. S Serbest Sütun İhtiyar sohbeti ; Mehmed Akif Hakkında.. bir akşam gazetesi bulmuş, getirdi; (İşte, dedi, Nurullah'la Mehmed Akif'i bir arada tak: dim ediyorum.) Oh, sevdiğim iki munisl Biri münekkit, öbü- TÜ şair. İhtiyar gönlümün hoşlandığı © iki ruh ile, demek, bu ak- şam da gıdamı buldüm. Yemek hazırdı. Bir iki lok- madan sonra kalktım, gözlü ğümü taktım. O iki aşinayı gaip ve hazır ile gözden de şöyle bir şerefyap olmiya baş- ladım. A, ne göreyim: Ataç oğlumuz bu celâl, safi hiddet atıp tutuyor! ( Kime? ) mi diyeceksiniz: Mehmed Akif'e! Ben böyle iki ucu nideyim? Daha ilk satırlarında Mehmed Akif'i sevmediğini ilân eden nezleli bir yazı.. Bir yazı ki aksırıklarla, tiksiriklerle, tiksin- melerle dolu! Yarap, candan mı geçeyim, canandan mı? Nur ile ziya döğüşüyor. Fa- kat ziya başka âlemlerde, nur fevki ibtihacımızda! İhtiyarlık bu ya: — Acıdım, acındım. Hani içime fenalık gelmiye başladı: Böyle gecenin hayrumulur mu seharindan? Nurullah sefer sali keşilmiş, Ben sohbetlerde sopa oyun- larından — hoşlanmam. Hele, genç bir adamın babası yaşta muhterem — bir ihtiyara karşı Lr J hiç dayanamam. Eski arkadaşlarımdan (...) yaman bir münakkitti. Bu mes- lekte o kadar ilerdedi ki göz- leri artık eserin yalnız menfi taraflarını görürdü; ruhu nelfyü | inkâr olup gitti. O zatın, bir deve yükü teş- kil edecek olan intikatları ya- nında, bir. miskal ağırlığında müsbet bir risaleciği bile yok- tu; kafası zengin, fakat yüre- ciği dardı. Sevmediği adam- ları bir eser yazsa da hırpa- lasam, diye pusuda beklerdi. Mektepte çocuklar, huyunu öğrenmişlerdi de dersine ça- hşmadıkları günlerde — onun mebguzlarından birinin adını tenkitçi - hocalarının kanaatini sorarlardı; artık o gün dersaneyi kesif ve karan- lık bulutlar kaplar; vakit ge- Hir; çocuklar da aydınlığa ka- vuşurlardı.... Bizim Nurullah — Ataç da, huyu çekmesin, Akif hicviye- sinde adeta bu istid'adı bid'a- dı göstermiş!. Tenkitci oğlumuz san'ata Mehmed Akif gibi, bağ uran- lardan değildir. Birkaç yazı- sından bunu anladım. Fakat bu sefer mevzuunda Akif'in vicdan kanaatlerile san'atını, bilkimya mezcetmese de, halt- etmiş! Onun san'at telâkkisi böyle görmemeli idi. Bir çıp- lak kadınla bir cami veya ki- lise resminde Aaranacak şey -o kadın veya esere hâs - bir ruhı san'attır. Bugün bile mevlüdünü hemn seve seve, hem de camilerde okuduğumuz ve dinlediğimiz (Süleyman Dede) yi * bir mev- lüdeüdür diye - harici ez ede- biyat mı addedeceğiz?. — Sonu 7 inci sahifede — anarlar, | Musevi'ler ve Türhgc Sayla 3 $ $ Avukat Bay Alber Feri dun ne diyor? —— Türk,bizim büyük kardeşimizdü Dün akşam tTorunum Mahir | Hissiyatına hürmete mecburuz. Avukat Bay Alber Feridun Bir muharririmiz, dün avukat Bay Alber Feridun'u görerek Müsevi — vatandaşların Türkçe konuşma mevzuu — etrafında kendisi ile konuşmuştur. Arka- daşımız intibalarını söyle an: latıyor: Bay Alber Feridun, at üçte konuşabileceğimizi te- lefonla bildirmişti. Muayyen saatle yazıhanesine gittiğimde, müekkillerinden iki kişi ile konuşmakta olduğunu görün- ce, İçeriye girip girmemekte tereddüd ettim. Fakat, Bay Alber Feridun, derhal müek- killerinden müsaade aldı ve beni kabul ederek, evvelâ sı- gara «ve. mütcakıben kahve ikram ettikten sonra, benim suallerime meydan bırakmadan söze başladı ve: ş yuğ; Hükukâ “kadâr bülüh tahsilim Türkçe'dir. — Asırlar- danberi Yahudi unsurunu re« fah ve sandet içinde yaşatmış olan Türk yurdundan, asil ve necip Türk milletinden mem- | nunum ve tam bir Türk hissile