M Sayfa 2 - - -i G Belediye Dairesindeki Çocuk.. Bir ana, kırk gönlük yavrusunu, belediye reisinin kapısı önünde bi gukmış, gitmiş. Dün tramvayda dinledim. İyi giyinmiş, cemiyet içinde belki de ken: disine akıllı ve faziletli süsünü vererek yaşayan bir sat, yanında olurana töyle diyordu Bü hayana, vicdânsı kadım bir kazık gibi toprağa çakmalı, ge- Ten tükürsün, geçen tükürsün yüzünel, Acaba, bakikaten yapılması icabeden iş bu mudur? Bence hayır! İç: timiaj mes'elelerin, böyle bissi kararlarla balline imkân yoktur. Evvelâ, kadını buna sey Bu kadın, ya çocuğuna bakamamak gibi feci bir hayat zarureti için- vüyüğünü yapmıştır, yahud da — hayatının vir macerasımın teycih edebileceği umumi nefret de bir #a fedakârlığının en | gizli kalması icabeden | ve tel'inden korkarak, yavrasunu Günalıkâr kadınlar yar ki, mrf tan ve vuracağı ele alarak diyebi Eğer günahkür kadınların gizlice doğurab lecekleri bir yerimiz ol eydi ve n bu canlı eserini bırakıb çıktıktan sonra bile kimsenin bunu duymıyacağından emin bulunsaydı, muhakkak, yüzde-yüz, mayet, normal bir insan içia ve bilbassa bir ana saydı ve kadın, hatasını gçocuğunu boğmazdı.. için, çok korkunç birşeydit ve en cemiyetin Halbul Bir Ana, ölümden, hem de ismi, « Şayed, bir fakrü zarvret buna ma, biri de çocuk! Yavrasssva açlık, hakımsızlık, hastalık — vesaire tosirlerile hergün damla damla erimesine ve ölmesine tahammül edememiş, onu artık hiç görememek gibi ana kalbinin zor dayanacağı bir fedakârlık babasına ol- n gebepleri araştırmak gerektir. « kapısında bırakımştır. yelin atfedeceği şiddetli sön yeiş ve nevmidi bir fabişe olurak tanınmaktan Lurtulmuştur. Çocuk da hem muayyen bir fahişenin oğlu olmaktan.. âmil olmuşaa gene denebilir ki: sun, yaşatmak ve kurtarmak istemiştir. Bötüa bunları İşaret ettikten soura tramvaydaki © zata ve emsaline sormak isterdim: Yılda kaç çocuğa el usatlmz, kaç fakir anaya yardım ettiniz ki, bol keseden kararlar veriyor, atıb tutuyorsunuz? Koyunlara elbise! Anlaşıldı, garabet merakı Amerika'dan başçka yerlerde de Aarttıkça artıyor! Avusturalya'da, mahalli ser- vet menbalarından birisini ko- yunculuk teşkil eder. Avustu- ralya, yün piyasalarına hâkim olacak derecede fazla koyun ve yün yetiştirir. Bunun için Avusturalya'lılar — koyunların sıhhati ve cinslerinin bozul- maması,ile çok fazla alâka- dardırlar. Yapağıların yıkan” mâsı dâ yün maliyet fiatını arttıran bir masraf ve külfet- tir. Bunun için Avusturalya |- hükümeti koyunlara - yünleri kirletmesin diyel - bir nevi elbise giydirmeğe, karar ver- Miş imiş. Bunu yazan Hamburg'un bir gazetesidir. Yalansa, günah onun boynuna! Kadın tiryaki salonu! Florans Van Ralli isminde Hollanda'lı ve maruf güzeller- -den bir kadın Londra'da sade kadınlara mahsus bir tiryaki salonu açmışlır. Bu salona şimdiden 50 kibar Londra'lı kadın kaydedilmiştir. Buraya sade kadınlar devam edecekler - ve istedikleri gibi sigara, puro ve hatlâ nargile içebileceklerdir. Salonda bir de enfiye çeken kadınlar kısmı vücuda getirilecekmiş! 