mütehassis bulunuyorum. Üç çocuğum var, — birisinin — adı Güneş, diğerinin Etol ve öbü- rünün de Kemal'dir. Müsaadesi alınmış ve sene- lerdenberi kurulmuş olan “Türk Kültür Birliği,, reisiyim. Pekâla takdir ettiğiniz veç: hile eski devirde dilimizi ta- mim etmek hususunda pek geri kalmıştık. Buna rağmen ©o za- manlarda bile Yahudi'lerden Türk harsini tamamen benim- semiş, Türk lisanını ve Türk ilim ve irfanımı kendi lisanın- dan üstün tutarak tamamen aydınlatmış Yahudi'ler? az de- gildir. Bunlardan — birkaçını sayabiliriz. — Meselâ, — Avram Galanti, İsak Ferera ve Muiz Fresko. İsak Ferara, ayni zamanda mükemmel denecek derecede bir Türk şairi idi. Senelerce 'Türk edebiyatile iştigal etmiştir. Muiz Fresko'ya gelince, bu zat ta, meşrutiyetten sonra, Türkçe'yi Yahudi'ler arasında tamim için, Hasköy'de ( Şülei Maarif ) adında bir mektep açmış ve senelerce Yahudi larına Türkçe okutmuştu. n bu saydıklarım, eski devirde ve pekçok manialar altında olmuştu. Halbuki, va- ziyet şimdi çok farklıdır. Yeni | Türkiyemiz; az bir zaman sonra | bütün milleti aydınlatacak de- recede tedbirler almış, Türk harflerini kabul ederek, mille- | timizi bilgisiz bırakan bütün | engelleri koparıp atmıştır. Mek» | teplerimiz, günden güne artı maktadır. Bu sebople, İı'qî işi, kendiliğinden hallolmuş sayılabilir. Çok sevdiğim ve daima zevkle okuduğum (Anadolu)da, Yahudi'lerin Türkçe konuşma: lam lüzumu hakkında birçok yazılara tesadüf ediyorum. Bu yazılar, hiç şüphesiz ki Yahu« di'ler için ikaz mahiyelindedir, Yakından tanıdığım, ilim ve irfanına hayran olduğum sayın Bayan Hasene Nalân'in vadideki yazıları bende İ intibalar bırakmıştır. Bay a cati Kemal'in yazılarında da isabet vardır. Eminim ki, bü- tün Yahudi'ler, bu yazılardan mütenebbih oluyorlar. 4 Bizim cemiyet, esascı d tazaman bu l'ı:suıu çılınww | ve muayyen zamanlarda bir- çok arkadaşlarım, Türk'çenin tamimi için münasip İissnile| konferanslar vermektedir. Ge- | çen pazar gene bu mevzü - etrafında konferanslar verildi. Sizi temin ederim ki ! Ciürdin; -bok. gözml vıBİ.l,-ıih:v Türk'çesile Türk dili hakkında verdiği konferansla hepimizi ağlatmıştır. Bütün bu mesaimizin seme- resini görmekteyiz. Fakat tak- | dir edersiniz ki, bu iş ancak zamanla ve sistematik bir me- sai ile halledilecektir. 4 Gazetelerimizin neşriyatını, bir irşad olarak kabul etti- ğimizi samimiyetle arzederim. — Cemiyetimiz; daima telki- — bilmiyelehin, ulülmu yETtYe asla Yahudi'ce konuşmamaları — için kendilerine tenbihatta bu- | lunmaktadır. Zira, bizim büyük | kardeşlerimiz — olan — sizlerin | hissiyatını rencide etmekte hiç hakkımız yoktur. : Çok müteessiriz ki, biraz evvel söylediğim veçhile bu iş, eski devrin ihmalile şim- diye kadar bu şekilde kalmış bulunuyor. Maahaza atiden | çok ümidvarım. Sayın şefleri- mizin yüksek - tedbirleri saye- | sinde bu çıban da ar zaman | sonra yerini tarihe terkede- | cektir. Ğ Her unsur gibi Yahudi'leri de kanatları altına almış olan büyük Türkiyemizir, Yahudi- lerden emin olması ve onlara her türlü himaye ve âtıfetleri ibzal etmesi, Yahudi unsuru için büyük bir nimettir. Tekrar ediyorum, siz büyük ve âlicenap kardeşlerimiz, bizi ikaz etmekte devam ederseniz, biz. haz duyarız. Ancak, bu davanın, birdenbire halledil- mediğinden de müteessir ol mamalıyız. Çünkü zaman me- selesidir, mektep meselesidir. Mektep işinde hükümetimizin büyük gayretlerini görüyor ve minnetle karşılıyoruz. O halde esası, temin edilmiş demektir., TAKVİM ikinci 9,28 15,45 imsak 10,12 4,