5115 köpekli bir bina Köpek merakı, nedense -arttıkça artıyor; yanında bü- yük, küçük, güzel veya çok çirkin bir köpek taşımıyan kadın hemen kalmamıştır. Bir Amerika'lı gazete mu- habiri bu köpek merakının ne dereceyi bulduğunu — anlamak | —merakına düşmüş: birçok bi Saime Sâdi | kikat yapmış ve neticede | * Empir Stayt Bülding . 30 | katlı binasında tam 5115 kö- pek olduğunu tesbit etmiştir. Bu da bir rekor! Amerika'lı bir diş doktoru çektiği dişleri saklamış ve iş- ten çekildiği zaman tam20,000 diş çektiğini anlamış ve ken- disi de hayret etmiş! Maamafih, ayni adam, sanat hayatında yaptığı takma diş- leri de tesbit etmiştir. Bu diş doktoru 20,000 diş söküp çıkarmasına — mukabil 2000 takma diş yapmakla teselli buluyormuş! Torbalı'da Göçmenlerin sıhhi ahvali tedkik olunuyor. Göçmenlerin sağlık işlerine bakmak ve icabeden tedbir- leri almak için Sıhhat Veka- letinden gönderilen sâri has- talıklar — mütehassısı doktor Kemal Berkman Torbalı'ya gitmiş ve iki gündenberi göç- menlerin durumlarını - tedkik etmeğe — başlamıştır. Doktor Kemal Berkman buradan Sel- çuk'a gidecektir. Bugün doğacak çocuklar.. Bugün, yıldızların arz özeri- ne tesiri hâdisesiz ve sakin ela- caktır. Yeniden bir iş görülmiye- cek, hayatın sırrını değiştirecek müsbet ve menfi hâdise elmi- yacaktır. Bugün doğasak çocuklar her cihetten normal olacaklar fakat hususiyet sahibi — olmıyacaklardır. Bugün doğacak çocuklar, aile ba- yatında iyi baba ve ana olabile- ceklerdir. bakışe rularını boğuyorlar. Mantıkımızı dakikasında ona başvlrulduğu görülmektedir. Şa halde böyle katil anaların - günahında, de bir mes'uliyet hissesi var, demektir. k . belediye dairesi kapısına yavrasunu bırakan kadın, i tutu ı el y ) » şayed günahkâr ise, herşeyö mukavemet etmiş, ve kendi ese! n üç ış__ı Idu rılmamış demektir. Ortada kurtulan iki kişi vartır. Tinin gırtlağına ve- . Nisan'da açılacak ve 21 Ni- ANZU ıâf:Hiğ.ıl fidanlığı Burnava civarında tesis ediliyor Vilâyet ziraat müdürlüğünce Burnava civarında büyük bir zeytin fidanlığı tesisine baş- lanmıştır. Burada iyi cins zey" tinlerin çekirdeklerinden iyi cins fidanlar yetiştirilerek mem- lekette zeytinlik yetiştirmek isteyenlere dağıtılacaktır. Bü yük zeytin fidanlığında, geniş bir saha nümune zeytinliği olarak ayrılacak ve buradaki zeytin ağaçları, fenni usullerle bakılacak, halka d caktır. Define arıyan ... .—— Üzerlerinde bir kro- ki, bir de istida müs-ı veddesi bulunmuştur. Karşıyaka ve Cumaovası na hiyelerinde bir çiftlikte define bulmak için civar vilâyetlerden İzmir'e gelen Ahmed Hamdi, mer ve İsmail adında üç kişi definenin bulunduğu mev- kii araştırırken zabıtâca tutul- muş, adliyeye verilmişlerdir. Dün müddeiumumilikte is- ticvab edilerek geç vakit asli- | yecezaya verilen üç maznun muhakeme edilmişlerdir. Maz- nunlardan Ömer'in üzerinde definenin bulunduğu yeri gös- teren bir kroki ile vilâyetten | fakat (iamğı puh; yapıştırılıp | imza edilmemiş bir de istida çıkmıştır. Ömer, mahkemede demiştir. ki: — Bir Yunan'lı vaktile bize üç teneke dolusu altından bah- setmişti. Bu paralar, Karşıyaka veya Cumaovası nahiyelerinde bulunan bir çiftliğin arazisinde gömülüymüş. Evvelâ Yunan'lı- nım sözüne ehemmiyet verme- | dim, fakat bir sene sonra gene bu definenin araştırılması tek- lifile karşılaştım. Tetkik ettim, haber ciddi mahiyette idi. Bu- raya geldik. Karşıyaka'da çift- Tik yokmuş. Sonra /Cumaova- sında bir çiftlik bulduk. Fakat — Türk va;'lığmı ABERLERİ Büyük zeytin 937 Enternasyonal İzmir fuarı. Dihakkın temsil edecek olgunlukta olacaktır Memleketimizde yetişen çe- Hi mahsulleri ve muhtelif alları iç ve dışa canlı bir irette tanıtmak - gayesile her 1 daha mütekâmil bir şekil- » kurulmakta olan enternas- ynal İzmir fuarının bu yıl ) Ağustosta açılarak 20 Ey- ilde kapanacağını yazmıştık. sar komitesi reisliği, bütün firliklerle — konsolosluklara, lâyet ve Ticaret odalarına ir tamim göndermiştir. Ta- imde: “1936 Yılı fuarını bizzat çmak lütfunda bulunan fua- n onursal başkanı Başbakan met İnönü'nün bu münase- Mle söyledikleri nutuklar bir yreli ilişik olarak takdim edil- iştir. Sayın Başbakan bu iylevlerinde, herşeyden evel mir fuarına beynelmilel sa- Çda büyük bir ehemmiyet hzandırmağı — düşündüklerini V mallarımızı harice daha iyi tattmak için vilâyetler de da- hi olduğu halde fazla çalışı!- mnusi Tâzımgeldiğini işâret bu: yuuyorlar. 1536 yılında — iştirakleri ile fuann kıymetini ârtıran vilâyet rr -.. Yazın posta tay- yareleri işliyecek.. İzmir hava istasyonunun Cu- mâovasında istasyon -civarında tesisi için verilen karara göre hazırlıklara başlanmıştır. İstasyonun — kurulacağı ' ara- zinin istimlâk muamelesi sür- atle ilerlemektedir. Yaz mev- | simine kadar hava istasyonu- nün inşaatı bitecek ve yazın Ankara— İstanbul— İzmir ara- tayyareleri -işlşliyecektir. Yamanlar suyu Damacanalarla definenin mevkiini bulamadık. Maksadımız; evvelâ (mevkiü; bulmak, sonra vilâyete resmen müracaatla -hafriyat için mü- saade almaktı. Sonra ümidimizi — keserek İzmire döndük. Araştırmadan vazgeçmiştik, Küçük Salepçi oğlu hanının bir odasında bize aid bazı kâğıtlar bulunmuş, bun- lardan define aradığımız anla- şılmış ve bizi polise haber vermişler.. Yakalandık, fakat bir suçumuz yoktur. Hâkim; hükümetten gizli define araştırdıkları ve hafri yat yaptıkları sabit olmadı- ğından — müddeiumuminin de mütaleasını — aldıktan — sonra maznunların beraetlerine karar vermiştir. Bu karar üzerine maznunlardan Ömer: — Çok yaşa, âdil hâkiml. Diye bağırmış, hâkim de: — Sizi bırakıyorum, bir daha böyle şeyler yapmayın haydi bakalım, demiştir. Brüksel fuarı Ticaret odasına gelen malü- mata göre, 17 inci Brüksel beynelmile! Tuarı, bu yıl 17 evlere satılacak.. Belediye, Yamanlar suyun- dan İzmir halkının da - istifa- desini temin için, yeni bir teş- kilât vücude'getirecektir. Kar- şıyaka'da belediyece merkez ittihaz edilecek bir binada Yamanlar suyu şişelere ve da- macanalara doldurulacak, ora- da mühürlenerek arabalarla evlere kadar gönderilecek ve gayet ucuz satılacaktır. Bu suüretle - İzmir'liler de, her zaman temiz ve taze Ya- manlar suyu içebileceklerdir. Belediye riyaseti, bu hususta hazırlamakta olduğu projeyi, şehir meclisinin ilk toplantısına yetiştirecek ve teşkilâtın ku- rulmasını istiyecektir. Fuhuşla "mücadele Fuhuş ve fuahuş — yüzünden bulaşan hastalıklarla mücadele komisyonu dün Sıhhat ve içti- mai muavenet müdürü Cevdet Saracoğlu'nun riyasetinde top- lanmış, bazı kararlar vermiştir. Elektrik tarifesi Altı aylık yeni elektrik ta- rifesinin tanzim edileceği bu günlerde,« Belediyenin kilovat ücretleri üzerindeğ lazla tenzi- litK yıpılıı:şımı çalışacağı ha- sında muntazam hava posta | ve ticaret odalarımızın 1937 yılı fuarına daha geniş mik- yasta iştirak edeceklerini ümid etmekle sevinç duymaktayız. Geçen sene fuara - iştiraki temin için yaptığımız teşeb- büsler bazı vilâyet ve ticaret odaları büdçelerinin tasdikin- den sonra vaki olması dolayı- sile tahsisat bulmak hususunda müşkülâta maruz kalınmıştır Bu ciheti gözönünde tuta- rak vilâyet vethususi muhase- be bütçelerinin hazırlanmak üzere olduğu şu sıralarda fuar için gereken - tahsisatın ayrıl- ması hususunu — hatırlatmağı faydalı görmekteyiz. Yalnız İzmir'in değil, bütün yurdu- muzun malı olan İzmir enter- nasyonal fuarı yüksek alâka- nızla Türk varlığını bihakkın temsil edecek olgunluğa ka- vuşacaktır.,, Denilmektedir. Diplomalar hazırlanıyor 936 enternasyonal İzmir fu- arında paviyonlarını en şık ve güzel tanzim edenlere verile- cek olan diplomalar, İstanbul- da tabedilmektedir. Diploma- lar, fuar komitesince - sahiple- | vine tevzi olunacaktır. a| Vilüyecouaçesı — S y arrURz | Tasdi ;zî); .iı;(;e edilmek üzeredir. Vilâyet büdçesinin, Dahiliye Vekâletinde müteşekkil Vekâ- letler tetkik heyeti tarafından tetkikatıikmal edilmiştir. Büdçe yüksek tasdike arzolunmuştur. Bugünlerde tasdik ve iade edilecektir. Vilâyet — büdçesi gelince, mübim birçok - bayındırlık ve | sağlık işleri için inşaata baş. lanacaktır. Ferruh Barlas Ankara'da Ziraat vekâletin- de toplanan zeytincilik kong- resine vilâyetimizden iştirak eden ziraat mütebassısı Ferruh Arapça Salâ SUFT KN Reşad'ın Kuşadası kazasının Belevi köyünde yatsı zamanı Arapça ezan ve salâ okumakla ve hal- kın dini hissiyatını tahrik et- mekle maznun Reşad Labon'un mahkemesinde devam edilmiş- tir. Geçen celsede; maznunun gayri mevkuf olarak muhake- mesine ve maznun Arapça ezan | okumadığını, fakat Arapça salâ okunmasının yasak - edildiğin- den malümatı - bulunmadığını söylediğinden mahkemece; sa- lânın da ezan gibi Arapça okunmasının yasak edilip edil- mediğinin vilâyetter sorulma- $ına: karar. verilinişti. /Düakü celsede, vilâyetten istenen ma- / şılmiş ve mühakemenin devamı Barlas şehrimize dönmüştür. muhakeme- sine dün devamedildi muhakemesine dün Ağırceza | lümatın henüz gelmediği anla-ğ dım. Bunda iki şey vardı! Arada - Sırada Yaratan kuvvet eti ».. Genç ve teşebbüs s:ıhıb_ı bir arkadaşım bana günün bi- rinde şu hikâyeyi anlattı. Bu- na bir hikâye demek doğru değil. Bir hayat macerası de- meli ve gerçekten onu adile anmak lâzımsa hayat kahra- manlığı demek tam yerinde olur. Bunu onun ağzından din- lediğim gibi aşağıya yazıyo- rum: “Son yıllarda Nevyork'ta küçük bir otel kiralamıştım. Onun altında sadece otomo- billeri temizliyen bir garaj vardı. Birkaç kişi bu işi yapı- yordu. Boş zamanlarımda te- cessüsle oraya iner nasıl Ça- lıştıklarımı seyrederdim. Günün birinde kırk beş yaşlarında, uzun boylu, kııv_— vetli bir Amerika'lı geldi. Elinde bir çanta vardı. Güzel giyinmişti, söz ve harekcllc_ıiî ne bakınca iyi yaşamış, iy! günler geçirmiş bir ıdım__a benziyordu. Garajın dirzkko_— rünü görebilir miyim? D_ed" Direktörü çağırdılar geldi ve ne istediğini sordu. — İş istiyorum dedi. İhtiyaç olacak ki garaj di- rektörü ona şu iki kelime ile cevab verdi. — Günde üç dolar. Derhal kenara çekildi, elbi- sesini çıkardı, yerine bezden bir önlük giydi. Ve heyecanla kendini işe verdi. Beş altı gün - sonra nnunlğ dost olmuştuk. Her dost gibi yekdiğerimize kim olduğumuzu hayatımızı anlatmağa başladık. Insanlar. vekdiğerinde m_ıddî vasıflardan ziyade mânevi va- sıflar ve büyüklükler ararlar. Onları birleştiren; — yakınlaştı- ran sevdiren veya ayıran hep bunlardır. Bana söz arasında, hayatın biricik mânasını iş ve heye- canda bulduğunu, büyük he- yecanlar yaratan 'büyük mace- raları çok sevdiğini söylüyor- du. Sözlerini samimi buluyor- dum. Bunda fevkalâde birşey de yoktu, sonra - işe sarılışı, çalışması,” hareketinden — evel heyecan duyması sözlerinin doğruluğuna, samimiliğine be- ni kandırıyordu. Haftalar dost- luğumuza daima gıda verdi. Her buluşma bizi, birbirimize daha çok yakınlaştırıyordu. Kendimizde birleşmiş emel- leri sezdik. Günün birinde bana yakın mazisini anlatma- ga başladı ve: — Ben, dedi, dört gün evel bir milyonerdim, bugün otemobil temizleyicisiyim. : Bir hafta önce Nevyork'un milyo- nerlere mahsus mâhallesinde oturuyordum, bir haftadanberi küçük otellerin İmisafiriyim. Bir borsa oyunu, kuvvetli bir *elin topraktan çıkardığı bir ot kökü gibi benim de servetimle birlikte hayatımı altüst etti. Sözlerini hayretle dinliyor- dum. : Tereddüdümü sezince kalktı, çantasını aldı. — Açtı, içinden hayatını tesbit eden vesikalarını gösterdi ve hayre- timin büsbütün arttığını gö- rünce; — ; Fakat bunda hayret edi- lecek ne var? Dedi. Ben pa- rasızdım, — teşebbüsümle - işe başladım,"zekâ ve kuvvetimle milyoner oldum. Ve sonra yalnız talihin karar verebile- ceği büyük işlere bilerek atıl- Ya ir şu